20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 6 Nisan 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: BARIŞ AKTAŞ haber 7 MİT TIR’ı: Askerlere gözaltı Adana ve Hatay’da MİT’e ait TIR’ların durdurulmasıyla ilgili aralarında bir binbaşının da bulunduğu askerler hakkında gözaltı kararı alındı stanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “yasadışı dinleme, casusluk, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, resmi belgede sahtecilik, terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” iddiasıyla “paralel yapılanmaya” yönelik olduğu belirtilen soruşturmada da düzenlenen 3. dalga operasyon askerlere uzandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlü Devlet Enver Paşa’ya talip MEHMET KESKİN İ ğü tarafından yapılan operasyonda, aralarında bir binbaşının da bulunduğu 34 muvazzaf asker hakkında gözaltı ve yakalama kararı çıkarıldı. 24 kişi gözaltına alınırken 10’u aranıyor. Soruşturmada, elde edilen yeni deliller doğrultusunda, Adana ve Hatay’da Ocak 2014’te MİT’e ait TIR’ların dur durulmasının “Selam Tevhid” dosyası kapsamında yapıldığı belirtildi. Şüpheliler, MİT’e ait tırların durdurulmasına ilişkin Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nde “casusluk” suçundan yargılanıyor. Bu operasyonda ise aynı şüpheliler hakkında “Terör örgütüne üye olmak” ve “Türkiye Cumhuriye ti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlarından işlem yapılacağı kaydedildi. Adana’da gözaltına alınan 8 asker şüpheli askerden biri Adli Tıp Kurumu çıkışında, “PKK ile TSK’yi karıştırıyorlar arkadaşlar. Terörist değilim” dedi. Gözaltına alınan bu kişiler, daha sonra Merkez Komutanlığı’na götürüldü. Fuat Avni twitter’dan yaptığı açıklamada “Operasyonun düğmesine basan savcı 1725 Aralık’ta hırsızların dosyasını kapatan kişi, Savcı İrfan Fidan” diye yazdı. l İSTANBUL / Cumhuriyet TIR’larda ne çıkmıştı CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 19 Ocak 2014’te Adana’da durdurulan 3 TIR’a ilişkin tutanakları açıklamıştı. Tezcan, “Her tırda saçtan yapılmış ikişer sandık var. Toplam 6 sandıkta mühimmat taşınıyor. Birinci sandığı açmışlar 2530 adet füze ve roket. 30, 50 milimetre ebatlı füze ve roket hassas tapaları. 40, 30, 15 santimetre ebatlı yaklaşık 15 ahşap sandık içerisinde her sandıkta 24 civarında bomba atar mühhimat yani 15 sandıkta yaklaşık 300’e yakın 450’ye yakın bomba atar mühimmat” demişti. Ne başkanlığı, burası Uruguay mı? T arihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, başkanlık sistemi tartışmaları ile ilgili sert yorumda bulundu. Ortaylı, “Ne başkanlığı kardeşim ya! Burası Uruguay mı?” dedi. CNN Türk’te Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Ortaylı, “Türkiye’de başkanlık sistemi olur mu? İhtiyaç var mı” soruna “Onun canı başkan olmak istiyor, birilerinin. Hayırlı olsun. O nasıl olsa çöker ileride, kaldıramaz Türkiye. Kaldırmaz kardeşim. Ne başkanı ya! Burası Uruguay mı, yani yürümez” diye yanıt verdi. Başkanlık Ortaylı, başkanlık sistemi ile ilgili sert yorumlarda bulunarak ‘Onun canı başkan olmak istiyor, birilerinin. O nasıl olsa çöker ileride’ dedi. sistemi ile çok sayıda problemin çıkacağını, bunların çatışmaları hızlandıracağını dile getiren Ortaylı, seçim sonuçlarının da çok büyük bir sürpriz yaratmayacağını söyledi. Ortaylı, seçimler nezdinde başkanlık sisteminin de halk tarafından onaylanacağını belirterek “Bu millet darbe anayasasına yüzde 92 verdi, başkanlık sistemi için de aynısını yapar. Bu seçimde de ‘aman canım’ olur. Bu ülke küçük dünyaların büyük umutların ülkesi. Halkın ödeyeceği borçları, kredileri, küçük dünyaları, ama büyük hayalleri var. ‘Aman canım’ diye ev kadınları, kahvedeki adamlar söyler. Daha da önemli adamlara yakışmaz böyle şeyler ama maalesef bu ‘aman canımlar’ Türk siyasi hayatı için bir önem taşıyor” diye konuştu. Hitler Almanyası’yla, günümüz Türkiyesi arasında benzerlikler kuran Ortaylı, “1933’te Almanya’daki insanlar ne yaptı sanıyorsunuz! Hitler tarihin en korkunç totalitarizmiyle iktidara geliyor ve hep destek görüyor. Ne zamana kadar? Karşısındakiler birleşene kadar. İşte bu “aman canım” düşüncesidir” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ün yapılması planlanan “Enver Paşa’nın Özel Eşyaları Müzayedesi” Milli Savunma Bakanlığı’nın rüçhan (öncelikli satın alma hakkı) hakkını kullanması üzerine yapılmadı. Bakanlık, müzayedede satılacak 122 parça eşyadan 103’üne talip olurken Enver Paşa’nın eşi Naciye Hanım’a ait 19 parça eşya ise satışa çıkarılmadı. Bakanlık tarafından kurulan değerlendirme komisyonu tarafından toplam fiyatın belirleneceği öğrenilirken müzayedeyi düzenleyen İstanbul Müzayede’nin sahibi Uğur Yeğin “Bana tebliğ edilen, alım yönünde olacağı; uzlaşıyla alınacak” dedi. Alımla ilgili süreç devam ederken uzlaşı sağlandıktan sonra eşyaların Harbiye’deki Askeri Müze’de sergileneceği düşünülüyor. Müzayedeye çıkarılan eşyalar için toplamda yaklaşık 1.5 milyon TL değer biçiliyordu. Müzayedede satılacak eşyalar arasında fotoğraflar, tablolar, Enver Paşa’nın “H. Altmann” adıyla imzaladığı karakalem çalışmaları, üniforması, Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm’in 1917’de bizzat hediye ettiği miğfer, kılıçları, ünlü Ermeni gümüş ustası Misak Torosyan tarafından Enver Paşa için özel yapılmış kamçı ve Japon İmparatorluğu tarafından hediye edilmiş harakiri bıçağı gibi objeler vardı. Yeğin, eserleri elinde bulunduran Enver Paşa’nın torunu Osman D Satılacaklar arasında üniforma da yer alıyor. Mayatepek’in gönlünden geçenin de eserlerin devlet tarafından alınması olduğunu söyledi. Yeğin, böylesi toplu alımlarla bunların bir arada tutulabildiğini söyledi. Japon İmparatorluğu tarafından hediye edilmiş harakiri bıçağı 40 bin liraya satışa çıkarıldı. umhurbaşkanı ve Başbakan artık sansür işini doğrudan ele almayı daha uygun buluyorlar. Bürokrasilerine inisiyatif tanımayı, durum değerlendirmesi yapma fırsatı vermeyi gereksiz ve belki de tehlikeli sayıyor olmalılar. Üstelik açıkça yasadışı sansür emirlerinde ısrarlılar. Yandaş medya ise emir beklemediği hatta emir tekrarı yaparak meslek ilkelerini “zamanın ruhuna” ya da ne bilelim başka “zorunluluklara” uygun buldukları için olsa gerek, kolayca çiğneyebiliyor. Neyse onlar konu dışıdır. Zaten epeyce bir zamandır ülkenin gerçek gündemiyle de ilgili değildirler. Gazeteciliği “halkın haber alma hakkı” olarak tanımlamadıkları, “iktidarın uygun gördüğü haberdir” anlayışı ile hareket ettikleri için bir kenara bırakıyoruz onları. Cumhuriyet’in tutumu başkadır. Cumhuriyet adlı adınca bu türden uygulamalara boyun eğmeye niyeti olmadığını, halkın haber alma hakkına hep öncelik vereceğini, buna engel yasakları gazetecilik ilkelerini esas alarak dinlemeyeceğini baştan söylemişti. Bu kararından dönmüyor. En son Başbakan’ın, katledilen savcı Mehmet Selim Kiraz’ın cenaze törenine bazı TV kanallarının ve aralarında Cumhuriyet’in de bulunduğu bazı gazetelerin alınmamasını yönünde emir ve talimat vermesini sert bir şekilde kınadı ve dava açtığını açıkladı. Gazete yaptığı açıklamada şunları be C ’in Davası Güray Öz ye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç yaptığı açıklamada, “Adaletin ve hukukun zedelenmesinin ne kadar vahim olaylara yol açtığı görülmüştür. Hukuk ve yasalar tüm vatandaşları bağlar. Cumhurbaşkanı da, Başbakan da yasalara uymak zorundadır. Yasaları ihlal ettiklerinde de bunun hesabını yargı önünde vermelidir” dedi. Basın Konseyi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Yücel, “Basına yasak konularak halkın bilgilenme hakkının elinden alınmasına tanık oluyoruz. Bu tür baskılar, hükülirtti: “...basın organlarının cenaze törecı Mehmet Selim Kiraz’ın cenaze töreni metin kendine ilişkin gündemini hayata ninden haber vermesinin engellenmene gazetemizin de aralarında bulundugeçirebilmek amacıyla başvurduğu kasi yönünde bizzat emir ve talimat verğu yayın kuruluşlarının alınmaması em bul edilemez yöntemlerdir. Avukatlara, diğinizi kamuoyuna açıkladınız. Basının rini kendisinin verdiğini açıklamasının basına görevleri başında zor kullanılıyor. haber alma hakkını engelleyerek açıkardından gazetemiz tarafından açılan Bu tablodan bir demokrasi çıkmaz” diye ça suç işlediniz. Böyle bir hakkınız yok. davaya basın meslek örgütleri de deskonuştu. Basın Konseyi 2. Başkanı Mu(...) Bu nedenle anayasadan ve yasatek verdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyerat Önok, “Basın Konseyi olarak, basından kaynaklanan haber verme hakkıti Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Okurda ayrımcılığa karşı olduğumuzu ve çağmızı kanunsuz olarak çiğnediğiniz için ların neyi okuyup neyi okumayacakdaş Türkiye söylemine yakışmayan antizatıâlinize, yargı önünde hesap sormak larına Başbakanlık makamı karar verdemokratik uygulamalara son verilmesi için dava açıyoruz. Bilginize arz ederiz.” meye çalışmaktadır. Bunlar demokraçağrımızı yeniliyoruz. Hukuka aykırı akreOkurlar Cumhuriyet’in bu tutumunu ve tik bir ülkede kabul edilemez. Cumhuri ditasyon uygulamasına karşı açılan daaçıklamasını iki kelimesi dışında destek yet Gazetesi’nin açtığı bu dava haklıdır” vaları desteklediğimizin ve bunların talediler ve kutladılar. Yalnızca “zatıâlileri” dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Baş kipçisi olacağımızın da bilinmesini isteve “arz etmeyi” anlamadıklarını belirttikanı Ahmet Abakay, “Cumhurbaşkanı riz” diyerek dayanışmalarının sürekliliğiler. Nedenini sordular. Ben de bu kelive Başbakan’a demokrasi, basın ve ifa ni vurguladı. melerin Cumhuriyet’in ciddiyeti ile ilgide özgürlüğünü birilerinin anlatması geMeslek örgütlerinin dayanışması hali olduğunu ama okurların hassasiyetini rekiyor. Basın özgürlüğünü hiçe sayanyati önem taşıyor, güç veriyor. Gerçekde anladığımı belirterek yanıtladım. lar ve meydanı boş sananlar, dersini al ten gazetecilik yapmakta direnen tüm Meslek örgütlerimiz de Cumhuriyet’in malıdır. Cumhuriyet Gazetesi’nin yaptığı arkadaşlarımızı geri adım atmamaya, iltutumunu desteklediklerini açıkladılar. budur. Cumhuriyet Gazetesi’nin sonuna keleri eğip bükmemeye, sarı öküzü tesBaşbakan Ahmet Davutoğlu’nun savkadar arkasındayız” diye konuştu. Türki lim etmemeye çağırıyoruz... Öneriler uyarılar Köşeler, kadın ve konuk yazarlar da çok olumlu. Ancak, sayfalar artarken kâğıdın gramajı veya kalitesi düştü. Yapraklar kendiliğinden kıvrılıyor, kıvrılan satırlar siliniyor, zor okunuyor. Manş@ orijinal ama bazı yazılar ve katkılar büyüteçle okunuyor. Görseller yararlı ama her yazıda şart mı? İçeriğin, ara başlıkların artması ve çeşitlenmesi okurda bir karmaşa yaratıyor. Sınıflama, neyin nereye gireceği, bilim yönteminde olduğu kadar iletişimin de en büyük sorunudur. Her gün Eğitim Sayfası alkışlanır ama okullar ve üniversitelerde izlenen sorunlara ailede, yönetim ve toplumda, örgün eğitimden çok yaygın halk eğitimi ve Medya açısından bakılabilir sanıyorum. Sayfa sorumlularının bilinmesi, iletişimi kolaylaştırdı. Belki bir HUKUKYARGI ve DIŞ POLİTİKADÜNYA sayfası, Otomobil reklamı yerine bir BİLİMTEKNOLOJİ, Kültür sayfasında, “Sanat” yanında, “Yeni Yayınlar” ve “Güncel Makaleler” köşesi düşünülebilir mi? Siyah zeminde küçük beyaz yazar adları kolay okunmuyor. Teşekkür, başarı dilekleri ve saygılarımla. Bozkurt Güvenç eni Cumhuriyet”teki yenilikler “Y hepimize, Laik Cumhuriyetimize kutlu olsun. Tirajı artıyorsa güzel haber. Dil kuralları ile oynanır mı? sözcük sonundaki “t”, i ve e halleri söz konusu olduğunda yumuşar, d’ye dönüşür. Ama her yerde değil. Bunun çok istisnası vardır: ciddiyet, vasat, yakut, yakıt, yanıt... Doğrusu “ağıtı” olacak. Bunu diyelim ki yazar bilmiyor ya da biliyor da gözden kaçırdı. Düzeltmen de mi bilmiyor? Bunu bilmeyen düzeltmen olur mu? Düzeltmen niçin vardır, görevi nedir? Bu soruların yanıtlarının ilgililerce düşünülmesini ve gereğinin yapılmasını diliyorum. 3 Nisan, 2. sayfa, manşet... Hemen bütün haberlerde olduğu gibi ondalık kesirlerin virgül yeriMart, 1. ve 15. sayfalar... 29 Başlık: Yaşar Kemal’den Mustafa Kemal ağıdı. Türkçede ne noktayla ayrılması sürdürülüyor. Daha ilkokulda öğrendiğimiz bir şeyi sonradan terk edip (unutup), öğrendiğimizi nasıl da yok sayıyoruz? Anlaşılmaz bir tutum... Cumhuriyet, Bilim Teknoloji ekinde yayımladığı Güney Gönenç’in yazısında ondalık kesirlerin noktayla ayrılmasının yanlışlığını vurguluyor. Çok güzel... Ama aynı Cumhuriyet, yayımladığı yazıyla yanlışlığına değindiği bir hatayı yapmayı yıllardan beri ısrarla sürdürüyor. Akıl alır gibi değil. Böyle sürüp gidecek mi bu? Yoksa bir sorumlu çıkıp düzeltilmesi için gerekli önlemleri alacak mı? Söz konusu haberin altında “Pilot, intihar yöntemleri araştırmış” başlıklı haber... “BarselonaDuesseldorf seferi”nden söz ediliyor. Barselona Türkçe yazılmış, çok güzel... Ama Duesseldorf da neyin nesi? Belli ki haber yabancı bir kaynaktan alınırken Barcelona Barselona’ya dönüşmüş, ama Duesseldorf olduğu gibi bırakılmış. Kentin adı Düsseldorf. Almancada klavyede ü yoksa yerine çaresizlikten kullanılan “ue” ikilisi aynen alınmış. Yoksa gazetedeki klavyelerde de mi ü tuşu yok demeyeceğim. Bilgi, dikkat ya da özen eksikliği var. Ya kentin doğru yazımı bilinmiyor, ya bilindiği halde buna dikkat edilmiyor ya da dikkatten kaçmasa bile gerekli özen gösterilmiyor. Üçü de kötü. Saygılar... Emre Yazman KISA... KISA Dava açmakta haklısınız Magazin, kara çalma, yalanyanlış haber üretme yeri olmayan Cumhuriyet Gazetesi’nin, anayasaya ve yasalara bağlı kalması gereğini hatırlatmak amacıyla Başbakan hakkında dava açma kararını destekliyorum. Aydın Özbay Dışişleri Bakanlığı Emekli Hukuk Müşaviri Gripte turşu suyu!!! kısmı tam olarak absürd bir “şehir efsanesi”. Turşu suyu öneren Prof. Dr. hekim acaba kaç influenza (grip) hastası görmüş ve tedavi etmiştir? Klinik bilim olmayan (ama toplum sağlığı açısından büyük bir öneme sahip) bir branş hekiminin “haber” olacak sözleri gerçek bilimsel verilere dayanmalıdır. Halkımız maalesef bu tür gereksiz ve hatta zararlı olabilecek “kocakarı” ilacı olarak betimlenen tedavilere çok eğilimlidir. Bu tür bilim dışı magazinden haberler bu gazeteye yakışmamaktadır. Teyit edilmeden yapılan haberler bir gazetenin ağırbaşlılığını, saygınlık ve güvenilirliğini zedeler. Saygılar sunuyorum. Prof. Dr. Levent Doğancı İnfeksiyon Hastalıkları Mart 2015 4. sayfada yeralan 30 Grip haberinizin ilk kısmı ne kadar bilimsel verilere uygun ise ikinci Çözümler neden verilmiyor? Gazetenin pazar sayısındaki bilmece ve sudoku iyi bir yenilik. Ama çözüm neden verilmiyor. Çözüm şu sayfada diye not yok. Yaş 90, görme engelliyim. Sans Serif tipi şahsiyetsiz fontla basılmış, yazıları okumakta zorlanıyorum. Bilgisayarda okumaya çalışıyorum. İlginize teşekkürlerimle. Mithat Tolgay Köşe yazarlarının eposta adresleri Neden bazı köşe yazarlarınız email adreslerini vermiyorlar, neden korkuyorlar? Örneğin Can Dündar. Arslan Ermerak C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear