26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 17 Kasım 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Türk Lirası eriyor Yurtiçinde başta başkanlık olmak üzere siyasi ve jeopolitik gelişmeler ile Fed’in faiz artırımı beklentisi nedeniyle dolar endeksi 14 yılın zirvesini gördü Dolar/TL, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) aralık ayında faiz artırımı yapacağı beklentisi ve dolar da global güçlenmeye paralel 3.32 ŞEHRİBAN KIRAÇ la olma ihtimalinin artık gündemde olduğuna dikkat çekiyor. Baskı sürecek Yurtiçinde başkanlık, anayasa değişiklikleri, Yellen’ın gelecek aya ilişkin sinyal verip vermeyeceği izlenecek. Vadeli kontratlara göre Fed’in gelecek ay faiz artırma beklentisi yüzde 94’e yükselmiş durumda. Bu yılın en yüksek seviyesi. St. Cari açık yeniden seviyesini aşarak yeni tarihi zirveye çıktı. ABD’de başkanlık seçimleri sonrası başlayan satış eğilimi AB’nin Türkiye ile ilgili ilerleme raporu, referandum gibi unsurlar ile jeopolitik risklerin TL’deki kırılganlığın art Louis Fed Başkanı James Bullard, Fed’in faiz artırımına gitmesi için aralık ayının “makul” olduğunu belirtti. yükselecek nin devam etmesi tahvil faizlerinde yükselişe ve dolar iştahının artmasına neden olurken, dolar endeksi 100.53’e yükselerek 14 yılın zirvesini gördü. Böylece dolar, ABD’nin Irak’ı işgal edip Saddam Hüseyin’i devirdiği 2003’ten bu yana en yüksek düzeye ulaşmış oldu. 7 Nisan 2003’te dönemin Savunma Bakanı Colin Powell savaşın sonuna yaklaşıldığını ve Saddam Hüseyin’in devrileceğini açıkladığında Dolar Endeksi 101.810 düzeyine çıkmıştı. Dolar Endeksi, ABD’nin en büyük ticaret ortaklarının para birimlerinin dolara karşı değerini ölçüyor. Endeksin yükselmesi doların diğer para birimleri karşısında güçlendiğini gösteriyor. Doların küresel piyasalarda gücünü koruduğunu hatta daha da güçleneceği beklentisi olduğunu söyleyen bankacılar, aralık ayında ABD’de faiz artışına kesin gözüyle bakıldığını ancak gelecek yıl faiz artırımlarının öngörülenden faz masına neden olmasıyla gelecek dönemde piyasada baskı yaratmaya devam edecek. AKP’nin MHP’ye sunduğu başkanlık sistemine ilişkin anayasa değişiklik teklifinde ilk cumhurbaşkanlığı seçiminin 2019’da yapılması öngörülürken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın o süreye kadar düzenlemedeki bazı yetkileri kullanması da sağlanacak. Trump’la arttı Donald Trump’ın ABD’de başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından geçen hafta ilk tepki olarak yeni zirve olan 3.30’u test eden dolar önceki gün 3.29 seviyesine çıktı. Dün ise dolar tarihi zirve yaparak saat 17.20’de 3.3268 seviyesinde işlem gördü. HSBC stratejistleri dün dolar için daha önce 2.95 olan yıl sonu tahminlerini 3.25’e çıkardı. Fed Başkanı Janet Yellen’ın perşembe günü senatoda yapacağı sunum piyasaların yakın takibinde olacak. Başkan Paniğe gerek yok Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Fed’in faiz artıracağı beklentisinin kurun artışında etkili olduğunu söyledi. Tüfenkci “Çok büyük paniğe kapılmamak lazım, piyasa şartları içerisinde dengeleneceğine inanıyoruz ama tamamen de boş bırakmak doğru değil. Bunun ihracata pozitif etkisi de olabilir ama maliyetler açısından da negatif etkisi var. Merkez Bankası kurdaki değişimleri ve yukarı gidişi dikkatle izliyor. Müdahale etmesi gereken nokta olduğunda müdahalede bulunabilir ama şu anda gözlemliyor” diye konuştu. Janet Yellen HSBC dolar/TL kurunun 2016 sonunda 3.25, 2017 sonunda 3.60 olacağını tahmin ediyor. Kurda yükseliş devam ederken, HSBC stratejistleri dolar için daha önce 2.95 olan yıl sonu tahminlerini 3.25’e çıkardı. 2017 sonu için ise 2.85’ten 3.60’a çekerek gelecek yılın para birimi açısından daha zorlu geçebileceğine işaret etti. HSBC stratejistleri yayımladıkları raporda, TL’de piyasa hareketlerinin ‘artan siyasi gerilimleri’ yansıttığını ve piyasaların ‘cari açıkta yeniden artış eğilimi, özel sektörün büyük döviz ihtiyacı ve Merkez Bankası’nın politika duruşuyla elindeki cephanesi’ne daha fazla önem vermeye başladığını söyledi. HSBC, “Dolayısıyla, TL tutmanın, doğru strateji olduğuna artık inanmıyoruz” dedi. HSBC, ABD’de başkan seçilen Trump’ın gelişmekte olan ülke para birimleri için yeni zorluklar yaratacağını da açıkladı. Raporda, “Küresel ve yerel siyasi risk primlerinin daha kalı cı hale geldiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verildi. Algı düzeltilmeli DNG Danışmanlık’tan Fatih Keresteci, küresel piyasalar önceki gün bir miktar soluklanma eğilimine girse de TL’de bu hareketin görülmediğini ve kurda yükseliş olduğunu söyledi. Keresteci Türkiye’de bozulan algının yeniden düzeltilmesi için ya somut manada olumlu bir adım atılması ya da fiyat hareketlerindeki olumsuz trendin tersine dönmesi gerektiğini bu noktada Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın gerektiğinde faizlerde artırıma gidilebileceğini belirtmesinin bile yeterli olabileceğini söyledi. Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Murat Tufan, psikolojik direnç bölgesi olan 3.30 üzerinde tutunamayan dolar, yeni rekor seviyelerinde kalıcı olması durumun 3.3280 3.33003.3500 yeni seviyeler gündeme gelebileceğini söyledi. 700 bin kişi BES’ten ayrıldı Darbe girişimi kredileri frenledi Banka kredilerinde büyüme hızı yılın üçüncü çeyreğinde durma noktasına geldi. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından yapılan açıklamaya göre, ‘15 Temmuz darbe girişiminin neden olduğu şok ve belirsizlik’ finansal sektördeki gelişmelerde de etkili oldu. Açıklamada, yılın ilk çeyreğinde yavaşlama eğiliminde olan kredi büyüme hızının, üçüncü çeyrekte yüzde 9’a kadar gerilediği belirtilirken mevduat ve mevduat dışı kaynaklarda da büyüme hızının yavaşladığı belirtildi. Toplam krediler bir yıl önceye göre yüzde 9, sabit fiyatlarla ise yüzde 1 büyüyerek 1.62 trilyon lira oldu. Toplam mevduat ise yüzde 6 oranında artış ile 1.34 trilyon TL olurken, sabit fiyatlarla yüzde 2 oranında azaldı. Takipteki alacakların toplam kredilere oranı ise yüzde 3’ten 3.4’e yükseldi. l Ekonomi Servisi Garanti Emeklilik Genel Müdürü Onaran, bireysel emeklilik sistemine katılımın kasım ayı itibarıyla geçen yıla göre yüzde 36 azaldığını söyledi 50 milyon lira yatırım Toplam 18 şirketin faaliyet gösterdiği bireysel emeklilik sektöründe, 2016 yılında sisteme yeni katılan her 4 kişiden 1’i tarafından tercih edildiklerini belirten Onaran, “Sektör küçülürken Garanti Emeklilik olarak yüzde 14 büyüdük. Ayrıca 2010 yılından beri en fazla kâr eden şirketiz. 2016 3. çeyrek itibarıyla net kârımız 186 milyon lira. Otomatik Katılım Sistemi’nde de liderliğimizi sürdürmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Bu arada büyürken teknolojik altyapıya da büyük önem verdiklerini kaydeden Onaran, teknolojiye 50 milyon liraya yakın yatırım yaptıklarını ifade etti. Cemal Onaran Ekonomik zorluklar nedeniyle bireysel emeklilik sisteminden ayrılanların sayısı hızla artıyor. 2015 yılında 400 bin civarında kişi toplam birikimlerini alarak sistemden çıkarken bu yıl ayrılanların sayısı 700 bin kişiyi buldu. Garanti Emeklilik Genel Müdürü Cemal Onaran, Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) 6.5 milyon katılımcıya ve 60 milyar liralık fon büyüklüğüne ulaştığını belirtti. Yavaşlama var Onaran, “Her yıl birer milyon artış gösteren katılımcı sayısı bu yıl biraz yavaşladı. Katılımcı sayısında geçen yıl kasım itibarıyla 760 bin kişi artış varken, bu yıl artış sadece 480 binli seviyelerde kaldı, katılımcı artış hızında yüzde 36 azalma var” dedi. 2017 yılından itibaren devreye girecek otomatik katılım sistemine ilişkin beklentilerini de akta ran Onaran, “İlk etapta 100’ün üzerinde çalışanı olan şirketlerin sisteme dahil olması planlanıyor. 6.4 milyon kişinin BES’e gireceğini tahmin ediyoruz. Ancak bu 6.4 milyon kişinin yüzde 30’unun sistemden çıkabileceğini düşünüyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Kriz, Trump ve savaş Trump gerçekten korkutucu ama, “beyaz işçi sınıfının reaksiyoner” eğilimlerinin temsilcisi olduğu için değil. İşçi sınıfının düzene öfkesi başka biçimler de alabilir. Esas korkutucu olan, egemen sınıfın temsilcisi seçkinlerin, Amerikan kapitalizminin, gereksinimlerine uygun ve kullanılabilir olduğunu düşündükleri için Trump’ı (FBI’ın seçim sürecine müdahil olmasının da gösterdiği gibi) desteklemeye başlamış olmaları! Kapitalizmin krizinden kaynaklanan bu tercihin mantıksal uzantısında bir “Büyük Savaş” olasılığı yatıyor. Genişleme eğilimi Kapitalizmin krizi kâr oranlarının düşme (gereken hızda artı değer üretememe) eğiliminden kaynaklanır. Kriz kendini piyasa düzeyinde aşırı birikim/kapasite fazlası ve eksik tüketim/talep yetersizliği, günlük yaşamda işsizlik, yoksullaşma, giderek artan borçlanma olarak gösterir. Talepten fazla üretim yapan kısmını yok ederek, kapasiteyi talebin düzeyine indirmek de, bu uygulama işsizliği yoksulluğu arttırarak talebi daha da daraltarak, borçlanmayı hızlandırarak, depresyona doğru bir kısırdöngü yarattığından kalıcı bir çözüm getirmez. Aksine gittikçe büyüyen bir kredi balonu mali krizleri hazırlar. Daha da önemlisi toplumsal huzursuzluğu, yöneticilere, düzene karşı toplumsal muhalefeti, çoğu zaman bir mali krizin ardından patlamak üzere yükseltir. Kapitalist devlet açısından en güvenlikli yol, ülkede kapasiteyi, istihdamı korumak, bu amaçla, birikim fazlasını mal, sermaye olarak başka ekonomilere ihraç etmektir. Kapitalizmin kriz eğilimleri, aynı zamanda, onun genişleme eğilimlerini besler, emperyalizmin kapitalizme içkin olduğunu gösterir. Genişleme eğilimi, başka ekonomilerin, gelen malları, sermayeyi güvenli biçimde emebilmesi için yeniden düzenleneceği, direnişin mali, siyasiaskeri araçlarla kırılmaya çalışılacağı anlamına gelir. Geçerken, bir zamanların askeri darbelerinin, IMF politikalarının, Kopenhag kriterlerinin, azgelişmiş ülkelerin pazarlarının merkez ülkelerin sermayesinin kullanımına açılması anlamına geldiğini vurgulamak isterim. Ve savaş eğilimi Aşırı birikimin/kapasite fazlasının başka ekonomilere gönderilmesi (kriz eğilimlerin dışlaştırılması) pratikte, son yıllarda Çin için kullanılan bir kavramı ödünç alırsak, “depresyonun ihraç edilmesi” olarak kendini gösterir. Tüm “güçlü” ülkeler “zayıf” ülkelerin ekonomilerini açar kendi depresyon eğilimlerini oraya aktarırken, gittikleri yerlerde de kurulu kapasiteyi, istihdamı hızla yok ederler, açığı doldurmak için kendi mallarını, tüketimi desteklemek için kendi mali sermayelerini gönderirler. Sonuç hep, Meksika’da, Arjantin’de, Türkiye’de, kimi Asya ülkelerinde olduğu gibi şiddetli bir borç ödeme krizi olarak ortaya çıkar. Gelişmiş ekonomilerin sermayeleri azgelişmiş ülkelerin ekonomilerini açıp paylaşıp tükettikten sonra, mecburen gelişmiş ekonomilere geri dönmeye başlarlar. Bu aşamada, özellikle bu geri dönüşün şişirdiği spekülasyon balonları patladıktan sonra, “yıkılacaksa bendeki değil sendeki kapasite fazlası yıkılsın”, “bendeki değil sendeki sermaye devalüe olsun” politikası ister istemez öne çıkar. Artık gündemi, kendi ekonomisini korumaya, karşısındakinin pazarlarını açmaya yönelik politikalar, buradan da ister istemez, gelişmiş ülkeler arasında siyasi askeri gerginlikler doldurmaya başlayacaktır. Bu resmi şöyle tamamlayabiliriz: Bu ortam milliyetçimilitarist, emperyalist politikacıların yönetim içinde ağırlığını arttırarak, silahlanma yarışını, “bir büyük savaş” beklentisini hatta arzusunu da körükler. Trump sayesinde, “reaksiyoner” dalganın öfkesini bu beklentiye, arzuya doğru yönlendirecek bir lider aramaya da artık gerek kalmamıştır. Korkutucu olan budur! Türkiye’nin marka değeri yüzde 29 düştü Financial Times’ın yan kuruluşu fDi Intelligence’in hazırladığı Ulusal Markalar Endeksi 2016’da Türkiye 19’unculuktan 25’inciliğe geriledi. Gerilemeye neden olarak ‘üniformalı terörist darbe girişimi’ sonrası yaşananlar gösterildi. Raporda istikrarsızlık nedeniyle Türkiye’nin marka değerinin yüzde 29 oranında düştüğü ve kaybın 474 milyon dolar olduğu belirtildi. En değerli ulusal markalar yani ülkeler geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ABD, Çin ve Almanya olarak sıralandı. Raporda Türkiye, Brezilya ve Ürdün marka değeri açısından ‘kaybedenler’ grubunda sayıldı. Ürdün’ün kaybı tamamen Suriye’nin oluşturduğu güvensiz ortama bağlandı. Raporda Bengaldeş’in 47’ncilikten 44’üncülüğe çıkarılması dikkat çekti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear