23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 10 Mayıs 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 28 V adim dostlarımın 18 yıldır türlü zorluklarla sürdürdükleri 18. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali Ankara’da başladı. Onları selamlamak geldi içimden, en çok da hayat bilgisi dersinde sınıfta kalan kız çocuklarına sımsıkı sarıldıkları için... Sessizce oturmuş, ölen kızın fotoğrafına bakıyorum. Küçücük, 13’ünde var yok. Çocuk gözleri korkuyla bakıyor. Az sonra babası yaşında bir adamın koynuna verilecek. Annesi ağlıyor, dışarıda içkinin de etkisiyle coşan erkek sesleri. Damat adayına sürekli kuvvet macunu yediriliyor, işini iyi görsün diye... Kızın küçük kız kardeşi dehşetle korkuyor, çok değil iki üç yıl sonra sıra ona gelecek. Korkuyor... Fotoğrafı baktıkça şu kocamış dünyamızın ‘kadın tarihi’nin ne K Boşnak Hıdrellez eçen hafta, ülkemizde belki de gerçekten eğlenceli tek bayram, çünkü baharı mühürleyip yaşamı müjdeleyen Hıdrellez’i kutladık. Kimimiz dileklerini sıralayıp karınca toprağı döktüğü kâğıt parçasını eğer bulabildiysebir gül ağacına astı; kimimiz sokak şenliklerine katıldık. İnanır mısınız, ben bile kutlarım ve kutsarım Hıdrellez’i! Çünkü çocukluğumun Ankara’sında, Rus yapımı semaverimizi alıp kırlara çıktığımız, konu komşu piknik yaptığımız bahar bayramı olarak yer etmiştir anılarımda. Şaman aykızım gelinim, “Herhangi bir ev bitkisi de olur anneciğim” dedi; ben de dilek G den genç kızlar bazı dileklerde bulunur, gelecek yılda kısmetlerinin nasıl olacağını öğrenmeye çalışırlar. Ertesi sabah, eğlence günüdür. Bosna’daki bütün kentlerde bu amaca yönelik belirli yerler vardır. Örneğin Sarajevo’da Müslümanların çıkıp eğlendikleri bölge Hrid’dir. Bosna Müslümanlarının Ortodokslarla birlikte kutladıkları bir başka gün de 2 Ağustos’taki Aziz Elias (İlyas) günüdür. O gün de pazarlar kurulur, şenlikler düzenlenir. Sarajevo Müslümanları 1 Ağustos gecesi kentin yamaçlarındaki Trebeviç Dağı’na çıkar, yemekler yer, eğlenir ve dualar ederler. Bunlara benzer aslında Müslümanlıktan kaynaklanmayan birçok başka gelenek vardır ve Çocuk gelinler için ağıt denli eziyet ve acılarla dolu olduğunu bir kez daha düşünüyorum ve yıllar önce izlediğim, günlerce etkisinde kaldığım bir film aklıma düşüyor. Yönetmenliğini Siddig Barmak’ın yaptığı Osama adlı film, Taliban yönetiminde çekilen ilk Afgan filmiydi ve anlatılan, gerçek yaşanmış bir olaydı. Film çekilmesi için İran’ın genç kadın yönetmenleri gönüllü olarak çalışmışlardı. Hâlâ kanımı donduran sahnelerini tek tek anımsadığım filmde, hepimizin iyi bildiği bir efsanenin sözleri sık sık yineleniyordu: “Çok yoksul bir aile varmış, karınları çok açmış ve bir gün annesi küçük kıza demiş ki; kızım bu sabah seni gökkuşağının altından geçirmem gerek, çünkü gökkuşağının altından geçtiğinde bir erkek olacaksın. Ve yollara düşüp ailene ekmek getirebileceksin.” Film “İş istiyoruz!” sloganlarıyla sokaklara dökülen burkalı yüzlerce Afgan kadınının görüntüsüyle başlıyordu. Kadınlar yürüyorlardı, açtılar, çalışmaları yasaktı ve çaresizdiler. Taliban kuvvetleri onları dağıtmak için acımasızca su sıktı ve annesinin elinden tuttuğu çok küçük bir kız çocuğu o acımasız suyla sürüklendi ve kadınlar korkuyla kaçtılar. 12 yaşındaki Osama, annesiyle birlikte o sırada sokaktaydı.. o da eve sığındı ve suların sürüklediği o küçük kızın çaresizliği o an belleğine kazındı. Osama’nın babası savaşta ölmüştü, ailenin hiçbir erkek yakını yoktu ve küçübehicak@yahoo.com.tr Ne söyleyeyim. cük bir kulübede üç kadın: Anneanne, anne ve Osama birlikte yaşıyorlardı. Annenin çalışması yasaktı ve açtılar. O zaman anneannenin aklına geldi, Osama bir erkek olabilirdi, gökkuşağının altından geçebilir ve sokaklarda korkusuzca iş arayabilirdi. Eve ekmek, karpuz getirebilirdi. Savaşta ölen babanın giysileri küçültülüp Osama’ya giydirildi ve anne onu, babanın ölmeden önce birlikte çalıştığı bakkalın yanına çırak verdi, bakkal sahibi iyi niyetli bir adamdı, ona Osama’nın aslında kız olduğunu söylediler. Adam ailenin çaresizliği karşısında kendisini de tehlikeye atıp, Osama’yı kabul etti. Ve Osama, korkular içinde yollardan geçip gitti, evine ekmek taşıdı. Ve bir gün Taliban onu alıp erkek çocukların din kurallarına göre eğitildiği bir okula götürdü. Osama ince sesiyle mollaların dikkatini çekti, erkek çocuklara erkek olduklarında ve “günah işlediklerinde(!)” nasıl gusül abdesti alınacağını öğreten bir molla Osama’yla ilgili kuşkusunu herkesin önünde dile getirdi. Ve erkek çocukları acımasızdı, Osama’nın peşine düştüler. Osama erkek olduğunu ispatlamak için ağaca tırmanmaya başladı ama korktu.. ve onu ağaçtan indirip, ceza olarak kör bir kuyuya sarkıttılar. Kuyudan çıkardıklarında titreyen Osama’nın paçalarından kan sızıyordu, regl olmuştu. Kız olduğu açıkça görülmüştü, suçluydu. Mollaların mahkemesine çıkarıldı, annesi ve anneannesi gökkuşağının altından geçen kızlarına sahip çıkamadılar, öldürülmekten korktular ve Osama 12 yaşında çok yaşlı bir toprak sahibine satıldı. Adamın dördüncü karısı oldu. Film, 12 yaşındaki Osama’yla yatan yaşlı adamın, Afgan usulü bir banyoda gusül abdesti alırken hayatından çok hoşnut yüzüyle bitiyordu. İşte benim kanım o zaman dondu. Her şey biraz fazlaydı. Burada derin bir soluk alıp yazıma tekrar dönüyorum. Bir an her şey anlamını yitirdi ve aklıma bir başka hikâye geldi: Gerdeğe girdiği gece “Amca ne olursun, yapma, amca çok acıyor” diye ağlayan bir kız çocuğunun hikâyesiydi bu. Kapının önünde bekleyen anne dayanamamış, kapıyı açıp içeri girmiş ve kızını çekip almıştı, anne kızını kaçırmıştı.. sonra ikisi de öldürüldü. Bu da benim ülkemde oldu. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Dilek ağaçları lerimi yazıp astım, evimdeki bir Bosnalı din bilimcileri bu geleorkide dalına… neklere karşı çıkarlar, ama boHHH şuna… Araştırmacı yazar Tarık Dünyadaki bütün MüslümanDemirkan’ın Macar Turancılar arasında sufilik ve azizlerin, ları başlıklı çok ilginç bir kitaevliyaların kutsanması temel bir bı vardır. gerçekliktir. Çok sayıda derviş 20. yüzyılda Pantürkizm ve tarikatının yeşermesine neden Türk milliyetçiliğinin beslendiolan ve bu kültüre düşünsel bir ği Turancılık akımının bir ideçerçeve hazırlayan İslam felseoloji olarak Türkiye’de değil fesi, bu zenginliği Bosna’ya da Macaristan’da ortaya çıktığını, taşımıştır.* yıllar önce merakla okuduğum HHH bu kitaptan öğrenmiştim. Sarajevo’daki Hrid Dünyadaki ilk Turancı derTepesi’nde kutlanan Hıdır’ın nek, 1910 yılında kurulan MaRuz’u, yani günü… caristan Turan Cemiyeti. İlk yaSakın Hıdrellez sözcüğü, yın da bu cemiyetin 1913’te çıBoşnak kökenli olmasın? karmaya başladığı Turan derSacir Skiriç, 1918 tarihli magisi… kalesinin devamında OsmanDiyeceksiniz ki, hadi lı fethiyle yayılan sufi tekkelerin Hıdrellez’den girdin Turancılıkçoğunun “Bosna’nın fırtınalartan çıkıyorsun, ne ilgisi var? la dolu tarihinde” yok olduğuVar, var. nu, ama bölgede hâlâ çok saTarık Demirkan’ın kitabında yıda tekke bulunduğunu söylüiyi ki geniş bir seçki yayımlayor, sevgili okurlarım. dığı bu dergi; ırkçılık kokan bir Bosna’nın bir de 1918’den ütopya ve kadük olmuş Turansonra yaşadığı fırtınalı tarihi cılık propagandasından ibaret değil. Avrupalı bilim insanları ya düşünün… Bosna’ya 1995’te, savaştan da araştırmacılar tarafından yasonra bir kez gittim. zılmış ve Orta Avrupa tarihinSuudi Arabistan’ın Hanefi deki Türk varlığına ışık tutan Sünniliği yaymaya yönelik yatıönemli makaleler içeriyor. rımlarına rağmen, Boşnakların İşte bu makalelerden biyaşam ve geleneklerinde “başri, “Eötvös Collegium Üyeka bir İslam mümkün” dedirten si” Sacir Skiriç’in kaleme aldısufilik vardı hâlâ. ğı Bosna’da Derviş Tekkeleri ve Umarım kökü kazınmamıştır. Türbeler başlıklı inceleme. Turan dergisinin 1918 yıllı*T. Demirkan’ın Macar Tuğında yer alan inceleme, okurrancıları (Tarih Vakfı Yurt Yalara bambaşka bir Hıdrellez ve yınları, 2000) kitabından alınötesini anlatıyor: tıdır. HHH Balkanlar’daki Müslümanlar arasında Doğu HırisYÖNLER tiyanlığının etkisi, Bakuzey ey, batı, n ü tı Hıristiyanlığından g , u a yön. Doğ nsuz ar daha fazladır. Örneo s ü s s ü savcı Ve dört ğin Aziz George gün dönen a d ın v a emen, Bir s nü (Müslümanlar araısladı h f u m u r du sında Ruzı Hıdır diünden. Yargıca k akıyordu yüz ye bilinir ve tarihi hep u Yorgunl 6 Mayıs’tır) hem Müslümanlar, hem de OrtoNUMAN BARANUS OSMAN dokslar tarafından kutlanır. Bir gece öncesin ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr HARBİ SEMİH POROY Cumhuriyet arşivi ani 1930’dan önce basılan Cumhuriyet’leri de arşive koyacaktınız? Ne zaman yapacaksınız bunu?” Okur haklı, geciktik. Cumhuriyet gazetesinin internetteki dijital arşivini 2012’de yayına açmıştık. Arşiv, 19302005 dönemini kapsıyor, 3 milyon 800 bin küpürden oluşuyordu. Bugün, küpür sayısı 5 milyon 137 bine ulaştı. Artık arşivde 1930’dan günümüze, tüm gazetelere ulaşmak mümkün. Bazıları doğdukları günün gazetesine bakmayı seviyor. Sahi, doğduğunuz gün Cumhuriyet’in ilk sayfasında hangi haberler var, hiç baktınız mı? Sevdiklerine, doğum gününde Cumhuriyet’in birinci sayfasını çerçeveletip hediye edenler var. Elbette araştırmacılar, gazeteciler, belgeselciler arşive en çok ilgi gösterenler. Kimi, arşivde arama yapıp, beğendiği haber küpürlerinden bir “kitap” oluşturuyor. Arşivin en ilgi çeken yönlerinden biri de bu “kitap oluşturma” özelliği. Ben hemen Cumhuriyet’teki ilk 500 haberimi bir kitapçığa dönüştürüveriyorum. Cumhuriyet arşivini internette yayına açtıktan sonra, tablet ve cep telefonlarıyla ulaşmak için özel yazılımlar geliştirildi. Şu sıra, bu yazılımları güncelliyoruz. Boş oturuyor değiliz yani. Önümüzdeki biriki hafta içinde tablet ve cep telefonları için “H G NOKTASI Annelerin kutsandığı bayram, bugün. Kaç yaşında olursak olalım, hepimizin bir anneye sarılmak ihtiyacı vardır bir gün, özellikle bugün… Ben şanslıyım. Uzun yıllar önce yitirdiğim annemin yadigârı, ablam Suna’ya sarılacağım “küçük annem” diye. Üstelik, çok heyecanlıyım. Çünkü… Ömrümde ilk kez, kimi yıllar böyle Anneler Günü’ne denk gelen doğum günümü, torunum Can’la kutlayacağım. Ama asıl ve asil annelik, böyle bir günde annesini kucaklayamayan çocukları kucaklamak! Her şeyden önce onları öpüyorum güzel gözlerinden ve her birine, anne diye, baba diye çağrılmayı diliyorum, büyüdüklerinde. Bilsinler ki onlar için de ayaktadır bizim inancımızı paylaşanlar; anneler, neneler, babalar, dedeler ve onların da mutlu olacakları bir dünya için savaşıyordur, savaşıyoruz, hâlâ. Bir de 13 Mayıs Çarşamba günü yazı yazmamak için izninizi rica ediyorum. Biraz dinleneceğim. 17 Mayıs Pazar günü, yine bu sütunda buluşalım. hazırlanan yeni yazılımları kullanabileceksiniz. Amacımız daha rahat bir okuma deneyimi sağlamak. Ayrıca tablet ve cepte de arşivde arama yapma olanağına sahip olacaksınız. 19241930 yılları arasında yayımlanan gazeteler üzerine de çalışıyoruz. Birkaç ay içinde onlar da internette yerini alacak. Cumhuriyet, Türkiye’nin ulusal düzeyde yayın yapan en eski gazetesi. Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt. Yani, gazetenin dijital arşivinin Türkiye’de benzeri yok. 7 Mayıs günü Cumhuriyet’in 91. kuruluş yıldönümünü kutladık. Sevgili Nebil Özgentürk’ün “Cumhuriyet Belgeseli” kimi zaman gülümsetti, kimi zaman hüzünlendirdi bizi. Çok güzel bir belgesel hazırlamış Nebil. Belgeselde Cumhuriyet arşivinden küpürler de vardı. İlhan Selçuk, belgeselde “Cumhuriyet macerasını” anlatırken, ben de eskilere dönüyorum. İlhan Ağabey’e, Cumhuriyet’in dijital arşiv projesini anlattığım güne. 1995 yılıydı. “Cumhuriyet’i mutlaka dijital ortama aktarmamız gerekiyor. Çünkü bu şekilde gazete arşivini uzun süre koruyamayız” diyorum: “Eski gazeteler hızla sararı yor, sayfalar dökülüyor. Bir yangın çıksa ya da su baskını olsa ne yaparız?” O sıralar, bir yandan gazetenin haber müdürlüğünü yapıyorum, diğer yandan gazete için dijital projeler geliştiriyorum. İlhan ağabey gülümsüyor. “Yapın bu işi” diyor. Yapamıyoruz. Tarayıcılar pahalı, tarama hızı yavaş. Hesaplıyoruz, tüm arşivi taramak 12 yıldan uzun bir zaman alacak. Daha da kötüsü, sayfadaki yazıları metne dönüştürecek OCR (Optic Character Recognition) yazılımları yeterince iyi sonuç vermiyor. Projeyi erteliyoruz. 1998’de Cumhuriyet egazeteyi internette yayımladıktan sonra arşiv projesiyle yeniden ilgilenmeye başlıyoruz. Pek çok şirketle görüşmeler yapıyoruz. Aralarında yabancı şirketler de var. Fiyatları çok yüksek, proje süresi uzun, kullanılan teknolojiler yetersiz. 2010 yılında Osman Karakuş ve Ali Güven Ünlüsoy ile tanışıyoruz. Her ikisi de elektronik yüksek mühendisi. Java dilinde uzmanlar. Bize geliştirdikleri arşiv sisteminin demosunu yapıyorlar. Testler olumlu. Birlikte çalışmaya başlıyoruz. 19302005 dönemini bilgisayara aktarmak yaklaşık 2 yıl sürüyor. 2012’de internette yayına girdiğimiz gün, benim de 20 yıllık hayalim gerçeğe dönüşüyor. Aynı gün Nebil Özgentürk’ten bir telefon geliyor. Arşiv projemizi beğenmiş, o coşkulu sesiyle “Harika olmuş Hakan” diyor. Nebil şimdi sahnede, Cumhuriyet Gecesi’nin moderatörlüğünü yapıyor. Hazırladığı belgeselde, İlhan Ağabey şöyle diyor: “Cumhuriyet’te çalışmak bir onurdur.” Gerçekten de öyle. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Ahmet Rasim Sok. No: 14 Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Çankaya 06550 Ankara İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.00 03.50 04.20 Güneş 05.45 05.32 05.58 Öğle 13.08 12.52 13.15 İkindi Akşam Yatsı 16.59 20.18 21.54 16.42 20.00 21.33 17.03 20.20 21.51 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear