26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 27 Kasım 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Stockholm izlenimleri Devasa büyüklükte 300 yıllık bir Viking gemisinin tüm ihtişamıyla göz aldığı Stockholm Vasa Müzesi’ndeyim. Geminin aşağısında kurulmuş masalarda, Alman parlamento üyeleri, Avrupa Birliği’nin insan haklarıyla ilgili çalışanları ve İsveç’in Alternatif Nobeli olarak adlandırılan dünyanın her yerindeki mazlumlarla ilgili çalışmalar yapan kişi ve kurumlara verilen (The Rigth Livelihood) ödülünü hayata geçiren vakıf üyeleri. Geminin güvertesinde, kara saçları yüzünün hüznünü örtemeyen kırmızılar içindeki bir kadın çığlık çığlığa içindeki acıya herkesi ortak kılmaya çalışıyor. Nadin Al Khalidi onun adı, Iraklı, savaşta önce babasını, ardından annesini ve erkek kardeşini yitirmiş. Şimdi bu soğuk kentte, bir sessiz çığlık gibi dolaşıyor. Büyülenmiş gibiyim. Evet, bir haftadır, Kuzey’in bu soğuk kenti Stockholm’deyim. Ne kadar çok özlemişim, 200 yıllık binaların ses geçirmez odalarında yatmayı, 300 yıllık lokantalarda yemek yemeği. Sanki zaman durmuş ve ben bir Ingmar Bergman filmindeyim. Türkiye ne kadar da uzak, Zeynep Oral’la birlikteyiz. Bu yıl Cumhuriyet gazetesine “korkusuzca araştırmacı gazetecilik” örneği verdiği, baskı, sansür ve ölüm tehditlerine boyun eğ meden fikir ve basın özgürlüğünü savunduğu için verilen İsveç’in alternatif Nobel’i diye adlandırılan The Rigth Livelihood (doğru yaşam) ödülünü gazete adına almak için buradayız. Ödülü Suriye’de hangi dine, hangi ırka bağlı olduğuna bakılmaksızın insanları savaş alanından uzaklaştırmayı amaçlayan ve 3000 gönüllüsü bulunan Suriye Sivil Savunma örgütü (Beyaz Kasklılar), Mısırlı kadın haklarını savunan sivil toplum kuruluşu Nazra’nın kurucusu Moizn Hassan, Rus insan hakları savunucusu Svetlana Gannuşkina kurduğu “İnsan yardımı” örgütüyle paylaşıyoruz. Zeynep’le de konuları paylaştık. Ödül alan Mısırlı aktivist Moizn Hassan bizimle birlikte değil, çünkü ülkesinden çıkmasına izin verilmiyor. Zaten burada konuştuğumuz tüm insanlar Zeynep ve benim, nasıl olur da buralara gelebildiğimize şaşırdıklarını söylüyorlar. Biz de bu soruya şaşırıyoruz, biz Türkiyeliyiz bizde her şey olur. Doğrusu şu bir haftada hiç olmadığı kadar televizyon programına çıktım. Radyolarda konuştum, İsveç Kültür Bakan yardımcısına, ülkemizin tatlılarını sunarken, doğrusu Avrupa Birliği’nin ilişkileri dondurmasının en çok ülkemizdeki kültür alanını etkileyeceğinden, böylece Avrupa’dan alınan fonların kesileceğinden söz ettim. Özellikle de plastik sanatlar ve sinema bundan etkilenecek. Bu durumun iktidarı değil, kültür alanını cezalandıracağını açıkça söyledim. Parlamenterler yemeklerde hem Zeynep’e hem bana en çok şu soruyu soruyorlardı. Ülkenizdeki fikir özgürlüğü kısıtlamalarına karşı bizler ne yapabiliriz? Kişisel olarak ben Batı’nın sürekli baskı yaparak, iktidarı daha da kızdırdığını düşünmüyorum. Türk halkı da bundan mustarip, pek çok kişiden duydum: “Arkadaş biz ne Suriye ne de Irak’ız, bize ne yapacağımızı söylemesinler!” Şöyle diyelim, Türkiye’de Batılıların bir türlü kavrayamadıkları yepyeni bir politik tarz var. Beğenin beğenmeyin! Bu tarzla başka bir biçimde uzlaşılabilir. Örneğin, mülteci meselesi, şu anda tüm Avrupa’nın kâbusu. Ve bu kâbus, Avrupa ülkeleri tarafından oturulup adam gibi çözülmediğinden, bizim hükümetin elinde Avrupa’ya karşı önemli bir koz olarak görülüyor. Ayrıca Avrupa Birliği’nin en güçlü ülkesi Almanya’da Türklerin çok parası var, gerçekten bir anda bu para çekilebilir ve zaten çok zor bir ekonomik dönemden geçen Avrupa Birliği çökebilir. Vallahi bunları söylediğimizde parlamenterler harıl harıl not almaya başladılar. Biz mi çok zekiyiz, onlar mı Avrupa’nın uzun süren rehavet döneminde iyice gevşemişler? Neyse ben yeniden Nadin Al Khalidi’nin şarkılarına dönüyorum. Anlatacak oldukça önemli gözlemlerim var, onu da bir başka yazıya bırakıyorum. Malum ben kuralları sevmem ama gazetemizin kısa yazı kuralına uymayı, bir etik sorun olarak görüyorum, alıp başımı gitmek bana yakışmaz. Üstelik de sıkıcı oluyor. 27 Kasım 2016 SAYI: 33289 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.26 06.09 06.30 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.58 12.59 15.23 07.40 12.43 15.11 07.58 13.06 15.37 Akşam 17.47 17.35 18.01 Yatsı 19.12 18.58 19.22 haber/yorum 13 Hayatın bilançosu, çocuklardır. Evlat, ödül ya da cezadır. Evlatsızlık ise cezadan olduğu pe Pujas, Sınır Tanımayan Muhabirler Genel Sekreteri Christophe Deloire, Sorbonne hocaları François Xavier Lucas, David Sol kadar, ödülden de feragat. dini, Joan Divol, Valerie Robert gibi isim Bu da bir seçim, bazen bir zorunluluktur. ler söz aldı. Elbette çocuksuz da iyi, doğru, hatta mut Muratcan’ın açılışını yaptığı Agora’da, lu yaşanır, ama sınavsız olduğundan daha onun gibi hukuk öğrencisi İdil Uzay Uzun ve heyecansız ve bilançosu çıkarılamayan bir Su Tuğcu konuşurken, boğazıma sevinçle hayattır. hüzün karışımı bir hıçkırık düğümlendi. Fırsat Oysa evladın sınavı bir ömrün, kavgala verilen kızlarımız neler başarıyor... Sorbonne’daki Türkiyerın, beynin ve vicdanın son toplamda doğ ruya mı, yoksa yanlışa mı harcandığının göstergesidir. Eğer evlat ya da evlatlarınıza baktığınızda övünç ve sevinçle doluyorsa yüreğiniz, hayatınızı da başardınız demektir. Tersi ise, tersi... Evlat vardır, her şeyin en iyisi, hatta fazlası verilmiştir, ama adam olamamıştır. Ömür boyu ya hata yapacak, ya suç işleyecek, kurtarılsa bile eninde sonunda ziyan olacaktır. Çünkü kendisini yetiştirenler adam değildir, evladın hatası onların yanlışlığı ve sonuçta da cezasıdır. Bir de evlat vardır, meşaleyi ebeveynin düşürdüğü yerden alır ve onurla taşımakla kalmaz, boynuz kulağı geçer misali, daha yükseğe, daha parlağa ulaştırır. Murat Sabuncu’nun oğlu. O kadar benziyor ki zaten babasına, adeta Murat’ın gençliği duruyor karşınızda... HHH Muratcan, Sorbonne Üniversitesi’nde uluslararası hukuk alanında yüksek lisans yapıyor. 30’dan fazla Türk öğrencinin öğrenim gördüğü bu dünyaca saygın eğitim mabedinde, ilk sosyal başarısını üniversitenin İnsan Hakları Derneği Başkanı seçilerek göstermiş. Muratcan ve arkadaşları, Sorbonne İnsan Hakları Derneği çerçevesinde geçen hafta Cumhuriyet gazetesi ve Türkiye’de basın özgürlüğü konulu bir Agora düzenlediler. Sevgili Zeynep Oral’dan Paris’te olduğumu öğrenmişler, konuşmacıların arasına beni de kattılar. Üniversitenin tarihi Turgot amfisinin dolu olmasına şaşmadım. Ama Agora’yı izlemeye gelen üniversite hocalarının çokluğuna şaşırdım. HHH Gecenin geç saatlerine kadar süren Agora’nın Rodriguez imzalı afişi, güzel ve anlamlıydı. Konuşmaların içeriğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Ben de mahpus meslektaşlarımı tanıttım dinleyicilere. 1986’da Cumhuriyet’in kapısında karşılaştığımızdan beri aziz arkadaşım, pek çok davada avukatlığımı üstlenen Mustafa Kemal Güngör’ü, aynı yıllardan öteye ayrılmadığımız “kitapların efendisi” Turhan Günay’ı, 1990’lardan beri dostluğumuzun hiç eskimediği Murat Sabuncu ve Kadri Gürsel’i, yazılarını çok özlediğim Güray Öz ve Hakan Kara’yı, çizgilerini aradığım Musa Kart’ı, kişisel yakınlığım olmasa da tutuklanmalarına isyan ettiğim Önder Çelik, Akın Atalay ve Bülent Utku’ya yöneltilen haksız suçlamaları anlattım... Ama Sorbonne’un görkemli kapısından çıkarken kafamda yalnız Muratcan Sabuncu’nun içimde baharın bir gün geleceği umudunu yeşerten sözleri çınlıyordu: “Bizi gömmeye çalıştılar, bilmiyorlardı ki zaten tohumuz biz... Ve bir gün kocaman ağaçlardan Paris’te böyle bir ev Hepsi birbirinden pırıltılı, zekâ ve birikimleri genç bir orman olacağız. Yapraklarımız yüz bin yürek gibi lat tanıdım: Muratcan liğe değer veren erişkinlerin gözlerini yaşartacak ka çarpacak. Dallarımız tüm dünyayı kucaklayacak. Su Sabuncu. dar üstün öğrencilerin sadece birkaç günde hazır suzluktan çatlamış çöllerde beyaz güller gibi açaca Adından anlaşıldı ladıkları Agora’da; IFRI’de Türkiye masasından so ğız ve dikenlerimizle gökleri deleceğiz...” ğı gibi mahpus Genel rumlu Dorothee Schmid, Amnesty International’de Ben bu gençliğe inanıyorum. Dediğini yapar. Agora/Sorbonne Yayın Yönetmenimiz Camille Blanc, Fransız PEN Club Başkanı Philip Yolunuz açık olsun, evlatlar! Siirt’te avukataUÇURKTMUŞADILAR gazeteciye gözaltı Şirvan’daki göçükte arama çalışmaları sürerken, Emine Erdoğan dün incelemelerde bulunmak için bölgeye gitti Siirt’in Şirvan ilçesi Maden köyünde 17 Kasım’da heyelan sonucu meydana gelen göçükte toprak altında kalan 16 işçiden 10’unun cansız bedenine ulaşılırken, 6 işçi aranıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, özel bir uçakla Siirt’e, oradan helikopterle Sirvan ilçesine bağlı Maden köyüne gitti. Emine Erdoğan’ın gelişi nedeniyle burada sıkı sıkı güvenlik önlemleri alındı, arama çalışmalarının yapıldığı bölgede hâkim tepelere keskin nişancılar yerleştirildi. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz ile birlikte arama çalışmalarının yapıldığı bölgede oluşturulan kriz merkezine geçen Emine Erdoğan, burada AFAD Başkan vekili Halis Bilden ve diğer uzmanlardan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Maden köyüne gitmek isteyen Sezai Demirtaş, Ufuk Işık, Uğur Toğluk ve Deniz Can Dil polis tarafından gözaltına alındı. KHK ile faaliyetlerine ara verilen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Ayşegül Çağatay, gözaltılar üzerine Siirt’e gitti. Emine Erdoğan göçük altında kalanların aileleriyle görüştü. Siirt Barosu’ndan Avukat Deniz Doğan ile dün gözaltına alınan 4 kişinin tutulduğu Terörle Mücadele Şubesi’ne giden Avukat Çağatay da gözaltına alındı. Siirt Cumhuriyet Savcılığı’nın kısıtlama kararında gözaltına alınan 4 kişi ve Avukat Çağatay’ın “bölgeye giden devlet büyüklerine DHKPC silahlı terör örgütü mensupları tarafından provokatif eylem, silahlı saldırı ve canlı bomba şeklinde fedai tarzında eylem yapılacağı şeklinde bilgi ve duyumlar elde edilmesi üzerine” gözaltına alındığı belirtildi. ÇHD üyesi Avukat Aytaç Ünsal, “Avukat Çağatay, Avukat Deniz Doğan ile gittiğinde gözaltı kararı ve varsa gizlilik kararını görmek istediğini bunlara itiraz edeceği ni söylüyor. 15 dakika sonra içeri alındıklarında Avukat Çağatay’a gözaltına alındığı söyleniyor. İçeri davet edip gözaltına almışlar” dedi. Avukat Deniz Doğan ise “Avukat Çağatay, ‘savcı beyin sözlü talimatı var’ denilerek gözaltına alındı. Baro Avukat Hakları Merkezi’ndeki avukatlar karara itiraz edecek. Bu keyfiliktir başka bir açıklaması yok” diye konuştu. Gazeteci Kamer’e gözaltı Haber takibi için Şirvan’a giden BBC Türkçe haber servisi muhabiri Hatice Kamer, polis kontrol noktasından geçtiği sırada, kimlik kontrolü yapıldıktan sonra gözaltına alındı. Emniyete götürülen Kamer ile ilgili işlemler sürüyor. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr 23 gündür tutuklu olan arkadaşımız Hakan Kara’nın 5 yaşındaki prensesi güzel Ada, yurtdışında olduğunu düşündüğü babasına bir resim çizip göndermek istemiş.. Ada’nın anlatımıyla, resimde Ada ve babası kalp şeklinde bulutların olduğu bir yerde lunaparktalarmış ve en sevdikleri şeyi yapmışlar, hız trenine binmişler... Beraber oldukları için ikisi de hiç korkmamışlar... Sonra da dönme dolaba binmişler... Ada, en çok babasıyla birlikte yaptıkları ‘babakız’ günlerini özlüyormuş... Minik Ada bu resmin posta ile babasına gittiğini düşünüyor. Bizlere de bu resmi sevgili Hakan Kara’ya kendi köşesinden ulaştırmak düştü... En kısa sürede bu haksız tutukluluk sürecinin bitmesini diliyoruz. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI Yazarımız yurtdışında olduğundan yazısını yayımlayamıyoruz. kamilmasaraci@gmail.com.tr 25 metre derinliğindeki kuyuya düştü Küçük kızı kurtarmak için zamanla yarış Şanlıurfa Akçakale ilçesi Büyüktaş Mahallesi’nde 8 yaşındaki Fatma Nur Demir, önceki gün evlerinin yakınında bulunan, bölgedeki arazilerin sulanması amacıyla açılan 35 santimetre çapında ve 25 metre derinliğindeki boş sondaj kuyusuna düştü. Küçük kızın sesinin duyulması üzerine olayı fark eden yakınları güvenlik birimlerini aradı. Bölgeye sevk edilen AFAD, AKUT ve itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Sondaj kuyusu dar olduğundan Fatma Nur Demir’i çıkarmak için hemen yanında ekiplerin ineceği kuyu açılmasına karar verildi. Gece başlatılan çalışmalar dün de gün boyu devam ederken, küçük kızın bulunduğu seviyeye akşam saatlerine kadar ulaşılamadı. İlkokul öğrencisi Fatma Nur Demir’i düştüğü boş sondaj kuyusundan çıkarmak için çalışmalar aralıksız devam ediyor. l DHA C MY B tana ww
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear