23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 2 Nisan 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: YALÇIN ERZAN haber 7 90 yaşında yaşamını yitiren eski MİT yöneticisi, bir dönem teşkilatın önemli isimlerindendi ski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş, 90 yaşında hayatını kaybetti. Gündeş, bugün Üsküdar’daki Şakirin Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Gündeş, TSK’de binbaşı rütbesinde görev yaparken, Fransızca bilmesi nedeniyle MİT İstanbul Bölge Nuri Başkanlığı’na geçGündeş ti. 19651984 yıl Gündeş sırlarıyla gitti E ları arasında İstanbul’da MİT Bölge Daire Başkanlığı’nda Şube Müdürü, Bölge Daire Başkan Yardımcısı ve Bölge Daire Başkanı, 19841986 yılları arasında da Ankara’da MİT Müsteşarlığında Yurtdışı İstihbarat Başkanı, 19931994 yıllarında da Başbakanlık İstihbarat Başdanışmanı olarak görev yaptı. Gündeş, Abdullah Çatlı’yı Asala’ya karşı kullandı. Eski MİT KontrTerör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür, faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında şüpheli olarak ifade verirken, “Ben Nuri Gündeş’in yukarıda belirttiğim söz konusu yapılanma içerisinde direkt bulunup bulunmadığını bilmiyorum. Ancak Nuri Gündeş, Abdullah Çatlı’yı tanır ve Abdullah Çatlı’yı yurt dışında kullanmıştır” dedi. Ancak Gündeş, bu iddiayı yalanladı. Mehmet Eymür tarafından kaleme alınan Birinci MİT raporunda Nuri Gündeş’in yer altı dünyasının önemli isimlerinden Dündar Kılıç’la birlikte illegal işlere karıştığı iddia edildi. Gündeş’in Dündar Kılıç’la birlikte bazı gayrimüslimlerden haraç aldığı iddiası rapora girdi. Dönemin MİT Müsteşarı Burhanettin Bigalı, Meclis’te kurulan Susurluk Komisyonu’na bu konuda, “Nuri Gündeş hakkında Dündar Kılıç’la ilişkisi olduğuna dair bazı iddialar vardı. Gündeş hakkında tahkikat yaptırdım. Katiyen böyle bir şey olmadığına dair rapor verildi. Mehmet Eymür’ün Nuri Gündeş hakkındaki iddiaları birtakım şahsi husumetlerden kaynaklanmaktadır” şeklinde ifade verdi. Anılarını kitaplaştırdı Anılarını “İhtilallerin ve Anarşinin Yakın Tanığı” adıyla kitap halinde yayımlayan Nuri Gündeş, kitabında “Gülen cemaati tarafından özellikle de Türk cumhuriyetlerinde açılan okullarda diplomatik pasaportlu Amerikalı CIA ajanları ‘İngilizce öğretmeni’ diye barındırılıyor” iddiasında bulundu. Bu sözler nedeniyle Fethullah Gülen, dava açtığı Gündeş’ten tazminat kazandı. Gündeş, Öcalan’la ilgili ise “Yunan yetkililer, Şubat 1999’da Kenya’da Yunanistan Büyükelçiliği rezidansından Öcalan’a sığınma sağlanmasıyla ilgili sorumluluğu kabul ettiler. Ama MİT’in bu işte rolünün büyük olduğunu unutmamak gerekir. Başkan’ın ilk ağızdan öğrendiğine göre Öcalan, İtalya’dan itibaren MİT elemanlarının kontrolüne girmiştir” diye yazdı. Gündeş, Abdullah Çatlı’nın Asala’ya karşı kullanılmasını ise kitabında itiraf etti ve Fransa’da bir grubun ASALA’ya karşı 40 kadar eylemde kullanıldığını açıkladı. l ANKARA İSTANBUL/Cumhuriyet Siyasetçi Kurnazlığı... Mart, uyguladığımız takvime göre yanlış da olsa kanlı şeriatçı ayaklanmanın simgesine dönüşmüştür. Bu yılın 31 Mart’ı da iki yakıcı bir sevindirici olayla tarihteki yerini aldı. Hem savcı Mehmet Selim Kiraz’ın terör şehidi oluşunda, hem de karanlığı ülke çapında somutlaştıran elektrik sisteminin çöküşünde ne yazık ki karşımıza ilk çıkan politikacı kurnazlığı oldu. Savcıya yönelik saldırı, yargının üç ayağından biri olan avukatların, saraylara(!) girişlerini sınırlamanın gerekçesine dönüştürülmek isteniyor. Ben yıllarca adliye muhabiri, ardından şüpheli ya da sanık, kimi zaman da bilirkişi ve dayanışmacı olarak yargı binalarına epeyce kez girip çıktım. Hiçbirinde de evinden ya da başka bir adliyeden cüppesi ile gelen avukat görmedim. Nedeni çok basit. Her yargı yerinde, o ilin barosunun bir cüppe vestiyeri olur. Avukat gelir, bir cüppe alıp giyer. Çıkarken de vestiyere iade eder. O nedenle “Teröristler saraya cüppe ile girdi” iddiası bana pek tutarlı gelmedi. Ortada hem güvenlik hem de istihbarat zafiyeti olduğu kesin gibi. Bunlar, avukatları da, öteki yurttaşlar gibi hale yola koymanın gerekçesi yapmak, sorumluları kurtarma girişiminin yinelenmesinden başka bir şey olamaz. HHH Türkiye’nin İran’dan elektrik alan bir ili dışındaki yerleşim yerleri karanlığa gömülüverdi. Günlük hayat durdu, sanayi üretimi sıfırladı. Yazıyı yazarken saat 14 dolaylarındaydı. Hâlâ elektriğin neden kesildiğini bilemiyorduk. Bizim bilmememizi bırakın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da bilmiyordu! Olsa olsa yöntemi ile çeşitli seçenekler dile getiriliyordu. İlginç rastlantı, Akkuyu nükleer santralı anlaşmasının onaylanması da kesim sürecinde gerçekleşmişti. Elektrik üretim ve dağıtım kurumları alelacele özelleştirilmiş, yandaşların insafına bırakılmıştı. Gerçek böyleydi ama bütün üretim aynı sistem içinde dağıtılıyordu. Teknolojinin ve bilgisayar ağının bunca gelişmiş olmasına karşın “İnterkonnekte sistem” denilen dağıtım ağının izlenememesini nasıl açıklar ve savunurlar bilemiyorum. Bakalım ne masallar dinleyeceğiz. Şaşırmayacağımız kesin. Çünkü en son Soma’da dinlemiştik... HHH Bunca acıya ve yaşamın sıkıntıya girmesine karşın, arada güzel ve sevindirici bir olay da yaşadık. Balyoz Davası’nın 236 sanığı, davanın ilk kurgulandığı günden başlayarak belgelerin sahteliğini söylemiş ama yargıçlar ve savcılar kös dinlemişti. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali yapıldığı saptamasının ardından yeniden görülen dava dün sonuçlandı. Kumpasla silahlı kuvvetlerden koparılan, terfi etme hakları ellerinden alınan ve yaklaşık 4.5 yıl hapis yatan sanıklar aklandılar. Kayıpları, kumpası “düzenledi” diye ünlenen cemaate yükleme girişimi eksik kalır. “Ne istediler de vermedik” diyenler de unutulmamalıdır. 31 Beraat eden Balyoz sanıklarından tepki: Mağduriyetlerimiz giderilsin ‘TSK gücünü kaybetti’ Tekin yaşamını yitirdi Pankreas kanseri tedavisi görüyordu ankreas kanseri tedavisi gören Ergenekon davası sanıklardan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin (65) dün yaşamını yitirdi. Tekin, 2006’da Danıştay’a ve gazetemize yönelik azmettiricisi ve saldırıyı düzenleyen çetenin lideri olmakla suçlandı. Bu olaydan birkaç gün sonra göğsünden bıçakla yaralanmış halde kimliği belirsiz kişilerce hastaneye bırakıldı, şahıslar kaçtı. İntihar etmek istediği öne sürülen Tekin, 19 Haziran 2007’de Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Danıştay’a saldırının davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin ardından bu davadan yargılanmaya başlandı. 5 Ağustos 2013’te Tekin’e iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 117 yıl 1 ay hapis cezası verildi. Cezevinde pankreas kanserine yakalanan Tekin 10 Mart 2014’te tahliye oldu. Ardından İÜ Çapa Tıp Fakültesi’nde tedaviye alındı. l İSTANBUL / Cumhuriyet P KP iktidarının önemli davalarından olan Balyoz’da bütün sanıklar için beraat kararı çıkmasının ardından yaşanan mağduriyetler gündeme geldi. Dava kapsamında hapis yatan ve beraat edenlerden emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, verilen kararın Türk demokrasisine katkı vermesi durumunda çektiği acıları unutabileceğini belirtti. Yavuz, “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) önemli bir insan gücünü kaybetti. İstikbal vaat eden arkadaşlarımız vardı. Onların adına üzülüyorum” diye konuştu. Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ise kişisel olarak en basitinden maddi zarara uğradığını belirterek, devletin yatırım yaptığı yarbay, albay rütSERTAŞ besindeki subayların EŞ “yollarının kesildiğini”, “Silahlı Kuvvetler için büyük bir kayıp olduğunu” söyledi. Balyoz davasında yargılanmalarının ardından mahkumiyetleri kesinleşen, Anayasa Mahkemesi’nin bozma kararı ile yeniden yargılanan ve beraat eden generallerden Ahmet Yavuz, kendilerinin Cumhuriyete ve Silahlı Kuvvetler’e karşı kurgulanan davanın özneleri olduğunu söyledi. A Genelkurmay: Suç duyurumuz hızlandırılsın TSK, sorumluların yargılanmasını istiyor enelkurmay Başkanlığı, Balyoz davasında tüm sanıklara beraat kararı verilmesinin ardından yaptığı açıklamada, sorumluların adil bir yargılama ile hak ettikleri şekilde cezalandırılmalarını istedi. Genelkurmay’dan yapılan açıklamada, Balyoz davasında çeşitli sahte delillerin ortaya çıktığı ve süreç içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının derinden üzen yargılamaların beklenen şekilde beraatla sonuçlandığı dile getirildi. TSK’nin hukukun üstünlüğüne saygının gereği ve adil yargılama ilkesi çerçevesinde söz konusu yargılamanın hakkaniyete uygun sonuçlanacağına olan inancını sürekli koruduğu belirtilen açıklamada, şu değerlendirme yapıldı: “Verilen karar ile birlikte bu yöndeki inanç ve beklentilerimizin haklılığı ortaya çıkmıştır. Yaptığımız suç duyuruları kapsamında, etkili ve süratli soruşturma yapılarak silah arkadaşlarımızı, ailelerini ve TSK’yi derinden yaralayan kişilerin tespit edilerek, adil bir yargılama sonucunda hak ettikleri şekilde cezalandırılmaları beklenmektedir. Beraat eden personelimizin, ailelerinin ve TSK mensuplarının sevincini yürekten paylaşır, terör saldırısı sonucu yaşamını yitiren İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’a rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi. l ANKARA / Cumhuriyet Bürosu G Kendisinin 3.5 yıl hapis yattığını anlatan Yavuz, “Bu karar Türk demokrasisinin gelişmesine katkı sağlayacaksa çektiğim acıları unutabilirim. Bu davayı ‘askeri vesayetin geriletilmesi’ olarak gören insanları ekranlardan izledim, çok üzüldüm. Türkiye’nin okumuş yazmışlarının önemli bir bölümünü, kendilerini algı yönetimine teslim edecek kadar gelişmemiş buldum. Tutuklanmamızı ‘demokrasimizin zaferi’ olarak sunan ahmakların yorumlarıyla milleti kandırdılar. Dava yalandı, Cumhuriyete, orduya darbe vurulmuş bir davaydı, çökmek zorundaydı çöktü” değerlendirmesini yaptı. TSK’nin önemli bir insan gücünü kaybettiğini, özellikle Deniz Kuvvetleri’nde albaylar ve amiraller düzeyinde yüzde 50’ye varan kayıp olduğunu belirten Yavuz, “Gidenlerin hepsi kıymetliydi. Nicelik değil niteliği yakından etkiledi. Orduyu eleştirebiliriz ama orduya karşı kirli bir operasyon haklı gösterilemez” dedi. Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, davadaki haklılıklarının savcı mütalaasında da ortaya çıktığını söyledi. Kendilerini suçlu gösterenlerden verilen karara saygı duymalarını isteyen Tanyeri, kişisel zararlarının büyük olduğunu söyledi. Tanyeri, “Örneğin benim dört yıl çalışmamı engellediler. Genç subay arkadaşlarımız vardı. Hepsi pırıl pırıl çocuklardı, terfi edemediler. O albayların, yarbayların mahkemedeki duruşu bile bunlara devletin nasıl yatırım yaptığını gösteriyordu. Silahlı Kuvvetler kaybetti. Kişiler kurumlardan uzaklaştı, birbirine kırıldı, küstü. Bunlar ayrı bir darbe, bu kayıplar geri dönmez” diye konuştu. l ANKARA ‘TSK’nin vizyonu olumsuz etkilendi’ Çetin Doğan (üstte) ve Özden Örnek tahliye sonrası büyük sevinç yaşadı. Ersöz: Hakları iade edilsin alyoz yargılamalarında birçok sanığın avukatlığını üstlenen Hüseyin Ersöz, kararın kişilere özgürlükleri ve itibarlarını iade etmesine karşın telafisi olanaklı olmayan zararlar verdiğini anımsattı. Ersöz, “Yargılananların ileride önemli görevlerde yer alacakları tahminin ötesinde mesleki başarılarıyla orantılı bir sonuç. Söz konusu dava ile hedef alınmaları belki de tasfiyeye hizmet ediyordu. Bu nedenle ileriye dönük haklarının kendilerine iadesi gerekir. Bunun için de bir yasal düzenlemenin yapılması zorunlu gibi görünüyor” dedi. l ANKARA ‘Babam geri gelir mi?’ alyoz’da beraat eden askerlerden sadece 2011’de tutuklanan Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, ‘geç gelen adalet’i göremedi. Özenalp, Mamak Askeri Cezaevi’nde 27 Nisan 2014 tarihinde beyin kanaması geçirdi, dört gün sonra ise yaşamını yitirdi. Geride iki çocuk bırakan Özenalp, yaşasaydı bugün suçsuz olduğunu görecekti. Özenalp’in 15 yaşındaki oğlu Batu Özenalp, beraat kararına çok sevinmemiş. “Suçlu olmadıkları açıklandı. Ama bizim için bir şey değişmiyor” diyen Batu Özenalp, “neden” sorusuna, “Giden gitti. Babam geri geri gelir mi?” yanıtını verdi. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA B B TGC’den Cumhuriyet’e 2 ödül T ürkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 55 yıldır düzenlediği Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri’ni kazananlar belli oldu. Gazetecilik, televizyon radyo ve internet ana başlıkları altında verilen ödüllerde “cumhuriyet.com.tr” en iyi haber sitesi ödülünü kazandı. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Can da 8 Ekim 2014 tarihinde yayınlanan “Yaşasın iyilik, kahrolsun kötülük” başlıklı köşe yazısıyla “Spor Köşe Yazısı” dalında ödüle değer bulundu. Ödül kazanan bazı isimler ise şöyle: “HaberSiyasal” dalında İsmail Saymaz Radikal Gazetesi’nde 17 Nisan 2014 tarihinde yayınlanan “Yok denilen görüntüler” başlıklı haberiyle, “TVHaber Dalında”da Soner Dabağ Fox TV de 22 Ekim 2014 tarihinde yayınlanan “Kan Parası” başlıklı haberiyle ödüle değer bulundu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu 2014 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Yönetmeliği kapsamında Nezih Demirkent Özel Ödülü’nün yerel basına yaptığı değerli katkıların yanı sıra uzun gazetecilik yaşamında meslek ilkelerine bağlı çalışmalarını dikkate alarak Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer’e verilmesini oy birliği ile kararlaştırdı. Ödüller, önümüzdeki günlerde düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. l İSTANBUL/Cumhuriyet umhuriyet’in terör saldırısına uğrayan Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya destek için yayımladığı karikatürlere ilişkin gelen şikâyetler bin 200’ü geçti. Savcılık, UYAP sistemi kilitlenince kotanın artırılması için yazı gönderdi. Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo 7 Ocak 2015 günü terör saldırısına uğramış ve 2’si polis memuru olmak üzere 12 kişi hayatını kaybetmişti. Bu saldırının ardından gazetemiz Cumhuriyet hem saldırıyı kınamak hem de dergiye destek olmak için Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının ardından çıkardığı ilk sayısındaki karikatürlere sayfalarında yer verdi. Ancak gazetemiz hakkındaki suç duyuruları halen durmadı. Türkiye’nin her yerinden gelen ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda toplanan dilekçeler 1200’ü geçince Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ni (UYAP) kilitledi. Bir soruşturmayla ilgili gelen evrakların girilmesi için belli bir kapasiteye sahip olan UYAP’ın kotası dolduğu için soruşturma UYAP üzerinde kapanmış görünüyor ve yurttaşların şikâyetinin işleme konulamadığı ve soruşturmanın çıkmaza girdiğini düşünen, soruşturmayı yürüten Başsavcıvekili Vedat Yiğit’in Adalet Bakanlığı’na yazı yazarak UYAP’ın kotasının artırılmasını talep ettiği iddia edildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Gazetemiz UYAP sistemini kilitlemiş C C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear