20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Perşembe 2 Nisan 2015 Yelek bakanlıktan etti Şili’ye yardım götürürken “Deniz Bolivya’nındır” yazılı yelek giyip Şili’ye kaptırılan limana atıf yapan Savunma Bakanı Jorge Ledezma’yı Bolivya lideri Evo Morales görevden aldı. Morales özür dileyip “İnsani yardım siyasi malzeme yapılamaz” dedi. EDİTÖR: CEYDA KARAN TASARIM: BETÜL BERİŞE 31 örgüt IŞİD’e destek veriyor ABD’nin radikal İslamcı grupları izleyen merkezi IntelCenter’ın yayınladığı listeye göre, dünya çapında 20’den fazla cihatçı grup IŞİD’e biat ediyor, 10 kadarı da destek veriyor. Toplam 31 grubun etkilediği coğrafya Cezayir’den Endonezya’ya uzanıyor. 17 [email protected] FİLİSTİN İsrail’e savaş suçu davası açılabilecek Filistin Yönetimi dün Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) 123’üncü üyesi olurken, İsrail’e ‘savaş suçu’ davası açma imkanı doğdu. UCM’nin Lahey’teki merkezinde düzenlenen törenin ardından “Filistinliler adalet arıyor, intikam değil” diyen Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki, İsrail’i de mahkemeye katılmaya çağırdı. Filistin hükümeti geçen yaz 2200’den fazla Filistinli ile 73 İsraillinin hayatını yitirdiği 50 gün süren Gazze savaşındaki savaş suçlarına dair UCM’nin soruşturması açmasını bekleyecek. İran ile çerçeve anlaşma için 31 Mart mühleti doldu, sonuç hâlâ yok. Taraflar masadan da kalkamaz halde M Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi artı Almanya (5+1) ile İran arasındaki nükleer müzakerelerde 31 Mart’ta siyasi çerçeve anlaşmaya varma mühleti kaçırılırken, kıran kırana pazarlık dün 7. gününde sürdü. Hatta bugün ve yarın da sürebileceği belirtildi. Dün sabaha İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in temel uzlaşmaya varıldığı, gün boyu kaleme alınması için uğraşılacağı demeciyle girildi. Ama öğleden sonra yardımcısı Abbas Arakçi, yaptırımlar kalkmadan anlaşma olmayacağını duyurdu: “İlk adım olarak finans, bankacılık ve petrol sanayiyle ilgili yaptırımların kalkması ve kalanlar için de net yol haritası çizilmesinde ısrarlıyız.” Çin’in ardından Rusya ve Fransa dışişleri bakanları, gerekirse dönmek üzere müzakerelerin yapıldığı İsviçre’nin Lozan kentinden ayrıldı. Arakçi “Hala 23 konuda görüş ayrılığı var: Yaptırımların kalkması, santrifüjlerin sayısı ve santrifüjlerle araştırmageliştirme faaliyetlerinin devamı” açıklaması yaptı. Dün akşam itibarıyla mutabakata varılıp ortak basın bildirisi açıklanacağına inandığını söyleyen İranlı diplomat “Müzakereler gerektiği sürece devam edecek. Son ana dek masada olacağız” dedi. Olası anlaşmanın ana fikri İran’ın uranyum zenginleştirmeyi en az 10 yıl durdurması karşılığı, BM, ABD ve AB yaptırımlarının aşamalı kalkması. Ancak dün akşam beklenen anlaşma gelmeyince Beyaz Saray “Durduğuna hükmedersek, görüşmeleri terk etmeye hazırız” çıkışı yaptı. Bunun üzerine İran’ın onurlu biçimde müzakere ettiği, baskının işleri sadece daha zorlaştıracağı uyarısı yapan Zarif, bugün hatta cuma da müzakerelerin devam edebileceğinden söz etti. ABD Dışişleri ile Beyaz Saray, ilerleme kaydedildiği ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin bugün de masada kalacağı karşılığını verdi. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un Lozan’a dönmesi de ilerlemeye yoruldu. İran’la bitemeyen nükleer tango B Şakağa Yaslanan Tabanca… layın dehşeti tüm yüküyle omuzlarına binmiş… Kaçınılmazlığı sezilen sonun yolunda belli ki kendisini “kurbanlık” hissediyor… Çünkü olabilecekleri herkesten iyi o kestiriyor… Ama gelgelelim “yazgısını” değiştirmek için elinden hiçbir şey gelmiyor. Mehmet Selim Kiraz’ın, bir kelime dahi etmesin; ses çıkartmasın, bağırmasın diye “ağzı kapatılmış”, şakağına tabanca dayanmış fotoğraflarına baktığımızda, savcının yüzündeki bütün bu duygu yelpazesini bir ayna gibi okuyoruz. O ‘Kırmızı Salı’ kaderciliği SURİYE ‘Son ana dek masadayız’ IŞİD ile Nusra Yermuk’a girdi IŞİD, el Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’nin desteğiyle başkent Şam’ın güneyindeki Filistin mülteci kampı Yermuk’a sızıp geniş kısmını kontrolüne aldı. Filistin Kurtuluş Örgütü temsilcisi Envar Abdül Hadi olayı doğruladı, Filistinli grupların IŞİD ile çatıştıklarını söyledi. Yermuk’ta 160 bin mülteci yaşıyordu. Hamas’ın desteğinde İslamcı grupların kampa girmesi ve uzun bir kuşatmanın ardından enkaza dönen kampta 16 bin kişi kalmıştı. Öte yandan Ürdün dün Suriye ile ana sınır kapısı Jaber’i kapattı. Bibi’nin ‘freni tutmuyor’ BRİTANYA Kerry pencereye çıkıp nefes aldı. İran’la nükleer anlaşmaya İsrail ile Suudi Arabistan kazan kaldırırken, İsrail medyasının İran milis gücü Besiclerin komutanı Muhammed Rıza Nakdi’nin “İsrail’in yıkılması (haritadan silinmesi) pazarlığa tabi değil” dediği iddiası yer aldı. İran anlaşmasına karşı çıkan ABD Temsilciler John Boehner’i ağırlayan Başbakanı Benyamin (Bibi) Netanyahu bunu havada kaptı: “İranlı bir general yüzsüzce bunları söyledi. Katil İran’ın atom bombası ele geçirmesi pazarlıksız kabul ediliyor. İran saldırganlığını, terörizmini ve İsrail’i yok etme tehditlerini durdurmalı. Bunun pazarlığı olmaz. Israr edilmesi gereken anlaşma budur.” Cameron’a destek işadamlarından Britanya’da 7 Mayıs’taki seçimler için kampanyalar başlarken, Muhafazakar Parti lideri ve Başbakan David Cameron ilk desteği işadamlarından aldı. Aralarında Topshop’un patronu Philip Green, BP’nin şefi Bob Dudley, girişimci Luke Johnson ve Prudential’den Credit Suisse’e transfer olan Tidjane Thiam’ın bulunduğu 103 işadamı dün Daily Telegraph’ta Cameron’a destek için açık mektup yayımladı, “Muhafazakar hükümetin iş alemi ve yeni yatırım alanları ile istihdan yaratmak için daha iyi olacağını” savundu. Muhafazakar Parti ile İşçi Partisi anketlerde yenişemiyor görünüyor. Boko Haram terörünü yaşayan Kaduna eyaletinde binlerce kişi Buhari’nin zaferini kutladı. ABD Sisi’ye askeri yardıma devam ABD Başkanı Barack Obama, Mısır’a Abdulfettah El Sisi’nin halk isyanı sonrası Müslüman Kardeşler’i devirdiği 2013 Temmuz’undan beri askeri yardımları askıya alan kararı değiştirdi. Obama, bölgedeki aşırılıkçı tehditleri gerekçe göstererek askeri yardımları serbest bıraktı. Obama kararı el Sisi’ye önceki gece telefonla iletti. El Sisi karardan memnuniyetini dile getirip, iki ülkenin ortak stratejik hedeflerini desteklediğini söyledi. İlk etapta Mısır’a 12 F16 savaş jeti, 20 füze ve tank ekipmanı gönderilecek. Karar El Sisi’nin Arap Gücü kurulması önerisinin Arap Birliği zirvesinde onaylanmasından sonra geldi. frika’nın en kalabalık ve çalkantılı demokrasisi Nijerya’da iktidar ilk kez sandıkla el değiştirirken, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan eski darbeci yeni demokrat general Muhammadu Buhari oldu. 1983’te darbeyle yönetimi ele geçirip 18 ay sonra başka bir general tarafından devrilen Buhari, hapisten çıktıktan sonra demokrasiyi savunan muhalif bir siyasi haline geldi. Üç kere girip kaybettiği seçimleri bu kez 15,4 milyon oyla kazanan 72 yaşındaki Buhari’nin rakibi Cumhubaşkanı Goodluck Jonathan 13,3 milyon oy alabildi. Milyonlarca dolar Boko Haram eski darbeciye yaradı A petrol gelirinin buhar olması ve 6 yıldır devam eden Boko Haram şiddetiyle başa çıkamaması nedeniyle seçimleri kaybettiğine işaret edilen Jonathan, rakibini arayarak tebrik etti. “Hiçbir siyasi ihtiras bir Nijeryalının kanına değmez” diyerek yenilgiyi kabul eden Jonathan’ın devlet adamlığını takdir eden Buhari, değişim isteyen Nijerya halkının seçimlerle demokrasiye inancını kanıtladığını duyurdu. Eski diktatör “Demokrasi, Boko Haram’ı yok edene dek savaş ve terörden bile beter yolsuzluk belasıyla mücadele” sözü verdi. Boko Haram saldırılarından en çok etkilenen kuzeyde oyların çoğunun, hatta Borno eyaletinde yüzde 94’ünün Buhari’ye gitmesi, halkın yeni cumhurbaşkanından kanlı örgütle daha etkin mücadele beklediğinin göstergesi. uudi Arabistan öncülüğündeki Sünni cephe, Yemen’de Şii Husilerin iktidarı ele alması gerekçesiyle İran nüfuzuna açtığı savaşta sivil katliamlara imza atıyor. Başkent Sanaa’nın güneyindeki liman kenti el Hudeyde’de önceki gece süt ürünleri fabrikasının deposu vurulunca en az 37 işçi ölü, 80’i yaralandı. Kurbanlar yanarak ya da beton yığınlarının altında kalarak can verdi. Pazartesi Sanaa’nın kuzeyindeki Harad’da vurulan Mazrak mülteci kampında ölen çoğu kadın ve çocuk onlarca sivil de tanınmayacak şekilde yandı. Kamp doktoru Hişam Abdülaziz “Bir baba 5 çocuğunu arıyordu, sadece 2’sinin cesedini teşhis edebildi. Bu insanlıkdışı” diye isyan etti. Abdülazaz, son dönemde kamp boşalsa da hava saldırılarıyla geri dönen 1000 kadar ailenin füzeyle vurulduklarında kuyrukta beklediklerini anlattı. BM, kampa saldırı uluslararası hukukun ihlali diye niteleyip hesabının verilmesini istedi. Önceki gün de UNICEF, Yemen’deki savaşta son bir haftada 62 çocuğun öldürüldüğünü, 30 çocuğun yaralandığını rapor etti. İran, BM Genel Sekreter Ban Kimun’dan, Yemen’e yönelik harekatın durması için tüm imkanlarını kullanmasını talep etti. Suudiler sivilleri katlediyor S Bulunduğumuz durum itibarıyla yurttaşlar olarak aslında bizim de konumumuz ve içimizden geçen duygular fazla değişik değil. Yaşamını yitiren savcının fotoğrafında o yüzden ben grup fotoğrafımızı görüyorum aslında. Biz de savcının eli kolu bağlı çaresizliğine benzer bir çaresizlik yaşıyoruz. Bizim de şakağımıza dayanmış bir tabanca var adeta. Ve bizim de “ağzımız kapalı”! Seçmen olarak bizler de 7 Haziran arifesinde rehin durumdayız ve bu “rehin olma” halini değiştirmek için elimizden hiçbir şey gelmiyor. Marquez’in “Kırmızı Pazartesi” romanını bilirsiniz… Kolombiyalı yazar, önceden işleneceği malum bir cinayeti anlatır. Kurbanın, kim tarafından öldürüleceği önceden bilinir, cinayet saati de işlemektedir. Ama hiç kimse bir önlem almaz. Özgün adı “Önceden ilan edilen bir ölümün anlatısı/Cronica de una muerte anunciada” olan “Kırmızı Pazartesi”; kahredici bir kaderciliğin insanları teslim aldığı toplumun öyküsüdür. Bizim de 7 Haziran’a önceden ilan edilen “provokasyon tehditleri”yle şimdi böyle yol alıyor olmamız; Marquez’in “Kırmızı Pazartesi”nden farklı değil. Sonuçta bir “Kırmızı Salı” yaşadık. “Korkulan Oldu” başyazısında Cumhuriyet “7 Haziran’da bir partiyi, bir hükümeti değil bir rejimi seçeceğiz” saptamasını yaparak dün ekliyordu: “Hepimiz seçim öncesi provokasyon olur mu kaygısıyla bekliyorduk. O yüzden adliye baskını haberi geldiğinde o ihtimalden kaygılananlar ‘Eyvah korkulan oldu’ diye sıçradı.” Dehşeti yaşadık ama şaşırdık mı? Hayır. Çünkü Türkiye’nin geçmişinde “Kırmızı Salı”lardan ne yazık ki çok var. Her kader kavşağında hep “provokasyon geldi, gelecek!” deniyor. Ama toplu bir tavır almak, “geçit vermeyeceğiz!” demek adına hiçbir şey yapılmıyor. Tunus gibi ufacık bir ülkede bile bakın pazar günü 70 bin kişi çıktı ve on beş gün öncesinin “müze terörüne karşı” barışçı bir yürüyüş düzenledi: “Tunus demokrasisini kurban vermeyeceğiz!” diyerek laikleri ve muhafazakârları ile ortak bir sivil toplum iradesi sergiledi. Türkiye’nin de ortak şekilde böyle terörü lanetleyen, ama buna karşın Gezi’yi bu karanlık eylemle aynı kefeye sokma çabalarına da başkaldıran bir “barışçı, ortak tavır”ı ideal olarak ortaya koyması gerekir. Ancak AKP iktidarlarının Türkiye’yi sürüklediği kutuplaşma ortamında böyle bir “toplu tavır” düşünmek ne yazık ki hayal. Bu yazıda eylemin yurtdışı yankılarından da bahsetmek istiyordum ama artık yerim kalmadı… “Adliye baskınına” en büyük yer veren ülke kuşkusuz İtalya. “Türk mucizesi kâbusa dönüyor”, “Erdoğan ve derin devletin gölgesi”, “Karartma ve terörizm: Kara Salı”, “İki kez öldürülen Berkin” gibi başlıklarla Çizme basınında sayfalarla işlenen olay; İtalyanlara 70’lerin “Kızıl Tugay” terörizmini hatırlatıyor. DHKPC’nin Kızıl Tugaylar’dan birebir kopyaladığı sarıkırmızı yıldızlı flamalar önünde çekilen savcının fotoğrafları; İtalya’ya Aldo Moro çapında cinayetleri hatırlatıyor ve anakronistik bir “zaman tüneli” etkisi yaratıyor. ‘Türk mucizesi kâbus oldu’ Iraklı bakan Ubeydi: Sana geliyoruz Neynova! Irak ordusu ABD hava saldırıları ve Şii milislerin desteğinde 2 Mart’ta başlattığı operasyonu tamamladı ve Tıkrit’te kontrolü ele aldı. Irak Başbakanı Haydar el Abadi dün elinde Irak bayrağıyla Tıkrit’e girip IŞİD’in yarattığı enkazın temizleneceğini duyurdu. Savunma Bakanı Halid el Ubeydi video mesajında “misyon tamamlandı” deyip, “Muhteşem bir zafer kazandık. El Anbar size geliyoruz. Neynova size geliyoruz” ifadelerini kullandı. Bağdat’ın 130 km kuzeyindeki Saddam Hüseyin’in memleketi, bir yıldır IŞİD’in elinde olan Musul’u geri almak için ilk basamak görülüyor. Yemen’in merkezindeki Ibb vilayetinin Yareem kenti de hedef oldu. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear