Catalog

Çarşamba 23 Kasım 2016 14 yorum EDİTÖR: ELİF TOKBAY/MÜNEVVER OSKAY Köşemen Mehmet Müfit’i sessizce uğurladık 20Kasım Pazar günü öğleye doğru geldi haberi. Oğlu Yunus Emre aramış. Orhan Alkaya Twitter’da paylaşmış: “İstanbul’un Ağır Sultanları’ndan şiir kardeşim Mehmet Müfit’i kaybettik. İkindide Şakirin Camii’nden uğurluyoruz. Bilin!” Arkadaşlarla telefonlaştık. Ölüm nedenini anlamaya çalıştık. İşten eve dönerken dolmuşta kalp krizi geçirdiği söyleniyordu. Mehmet Müfit 1952 doğumlu. 64 yaşındaydı. Karacaahmet Şakirin Camisi her zamankinin aksine kalabalık değil. Musalla taşlarında sadece iki tabut var. Bir yazar, bir şair, Taner Ay ve ben cenaze namazının başlamasını bekliyoruz. Müfit’in ailesi, antikacı, koleksiyoncu meslektaşları... Pek kalabalık değiliz, hiç kalabalık değiliz. Gözlerim Mehmet Müfit’i uğurlamaya gelmesini umduğum şairleri, dostları, okurları arıyor. Mutlaka geçerli sebepleri vardır diye düşünüyorum. Taner’le nedenler buluyoruz; hava güzel, İstanbul Kitap Fuarı, Kartal’da miting, Kadıköy’de derbi maçı var. En önemlisi müthiş bir trafik var. Yolda kalmışlardır, diyerek iyimser bakmaya çalışıyoruz. Mehmet Müfit’i uğurladıktan sonra araba beklerken Orhan Alkaya koşturarak geliyor. Trafiğe takılmış, ancak yetişmiş. Uzaktan Mehmet Müfit’in cenazesinin gidişini selamlıyoruz. “Sonra işte yaşlandık” diyerek 3035 yıl öncesinin anılarına uzanıyoruz. Mehmet Müfit’le Konur Ertop’un yönettiği dönemde Varlık Dergisi’nde tanıştım. Yıl 1982 miydi? Müfit, dost canlısı bir arkadaşımızdı. Beni hemen o zamanlar İstanbul Üniversitesi’nde doktorasını yapan Tuğrul Tanyol’la, öykücü arkadaşımız Cengiz Öndersever’le tanıştırdı. Felsefe okuyan Cengiz’in vasıtası ile Oktay Taftalı ve Osman Konuk’la tanıştık. Gruba Adnan Özer dahil oldu. Haydar Ergülen, Ali Günvar, Bahadır Bayrıl, Hüseyin Öncü, Levent Erseven, Taner Ay... Bu kadar şair ve yazar bir araya gelince dergi çıkarılır. Üç Çiçek çıktı. Üç Çiçek Yayınları zaten kurulmuştu. Mehmet Müfit’in ilk kitabı “İstanbul’un Ağır Sultanları” da 1984’te Üç Çiçek’ten çıktı. Hem şiirdeki sesi, hem de işlediği temalar ve konularıyla farklı ve kendine hastı. Sokaktaki yaşamın tüm yanlarıyla fotoğrafını çekiyordu Müfit. Bir yandan da şehrin görünmeyen yanını, yeraltındakileri, kabadayıları, kumarbazları, alkolikleri, esrarkeşleri kendine has argoları ile kendi ağızlarından ustaca anlatıyordu. Üç Çiçek kapanınca, üç arkadaş, ben, Tuğrul Tanyol ve Mehmet Müfit, Çizgi Yayınları’nı kurduk. Mehmet Müfit’in 35 top kâğıdı vardı, onu sermaye yaptık. 4 sayı Poetika Şiir Dergisi ve 17 şiir ve öykü kitabı çıkardık iki yılda. O kitaplardan biri de Müfit’in ikinci kitabı “Tekkede Bahar”dı (1986). “Tekke”, her gün öğleden sonra toplanıp şiir konuştuğumuz Beyazıd Çorlulu Ali Paşa Medresesi’ndeki Erenler Kahvehanesi’ydi. Benim ve Tuğrul’un ısrarlarıyla çıkardığı “Tekkede Bahar”da Müfit, şiirini bir adım öteye taşıdı, geliştirdi. Ve sonra sustu. 25 yıllık bir suskunluk. Bu suskunluğun iradi bir karar olduğunu yazıyordu 25 yıl sonra yeni kitabının, “Herşey Dün Gibiydi”nin (2012) girişinde. “1988’de ailesiyle birlikte aldığı ani bir kararla, ‘Para kazanmak için şiiri bırakmam gerekir, ikisi bir arada yürümüyor çünkü’ diyerek Babıâli’den koptu” diyordu. Mehmet Müfit, sadece şiirden kopmakla kalmadı, yakın arkadaş çevresi ile de ilişkisini kesti, tamamen gözden kayboldu. Onu Nişantaşı’ndaki antikacı dükkânında bulup yeniden yayımlamaya ikna eden, genç yaşta kaybettiğimiz Seyhan Erözçelik oldu. İyi de etti. Özellikle genç kuşak şiir meraklıları arasında bir “Mehmet Müfit efsanesi” dolaşıyordu. Çok meraklılar kütüphanelerde, sahaflarda bulduğu kitaplarını fotokopi ile çoğaltıp paylaşıyordu. Mehmet Müfit üç yeni kitapla geldi. Yeni kitaplarını da bekliyorduk. Ama ölüm izin vermedi. Pazar günü uğurladık... 23 KASIM 2016 SAYI: 33285 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.22 06.06 06.27 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.54 12.58 15.25 07.35 12.42 15.12 07.54 13.05 15.39 Akşam 17.49 17.36 18.03 Yatsı 19.13 18.59 19.23 TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ve 800 yayınevinin katılımıyla düzenlenen 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ve TÜYAP tarafından 25 galeri ve 30’u aşkın inisiyatif ve grubun katılımıyla düzenlenen ARTİST 2016/26. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, 20 Kasım 2016 Pazar akşamı saat 19.00’da rekor sayıya ulaşarak 621 bin kişinin ziyaretiyle sona erdi. Ziyaretçilerin 135.251’ini öğrenciler oluşturdu. 301 kültür, edebiyat etkinliğini 18.351 kişi izledi. Tüm ziyaretçilerimize, imza günleri ve etkinliklere katılan yazarlara, etkinliklere katılan sanatçılara, tüm katılımcı yayınevleri, sivil toplum kuruluşları, galeriler, bağımsız gruplar, bağımsız genç sanatçılar, inisiyatifler ve özel sergi sahiplerine fuarlarımıza gösterdikleri yoğun ilgi için teşekkür ediyorum. Önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek olan 36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ve 27. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’nda tekrar aynı coşkuyla buluşmayı umuyor ve diliyorum. HHH Okurlarımın bilecekleri gibi benim iki ceketim var; biri 24 yıldır üstlendiğim TÜYAP Kültür Fuarları Genel Koordinatörlüğü, diğeri ise 20 yıldır yazılarımla destek verdiğim Cumhuriyet gazetesi. Gazetem haftalardır sıkıntı içinde. On yazar ve yö Teşekkür neticimiz Silivri zindanında tutuklu. Fuarda Cumhuriyet için de mutlaka bir şeyler yapmak gerekiyordu. Fuarın dördüncü günü (salı) rastlantısal olarak bir araya gelmiş olan birkaç arkadaş, “Cumhuriyet Kitapları standındaki durgunluk sona ermeli” dedik. Ataol Behramoğlu bir bildiri kaleme alarak Sanatçılar Girişimi’ne çağrı yaptı. Tekin Yayınevi’nden Elif Akkaya, “Ben afiş işini üstlenirim” dedi. Can Yayınları’ndan Fazilet Onat kollarını sıvayıp telefonun başına geçti. Oğlak Yayınları’ndan Senay Haznedaroğlu girişimin sekreterliğini üstlendi. Sevgili küçük İskender, Sevgili Hayko Bağdat, “Biz de varız” dediler. Yazıişleri Müdürümüz Bülent Özdoğan bir dediğimizi iki etmedi, kültür sanat muhabirimiz Ezgi Atabilen, Kitap Eki’nden Eray Ak her gün standımızda nöbet tutmaya başladı. HHH 17.11. 2016 Perşembe günü saat 14.00’ten itibaren fuarın kapanış günü olan 20.11.2016 Pazar günü saat 19.00’a kadar Cumhuriyet Kitapları standı doldu taştı. Dört gün boyunca onlarca yazar, şair, müzisyen, ressam, bilim insanı binlerce gazete imzalayarak Cumhuriyet ile dayanıştılar. Timur Selçuk, Nedim Gürsel, Ataol Behramoğlu, Erol Toy, Cüneyt Ayral, Füruzan, Deniz Gürsoy, Edip Akbayram, İdris Atmaca, Ali Ekber Ataş, Sali Turan, Nazım Alpman, Yaşar Miraç, Pınar Kür, küçük İskender, Yekta Kopan, Mustafa Köz, Mavisel Yener, Nevra Bucak, Hayko Bağdat, Halil İbrahim Özcan, Ahmet Tulgar, Mine Söğüt, Sibel Oral, Murat Özyaşar, Murathan Mungan, Işıl Özgentürk, Ümit Zileli, Lale Müldür, Meriç Velidedeoğlu, Feyza Hepçilingirler, İshak Karakaş, Zeynep Aliye, Ahmet Ümit, Egemen Berköz ve Celal Başlangıç ile ‘Ben Gazeteciyim’ inisiyatifine teşekkür ediyorum. Tabii bir teşekkürüm de Cumhuriyet’i bu zor günlerinde yalnız bırakmayan sevgili, sadık okurlarımıza... Zamanaşımı ‘af’tır içimiz burkuldu Hasan Ocak soruşturması kapatıldı Öğretmen Hasan Ocak’ın gözaltında işkenceyle öldürülmesiyle ilgili so ruşturma, 20 yıllık zamanaşı mı süresi dolduğu gerekçesiyle kapatıldı. Savcı, “Ocak’ın gözal tına alındıktan sonra kamu gö revlileri tarafın dan öldürüldü ğüne dair müşte ki vekilinin iddi HİLAL KÖSE aları dışında herhangi bir delil el de edilememiş tir” dedi. Ocak ailesi, takipsiz lik kararıyla yıkıldı. Anne Emi ne Ocak, henüz dosyanın ka patıldığını bilmiyor. Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, “Şimdi bir yanımda büyük bir boşluk var. Umudumuz yine yara aldı” dedi. Maside Ocak, kararı Cumhuriyet’e değerlendirdi: “4 Şubat 2015’te ‘Zamanaşımına son! Adalet İstiyo ruz!’ diyerek bir kampanya başlatmıştık. O günden sonra zamanaşımı kararları çoğalmaya ve biz kayıp yakınlarının canını daha çok acıtmaya başladı. Bizim dilimizde zamanaşımı denilen şey failin af fıdır. Ve biz her cumartesi, en sevdiklerimizi biz den koparan, onları bilinmez yerlere gömenleri af fetmediğimiz için buluşuyoruz. 21 yıllık bir ısrardır Hasan’ın davası. Bizi saran yangının ortasında ge çen zaman, martta 22 yılı devirecek. Her bir kayıbın acısını, ağrısını, belirsizliğini yaşayarak geldik bu güne. Her zamanaşımı kararında içimiz burkuldu, umudumuz yaralandı. Daha önce Hayrettin Eren, Süleyman Cihan ve daha adını sayamadığım onlarca kayıbımız için zamanaşımı kararı verdi mahkeme ler. Hem de hiçbir tanığı dinlemeden verildi bu ka rarlar. 21 yıldır söylüyoruz, bu ülkede hukuk yok, Anne Emine Ocak y‘aBpeıllairmleamdeı’ Hasan Ocak, 21 Mart Salı günü Avcılar’daki evinden çıktı ve bir daha geri dönemedi. İşkenceden geçirilmiş bedeni, 25 Mart 1995’te Beykoz’da ormanlık alanda bulundu. Naaş kimsesizler mezarlığına gömüldü. Aile, cenazeye 17 Mayıs 1995’te, Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı. Ocak’ın is mini, gözaltına alınanlar arasında olduğunu gören tanıklar da vardı. Dosyaya yeni atanan Beykoz Cumhuriyet Savcısı Suat Çalışkan, 17 Ekim’de dosyayı kapattı. Kararda, herhangi bir failin tespit edilemediği, Ocak’ın gözaltına alındığına dair herhangi bir belgeye rastlanılmadığı kaydedildi. Bazı tanıkların Ocak’ı gözaltında gördüklerini beyan ettikleri ifade edilerek “Buna yönelik herhangi bir belirleme yapılama mıştır” denildi. adalet yok. Olmadığını bilsek de, adaletin sağlanması için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Hanife Annenin söylediği gibi: Ancak biz affedersek, af olur. Adalet peşinde koşarken ben aşındım. Bedenim, ayaklarım aşındı. Yollarda kalan iki gözüm aşındı. Ama zaman aşınmamalı.” ‘Gördük’ dediler Ocak ailesinin avukatı Gülseren Yoleri ise kararda şüpheli olarak isimleri sıralanan Veli Küçük, Osman Yıldırım, Osman Gürbüz, Hanefi Avcı, Korkut Eken ve isimleri belirlenecek emniyet müdürlüğü yetkililerinin hiçbirinin ifadesinin alınmadığına dikkat çekti. Yoleri, “Savcı belirlenemedi diyor ama Hasan’ı gözaltında görenler ifadelerini verdiler. ‘Gördük’ dediler. Dava açmamak için belirsizlik yaratmış. Kabul etmek mümkün değil. Dava açılmaya yeter çok kanıt var. Hem suçlular hem sistem korunuyor” dedi. l İSTANBUL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Adalet ve özgürlük nöbeti 7. haftasında Sesimiz daha yüksek çıkacak İnsan Hakları Derneği (İHD), İstanbul Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Basınİş ve KESK Şubeler Platformu, OHAL’in baskılarına karşı, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde “Adalet ve Özgürlük” nöbetinin yedincisini tuttu. THİV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, önceki akşam yayımlanan yeni KHK’ye tepki göstererek, “Emeğe, düşünce hak ve özgürlüklerine saldırılara karşı adalet ve özgürlük istiyoruz” dedi. Kapatılan TV10 adına konuşan Veli Haydar Güleç, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün gözaltına alınmasını kınadı. DİSK/Basınİş’ten Aydın Nadir, “Sizler bunları yaptıkça, bizler susmayacağız, sesimiz daha yüksek çıkacak” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Eryılmaz ve Küçükkeleş hÂkim karşısına çıktı: Çünkü dayanışma gazetecilik görevi Gazeteci Tuğrul Eryılmaz ve HDP MYK üyesi Çilem Küçükkeleş, dün, kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldıkları gerekçesiyle yargıç karşısına çıktı. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savunma yapan “Gazeteci haber verir ve toplumda çatışma alanlarını tartışma alanına çekmek için elinden gelen çabayı gösterir. Bu yüzden Türkiye’nin en temel sorunlarından biri olan Kürt sorununda farklı düşünenlerin düşüncelerinin yok olmaması için dayanışmayı bir gazetecilik görevi bildim” dedi. Küçükkeleş ise “Bir Alevi kadın olarak yaşadığımız önemli olaylarda yanımızda sadece bu gazeteyi bulduk” dedi. Davalar, 14 Şubat 2017’ye ertelendi. l İSTANBUL Biri tutuklandı diğeri mahkum oldu Şırnak’ta haber takip ederken gözaltı na alınan, kapatılan JİNHA’nın muhabiri Aysel Işık, emniyet ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Sosyal medya paylaşımları ve haberleri gerekçe gösterilen Işık, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla mahkemeye sevk edildi. Mahkemede ifadesi alınan Işık aynı gerekçeyle tutuklandı. Gazeteci Ali Barış Kurt hakkında “Terör örgütü propagandası” iddiasıyla açılan dava Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sosyal medya paylaşımları ve haberleri nedeniyle yargılanan Kurt’a, 2 yıl 4 ay hapis cezası verildi. l Yurt Haberleri C MY B