20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Breedlove’a göre Moskova’nın Suriye’deki girişimlerinin tek nedeni IŞİD değil. Rusya, ABD’nin Akdeniz’e erişimini engellemek istiyor BD’nin Avrupa’daki güçlerinin ve NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetleri’nin komutanı Philip Breedlove, Suriye’nin kuzeybatısındaki askeri yığınağından endişe açıkladığı Rusya’nın Akdeniz’de bir savunma “balonu” yarattığı uyarısında bulundu. Rusya’nın Suriye’ye IŞİD’le savaş için gerekenin çok ötesinde kapasitesi olan ileri silahlar gönderdiğini belirten Breedlove, “Hava üslerine çok sofistike hava savunma sistemlerinin gönderildiğini, hava üstünlüğü olan çok sofistike uçakların yollandığını gördük. IŞİD’in sofistike hava savaşı kabiliyeti gerektiren bir uçak uçurduğunu ise daha görmedim” dedi. Pentagon, Rusya’nın Lazkiye’deki bir hava üssüne en az 500 askerle birlikte savaş uçakları, topçu birimleri, tank ve diğer askeri donanımlar gönderdiği görüşünde. Önceki gün Washington’daki Alman Marshall Fonu’nda konuşan Amerikalı hava generali, bunlar arasında düşman uçaklarını vuran SA15 ve SA22 karadan havaya füze savunma sistemleri olduğunu belirtti. IŞİD’in SA15 ve SA22’yle vurulmayı gerektiren uçaklar kullanmadığı, Rusya’nın asıl amacının Esad rejimini korumak olduğunu anlatan Breedlove, Rusya’nın “girilemeyen bölge” manasındaki İngilizce askeri kavramın kısaltması olan “A2AD” oluşturduğu uyarısı yaptı. Putin’in Akdeniz planı A 14 DUNYA İspanya’da Katalanlar için referandum isteyen lidere soruşturma İspanya’nın Katalonya bölgesinde bağımsızlık ilanı vaat eden partilerin parlamento çoğunluğunu elde etmesinden iki gün sonra Özerk Yönetimi Başkanı Artur Mas hakkında dava açıldı. Anayasa Mahkemesi’nin yasak kararına rağmen 9 Kasım 2014’te gayriresmi bağımsızlık reTASARIM: BETÜL BERİŞE ferandumu düzenlemesi yüzünden sivil itaatsizlikle suçlanan Mas, Katalonya Yüksek Mahkemesi’nde ifade vermeye çağrıldı. Görevi kötüye kullanma, yetki gaspı ve zimmetine para geçirmekle de itham edilen Mas, 10 yıla kadar resmi görevlerden men ve 1 seneye kadar hapis cezası alabilir. Çarşamba 30 Eylül 2015 EDİTÖR: PINAR ERSOY ‘A2AD’ kuruluyor ESAD GİTSİN Mİ, KALSIN MI? Baltık’ta da yapıyor General “Suriye’de bu çok kabiliyetli hava savunma sistemlerinin boy göstermesiyle Akdeniz’in kuzeydoğusunda girilemeyen bölge oluşturulmasını izlemeye başlıyoruz” dedi. “Rusya’nın geçen yıl ilhak ettiği Kırım’a füze sistemleri yerleştirerek Karadeniz’de çoktan girilemeyen bölge oluşturduğunu, Doğu Akdeniz’de bir A2AD balonu daha yaratmasından endişe duyduklarını” belirtirken, Kaliningrad’ın da Baltıklar’da böyle bir balon oluşturmak için kullanıldığını sözlerine ekledi. Diğer yandan Moskova’nın “A2AD”si, Ankara’nın Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge talebini de boşa çıkarıyor. I Ülkeler tek tek saflarını belirliyor ŞİD’in yükselişi Suriye krizine taraf olan ülkelerin Esad’ın akıbetiyle ilgili pozisyonlarında çeşitli kaymalara yol açtı: ABD: Obama Esad’a “çocuk katili diktatör” diye çok sert çıksa da kontrollü geçiş sürecinde Esad’ın olup olmayacağına açıklık getirmedi. Kerry buna yeşil ışık yakmıştı. RUSYA: Putin, Esad’ı korumak için Suriye’ya askeri güç yığarken, IŞİD’e karşı savaşta Esad’la işbirliği yapılması ve devlet yapısının korunması gerektiğini söylüyor. İRAN: Şam’a muazzam mali desteğe İran Devrim Muhafızları ve Lübnan Hizbullahı’nın sahada Suriye hükümet güçleriyle omuz omuza savaşması eşlik ediyor. SUUDİ ARABİSTAN: Rusya ve İran’la pazarlıklara rağmen İslamcı militanlarla Esad’ı devirme peşinde. Katar da... TÜRKİYE: Erdoğan ilk kez “Esad’lı geçişten” söz etse de Suud ve Katar’la birlikte İslamcı militanlara destek veriyor ve tampon bölge talep ediyor. BRİTANYA: Esad’ın 6 ay iktidarda kalacağı geçiş sürecine meyletti. FRANSA: Esad’lı geçiş sürecine karşı. ALMANYA: Merkel sığınmacı seli karşısında “Esad’la görüşmeliyiz” dedi. AVUSTURYA: Esad’la çok kısa süreli geçiş dönemine razı geldi. Şam’ın kaderine karar veremiyorlar Putin’in BM kürsüsünden düello, aynı masada yemek ve başbaşa 90 dakika görüşmesinin ardından, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın akıbetiyle ilgili görüş ayrılıkları baki kaldı. Ancak iki liderin IŞİD’le savaşta ortak yollar bulma hedefini koyması, ABD’nin Ukrayna krizi üzerinden tecrit etmeye çalıştığı Putin açısından diplomatik başarı oldu. Rus lider Obama ile görüşmesi sonrası “Yapıcı, iş görüşmesi gibi, şaşırtıcı biçimde açık sözlü geçti. İki tarafın ortak sorunları çözmek için birlikte çalışabileceğini gösterdi” diyerek IŞİD’le savaşta işbirliği için mekanizmalar kuracaklarını söyledi. Rusya’nın Esad IŞİD’e karşı karada BD Başkanı Barack Obama ile Rusya A Devlet Başkanı Vladimir savaşmayacağını ama hava saldırısı düzenleyebileceğinden söz etti. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “Ortak hedefimizin IŞİD’i yenmek olduğunda hemfikiriz. ABD ile Rusya, IŞİD’in başarıya ulaşmasına izin vermemekte kesin kararlı. Ortak hedefi ulaşılabilir kılacak yöntem ve araçları belirlemek için iki ülke dışişleri ve savunma bakanları birlikte çalışacak” dedi. ‘Obama duydu’ Hedef sıcak sular Breedlove Rusya’nın hamlesi için “Dünya sahnesinde büyük bir güç olarak görülmek istiyor. Sıcak sulardaki limanlarını, Doğu Akdeniz’deki hava üslerini korumak istediğinden, Esad rejiminin sahadaki karşıtlarına meydan bırakmak istemiyor” yorumunu yaptı. Lavrov “Obama’nın Putin’in söylemeye mecbur olduğu şeyleri duyduğuna inanıyorum” dedi. ABD’li mevkidaşı John Kerry de Rusya ile “Suriye’nin birlik içinde tek bir devlet olarak kalması, seküler olması, IŞİD’in engellenmesi” gibi temel ilkeler üzerinde anlaştıklarını söyledi. Obama ve Zarif yanlışlıkla el sıkıştı irleşmiş Milletler’de dün tarihi bir rastlaşma yaşandı. ABD Başkanı Barack Obama ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif “yanlışlıkla” el sıkıştı. Böylece bir Amerikan başkanı ve üst düzey bir İranlı yetkili 30 yıl aradan sonra ilk kez tokalaşmış oldu. Reuters haber ajansına bilgi veren İranlı bir yetkili, Obama ve Zarif’in İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin konuşmasından sonra karşılaştığını söyleyerek “Önceden planlanan bir şey değildi. Birkaç saniye B Planlı değil içinde oldu. Ayrıca birbirlerini selamladılar” dedi. BM Genel Kurulu’nda ABD Başkanı Barack Obama ile İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in el sıkışması, 1979 İslam devriminden beri bir ABD Başkanı ile üst düzey bir İranlı yetkili arasındaki ilk tokalaşma oldu. Sıcak temas, İran ile nükleer anlaşmaya varılması ve Obama’nın bunun ABD Kongresi’nde reddedilmesini engellemesinin ardından geldi. ABDİran yakınlaşması, 2013 BM Genel Kurulu’nda ObamaRuhani telefon görüşmesi ve tweet’leşmesiyle Zarif başlamıştı. “Medyayı dize getirmek için ilanlarını kesmeliyiz”, “Bunları batırmak lazım”… Türkiye’deki bizlere çok aşina gelen bu sözler, Asya’nın en demokratik ve dünyanın en müreffeh ülkelerinden Japonya’da, iktidardaki Liberal Demokratik Parti’nin (LDP) gençlik kollarının üyelerine ait… TürkiyeJaponya Medya Forumu için bulunduğumuz Tokyo’da, Japon meslektaşlarımızdan hayretler içinde işitiyoruz. Güvenlikçi anlayışın tezahürleri dünyanın neresine gitseniz değişmiyor. HHH İsmine bakıp aldanmamalı, zira LDP ekonomide liberal ekolün başını çeken, tarihi nepotik ve kleptokratik uygulamalarla dolu, siyasette ise milliyetçi/muhafazakâr çizginin temsilcisi. Asya’da değişen güvenlik iklimi ve Çin’in askeri yükselişine karşı İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ülkeyi selametle barış içinde yaşatıp ekonomik kalkınmayı sağlamış pasifist anayasaya yönelik son hamlesiyle büyük tartışma yaratmış vaziyette. HHH Japonya parlamentosu 19 Eylül’de Ulusal Güvenlik Yasası’nı yoğun protestolara rağmen LDP’nin meclis çoğunluğuyla çıkardı. Japonya’nın bölgesel güvenlikte yerini almasını arzu eden ABD’nin destek verdiği yasa; yakın müttefikler için ve ulusal güvenlik tehlike altına girdiğinde “minimal seviyede” askeri güç kullanımının yolunu açıyor. Sorun şu ki, yasa Japonların militarist heveslerinin bedelini nükleer bombayla ödedikten sonra yaptıkları anayasalarının savaşa başvurmayı tümden dışlayan 9. maddesindeki pasifizm ilkesine aykırı. LDP’nin olası değişikliği parlamentonun iki kanadında da onaylatıp halka üçte ikilik oranla kabul ettirmesi gerek. Ve bu imkânsız olduğundan bulduğu “katakulli”, parlamentodan uygulamayı değiştirecek yasa çıkarmak oldu. HHH Yasayı eleştiren gazeteler anayasaya aykırılık üzerinde duruyor. Geçmişte özsavunma güçleri silahsız biçimde yeniden inşa faaliyetleriyle sınırlı da olsa ABD’nin Irak’taki işgaline destek vermiş Japonya’nın yeni maceralara atılabileceğine, minimum güç gibi muğlak ifadelerin kötüye kullanılabileceğine dikkat çekiyorlar. Çin’le son yıllardaki gerilimler ayrı kaygı kaynağı. Tüm bunları dile getiren gazeteler ise hedef tahtasında. HHH Japonya’da medya hakikaten 4. kuvvet. 127 milyon nüfuslu ülkede günlük gazete tirajları 6070 milyon. Medyanın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı ve ifade özgürlüğü ise Japon anayasasının 21. maddesi ile garanti altında. Elbette siyasilerle sıkıfıkı olup nahoş haber ve yazılar yazmayan gazeteci türü burada da eksik değil. Japon medyası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2015 raporunda basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 61’inci sırada. (Türkiye 149. sırada). Başbakan Şinzo Abe hükümeti son dönemde devlet sırlarını koruma yasasıyla medyaya sınırlama getirirken, silah ihracatına yönelik yasakları tümden kaldırdı. Ulusal Güvenlik Yasası gelinen son aşama. HHH Japonya dediğimiz G8 ve G20’nin önde gelen üyesi. Dünyanın üçüncü en büyük ekonomisi. Yüksek yaşam standartları, sosyal eşitlikle İnsani Gelişim Endeksi’nin en üst sıralarında. Son yönelimi ise Çin’le gelecekte olası savaş kaygıları yerli yerinde dururken soru işaretleri yaratıyor. Basın özgürlüğünün yerinde yellerin estiği, demokratik seçim ve hükümet etme/uzlaşma mekanizmalarını işletemeyen, ülkenin kaderini etkileyecek bir çözüm sürecini çöpe atmış, komşusuna karşı vekâlet savaş yürüten ve askeri maceralara girişmesi olasılık dışı görünmeyen bir memleketten gelmiş gazeteciler olarak bizlere Japon meslektaşlarımızı teselli etmek kalıyor. Muhafazakârlar dünyanın her yerinde aynı galiba. Onların muhafazakârlıkları siyaseten elde ettikleri “cukkaları” muhafaza etmek gibi… AKP’nin Japoncası… Saldırının sırrı çözüldü Tayland’ın başkenti Bangkok’ta 17 Ağustos’ta 20 can alan tapınak saldırısını Karadağ bağlantılı bir insan kaçakçılığı şebekesinin düzenlediği açıklandı. Saldırının polisin insan kaçakçılığını çökertme operasyonlarına misilleme olarak düzenlendiği belirtildi. Saldırının ardından Adem Karadağ adına düzenlenmiş Türkiye pasaportlu bir zanlı gözaltına alınmıştı. IŞİD’den Türk polisinden saklanma kitapçığı IŞİD, mensuplarının polise yakalanmaması için bir kitapçık çıkardı. “İslam Devleti’ne Hicret” isimli kitapçığın 16. sayfasında militanların Türk polisine yakalanmaması için şu öğütler veriliyor: “Her ne kadar planlarınızda geri dönmek olmasa da dikkat çekmemek için biletinizi gidişdönüş alın. Dini bir görüntünüz olmasın. Erkekler sakallarını kesmeli, kot pantolon giymeli. Çantalarında bıçak, kamuflaj ve bot gibi şüphe uyandıracak askeri malzemeler bulundurmamalı. Kadınlar peçe ya da başlarını açıp makyaj, geçici dövme bile yaptırabilir.” Karadağ Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyona ait savaş uçaklarının geçen hafta ‘yanlışlıkla’ hedef aldığı düğünde ölü sayısı 131’e yükseldi. 131 Raul Castro’dan 56 yıl sonra ilk ABD ziyareti ABD’ye 56 yıl sonra ilk kez giden Küba lideri Raul Castro, dünyada her yıl 1.7 trilyon dolar askeri harcama yapılırken günde17 bin çocuğun hastalıktan ölmesini eleştirdi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear