Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Salı 7 Nisan 2015 yorum TASARIM: BARIŞ AKTAŞ 20 ar c A n e g z Ö Kavşak ultan, bugün hem “şanssız” hem de “şanslı” bir dönemde İran’a uçuyor! Şanssız... Yemen’de İran destekli Şiilerin ayaklanmasına karşı, Suudilerin Sünnilerini desteklemişti. İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Siyasa Komisyonu Başkan Vekili Mansur Hakikatpur, “Erdoğan’ın ziyareti iptal edilsin!” demişti. Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de, “Stratejik hatalar yapan, hırslı politikalar izleyen” Sultan’ın “sorumlu davranmasını” istemişti. Bu ortamda, Tahran’da, görüşmeler yapmak zorunda kalacak... HHH 3 Nisan’da Lozan’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun beş daimi üyesi ve Almanya’nın katılımı ile İran’ın nükleer yapılanmasını sınırlayan “anlaşma” için “mutabakata” varılmasının olumlu ortamında Tahran’da olacak. 1957’de İran Şahı Rıza Pehlevi’nin ABD ile imzaladığı “Nükleer Program Anlaşması”nı, Pehlevi devrilince dinsel yönetim 1979’da feshetmişti. 2002’de, Rusya ile “Nükleer Tesis Anlaşması” devreye girmişti. İran’ın nükleer silah hevesi Batı dünyasını ürkütmüştü. 12 yıl boyunca yapılan çeşitli girişimler İran’daki aşırı dinsel yönetimlerce engellenmişti. Günümüzdeki Ayetullah Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin aşırılıktan uzaklaşıp “itidalli olma” siyasasını izlemeleri, yeni oluşumu başlattı. Sultan’ın görüşeceği Cumhurbaşkanı Ruhani, BM’de “ılımlı” söylemleri ile beğenilmişti. Dışişleri Bakanı Zarif de ABD’li meslektaşı John Kerry ile “diyalog” başlatmıştı. Batı’nın uyguladığı “ekonomik yaptırımların” yumuşamaya önemli katkısı oldu. İran, son 3 yılda petrol satışında 100 milyar dolarlık kayba uğramış, dışsatımlarının gelirleri pek çok ülkede “bloke” edilmişti. Anlaşma, eğer 30 Haziran’da imzalanırsa, İran 10 yıl süreyle 19 bin adet “santrifüjünü” 6 bin104’e indirecek, mevcutları “sivil alanda” kullanacak, 15 yıl nükle Sultan İran’da... S Mutaabakat! er zenginleştirme yapamayacak. Karşılığında “ekonomik yaptırımlar” aşamalı kalkacak, “bloke” hesaplar çözülerek İran’a nakit akışı başlayacak. “Mutabakat” ile ABD, kadim dostları İsrail ve Suudi Arabistan’ı gücendirdi. Bazı Amerikan senatörler, anlaşmayı Kongre’de önleme girişimini başlattılar. HHH Şanslı... İran’ın para musluklarının açılacak, akaryakıt satışlarının artacak olması, Türkiye’ye de önemli katkılar allahi bu başlık bizim değil. İngiliz Guardian gazetesinin. Orada da yakında seçim var. Kimin kime ve niye oy vereceği tartışılıyor. Ama bizdekinden biraz farklı. İngiltere’de uzunca bir süre Cumhuriyet adına gazetecilik yaptım. Orada da gazeteci ve halkın çoğunluğu, siyasetçi çoğunluğuna burun kıvırıyor. HHH Epey bir süre önce yaşanmış bir olay anlatılır durur. Seçimler yapılmış, parlamento ilk oturumunu yapıyor. Basın bölümünde iki gazeteci konuşuyor: “Aptal vekillerin sayısı artmış görünüyor!” Bu sözler aşağıdan duyulmuş ki yeni vekillerden biri yukarı doğru sesleniyor: “Ülkede de ve medyada da artıyor. Temsilde adalet ve demokrasi parlamentodaki sayılarının da artması V tanahmet@gmail.com www.ahmettan.com İnsanlar neden Aptalları Seçerler HHH Aziz Nesin’in verdiği “oranı” unutmak mümkün değil. Acaba Tayyip Bey de buna mı güveniyor?. . Zaten yüzde 52’ye yaklaştı. Bir hamle daha, Aziz Nesin’in ruhunu şad, kendisini ailecek abâd edecektir! HHH Kraliçe’nin ülkesi ile aramızda elbette deryalar var. nı gerektiriyor!” Bu eksikler, Saray’da alınan kararlarla torba torba kapatılıyor. İngilizler bakımından ise kapatılamayacak açıklar var. Seçmen davranışları üzerinde analizler yapan ruhbilimcilerin saptadığı birçok gerçek var: Bir siyasetçinin aptallığı değilse de yeterince zeki olmaması veya ahlaken uygunsuz işler yapması, siyasi başarıya engel değil. (Yeter ki belli bir artistik yetenekle desteklensin!) HAFTAnIn SAnAT ÇİZElgESİ Heykellerin üstü aranacak. Oturuyorsan kalk, ayaktaysan yürü, yürüyorsan koş, koşuyorsan gol at!.. TOPUS MASKElİ bAlO Herkes ikiyüzlü olmuş valla!.. Hiç sorma.. Deliksiz uyku tespit edilememiştir!.. HASAR TESPİT KOMİSYOnU ÜnlÜ AKTÖRdEn ACİl Az çizilmiş karizma acilen satılıktır! ARgOdAn Al HAbERİ TC İran ticaret... sağlayacak. İki ülke arasındaki dış ticaret baş aşağı giderken Türkiye’nin İran’a satışları yaklaşık üçte iki oranında gerilemişti. 1 Ocak’ta yürürlüğe giren, ikili “Tercihli Ticaret Anlaşması” gerçekçi uygulama kazanacak. Yaptırımların kalkması ile ikili ticaret artacak, satılamayanlar pazarlanabilecek, Türk makine sanayisinin önü açılacak. Türk taşımacılarına yeni yükler çıkacak. Türbandan çıkarak, Akdeniz kıyılarımızda denize bikinileriyle giren İranlı turist sayısı 2 milyondan 1.2 milyona düşmüştü. İran’ın çeşitli kentlerine günde giden 15 Türk uçağındaki doluluk oranı da artacak. HHH Sultan’ın Tahran görüşmelerinde ayrıca Yemen, Irak ve Suriye de gündem oluşturacak. Kuşkusuz “mutabakat” Şii İran’ın, Sünni Arap dünyasında elini güçlendirecek. Sünni Sultan’ın “Büyük Ortadoğu Projesi” başkanlığına oynadığı “güçlülük rolü”, bölgede “şahlık (!)” dönemine dönüşebilir. Paramız tıpkı çelik, Fakat cebimiz delik!.. İflas ettim ezelden: Tutmuyorum metelik!.. OFF THE RECORd Erken ölümü önlemenin 9 yolu bulunmuş! Bulanı tahtalıköye yollamışlardır.. HARBİ SEMİH POROY Ankara Konserleri! landılar. niversite öğ4 Nisan gecerencilik yıllasi Ankara’da Milrımda, Ankara’da li Eğitim Şura “cumartesi” günSalonu’nda leri, sınıf arka“Uluslararadaşlarımla “müzik sı Ankara Mügünlerimiz” idi... zik Festivali’nin” Dünyaca ünlü soilk gecesinde, ön listler, Cumhursırada İnönü’nün başkanlığı Senfoni kızı Özden ToOrkestrası (CSO) 32. Festival... ker, kızı Gülsün, eşliğinde, cuma eşi Mustafa Bilgehan yergeceleri konser verir, ertesi lerini almışlardı. 10. Cumgünü de DTCF salonunda konseri öğrencilere ücretsiz hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eşi Semra Hanım tekrarlardı. Rus kemancı David Oist da ön sıradaydılar. İstanbul’daki etkinlikler rak, Fransız “altın flüt” JeanPierre Rampal gibi usgazetelerimizin birinci saytaları da dinlemiştik. Dönefalarında boy gösterirken, min Dışişleri bakanları yaAnkara’da “Sevda Cenap bancı ülkeler ile ikili anAnd Vakfı’nın” düzenlediği laşmalara “sanatçı değişi32. Festival kültür sayfalarımi” maddesini de eklerlerna tek satır olarak bile yandi. Sonrasında uygulamalar sıtılmadı! unutulunca, Ankaralılar ünAçılışı, şef Ender Sakpılüleri dinleyemez oldular. nar yönetimindeki EskişeCSO’daki konserlerin ilk hir Büyükşehir Belediyegecesinde İsmet İnönü, si Senfoni Orkestrası, Ereşi Mevhibe Hanım ile ön tuğrul Oğuz Fırat’ın “Üç sırada yerini alırdı. İnönü, Kırın” yapıtını dünyada ilk TBMM’den “harika çocukkez seslendirdi. Alman kelar” yasasını geçirdi. Klamancı Nicolas Koeckert sik müzik alanında gelecek de solist olarak alkışlanvaat eden çocuklar, aileledı. 30 Nisan’da sona ereri ile yurtdışına burslu olacek festival programı hakrak eğitime gönderilmesikında (http://ankarafestival. ne başlanınca, yasadan ilk com/tr/anasayfa/) adresinolarak piyanist İdil Biret ve kemancı Suna Kan yararden bilgi edinilebilir. Ü izi şaşırtan korkunç senaryolarla yaşam üzerimize gelmeye devam ediyor. Mesela şu yazı size ulaşana kadar, ülkede her an yeni karanlıklar fırtına gibi gündemi değiştirebilir. Fenerbahçe 51’lik bir deplasman galibiyeti almış, ama kendisini İstanbul’a götürecek uçağa doğru otobüsle diken üstünde yol alıyor. Mahmut Uslu’nun “Şimdi tehlikeli bölgeye girdik” demesinden birkaç dakika sonra kurşunlar şoförü pusuya düşürüyor. Hedef belli: Sarı Lacivertli takımı taşıyan otobüsün kontrolden çıkarak şarampole yuvarlanması. Böylece akılları sıra, “düşmanı” toptan yok edecekler! Fenerbahçe güvenlik sorumlusu frene basmayı başaramasa, Allah korusun, o düşünmeye bile korktuğumuz senaryo belki de gerçekleşecek ve bu Türkiye’de yalnız futbolun değil, sporun sonu olacak! Açık konuşalım, bu herhangi bir takıma tesadüfen olan bir saldırı değil. Hani o Ergenekon ve Balyoz davaları var ya! Hani sevgili aydınlarımızı ve TSK’nin güzide komutanlarını tamamen uydurma iddia ve sahte delillerle yıllarca zindanlara hapseden o alçak kumpasların vicdansız senaristleri var ya! İşte Fenerbahçe, 3 Temmuz’dan itibaren tek merkezli ahtapot kollu senaryonun doğrudan hedefi haline geldi. Başkanı ve yöneticileri hapse atıldı. Tam üç yıl boyunca, hak etmesine rağmen Avrupa Kupaları’na yollanmadı. UEFA ve CAS, bütün ikazlara rağmen, o anda ipotek altına alınmış olan Türk Mahkemesi’nin kararlarını kaynak gösterip Fenerbahçe’nin üzerine gitti. Maalesef Trabzon ve Galatasaray, “fırsat bu fırsat”, fütursuzca Fenerbahçe’ye Saldırının İklimi nasıl Hazırlandı? Kimi siyasetçiler kötü işlere bulaşmış olabilir. Ama yine de her politikacı hırsız ve hınzır değil. Öyle olsaydı, sistem çökerdi. Yine de İngiltere kötü örnek bakımından oldukça yoksul. (700 bin TL’lik saat takan, milyonlarca doları ayakkabı kutularına tıkan, para kasalarını yatak odasına atan pek yok!..) Politikacılar iyi ahlaklı olmayabilir. Bu bir tür fıtrat sayılabilir. Fikirlerinden cayarlar. Caydıkları fikirlerinden tekrar cayarlar. İlerleme vaat eder, bunu söylerken kendisi inanmasa da inanan her zaman bulunur. Zeki bir siyasetçi, politik bir başarı elde etmek istiyorsa biraz sıradan görünmek zorundadır ki seçmen kolay benimsesin. Seçmen çoğunluğunun, entelektüel (!) yetenek gösterilerinden hiç hoşlanmadığı kanıtlanmış bir gerçektir.. HHH En ikna edici insanlar, kendine fazla güvenenlerdir. (“DunningKruger Etkisi” diye açıklanan bir olgu var.) Siyasette zekâsı sınırlı olanlar, kendilerine aşırı derecede güveniyorlar. İktidar ve muhalefet partisinde bunun yeterince örneği mevcut. İsim vermek elbette ayıp. Kendine fazla güvenen bir insan, yalancı veya haksız çıkması halinde kendine güvenmeyen birine oranla çok daha güvenilmez bulunuyor. Ve siyaseten siliniyor. Seçmenler, entelektüel ve karmaşık konularda tartışmalara pek kulak vermiyorlar. Örneğin finans nutuklarını, ayrıntılı bütçe rakamlarını ürkütücü buluyorlar. Ama önlerine basit bir çözüm, öneri (veya “çılgın proje”) konursa bundan çok etkileniyor. (“Trakya’yı yararız Karadeniz’i Marmara’ya duble yol ile bağlarız.” “Faizi düşür, yatırım artsın, işsizlik azalsın!” örneğin.) HHH “Parkinson’un Gereksizlik Kuralı” diye bir kuram daha var: İnsanlar, pek önemli olmasa da çok iyi anladıkları konulara odaklanmayı seviyorlar. Politikacılar, zekâen ileri olmasalar da yeterince kurnaz iseler, karmaşık meselelerin gereksiz, işe yaramayan yanlarını ayıklayıp çözüm sunarmış gibi basitçe anlatabilenlere hemen destek veriyorlar! HHH George W. Bush’un seçmeni en etkileyen özelliği, seçmenlere onunla oturup bira içebilecekleri duygusunu verebilmesi imiş! Bir profösör veya emekli büyükelçinin, seçmene oturup iki tek atma veya tavla oynama duygusu veremediği için siyasetteki şansı sınırlı. Öte yandan, politikacının “entelektüel izlenim” vermesi de çok tehlikeli bir özellik.. Bunu, CHP kurultaylarında (ve son önseçimde) birçok değerli diplomatın, profesörün parti örgütlerince hayal kırıklığına uğratılması hadisesinde yaşadık. Kendilerinden olmayan birinin ülkeyi (ve partiyi) yönetme fikri, seçmenler için ne yazık ki biraz ürkütücü! Politikacıların sürekli halktan biri gibi görünme çabasını anlamak gerekiyor. İnsanların çoğu, yığınla bilinçaltı önyargıya sahip. Seçmen kendi sınıfından, düzeyinden birine yönelmeyi daha güvenli buluyor. HHH Dahası var.. Seçmen duymaktan hoşlanmayacakları şeylerin söylenmesini istemiyor. Bu yüzden siyasette karmaşık ve derin konular yerine sıradan şeyleri artistik biçimde yineleyip duranlar öne çıkıyor. B Fenerbahçe’ye yüklendiler. Uluslararası kurumlarda Sarı Lacivertlilerin ağır cezalar alması için büyük baskılar yaptılar. Tekrar o detaylara dönmek istemiyorum. Her şey açık oynandı. Geriye yönelik hesaplaşmalarla kavgaları alevlendirmemek lazım. Ama herkes artık kendi hatalarıyla yüzleşmeye mecbur. Önemli olan bu korkunç olayın üstünü örtmek için “provokasyon” veya “birkaç meczup efendim” diyerek işin kolayına kaçmamak. Bakın gerçeklerle yüzleştiğimizde neler hatırlıyorsunuz: Fenerbahçe 21. yüzyılda her dalda yoğun bir üstünlük kurdu. Kadın ve erkekte, basketbol, masa tenisi, voleybol, atletizm demeden Avrupa ve Dünya çapında başarıları, şampiyonlukları üst üste yığdı. Futbolda da her yıl ya şampiyon, ya ikinci oldu. Sonuçta, yurtiçinde hayranından çok kıskananı var. Kulübün üzerine 3 Temmuz’da çöken malum siyasi komplo, birçok insanın işine geldi. Fenerbahçe Başkanı veya birkaç oyuncu da hedef tahtasında merkeze alındıktan sonra, linç dönemi geldi çattı. Medyada veya sanal dünyada Fenerbahçe’ye “şikeci” demek, oyuncuları hedef göstermek, Fenerbahçe otobüsleri taşlandığında bıyık altından “oh olmuş” demek sürekli bir alışkanlık haline geldi. Maalesef, özellikle Trabzonspor Başkanı’nın gençleri sürekli galeyan halinde tutan demeçleri de kolay yenilir yutulur lokma değil. Şimdi bunları yaşanmamış farz edersek, yeni felaketlerin hazırlayıcısı oluruz. Tabii ki Trabzonspor’un kalkıp Fenerbahçe’ye silahlı saldırı hazırlayacak hali yok! Ama Başkanı’nın son iki yılda yarattığı iklimin, o kentte on binlerce kişiyi ağır bir tahrike taşıdığını da tek bir Allah’ın kulu inkâr edemez. Peki, Volkan ve Emre’nin durumları: İkisinin de sütten çıkmış ak kaşık olmadığı, öfke kontrol sorunları olduğunu biliyoruz. Ama yıllardır her an onların üzerine nasıl ve hangi küfürlerle/tekmelerle gidildiğini hiç düşündünüz mü? Cumartesi gece yaşananlardan sonra twitter’da “keşke Emre vurulup gitseydi” diyen sapıkların cirit attığını biliyor musunuz? Milli maçlardan önce yaşadıkları küfürtehdittahrik de cabası! Koca koca kerli ferli insanlar, bu oyunculara karşı açık küfür kampanyası yürütüp iyi bir şey yaptıklarına birbirlerini inandırıyorlar! Türkiye bir an durup aynaya bakmalı: Evet Fenerbahçe kurşunlandı, oyuncular ölümden döndü... Ama kaç kişinin yıllardır süren katkılarıyla oldu bu? Kaç gazeteci, kaç bin holigan, kaç yöneticinin tahrikleriyle hazırlandı bu komplo? Artık bu tehlikeli Fenerbahçe düşmanlığını bilinçsiz bir dönemin hatırası olarak rafa kaldıracak herkes. Ya da bu elim olayın ardından timsah gözyaşı dökmeyecek! Bu arada ligler ertelenecekse, tüm maçlar ertelenir. Yalnız Fenerbahçe’nin maçları değil. Umarım Sarı Lacivertli yöneticiler, takımlarını bu yılki yarıştan uzaklaştıracak bu trajikomik Federasyon kararını acilen çöpe atarlar. Bu tuzağa düşmek, Trabzon’da yol kesen canilere prim tanımak olur. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATAlAY Genel Yayın Yönetmeni CAn dÜndAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay büyüktaş l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça bilgin demir l Yurt Haberler: Selin görgüner l Düzeltme: Mustafa Çolak l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur demir Web Koordinatörü: Oğuz güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), güray Öz (Bşk. Yrd.), Can dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: bülent Yener l Muhasebe Müdürü: günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİTlERİ İmsak İstanbul 05.01 Ankara 04.48 İzmir 05.14 Güneş Ögle 06.32 13.14 06.17 12.58 06.41 13.21 İkindi 16.49 16.33 16.55 Akşam 19.43 19.27 19.48 Yatsı 21.06 20.48 21.07 C M Y B