26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 22 Kasım 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK PES’in Demirtaş ziyaretine engel Avrupalı vekiller cezaevindeki Demirtaş’ı izin olmadığı gerekçesiyle ziyaret edemedi. PES Başkanı ‘Tutuklamalar kabul edilemez’ dedi Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyarete gelen, aralarında Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES) Başkanı Sergei Stanishev ve 5 farklı ülkenin milletvekillerinin de bulunduğu Avrupalı heyet izinleri olmadığı gerekçesiyle cezaevine alınmadı. PES Başkanı Stanishev, Türkiye’deki gözlemlerini Avrupa’yla paylaşacaklarını belirterek, HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES) Başkanı Sergei Stanishev, parlamenterler Avusturyalı Hannes Weninger, Almanya’dan Ame Lietz, İtalya’dan Giacomo Filibeck, Lorenza Tieri, Pia Locatelli, Marietta Tidei, Brando Benfei, İsviçre’den Marie Granlund, Jens Orbach, Johan Buser, Fransa’dan Marie Rose Koro’dan oluşan heyet, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy ve parti temsilcileriyle birlikte Edirne Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmek istedi. Cezaevi yolu üzerinde jandarma ekiplerince durdurulan Türk ve yabancı parlamenterler heyetinin Adalet Bakanlığı’ndan izinleri olmadığı gerekçesiyle girişlerine izin verilmedi. Cezaevine yakın bir alanda durdurulan heyetten HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy ve İstanbul milletvekili Garo Paylan jandarma görevlileriyle görüştü. Görevli gelen heyete, cezaevi önünde basın açıklaması yapılmasının Edirne Valiliği tarafından yasaklandığını, ziyaret için ise Adalet Bakanlığı’ndan izin gerektiğini söyledi. HDP’li Özsoy, “Mevzuata aykırı olsun, Türkiye’de çok şey mevzuata aykırı zaten. Valilikten izin almadık, siz bize söylediniz, tamam” diye cevap verdi. ‘Kabul edilemez’ Avrupa PES Başkanı Sergei Stanishev, diğer Avrupalı parlamenterlerle birlikte yaptıkları açıkla ‘Hükümet çılgınlık halini sürdürüyor’ HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy da HDP’ye yönelik soruşturma ve tutuklamaları “hükümetin çılgınlığı” olarak niteledi. Özsoy, “Hem Eş Genel Başkanlarımız hem de milletvekillerimiz üzerine çok katı bir izolasyon projesi var. İlginç durum da mümkün mertebe bölgeden uzaklaştırıp, Türkiye’nin en uzak köşesine sayın Eş Genel Başkanımızı getirmişler. Kendisini müm kün mertebe izole edip, toplumdan, siyasetten yalıtmaya çalışıyorlar. Bunu kınıyoruz. Umarım hükümet bir an önce bu çılgınlıktan vazgeçer ve Demirtaş’ı diğer vekilleri serbest bırakır” dedi. Edirne’ye gelirken Ahmet Türk’ün gözaltına alındığını öğrendiklerini anlatan Özsoy, “Maalesef hükümet bu çılgınlık halini devam ettiriyor” ifadelerini kullandı. l EDİRNE/ DHA mada, HDP’li milletvekillerinin tutuklanmalarını endişe ile izlediklerini söyledi. HDP’nin Eş Genel Başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklanmalarını kabul edilemez olarak değerlendiren Stanishev şöyle konuştu: “Geçen yıldan bu yana PES olarak 3 defa ziyaret ettik. Her ziyaretimizde Türkiye ile daha yüksek işbirliği için buraya gelmek istiyoruz. Ancak maalesef her defasında Türkiye’deki demokratik hakların sürekli olarak kötüleşmesi vesilesiyle biz Türkiye’ye geliyoruz. Son derece derin kaygılarımı dile getirmek istiyorum. Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasından 2 gün önce kendisiyle Diyarbakır’da zaten görüşmüştük. Daha önce geldiğimiz zaman birçok belediye başkanı gözaltına alınmıştı ya da tutuklanmıştı. Ondan sonra da HDP’nin vekillerine ve Eş Genel Başkanlarına yönelik tutuklamalar gerçekleşti. Biz bunu kabul edilemez buluyoruz. HDP demokratik ve meşru bir siyasi partidir. Bu olup bitenleri, HDP’nin yok edilmesinin bir parçası olarak görüyoruz.” AVRUPALI SOSYALİSTLER’İN ‘SIRA CHP’YE GELİR’ ENDİŞESİ CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Öztürk ile görüşen Avrupalı sosyalistlerin, Türkiye’de basın ve insan hakları ihlallerinin müzakereye açık olmadığını ve bu konuda baskıları kabul etmeyeceklerini söylediği öğrenildi. PES Başkanı Sergei Stanishev ile birlikte parlamenterler Arne Lietz, Giacomo Filibeck, Lorenza Tiberi, Pia Locatelli, Marietta Tidei, Brando Benifei, Marie Granlund, Johan Buser ve Marie Rose Koro dün Şişli Mariot Otel’de Öztürk ile görüştü. Görüşmeye milletvekilleri Sibel Gündüz, Onursal Adıgüzel ve Ali Şeker ile CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat de katıldı. Basına kapalı olarak 1.5 saat görüşen heyet daha sonra açıklama yapmadı. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre Avrupalı heyetin “2 hafta önce Selahattin Demirtaş ile görüştük. Ancak geldiğimiz durum çok daha kötü ve bizi endişelendiriyor. Cumhu riyet Gazetesi’nde görüşmelerde bulunduk. Bu yaşanan ortamda sıranın CHP’de olduğu yönünde ciddi bir endişe yaşıyoruz. Sıra bize gelmez deyip komünistlerden başlayan sürecin benzeri Türkiye’de yaşanıyor. Gazetecilerin ve milletvekillerinin içeride olmasını kabul edemeyiz. Daha ciddi bir reaksiyon gerekiyor. Bizlerde demokratik hakların, halkın elinden alınmasını sadece seyredemeyiz. Bu kötü gidişi durdurma noktasında biz de üzerimize düşeni yapacağız. Erdoğan’ın kendi başkanlık düşüncesini MHP ile gerçekleştirmek istediğini ve bilerek kutuplaşma siyasetini tercih ettiklerini görüyoruz” dedikleri öğrenildi. CHP heyetinin de AKP’nin medya eliyle muhalif partileri hedef gösterdiğine dikkat çekilen görüşmede, “Tepkimizi ortaya koyuyoruz. CHP olarak direnmeye devam ediyoruz” ifadelerine yer verildiği belirtildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet HDP Meclis’e dönüyor İki farklı görüş karşısında bölgedeki tabanın isteğine kulak verdi MAHMUT LICALI HDP’de tutuklamaların ardından parti teşkilatlarının gerçekleştirdiği toplantıda, parti tabanının TBMM’de yasama faaliyetlerine katılma görüşü ağırlık kazandı. Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’la birlikte 10 milletvekilinin tutuklanmasının ardından HDP, parlamento faaliyetlerine katılmama kararı almıştı. Ancak parti tabanından farklı görüşler üzerine HDP yönetimi de bu konuda yerel teşkilatlardan görüş alınmasını benimsemişti. Bu kapsamda geçen hafta boyunca Türkiye genelinde bazı toplantılar gerçekleştirildi. Edinilen bilgiye göre teşkilatlarda da parti tabanında olduğu gibi iki farklı görüş öne çıktı. Batıda özellikle büyük kentlerde tabanın Meclis’e katılmama kararının devam etmesi gerektiği görüşünü dile getirdiği; bölgede ise HDP’nin ne olursa olsun TBMM çatısı altında kendini göstermesi gerektiği görüşü ifade ediliyor. HDP Meclis grubunda da öne çıkan görüş; partinin yasama faaliyetlerine katılması gerektiği olurken, bu konuda kesin karar 2017’nin başına kadar sürmesi planlanan halk toplantılarıyla belirlenecek. Ancak yaşanan son gelişmelerin ardından HDP’nin yasama faaliyetlerine bu hafta içinde katılmaya başlayabileceği, kararın kesinlik kazanmasına kadar çalışmalarını sürdürebileceği dile getiriliyor. l ANKARA BaşkanlığaMHP’Lİ PARSAK İLE AKP’Lİ GÜL GÖRÜŞTÜ ‘merdiven’ sistemi Parsak Gül SELDA GÜNEYSU AKP ile MHP arasındaki başlatılan anayasa değişikliği teklifi çalışmalarında “merdiven” sistemi benimsendiği öğrenildi. Buna göre teklifte aşama aşama gidilecek. İlk olarak başkanlık sisteminin “Cumhurbaşkanı” olarak nitelendirildiği hükümet sistemine ilişkin maddeler masaya yatırıldı. AKP’nin başkanlık sistemini öngören anayasa teklifi için dün AKP Genel Sekreteri Abdulhamit Gül ile MHP milletvekili Mehmet Parsak saatler süren ilk tur görüşmeyi gerçekleştirdi. MHP, AKP’nin teklifine karşı her madde üzerinde oluşturduğu görüşlerini iletirken, daha önceden kararlaştırıldığı gibi yazılı bir metin sunmadı. Edinilen bilgiye göre, görüşmede, “merdiven sistemi” benimsendi. Buna göre, teklif üzerinde ilerleme aşama aşama yapılacak. Merdivenin ilk basamağında ise başkanlık sistemini “Cumhurbaşkanı” sistemi olarak kurgulayan hükümet sistemine ilişkin maddeler bulunuyor. Cumhurbaşkanının konumundan kaynaklanan fiili durumuna dönük hukuki çerçevenin belirlendiği bu maddelerde MHP ve AKP’nin asgari ölçüde birleştiği ileri sürüldü. Hükümet sistemine ilişkin maddelerde uzlaşma sağlanması halinde ikinci basamaktaki intibak ve uyum maddelerinin yer aldığı ikinci bölüme geçilecek. Gül ve Parsak, ilk tur görüşmenin ardından gelinen noktayı liderlere aktardılar. Gül, Başbakan Binali Yıldırım’la, Parsak ise Bahçeli ile görüşerek asgari müştereklere ilişkin ilerleme kaydedildiği ve görüşemelerin devamı yönünde bir zemin bu lunduğunu aktardılar. Bu arada Bahçeli de MHP Baş kanlık Divanı’nı toplayarak yaklaşık 1 saat süreyle gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Anayasa değişikliği teklifin ilişkin gelişmeleri anlatan Bahçeli de “zarfa değil mazrufa baktıklarına” belirtirken, devleti yönetme yetkisinin  başbakandan cumhurbaşkanına geçmesine mevcut fiili durum dikkate alındığında hukuki bir çerçeve çizilmesi gerektiğine dikkat çekti. Büyük yetkilerle donatılan cumhurbaşkanının, yetkilerini  kötüye kullanması durumunda soruşturma başlatılabilmesi için 330 ve Yüce Divan’a sevk için 367 sayısının önemine de vurgu yapan Bahçeli, MHP’nin parlamenter sisteme ilişkin görüşlerinde sapma olmadığını, nihai kararın Meclis’ten çıkacağını dile getirdi. l ANKARA haber 5 Bizi duyun... Eğer susarsan, sustukça sıra sana gelecek... Kimi dini, siyasi otoritelerin, askeri darbelerin, faşizmin, nazizmin, Stalinizmin,12 Eylül’lerin yaptıkları budur. Yüreğinizden kopan kanlı bir zeytin dalıdır. O kopuş boyun eğmeyi getirir, insan olma bilincinizi alıp götürür, köleci bir toplum yaratır. Gönüllü ya da gönülsüz itaat ve biatın özü budur. İnsanlar ve halklar arasında korkunun ve korkunun ekininin bitip tükenmediğini anlatır İlhan Selçuk. Çağdaş insan, düşmanlığın kaynağını, kökenini, gerekçesini, nedenlerini araştırıp bulan, körgüdülerine ve önyargılarına benliğini kaptırmayan kişidir. Düşmanlığın kölesi olan ilkelleşir. Daha önce İlhan Selçuk’un 90’lı yıllarda aktardığım yazısından bir bölümü aktarmak istiyorum. İlhan Ağabey yazısında şöyle diyordu: “Son günlerde televizyonları izledikçe ve gazeteleri okudukça düşünüyorum: Ya Kürt olsaydım? Doğru düşünebilmek için bu tür zihin cimnastiği yararlıdır; kendini bir başkasının yerine koyacaksın, onun gibi düşünmeye çalışacaksın. Kimdir o başkası? Eşindir, çocuğundur, annendir, Türkiye’de yaşayan Rumdur, Araptır, Ermenidir, Türk’tür, Kürt’tür, patronundur, karşıt partinin lideridir, apartman görevlisidir, evinde çalışan gündelikçidir ya da bir başkasıdır. Evet, ya Kürt olsaydım ne yapardım? Ben de zaman zaman aynı soruyu sorardım kendi kendime? Çok yakınım, canım ciğerim, kafa yoldaşım Kürt dostlarım, arkadaşlarım var; ama bir insan başka insana ne kadar sıcak olursa olsun, yüreğinde küllenen ateşi bilebilir mi? Bağnazlık ve şovenizm, herkesin belleğinin bir köşesinde közlenir; sonra bir gün eşelenince ortaya çıkar.” HHH Uzun bir yazı... Özetleyerek sürdürüyorum: “Düşünüyorum: Ya Kürt olsaydım? 1991 yılında Kürt’ün yüreğini incitecek laftan sakınmalıyız. Kimi zaman insan bilmeden bu işi yapar, bir söz, bir bakış, bir deyim, bir tutum, bilinçdışına taşmış bir eğilim, yaralı bir yüreği büsbütün dağlar. Kendisini feleğin çarkından geçmiş sanan politikacıya bu sorun belki romantik gelebilir; siyasette duyguya yer olmadığı söylenir; insancıllığa bıyık altından gülünür... Yanılgıdır. Üstelik Anadolu’da köyde, kasabada, mahallede, kapı komşu, yan yana, iç içe yaşayan Türkler ve Kürtler arasına her gün taş üstüne taş koyarak duvar örmeye çabalayanlar var; bu işi yurtseverlik uğruna yaptıklarını sanıyorlar. Çok yanlış. Anadolu’yu yurt belleyen insanların benliklerine düşmanlık tohumları serpmek, emperyalizmin oyununa gelmek demektir; bunun için herkes lafını söylerken dokuz kez yutkunmalı, düşünmeli, düşüncesini tartmalı. Ortadoğu’da halkların birbirinin boğazına sarılmasıyla akacak kandan büyük yarar sağlayacak uluslararası tekeller, holdingler, şirketler gözlerini açmış bekliyorlar; Anadolu’da her çatışma, onların bilançolarına kâr olarak yazılacaktır.” Hiç kimsenin her Kürt yurttaşımızı potansiyel terörist olarak görmeye hakkı yoktur. Elbet PKK bir terör örgütüdür. Çözüm Türklerin, Kürtlerin, Süryanilerin, Lazların, Çerkeslerin, Sünnilerin, Alevilerin barış içinde yaşamalarını sağlamadan geçer. Çözüm yeri Gazi TBMM’nin çatısı altından çıkar... HHH Başa dönersek... Bırakalım düşmanlık duygusunu, çağdaş birey olalım; baskıya, otoriteye, terörün her türlüsüne karşı çıkalım, “terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur” diye var gücümüzle haykıralım. Körgüdülere, önyargılara benliğimizi kaptırmadan çağdaş birey olalım... Haydi gelin yaz ayının mavisi olalım denize düşen, seven, sevilen... Sahraya düşen bir suskunluğun içinde sesimizi duyuralım insanlara... Yurttaşların sesine kulak verin halkın vekilleri: “.....Sizler, halkı sindirmek, özgürlükleri yok etmek için değil, biz yurttaşları barış, güven, huzur içinde yaşatmak için seçildiniz. Bilin ki bu gidişe rızamız değil itirazımız var. Bizi duyun!” Cezaevlerinde alarm FETÖ’nün 2122 Kasım’da cezaevlerinde olaylar çıkaracağı istihbaratı üzerine Adalet Bakanlığı, başsavcılıklara bir yazı göndererek bir dizi önlem alınmasını istedi. Milliyet gazetesinden Tolga Şardan, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün Başsavcılıklara gönderdiği yazıyı köşesine taşıdı. 19 Kasım tarihli yazıda, FETÖ’nün, önümüzdeki birkaç gün içinde cezaevlerinde yaşanması olası gelişmelerle ilgili yeni bir iddiayı gündeme getirdiğine atıf yapılarak, cezaevlerinde kalan FETÖ üyesi tutukluların, yan odalarda kalan adli hükümlü ve tutuklulara, 2122 Kasım’da olay çıkartacaklarını ve destek olmalarını söylediklerinin tespit edildiği iddiasına yer verildi. FETÖ üyesi tutukluların, uzun süredir 22 Kasım’a yoğunlaştırdıkları söylemlerin dikkate alınması gerektiği vurgulanan yazıda, alınması gereken önlemler sıralandı. Yazıda, gece vardiyalarının güçlendirilmesi, rehin alma olaylarına karşı dikkatli olunması, cezaevi yakınlarında destek jandarma ve itfaiye ekiplerinin bulundurulması, kameraların aralıksız izlenmesi, olağandışı bir gelişme olması durumunda durumun Ankara’ya bildirilmesi ve emniyetten yardım istenmesi gibi bir dizi önlem sıralandı. Himmet operasyonu İstanbul’da Kuyumcukent’te himmet adı altında para topladığı gerekçesiyle gözaltına alınan 9 kişiden 2 kişi tutuklandı, 7 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ‘Yeğen’ kod aldı gizli tanığın ifadeleri doğrultusunda haklarında gözaltı kararı verilen 44 kişiden 39’u gözaltına alındı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin daha önce ilişikleri kesilen çalışanlarına yönelik operasyonda gözaltına alınan ve 15 Temmuz gecesi MİT ve Özel Harekât Daire Başkanlığı binasını bombaladığı öne sürülen pilot Binbaşı Rafet Kalaycı’nın doktor eşi Özlem Tuğçe Kalaycı’nın da aralarında bulunduğu 29 kişi adliyeye sevk edildi. Edirne’de jandarmanın durdurduğu bir otomobilde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında yurtdışı çıkış yasağı konulan Prof. Dr. M.Y. ile eşi Doç. Dr. U.Y. yakalandı. Komiser intihar etti Bilecik’te komiser yardımcısı olarak görev yapan Hayrullah T. (40) bir süre önce FETÖ ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildi. Bunun üzerine eşi ve çocuklarıyla birlikte kayınpederinin Sakarya’nın Karasu ilçesindeki evine gelen Hayrullah T. evin tavanına bağladığı ipe kendini asarak intihar etti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear