07 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 4 Ekim 2016 10 OHAL, iktidarın yakalandığı ‘hız tuzağı’ 1994 tarihli Hollywood yapımı macera gerilim filmi “Speed”, Türkiye’de “Hız Tuzağı” adı altında gösterilmişti... Filmin macera altyapısında, içi yolcu dolu bir otobüse yerleştirilmiş, hıza duyarlı bir bomba vardır. Düzenek, otobüsün hızı saatte 80 km’yi geçince aktive olmak ve bu hızın altına düşülmesi halinde ise bombayı patlatmak üzere programlanmıştır. Trafikteki otobüsün hızı tabii ki 80 limitini geçer ve o andan itibaren filmin gerilim çerçevesi de belirginleşir: Hız asla 80’in altına düşmemelidir, yoksa otobüs havaya uçar. Bomba bin bir güçlükle etkisiz hale getirilmeye çalışılırken otobüs de şehirde trafiği birbirine katarak 80’in üzerinde yol almaktadır. Otobüstekiler ölümcül kaza ve havaya uçma tehditleri arasında sıkışıp kalmışlardır... Bu çözümsüz bir ikilemdir. İktidar, 15 Temmuz darbe girişiminden beş gün sonra ilan ettiği OHAL sayesinde gaza bastı ve bunun sonucunda Hız Tuzağı filmindeki otobüsün durumuna düştü. Gerekçesi “FETÖ”yü temizlemek olabilir; lakin her türlü hukuki, anayasal ve yasal limit aşılmıştır. İktidar otobüsünün hızla geçtiği yollarda meydana getirdiği hukuk ve demokrasi hasarı büyüktür. KHK’lerden alınan ezici gücün keyfihaksızkuralsız kullanımı nispetinde de bu hasar, kat edilen mesafe uzadıkça artıyor. Otobüs şoförünün direksiyondaki davranış ve ifadeleri, OHAL’den aldığı sınırsız güç sayesinde hayalindeki siyasi menzile daha çabuk varacağı gibi bir zanna kapıldığını da gösteriyor. İktidar, iki nedenden ötürü şimdiden olağanüstü hal bağımlısı olmuştur... Birincisi, sözde normal bir düzene geçildiğinde OHAL’in yarattığı her neviden mağdurlar ordusunun hak ve tazminat ta lepleriyle yüz yüze kalmak istemez. OHAL günün birinde şeklen kaldırılsa bile bu rejim, olağanlaştırmaya çalıştığı olağanüstü yönetim halini sürdürmek isteyecektir. İkincisi, baskıcı tek adam rejimi anayasası hedefinden asla vazgeçilmemiştir. Bu menzile varmak için OHAL fevkalade güçlü ve ezici bir yol temizliği aracı olarak kullanılıyor. Adı OHAL olsun ya da olmasın, bir olağanüstü baskıcı yönetim hali, iktidar otobüsü arzulanan menzile varıncaya kadar sürdürülmek istenecek ve bu arada şoför koltuğundaki, gaza basacak. “Hız Tuzağı” adlı filmdeki gibi, hız limitinin altına şu anda düşmek iktidar açısından imkânsız olmalı. Bu kadar hızlı gitmek ise kaza riskini muazzam artırıyor elbette. Otobüsün şoförü işte bu aralıklarda gidebildiği kadar gidecek... Olağanüstü hallere ihtiyacı çok. Düşmanlara da... Gazeteleri, televizyon kanallarını kapatmaya devam etmeli ki olağanüstü hallerde olduğumuz anlaşılsın. İktidarın yeni tutuklamalara ihtiyacı hep olacaktır. İnsanlar tutuklanmazsa, toplum OHAL’e artık ihtiyaç kalmadığını sanır ve sonra OHAL kalksın ister. O halde tutuklamalar sürecektir. “FETÖ” gerçekten de tasfiye edilse bile “FETÖ’yle mücadele” OHAL’e devam gerekçesi olarak kullanılacaktır. O yetmezse PKK’yle savaş, PKK yetmezse Suriye’de savaş OHAL’in mazeretidir. “Lozan’ın hezimet olduğunu” öne sürmek de olağanüstü halin ölçeğini büyütmekle alakalıdır. Otobüs sürücüsünün, OHAL altında varmak istediği siyasi menzilin ilanıdır: Cumhuriyetin sonu. İktidar hız tuzağına yakalanmıştır. Durursa düşeceğini sanıyor. Bu gerilime kalp dayanmaz. KHK’ler için gözler AYM Başkanı Arslan’da CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı OHAL döneminde çıkarılan KHK’ler için gözler, yarın açıklama yapacağını söyleyen AYM Başkanı Zühtü Arslan’a çevrildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliklerine atanan Recai Akyel ve Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez yarın düzen lenecek törenle yemin ederek görevlerine başlayacak. AYM Başkanı Arslan, törende bir konuşma yapacak. AYM gündeminde OHAL KHK’leri ile binlerce ihraç edilen kamu görevlisinin bireysel başvurusu varken konuşacak olan Arslan’ın mesajları merakla bekleniyor. l ANKARA/Cumhuriyet CEVAP VE DÜZELTME zılı, görsel basında bu açıklama >> Baştarafı 1. Sayfa’da Polis evini bastı” başlıklı haber gerçekle ilgisi olmayan ve iftira niteliği barındıran niteliktedir. Basın meslek ilkeleri uyarınca bir iddianın doğruluğunu önce araştırıp, haberin öznesi kişi ve kurumlarla görüştükten sonra haber yapılması gerekirken tek yanlı haber yapılması etik değildir. Milletimizin göz bebeği olan şehit yakınlarına Valiliğimizce olumsuz davranış sergilendiği yönünde gerçek dışı yayın yapılması iyi niyetli olmayıp hukuka aykırıdır. Yazıda yer alan gerçek dışı iddiaların doğrusu şöyledir. 1 Haberde “Şehit Yakını”, “Şehit Eşi” olarak belirtilen R.D adlı şahıs şehit eşi/yakını değildir. Kendisini “Şehit Eşi” olarak tanıtan, bazı şahıslara da kendisini “Pilot Binbaşı” olarak sunan R.D isimli şahıs hakkında çelişkili beyan ve şüpheli davranışları nedeniyle adli işlem başlatılmıştır. 2 Haberde ilimiz Valisine yönelik olarak kullanılan “Kapımız açık dedi, Kapısına dayandı” başlığı tamamen iftiradır, İlimiz Valisi kimsenin kapısına dayanmamıştır. 1. Maddede belirtilen kişi hakkındaki adli işlemler Valinin değil yetkili Cumhuriyet Savcısının emir ve talimatları doğrultusunda ifa edilmiştir. 3 Yayın tarihinde Valiliğimizce konuyla ilgili basın açıklaması yapılarak tüm ajanslarda ve ya doğrultusunda haber yayınlanmasına rağmen, gazetenizde bugüne kadar re’sen düzeltme yapılmamıştır. Bu haber okuyucunuza basın ilkelerine aykırı şekilde sunulmuş olup kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla değil, Valiliği ve İlimizin Valisini “Şehit yakınlarına saygısızlık yapıyor” gibi göstererek kamuoyu nezdinde küçük düşürmeye yönelik yayın yapıldığına dair kanıyı güçlendirmektedir. 4 Şehit yakınlarının onurlu konumlarını ve büyük acılarını istismar eden ve daha önce çeşitli suçlardan birçok adli kovuşturma geçiren bir kişinin iddialarını araştırmadan, soruşturmadan birinci sayfaya taşıyarak haber yapmanız, gazetenizin İlimiz Valisi Hüseyin Avni Coş hakkında daha önce de gerçeğe aykırı çeşitli haberler yayınlandığı ve bu haberler nedeniyle birçok kez mahkeme kararıyla tekzip yayınlamak durumunda kaldığınız da dikkate alındığında, Valiliği ve İlimiz Valisini sistematik olarak yıpratmaya çalıştığınız anlaşılmaktadır. Yukarıda ayrıntılarıyla cevaplanan haberde yer alan ve kişileri ve kurumumuzu yıpratmaya yönelik iddia ve isnatların tamamı gerçek dışı olup, haklarımız saklı kalmak kaydıyla sorumlular hakkında yasal işlem yapılacağını kamuoyuna saygılarımızla bildiririz Sakarya Valiliği Vekili Av. Ümit YALÇIN haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Özyaşar, avukatlarıyla görüştürülmüyor Avukat Ülsen, dosyadaki kısıtlılık kararı nedeniyle müvekkiline yöneltilen suçlamaları bilmediklerini söyledi MAHMUT ORAL Yunus Nadi ve Haldun Taner Öykü ödüllerinin sahibi olan edebiyatçı ve öğretmen Murat Özyaşar’ın da aralarında olduğu 17 öğretmen geçen cumartesi gününden bu yana Diyarbakır’da gözaltında tutulurken öğretmenlerin avukatları ve aileleri ile görüşmesine izin ti. Özyaşar’ın avukatların verilmiyor. Özyaşar’ın eşi dan Cihan Ülsen ise müvek gazeteci Sibel Oral, 23 gün kili ile görüşme taleplerinin, lük bebeği Mavi Lorin ile bir dosyadaki kısıtlılık kararı likte haber bekliyor. Oral, nedeniyle engellendiğini, bu dün sabah Diyarbakır Em yüzden de hangi suçlamala niyet Müdürlüğü’nden ken Murat Özyaşar rın yöneltildiğini bilmedikle disini arayan bir görevlinin, eşi rini söyledi. Ek gözaltı süresi alın için bir günlük ek gözaltı süre dığında gözaltındakilerin sağlık si alındığını söylediğini ifade et kontrolünden geçirildiğini vur gulayan Ülsen, Özyaşar ve öğretmenlerin dün doktor raporu alınmak üzere emniyetten hastaneye götürüldüklerini, rapor sonrasında da tekrar gözaltı merkezine alındıklarını kaydetti. Ülsen, gözaltındaki müvekkili ve diğer öğretmenlerin, yarın adliyeye sevk edilmelerini beklediklerini kaydetti. l DİYARBAKIR CHP’ye izin yok Adalet Bakanlığı, milletvekillerinin tutuklu gazetecilerle görüşmek için yaptığı başvurulara yanıt bile vermiyor Ekranlar kararınca gazeteci de kalmadı! DBP Diyarbakır İl Başkanlığı dün belediyelere kayyım atanmasını protesto etmek için Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması yapmak istedi. Belediye önüne çok sayıda TOMA aracı ile yüzlerce çevik kuvvet polisi geldi. Emniyet yetkilileri ile DBP İl Eşbaşkanı Hafize İpek arasında, açıklamanın yapılacağı yer ile ilgili, tartışma yaşandı. İpek, açıklamayı belediyenin bahçesinde yapacaklarını belirtince, polis, valiliğin, açık alanlardaki etkinliği yasaklayan kararını anımsatarak, müdahale edeceklerini söyledi. Bunun üzerine basın açıklaması iptal edildi. Hükümetin OHAL gerekçesiyle 12 TV kanalı ve 11 radyoyu kapatmasından önce onlarca gazeteci ve kameramanın izlediği etkinlikleri, bir avuç gazetecinin izlemesi dikkat çekti. l MAHMUT ORAL/DİYARBAKIR ‘Biz yalnız kalırsakKAPATILANRADYOVETELEVİZYONLAR,BASINÖRGÜTLERİYLEBİRARAYAGELDİ darbeciler kazanır’ ALİ AÇAR OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile kapatılmak istenen 23 televizyon ve radyonun temsilcileri, TGS’de düzenledikleri basın toplantısı ile iktidarın kararından vazgeçmesini istedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basınİş ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) çağırısıyla İMC TV, Hayatın Sesi TV (Hayat TV), Özgür Radyo ve TV 10 temsilcileri kapatılma kararına karşı dün TGS’de basın toplantısı düzenledi. İMC TV Genel Yayın Koordinatörü Eyüp Burç, kapatılmak istenen kanalların demokrasi güçlerinin sesi olduğunu söyledi. Burç, “Bir otoriter sistemin kendisine hedef seçeği kesimler gerçeğin sesini verenler oluyor. Biz yalnız bırakıldığımız zaman darbeciler ve otoriter rejim kurmak isteyenler başarılı olacaktır” dedi. Hayatın Sesi TV program koordinatörü Arif Koşar da “Darbe girişiminin püskürtülmesinde AKP’nin ne kadar etkisi varsa buradaki yayın organlarının da o kadar etkisi olduğunu düşünüyorum. FETÖ başarılı olsa sıkıyöne ‘Türküler kapatılamaz’ Yayını durdurulan Yön Radyo özelinde ortak bir metne imzalarını atan sanatçılar, “Türküler Kapatılamaz” başlıklı bir bildiriyi kamuoyu ile paylaştı. Aralarında Arif Sağ, Yavuz Top, Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu, Sabahat Akkiraz, Edip Akbayram, Muharrem Temiz, Özdemir Erdoğan, Cahit Berkay, Sadık Gürbüz, Mazlum Çimen, Rahmi Saltuk ve Onur Akın’ın yer aldığı isimler şu ifadeleri kullandı: “Yön Radyo, ülkemizin en ortak değeri olan Türkülerin sesidir. OHAL gerekçe gösterilerek Yön Radyo hakkında kapatma kararı vermek, biz sanatçıların da sesinin kesilmesi anlamına gelmektedir. Bizler, bu haksız, yanlış kararın kabul edilemez olduğunu belirterek, derhal düzeltilmesini talep etmekteyiz.” l Kültür Servisi tim ve OHAL olacaktı, bugün bu uygulamalar yaşanıyor” diye konuştu. Özgür Radyo’nun temsilcisi Sinan Gerçek de 21 yıldır ezilenlerin sesi olduklarını kaydederek, “Bu süreç içinde 5 sefer kapatıldık ve her seferinde dinleyicilerimizle daha güçlü buluştuk. Kapatmaya karşı özgürlük nöbetinin yanında bugünden sonra dinleyicilerimizin de dahil olduğu sivil itaatsizlik eylemi yapacağız” ifadelerini kullandı. TV 10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin de Muharrem ayında Alevilerin sesi olan kanallarının susturulmak istenmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti. TGS Genel Başkanı Uğur Güç de basın ve ifade özgürlüğünün olmadığı toplumların demokratik olamayacağını vurgulayarak, “İzleyeci ve dinleyicileri de RTÜK’ün 444 1 178 numaralı telefonlarını arayarak tepkilerini koymalarını istiyoruz” dedi. TGC Başkanı Turgay Olcayto ise “15 Temmuz’un ardından muhalefetin de katıldığı ve demokrasi adı altında yapılan ‘Yenikapı ruhu’ öldü. Gazetecilerin mesleğini yapabildiği bir ülke istiyoruz” diye konuştu. TGS’den ziyaret Öte yandan TGS İstanbul Şubesi, Hayatın Sesi TV, İMC TV ve Yön Radyo’yu ziyaret ederek dayanışma duygularını iletti. Şube Başkanı Gökhan Durmuş, “Tek sesliliği kabul etmiyoruz” dedi. İKLİM ÖNGEL Adalet Bakanlığı’nın cezaevindeki gazetecileri ziyaret etmek isteyen CHP’li milletvekillerinin izin taleplerine yanıt bile vermediği ortaya çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, AKP’li Mehmet Metiner’in “FETÖ’cülerin cezaevinde ziyaret edilmeyeceği” yönündeki sözleri üzerine TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nu bugün olağanüstü toplantıya çağıracaklarını söyledi. CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, cezaevindekileri ziyaret etmek için Adalet Bakanlığı’na verdiği dilekçeye 15 gündür yanıt verilmediğini belirtti. Bakanlığı her gün aradığını belirten Salıcı, “Özel kalemin verdiği bilgiye göre dilekçem bakanın imzasında. Son dönemde cezaevinde tutuklanan gazeteci, yazar, siyasetçi ziyaret edebilen birine rastlamadım. Bir vekilin gözaltında bulunan, tutuklanan, neden suçlandığı net bilinmeyen bir kişiyi ziyaretinde ulusal güvenliği ya da yargının bağımsızlığını etkileyen ne olabilir?” dedi. ‘Neden korkuyorlar?’ Ziyaret için 2 kez dilekçe veren İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise cezaevindeki gazetecilerle görüşmek istediğini belirterek, “Gazetecilerle görüşmek ülkeyi hangi konuda tehdit ediyor. Bu ülke mensubuyla görüşmekten neden korkuyor” diye sordu. Bunun “cezaevlerinde kötü muamele” anlamına geldiğini dile getiren Tanal, “Demek ki içeride olan biteni gizlemek için çözümü görüştürmemede buldular” diye konuştu. ‘Amaç yalnızlaştırmak’ Gazetecilerle görüşmek için başvuruda bulunup da yanıt alamayan İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise her gazeteci tutuklanmasında dilekçesini yenilediğini belirterek “Amaç gazetecileri yalnızlaştırmak, onların sorunlarının kamuoyuna ulaşmasını, cezaevlerindeki kötü muamele iddiaları konusunda vekillerin fikir sahibi olmasını engellemek” dedi. Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de daha önce Balyoz, Ergenekon, KCK gibi davalarda yargılananlar ve tutuklu akademisyenlerle görüşmek için yaptıkları başvurulara olumlu yanıt geldiğini anımsatarak “Sayın Adalet Bakanı yine aynıydı. Anlam vermekte güçlük çekiyorum” dedi. Komisyona çağrı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ağbaba, Metiner’in sözleri üzerine komisyonu bugün olağanüstü toplantıya çağıracaklarını söyledi. Ağbaba, Metiner’e “Böyle bir şahsın komisyon üyesi olması bile utanç verici, insan haklarına aykırı” sözleriyle tepki gösterdi. l ANKARA Basın kartları iptal edildi OHAL kapsamında Başbakanlık emriyle 12 televizyon ve 11 radyo kanalının kapatılmasının ardından, yayını karartılan Hayatın Sesi Televizyonu’nun çalışanlarının sarı basın kartı da iptal edildi. Hayatın Sesi Televizyonu Genel Müdür Gökhan Çetin ve Haber Editörü Sultan Özer’in sarı basın kartları Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından iptal edildi. Hayatın Sesi’nden itiraz Karartılan Hayatın Sesi Televizyonunun avukatları karara itiraz etti. RTÜK ve RTÜK’ten sorumlu Başbakan Yardımcılığı’na yapılan itirazda kararın anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu belirtilerek, kanal ile ilgili hükmün kaldırılması talep edildi. İtirazda herhangi bir terör örgütüyle bir ilgilerinin olmadığı belirtildi. Kılıçdaroğlu’na mektup yazdılar Özgür Gündem gazetesinin tutuklu Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya, Yayın Danışma Kurulu Üyeleri Necmiye Alpay ile Aslı Erdoğan için Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde başlatılan “Özgürlük Nöbeti” devam ediyor. Nöbeti dün ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş ve partililer devraldı. Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yazdığı mektubu avukatları aracılığıyla gönderdi. Erdoğan’ın gönderdiği mektupta, “Demokrasiye, barışa inancımızı korumak ve bu kutsal kavramlar için vargücümüzle direnmek bizim ve sizin omuzlarımızdaki tarihi bir sorumluluk” dedi. Necmiye Alpay ise mektubunda, “Bizleri onurlandırdığınız ve demokrasi mücadelesinin yanı sıra barış mücadelesini andığınız için pek çok teşekkür ederim” dedi. İddianame hazırlandı Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla nöbetçi yayın yönetmenliği yapan gazeteciler Nadire Mater ve Tuğrul Eryılmaz hakkında “Terör örgütünün yayınlarını basmak ve yaymak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla hazırlanan iddianame 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Med Nuçe ve Rengîn kapatıldı Avrupa’da yayın yapan Med Nuçe TV kapatıldı. Nuçe TV’nin kapatılmasının ardından 3 yıl önce Fransız uydu şirketi Eutelsat’a ait Hotbird uydusundan yayına başlayan Med Nuçe TV, yayınları aktaran şirketin aldığı kararla dün saat 11.00’de kapatıldı. Türkiye, PKK propagandası yaptığı iddiasıyla Med Nuçe’nin kapatılması için daha önce defalarca girişimlerde bulunmuştu. Polis ve maliye baskını Öte yandan Kızıltepe ilçesinde yayın yapan Radyo Rengîn’e dün baskın düzenlendi. Maliye memurlarıyla birlikte radyodaki eşyaları tutanak altına alan polis, radyonun kapısına kilit vurarak, mühürledi. Bu arada kapatılmasına karar verilen Jiyan TV ve Zarok TV, Özgür Gün TV, Azadi TV ve Özgür Gün Radyo’ya da dün polis ile maliye memurları tarafından baskın düzenlendi. İçerideki demirbaşların sayımı yapıldı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear