20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 21 Eylül 2015 söyleşi TASARIM: İLKNUR FİLİZ 14 SELİN ONGUN Bİ soRmak lazım [email protected] ‘Bizi engelleyen polis, asker söylüyor: Bu gidiş, gidiş değil’ Avrupa Birliği Bakanı HDP’li Ali Haydar Konca, Cizre’deki sokağa çıkma yasağı esnasında hükümet üyeleri ile yaptıkları ‘Cizre temaslarını’ ve katıldığı ilk Bakanlar Kurulu’nu anlattı vrupa Birliği Bakanı Ali Haydar Konca, mülki idare amirliğinden gelen bir isim. Bir dönem avukatlık da yapan Konca, HDP Kocaeli milletvekili olarak parlamentoya girdi. Şırnak, Cizre’deki sokağa çıkma yasağı nedeniyle ilçeye gitmek isteyen HDP heyetinde de yer alan Bakan Konca, hükümet üyeleri ile yaptığı Cizre temaslarını açıkladı. Gelecek Bakanlar Kurulu’nda aktaracağı notlarını anlattı. Söyleşinin tamamını okumak üzere www.cumhuriyet. com.tr’ye de bekleriz. n Bakanlar Kurulu bir kez toplandı. Kabine üyelerinden daha önce tanıştığınız isimler var mıydı? Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Fikri Işık’ı Kocaeli’nden tanıyordum. Masada yanınızda oturan bakanlarla doğallıkla tanışıyorsunuz zaten. Genel tanışma ortamı şöyle gerçekleşti. Sayın Başbakan herkesin elini tek tek sıktı. Ayrıca herkes kısaca kendini tanıttı. Sonrasında kabinenin gündemi temelinde görüşüldü. n Çıkışta neler hissettiniz, nasıl bir başlangıçtı sizin için? İlk toplantıda Sayın Başbakan’dan ya da diğer bakanlardan beşeri anlamda hiçbir soğukluk vb. bir his almadım. Gayet olumlu bir atmosferdi. Hatta basına açıklama yapılmadan önce Sayın Başbakan’a hitaben 1 Eylül’ün Dünya Barış Günü olduğunu, Türkiye’deki çatışma sürecinin bütün toplumu üzdüğünü, barışın yeniden oluşturulması bağlamında bir açıklama yapmanın yatıştırıcı ve iyi olacağını düşündüğümü ve bunda ısrar ettiğimi söyledim. Sayın Numan Kurtulmuş tarafından da o paralelde bir açıklama yapıldı. Bu, başlangıç olarak benim için iyiydi. A NECATİ SAVAŞ Konca, sorumuz üzerine “Makamda böcek araması yapılmadı. Fikirlerimi, açıklıkla her yerde söylüyorum zaten” diyor. n Siz ne dediniz? ‘Yurtdışına çıkma denirse skandal olur’ n Yaşananlarla ilgili olarak sizinle temasa geçen AB temsilcileri oldu mu? Hayır, ilk geldiğimde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüştük, o da bir nezaket görüşmesiydi. Bizi Brüksel’e davet etti. Brüksel programımızı planlıyoruz. n AB Bakanlığı’nın yetkilerinin sınırlandığı, sizin de yurtdışına çıkışınızın kısıtlandığına dair haberler çıktı. Bunlar gerçeği yansıtıyor mu? Yurtdışına çıkışlarla alakalı bir genelge geldi. Alt kademelerdeki personelin yurtdışına çıkışlarının bir kısmı Başbakanlık’ın iznine bağlanıyor. Bakanlar zaten yurtdışına çıkarken yerlerine yapılacak atama için Başbakanlık’a bilgi verir. Genelgede böyle bir yazılı içerik olmasa da bunun yapılması bir teamüldür. Avrupa Birliği Bakanı yurtdışına çıkmayacak, böyle bir şey olabilir mi? İlgili genelgede böyle bir şey yok. Yurtdışı ziyaretimiz olduğunda teamül gereği olarak Başbakanlık’a programımızı bildireceğiz. “Hayır gitme” denirse, bu bir skandal olur. C M Y B ‘ Şu ikisini hayata geçirelim, önerisinde bulundum. 1) Biz oraya gittiğimizde sokağa çıkma yasağı kaldırılmış olsun, bizler de vatandaşları teskin edelim, dinleyelim. 2) Bu olmayacak ise aracı olarak bu işi çözmeye çalışalım, dedim. Kültür Bakanı işine baksın gidelim, Kabul görmedi, ertesi gün yola çıktık. n Kültür Bakanı Yalçın Topçu’nun n Nasıl kabul görmedi? Cizre ziyaretiniz nedeniyle size ve KalGrup olarak gidip taraflar arasında arakınma Bakanı Müslüm Doğan’a yönebulucu olmamızı kabul etmedi Sayın Balik “ya istifa etsinler ya azledilsinler” kan. Operasyonlar yapılacaktır, dedi. Busözlerini duyduğunuzda aklınızdan ne nun üzerine Cizre seyahatimiz başladı. geçti? n Geçişinize izin veBizim, hükümette yer rilmedi. Arabalardan Cizre’ye gitmeden almamız anayasal bir zoindiniz, arazide yürürunluluktan kaynaklanıönce İçişleri Baka meye başladınız. O anyor. Bu duruma “zorunnı, Selahattin Bey’i ik larda neler hissettiniz? lu sorumluluk” diyorum. arazide altıyeBakanlık görevini bina etmemi istedi. Sayın di Evet, kilometre yürüdük. ze kimse bir lütuf olarak Bakan, Cizre’de arabu İşin doğrusu yürüyüşte vermedi, anayasa verdi. arkalarda kaldım; daluculuk yapmamızı ka en Üstelik seçilmiş bir kiha önce kalp krizi geçirşi olmayan, atanmış bir bul etmedi. İlle gitmek diğim için stent amelikişi olarak Sayın Kültür yatım var. Bakan olmuşistiyorsanız iki bakan Bakanı’nın durumdan vasunuz, milletvekili olzife çıkararak, “ahlaklıgidebilir, demiş. muşsunuz, halk sizi seçlarsa istifa etsinler ya da miş; fark etmiyor. Muaazledilsinler” gibi bir söz mele aynı. Önümde yüsöylemesi ne haddidir ne rüyen insanlara bakıyorum; milletvekide hakkıdır. Bunu şiddetle kınarım, açıkli, eşbaşkan, bakan, insanlar hep birlikçası o seviyeye düşmeyi de istemiyorum. te yürüyor. Amacınız, sıkıntıyı, acıyı dinSayın Kültür Bakanı kendi işiyle meşgul dirmek. Ülkem adına çok büyük üzünolsun, kendisini değerlendirsin ve yer altü duydum. Tekrar edeceğim, hiçbir devdığı bakanlığın görevlerini yapmaya çalet karşısında bir silahlı güç varsa seyirlışsın. Bizim nasıl görev yapacağımıza ci kalmaz. Bu çok açık. Ama devlet, bunu ve neden Cizre’ye gittiğimize onun karar yaparken halkının güvenliği için her türverme yetkisi yoktur. Kendisinin sözleri lü önlemi alır. Devletin istihbarat birimtek kelime ile abesle iştigal etmiştir. Kalleri yok mudur; hangi evde, kimde hangi dı ki çok acı bir süreç yaşıyoruz. Bu bağsilahlar var ise orayı kuşatırsınız, deyim lamda yaşanan süreci ayrıntılı olarak anyerindeyse, dalından armut koparır gibi latmakta fayda görüyorum. sorunu çözersiniz. Diğer yandan size sorn Buyurunuz... mazlar mı; o silahlar oraya nasıl geldi? İdarecilikten geldiğim için özellikNiye tedbir almadın? Bizi can güvenliği le güvenlik bağlamlı yönetimin çok hasnedeniyle Cizre’ye sokmadıklarını söylesas olduğunu biliyorum. Bir devlet kendi diler. Bu insanlar can güvenliği için evlesi dışında silahlı bir güç var ise ona karrine hapsedildi ise, öyle can güvenliği olşı elbette güvenliği sağlayacaktır, gerekmaz olsun, 23 kişi öldü. Perişan oldu inli önemleri alacaktır. Orada tartışılacak sanlar. Cizre’de olanlar halkın topyekun bir konu yok. Ancak devlet bunu yaparcezalandırılmasıdır. Cizre’nin bütünü örken çok ilkeli, şeffaf ve açık olmalıdır. güt olarak mütalaa ediliyorsa söylenecek Başka bir ifade ile hukuk kuralları dışısöz kalmıyor. Bunları düşündüm. na çıkmamalıdır. Bu süreçte yaptığım gön Başbakan’la özel bir temasınız oldu rüşmelerde Sayın İçişleri Bakanı’na da mu bu arada? Şırnak Valisi’ne de bir cezalandırma gibi topyekun sokağa çıkma yasağının ve o görüntülerin Türkiye için hayırlı olmayacağını, bölgede de sıkıntı yaratacağını, konunun beşeri ilişkilerle çözümünün doğru olacağını söyledim. n Cizre’ye gitmenizden önce mi oluyor bu konuşmalar? Evet, Cizre’ye gitmemizden önce Sayın İçişleri Bakanı beni aradı. “Selahattin Bey’in Cizre’ye gideceğini duyduklarını, şu aşamada oraya gitmenin iyi olmayacağını, operasyonlar nedeniyle güvenlik riski olduğunu” söyledi. Bakanlar Kurulu’nda birlikte olmaktan kaynaklanan meslektaşlıkla da devreye girmemi, bir nevi aracı olup Selahattin Bey’i ikna etmemi istedi. ‘ ‘ Hayır, Cizre yürüyüşüne başlamadan önce Sayın Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’u aradım. Kendisiyle iki uzun konuşmamız oldu. Ona da aynı şeyi söyledim. Burada yapılan uygulamanın hukuk ve insan haklarıyla alakası olmadığını, toplumda büyük kırgınlığa, duygusal kopuşlara yol açabileceğini dolayısıyla bunun Türkiye’nin geleceği açısından iyi bir yol olmadığını söyledim. Konuşun, tartışın biz bir heyet oluşturalım, o heyet Cizre’ye gitsin, ikna yoluyla bu işi çözmenin çaresini bulalım, dedim. Ankara ile telefon trafiği n Numan Kurtulmuş nasıl yanıtladı? Sayın Kurtulmuş açıkçası olumsuz bakmadı ama oradan da olumlu bir çözüm üretilmedi. Kendisi konuyu konuşup geri döneceğini söyledi ve geri döndü. İçişleri Bakanı ile arayacaklarını söyledi. İçişleri Bakanı da Kalkınma Bakanı Müslüm Bey’i aradı. “Eğer ille de gitmek istiyorsanız, iki bakan gidebilirsiniz” şeklinde bir beyanı olmuş Müslüm Bey’e. Onu da biz kabul etmedik. n Neden etmediniz? Biz Cizre’yi bilmeyiz, yanımızda yörenin vekilleri var, onlarla birlikte heyet olarak gidelim ki, sağlıklı temaslar kurulabilsin diye düşündük. O nedenle İçişleri Bakanı’nın bu önerisinin doğru olmadığını, bir heyetle gitmemiz gerektiği konusunda Numan Bey’i tekrar aradım. Görüşüp, bize tekrar döneceğini söyledi. İkinci kez dönmedi Numan Bey. n Bu heyet kabul görseydi heyet YDGH’lilerle mi görüşecekti? Oradaki silahlı gençleri ikna etmek için bir kanal, bir formül arayacaktı heyet. En azından yeni ölümler olmadan bir çözüm üretmekti niyet. n Bakanlar Kurulu’nda söze nereden başlayacaksınız? Tabii Bakanlar Kurulu’nun bir gündemi vardır. Sayın Başbakan ile hiç görüşmediğimiz için, toplantının uygun bir aşamasında konuyu açacağım. Cizre’deki olayların yüzünün gösterildiği gibi olmadığını, gerçekte oradan yaşanan trajediyi anlatacağız. Cizre konusunu kesinlikle gündeme getireceğiz. Orada ölenle rin yaşlarına baktığınızda bir buçuk yaşında çocuk da var, 12 yaşında çocuk da. 50, 60, 75 yaşında insanlar da var ölenler arasında. Bütün bu insanları örgüt militanı olarak nasıl kabul edebiliriz? Kim inanır buna? O dokuz gün içerisinde çok Kabinenin bakış açısı büyük sıkıntı çekti insanlar. Bu yasak, n Öyle bir yerdeyiz ki, şehit cenatopyekun bir cezalandırmadır, dize getirzeleri birbirini takip ediyor. Cizreli medir. İradelerini kırmadır. Elektrik yok, Cemile’nin cenazesi derin dondurucusu yok, cenazesini alamıyor. Hastası var, da bekletiliyor. Yine Cizre’den Mehhastaneye gidemiyor. Hastanede bir dokmet Amca’nın cesedi sabaha dek vutor var. Ambulansların bile silahla taranrulduğu kaldırımda kalıyor. İbrahim dığına dair bize ulaşan bilgiler var. Çay’ı komşuları linç ediyor, zorla Atan Kaynağı nedir bu ambulans mesetürk büstünü öptürüyor. Can yakan lesinin? örnekleri çoğaltmak mümkün. SoTelefonla bildirilen, vatandaşın söyru açık: Böyle bir ortamda Bakanlar lediği bilgilerdir. Sayın Başbakan’a huKurulu üyeleri masaya AK Parti’li, kuk devleti ve insan hakları konusunHDP’li gibi değil “sadece insan” olada ödünsüz olacağımızı, bunun ülkeye ve ulusa düşmanlık değil aksine ülkemi rak oturabilir mi? Şimdilik bakanlık makamına dair ne öğrendiniz? zin geleceği için gerekli olduğunu söyİnanınız şu çatışma dursun, çocuklaleyeceğiz. Yanı sıra, Kültür Bakanı’nın rımız, insanlarımız ölmesin, ağıt yakbize yönelik açıklamasıyla hakkını ve masın. Başka hiçbir şey haddini aştığını, Sayın istemiyorum. Hiçbir şey Başbakan’ın buna en Ambulansların istemiyorum, arkadaazından bir uyarı yapşım. Milletvekilliği de tarandığına dair ması gerektiğini ifade istemiyorum, bakanlıkedeceğiz. bilgiler var. Çatışma ta da gözüm, gönlüm n Son demecinyok. Tek ki gözyaşlarıdursun, insanlarımız den sonra Kültür mız dinsin. Türkiye’de Bakanı’yla ilk kez yüz ölmesin, başka hiçbir şimdiye dek olmayan yüze geleceksiniz... şey istemiyorum. Mil şeylere tanığız. Komşu Bence o arkadaşın komşunun dükkânını özür dilemesi gerekir, letvekilliği de istemiyakıyor, batıdan doğuya yapması gereken odur. yorum, bakanlıkta da giden otobüsler çevrilip Başbakan’ın da kendisorgulanıyor. İnsanlarıgözüm, gönlüm yok. sine “yanlış yaptın” demızın her an yeni acılar mesini beklerim. yaşıyor. Evet, insan olan Bölgedeki valilerrak siyaset mümkün olle de görüştünüz. “Merkezin kararlarımalıdır. Mümkün olmadığı hal insanlını uyguluyoruz, sokağa çıkma yasakğın bittiği haldir. İnsanlığın bittiği hal larından bizim de canımız yanıyor” diise cinnet halidir. Özellikle tepedeki yöyen valilerimiz var mı? neticilerimizin, Sayın Başbakan ve SaBen öyle bir şey duymadım. Öyle düyın Cumhurbaşkanı’na düşen ilk görev şünse bile idareciler bunu kolay kolay silahların susmasını sağlamaktır. söylemez. İdare daima iktidarın elinde n 1 Eylül’deki Bakanlar Kurulu’nda ve bükülmeye müsait bir organdır. Fa“şiddet ortamı neden geri geldi” sorukat inanınız yolda bizi engelleyen posu konuşuldu mu? lis, arama yapan asker, jandarma herO konu Sayın Başbakan’ın sunumu kes şunu söylüyor: Bu iş, iş değil, bu gi şeklinde ele alındı. Şöyle izah ediliyor: diş, gidiş değil. Bunu diyen çok oluyor. Suruç’u yapanlar da dış güçler, polislerin Onlar (kolluk kuvvetleri), idarecilere öldürülmesi fitil oldu, şu anda IŞİD, PKK göre duygularını biraz daha rahat dile ve DHKPC hepsi bir sepette, bir torba yagetirebiliyorlar. Çatışmasızlık ortamı, sa mantığıyla, çatışmaların nedeni. insanlarda bir umut yaratmıştı. Tam da çözümün bir noktaya ulaşacağı anda, masanın devrilmesi ile başlayan süreç, 7 Haziran sonrası yaşananları irdelediğinizde bir elin belirli hesaplarla ortalığı karıştırdığı çok meydanda. İnsanlar bunu görüyor. Kanaatime göre şu da enteresan bir anekdot. Canlı kalkan eylemini incelemek için Lice’ye gittiğimde, o zaman milletvekiliydim, polisler bizi engellediğinde, “vurmaya, kırmaya değil, olabilecekleri önlemeye gidiyoruz” diye kendimizi anlattığımızda gayet anlayışla karşıladılar. “Emir alıyoruz, emirleri uyguluyoruz. Siz iktidara gelin, emredin sizin dediğinizi yapalım” demişlerdi. n Tam burada Cumhuriyet’in haberini soralım. Cumhuriyet, Şırnak Valiliği’nin operasyondan 2 hafta önce İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği bir yazıya ulaştı. Şırnak Valisi, bir orduyu donatacak malzeme istemiş: “42 Kobra, 20 silahlı Ejder, 170 Shortlan, 50 TOMA, 20 silahlı/zırhlı kepçe, 1 helikopter, 3 İHA, 60 zırhlı Ford Ranger, 2 bin polis daha gönderin.” Nasıl değerlendirdiniz? Çok korkunç bir şey, tahmin ediyorduk ama bu kadar ayrıntısını bilmiyorduk. Bu bir savaş ilanı halidir, o kadar silahla ne yapılır Allah aşkına? Sonuç itibari ile 120 bin nüfuslu bir ilçeden bahsediyoruz. O kadar ağır, büyük silahlarla kime karşı, hangi cephede karşılık verilir? Açık söyleyeyim ben ürktüm. İyi ki de temin edilememiş, gönderilememiş. Yoksa ilçenin hepsi yerle bir edilebilirdi. ‘
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear