23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 26 Nisan 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK haber 9 kadar açık olduğu o gecede Anadolu Ajansı’nın Anıtkabir ve ‘Ak Saray’ı aynı karede gösterdiği fotoğrafı servis etmesi dikkat çekti. (ENDER ONUR/AA) AYNI KAREDE Anıtkabir’in tarihinde ilk kez sabaha Ata’yla 24 saat Gece yoğun ilgiden Anıtkabir’e ulaşmak neredeyse imkânsızdı ERMAN TEKDEMİR HDP’nin ‘Radikal Demokrasi’si Üzerine DP’nin (Halkların Demokratik Partisi) seçim bildirgesi 30 sayfaya yakın. Doğru dürüst eleştiri yapılmadı. Yapılanlar ise bir övgü bir övgü, hiçbir partinin bildirisi yanına yaklaşamazmış. HDP bildirgesini, Mirgün Cabas’ın geçen haftaki programında (Herşey, CNNTürk) HDP milletvekili adayı Prof. Mithat Sancar ve MetroPoll araştırma şirketinden Prof. Özer Sancar ile tartışmıştık. Şüphesiz bu tür programlarda Moderatör’ün çizdiği çerçeve ve yönelttiği sorularla sınırlı kalıyorsunuz, zaman dar ve her şeyi ele almanız mümkün değil. Ben bildirgenin, ilgilendiğim “belkemiği” üzerinde durmak istedim. Şunu vurguladım: Bildirge ana ilkesinde Türkiye’ye yeni bir idari ve anayasal yapılanma öngörüyor. Örneğin demokratik özerkliği önemle vurguluyor. Şüphesiz bunlar anayasa değişikliği gerektirir. Bu, HDP için varlık sorunu. Anayasa değişikliği AKP ile HDP’nin örneğin 10 maddelik Dolmabahçe Deklarasyonu’nun da belkemiği, iki parti Meclis’te bu konuda işbirliği, alver uzlaşma yaparlar... Prof. Mithat Sancar, “bildirgenin içinden cımbızla bir sözcüğü çekiyorsun, ve işte anafikrin bu olduğunu söylüyorsun” diye nutuk attı. Ekrandan HDP propagandası için yanlış söylemek yakışmaz, hele hele bir akademisyene... Şimdi bakalım şu özerklik, bildirgede kaç kez ve nasıl geçiyormuş: H anakkale Savaşı, 100. yılında Anıtkabir’de tarihi bir etkinlikle anıldı. Bu yıl 18 Mart yerine 24 Nisan’da anılan Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde Anıtkabir, tarihinde ilk kez 24 saat ziyarete açık kaldı. Anma etkinliklerinde Çanakkale Savaşı’nın atmosferinin yaşatılması amaçlanırken, Anıtkabir’de nöbet tutan askerler, o dönem askerlerin kullandığı üniformaları giydi. Askerlerin omuzlarında ise yine o döneme ait tüfekler yer aldı. Gece 1 dereceye kadar düşen soğuk hava Anıtkabir’e gelenleri etkilemedi. Sabaha karşı 04.00’te ziyaretçilere, Çanakkale Savaşı’nda askerlerin savaşa girmeden önce yedikleri son öğünü temsilen, kırık buğday çorbası ve kuru somun ekmeği dağıtıldı. Etkinlikte küçük çocukların sayısı da dik Ç Sabaha karşı kırık buğday çorbası dağıtıldı. (NECATİ SAVAŞ) kat çekti. Aslanlı Yol’un girişindeki küçük avlu 15’lilerin geçişine sahne oldu. Kırık buğday çorbası sırası bekleyenlerin arasından geçen yaşları 1315 yaşlarında olan çocuklar, o dönemin üniformalarıyla, o dönem askere giden “15’lileri” temsil ediyordu. Törene katılanlar, Aslanlı Yol’dan yürüyerek mozoleye üzerinde “Türk milleti” yazılı çelenk bırakıp saygı duruşunda bulundu. Daha sonra Anıtkabir avlusunda devam eden etkinliklerde Türk Silahlı Kuvvetleri Armoni Mızıkası ziyaretçilere bir konser verdi. lışanlar sabah saatlerindeki çorba dağıtımını bekledi. Avluda, “1915 adet” dilek fenerinin bırakılmasıyla gökyüzünde adeta bir şölen yaşandı. Etkinliğin ilk defa düzenleniyor olması nedeniyle her ne kadar üzerinde çok durulmasa da bir takım eksiklikler yaşandı. Gece saatlerinde hiçbir aydınlatması olmayan Aslanlı Yol zifiri karanlıktı. Misafirler telefonlarının flaş ışıklarıyla yürümeye çalıştı. Etrafta “çöp kutusu” olmaması ortaya üzücü görüntülerin çıkmasına neden oldu. Anıtkabir’e gece saatlerinde araba ile ulaşmak neredeyse imkânsızdı. Çevresinde yoğun trafik yaşanırken Anıtkabir otoparkı da doldu taştı. Etraftaki caddelerin iki tarafına da araçlar park edildi. Caddenin iki yönünü ayıran orta refüjlere de araçlar park edilince ortaya ilginç görüntüler çıktı. l ANKARA İlgi büyüktü “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan şerhler kaldırılacak ve ilgili ek maddeler imzalanacak...” HHH Bildirgenin ilk sayfaları, özerk yönetim talebi üzerinedir! Daha sonra kadın, çocuk, ekonomi vb. konuları ele alınıyor. Bildirgede bol bol “tüm halklar” sözü geçiyor. 7 kez Kürt Sorunu, bir kez “Kıbrıslı Türk ve Rumlar” bağlamında Türk sözü geçiyor. Bildirgede millet/ulus sözcüğü geçmiyor. Tek yerde “millet” geçiyor, o da Türkiye’nin yapısına eleştiri yaparkan “tek millettek mezhep anlayışını..” cümlesinde... Bildirge aslında “ulusmillet” gerçeğine karşı çıkıyor. Ulus, ulusal devlet, ulusallık vb. yok. Bunun yerine, yukarıdaki alıntılarda da net gördüğünüz gibi, çeşitli dinsel, mezhepsel, kültürel, etnik yapılar, halklar geçiriliyor. Ve bunların özerk yapıları... Şu cümleyi aktarıyorum: “HDP, Türkiye’nin çok kimlikli, çokkültürlü, çokinançlı, çok dilli yapısına uygun yeni bir ‘toplumsal sözleşme’ ihtiyacını ertelenemez temel bir politik görev olarak önüne koyacak.” Battaniyeyle geldiler Gece Anıtkabir’de her yaştan insan battaniyelere sarılmış merdivenlerde oturuyordu. Soğuk havadan ikram edilen çay ve battaniyelerle korunmaya ça Ulus yok, topluluklar var Türkiye’ye önerdiği budur. Ayrı ayrı topluluklardan oluşan (umarım içlerinde Türkler de vardır!!), ne idüğü belirsiz bir yeni “ülke yapısı”. Mezhepler, etnisiteler, kültürler ve toplulukların özerk yapılarından oluşan, bugün için ancak ucube diyebileceğim bir yapı. Bunun adına da radikal demokrasi diyorlar. Mithat Sancar’a göre bilimsel terminolojide var olan bu radikal demokrasi kavramı bana yabancıymış. Öyle dedi! Tam emperyalistlerin parçalayıp istedikleri gibi dağıtacakları, yok edecekleri, kendi etki alanlarında minik uşak devletçikler kurabilecekleri bir “yeni Türkiye”ye hazırlığı dile getiriyor “radikal demokrasi”, Mithat Bey, bilmez olur muyum! En son Libya’da, Suriye’de, Irak’ta hâlâ yaşıyoruz, “radikal demokrasi” deneyimini. HDP bildirgesi(*), bu açıdan bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti ile tam bir hesaplaşmanın da altyapısını öneriyor. Belki 200 yıl sonrası için bir ütopya olarak kabul edebileceğimiz “radikal demokrasi”, “büyük insanlık” rejim önerisinin dışında, başka ve iyi yönleri de var. (*) Şunu esas aldım: .cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/259275/isteHDPninsecimbildirgesinintammetni.html Ayrıca bu buradan yola çıkarak sözlü olarak yaptıkları “büyük insanlık” başlıklı bir de çağrı metinleri var. Katılımın çok yüksek olduğu ayin sırasında duygusal anlar yaşandı. (CAN EROK) ‘Tüm Halklara Demokratik Özerklik’ “Bütün halkların kendi anadilleriyle, kendi kimliklerini ve kültürlerini demokratik özerklik anlayışı çerçevesinde gerçekleştirme hakkıdır.” “Merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayetine son verilecek, halkların ihtiyaç duyduğu özerklik modellerinin ve kendi kendilerini yerinden ve yerelden yönetmelerine olanak sağlayacak demokratik yönetim biçimlerinin geliştirilmesi ve yaşam bulması için gerekli adımlar atılacak. Demokratik Özerklik, halkların yönetim ve karar süreçlerine katılımının sağlanması için hayata geçirilecek.” “Demokratik Özerklik” (Ara başlık olarak bildirgede yer alıyor) “Demokratik özerklik, bütün halkların farklılıklarıyla birlikte, özgürce yaşamalarına imkân yaratacak ve gönüllü birliği sağlayacak gerçekçi ve gerçekleşebilir bir modeldir.” “Demokratik özerklik, Kürt sorununun çözümünde, Türkiye’nin demokratikleşmesinde, toplumsal barışın gerçekleşmesinde, halkların özgür ve gönüllü birliğinde önemli bir rol oynayacak...” Çifte şafak ayini! Anzak Koyu’ndaki resmi Şafak Ayini’ne alınamayan 2 bin kişi alternatif tören yaptı CAN EROK anakkkale’de Anzak çıkarmasının 100. yıldönümü nedeniyle Gelibolu Yarımadası’ndaki Anzak Koyu’nda binlerce kişinin katıldığı resmi Şafak Ayini gerçekleştirildi. Ayine katılım 10 bin 500 kişiyle sınırlandırılınca, Gelibolu’daki Hamzakoy sahilinde 2 bin kişinin katılımıyla alternatif bir ayin düzenlendi. Ç nan gaydalar eşliğinde, platformun önüne çelenkler ve çiçekler bırakılarak savaşta yaşamını yitirenlere saygı gösterildi. Savaşta yaşamını yitiren Anzak askerleri için denize çelenkler bırakıldı. Törende konuşan Yeni Zelanda Başbakanı John Key, “İlk defa Gelibolu’da bu yabancı toprağa adım atan Anzak birliklerinin bilmedikleri bir şey daha vardı. O da, cesaretlerinin ve dayanışmalarının, bugün de devam eden, Anzak bağını ve itibarını şekillendireceğiydi. Onları selamlıyorum, tıpkı onlara karşı duran birlikleri ve bu yarımadada savaşan herkesi selamladığım gibi” dedi. Key, Gelibolu’nun aynı zamanda savaşın acı tarafını sembolize ettiğini de vurguladı. Öte yandan Çanakkale Kara Savaşları’nın 100. yıldönümü dolayısıyla 10 gün önce İstanbul’dan tekneyle kürek çekerek yola çıkan Sally Campbell ve Hüseyin Ürkmez, 150 mil kat edip Gelibolu ilçesine ulaştı. l ÇANAKKALE 57. Alay’a vefa Ç anakkale Kara Savaşları’nda destan yazan 57. Alay’ın, Yarbay Mustafa Kemal’in, “Ben size taarruz etmeyi değil ölmeyi emrediyorum” sözüyle Conkbayırı’na kadar olan yürüyüşü, dün temsilen canlandırıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nca düzenlenen “57. Alaya Vefa Yürüyüşü”ne binlerce kişi katıldı. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüşte, Balkan ülkelerinden gelen gençler, öğrenciler, izci grupları ve yurttaşlar da vardı. Yürüyüşü Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ile birlikte tamamladı. l ÇANAKKALE Herkesi selamladı Bir gün önce geldiler ‘Son gazi’nin oğluyla 100. yıl nedeniyle 57. Alay Şehitliği’nde anma töreni yapıldı. Törene Galler Prensi Charles da oğlu Prens Harry ile katıldı. Prens Charles, temsili şehit mezarlarına karanfil bıraktı. Prens Charles, 57. Alay Şehitliği girişinde anıtı bulunan, dünyanın en yaşlı gazisi unvanına sahip, 110 yaşında yaşamını yitiren Hüseyin Kaçmaz’ın oğlu Turgut Kaçmaz’ın talebi üzerine onunla fotoğraf çektirdi. Charles, babasının heykeli önünde Turgut Kaçmaz ile hatıra fotoğrafı çektirdi, el ele yürüdü. l AYKUT ÜNLÜPINAR/AA Avustralya ve Yeni Zelandalılar Gelibolu Yarımadası’nda Arıburnu önündeki Anzak Koyu’nda, gerçekleştirilen Şafak Ayini ile atalarını andı. Yoğun katılım nedeniyle sınırlı sayıda basın mensubunun akredite edildiği töreni, kurayla belirlenen 10 bin 500 Anzak torunu izledi. Anzak torunları uyku tulumları içinde bir önceki akşamdan alandaki yerlerini aldı. Saat 05.30’da başlayan Şafak Ayini’ne Galler Prensi Charles ve oğlu Harry, Avustralya Başbakanı Tony Abbott ile Yeni Zelanda Başbakanı AYAKKABISINI GİYDİRDİ John Key katıldı. Türkiye’yi ise AB Bakanı Volkan Bozkır temsil etti. Bir Türk subayı Türkçe ve İngilizce olarak Atatürk’ün Anzak annelerine yönelik hitabını okudu. Ayin sırasında katılımcılar gözyaşlarına engel olamadı. Çalı GÖKHAN BALCIAA Avustralya Başbakanı Tony Abbott’ın eşi Margie Abbott, törenin ardından seyircilerin arasına girerek sohbet etti. Abbott’ın yaşlı bir Avustralyalının ayakkabısını giydirmesi objektiflere böyle takıldı. l ÖZGE ELİF KIZIL/AA C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear