20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 EKONOMİ EDİTÖR: ZEKİ TEZER DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURIYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.6500 4.2 kuruş düştü TASARIM: SERPİL ÜNAY 2.9530 2.9 kuruş arttı 10.05 0.26 puan düştü 85.978 424 puan düştü 687.16 33 kuruş düştü 103.20 10 kuruş arttı Perşembe 30 Nisan 2015 Ford’dan ArGe’ye 68 milyon TL Ali Koç ArGe merkezinde 1200 kişinin çalıştığını söyledi. uruluşundan bu yana cirosunun yaklaşık yüzde 3’ünü ArGe faaliyetlerine ayıran Ford Otosan, Türkiye’deki en büyük ArGe merkezini Sancaktepe’de açtı. 68 Milyon TL yatırımla hayata geçen merkezin açılışında konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Koç Topluluğu olarak bugüne kadar yap K tığımız gibi gelecekte ülkemize olan inancımızla, kendi yeteneklerimize de güvenerek, yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç’un da katıldığı törende konuşan Ali Koç, Ford Otosan’ın, bugün bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene kadar, motoru da dahil olmak üze re; komple tasarlayacak, geliştirecek ve test edecek gerekli altyapıya sahip olduğunu söyledi. Koç “20072014 arasında topluluğumuz, ArGe’ye yaklaşık 4.5 milyar TL yatırım yaptı. Bünyemizdeki 14 ArGe merkezimizde 3 bini aşkın mühendisimiz görev yapıyor. Bu ülkemizdeki ArGe merkezlerinde çalışan, tescil edilmiş mühendis ve doktoralı mühendisin yüzde 20’sini teşkil ediyor. Sancaktepe’deki merkezde şu anda 1200 kişi çalışıyor” dedi. Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich da “Bu merkez, ‘One Ford’ stratejisi doğrultusunda şirketimizin global ürün geliştirme yaklaşımı için önemli. Burada çalışan ve gelecekte çalışacak olan mühendisler dünyanın en iyi eğitimli ve yetkin mühendisleri arasında yer alıyor” dedi. l Ekonomi Servisi cak ayında Paris’te Charlie Hebdo, 14 Şubat’ta Kopenhag saldırılarından sonra hava değişmeye başladı. New York Times’ta, liberal eğilimli Roger Cohen, 16 Şubat yorumuna “İslam ve Batı ile Savaşıyor” başlığını attı. Bunları Suriye’de Hıristiyanlara yönelik saldırılar, Mısır’da 20 Hıristiyanın, Libya’da 28 Etiyopyalı Hıristiyanın öldürülmesi, nihayet 20 Nisan’da İtalya’da ortaya çıkarılan Vatikan’a yönelik intihar saldırısı hazırlığı haberleri izledi. IŞİD, El Kaide, El Nusra, Boko Haram gibi örgütler ve Batı’da muhafazakâr, Yeni muhafazakâr, Evanjelik Hıristiyan kesimler bu görüntünün anlamı üzerinde, anlaşmış görünüyorlar: İslam Hıristiyanlığa savaş açtı. Karşımızda bir uygarlıklar çatışması var! Bu yılın yükselen bir konusu da sanırım bu. IŞİD, El Kaide, El Nusra, Boko Haram gibi örgütler adeta özellikle bu uygarlıklar çatışması modeline yatırım yapmaya başlamış görünüyor. Türkiye’deki siyasal İslam da bu kutuplaştırma eğilimlerine uygun tutumlar sergiliyor: Bir “üst akıl (Batı ve tabii siyonizm) bize savaş açtı” paranoyası almış başını gidiyor. Muhalefet partileri Çanakkale Savaşı gibi önemli bir olayın kutlamalarında yoktu. Uluslararası eleştiriler de “Eyy Avrupa” gibi çıkışlarla karşılanıyor. Sonra “taraf yok devlet var” filan... Gri çoktan ortadan kalkmış: Ya siyah, ya beyaz... Bu Yılın Yükselen Konusu O Gerçekte bu gezegende, çok uzun bir süredir birbirini, siyah ve beyaz gibi dışlayan uygarlıklar değil, çok renkli tek bir uygarlık var. DoğuBatı ayrımı bile bu çok renkli uygarlık içinde, siyasi, emperyalist bir sınıflandırmadan öte bir anlam taşımıyor. Asya ekonomileri ve kültürleri, hatta malları, Müslüman toplumların bilim ve kültürü, Latin Amerika’nın altını ve gümüşü, Afrika’nın maddi kültürel zenginlikleri, köle ticareti olmasaydı ne Rönesans, ne kapitalizm, ne modernite olurdu. Bu, soykırım, talan, savaş, işgal, sömürgecilik, emperyalizm gibi hoş olmayan parçaları olan bir resim ama çok renkli tek bir resim... Bu resim kapitalist üretim tarzı gelişirken renklerin bir kısmını sildi, şimdi küreselleşme, hiper tüketicilik, finanssallaşma ile geri kalan renkleri de birbirine karıştırıyor, özgünlüklerini giderek yok ediyor. Tüm renkleri solduran tek bir kapitalist uygarlık var karşımızda. Bu maddi koşullardan dolayı, uygarlıklar çatışmasının maddi bir zemini yok. Ama bu, “tek bir uygarlık var” düşüncesine direnç yok anlamına gelmiyor. Kapitalizmin krizi sırasında hızlanan değişimin getirdiği, birbirine karışmanın, karmaşanın, kimi yerlerde altüst oluşların etkilerini çok kısa sürede yaşamaya, içselleştirmeye zorlananların bir kısmı uyum sağlamaya çalışırken bir kısmı şiddetle direniyor. Müslüman ve Arap dünyası bu sarsıntıların en sert yaşandığı yerlerden biri. Burada, özellikle Irak savaşından, yerleşik düzen dağılmaya başladıktan sonra, “bu sarsıntıyı”, “bir uygarlık”, buna “direniş refleksini” de bir “karşı uygarlık” olarak tanımlayan bir hikâye gelişmeye başladı. Siyasal İslamın radikal kanadı. Bu sarsıntının yarattığı travmanın etkisiyle, kendini “özgün, kadim bir uygarlık”, geri kalan her şeyi de yok edilmesi gereken bir “öteki” olarak tanımlıyor. Bu tanımlama, Ezidileri, Yahudileri, Hıristiyanları, halifeyi kabul etmeyen Müslümanları, bin yıl önce yaşamış toplumların bıraktıkları izleri hedef alıyor. “Asrı Saadet”e dönen bir sil baştan yapılmak isteniyor. O zaman da esas çatışma bu tek evrensel ama çok renkli uygarlığa, sorunlarına, çelişkilerine, kısacası hareketine ayak uydurmaya, hatta onu aşmaya çalışanlarla, bu uygarlığı yıkarak onun öncesine dönmeyi amaçlayanlar arasındaki bir çatışma olarak şekilleniyor. Türkiye’de de gelişmekte olan Osmanlı nostaljisi, hukuk krizi, “mistik özelliklere sahip lider” kültü, “tek adam” yönetimi de bu “uygarlık içi çatışmanın” şimdilik düşük oktanlı bir yansıması olarak yaşanıyor. Ama, bu yaşananların seçimlerden sonra ne yönde gelişeceğini şimdiden kestirmek çok zor... Çok renkli, tek bir uygarlık ... ve karşıtları KISA.. KISA... Emekli bu kez de 29 Haziran’ı bekliyor 2000 yılından sonra emekli olan binlerce kişiyi ilgilendiren intibak davası 29 Haziran’a ertelendi. İşçi, memur ve Bağ Kur Emeklileri Derneği tarafından açılan davada, yeni rapor okunamadığı gerekçesiyle ertelendi. EPDK: Ayrılmak için başvuru yok. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Yılmaz, Total’in Türkiye’den çıkmak üzere görüşmelere başladığını açıklaması üzerine, herhangi bir akaryakıt şirketinin Türkiye pazarından ayrılmak için EPDK’ye resmi müracaatının bulunmadığını söyledi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear