20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 15 Eylül 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 12 Cenazede büyük isyan Şırnak’ta şehit olan polis memuru Soner Yıldırım için düzenlenen törende yurttaşlar ve şehit yakınları AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi ırnak’ta önceki gün PKK’liler tarafından bombalı araçla düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Soner Yıldırım için Trabzon’un Tonya ilçesinde tören düzenlendi. Batman’da 1994 yılında şehit olan polis memuru Ahmet Birinci’nin annesi Havva Birinci, oğlunun fotoğrafıyla törene katıldı. Birinci, şehit annesi Havva Yıldırım’ı teselli etmeye çalıştı. Şehit polisin babası ambulans şoförü Muhammet Yıldırım güçlükle ayakta dururken, hemşire anne Havva Yıldırım, “Oğlum beni bıraktın gittin” diyerek gözyaşı döktü. Cenaze namazı için hazırlıkların yapıldığı sırada törene gelen AKP Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu’ya bir grup kadın tepki gösterdi. Kadınlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da “Açın gözünüzü ey millet, ey insanlar. Niye susuyorsunuz? Sadece ben dinlemiyorum, siz de dinliyorsunuz onu televizyonlarda. Bilal Erdoğan’a bir şey diyemiyorsun. Dediğinde hemen içeri tıkıyor milleti. Şehit babasına, ‘karaktersiz şehit babası’ diyor. Utanmaz, rezil” diye bağırarak tepki gösterdi. Cenaze namazı öncesinde şehidin yakın arkadaşı olduğunu belirten bir kişi kala PKK’nin Türkiye için kurduğu tuzak 004 yılında hayata veda eden İngiliz oyuncu, yazar ve yönetmen Peter Ustinov’un güzel bir sözü var. İleri yaşlarında BBC ile yaptığı bir mülakat sırasında, “Karamsarlık romantik bir tutkudur. İyimserlik ise bir görevdir” demişti. Yapı itibarıyla karamsar olan ve bu yüzden dünya ile bir türlü barışamayan biz Türkleri bu söz ne kadar bağlar bilemiyorum, ama bu günlerde iyimserliği bir “görev” haline getirmezsek, bu “romantik tutku” açısında yeni rekorlar kıracağımız kesin. Yaşananlar karşısında iyimser olmak yine de kolay değil. Tam bir “halklar arası nefret patlaması” ile karşı karşıyayız. Kuşkusuz bunu iki tarafta da isteyenler var. Ama ülkenin bu durumdan hayırlı bir şekilde çıkması mümkün değil. Yakın tarihte Yugoslavya ve Suriye örnekleri var. PKK’nin acımasızca öldürdüğü asker ve polislerin hıncını almak isteyen kuru kalabalıklar, masum Kürt vatandaşlara saldırıp işyerlerini yakıyorlar. HDP binaları ile Hürriyet gibi konuya nesnel bakmaya çalışanlar da saldırılardan nasiplerini alıyorlar. Güvenlik güçlerinin Kürt vatandaşlara ve malları ile kurumlarına karşı yapılan saldırıları engellemek konusunda ne kadar hevesli olduğu da ortada. Tarih açısından bakıldığında bu tür yaklaşımların kimleri çağrıştırdığı ortadadır. Tam da 56 Eylül olaylarının anımsandığı şu günlerde bazıları “pogrom bu kez Kürtleri buldu” diyor, bazıları da “Kristallnacht” benzetmesini kullanıyor. Dünyadaki anlayış da bu yönde gelişiyor. İstediğimiz kadar, “vahşi PKK terörünü göz ardı ediyorsunuz” diye hayıflanalım, “İşinde gücünde olan masum Kürtlerin suçu ne” sorusu soruluyor. Bu arada Cizre’de yaşananlar da, orada PKK’ye karşı demokratik ölçülere uygun yasal bir operasyon mu yürütüldü, yoksa intikam duygularının şehvetine fırsat mı sağlandı sorusunu gündeme getirdi. Bu operasyonun yapılış şekli, Kobani benzetmelerine ve Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin oraya gözlemci göndermek istemesine yol açtı ki, “uluslararası itibar zedelenmesi” olsa olsa buna denir. Öte yandan çevremizde, Cizre’de öldürülen PKK’lilerin cenazelerinin on binlerce kişinin katılımıyla kaldırıldığını görüp “orduyu üzerlerine süreceksin, başka çare yok” diyenleri dinlemek de insanı dehşete düşürüyor. Esad’ın “terörle mücadele” adına 1982 yılında Hama’da yaptığı türden toplu katliamı bizde de “nihai çözüm” olarak önerenlerin bulunması, hangi seviyelere düştüğümüzü göstermeye yetiyor. İnsanı asıl dehşete düşüren ise bu yaşananların 7 Haziran seçimlerinden sonra düğmeye basılmışçasına patlak vermesi ve şu anda bile bazıları için seçim hesaplarının ülkenin güvenliği ve huzurundan daha önemli olmasıdır. Yalnız, burada bir hususun altını çizmek gerekiyor. AKP, kasımdaki seçimlerden bazılarının arzuladığı gibi çıkacak olursa, bu sonucun demokratik meşruiyeti, seçimlerin ülkenin bir kısmında iç savaş koşullarında, diğer kısmında ise gelişen antidemokratik koşullarda yapılmış olması nedeniyle sorgulanacaktır. Yabancı diplomatlar nezdindeki yoklamalar da bunu gösteriyor. Dahası, Kürt vatandaşlarımıza dönük uluslararası sempati ve destek, sokaklarda yaşanan “Kürt avının” çirkin görüntüleri sayesinde de artacaktır. Bu da Türkleri ajite edip, özellikle Batı düşmanlığını daha da körükleyecektir. Antidemokratik uygulamalarını eleştiren uygar dünya ile kavgalı olan bir ülkenin kendi içinde faşizme nasıl davet çıkardığını anlamak için yakın tarihe bakmak yetiyor. PKK’nin Türkiye’yi içine çekmeye çalıştığı tuzak işte budur. Ş Aç kapa demokrasisi CHP lideri Kılıçdaroğlu, twitter hesabından yaptığı açıklamada, Cizre’de valikçe uygulanan sokağa çıkma yasağını, “Cizre’de aç kapa demokrasisi uygulanıyor. Ne sıkıyönetim devletlerin elinde bir oyuncaktır, ne de demokrasi askıya alınacak bir değerdir!” sözleriyle eleştirdi. Cizre’de 8 gün süren sokağa çıkma yasağının ardından önceki gece bir kez daha yasak ilan edilmişti. 2 Silaha gerek yok Şehit Soner Yıldırım’ın yakınları büyük üzüntü yaşadı. balığa seslendi, “Bugün ön safta şehidin ailesi, yakınları, silah arkadaşları olsun. Siyasiler ve bürokratlar arka saflarda dursun. Gün şehidimizin günü. Bugünlük böyle olsun” dedi. Bunun üzerine cenazede kısa süreli gerginlik yaşandı. Gerginlik, mikrofonu eline alan din görevlisinin tekbir getirmesiyle son buldu. Şehit polis memuru Soner Yıldırım’ın akrabası olduğunu belirten Ayşe Bektaş da AKP Milletvekillerini cenazede görmek istemediklerini belirterek feryat etti. Çocuğunun atanamayan öğretmen olduğunu anlatan Bektaş, “Atanamayan öğretmenler gidip polis olmak zorunda kalıyor. Sonra da şehit haberleri geliyor” dedi. Bektaş’a cenazeye katılan yurttaşlar da alkışlarla destek verdi. Öğle namazı sonrasında kılınan cenaze namazının ardından şehit polis memuru mahalle mezarlığında toprağa verildi. l TRABZON / Cumhuriyet AKP’li istemiyoruz Şırnak’da önceki gün Şa hin Altmış ve Soner Yıld ırım adlı polislerin şehit olduğu bombalı saldırıyı dü zenleyenlere yönelik ge niş çaplı operasyon yap ıldı. Jandarma ve polis, Bal veren beldesi, Geçitbo yu ve Dağkale köyleri ile Öz veren ve Gözlüce mahal lelerinde 20 ayrı adrese eş zamanlı baskın yaptı. Op erasyonda 13 kişi gözaltın a alınırken, 7 kişinin arand ığı bildirildi. l Yurt Haberle ri Şırnak’ta 13 gözaltı HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, bölge gezisini Muş’un Varto ilçesinde sürdürdü. Demirtaş, en çok kan döken, en çok silaha sarılan iktidarların en hızlı koltuktan düştüğüne dikat çekerek, Tansu Çiller ve Süleyman Demirel dönemini örnek verdi. Demirtaş, “AKP 400 vekil için bütün ülkeyi yakıp yıkabilir. Çılgın olabilirler, çıldırmış olabilirler. Silahtan ve savaştan başka gözleri hiçbir şey görmeyebilir. Ama biz Kürt gençlerine asla savaşı, şiddeti önermiyoruz. Silaha gerek yok. Seçtiğiniz vekiller olarak en önde biz varız” diye konuştu. 1 asker, 2 polis yaralı 4 Bingöl’ün Kiğı ilçesinden Karlıova’ya gitmek isteyen bir uzman çavuş, Herdo Deresi mevkiinde yol kesen PKK’lilerin aracına ateş açması sonucu kolundan yaralandı. 4 Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde PKK’liler tarafından İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırı sonrası çıkan çatışmada 1 polis yaralandı. 4 Mardin’in Dargeçit ilçesinde zırhı araç geçerken yola tuzaklanan patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 1 polis yaralandı. Polisin intikam yemini Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağı sırasında PKK’lilerin düzenlediği bombalı saldırıda yaralanan 5 polis memurundan Orhan Tunç’un, 7 Ağustos’ta Cizre’de şehit olan polis memuru Salih Hüseyin Parça ile polis okulunda sınıf arkadaşı oldukları ve Cizre’de birlikte görev yaparken aynı evi paylaştıkları ortaya çıktı. Tunç’un, Parça şehit olduktan sonra sosyal medya hesabından “Kanın yerde kalmayacak. Sana bunu yapanlardan hesabın sorulacak. Senin intikamını almadan Cizre’den dönmek nasip olmasın” ifadelerini kullandığı ortaya çıktı. İnşaatta 7.5 saatlik dehşet Bayrağa hakaret ettikleri öne sürülen işçiler yakılmak istendi Bomba kamyonetteymiş Iğdır’da 8 Eylül’de 13 polisin şehit olduğu saldırıda 5 ton patlayıcı kullanıldığı ve patlayıcının bölgeye kamyonetle bırakıldığı ortaya çıktı. Soruşturmada Iğdır’ın Halfeli beldesinde oturan Salih Padır’ın (39), Ağrı Dağı eteklerindeki Yazlık Köyü’nün Muhtarı Musa Padak aracılığıyla tanıştığı “Firaz” kod adlı PKK’liye kamyonetini 20 bin liraya sattığı tespit edildi. PKK’lilerin 5 ton bombayı kamyonete yükledikleri, Çamurlu Köyü yakınında karayolunun kenarına bıraktıkları, “Firaz” kod adlı PKK’linin bombaları infilak ettirerek kaçtığı belirlendi. Bakanlar Kurulu 22 Eylül’e ertelendi MAHMUT LICALI olu’nun Mudurnu ilçesinde bulunan bir okulun inşaatında çalışan işçiler ile terör protestosu için Türk bayrağı bulunan araçlarla gezen gruplar arasında önceki gece tartışma çıktı. İşçilerin cep telefonunda PKK flamaları olduğunu ileri süren grup işçilere saldırmak istedi. 8 işçi 3 katlı inşaatın çatısına sığınırken, etrafta toplananların üzerine eline AKP kurala geçirdiklerini attı. uymadı B Olayın duyulması üzerine yüzlerce kişi okulun etrafında toplandı. Jandarma olay yerine gelirken gruba seslenen şehit babası Ahmet Temel dağılmalarını istedi. Oyuna gelmeyin Taşkesti Belde Belediyesi Başkanı Saim Çevik ve Bolu Valisi Aydın Baruş grubu sakinleştirmeye çalıştı. İnşaat iskelesinin üzerine çıkarak konu şan Baruş, “Devlet olarak gerekeni yapacağız ve onların cezalarını vereceğiz. Herkes kendi cezasını kendi vermeye kalkarsa biz nasıl devlet olacağız. Oyuna gelmeyin” dedi. Ancak, Baruş’un yaptığı konuşma da etkili olmadı. İnşaatın dört bir yanında yakılan ateşler, üzerlerine kalas ve kalıp tahtaları atılarak büyütülmeye çalışıldı. Okulu yakarak işçilerin dışarı çıkmasını isteyen kişilerin bu girişimi tankerden sıkılan suyla önlendi. Bolu ve Sakarya’dan çok sayıda jandarma ve polis olay yerine geldi. Saat 03.30 sıralarında işçiler zırhlı araca bindirilirken bazı kişiler taş attı. Bazı kişiler zırhlı araca doğru koşarken, polis biber gazı kullandı. 7.5 saat süren gerginlik işçilerin inşaattan götürülmesiyle sona erdi. Zırhlı araç geldi eçici seçim hükümetinin kurulmasının ardından 15 günde bir toplanma kararı alan Bakanlar Kurulu’nun ikinci toplantısının bugün yapılması beklenirken toplantı 22 Eylül’e ertelendi. AKP’nin 18 Eylül’e kadar YSK’ye iletilecek aday listesini Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki üst kurul tarafından hazırlanması nedeniyle yoğun olduğu bu nedenle Bakanlar Kurulu’nun ertelenmiş olabileceği dile getiriliyor. “Azledilme” tartışmaları ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle gergin geçmesi gereken toplantının ertelenmesini eleştiren AB Bakanı Ali Haydar Konca, “Ülke kan revan içindeyken Meclis bile tatilde. Meclis’in mutlaka olağanüstü toplanması gerekiyor. Şiddet sarmalı Bakanlar Kurulu’nda da ele alınmalı. Kurulun toplanması gerekirdi. 15 gün kuralı konulmuştu en azından buna uyulmalıydı” dedi. G Kardeşliği dinamitliyor alkınma Bakanı Müslüm Doğan, Cizre’ye gittiği için azledilmesini isteyen Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu’nun kardeşliği dinamitlediğini söyledi. HDP Genel Merkezi’nde Cizre ziyaretiyle ilgili basın toplantısı düzenleyen Doğan, Cizre’de insanlık dramı yaşandığını ve 150 bin nüfuslu kentin 8 gün boyunca açlığa mahkum edildiğini söyledi. Sokağa çık Ay yıldızlı şemsiyeler Malatya’da Battalgazi Belediyesi son günlerde artan terör saldırıları ve şehit haberleri nedeniyle Şemsiye Sokağı’nda yaklaşık 2 yıldır asılı bulunan rengarenk şemsiyeleri kaldırarak, yerlerine ay yıldızlı Türk bayrağı şeklindeki şemsiyeleri astı. Ay yıldızlı şemsiyelerin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na kadar sokakta asılı kalacağı öğrenildi. HDP’li Doğan’dan, azledilmesini isteyen Kültür Bakanı Topçu’ya sert yanıt K ma yasaklarının uygulanmaması için Bakanlar Kurulu’nda görüşmeler yapacaklarına işaret eden Doğan, “Hangi demokraside 8 gün sokağa çıkma yasağı var. Bu uygulamayı yerinde izlemek için gittik, diğer bir Bakanın ifade ettiği gibi güvenlik güçlerine ateş açan kişilere destek olmak, onları kollamak için orada bulunmadık. Bakanı uyarıyorum kardeşliğe ve geleceğe dinamit atıyor. Halk irade si taşımadığı için bizi hedef gösteriyor” diye konuştu. Sokağa çıkma yasağı öncesi Cizre’ye askeri ve sivil olarak tanınmayan kişilerin geldiğini belirten Doğan, “Şırnak Valisi telefonlarımıza çıkmadı. Türkiye halkının bakanıyız, bir vali bakanları ve vekillerin girişini nasıl engelleyebilir? Ya istifa etmeli ya da derhal görevden alınmalı” dedi. Doğan, Kültür Bakanı Yalçın Topçu’nun HDP’li ba kanların azledilmesi yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine “Biz, halkın iradesini üzerimizde taşıyan ahlaklı insanlarız. Halkın iradesini üzerinde taşımayanlar bizi ahlaklı olmaya davet edemezler. Onlar bu ülkede savaşın devamını istiyor. Bakanlar Kurulu’nda yer alan bir üyenin çalışma arkadaşına bunu demesi aklı selim bir şey mi?” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Gazeteci gözaltında Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı sürerken önceki akşam protestoları izleyen bir yabancı gazeteci gözaltına alındı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü konuyla ilgili açıklama yapmazken, yabancı gazecinin kimliği öğrenilmedi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear