20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Perşembe 30 Nisan 2015 EDİTÖR: CEYDA KARAN Çibok kızları hâlâ kayıp Nijerya’da radikal İslamcı Boko Haram’ın kaçırdığı 200 kız ve 93 kadın Borneo eyaletindeki Sambisa ormanına düzenlenen operasyonla kurtarıldı. Ancak kurtarılanlar arasında geçen yıl Çibok kasabasından kaçırılan 200’den fazla genç kadın bulunmuyor. TASARIM: BETÜL BERİŞE Kim 15 kişiyi infaz ettirdi Kuzey Kore lideri Kim Jongun bu yıl 15 kişiyi idam ettirdi. Casusluk ithamıyla kurşuna dizilenler arasında Kim’i eleştiren 2 bakan yardımcısı ve Unhasu Orkestrası’nın 4 üyesi de var. 17 [email protected] İsyana öfkeli anne el koydu Baltimore isyanında oğlunu döverek götüren Toya Graham’a ‘yılın annesi’ yakıştırmaları yapıldı merika’da siyahlara yönelik polis şiddetinin son örneği olarak 25 yaşındaki Freddie Gray’in gözaltında şaibeli ölümüyle adeta isyanı yaşayan başkent Washington’a 65 km uzaktaki Baltimore’da sukünet hâkim oluyor. Grey’in cenazesini takiben pazartesi gecesi şiddetli çatışmaların yaşandığı, 250’den fazla insanın tutuklandığı kente 2 binden fazla Ulusal Muhafız sevk edilirken, ilan edilen sokağa çıkma yasağına önceki gece büyük ölçüde uyuldu. Ulusal Muhafızlar ve polis 100 kişilik gösterici grubu dağıtmak için plastik mermi ve gözyaşartıcı gaz kullanırken 10 kişi tutuklandı. Sokağa çıkma yasağının 6 gün daha süreceği kentte dün okullar açıldı, yakılan işyerlerinde temizlik başladı. 620 bin nüfuslu Baltimore nüfusunun üçte biri yoksulluk sınırının altında yaşadığı Baltimore’a destek için Chicago, Los Angeles ve Ferguson kentlerinde de gösteriler düzenlendi. Baltimore polisi Grey’in ölümüyle ilgili altı polis memurunu açığa alırken, ola A Saray ve İktidar VENEDİK “Büyük Konsey Salonu”; “Büyük Kanal” sularına bakan “Doçlar Sarayı/Palazzo Ducale”nin en görkemli noktası. Tavanları sadece 12 metre yüksekliğinde... Uzunluğu da 53 metre... Kent meydanı büyüklüğünde bir yer neredeyse. Başköşede, duvarı boydan boya kaplayan Tintoretto’nun “Cennet” tablosu asılı. Tablonun tam orta yerinde “Tanrı’nın oğlu” İsa duruyor. İsa’nın üzerinden yayılan ışık, “doçların lordlar kamerası” diye adlandırabileceğimiz bu mekânı aydınlatıyor. Diğer deyişle “güç”ün kaynağı yukardan, Tanrı’dan geliyor. İtalya’ya katılmadan önce; 7. yüzyıldan 18. yüzyıla dek bağımsız olan “ Venedik Cumhuriyeti”, böyle işte gücün kaynağını “Tanrı”dan alan Doçlar tarafından yönetilmiş. Latince “ lider ” / “ reis ” anlamına gelen “Venedik doçları”, gücün bu büyük meşruiyet kaynağına rağmen seçimle göreve gelirmiş. “Konsey Salonu”nun çepeçevre duvarlarında bin yılı aşkın Venedik’i yöneten “doç”ların portreleri duruyor. Marini Falieri ismindeki bir “doç” hariç... Falieri’nin portresi yerine bir “siyah örtü” asılmış. Latince üzerinde “Burası suçlarından ötürü kellesi alınan Marini Falieri’nin yeri” yazıyor. Falieri’nin “ suçu ”, meğer gücü fazla sevmekmiş. Venedikliler, “Tanrı’nın oğlunun gölgesi” filan dinlemeden, “tiran” olmakla suçladıkları Falieri’yi alaşağı etmişler. Ebediyete kadar ibret olsun diye de saray duvarındaki resminin yerine bu örtüyü işlemişler. Yıl 1355. Rönesans filan yok ortada. Ama “tiranlık”, 14. yüzyılda dahi Venediklilere fazla gelmiş. Gotik mimarinin mücevheri sayılan “Palazzo Ducale”nin olağanüstü sanat değeri yanında en sıradışı yanı bu; devlet yönetiminin röntgenini çekmesi. Venedik Cumhuriyeti, pek Fransız Devrimi’ne yetişemiyor. Fransız Devrimi Venedik’in çöküşüne rastlıyor. Venedik Cumhuriyeti, bu sebeple “güçler ayrımı”nı tanımıyor. Saray “güçler yapışıklığı” üzerine inşa edilmiş. Kısaca devletin tüm güçleri burada toplanıyor. Doçların kişisel daireleri, divan, mahkemeler, parlamento, bir nevi RTÜK olan “devletin sansürcüleri” ve zindanlar dahil olmak üzere; tüm kurumlar “Palazzo Ducale” çatısında yer alıyor. Yürütme, yasama, yargı.. özetle, teoride “reis”in elinin altında. Ama rağmen “reis” bildiğini okuyamıyor. “Cumhuriyet”in esnetilmeyen kuralları; “reis”in “güç sarhoşluğu”na kapılmasını engelliyor ve “görev tanımı”nı sınırlıyor. Topkapı gibi değişik dairelerden oluşan “Palazzo Ducale”nin bu yüzden en küçük bölümünde yaşıyor “doç”lar. Buraya taşındıklarında, özel meskenlerinden yalnız kişisel eşyalarını getiriyorlar. Personelin parasını kendi ceplerinden ödüyorlar. Çiçek, parfüm, yiyecek dışında hediye alamıyorlar. Aile, eş, dost için “torpil” işletemiyorlar. Törenlere başkanlık etmekle birlikte “yürütme”, “yasama”, “yargı”da hiçbir karar sahibi olamıyorlar. “Danışmanları”nı yanlarına almaksızın, huzurlarına yabancıları kabul edemiyorlar; elçilerden gelen mektupları dahi açamıyorlar. Ve makamlardan izin almaksızın Venedik dışına çıkamıyorlar... “Doç” özetle “devletin başı” olmakla birlikte devletin aynı anda “baş hizmetkârı”. Bu yüzden ölümlerinde resmi yas tutulmuyor: “Esas olan cumhuriyettir” deniyor: “Ölen ‘doç’un yerini yenisi alır ama Cumhuriyet ölmez!” tesellisi ile avunuluyor. Dört dörtlük bir “devlet raconu” mantığı. Bu racon, doça asla boyun eğmiyor. Doç, tersine devlet raconu önünde eğiliyor. Venedik’in “doçlar sarayı”, “mutlak iktidar nasıl kontrol edilir” üzerine baştan sona ders gibi. sı sivil hakların ihlali soruşturması yürütüyor. Protestoların sembolü ise 16 yaşındaki oğlu Michael’ı “O lanet olası maskeyi çıkar” diyerek döve döve uzaklaştıran anne oldu. Emniyet müdürününün teşekkür ettiği, sosyal medyada ise “yılın annesi” yakıştırmaları yapılan Toya Graham, CBS’e, “hoşgörülü bir anne olmadığını”, oğlunu kaya parçaları fırlatırken görünce çok sinirlendiğini anlattı. Onu durdurmak için koştuğunu belirten Graham, “Onun da Freddie Gray olmasını istemedim” dedi. Dayakçı anne konuştu ABD başkenti yakınındaki Baltimore’da önceki gece 100 protestocuyla çatışmalar yaşansa da barışçı gösteriler hâkim. Herkes oğluna vurarak uzaklaştıran Graham’ı konuşuyor. MACARİSTAN Orban idam cezası da istiyor! Macaristan’ın otoriter eğilimleriyle eleştirilen Başbakanı Victor Orban, ülkenin güneyindeki Kaposvar’da bir soygun sırasında bıçaklanarak öldürülen genç bir tütün satıcısını gerekçe ederek idam cezasını gündeme taşıdı. AB üyesi ülkelerde ceza yasalarının ‘çok hafif ve caydırıcılıktan uzak olduğunu’ savunan Orban “İdam cezası tartışması Macaristan’da gündeme taşınmalı” dedi. Avrupa Parlamentosu ise rahatsız. Avusturyalı vekillerden Joerg Laichtfried, idam cezasına geri dönülmesini “barbarlık” diye niteledi. AB Başkanı Donald Tusk, birliğin idam cezasına karşı olduğunu anımsattı. Macaristan 1990’da idam cezasını kaldırmıştı. ‘Türkiye katliamcıya destek’ aide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi liderliğindeki Tekfirci grupların İdlib bölgesinin başkenti ile Cisr eş Şuğur’u ele geçirmesi ve Alevi köyü İştebrak’taki katliamlarıyla ilgili Türkiye BM’ye şikâyet edildi. Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın hem BM Genel Sekreteri hem Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği mektupta “Keseb, Halep, İdlib’in ardından Cisr eş Şuğur ve İştebrak’a saldırılar Türk ordusunun lojistik desteği ve yoğun ateş kalkanı altında düzenlendi. Bu Suriye’nin egemenliğinin açık ihlalidir. BM Şartı ve BMGK’nin terörle mücadele için çıkardığı üç kararın apaçık ihlalidir” denildi. Mektupta TürkiyeSuudiKatar ortaklığında yapıldığı belirtilen saldırılar şu ifadelerle kınandı: “Türkiye’nin eğittiği ve silah verdiği Nusra gibi terör örgütleri, 2 gün önce İştebrak’ta katliam yaptı, çoğu kadın ve çocuk 200 sivili katletti, kurbanların bedenlerini çiftliklerde açıkta bıraktı. Bu Nusra’nın yanısıra onları des Suriye, İdlib saldırısı ile İştebrak’taki Alevi katliamının sorumlusu gördüğü AnkaraRiyadDoha’yı BM’ye şikâyet etti. Sunulan mektupta katliam detaylarıyla anlatıldı K Reis bildiğini okuyamıyor Hatay’a sadece 12 kilometre uzaklıkta bulunan İştebrak’la ilgili videolarda katledilen köylülerin fotoğrafları yer alıyor. tekleyen Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’dan yetkililerin barbarlığını gösteriyor.” Lübnan’ın El Meyadin kanalına göre, Hatay’a 12 km mesafede, Alevi nüfuslu İştebrak’a Nusra ile Çeçen cihatçıların Ceyşu’l Muhacirin ve’l Ensar (Muhacir ve Ensar Ordusu) saldırdı, çoğu kadın ve çocuk 35 sivili katletti. Yerel kaynaklara göre bu sayı 100’ü buluyor. Diğer köylüler komşu köy ve kasabalara kaçtı. Muhacir ve’l Ensar’a yakın YouTube hesabındaki videoda, İştebrak’ta ağır silahlarla yerleşimlerin hedef alındığı, kaçanların araçlarının mayınlarla patlatıldığı görüldü. BM’ye mektupta “MİT’in Suud ve Katar desteğiyle, TürkiyeSuriye sınırında bir merkez kurarak 5 bin yabancı teröristin sızmasını sağladığı, Nusra çetelerinin günlerce top mermisi ve roketler atıp intihar saldırıları düzenleyerek girdikleri bölgelerde savaş suçları işledikleri” aktarıldı. BMGK’nin Ankara’ya karşı harekete geçmesi istendi. Lübnan’ın es Sefir gazetesine konuşan muhalif kaynaklara göre, operasyon Suudi veliaht prensi Nayef’in 20 istihbaratçı ile 6 Nisan’daki Ankara ziyaretinde planlandı. İştebrak’ta katliam! Sınır koyan ‘devlet raconu’ Halep’te de Fetih ordusu kuruldu İdlib’de terör estiren Nusra öncülüğündeki “Fetih Ordusu” koalisyonunun benzeri Halep’te kuruldu. Şam Cephesi, Şam Kolordusu, Ahraru’ş Şam, İslam Ordusu, Şam Devrimcileri Taburları, Fecr el Hilafet Hareketi’nden oluşuyor. Arap basını İslam Ordusu lideri Zehran Alluş’un 17 Nisan’da Türkiye’ye gelip MİT Başkanı Hakan Fidan ile görüştüğü iddiasında. YUNANİSTAN Varufakis’i eşi Danai kurtardı Yunan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, önceki akşam Atina’nın işçi mahallesi Eksarhia’da eşiyle yemek yediği restoranda anarşistlerin saldırısına uğradı. Restorana giren maskeli grup “Bölgemizi terket” diye bağırarak cam objeler fırlatırken, Varufakis’e eşi Danai Stratou sarılarak siper oldu. “Dertleri beni yaralamaktan çok utandırmaktı” diyen bakan, daha sonra dışarıda grupla temasını “15 dakika yoğun ama şiddetsiz konuşmaların ardından ortam duruldu” diye anlattı. 53 yaşındaki karizmatik bakan ödünsüz tavrıyla kredi müzakerelerini yavaşlatmakla suçlanıyor. KIBRIS MısırRumYunan işbirliği derinleşiyor Yunanistan, Rum Yönetimi ve Mısır liderleri dün Güney Kıbrıs’taki mini zirvede işbirliği tazeledi. Rum lideri Nikos Anastasiadis, Yunan Başbakanı Aleksis Tsipras ve Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi ile enerji zengini bölgede deniz sınırlarının belirlenmesi için danışmalara başlanacağını duyurup, “Açıktır ki bu 3. ülkelerin işbirliği yahut mutabakatını içermiyor” dedi. Üç lider yayımladıkları ortak bildiride bölgedeki aşırılıkçı gruplarla destekçilerinin oluşturduğu tehdide karşı güvenlik işbirliğini artırmakta uzlaştı. uudi Kralı Salman selefi Abdullah’ın ölümünün ardından 23 Ocak’ta oturduğu tahtta hiyerarşiyi değiştirdi. 55 yaşındaki yeğeni Muhammed bin Nayef’i 1. veliaht, 30’lu yaşlardaki oğlu Muhammed bin Salman’ı 2. veliaht yaparak, selefinin döneminden isimleri iktidardan uzaklaştırdı. Böylece ilk kez veliahtlığa kurucu kral Abdülaziz bin Suud’un oğulları değil torunları geldi. Kral Salman, tahta çıktığında kurucu kralın oğullarından, ‘yarım kardeşi’ 69 yaşındaki Prens Mukrin bin Abdülaziz’i 1. veliaht ve 1. başbakan yardımcısı yapmıştı. Dün Mukrin’i iki görevinden de alan Selman, 2. Veliaht ve İçişleri Bakanı Nayef’i veliaht prens yaptı. İçişlerinin üzerine 1. başbakan yardımcılığını da üstlenen Nayef, Kaide ve IŞİD’le mücadelede öne çıkarılıyor. “Terörle mücadele çarı” diye anılan Nayef’in Kaide’nin Suudi Arabistan yeni nesil şahinlere teslim S Adil el Cubeyr ne karşı Salman’ın Sudayrilerinin hâkimiyeti güçlendi. Cenahlar Abdülaziz’in oğullarının doğduğu anneler ve aşiretlerine göre belirleniyor. Kralın yeğeni Nayef 1, oğlu Muhammed 2. veliaht oldu. 4 suikast girişiminden kurtulduğu söyleniyor. Nayef, ‘baskı, zulüm ve yasak krallığına’ en ufak ses çıkaranları hapse attırıp en ağır cezalara çarptırılmalarını sağlayan kişi. Hem aşırı muhafazakâr çevreler, din adamlarıyla içli dışlı hem ABD’de siyasi bilimler okumuş, Hollywood aksiyon filmleri hayranı bir kişilik. FBI ve Scotland Yard’dan eğitim almış Nayef, WikiLeaks belgelerine göre Amerikalı yetkililerle “İran’la savaş halindeyken” yapılması gerekenleri konuşmuş. Kral, dünyanın en genç savunma bakanı yaptığı ve Yemen dosyasını verdiği oğlu Muhammed’i de, ikinci sıraya koydu. Böylece kraliyet ailesinin iki rakip cenahından Abdullah’ın Şimmerileri Sudayriler güçlendi Bu değişim, dünyanın en uzun süre görev yapan dışişleri bakanını da götürdü. 1975’ten beri görevi yürüten 75 yaşındaki Prens Suud el Faysal’ın sağlık sorunları nedeniyle görevi bıraktığı açıklandı. Yerine ABD Büyükelçisi Adil el Cubeyr getirildi. Dışişleri genelde kraliyetten isimlere emanet ediliyordu. Ayrıca sağlık, çalışma ve ekonomi bakanları değiştirildi. Kızlara beden eğitimi dersi için uğraşan kadın yetkili Nura el Fayez görevinden alındı. Ordu ve güvenlik güçleri için ek maaş açıklandı. 40 yıllık dışişleri bakanı gitti Hamaney Instagram’a sığmayıp taşıyor İran’ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney’in, fotoğraf ve video paylaşım platformu Instagram’da 15 saniye limitini katbekat aşan videolar yayımlaması İranlıları hayrete düşürdü. Suudi Arabistan’la bozulan ilişkiler veya İran’ın nükleer programı gibi konularda konuştuğu, genellikle bir dakikadan uzun videoları Instagram’a yükleyen Hamaney’e, İranlı televizyoncu Pouria Zeraati’nin “Yüce liderim, sihirli kodu bizimle de paylaşır mısınız?” diye tweet attı. İran liderine “torpil mi yapılıyor” sorusu gündeme gelince Instagram kısa bir açıklama yaparak sistemdeki bir hata yüzünden bazı kullanıcıların uzun video yükleyebildiğinin anlaşıldığını ve hatanın düzeltildiğini belirtti. 75 yaşındaki Hamaney’e istisna yapılmadığı anlaşılırken, Google’da Instagram’a uzun video yüklenmesini sağlayan pek çok program listelendiği görüldü. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear