14 Kasım 2025 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 10 Ekim 2016 KEMA L GÖKTAŞ kemal.goktas@cumhuriyet.com.tr TASARIM: İLKNUR FİLİZ zor söyleşi 11 soru Sırrı Süreyya Önder: NATO bağlı orduların hiçbir sapmasını eniştekayınço ferasetine bırakmaz. 15 ‘Hendeklerde çözümüTemmuz bir NATO operasyonu, cemaat de elverişli vasıta. Hükümetin darbeyi karşılama senaryosu vardı. Gladyo engelledi’ Çözüm sürecinin en önemli aktörlerinden biri de İmralı heyeti sözcüsü HDP’li Sırrı Süreyya Önder’di. Bir yönetmen ve senaryo yazarı iken BDP’den gelen vekillik teklifini kabul ederek parlamenter siyasete atılan Önder, Kürt siyasi hareketinin HDP ile birlikte Türkiyelileşme macerasının da önemli isimlerinden biri oldu. Ne var ki sürecin bitmesi ve çatışmaların yeniden başlamasının ardından, iktidarın HDP’yi hedef alması ve medya sansürü, Önder’i ve partisi HDP’yi oldukça zor bir siyaset iklimine soktu. Önder’e, çözüm arayışlarının tıkandığı, çatışmaların yoğunlaştığı, OHAL kararnameleri ile siyasetin ve demokratik araçların neredeyse tamamen devre dışı kaldığı, hak ihlallerinin ülkeyi boğucu bir atmosfere teslim ettiği günlerde görüştük. n 15 Temmuz’u nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk ordusu bir NATO ordusudur. NATO da, bağlı orduların hiçbir sapmasını, eniştekayınço ferasetine bırakmaz. Anbean haberdar olur. n Yani? Yanisi şu: Bu girişim baştan sona bir NATO operasyonu. Ordu içindeki cemaat yapılanması, niteliği, sayısı, refleksleri, orduya yerleşmeleri, terfileri ve darbe girişimi tümüyle NATO’nun bilgisi ve çizdiği çerçeve içinde olmuştur. Aksi NATO’nun fıtratına aykırıdır. Cemaat de bu darbenin en önemli elverişli vasıtasıdır. Komuta kademesinin önemli bölümünün sorumluluğu, bilgisi, katkısı ya da bilinçli ihmali vardır. Bu ordu profilinin oluşması, samimi yurtsever ve yüzü sola dönük subayların 12 Mart 1971’den başlayarak tasfiyesi ile mümkün olmuştur. Cemaatin orduya yerleştirilmesi bu planın tamamlayıcı parçası. Orduda bir tek sol bakışlı kurmay kalmadığı için bu başlığın yalnızca birine odaklanılıyor, yani cemaate. O zaman da darbe polisiye bir şeymiş gibi ele alınıyor. Bu darbe girişimini anlamaya/anlatmaya Cumhurbaşkanı’nın, komuta kademesinin, savcıların, Reşat Petek’in mevcut bakışı yetmez. Bakın darbe girişimi hükümetin ön hazırlığı ve halkın kahramanca özverisiyle püskürtüldü. Ama onu salt AKP eliyle yürütülen bir başka darbe girişimi izlemekte. 2. darbe tehlikesi spekülasyonları da bu süren darbenin sözüm ona meşruluğunu sağlamaktadır. Öcalan darbe mekaniği derken tüm bunları kastetmişti. ‘Enişteden önce Rusya var’ n Bir sinemacı olarak burada “senaryo” görüyor musunuz? Rusya’nın ciddi bir ön enformasyon ve uyarısı var. Yani enişteden önce Rusya var. Bence darbe girişimi hükümetin bir senaryosu değildi ama bir karşılama senaryosu hazırlanmıştı. Bir ön tasfiyeye güçleri yetmediği için gelişmelere meyil vermiş olabilirler. Bugün darbeci gözükmeyen komuta kademesinin bir kısmıyla belli bir pazarlık yürütülmüş gibi. Genelkurmay Başkanı’nın helikopterine binen ve binmek isteyen darbecilerin pervasızlığına ve Genelkurmay Başkanı’nın uysal tutumuna baktığımızda bu senaryo hissediliyor. Bir de 15 Temmuz ve yeni darbenin servet transferleri boyutu var ve bundan bağımsız okumak mümkün değil. n Gülen’in yayımladığı ilanda “geçmiş olsun” diye arayan siyasetçiler arasındaydınız. Siz de mi kandırıldınız? Sırrı Süreyya Önder’e ‘Tutuklanmayı bekliyor musunuz’ diye sorduk. Cevabı şöyle oldu: Medyaya, aydınlara vahşi yönelim ne için? Mahkemelerden zorla getirme kararları geliyor. Proje hiç rafa kalkmadı. Maliyet hesapları yapıyorlar. Böyle söylemekten hayâ ederim. Ben n Fetö ile Kürt hareketi arasındaki cemaatin önemli isimleriyle birçok gö ittifak iddiasına ne dersiniz? rüşme yaptım. Tamamı eşbaşkanımızın Saçmalık boyutunda bir psikolojik sa ve ilgili arkadaşlarımın bilgisiyle ve vaş argümanı. Tüm bu yaşananlar siya müzakere süreciyle bağlantılıydı. Onla sal İslamın iç savaşı. Bunu söylemek üm rı bize muhatap kılan da hükümetin ac meti bölecek bir muhteva taşıdığından ziyetiydi. işe Kürtleri katıyorlar. İşe de yarıyor ma n Nasıl görüşmelerdi bunlar? alesef. ‘Haydi Kürt’e vuralım’ denince sa İlk İmralı görüşmesinde pkk’nin rayda hizalanmayan kim kaldı? elindeki rehin askerlerin bırakılması ve eşzamanlı olarak hasta kck tutuklularının salıverilmesi gerekiyordu. Askerler ‘Hiç olmadıkları kadar güçsüzler’ bırakıldı ama hasta tutuklarla ilgili ce n Kck açıklamasından bazı giri maat engeli yargıda, kollukta, Adli Tıp’ta şimler olduğunu anlıyoruz.. Yeni bir bir türlü aşılamıyordu. “Falanca cema çözüm süreci olasılığı var mı? atçi daire başkanı engel oluyor, değişti Ham umut dağıtmak istemem ama receğiz” deniliyordu. Değiştiriliyordu da iyimser bakışımı korumak istiyorum. yerine getirilen de cemaatçi çıkıyordu. Her şey bir anlamda bölgesel faktörler ‘Önemli bir bakan “Yorulmuşları gidiyor, le de bağlantılı. Ama mevcut halin büyük dinlenmişleri geliyor” toplumsal maliyetler demişti. Bu koşullar altında ülkedeki bütün Bence darbe üretmeden sürdürülmesi imkânsız. güç odaklarıyla önemli bir diplomasi yürüttük. Cemaat de bunlar girişimi hükümetin bir senaryosu değil Maalesef hükümet ve Cumhurbaşkanı barışı reddeden, savaşı dan biriydi. Bu diploma di ama bir karşılama se önceleyen bir noktada ‘ siden kısmen sonuç da aldık ama sürece takoz koyma tutumlarını hiç naryosu hazırlanmıştı. Bugün darbeci gözük lar. Öncelikle imitasyon muhataplar yaratmaya çalıştılar. Bunla bırakmadılar. O “geçmiş olsun” ilanı da bu süreçte gelişmiş beşeri münasebetlerin sonucu. meyen komuta kademesinin bir kısmıyla belli bir pazarlık rın bir etkisi olamayacağı anlaşıldı. Yeni bir sürecin önünde iki temel engel var. Birin n Cemaatten kimlerle, neleri görüştünüz? yürütülmüş gibi. cisi, Öcalan’ın ‘nerede kalmıştık’ sorusunu Medyadaki ve sivil duymak istemiyorlar. toplumdaki temsilcileriyle görüştük. Ge Eski mutabakatı uygulayacak cesaretleri nellikle cemaatçi valilerin, kaymakam ve güçleri yok. Bakmayın hâkimi mutlak ların, polislerin, savcıların çözüm süre gibi gözükmelerine, tarihte hiç olmadık cindeki olumsuz tutumlarına, sekte vur ları kadar güçsüzler. Saldırganlık ve yok ma çabalarına ilişkin konular bizim ta etme arzusu bu güçsüzlüklerinin tezahü rafımızdan gündemleştiriliyordu. Bir de rü. İkincisi, bölgede fiilen yükselen Kürt tv’lerinde nefret söylemi yayan dizilerin gerçekliği karşısında kendilerini konum kabul edilemezliğini dile getirdik. On landırdıkları pozisyonun irrasyonel olu lar da özellikle bölgedeki dershanelerine şudur. Bu pozisyon bir gayya kuyusuna yönelik engellemelerden yakınıyorlardı. dönüştü. Kadro olarak yararlandıkları in Hiçbir somut netice elde edemedik. sanların neredeyse tamamı ya kripto ce n Hükümet dışında cemaatle de “para maatçi şüphesi altında ya da kendileri lel görüşmeler” oldu diyebilir miyiz yani? ne darbe yapma potansiyeli taşıyan eski Sürece toplamında baktığımızda çok kuvvetler. Cesur olabilseler, mutlak ik tali görüşmelerdi bunlar diyebiliriz. Mu tidar arzularından feragat edebilseler ve hatabımız öncelikli olarak hükümetti ta demokratik birlik mottosuyla yeni bir çı bii ki. Bir tek faydası oldu, kullandıkları kış noktasına gelseler her şey çok daha sorunlu dil bir parça düzeldi. kolay, meşru ve ortak iyilik çerçevesinde gerçekleşecek. n Siz daha önce “Hendekler kapan sın çağrısı yapabiliriz, ama halkta karşılığı olmaz” demiştiniz. Gelinen noktada “keşke hendekler kapansın deseydik” diyor musunuz? Hatırlayın İmralı heyeti daha önceki “hendek krizi”ni çözmüştü. DiyarbakırBingöl yolu hendeklerle kapanmış, askerler rehin alınmıştı. Kalekollara halk tepki göstermişti. İki gün sonra mgk toplanacaktı ve bugün çoğu darbecilikten tutuklu askerler sert müdahale istiyordu. Biz hükümetin önerisiyle inisiyatif aldık. Sonunda kalekol inşaatları durduruldu; rehin askerleri aldık. Kimsenin burnu kanamadan diyalogla çözdük. Mgk üyesi bakan mgk toplantısındayken bizimle koordinasyon yürütüyordu. Yani salt çağrı yaptığınızda bir karşılığı olmuyor. Karşılıklı barışı önceleyen hamleler yapılmazsa, bizden istenen şey o gençlerin ölüm fermanlarına bizim de bir imza atmamızdı. Bu imzayı atamazdık. Yeterince güvercin kasabı kol gezerken bu insanlık dışı olurdu. Bir önemli bilgiyi daha paylaşmak isterim.. Başlangıç aşamasında Silopi’de inisiyatif alıp kimseye zarar gelmeden çözüm ürettik. Fakat daha sonra İçişleri Bakanlığı inisiyatifi kaybetti. Daha derin Gladyo yapılanmaları inisiyatif aldı. Sur ve Cizre’de de bu kanalları işletmeye çalıştığımızda bu Gladyo duvarını aşamadı. n Arabuluculuk mu yaptınız? Doğrudan arabuluculuk değildi. Kendi geliştirdiğimiz bir inisiyatifti. Operasyonların durdurulmasıyla sonuçlandı ve hendekler kapatılmaya başlandı. Fakat devlet içindeki savaşçı kesim bunu süratle provoke etti. n Gladyodan kastınız cemaatçiler mi? Kastettiğim Jeep’lerle gezen doğrudan özel harp unsurları. İkinci hendek meselesi de bu özel unsurların yönelimleri ve çoğu tutuklu polislerin gözaltı furyasıyla başladı. Durup dururken olmadı. Hükümet ve cemaat unsurlarının ittifakıyla yürüdü. Biz savaş olmasın diye çok uğraştık, devam da ediyoruz. Hendekleri bahane ederek Kürt kentlerinin yıkılmasının sorumluluğunu kimse hdp’ye yükleyemez. Bu insanlık suçunun mazereti yoktur. Vekillerimiz doğrudan hedef alındı n PKK için Rojava’da statü elde edilmesi Türkiye’deki barıştan daha mı önemli? PKK’nin meseleler arasında böyle bir hiyerarşi oluşturduğuna dair bir emare yok. n Bölge halkının Cizre, Sur yıkılırken vekillerini yanlarında görmemekten yakındığı söyleniyor... Böyle bir yakınmaya biz muhatap olmadık doğrusu. Kendi adıma en az gide bilen bendim. İki önemli sağlık operasyonu geçirmiştim ve kımıldayamıyordum. Bununla birlikte yapamadığım her şeyin özeleştirisini veririm ancak vekillerimiz seçimden sonra neredeyse Ankara’yı görmediler bile. Aylarca bombardıman altında 24 saat halkla birlikteydiler. Defalarca ölüm tehlikesi atlattılar. Faysal vekilimiz, Ferhat Encü, kadın vekillerimiz canla başla didindiler. Sayın Demirtaş’a iki kez suikast girişimi oldu. Sayın Kürk çü ve Sayın Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu geniş bir heyetimiz doğrudan hedef alındı, kim olduğuna dair bir işaret taşımayan bu Gladyo güçleri tarafından. Resmi bir askerin son anda yaptığı müdahale ile boşa çıktığını biliyorum. n Kolombiya’da halk barış anlaşmasını referandumda reddetti... Barış referandum konusu edilemez, Türkiye’de de Kolombiya’da da. Türkiye’de sürece halkın desteği bölge de yüzde 90, Batı’da yüzde 60’ları bulmuştu. n Barzani’nin arabuluculuğuna güvenir misiniz? Barış için samimi katkı sunacak herkesin desteğinden ancak mutluluk duyarız. Sayın Barzani de deneyimli ve önemli bir lider. Sayın Talabani de öyle. Defalarca görüştük, çoğu verimli sonuçlar üretti. Şartlar elverirse yine görüşürüz. Savaş demokratik siyaseti daraltır n HDP Türkiyelileşme iddiasını sürdürüyor mu? En küçük sapma olmadan ilkesel yaklaşımlarımızı sürdürüyoruz. Değişen şey HDP değil, ülkenin topyekun siyasal atmosferi. Bir kez yaptık. Eksik ve hatalarımızı değerlendirip daha iyisini yine yaparız. 1 Kasım’dan bu yana hiçbir ankette kasım sonuçlarının altında gözükmedik. n PKK’nin HDP’nin önünü kestiğine ilişkin yaygın bir kanaat var. Buna katılmıyorum. Ya da özel olarak bu amaçla hareket ettiklerini düşünmüyorum ancak bizzatihi savaş, demokratik siyaseti daraltır. Bu da sadece HDP’yi değil bütün siyasetleri, oluşumları etkiler. n O halde, devlet çözüm sürecini bitirirken PKK’nin de savaşı kabul etmekte hevesli olduğu yorumlarına ne dersiniz? Başından beri karşılıklı aşılamayan güven sorunu vardı. Savaş hevesle başlatılacak veya yürütülecek bir şey değildir. Sanırım “Hükümet barışa değil, imhaya hazırlanıyor” düşüncesi etkili oldu. Benim düşüncem, bu kaygıların sivil siyasete ve demokrasi güçlerine teslim edilmesiydi. Sonuç ne olurdu bilinmez ama en kötü barış bile daima savaştan iyidir. Öcalan’ın Gülen’e mesajı n Öcalan’ın Gülen için birbirine zıt değerlendirmeleri olmuştu. Öcalan, Gülen cemaatini “paralel devlet” kavramıyla birlikte en iyi tahlil edenlerden biriydi. Cemaatin bazı derin yapılarının süreci engelleyici, provokatif girişimlerinin olabileceğini sıklıkla ifade ediyordu. Ancak, Gülen’in “sulhta hayır vardır” açıklamasını duyunca “birlikte barış için çalışabiliriz” mesajı gönderdi. Temel yaklaşımı, cemaatin çözüm sürecini bozucu etkisini ortadan kaldırmaktı. Aslında mesaj sadece Gülen’e değil, onu himaye ve kontrol edenlereydi. ‘Destanroman yazacağım’ n Görüşme notlarından öğreniyoruz ki, Öcalan’a politikayı bırakmama konusunda söz vermişsiniz. Sözünüzü tutacak mısınız? O sözü tuttum zaten. Bırakmak istediğim politika değil, aktif milletvekilliğiydi. İlk gününden itibaren sevemedim. Gereklerini yerine getirmekte zorlanıyorum. Buna rağmen halka verdiğim vekillik tarifine hep sadık kaldım. Ama politika yalnızca vekillik değil. Yaşlanıyorum. Sağlığım hiç iyi değil. Zihnim eski küşayişinde (açıklık, ferahlık) değil. Genç arkadaşlara hayranlıkla bakıyorum. Onlara alan açmamız, kendimize ve ülkemize yapacağımız önemli iyiliklerden birisi olacak. n Vekilliği bırakmaya hazırlanıyorsunuz diye anlıyorum.. Zaten üç dönem oldu. Tüzüğümüz gereği nöbeti devretmemiz lazım. n Sonrasında ne yapmak istiyorsunuz? Artık biriktirdiklerimizi ve gözlemlerimizi kayda geçme günlerimiz. Çok notlar biriktirdim. Fırat’ın doğduğu yerden, Şattül Arab’a kadar olan ve kadim haritalarda “Tufan Coğrafyası” olan bölgenin yüzyıllık hikâyesini bir destanroman olarak anlatmak istiyorum. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear