20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 5 Eylül 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 6 ‘Melda Onur Meclis’e 4.5 G vekiller! CHP’nin aktivist milletvekili Melda Onur, geçen seçimde İstanbul’da önseçime girdi, 9’uncu oldu. Ancak araya 4 kontenjan girinci 13. sıraya geriledi ve seçilemedi. Melda Onur, 1 Kasım seçimleri öncesinde, yeniden aday. Kendisine destek verenler de “LGBTİ bireylerin, azınlıkların, sokak hayvanlarının, tüm ezilen kesimlerin yanında olan, her türlü desteği veren, doğa dostu, insan ve hayvan hakları savaşçısı cesur ve güzel insan Melda Onur’u tekrar Meclis’te görmek istiyoruz” diye change.org’da imza kampanyası başlattı. Sosyal medyada da İhsan Özkes’i kontenjandan seçtiren yönetime tepki gösterilip “Melda Onur Meclis’e” çağrıları yapılıyor. Haziran’da seçilen mil7 letvekilleri, şöyle ağız tadıyla vekillik yapamadan, yeniden seçim atmosferine girdi. Büyük bölümü kürsüde bir kere bile konuşma fırsatı bulamadan, yeni seçimde “eski” milletvekili olma riskiyle karşı karşıya kaldı. Tezkere için olağanüstü toplanan TBMM’de, vekillerin yüzünde bir kaygı okunuyordu. Parti yönetimleri 7 Haziran listelerinin büyük ölçüde korunacağını söylese de, bunun garantisi yok. Vekillerin bir başka kaygısı da seçmene, 7 Haziran tablosundan “neden hükümet çıkarılamadığı”nın nasıl anlatılacağı. CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, sürecin sorumlusu olarak Erdoğan’ı görüyor. Ortaya çıkan durumu da Erdoğan’ın Türkiye’ye armağan ettiği 4.5 G sistemiyle özetliyor: “Erdoğan, 4 G teknolojisini beğenmedi, 4.5 G yaptı. 25. dönem parlamentosunu beğenmedi, o 24.5’uncu dönem oldu. Koalisyon kurdurmadı, seçim hükümeti kurdurdu. Böylece, sabah valinin karşısında düğme ilikleyen Emniyet müdürünü, akşam valinin karşısında düğmesini iliklediği bakan yaptı! Bu durumu ‘muz cumhuriyeti’ ifadesi anlatmaya yetmez, ancak ‘cacık cumhuriyeti’ denilebilir!” Merhamet rapça “rahm” sözcüğünden türetilmiş “merhamet”, acımak, korumak, esirgemek, şefkat göstermek anlamlarının tümünü içeriyor. Türkçede onu, yerine göre küçümseme anlamı da taşıyabilecek “acımak” sözcüğü tam olarak karşılayamıyor…. Doğa merhamet duygusundan yoksundur. Yavrusunu seven, koruyan hayvan, bunu içgüdü dürtüsüyle yapar. Duyguların pek çoğu gibi merhamet duygusu da insana özgüdür. Daha açıklayıcı bir deyişle, insan olmada bir aşamadır. Merhamet duygusundan yoksun insan, birçok başka erdeme (cesaret, kararlılık, çalışkanlık, yardım severlik vb…) sahip olsa bile, bu duygudan yoksunsa, insanlığı eksiktir. Böyle bakıldığında, merhamet duygusunun insanı insan yapan en temel duygu olduğu bile söylenebilir … HHH Kendi adıma konuşacak olursam, böyle bir duyguyla çok erken bir yaşta tanıştığımı biliyorum… Sokakta tesadüfen tanık olduğum bir olayda, resmi giyimli birilerince tartaklanıp sürüklenerek götürülürken, onlara kendisini ağır biçimde aşağılayıcı sözlerle yalvaran biri için yüreğimde derin bir acı duyduğumda, çok küçük bir çocuktum… Bu duygu sonraki yıllarda edebiyatla karşıma çıktı… Tek tek örnekler uzun bir liste oluşturur… Merhamet duygusunu öne çıkaran edebiyata hümanist edebiyat diyoruz… Şimdilerde izine pek de rastlanmayan bir edebiyat türü yani… HHH Merhamet duygusunun edebiyattan kovulması onun toplumsal yaşamdan, tek tek yaşamlarımızdan dışlanmasının sonuçlarından biri olsa gerek…. Merhametsiz bir dünyada yaşamaktayız. İnsanların birbirine karşı acımasız, sevgisiz olduğu bir dünya bu. Her zaman böyle miydi bilemem… Fakat bilimin, teknolojinin akıl almaz bir hızla ilerlediği son bir iki yüzyılda, başta merhamet olmak üzere insanı insan yapan duyguların aynı hızla ilerlemek şurada dursun, gerilediği, yine başta merhamet olmak üzere yok olmaya yüz tuttuğu gözle görülür bir olgu… Bu insanlık, vahşi ve üstelik bilimle donanmış bir hayvan dünyasından giderek farksızlaşıyor… Abartmıyorum. Topluca yok oluşa doğru bir gidiştir bu… HHH Bu acı ve acıtıcı sözleri, ülkemizin ve dünyanın eğlence merkezlerinden Bodrum’da sahile vuran, bebeklikten henüz çıkmış ölü çocuğun gözlerimde ve yüreğimdeki görüntüsüyle yazmakta olduğumu tahmin edersiniz… O çocuğun, çocuklarımızın, çocukluğumuzun, insanlığımızın katilleri, merhamet duygusundan yoksun bir çıkar ve sömürü düzeninin ülkemizdeki ve dünyadaki her türden, her çeşit temsilcileriyle, yine her türden ve her çeşit, suskun ve tepkisiz insan sürüleridir… Anadolu Ajansı ve yeni skandal yan Mehmetçiğin fotoğrafını yayımlayıp, yarışma başlattı ve altına da “Ayın Fotoğrafı ve Videosu oylaması başladı! Ayın en iyisini siz belirleyin” diye yazdı. Tabii ki büyük tepki topladı. Nedir bu? Şehidi taşırken ağlayan Mehmetçiğin fotoğrafından mı rant sağlamayı düşünüyorsunuz! Atatürk’ün kurduğu asırlık kurumun geldiği hale bakın. nadolu Ajansı (AA) dün bu kez bir A Twitter skandalına imza attı. Ajans Twitter’dan, şehidi taşırken ağla A Yeni Şafak’tan bir ayıp daha Son günlerde internet sitesi ve twitter hesabından attığı başlıklarla tepki çeken Yeni Şafak gazetesi Melda Onur’un adaylık başvurusunu duyurduğu twitte de bir ayıba imza attı. “Kürsüde soyunan eski vekil CHP’den aday adayı oldu” diyen Yeni Şafak’a tepki yağdı. Melda Onur, 2014’te Meclis kürsüsüne darbeye teşebbüsle yargılanan çArşı’nın tişörtüyle çıkmış, konuşmasına Ali İsmail Korkmaz tişörtüyle devam etmişti. Yeni Şafak daha önce de gazeteci Mehveş Evin’i ‘PKK sempatizanı yazar işten çıkarıldı’ diyerek hedef göstermiş, tepkiler üzerine yazıyı sitesinden kaldırmıştı. ‘Kameralı’ seçim AKP, seçim güvenliğinin sağlanması için sandık kurulan alanlara kamera koymak istiyor Kasım’da yapılacak genel seçimde güvenliğin sağlanmasının MGK’de masaya yatırılmasının ardından sandıkların kurulduğu yerlere kamera konulması gündeme geldi. AKP, teknik altyapının sağlanması durumunda Türkiye’deki 194 bin EMİNE KAPLAN sandığa kamera konulabileceğini, bu şekilde tartışmaların önlenebileceğini düşünüyor. 7 Haziran öncesinde de aynı yönde bir istekleri olduğunu ancak teknik yetersizlik nedeniyle bu uygulamanın yaşama geçirilemediğini belirten AKP yöneticileri, “1 Kasım için de böyle bir düşünce var. CHP, MHP ve HDP de buna sıcak bakıyor. YSK kabul eder, teknik altyapı sorunu da çözülebilirse 1 Kasım’da uygulanabilir” dedi. AKP’nin, YSK’ye bu yönde bir başvuru yapacağı öğrenildi. AKP yönetimi, bölgede terör örgütünün baskısı nedeniyle seçmenin özgür iradesiyle oy kullanamadığı, bazı sandıklarda HDP’ye tulum oy çıkmasının bunun en büyük kanıtı olduğunu savunuyor. Parti yöneticileri, bölgede AKP’nin oy kaybetmesinin bu durumdan kaynaklandığını ileri sürüyor. HDP’nin YSK temsilcisi Mehmet Tiryaki, kendilerinin de sandık alanlarına kamera konulmasını istediklerini belirterek, “Böyle bir uygulamanın seçim güvenliğine hizmet edeceğini düşünüyoruz. Şaibelerin ortadan kaldırılmasını sağlayabilir” dedi. Kamera sisteminin sadece bir bölgede değil tüm ülkede uygulanması gerektiğini kaydeden Tiryaki, “Sadece Doğu ve Güneydoğu’ya kurarsanız o zaman itirazlar ve tartışmalar olacaktır” diye konuştu. Tiryaki, konuyla ilgili olarak başka taleplerin de yer aldığı bir başvuruyu YSK’ya yapacaklarını söyledi. CHP’nin YSK temsilcisi Mehmet Yakupoğlu, kamera sistemine kendilerinin de sıcak yaklaştığını, ancak YSK’nın altyapısının buna uygun olup olmadığı konusunda tereddütlerinin olduğunu söyledi. Yakupoğlu, 7 Haziran seçimleri öncesinde de bu önerinin gündeme geldiğini, ancak yapılan çalışmada kamera sisteminin seçime harcanan para kadar bir maliyetinin çıktığını kaydederek, “Hukuki olarak bir olay yaşandığında kameradaki görüntüler ne kadar delil niteliği taşıyor o da tartışmalı. Teknik ve altyapı sorunları çözülürse gerçekleştirilebilir” diye konuştu. Yakupoğlu, mühürlerin de değişmesinin gündeme gelebileceğini belirterek, “Seçmenler ters tuttukları için mührü oy pusulası yerine ellerine basıyorlar. Bu da deeğişmeli” dedi. l ANKARA 1 Mardin bomboş kaldı FIRAT KOZOK Mardin’deki olaylar sırasında esnaf sık sık kepenk kapatmak zorunda kalıyor. HDP de istiyor eçim öncesi milletvekillerini tüm illerde koalisyon süreciyle ilgili parti görüşlerini anlatmak için görevlendiren CHP’de Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ile Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek Mardin’de temaslarda bulundu. Vekiller, temaslarında edindikleri izlenimleri Cumhuriyet’le paylaştı. Mardin’de 7 Haziran’dan S sonraki süreci ve CHP’nin tavrını anlattıklarını belirten Erek, “Herkes bir an önce barış istiyor. CHP’ye bu konuda çok güveniyorlar. Irak ve Suriye ile ticaret tamamen durmuş. İşten çıkarmalar çok fazla. Ciddi bir elektrik sorunu var. Vatandaş borçlarını ödeyemiyor. İşadamları tüm bu sorunlara karşın ‘biz para kazanmaktan vazgeçtik, aç kalmaya razıyız. Ama terör dursun’ diyor. Vatandaşlar ‘Siz Çanakkale’de, Ankara’da nasıl yaşıyorsanız, biz de öyle yaşamak istiyoruz’ diyorlar.” Nazlıaka ise kentin ciddi bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirterek, “Daha önce yerli ve yabancı turistlerden geçilmeyen sokakların bomboş. Esnaf adeta kan ağlıyor. Seçim güvenliği ile ilgili ciddi kaygılar var. Özellikle halk verdiği oyun güveli bir şekilde YSK’ye ulaşacağından endişe duyuyor.” l ANKARA HP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça da, Şırnak ve Cizre’de incelemelerde bulundu. Halkın seçim sonuçları nedeniyle “Cezalandırıldığını” düşüdüğünü belirten Havutça, kentte ciddi bir gerilim ortamı bulunduğunu, hatta Şırnak Valisi’nin de bu nedenle tugay komutanlığında kaldığı bilgisinin kendilerine verildiğini söyledi. Havutça, “Bölgede PKK’ye toplumsal destek görmedim” diye konuştu. C Vali bile kışlada Geniş zeminli barış çağrısı HDP’de, PKK’ye yönelik tek taraflı ateşkes çağrısının geniş zeminli bir platform aracılığıyla yapılması görüşü tartışılıyor. DP’de, “PKK’ye tek taraflı ateşkes veya saldırıları durdurarak savunma pozisyonuna geçme” çağrısı tartışılıyor. Çağrının, toplumun daha geniş kesimlerine yayılabilmesi için daha geniş katılımlı bir yapı aracılığıyla yapılması görüşü de değerlendiriliyor. Çağrıyı, çatışmaların başlamasından sonra çeşitli etkinlikler gerçekleştiren Barış Bloku’nun yapabileceği dile getiriliyor. Barış Bloku’nda HDP’nin yanı sıra 78’liler Girişimi, akademisyen örgütleri, Alevi örgütleri, kadın örgütleri, sendikalar, siyasi partiler ve bazı CHP’li milletvekilleri de bulunuyor. Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, partinin yetkili organlarında bu konuda öneri, talep ve beklentilerin iletildiğini ancak bu konuda bir karar olmadığını ifade etti. HDP 11 Eylül’de Şırnak’ın Cizre ilçesinde grup toplantısı yapacak. Grup toplantısına HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’la birlikte bütün milletvekilleri katılacak. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Toplantıyı halkımız ile birlikte yapacağız. Cizre’de halkımızın üzerinde yoğun baskı, savaş ve saldırı var. Bunu kamuoyu ile paylaşmak ve OHAL durumunun getirdiği politik zemin olduğunu göstermek istiyoruz” dedi. l MAHMUT LICALI / ANKARA Asker sandık başında durmaz Başbakanlık tarafından yayımlanan ‘Gizli OHAL’ genelgesini eleştiren emekli Tuğgeneral Ali Er, askerin seçim güvenliği için kullanılamayacağını söyledi SERTAÇ EŞ H ‘Mühür de değişebilir’ mekli Tuğgeneral Ali Er, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) görevlerini belirleyen İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesinde yapılan değişikliğin ardından askerin seçim güvenliği ve asayiş için kullanılamayacağını belirtti. Er, “Güneydoğu’daki seçim güvenliği tartışmalarının hedefi, günahların sahibi Silahlı Kuvvetler olacaktır. Başarının sahibi ise AKP olacaktır. Çok gerekiyorsa en azından bu yasal olarak değiştirilmeli” dedi. Er, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, Temmuz 2013 tarihinde AKP iktidarının yaptığı yasal değişiklikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) görevinin yeniden belirlendiğini söyledi. TSK’nin görevinin, “Yurt dışından gelecek saldırılar karşısında Türk vatanını korumak ve yurt dışında ve E kın hukuku, kanunilik rilen görevleri yeriadına bunun yapılması ne getirmek” olarak gerekir” dedi. belirlendiğini anlaVerilen emir kapsatan Er, “Siz İl İdaresi mında yapılacak görevKanunu’nu da kullanaler nedeniyle TSK permazsınız. Çünkü Silahsonelinin ilerde Ceza lı Kuvvetler’in görevleMuhakemeleri Kanurini belirleyen kanunla nu 250. maddesi çeruyumlu değil. Bir de en Ali Er çeveside yeniden savcı son düzenleme, görevhuzuruna çıkabileceğilere ilişkin olanı. Bu ni savunan Er, kurumun siyadurumda, yeni düzenleme gesileşme riskine de dikkat çekçerli olur” diye konuştu. ti. Er, seçim güvenliği açısınYasa değişmeli dan verilecek görevler için de şu değerlendirmeyi yaptı: Bu yasal değişikliği, ‘Giz“İlişkilerde temel kural siyali OHAL’ genelgesini yasiler ne yapılacağını söyler, asyımlayan Başbakan Ahmet ker kendi yasal çerçevesi içinDavutoğlu’nun partisinin yapde nasıl yapacağını planlar. Butığını belirten Er, “Eğer bunun en geniş adı nesnel degünkü genelgeye ihtiyaç varmokratik kontroldür. Ama biz sa, doğruysa geçmişte birlikte olduğunuz insanlarla Silahlı son iki üç yıldan beri SilahKuvvetler’e kumpas kurulduğu lı Kuvvetlerin bırakın ne yapada ortaya çıkan sonuçlardan bi cağını, kışlasından hangi saatri. Asayiş için kullanacaksa, bu te hangi kapıyı nasıl kullanacayasayı değiştirmesi lazım. Bıra ğını siyasilerin emrettiği döne mi yaşıyoruz. Güneydoğuda seçim güvenliği tartışmalarının hedefi Silahlı Kuvvetler olacaktır, günahların sahibi olacaktır. Her türlü başarının sahibi ise AKP iktidarı olacaktır. Eğer seçim sandığının başına komandoyu verirseniz değiştirdiğiniz 35. maddeyi düşünmeniz lazım. Böyle görev veremez.” Askeri birliklerin yurt içinde kullanımının Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Askeri Politik Dokümanının 26. maddesine de aykırı olduğunu kaydeden Er, “Bu dokümanda, ‘güvenlik gücü, kullanılma maksadının ötesinde muharip görevler için kullanılamaz’ der. Tankı, topu, uçağı yurt içinde kullanamazsınız. Ancak jandarmanın kontrolüne vererek bunu kullanabilirsiniz” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA AGİT’e aykırı Cizre’de grup toplantısı C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear