Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Pazartesi 24 Ekim 2016 TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Savaş şarkılarıyla? AKP iktidarı Musul’da yaşanmakta olan çokuluslu savaşa katılmak için akıl almaz bir çaba harcıyor; can atıyor. Cumhurbaşkanı başı çekiyor; CHP Genel Başkanı masada yer almazsak üzülürüz diyor; dış işlerinden sorumlu yardımcısı ve MHP Genel Başkanı daha fazlasını istiyor. Kısaca AKP, CHP ve MHP üçlüsü el ele tutuşuyor ve Musul konusunda savaşkan bir ortaklıkta birleşiyor. Böylece Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına daha çok çekecek olan çok büyük ve tarihsel bir yanlışa imza atılıyor. Ülke çok kötü yönetilirken Bu ülkenin başta Güneydoğusu olmak üzere yıllardır yaşadığı can ve mal güvenliği sorunu son zamanlarda artan şehit ve yaralı sayılarının da kanıtladığı gibi iyice ağırlaşmış bulunuyor. Başkent Ankara’da güvenliği sağlamaya artık OHAL de yetmiyor. Ankara Valiliği hak ve özgürlük alanını daha da daraltıyor. 29 Ekim ve 10 Kasım’ı kapsayacak biçimde 30 Kasım’a kadar toplantı ve yürüyüş yasağı koyuyor. Ülkesinin başkentinin can ve mal güvenliğini OHAL ile bile koruyamayan ve ek önlemler alan iktidar Musul’da birilerinin can ve mal güvenliğini mi koruyacak? Bu önemli soru sorulamıyor. Savaş, varsa yoksa başkanlık dışında kalan sorunları unutturuyor. Ülke eğitimini iyice çökerten AKP, bu konudaki toplumsal istemlere, geçen hafta yaptığı gibi kulaklarını tamamıyla tıkıyor; duyarsız davranabiliyor. Bu hafta açıklanan istatistikler son bir yılda işsizlik oranının yaklaşık bir puan artarak yüzde 10.7’ye çıktığını gösteriyor. 1524 yaş gençten iş arayan her beş gençten biri işsizdir; kadınlarda bu oran dörtte bire çıkıyor. Bundan büyük toplumsal kayıp olur mu sorusu ise gündeme gelemiyor. Küresel oyuncu olmak kolay mı? Küresel oyuncu olmak için her şeyden önce kendi evinizi çok iyi yöneteceksiniz; diğer küresel oyuncuların ve onları değerlendiren basın, yayın, bilim, kültür dünyasında çok güçlü bir biçimde yer edineceksiniz. Küresel kamuoyu oluşturanları ey diye aşağılamayacak; değerlendirme kuruluşlarını rüşvetçi diye suçlamayacak ve dört bir yanınız faizle çalışmak zorundayken ben faiz düşmanıyım demeyeceksiniz. Diğer oyuncular sizin sözünüzü dinlemeyi, görüş ve önerilerinizi göz önünde tutmayı zorunluluk sayacaklar. Dahası eğer küresel oyunculuk taslayacaksanız Musul savaşına katılmak için ABD’ye yalvar yakar olmayacaksınız. Kaldı ki, ulusal kurtuluş savaşı özelliği taşımayan her savaşın yalnızca ölüm ve yıkım getirdiği, bu nedenle de bir insanlık suçu; aynı gerekçelerle barışın bir insanlık değeri sayıldığı da biliniyor. Sürecin daha özeli, AKP’nin savaş konusunda yedek oyuncusu olmak için çırpınan ana muhalefet partisinin içine düştüğü niteliksel tükenmişliktir. CHP’nin 1 Mart 2003’te Türkiye’yi ABD ile birlikte Irak savaşına sokacak olan tezkerenin reddedilmesi için oy veren o zamanki ve şimdiki genel başkanları ve kimi milletvekilleri şu sırada da Meclis’tedir. Ancak, nedense sesleri çıkmıyor. Bu durumda CHP’nin Musul tutumu, siyasal tutarlılık, kurumsal akıl, tarihsel ve toplumsal duyarlılık ve ahlak bakımından, kuşaklar boyu açıklanamayacak ve hesabı verilemeyecek bir büyük kara leke olarak, bu partinin yönetici ve milletvekillerinin boynunda asılı kalmayacak mı, sanılıyor. Tamamlayıcı soru şudur: Bilirsiniz en vazgeçilmez arkadaşlık kavga ve savaş arkadaşlığıdır. AKP ile Musul bataklığında savaş ortağı olduktan sonra, yarın halkoylamasında başkanlığı getiren anayasa değişikliğine seçmenden hayır oyu vermesi nasıl ve hangi yüzle istenecektir? 24 EKİM 2016 SAYI: 33255 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.52 05.37 05.59 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 07.19 12.55 15.49 18.19 07.02 12.40 15.35 18.05 07.22 13.03 16.01 18.31 Yatsı 19.39 19.24 19.47 Traktörlü saldırı yorum 13 Genç’teki bombalı saldırıda 2 polis şehit oldu, 19 kişi yaralandı Bingöl Genç’te önceki gece 2 PKK’li, Kaymakam Abdullah Köklü’nün nede şehit oldu. 5’i polis 19 kişi yaralandı. Patlamanın etkisiy Şehidin bir yıllık evli ve eşinin 3 aylık hamile olduğu öğrenildi. Şehit Hakan Akdere’nin Kah konutuna roketatar ile saldı le iki okul, bir kültür ramanmaraş’taki baba evine de rıp içeri girmek istedi. Çatışma merkezi ile birçok ev acı haber gitti. Baba Hüseyin ile sırasında PKK’liler 50 metre uzaklıkta park ettikleri bomba Akdere ve işyerinde hasar oluştu. Saldırıda kullanılan Yıldırım anne Zekiye Akdere acı haberle gözyaşlarına boğuldu. Şehidin yüklü traktörü infilak ettirdi. Tak traktörden geriye kalan parçalar 3 yaşında Eyüp Eymen isminde oğ viye için gelen polislerin içinde bu dün olay yerinden kaldırıldı. Sal lu bulunduğu belirtildi. Şehidin ce lunduğu zırhlı aracın geçişi sırasın dırıdan sonra Genç ilçe merkezine nazesini karşılayan annesi “Kuzum da düzenlenen saldırıda polis Ha elektrik verilemediği de belirtildi. beni bırakıp nereye gidiyorsun” di kan Akdere (29) olay yerinde, ağır Şehit polis Murat Yıldırım’ın ce ye ağıtlar yaktı. Akdere’nin cenaze yaralanan ve Malatya’ya sevk edi nazesi Diyarbakır’ın Ergani ilçesin si bugün Kahramanmaraş’ta topra len polis Murat Yıldırım ise hasta de Kürtçe ağıtlarla toprağa verildi. ğa verilecek. l DHA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr ‘de’ Ayrı Yazılır Uzunca bir süre birlikte çalışma şansına sahip olduğum başarılı genç arkadaşım Erk Acarer’in BirGün’deki köşesinin adı “de ayrı”ydı. Artık köşe adlarına kimse bakmıyor, yazarların adları hem de fotoğraflı, mümkünse renkli ve büyük veriliyor köşelerde. Çağımızın bir gereğidir. Görsellik ve hız öne çıktı. Sosyal medya aldı başını gidiyor. Yazılı basın için tehlike çanlarının çaldığı sık sık söylenir oldu. İnandırıcılığı konusunda şüpheler taşıdığım araştırmalar da yazılı basının ölümünü çoktan ilan etti. Her ne kadar satışını artıran die Zeit gibi farklı örnekler görülse de gelecek yıllar, uzun erimde bir çare, bir çıkış yolu bulunamazsa kâğıttan gazeteler için pek parlak görünmüyor. Ama bu durum da sosyal medyanın yol yakınken eleştirilmesi gerekliliğini ortadan kaldırmamalı. Önce şu sosyal medyadan ne anladığımızı listelemekte yarar var. Herhalde Facebook’tan başlamalı. Onu Twitter izliyor. Fotoğrafın öne çıktığı Instagram; haberin, röportajın, tartışmanın öne çıktığı Periskop ve benzerleri; sesin, görüntünün, videonun kaçınılmaz adresi YouTube dışında daha pek çok olanak hızlı bir şekilde sosyal medya ailesine katılıyor. Kişisel, kurumsal internet sitelerini, gazetelerin portallarını ve kişisel blogları da özellikle unutmamalıyız. Bütün bu sosyal medya araçları geniş olanaklar sunuyor. Bir anlamda devletlerin özgürlükleri kısıtlama genel eğilimine karşı da say damlığın, özgürlüğün, demokratikleşmenin önlenemez yükselişinin araçları bunlar. Yani yaşasın sosyal medya... Özgürlüğün yanı sıra ve ama aynı zamanda bilgi kirliliğinin de araçları olduğunu söylersek, tüm öteki olanaklar gibi saptırmanın, provokasyonların, yargısız infazların, tekzip edilemezliğin, eğer çaresi bulunamazsa kirliliği sonsuza kadar muhafaza etmenin araçları olmak gibi olumsuz bir özelliği de var sosyal medyanın. O nedenle eleştiri oklarını somut ama hakkaniyetli bir şekilde sosyal medyaya yöneltmekten kaçınmamakta yarar var. Sosyal medyanın yukarıda sayılan olumsuzlukları arasında medya sosyal ya da basılı eğer dille hayat bulan bir mecraysa dile verilen zararı belki de öne almalıyız. Çünkü önce söz vardı, sonra da basılı olsun olmasın söz yani harf, kelime, cümle hayata, hayatımıza anlam kazandırıyor. O zaman harfin, kelimenin, cümlenin doğru kullanımı da derdimiz olmak zorunda. Kısa yazmak, konuşmak erdemdir, diyelim ve “de ayrı yazılır” diye bitirelim bu paragrafı. Özellikle de düşünceye, araştırmaya, kısacası fikir üretmeye ağırlık veren site ve blok sahiplerinin dile, dilin gramerine, kurallarına yazılı, sözlü ya da sosyal medyada titizlik göstermesi ne güzel olurdu. Varsın “emojiler”, çizgiler, şifreli heyecanlar, şakayı ciddiyetle sunan sosyal medya mizahı dünyamızı diledikleri kadar zenginleştirsinler itirazımız olur muydu? uTCygYu5la3n.mmaasdıdenin Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu Cumhuriyet’te yer alan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili bir haberle ilgili eleştirilerini iletti. Eminağaoğlu önemli bir konuya değiniyor. Kimi zaman hukuk tekniği ile ilgili bilgi eksiklikleri yanlışlara yol açabiliyor. Eminağaoğlu 16 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan Selahattin Demirtaş’a açılan bir dava ile ilgili haberin sunumunun ve içeriğinin eksik ve yanlış olduğunu belirtiyor. Özetle şöyledir: “Konu, açılan davada Demirtaş hakkında, ayrıca TCY’nin 53’üncü maddesinin de uygulanmasının talep edildiği, bu şekilde Demirtaş’ın siyasi haklarının elinden alınacağı, muhtar bile olamayacağı yolundaki içeriktir. Haber, sanki muhatabın Demirtaş olmasından hareketle böyle bir talepte bulunduğu şeklinde hazırlanmış olup, anılan suç nedeniyle her kimin hakkında dava açılırsa açılsın TCY’nin 53’üncü maddesinin uygulanmasının talep edilmesi gerektiği hukuksal yönden tartışmasız bir durumdur. TCY’nin 53’üncü maddesi, uygulanması duruma göre talep edilen, duruma göre ise talep edilmeyen bir madde değildir. Bu madde, içeriğinde sayılan koşullarda uygulanması zorunlu olan bir maddedir. Habere konu olayda sanki uygulanması talep edilmeyebilecekken, bu maddenin uygulanmasının talep edildiği yolundaki içerik, sorumlu gazetecilik anlayışı ile bağdaşmamaktadır.” Söz konusu haber internet sitesinde yanlış anlaşılmaya yol açabilecek bir başlıkla yer almış fakat daha sonra düzeltilmiştir. Basılı gazetede ise bu başlık kullanılmamıştır. Yine de içerik açısından yeterli açıklığın sağlanabildiği söylenemez. Demirtaş ile ilgili talebin tüm benzer durumlar için de geçerli olduğu haberde anlaşılmamakta, tersi yorumlara kapı açabilecek ifadeler haberde yer almaktadır. B Yetiştiremedik demeyineşiktaş Mogaz Hentbol takımı, 15 Ekim Cumarte Hentbol maçı saat 19.00’da, basketbol maçı si, Velux EHF Şampiyonlar Ligi ketbol Şampiyonlar Ligi’nde Bel ise 21.30’da başlamıştı. Sa maçında Ukrayna ekibi HC Mo çika ekibi Proximus Spirou’yu at 21.45’te başlayan tüm UEFA tor Zaporozhye’yi 2322 yenerek deplasmanda 9275 yendi. Şampiyonlar Ligi maç sonuçla gruptaki ikinci galibiyetini aldı. Gazetemizin ertesi günkü sayı rı gazetemizde yer bulurken bu iki Beşiktaş Sompo Japan Basket larında bu iki maçla ilgili tek sa maçın olmaması üzdü. Saygı ve bol takımı ise 18 Ekim Salı, Bas tır yoktu. sevgilerimle... Serdar Güray ‘Hiç kimsenin kenti’nde yaşamak… “…Tünel’e dev bir fotokopi makinesi yerleştirilmişti. Haznesinden birbirinin kopyası insanlar fırlatıyordu. Karşıdan sıra sıra, oluk oluk, sayfa sayfa geliyorlardı. Aynı dişsizlikle gülüyor, aynı bebeksiz gözlerle bakıyor, aynı haksızlığa uğramışlık duygusuyla kaşlarını çatıyorlardı. Her biri, farklı olduğuna inanıyordu. Bu bakımdan da tıpatıp birbirlerine benziyorlardı. Kendilerine benzemeyenlerin diktikleri binalar arasında yürüyorlardı. Bir süredir kendilerini böyle yerlerde daha iyi hissediyorlardı…” Bu satırları, Tolga Gümüşay’ın “Hiç Kimsenin Kenti” adlı romanından (Altın Kitaplar, İstanbul 2015) aldım. Ama bu romanla kitabında değil, İZTV yapımı, aynı adlı belgeselinde tanıştım. Gerçek bir edebiyat eseri ile kusursuz bir belgeselin evliliğinden ne kadar güçlü bir sanat eserinin doğabileceğine sahne sahne, ardından da sayfa sayfa yazarın canlı rehberliğiyle tanıklık ettim. Çünkü belgeselde bizi romanın geçtiği Galata’da dolaştıran, yazarın kendisi… Çöken bir kültürün romanı… Rastlantının da bu kadarı! Önce bu belgeseli seyretmek, sonra koştura koştura romanı bulup okumaya başlamak, ardından da daha romanın son sayfalarını çevirmeden, bütün hayatını anlatılan yerlerde geçirmiş son Levanten Giovanni Scognamillo’nun ölüm haberini almak! Ama rastlantılar bu kadarla bitmiyor. Çünkü “Hiç Kimsenin Kenti”, aslında çöken bir kültürün romanı. Galata’yı, Asmalımescit’i, Beyoğlu’nu mekân tutmuş olan Levanten kültürü ve ben, sanırım “Kıyıdaki Adam” adlı otobiyografik romanımda ilkgençliğimin bir döneminden söz ederken: “…o gün Asmalımescit’e taşındım” demiştim. Peki, hangi gündü o? Neredeyse doğduğumdan bu yana yaşadığım Moda’ya, yani aile(!) evimin bulunduğu semte iç dünyamda bir daha dönmemek üzere veda ettiğim gün. Yıllarca o semtte, Ermeni, Rum, Musevi, Avusturyalı, Kürt ve Türk karması bir çocukluk ve ilkgençlik ikliminde yaşadıktan, evde ‘ailem’ sandığım kadının ve erkeğin birbirlerine duydukları nefretin kozasıyla sarmalamış ikliminin ‘yuva’ anlamına geldiği yanılsamasından günün birinde o kadından ve o erkekten: “Sen doğmasaydın biz çoktan ayrılmış olacaktık!” serzenişini duyup, gerçekte ne kadar kimsesiz olduğumun bilincine vardığım gün. Bizbizelik, aslında tenhalaşmanın öteki adıdır… Kimsesizdim, çünkü vardığım zaman diliminde artık biraz yukarıda sözünü ettiğim, ilkgençliğimi saran ‘karma iklim’ de dağılmıştı. Bizler, yani sözde ‘buralı olanlar’, o iklimi dağıtmıştık. Belki de ‘bizbize kalmayı’ vatanseverlik saydığımız için! Böylesine bir ‘bizbizeliğe’ kavuştuğumuz(!) gün ise vakit, artık çok geçti. Artık çoktandır Tolga Gümüşay’ın deyişiyle “Bu topraklarda yeşermiş bir varoluş (ya da yok oluş) biçimini tercih etmek, bu toprakların insanlarına yasaktı. Ruhu satmak serbest, yuvasını aramak yasaktı…” “Hiç Kimsenin Kenti”, bir zamanlar herkesinken, hepimizinken, değişim ile yıkımı sonunda eşanlamlı kılarak “hiç kimsenin” kılmayı başardığımız bir kentin romanı … HDP’li 2 vekile cenaze töreni soruşturması HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ile HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan hakkında soruşturma başlatıldı. Baluken ve Aydoğan, Siirt’in Kurtalan kırsalında güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen PKK’li Seyfettin Oynak’ın Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Yeniköy Mezarlığı’ndaki cenaze törenine katılmakla suçlanıyor. İşkence haberlerini takip birimi kuruldu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye ceza ve tutukevlerinde kötü muamele ve işkence olmadığını ileri sürdü. Bozdağ, kötü muameleye ilişkin madyada yer alan haber ve yorumları takip edecek birim oluşturulduğunu açıkladı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bozdağ, şikâyet veya ihbar geldiğinde, inceleme yapılıyor” dedi. 22 PKK’li öldürüldü Tunceli Ovacık’a önceki gün sızma girişiminde bulunan 40 kişilik PKK’li gruba yönelik operasyonda PKK’lilerin kaçış güzergâhları F16 savaş uçakları ve Kobra helikopterlerle bombalandı. Operasyonda 3’ü kadın 7 PKK’li öldürüldü. Şırnak’ta da hava harekâtında, 15 PKK’li öldürüldü. 4 askeri şehit etmişti Hakkâri’de 24 Haziran 2016’da Ceylanlı köyü Ganizark Tepe mevkiinde yapılan operasyon sırasında yola döşediği patlayıcıyı infilak ettirerek 4 askerin şehit olmasına, bir askerin yaralanmasına neden olan E.N.K. isimli PKK’linin İstanbul’da yakalandığı açıklandı. C MY B