28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 29 Kasım 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL haber 5 AB Bakanı yine Brüksel yolcusu Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakerele ri dondurma yönündeki tavsiye sinin ardından Cumhur başkanı Erdoğan, “Daha ileri giderseniz kapıla rı açarız!” diyerek AB’ye rest çekerken, AB Baka nı Ömer Çelik yine Brük sel seferlerine de vam ediyor. Çelik bugün ve yarın AB Komisyonu ile temaslarda bu Ömer Çelik lunmak ve TürkiyeAB Sivil Toplum Buluşmaları’na katılmak için Brüksel’de olacak. Çelik’in AB Komisyonu’ndaki muhataplarıyla temaslarında, “TürkiyeAB ilişkilerindeki son gelişmelerin yanı sı ra terörle mücadele, göç ve vize serbestisi, küresel iklim rejimi ve enerji alanında AB ile diyalog ve işbirliği konuları”nın ele alı nacağı açıklandı. Çelik, Erdoğan’ın “kara rınızı verin” diyerek AB’ye rest çektiği ve AP Başka nı Martin Schulz’u sert sözlerle eleştirdiği 15 Kasım günü de Brüksel’e gitmişti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada Çelik’in, AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan sorumlu AB Komisyonu üyesi Dimitris Avramopoulos, Güvenlik Birliği’nden sorumlu AB Komisyonu üyesi Julian King ve İklim Eylemi ve Enerjiden sorumlu AB Komisyonu üyesi Miguel Arias Canete ile görüşeceği bildirildi. l ANKARA/Cumhuriyet BULGARİSTAN’DAN MÜLTECİ ÖNLEMİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Çok ileri giderseniz o sınır kapısı da açılır” sözleri, komşu ülke Bulgaristan’ın güvenlik tedbirlerini artırmasına neden oldu. Türk sınırını gezen Bulgar Savunma Bakanı Nikolay Nençev, birkaç saat içerisinde 2 bin askerin sınıra dağıtılabilmesi için yeni ve uzun vadeli planlar hazırlandığını söyledi. l DHA ‘Doların yükselişi ABD’nin içinden’ Bakanlar Kurulu’nun ardından konuşan Kurtulmuş, dolardaki yükselişin Türkiye’nin ekonomisinin zafiyetinden kaynaklanmadığını savundu Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile ilişkileri ‘dondurma’ kararı ile ilgili olarak; “Avrupa siyaseti bakımından alarm verici bir karardır” değerlendirmesini yaptı. Ancak Kurtulmuş, aralık ayındaki Liderler Zirvesi için de “İlişkilerin olumsuz yöne kaymasını istemeyiz. AB’nin geleceğine katkı yapacak yaklaşımların olacağını ümit ediyoruz” mesajını verdi. Kurtulmuş dolardaki yükselişi ABD’nin iç politikasındaki dalgalanmaya bağladı. Kurtulmuş anayasa değişikliği ile ilgili olarak da Meclis aritmetiğine işaret ederek, “330’u aşacak bir noktaya geliyor” dedi. Kurtulmuş’un, Bakanlar Kurulu’nun ardından gazetecilere yaptığı açıklamalar şöyle: l Avrupa siyaseti için alarm: (AP’nin dondurma kararı) Avrupa Parlamentosu’nda alınan son karar, Avrupa hukuku bakımından da siyasi sonuçları olan bir karar değildir. Bu tavsiye kararı, Avrupa’da son yıllarda yükselen aşırı sağın siyasi etkisini göstermesi açısından önemlidir. Aşırı sağ siyasetin Türkiye, göçmen, Müslüman karşıtı politikalarının Avrupa Parlamentosu’nu etkilediği aşikârdır. Avrupa siyaseti bakımından alarm verici bir niteliktedir. Kararın bizatihi kendisi Avrupa değerleriyle çelişen bir karardır. Bu kararı yok hükmünde kabul ediyoruz. l Olumsuz yöne kaymasını istemeyiz: İlişkilerin olumsuz yöne kaymasını istemeyiz. Olumsuz yöne kaymasından Türkiye’den daha fazla AB’nin zararlı çıkacağını da ifade etmek isterim. Liderler Zirvesi’nde ise daha hassas, dengeli, vizyoner ve AB’nin geleceğine katkı yapacak yaklaşımların olacağını ümit ediyoruz. l Gerginliğin sebebi Türkiye değil: Bu ilişkilerin gerginleştirilmesinin nedeni Türkiye değildir, ABTürkiye ilişkilerinin gerginleşmesinin sebebi bazı siyasilerin tarafgir, hatta Türkiye’ye karşı vizyonsuz tavırlarıdır. AB’deki siyasilere de tavsiyemiz şudur; Türkiye karşıtı siyasilerin etkisinden çıkarak ilişkileri Numan Kurtulmuş ‘Niyet bizi ilgilendirmez’ l Son nokta liderlerde: (MHP ile yürütülen anayasa süreci) Şu anda MHP teknik düzeyde AK Parti’nin kendisine göndermiş olduğu paket ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. En kısa zamanda bize cevaplarını bildirecekler. Sorunlar aşılmışsa liderler düzeyinde son noktayı koyarak, takvimi kararlaştırılacaktır. l 330’u aşacak noktaya geliyoruz: (Tuğrul Türkeş’in Bahçeli’nin siyasi tuzak kurabileceği yönündeki yorumu) MHP ile resmi olarak görüşmelere devam ediyoruz. Biz kimsenin niyetiyle ilgilenmeyiz. Siyaset somut iştir. 330’u bulursak millete gider. Gelinen nokta onu gösteriyor. 330’u aşacak bir noktaya geliyor. ‘Putin bizzat teyit etti’ l Suriye’de yeni barış süreci: Türkiye Suriye’deki müzakerelerin yeniden başlatılması için her türlü desteği vermektedir. Türkiye’nin Suriye’de yeni bir barış perspektifinin ortaya konulması gibi bir önceliği vardır. l Putin ‘Rus uçağı değil’ dedi: (El Bab yakınlarındaki Türk askerine saldırı) Rusya, açıkça bu saldırıda bulunan hava araçlarının Rusya’ya ait olmadığını bizzat Pu tin aracılığıyla teyit etmiştir. Biz bu hava aracının uçak ya da İHA’nın tespiti, o bölgedeki bütün hareketliliklerin kayıtları var. Teyit yapıldıktan sonra gerekli girişimlerde bulunulacaktır. Türkiye’nin harekâtı gizli kapaklı değil, ilgili tarafların üzerinde ittifak ettiği bölgeden DAEŞ’in çıkarılmasıyla ilgili bir operasyondur. Uçuşlarla ilgili kayıtlar gözden geçirildikten sonra gerekli adımlar atılacaktır. tavsiye edecek adımlar atması. l İsteriz ki yarın sabah bitsin: (Başbakan’ın referanduma OHAL ile gidilmeyeceği sözleri) İsteriz ki yarın sabah bitirelim işimizi. Büyük bir mücadele sürdürüldüğü için OHAL gerektiği kadar ilan edilecek. Ümit ederiz ki en kısa süre içerisinde Türkiye, OHAL’i bitirip ciddi bir şekilde normalleşme sürecine başlar. Ümit ederiz referanduma gidilmeden evvel OHAL sonuçlanmış olur. l Dolar belli bir seviyeye düşecek: Dövizin değerlenmesi ağırlıklı olarak Türkiye ekonomi Şentop tarih verdi TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “15 gün içerisinde anayasa değişikliğiyle ilgili teklifi Meclis’e vereceğiz. Bahar aylarında bir referandumla anayasa değişikliğini halkımızın onayına sunacağız” dedi. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen konferansa katılan Şentop, Türkiye’nin geleceğe doğru yol katedebilmesi için yeni anayasanın ve parlamenter sistemin değiştirilmesi gerektiğini savundu. sinin iç yapısındaki sorunlar dolayısıyla değildir. Ekonomi birtakım yapısal zafiyetler gösterdiği için döviz dalgalanıyor değildir. Amerika’nın küresel politikalarındaki muhtemel değişikliklerin ne yönde olacağı, Amerikan iç politikasında da Amerikan ekonomisinin hangi yöne doğru evrileceğine ilişkin beklenti farklılıklarından doğan bir türbülans var. Bu türbülans, Türkiye’nin dışındaki şartlardan kaynaklanıyor. Türk ekonomisinin zafiyetinden kaynaklanmıyor. Oldukça iyimseriz. Belli bir süre sonra dolar belli bir seviyeye düşecektir. Eğer Türkiye bugün suyun üstündeki saman çöpü gibi ekonomik bakımdan savrulmuyorsa, bunun temel nedeni Türkiye ekonomisinin makro dengelerinin oturmuş olmasıdır. l ANKARA/Cumhuriyet HDP’de referandum hazırlığı Tek adam rejimine karşı tavırlarının net olduğunu belirten HDP’li Bilgen, yürütecekleri kampanya sürecinde şeffaflığı öne çıkaracaklarını ifade etti MAHMUT LICALI HDP anayasa değişikliği süreci ve olası referandum sürecinde yürütülecek kampanyayla ilgili hazırlıklarına başlarken, 7 Haziran seçimlerinden bu yana HDP’li milletvekillerinin cezaevi ziyareti ambargosuna karşı da hukuken bir sürecin işletilmesi değerlendiriliyor. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, anayasaya ilişkin HDP’nin tek adamlığa karşı tavrının son derece net olduğunu belir terek, “Ancak bu referan sında HDP’nin bu koşullar dumu adeta tartışmayı en altında parlamentoda bu gellemek için bir oldu bit lunmaması gerektiği gö tiye getirme eğilimini gö rüşü dillendirilirken, di rüyoruz” değerlendirmesi ğer yarısında ise HDP’nin ni yaptı. ne olursa olsun Meclis çatı HDP’nin dün toplanan sı altında olması gerektiği MYK toplantısında Türki görüşü ifade ediliyor. HDP ye genelinde gerçekleştirilen partinin bundan son Ayhan Bilgen yönetiminde de Meclis çatısı altında çalışmalara de ra izleyeceği politikaların vam edilmesi ve demokra tartışıldığı yerel toplantılar değer tik siyaset zemininde hareket edil lendirildi. mesi gerektiği dile getiriliyor. Bu Parti tabanının neredeyse yarı kapsamda HDP’nin gelecek gün lerde TBMM’de çalışmalarını sürdüreceği ifade ediliyor. Toplantıda anayasa değişikliği sürecinde ve sonrasında partinin izleyeceği bir kampanya sürecine ilişkin görüş alışverişi de yapıldı. Edinilen bilgiye göre eşbaşkanlar ve milletvekillerinin tutukluluğunun devam etmesi durumunda kampanya sürecinde tutuklulukların da vurgulanması gerektiği görüşü ifade edildi. Hükümet içinde de yaşanan süreçle ilgili farklı görüşlerin dillendirilmeye başladığı değerlendirmesi yapılırken, yaşanan bütün gelişmelerin kamuoyunda tartışılması gerektiği belirtildi. l ANKARA Demokrasiyi boğmayalım... 1516 Temmuz’da “darbe girişimi” değil, açık açık “darbe saldırısı” oldu. Bu kanlı kalkışmayı FETÖ/PDY yaptı. TBMM bombalandı, savaş uçakları alçaktan uçtu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin Marmaris’te kaldığı otele saldırı düzenlendi, polis merkezleri bombalandı... Umur Talu, 27 Eylül’de “Darbeyi yenen bir halk demokrasiyi neden hak etmiyor” diye soruyordu. O yazısını dün yeniden okudum. Talu, yazısının bir bölümünde şöyle diyordu: “Misal,12 Eylül bir darbeydi; 28 Şubat ‘darbeci müdahale’ ve nedense buharlaştırılan 27 Nisan ise ‘darbeci tehdit’. Bu ise ‘fiili darbe’ amaçlı ‘darbe saldırısı’ yahut ‘darbeci saldırı!’. Öyle ‘emirkomuta zincirinde değildi’ lafı da lüzumsuz; sanki ‘darbeci komutanlar’ kimseye emretmemiş gibi, sanki istisnasız tüm ‘alttaki askerler’ gönüllü katılmış, hiç emir almamış, iktidarın çıkardığı sert Askeri Disiplin Kanunu varken emirleri sorguyabilmişler, ‘görev’in ne olduğunu bilmişler gibi!” Ortada darbe saldırısı yokmuş, onca insan öldürülmemiş, “sivil toplum örgütü”, “hizmet hareketi” diye iktidar ve başkaları tarafından övülmüş bir organizasyon planları yapmamış, kimi elemanı bugün için yetiştirmemiş, “sivil demokrat” kılığında dolaşırken Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yatırım yapmamış gibi düşünerek ya da düşünmeyerek sadece demokrasi tartışamayız. Fethullahçıların 1975 yılından beri izini sürüyorum, devletin en duyarlı kurumları olan yargı, polis, TSK ve eğitimde nasıl örgütlendiklerini yazıyorum... Tam 40 yıldır peşindeyim bunların... Açılan onca dava vardı Fethullah Gülen için. HHH 2006 yılında Terörle Mücadele Yasası’nın birinci maddesine “cürüm, şiddet, silahlı eylem içermeyen” bir yapılanmanın terör örgütü olamayacağı eklenince, açılan tüm davalar düştü Gülen hakkında. 15/16 Temmuz’da kanlı bir darbe kalkışması yaptılar ama başaramadılar. Halkın gücü darbecilere yetip arttı... Darbeyi yenen bir halk neden demokrasiyi hak etmiyor? Darbeden kurtardığımız demokrasi üzerine konuşalım, tartışalım. Aslında konuştuğumuz da demokrasi değildir. Ruhuna, yüreğine, temel ilkelerine inandığımız demokrasidir o... Karşıtlarını silindir gibi ezme uygulamaları, darbeden kurtardığımız demokrasiyi boğmak anlamına gelmez mi? Bir zamanlar “bu hasret bitsin artık dön” çağrıları, gazetelere atılan manşetler, okullarının göklere çıkarılması, bankalarının törenle açılması, bir milyona varan gazete aboneliği. Gelin demokrasiyi boğmayalım, bırakalım nefes alsın... Kitabın kanıt sayılması gibi çağdışı uygulamalarla bir yere varamayız. Damgalama, yaftalama, itibarsızlaştırma... Temel hak ve özgürlükleri elinden alma... Ergenekon, ODATV, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk gibi benzeri davalarda gördük. Darbeden kurtardığımız demokrasimiz varmış gibi davranamayız. Darbenin elbet unutulacak yanı yok... Bunun savunulacak yanı yok... Kanlı kalkışmayı yapan FETÖ’nün kursağında kaldı devleti ele geçirme düşü... HHH O zaman biraz düşünüp sorulara yanıt arayalım Umur Talu’nun deyişiyle: Darbe: Hayır! Demokrasi: Evet! Gerçekten bu konuda içten ve samimi miyiz? Demokrasiyi tüm kurallarıyla, muhalefete, muhalife, karşı görüşe, eleştiriye, tartışmaya, etkin ve yaygın temsiliyete.... Vicdan, inanç, düşünce, ifade, basın, örgütlenme, eleştiri, protesto özgürlüklerine de açık bir demokrasi mi? Halkımız darbeyi yendi... Darbeyi yenen bir halk niçin demokrasiyi hak etmiyor, bir türlü kazanamıyor! Nuriye Gülmen Açığa alınan akademisyen Nuriye Gülmen eylem yaptığı 17 gün boyunca her gün gözaltına alındı. İlk kez dün eylemine müdahale olmadı. Gülmen’in direniş ısrarı polisi yendi! OHAL kararnamesiyle açığa alınan akademisyen Nuriye Gülmen, haftalardır Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde eylem yapıyor. “Açığa alındım, işimi istiyorum” döviziyle her gün farklı saatlerde anıt önünde oturma eylemi yapan Gülmen’e bugüne kadar 17 kez müdahale edildi. Gülmen bu müdahalelerin tamamında kendisine destek veren kişilerle birlikte 17 kez gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra serbest bırakılan Gülmen protestosundan vazgeçmedi.Dün de elinde döviziyle aynı yerde oturma eylemi yapan Gülmen’e bu kez polis müdahale etmedi. Kendisini gözaltına alınmaya hazırladığı için durumu “şoktayım” sözleriyle karşılayan Gülmen, “Devam edeceğim. Bugün zafere inancım, kazanacağıma inancım daha da arttı. İşimi alana kadar devam edeceğim” dedi. Gülmen’e dün kü eyleminde ihraç edilen Semih Özakça da eşlik etti. Esnaftan ‘sulu’ tepki Öte yandan, öğretmen Hatice Yüksel, KHK kararlarıyla görevinden uzaklaştırılan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen arkadaşları Acun Karadağ ve Semih Özakça’ya destek için Trabzon Sanat Sokağı’nda yaklaşık bir saat oturma eylemi yaptı. Bu sırada bir esnaf, Yüksel’e tepki gösterdi, dükkânının önünü kapattığı iddiasıyla eylemini bitirmesini söyledi. Duruma müdahale eden polis, ortamın sakinleşmesini sağlasa da dükkân çalışanı, Yüksel’in oturduğu yerin arkasına çiçek koyarak sulama bahanesiyle öğretmenin kalkmasını sağladı. Esnafın bu davranışı vatandaşlardan tepki gördü. Esnafın bu hareketini kınayan başka bir esnaf ise öğretmene önce ıslanmasın diye karton verdi sonra da çay ikram etti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear