20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 5 Eylül 2015 EDİTÖR: can doker TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 7 A Y N KO Dersim’in kadınları haykırıyor: Barış! Barış! Barış! unceli’de yani bölge TUNCELİ olarak Dersim’deydim. Kadın Özgürlük İZLENİMİ Meclisi’nden arkadaşlarla mezraları, yaylaları dolaştık. Yaz başından beri orman yangınlarıyla, bölge insanına uygulanan taciz ateşleriyle gündeme gelen Dersim’de. Sadece ve sadece bir tek nedenle IŞIL RK gittik: Hakikati öğrenmek ÖZGENTÜ ve sizlere aktarmak için. 1934, 1990 yılları Dersimliler için göç yıllarıdır. Devletin terör nedeniyle boşalttığı köylerinden evlerini, hayvanlarını, kutsal sularını ve kutsal otlarını bırakıp büyük kentlere, yurtdışına gitmek zorunda kaldılar. Ama hiçbiri kutsal ziyaret yerlerini, top atışlarıyla harabeye gören evlerini, çok nadir yetişen otları ve Munzur suyunun söylediği şarkıları unutmadı. 2000’li yıllarda geri dönmeye başladılar. Yıkılan evlerini onardılar, yeniden elma bahçeleri oluşturdular ve ölülerinin mezarlarını (onların istedikleri gibi) evlerin hemen yanına yaptılar. Ve Munzur suyunun şarkılarını yeniden dinlemeye başladılar. Ama bu anlattıklarım, 7 Haziran’dan önceydi. 7 Haziran’dan sonra Tunceli kentini dört bir yandan kuşatan karakol ve kalekol’lardan (yeni yapılan sur tipi karakol ) hiçbir uyarı yapılmadan taciz atışları başladı ve ardından helikopterler arı kovanlarının bulunduğu, büyük ve küçük baş hayvanların otladığı yaylalara, yanı başında mezarların bulunduğu evlere ateş açtı. Ve muhtarlara tebligatlar gönderilmeye başladı: “Köyleri boşaltın, sorumluluk kabul etmiyoruz!” Tunceli’ye çok yakın, Hiçik Vadisi’nde Çiçekli köyündeyiz. Köyün girişinde yakılmış yeni bir bina var. Hikâyesi ilginç, köy halkı burada oturan kişinin muhbirlik yaptığını öğrenince evi yakmış, ama muhbir evde olmadığı bir zamanda. “Yazıktır mecbur kalmıştır” demişler. Aynı köyden Fatma Tümen Hanım’ın evine doğru yol alıyoruz. On gün önce bir akşamüzeri, köye karakollardan ateş açılmış ve dört helikopter sürekli köyün çevresinde gezerek köyü resmen taramış. Hiçbir uyarı yapılmaMelek Hanım 1934’te dan. O kadar çok 2 ağabeyi ve babasını kendi deyimiyle kı taramışlar ki, on yımda yitirmiş. Şöyle gün sonra biz geldiyor: Ölmeden barışı diğimizde evin arkasındaki ormana bir görsem... gittik ve on dakika içinde dört kişi yetmiş beş mermi kovanı bulduk. Kovanlar öylece duruyor. Helikopterler o kadar yakından geçiyorlarmış ki, Fatma Hanım dayanamamış terasa çıkmış ve ellerini iyi yana açıp, helikopter pilotuna bağırmış: “Vur Allah aşkına vur!” Fatma Hanım çok öfkeli ve şöyle anlatıyor: “O Çiller’i hiç affetmem, benim yüz arı kovanıma ateş açtırdı, arılarım öldü, inşallah o ölen arılarımın ruhu onu öbür dünyada rahat bırakmaz! Biz o zaman köyümüzü terk ettik. İzmir’e gittik, adamım muhasebe bilirdi işe girdi, çocuklarımızı büyüttük ama köyün tadı hep damağımızdaydı. Sonra kocam ölünce vasiyet etmiş, burada bir mezar yaptım. Sonra da eşimin yanında yaşayayım diye kredi çekip bir ev yaptırmak istedim. Ama işte koymadılar, bombardıman yapıldığında işçiler damda çalışıyorlardı, kendilerini aşağı attılar, şimdi de gelmiyorlar, her şey yarım kaldı. Karşı köyde kardeşim var, bombardımanı görünce telefonlar da kesik, beni öldü sanmışlar, kardeşim kalp krizi geçirmiş.” Fatma Hanım elinde mermi kovanları Tayyip Erdoğan’a şöyle sesleniyor. “Çiller bizi topraklarımızdan sürdü şimdi sen de bunu yapmak istiyorsun ama yağma yok, kocamın mezarını bırakmam, ölsem de bırakmam.” Gene bölgedeyiz. Nereye gitsek yanmış meşe ağaçları. Bölge endemik bitki örtüsü açısından çok zengin ama kurşunlardan çıkan kıvılcım her şeyi yakıp geçmiş. Yangınları söndürmeye giden köy halkı, Dersimli gönüllüler, bölgede sadece dört orman işçisinin çalıştığını ve bir zamanlar iş gören arazözün de yandığını söylüyorlar. Ancak belediyenin kepçesi imdatlarına yetişmiş. Ben bunları anlatan insanların yanan ormanlara bakıp ağladıklarını gördüm. Dersim bölgesi sadece insan olarak tenhalaştırılmaya çalışılmıyor, bitki örtüsü de yok ediliyor. Sanki burası başka bir vatan. T Acı bohçası Yine şehit, yine öfke Mardin Dargeçit’te şehit düşen polisler toprağa verildi. Şehit Hatunoğlu’nun kayınvalidesi, “Cumhurbaşkanı, Başbakan gelip canımızı geri versin” diye feryat etti Şehit polis memuru 22 yaşındaki Ahmet Akalın için de Konya’nın Doğanhisar İlçesinde tören düzenlendi. Anne Kamile Akalın sinir krizi geçirirken, 5 ay önce nişanlandığı hemşire Kübra Eski ise güçlükle ayakta durdu. Şehidin cenazesinin üzerine nişan bohçası konuldu. ehit polis Akif Hatunoğlu’nın cenazesi Sarıçam ilçesindeki baba evine getirilerek helallik alındığı sırada yakınları ve sevenleri gözyaşlarına boğuldu. Şehidin kızı Sebiha’ya ise polis şapkası takıldı. Şehidin Trabzon’dan gelen kayınvalidesi Fatma Gümüştaş, tören sırasında “Cumhurbaşkanı, Başbakan gelip bunların canını geri versin” diye feryat ederken, hemşire eşi Semra Hatunoğlu da “Hani 2 gün sonra buluşacaktık. Ben bu kıza nasıl bakacağım?” diye ağladı. Cebinden, “Eğer bir gün yaban ellerde şehit düşersem, hiçbir hükümet temsilcisi gelmesin cenazeme. Çünkü onlar uyuduğu için bunca şehitler verildi. Kızımı devlete emanet etmiyorum. Çıkıp kürsüden sakın ha ‘emaneti emanetimizdir’ diye konuşmasınlar” yazılı mektup çıkan Hatunoğlu’nun cenazesine devlek ve hükümet yetkilileri gelmedi. Şehidin kayınbiraderi ise “İnsanları tenekelerle göreve gönderiyorsunuz. Paranız mı yok sizin?” dedi. Bu esnada bir kişinin, “Şehidimiz var, kimse bağırmasın” dediği duyulunca, şehit yakını şöyle devam etti: “Benim şehidim ölmeden önce bağırıyordu zaten. Kıçı kırık bir şortland ile koyuyorsunuz onu. Bu teneke araba ile göreve gidiyor. Sen saray yaptırıyorsun, 1 milyar dolara saray yaptırıyorsun, saray... Teneke şortlandla göreve gönderiyorsunuz; hani biz büyük devletiz” diye tepki gösterdi. Şehit Hatunoğlu defnedildikten sonra mezarı ba Ş A Y N ALA NA A D A Kocamı yalnız bırakmam Cenazeye hükümetten gelen olmadı ‘Teneke şortland...’ Şehit Aksoy’un Alanya’daki cenazesinde eşi Aysun Aksoy ve 12 yaşındaki oğlu Mehmet gözyaşı döktü. Cebinden çıkan vasiyetinde, cenaze töreninde hiçbir devlet yetkilisinin olmasını istemeyen şehit Hatunoğlu’nun eşi, elindeki resmi öperek “Emanetine iyi bakacağım” dedi (üstte). şında amcasının oğlu, şehidin kamuoyunda büyük yankı uyandıran “vasiyetnamenin” olmadığını ileri sürdü. Törende şehidin Dargeçit’ten gelen silah arkadaşları, vasiyetnameyi kastederek, ‘Var’ cevabını verdi. Dargeçit’ten geldiğini söyleyen polis, “Sizin yok dediğiniz şeyi de biz okuduk. Ama siz nasıl yok diyorsunuz, anlamıyorum” dedi. Dargeçit İlçe Emniyet Amiri İbrahim Halil Aksoy için Alanya’da cenaze töreni düzenledi. Cenazenin evine giderken eşi Aysun Aksoy, tabuta sarılarak, “Gitme, ayağa kalk” diye feryat etti. Törenin ardından cenaze mezarlığa götürüldüğü sırada şehidin eşi “N’olur götürmeyi” diye ağıtlar yaktı. Şehit Ahmet Akalın için de Konya’da tören düzenlendi. Törene 5 bin kişi katıldı. Şehit Mehmet Hüseyin Balta, için ise önceki gece Diyarbakır’da tören düzenlendi. Şehidin yakınları Kürtçe ağıt yaktı. lYurt Haberler Mardin’in Dargeçit ilçesi’n de şehit olduğu saldırının ard 4 polisin ından kent merkezinde bir grup protes yaptı. Araçlarıyla konvoy to gösterisi şeklinde tur atan gençler, Karayolları Parkı’nda şehitler için bir dakikalık say Marşı okuyup, PKK ve Öc gı ve İstiklal alan aleyhine slogan attı. Bir kadın, “Kürt bir polis eşi olarak kahrolsun PK Gözyaşları dinsin artık” de K diyorum. di. Mardin’de PKK’ye te pki Tunceli’de 1 polis şehit unceli’nin en merkezi yeri Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Şehit Nahit Bulut Polis Merkezi’ne dün saat 11.20 sıralarında 2 PKK’li saldırdı. Çatışma başlayınca çevredeki vatandaşlar panik içinde güvenli yerlere kaçtı. Yüzlerce kişinin korku filmi izler gibi izlediği çatışmada polis memuru Murat Savaş Kale şehit oldu. Çatışmada 16 yaşındaki bir kız yaralandı. PKK’lı kaçamayacaklarını anlayınca biri üzerindeki el bombasını patlattı. PKK’lilerin 1’in öldürülürken, 1’i yaralı olarak yakalandı. Kale’nin şehit haberi Adana’daki ailesini yasa boğdu. Şehit Kale’nin 1 ay önce baba olduğu, yeni doğum yapan hemşire eşi Belgin Kale’nin kendi ailesinin yanında bulunduğu öğrenildi. T Çiller’i affetmem Köylülerden PKK’ye protesto akkâri’de geçen 4 Ağustos’ta, Konur Vadisi’ndeki, Şemdinli ilçesi ile Konur Köyü arasındaki “Mehendi1” köprüsü, PKK’liler tarafından patlayıcı ile kullanılmaz hale getirildi. PKK’liler 2 Eylül’de ise ilçeye ulaşımın sağlandığı, Gülkan Vadisi’nden içinden geçen diğer yol üzerindeki köprüyü de kullanılamaz hale getirdi. Bölgede yaşayan köy 400 köylü Şemdinli’de Konur Vadisi’nde yer alan köprünün PKK’liler tarafından patlatılarak kullanılmaz hale getirilmesine tepki gösterdi Uzman Çavuş’a sokakta saldırı ırnak kent merkezinde CizŞ re Caddesi üzerindeki kırmızı ışıkta duran Lokman Bayar (27) yönetiminde içinde Bayar’ın yeğeni 6 yaşındaki Tayyip Bayar ve uzman çavuş Nuri Karakaş’ın bulunduğu araca PKK’liler tarafından ateş açıldı. Sürücü Bayar, uzman çavuş Karakaş ve ayağından yaralanan Tayyip Bayar, hastaneye kaldırıldı. Şoför Bayar yaşamını yitirdi. H lüler, bu duruma tepki gösterdi. Bölge halkı ayrıca PKK’lilerin Su Gediği bölgesinde bulunan GSM şirketlerine ait baz istasyonlarını yakarak kullanılamaz hale getirmesine de isyan etti. Yolları kesilen, cep telefonlarını kullanamayan Konur ve Uğuraçan köyleri ile bu köylere bağlı Aktütün, Dereyanı ve Yeşilbayır mezlarında yaşayan yaklaşık 400 ki şi,30 minibüs ile Mehendi bölgesine gelerek, PKK’liler tarafından tahrip edilen köprüye doğru yürüyüşe geçti. Köylüler, hayatla bağlantılarının kesilmesini istemediklerini söyledi. Protesto yürüyüşü sırasında bölgeye gelen askerler, köylüler tarafından alkışlarla karşıladı. Kalabalıktan, “En büyük asker bizim asker’”sloganı yükseldi. l DHA Cizre’de sokağa çıkma yasağı Yasağın ardından internet ve telefon kesintileri yaşandı. Gece geç saatlere kadar yoğun silah seslerinin geldiği ilçede kadınlar ve gençler sokaklarda ses çıkarma eylemi yaptı. ırnak Valiliği, Cizre’de dün gece saat 20.00’den sonra sokağa çıkma yasağı ilan etti. Valilik’ten yapılan açıklamada, “Bölücü terör örgütü mensuplarının yakalanması, halkımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması için ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir” denildi. Yasağın ardından Cizre’de internet ve telefon kesintileri yaşanırken Sur ve Yasef mahallelerinde Van’da PKK’lilerin döşediği mayının patlatılması sonucu 1 asker yaralandı. MuşBulanık yolunda zırhlı araç geçerken PKK’liler patlayıcı infilak ettirdi. Uçuruma yuvarlanan araçtaki 8 asker yaralandı. Mardin Nusaybin’de polis hendek kapatırken ateş açıldı, 1 kişi yaralandı. 9 asker, 1 sivil yaralı Ş çatışma çıktı. İlçeden geç saatlere kadar yoğun silah sesleri duyuldu. Televizyonda açıklamalarda bulunan Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret, halkın sokağa çıkma yasağını tanımadığını, kadınlar ve gençlerin sokaklara çıkarak ses çıkarma eylemi yaptığını kaydetti. İmret, silah sesleri duyulan ilçede ka ‘Katliam’ uyarısı dınların zılgıt sesleri ve havai fişek seslerinin yankılandığını söyledi. “Bu gece katliam ile karşı karşıyayız” diyen İmret yaşanacak saldırıya karşı Türkiye halklarının tepki göstererek Cizre ile dayanışma içinde olması çağrısında bulundu. Öte yandan Ağrı ve Tendürek dağları, Ağrı Valiliği tarafından üçüncü kez 15 gün süreyle ‘özel güvenlik bölgesi’ ilan edildi. Bölgede en çok kadınlar haykırıyor: BARIŞ! Ambarlı köyünden Melek Hanım, 97 yaşında, 1934 yılında iki ağabeyini ve babasını kendi deyimiyle kıyımda yitirmiş ama bastonuna dayanarak tüm Türkiye’ye haykırıyor: “Barış! Barış! Barış! C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear