25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 26 Eylül 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY 4 2010’lar 1940’lar eçen gün bir televizyon programında, akademisyen Sedat Laçiner Türkiye’nin 1940’lı yıllara döndüğünü söyledi. Hoca’ya şu yanıtı vermek isterim: Keşke 1940’lı yıllara dönseydi, o günler bugünlerden daha iyiydi. Türkiye 1940’ların ikinci yarısında savaş badiresinin dışında kalmayı becermesine karşın yine de ekonomik açıdan savaş yorgunu idi. O tarihte ülkenin egemeni tek parti yeni bir döneme, çok partili yaşama geçme hazırlıkları içindeydi. Çok partili yaşama geçiş çabalarına karşın, yine de tek parti yöntemi demokrasi değildi. Yine de o dönemin kimi kurumlarının bugünkülerle kıyaslandığında çok daha iyi olduğunu belirtmek bir borçtur. Örneğin o zamanlar anayasa gereği hem cumhurbaşkanı hem de CHP genel başkanı olan İsmet İnönü’nün, bugün anayasa gereği tarafsız olması gereken, ama taraflılıkta direnen Tayyip Erdoğan’dan daha çok Cumhurbaşkanlığı gereklerini yerine getirdiğini belirtmek zorunlu. HHH Tarihimize “12 Temmuz Beyannamesi” olarak geçen olaya şöyle bir göz atmak, bu görüşün haklılığını anlamaya yeter. 1947 yılına gelindiğinde DP kurulmuş, 1946 seçimleri yapılmıştı. Fakat şaibeli 46 seçimleri, muhalefeti tatmin etmemişti. DP içinden sinei millete dönme sesleri yükseliyor, muhalefet iktidarın baskılarından yakınıyor, devletin tarafsız kalacağından kuşku duyuyordu. Kaygılar tek parti döneminde CHP’nin güçlü ve otoriter simalarından Başbakan Recep Peker’in Adnan Menderes’i psikopatlıkla suçlayan bütçe konuşmasından sonra daha da artmıştı. Bu gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, muhalefet lideri DP Genel Başkanı Celal Bayar ve Başbakan Recep Peker ile ayrı ayrı görüştü, ardından da Çankaya’da ikisini de bir araya getirerek, bir daha dinledi ve kendilerine devletin taraf tutmayacağını, muhalefetin iktidarın baskısı konusunda müsterih olmasını söyleyerek güvence verdi. İnönü’nün 12 Temmuz 1947 günü ulusal gazetelerde yayımlanan bu teminat belgesi “12 Temmuz Beyannamesi” olarak anılır. HHH “Meşru ve kanuni siyasi partilere karşı tarafsız ve eşit muamele mecburiyeti, siyasi hayat teminatının temel şartıdır” diyen İnönü’nün muhalefete teminat veren “12 Temmuz Beyannamesi”nin güvencesi altında yapılan hür ve şeffaf 14 Mayıs 1950 seçimleriyle, Türkiye tek parti rejimden çok partili yaşama, sarsıntısız geçiş yaptı. Salt bu yüzden bile bütün demokrasiden yana olanların İnönü’ye bir teşekkür borcu vardır. Kimileri, İnönü’nün bu girişimlerinin önemini küçümserler ve olayı daha çok dünyadaki gelişmelere bağlarlar. Kuşkusuz demokrasiye, daha doğrusu çok partili yaşama geçişte, dünyada egemen olan otoriterlikten demokrasiye evrilme gelişmelerinin etkisi yadsınamaz. Ama kabul etmek gerekir ki çağın gelişmelerine ayak uydurmak bir eksiklik değil, olgunluktur. Ne yazık ki çağa ayak uydurmak açısından Türkiye, Cumhurbaşkanı’nın iktidar ile muhalefete “ben ikiniz karşısında tarafsızım” dediği 1947’le kıyasla, Cumhurbaşkanı’nın ben iktidardan yana tarafım diye taraflılığını anayasanın aksi hükmüne rağmen, bütün dünyaya avaz avaz ilan ettiği 2015’te çok daha geridedir. Zaten Türkiye’nin büyük sorunu da, işte bu zaman geçtikçe ülkenin daha geriye düşmesinden kaynaklanıyor. G Önceki gün: Esed’li bir geçiş mümkün olabilir Dün: Suriye politikasıyla ilgili Türkiye’nin yaklaşımı, başbakanlığım döneminden itibaren neyse bugün de aynıdır. Esed’le asla Suriye’nin kurtuluşu söz konusu değil KATAR EMİRİ KRAVATLI GELDİ CEVAHİR İBRAHİM İ İNCİ VE MÜNC ERİLDİ V TOPRAĞA Erdoğan’dan çark üstüne çark ‘SURİYEYİ SEVİYORSA ESED GİTMELİ’ umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün Suriye politikalarına ilişkin yaptığı açıklamaların çarpıtıldığını belirterek “Suriye politikasıyla ilgili Türkiye’nin yaklaşımı, başbakanlığım döneminden itibaren neyse bugün de aynıdır. Esed’le asla Suriye’nin kurtuluşu söz konusu değil” dedi. İstanbul Büyüşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye politikasına ilişkin önceki gün yaptığı açıklamayla ilgili soruya Erdoğan “Bunlar kasıtlı arayışlardır. Benim Suriye politikası ile Türkiye’nin yaklaşımı, başbakanlığım döneminden itibaren neyse, bugün de aynıdır. Bizim söylediğimiz özellikle, burada bir DAİŞ söz konusu, diğer tarafta diğer örgütlerin yaklaşımı ortada, diğer taraftan da rejim ortada. Bu çalışmalarda, hangi ülkeler bu işin kotarılmasına girecekse, burada böyle bir çalışmayı yapacaksa bu çalışma sürecini ben ifade ediyorum. Geçiş süreci dediğim olay da odur” dedi. Erdoğan, “Esed, eğer zerre kadar Suriye’ye sevgisi varsa, zerre kadar Suriye halkına sevgisi varsa bu işi bırakıp gitmek durumunda. Bizim Suriye’nin içiyle herhangi bir derdimiz yok ama 911 kilometre sınırımızın olduğunu da ne Esed unutmasın ne de dünya unutmasın. 911 kilometre sınırımız var ve her an biz oradaki terör örgütlerinin tehdidi altındayız. Biz buna bir yere kadar sabrederiz. Ondan sonra sabrın da bir sınırı var” ifadelerini kullandı. C İÇERİDE ÇIKARDI Erdoğan, İbrahim Cevahir’in cenazesini Binali Yıldırım’la birlikte omuzladı. rdoğan, Tarabya Köşkü’nde Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Al Sani’yi dün sabah saatlerinde kabul etti. Görüşmeye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun da katıldı. Görüşme yaklaşık 1 buçuk saat sürdü. Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası meselelere ilişkin görüş alışverişinde bulundular. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) kararıyla Sarıyer’deki İstinye Bayırı Caddesi’nin adı Katar Devleti’nin adıyla değiştirilmişti. E Siyasileri buluşturan cenaze umhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoC ğan, kalp krizi sonucu yaşamını yitiren işadamı İbrahim Cevahir ve bir dönem avukatlığını yapan Münci İnci’nin Fatih Camii’ndeki cenaze törenine katıldı. Cevahir Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Cevahir, geçen salı günü geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmişti. Cevahir’in cenazesi dün Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Yeniköy Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Makedonya Cumhurbaşkanı Corge İvanov, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AKP milletvekili adayı SüleyCevahir’in cenazesine Orhan Gencebay da katıldı. man Soylu, eski bakanlar Muammer Güler, dından Erdoğan her iki ismin tabutunu da caHayati Yazıcı, Binali Yıldırım ve Egemen Bami çıkışına kadar taşıdı. İbrahim Cevahir’in ğış, sanatçı Orhan Gencebay, eski Şişli Belecenazesi toprağa verilmek üzere Yeniköy diye Başkanı Mustafa Sarıgül, eski Başbakan Mezarlığı’na, Münci İnci’nin cenazesi ise ZincirTansu Çiller ve eşi Özer Çiller, Beşiktaş Teklikuyu Mezarlığı’na götürüldü. l İSTANBUL nik Direktörü Şenol Güneş katıldı. Törenin ar Suudileri suçlamadı Erdoğan hac faciasına ilişkin olarak da “Suudi yönetimi sürekli proje çalışması yapıyor. Hac organizasyonun sıkıntılı olduğu söylemi doğru değildir. Her şeyden önce ‘kimisi yönetim boşluğu, kimisi organizyonda’ sıkıntı var diye yaklaşımları doğru bulmuyorum. Bunların sırtında küfe yok tabii ki. Hac organizasyonunda değil farklı spor organizyonda da oluyor. Bardağın dolu tarafından bakmak iyi olur. Saldırgan yaklaşımları doğru bulmuyorum” dedi. l İSTANBUL BAHÇELİ’DEN ERDOĞAN’A TEPKİ: KILIÇDAROĞLU’NDAN ERDOĞAN’A: ESAD’DAN ESED’E ESED’DEN ESAD’A DIŞ POLİTİKADA SİZİ KİM KANDIRDI? HP lideri Devlet Bahçeli dün, Genel Merkez’de, partililerle bayramlaştı, sonrasında da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli, Suriye’deki savaşın bitirilmesi için daha önce “kardeşim” dediği Esad’lı formülleri kabul etmeyen Erdoğan’ın “Esed’li bir geçiş mümkün olabilir” sözlerine tepki göstererek, “Esad’dan Esed’e, şimdi Esed’den Esad’a bir dönüş var. ABD ne düşünüyorsa, Erdoğan da Suriye için onu düşünüyor zaten” dedi. Bahçeli, Cizre’deki üç mahallede seçim sandıklarının taşınması kararına da karşı çıkarak M “Ne idüğü belirsiz bir hâkim, sözde ilçe seçim kurulu başkanı sıfatıyla, nereye bağlıdır, kimden talimat almıştır, kime hizmet etmektedir, bunun araştırılması gereken bir kişi, 3 mahallede seçimlerin yapılamayacağı fikrinden hareketle sandıkları diğer mahallelere taşıma ihaneti içine girmiş, böylece Türkiye’nin hükümranlık haklarının olduğu bir alan seçim bahanesiyle PKK’ye terk edilmişti” dedi. l ANKARA FIRAT KOZOK Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Suriye’ye ilişkin son gelişmelere atıfla yaptığı, “Burada Esed’siz bu sürecin olması veya geçiş sürecinde belki Esed ile gidilmesi gibi bir şey olabilir” sözlerine Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu da hedef alarak yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “AKP hükümetinin beceriksiz Suriye politikalarının bedelini sadece Türkiye olarak biz değil artık Avrupa ve tüm in CHP sanlık da ödüyor. Yaratılmasına ortak oldukları insanlık trajedisi nedeniyle uluslararası kamuoyundan da tepki gören bu ikili bugün hiçbir şey olmamış gibi kalkmış ‘Esad’lı çözüm de olabilir’ diyebilmekte” dedi. Hükümetin bugüne kadar “paralel yapı” ve PKK tarafından “kandırıldığını” söylediğini anımsatan CHP lideri, “Peki dış politikada sizi kim kandırdı” diye sordu. l ANKARA SAVCILIK: HABERDE İFTİRA YOK Eleştiriye muhatap olmak doğal CANAN COŞKUN ‘Bismillah’ tartışmalı bayram Siyasi partilerin bayramlaşmasına AKP’nin yasaklanan ‘Haydi bismillah’ şarkısı damga vurdu CHP’li Sezgin Tanrıkulu başkanlığındaki heyet, AKP’li Ahmet Gündoğdu başkanlığındaki heyeti ağırladı. Emrullah İşler başkanlığındaki AKP heyeti, MHP Genel Merkezi’ni ziyaret etti. HDP’yi, DSP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Necati Utkan ve beraberindekiler ziyaret etti. atay Valisi Ercan Topaca’nın Kocaeli Valisi olduğu dönemde makam tuvaletinin tadilatında 752 bin TL harcayarak “altın kaplama” malzemeler kullanmasıyla ilgili haberimize açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Savcılık, haberde iftira niteliğinde bir söz ve beyanın bulunmadığı gibi bu amaçla da hareket edilmediğine hükmetti. Altın kaplama tuvalet Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP lideri Kılıçdaroğlu arasındaki “altın klozet” polemiğinin de çıkış noktası olmuştu. Vali Topaca’nın şikâyetiyle başlatılan soruşturma sonucu verilen takipsizlik kararında, gazetecilerin yazılarında kullandıkları ifadelerin polemik niteliğinde olsa dahi, nesnel açıklamayla desteklendiklerinde, bu ifadelerin asılsız kişisel saldırı olarak görülemeyeceği belirtildi. Kararda, kamu görevinde bulunan veya talip olanların diğerlerine oranla daha sert eleştirilere muhatap kalmasının doğal karşılanması gerektiğine vurgu yapıldı. Savcı Umut Tepe tarafından verilen takipsizlik kararında içeriğin yayından çıkarılması veya erişimin engellenmesi yönünde de talepte bulunulabileceği hatırlatıldı. H iyasi partilerin bayramlaşmalarına, AKP’nin Yüksek Seçim Kurulu’nca yasaklanan “Haydi bismillah” şarkısı damgasını vurdu. Bayramlaşma buluşmalarında, AKP’nin CHP’yi ziyareti sırasında bismillah tartışması yaşandı. AKP Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu başkanlığındaki AKP heyetini, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun başında olduğu heyet karşıladı. Gündoğdu, “Haydi bismillah CHP ile bayramlaşmayı başlatalım” dediklerini söylemesi üzerine Tanrıkulu da “Biz S de her günümüze, her işimize ‘haydi bismillah’ diyerek başlıyoruz” ifadesini kullandı. Gündoğdu’nun AKP’nin bugüne kadarki faaliyetlerini “Her işin başı besmeledir” anlayışıyla yaptığını, CHP’nin buna karşı çıktığını ve bunu tartışma başlatmak için söylemediğini belirterek, besmelenin 78 milyonun değeri olduğunu dile getirdi. Gündoğdu, “Besmeleyle start verdiğimiz çalışma da bir milletvekiliniz tarafından YSK’ye götürüldü. Sayın Genel Başkan da ‘Biz ibadeti Allah için yaparız’ dedi. Şimdi, ‘Biz ibadeti Allah için yaparız’ siyasete dini alet etmek olmuyor da ‘haydi bismillah neden oluyor’u kamuoyu anlayabilmiş değil” ifadelerini kullandı. Tanrıkulu da Gündoğdu’nun sözlerine karşılık, “Hem ‘78 milyonun ortak değeridir’ diyorsunuz hem de seçim şarkısı gibi bir propaganda aracına, herkesin kutsal değeri olan besmeleyi koyuyorsunuz. Yasaklanan propagandadır” dedi. AKP heyetinin MHP’yi ziyaretinde de AKP’nin yasaklanan seçim şarkısı konuşuldu. İşler’in AKP’nin seçim müziğinin YSK tarafından yasaklandığını hatırlatması üzerine MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, MHPli Mah mut Tanal’ın başvurusu üzerine şarkının yasaklandığını kastederek, “Her seçimde böyle bir şansınız oluyor. CHP, o noktada yetişti yine imdadınıza. AKP ne zaman sıkışsa CHP bir ip atıyor” görüşünü savundu. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken siyasi partilerin bayramlaşma heyetlerini kabulünün ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baluken, bazı il seçim kurullarının seçim sandıklarının taşınması yönünde aldığı kararla ilgili halkın iradesinin gaspedilmeye çalışıldığını belirtti. l ANKARA C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear