20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 15 Eylül 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Krize çare bulunamadı Fed, küresel krizin yıldönümü olan bu hafta faiz artırımını değerlendirirken, kurtarıcı görülen para politikaları krizin izlerini silemedi. Hatta işsizlik, eşitsizlik ve yoksulluğu artırdı BD’nin finans devi Lehman Brothers’ın 15 Eylül 2008’de iflas bayrağını çekmesiyle başlayan küresel krizin üzerinden tam 7 yıl geçti. Dünyayı etkisi altına alan krizin temel nedenleri arasında, likidite bolluğu, batık krediler, emlak balonu, kredi türev piyaPELİN salarının genişleÜNKER mesi, bankacılık düzenleme sisteminin yetersizliği yer alıyordu. Avrupa’da ise buna paralel olarak kamu borcu, yüksek bütçe açığı ve işsizlik sorunları vardı. Krizin yayılmasının ardından gelişmiş ülke merkez bankalarının genişletici para politikaları kurtarıcı olarak görüldü. Başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere pek çok banka tarihte görülmemiş şekilde koordineli bir biçimde faizleri düşürdü. Tahvil alım programlarıyla piyasalar rahatlatılmaya çalışıldı. Krizin ardından geçen altı yılda 3.9 trilyon dolar tahvil alan Fed, geçen yıl ekim sonunda parasal genişleme programını sonlandırdı. Şimdi ise krizin yıldönümü olan bu hafta faiz artırımını değerlendiriyor. Ancak geriye dönüp bakıldığında parasal genişleme ve düşük faizin krizin etkilerini silmeye yetmediği görülüyor. İşsizlik ve genç işsizliği artıyor. Faizler 0 noktasını görmesine rağmen büyüme yavaşlamayı sürdürüyor. En zengin yüzde 1 ile en yoksul yüzde 1 arasındaki uçurum artarken, krizin etkilerinin ne zaman silineceği hâlâ bilinmiyor. ekonomi 9 A Banka çalışanları kişisel eşyalarını alarak ofislerini terk etti. KARA PAZARTESİ YEDİNCİ YILINDA am yedi yıl önce bugün ABD’liler Lehman Brothers’ın iflas bayrağını çektiği bir güne uyandı. Takvimler 15 Eylül Pazartesi’yi gösteriyordu. Kara Pazartesi olarak anılan günün ardından finans devleri bir bir çöktü. ABD yönetimi dev mortgage şirketleri Fannie Mae ve Freddie Mac’e el koydu. Merrill Lynch de dahil 25 banka Hazine’nin kontrolü altına girdi. Ardından mali kriz genişledi, küresel ekonomik krize dönüştü. Otomotiv ve pe Barış kokmayan barış çağrıları.. aşam boyu, Mehmet Ali Aybar’ın dünya ölçeğinde yeri olan “Güler yüzlü sosyalizm” siyasetine inanmış, solda DİSK içinde iğneyle kuyu kazılırcasına emeğe dayalı, işyeri sendikal savaşıma önderlik yapmış, “İnadına direniş” sloganı ile çıkarsız, koltuksuz savaşım vermiş, durması gereken, olması gereken her yerde olmayı bilmiş, sevgili sendikacısiyasetçigazeteci dostum Uğur Cankoçak’ı özlemle anmak istemiş olabilirim.. El Kaide uzantıları terör örgütleri adına İstanbul’da arka arkaya patlayan, ölümlü bombaların ardından aydınların barış çağrılarıyla art arda mitingler düzenlenmişti.. Korku, duyarsızlık, barış hareketinin geçmişi, geleneğine karşın bir avuç insan toplanabiliyordu. Katılmcılardan daha kalabalık polis güvenliğinde Taksim Parkı’nın meydana bakan yüzünde bir avuç insanın eylem ve söylemleri sürerken, sağlığı çok bozuk olduğu halde hastaneden çıkışını yapmış Uğur, bir kenarda hasta, yorgun yüzüyle eylemi oturarak izliyordu.. Görevli bir genç polis dayanamamış, yanına yaklaşarak “Amca bu soğukta bu halinle burada ne işin var” sorusunu yöneltmişti. Uğur bildik, hep gür, öfkeli sesiyle, “Genç adam, çoluğun çocuğunun geleceği için savaştan korkması gereken sen, utanmadan barış için bir şeyler yapmaktan kaçıyorsan, yatağında rahat rahat uyuyabiliyorsan, ben yatağımda rahat yatabilir miyim?” yanıtını patlatmıştı.. O günlerin barış çağrılarının sesleri cılızdı, ama yine de içtenlik terazisinde tartıldıklarında, katılımcılarının içtenlikleri anlamında, hiç değilse barış kokusu saçabiliyorlardı. “Barışın kokusu mu olurmuş” anlamında, kimi okurların içlerinden gelen sorgulamaları duyar gibiyim.. Profesyonel bir gazeteci olarak, haberin, röportajın, yorum yazılarının da, kuru bilgilendirmelerin ötesinde, “haber kokularının” olmasını bekleyenlerdenim. İnsana, olaya, gerçeğe dokunabilme tadı ararım.. Dönemin rüzgârlarını yakalamış medya yıldızlığı, yandaşlık dili, sınırlı dönemler için kitleleri etkileme, güdülemede iş yarasalar da.. toplumların sağduyularının oluşumunda kalıcı izler bırakamazlar.. Mis kokulu yaseminin, güneşi az gören, yağmurlu ülkelerde kokusunu saçamadığını biliyor muydunuz? HHH Demem o ki insan hakları savunuculuğu, demorasisi gelişememiş ülkemizde, evrensel ölçeklerde, içtenlikli, güçlü, kokusu olan toplumsal duruşlarda hep bir eksiklik söz konusuydu.. Siyaset başta, toplumsal hak arayışlarında, kitlesel, toplumsal patlamalar, kötü gidişe “dur” diyebilecek çıkışların, caydırıcı etkisi güçlü, güzel koku saçanlarına çok sık rastlanmaz.. Günümüzde cepheleşme, güven bunalımının da katkıları ile, sadece cılızlık anlamında değil, gündeminin kokusunu saçabilen duruşların da çokluğundan söz etmek, örnekler vermek zor.. Barış çağrıları eylemlerinin sadece katılımcı örgütlenmelerinin güçsüzlüğü değil, içtenliğine ilişkin de güvensizlik, sorgulama söz konusu. Barış dili, sonuç olarak barışın kokusunu alabilmeye ilişkin sorunlarımızın olduğu apaçık.. Cumartesi, pazar günleri nerede ise ana haberlerin tümünü kapsar, tam gün canlı yayınlarla 13 yılı İktidalarının, AKP’nin kongresini izledik. Gerçekten iktidarı tüm kurumları ile ele geçirmiş bir partinin demokrasinin kuralları içinde bir genel kurulunun yapıldığı izlenimini, kokusunu alabildik mi? Oyların tamamını almış parti yönetimi seçiminden, demokratikliğe ilişkin bir esinti gelebildi mi? Güneşi görememiş, kokusunu salamamış yaseminlerden beter bir nefes aldırmama halleri.. Orada, var olan parlamenter düzenin, hukukun gereği olamayan bir gücün görünmeyen elleri.. AKP’nin demokrasi içinde olması gereken örgüt dinamiklerinin hareket alanlarının tümünü felç etmiş gibi.. “AKP’lilerin kendi sorunları.. Sonuçta yapay çıkar dengeleri içinde, iç dış odaklı, demokratik geleneği olmayan, inançlar başta, alt kimlikler çıkarları ittifakları ustalıklı dengeleri hesaplarında kurulmuş merkez partilerde çok sık görüldüğü üzere, bir dönem için ne kadar büyürse büyüsün kısa ömürlü olabilir..” deyip geçebilecek miyiz? T rakende sektörleri ağır darbeler aldı. Amerikan otomotiv endüstrisinin üç dev şirketi General Motors, Chrysler ve Ford iflas noktasına geldi. ABD’de finans sektörünü rahatlatmak için 700 milyar dolarlık sorunlu varlıkları kurtarma programı hazırlandı. Sanayinin yeniden canlanması için de 800 milyar dolarlık teşvik planı uygulamaya konuldu. Ancak kriz ABD sınırları içinde kalmadı. Avrupa’dan Uzakdoğu’ya neredeyse hemen her yerde etkilerini ciddi şekilde gösterdi. Y İşsizlik arttı Eşitsizlik son 30 yılın zirvesinde K riz sonrası yükselen işsizlik azalma eğilimine girse de kriz öncesi seviyeler yakalanamadı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde 2007’de yüzde 5.58, 2008’de yüzde 5.91 olan işsizlik oranı 2014’te yüzde 7.34’e çıktı. İşsizlik, ABD’de 2008’deki yüzde 5.78’den 2014’te 6.17’ye, AB’de yüzde 6.99’dan 10.21’e, Avro bölgesinde yüzde 7.49’dan 11.60’a yükseldi. Dünya genelinde 2007’de yüzde 11.6 olan genç işsizliği de 2014’te yüzde 13.2’ye yükseldi. OECD ülkelerinde 2007’de yüzde 12.03, 2008’de 12.73 olan genç işsizliği 2014’te yüzde 15.05’e ulaştı. AB’de 2008’de yüzde 15.36 olan oran 2014’te 21.72’ye çıktı. ABD’de kriz öncesinde yüzde 10.54 olarak kaydedilen genç işsizlik oranı kriz yılı 2008’de yüzde 12.84 iken 2014’te yüzde 13.40’a ulaştı. G7 ülkelerinde 12.59’dan 14.01’e, Yunanistan’da yüzde 21.87’den yüzde 52.41’e, İtalya’da 21.20’den 42.68’e, İspanya’da 24.45’ten 53.20’ye çıktı. dan 9.6 kat daha fazla kazanıyor. Bu oran 1980’lerde yüzde 7.1, 1990’larda yüzde 8.1, 2000’lerde ise yüzde 9.1’di. Büyüme yavaşlıyor OECD, mayıs ayında üye ülkeler arasındaki gelir dağılımı adaletsizliğinin son 30 yılın zirvesinde olduğunu açıkladı. Son açıklanan 2012 verilerine göre ortalama olarak üye ülkelerde nüfusun en zengin yüzde 10’u, nüfusun en fakir yüzde 10’un Uçurum büyüdü Credit Suisse’ye göre dünyadaki en zengin yüzde 1’lik kesimin varlığı, 2009’da yüzde 44 iken, 2014’te yüzde 48’e yükseldi. 2000 yılında 117 trilyon dolar olan küresel servet neredeyse son 14 yılda 2 kat artarak 263 trilyon dolara ulaştı. Gelir dağılımındaki adaletsizlik hesaplamalarında gini katsayısı, küçüldükçe gelirin daha adaletli dağıtıldığını gösteriyor. OECD üyesi ülkelerde gini katsayısı 2008’de 0.30 iken 2012’de 0.32’ye yükseldi. OECD bölgesinde ortalama yoksul oranı ise yüzde 11.2’ye çıktı. Artan eşitsizliğin de istenen büyüme oranlarının yakalanamamasına neden olduğu belirtiliyor. Dünya Bankası, Haziran 2014’te küresel ekonominin yüzde 3.4 büyüyeceğini tahmin etmişti. Bu tahmin Ocak 2015’te yüzde 3’e, Haziran 2015’te ise yüzde 2.8’e çekildi. IMF’nin küresel büyüme tahmini haziranda yüzde 3.5’ten yüzde 3.3’e çekildi. Diğer yandan krizden sonra devreye sokulan kredilerin ve parasal teşviklerin ürünü olan Çin’deki yüksek borç düzeylerinin mali krizi hızlandıracağı yönünde artan kaygılar var. BIS’ten bankalar için kritik uyarı Uluslararası Ödemeler Bankası’na göre Çin, Brezilya ve Türkiye’de ufukta bankacılık krizi görülüyor. Bu ülkelerde harcamalar arttı. luslararası Ödemeler Bankası’na (BIS) göre Çin, Brezilya ve Türkiye’deki kredi büyümesi sadece batık borçlardan kaynaklanacak etkilere yönelik risklerin artmasına yol açmıyor, bu durum aynı zamanda bu ülkelerde ufukta bankacılık krizi olduğu işaretini veriyor. Bloomberg News’un haberine göre, BIS’in raporuna göre kredilerin GSYİH’ye oranı Çin’de yüzde 25.4 seviyesinde. Çin diğer büyük ekonomilere kıyasla bu oran bakımından ilk sırada yer alıyor. Türkiye için bu oran yüzde 16.6 iken, Brezilya için yüzde 15.7. NECATİ SAVAŞ U BIS raporunda, “Bankacılık için erken uyarı verileri güçlü kredi büyümesinden kaynaklanan risklere işaret ediyor” ifadeleri kullanıldı. Kurum, tarihi olarak bu oranı yüzde 10’un üzerinde olan bir ülkenin üç yıl içinde ciddi bir bankacılık krizi geçirme şansının üçte iki olduğunu belirtti. Raporda, “Öngörülen borç servis oranı da devam eden risklere işaret etti. Brezilya, Çin ve Türkiye’deki hane halkları ve şirketler geçmişte olduğundan daha fazla şekilde servislere harcama yaptı” analizi yapıldı. l Ekonomi Servisi Rıfat Hisarcıklıoğlu TESK, TOBB, TZOB başkanları perşembe günü Ankara’da yapılacak yürüyüş için çağrı yaptı. BAŞBAKAN işareti verdi, ‘teröre karşı’ yürüyecekler MUSTAFA ÇAKIR Türk Telekom’dan 20 milyar TL yatırım ürk Telekom Grubu Kurumsal İş Birimi Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Ali Akarca, “Şirketleri Türk Telekom teknolojisiyle ‘yeni nesil şirket’ haline getireceğiz. Bu şirketlerimiz önümüzdeki 5 yılda yüzde 30 büyüyecek” dedi. Akarca, Türk Telekom Grubu Kurumsal İş Birimi’nin vizyonunu paylaştığı toplantıda yaptığı konuşmada grup olarak telekom sektöründe toplam yatırımların yüzde 51’ini yaptıklarını belirterek, “Son 10 yıl içinde yatırımlarımız ise 20 milyar TL’yi bulacak. Şu anda Türkiye’yi saran 202 bin kilometre ile dünyanın en hızlı fiber altyapısına sahip ülke olduk” dedi. Yaklaşık 1 milyon şirkete hizmet verdiklerini belirten Akarca, en büyük 500 şirketin ve otomotiv şirketlerinin tama T mı ile finans sektöründe banka şubelerinin yüzde 82’sinin Türk Telekom üzerinden hizmet aldığına işaret etti. Çin’den başlayan ve normalde Türkiye’ye uğramayan yeni bir fiber hat olduğuna dikkati çeken Akarca, “Grup olarak bu fiber hattının konsorsiyumuna üye olduk. Bunların hepsi Türkiye’yi veri merkezi alanında farklı boyutlara getirmek için yaptığımız çalışmalar” dedi. Akarca İstanbul’u Mehmet Frankfurt ve Ali Amsterdam’dan Akarca sonra Avrupa’nın üçüncü veri merkezi haline getirmeyi de amaçladıklarını sözlerine ekledi. l Ekonomi Servisi aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun sivil toplum örgütlerinin “teröre karşı barış yürüyüşü” için çağrı yapmaları halinde destek vereceklerini açıklamasının ardından sivil toplum örgütleri harekete geçti. Aralarında TÜSİAD, TOBB ve Türkİş’in de bulunduğu 14 sivil toplum örgütü, perşembe günü Ankara’da “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” başlıklı “sessiz yürüyüş” yapacak. Davutoğlu’nun açıklamasıyla birlikte çalışmalar da hızlandı. Hafta sonu sivil toplum örgütleri temsilcileri bir ara B ya geldi. İki gün yoğun çalışma yürütüldü. Son şekli verilen eylemin perşembe akşamı gerçekleştirilmesi konusunda görüş birliğine varıldı. Türkiye KamuSen, TÜRMOB, TÜSİAD, TİSK, Türkİş, TESK, TOBB, TZOB, MemurSen, Hakİş, TBB, MÜSİAD, TÜRKONFED, TEMAD’dan oluşan 14 sivil toplum örgütünün temsilcisi dün TOBB’da buluştu. Ortak açıklamayı TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Türkiye’nin yurtiçi ve yurdışı kaynaklı terör ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, yaşanan olayların geleceğe yönelik kaygı yarattığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, Bayrak tartışması Yürüyüş sosyal medyada da tartışma konusu oldu. Bazı kullanıcılar, “bayrağını al gel” diye yürüyüşe katılım çağrısı yaparken, bazı kullanıcılar da “TOBB yeni bir milliyetçi dalgayı büyütüyor. Bayraklı saldırılar yetmedi şimdi sivil toplum devrede” mesajları attı. “17 Eylül Perşembe günü saat 16.30’da Türkiye’yi Ankara Sıhhıye Meydanı’nda buluşmaya davet ediyoruz” dedi. l ANKARA FİAT ‘Ege’ye son üretim onayı iat Chrysler Üst Yöneticisi (CEO) Sergio Marchionne, Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ile Bursa’da Fiat ‘Ege’nin nihai üretim onayını verdi. Yeni kompakt sedan Ege’nin son deneme sürüşünü Koç ile birlikte yapan Marchionne, aracı çok beğendiğini söyleyerek Tofaş çalışanlarını övdü. Marchionne, “Yeni kom F pakt sedan, Tofaş’ın ürün geliştirme ve üretim alanlarında sahip olduğu yüksek yeteneklerinin sonucudur. Çok iyi bir iş çıkardınız” dedi. Fiat Chrysler’in Avrupa, Afrika ve Ortadoğu (EMEA Bölgesi) operasyonlarıdan sorumlu yöneticisi Alfredo Altavilla da, aracın ilk aşamada EMEA Bölgesi’ndeki 40 ülkede satışa sunulacağını belirtti. 520 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilecek olan Ege kasımdan itibaren Türkiye’de satılacak. l Ekonomi Servisi Marchionne Mustafa Koç Rusya ile Türkiye arasında görüşmeleri sürdürülen Türk Akımı projesiyle ilgili bir erteleme haberi daha geldi. Rus devlet şirketi Gazprom’un CEO’su (üst yönetici) Alexander Medvedev, doğalgaz boru hattı projesi Türk Akımı’nın başlangıç tarihinin ertelendiğini açıkladı. Türk Akımı birinci hattının 2016 sonunda açılması bekleniyordu. Türk ve Rus yetkililer geçen hafta yaptıkları açıklamalarla Türk Akımı görüşmelerinin dondurulduğunu duyurmuşlardı. l Ekonomi Servisi Türk Akımı’nın başlangıç tarihine erteleme C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear