21 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 26 Aralık 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ECE KURTULUŞ haber 3 100 /1 0 200 /4 0 70 /1 0 120 /5 0 50/2 0 40 /50 00 /12 0 10 /4 0 15 0 /4 0 150 /3 0 40 /30 160 /8 0 120 /6 0 190 /1 1 0 140 /8 0 50 /10 120 /8 0 140 /1 0 13 0 /7 0 150 /3 0 180 /9 0 110 /2 0 İstanbul’a yılbaşında kar sürprizi İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, İstanbul’da dün sabah saatlerinde etkili olan ve gün içinde devam eden sis önümüzdeki 3 gün boyunca etkisini sürdürecek. Pazartesiden itibaren poyraz rüzgârının etkisiyle sıcaklıklar düşerken, yağış da görülecek. Kentte 31 Aralık Perşembe günü karla karışık yağmur, 1 Ocak Cuma günü ise kar bekleniyor. l Haber Merkezi ün, Erdem Gül hapishaneden bir mektup gönderdi. Herkesi Güneydoğu’da süren çatışmalar üzerine düşünmeye çağırıyor: “Ben şimdi durup düşünebilme imkânının fazladan verildiği bir yerde olmanın bencilliğini de göze alarak söylüyorum. Daha sonra ‘bunlar iyi günlerimizmiş’ dememek için, ‘henüz vakit varken’ bir an düşünmenin zamanıdır.” Görmezden gelmek ya da hazır ezberlerle pozisyon almak işin kolay tarafı. Ancak bu, yaşananları yaşanmamış hale getirmiyor. Ortadoğu’ya model olmaya soyunulmuşken Ortadoğu memlekete model olma yolunda. Çözüm sürecinin beceriksizce yürütülmesi bugünkü manzarada önemli bir paya sahip. Meclis’in bu süreçte tamamen devre dışı bırakılmasının, çözümün iktidarın oy hesaplarına endekslenmesinin bedelini ödüyoruz. Bütün bir ülke bedel ödüyoruz çünkü sayın Erdoğan çözüm sürecinin haziran seçimlerinde AKP’ye bedel ödettiğini düşünüyor. Hatırlayalım söylediklerini: “Ama ne yazık ki çözüm sürecini istismar edenler çıktı. Bedelini son yapılan seçimlerde ağır ödedik.” Başkanlık bloku için Kürtlerle işbirliği denendi. Olmadı. O vakit çözüm süreci rafa kaldırıldı ve güvenlikçi politikalarla bu defa milliyetçi oylar hedef alındı. 2013’te atılan nutukta “biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız” denmesi başkanlık hayalinde Kürtlere ihtiyaç olduğu düşünüldüğü içindi. Şimdi, meşhur 90’lara rahmet okutacak bir yola girilmesi ise başkanlığa giden yolun Diyarbakır’dan değil Tekir yaylasından geçtiğine ikna olunması. Suriye’de Kürtlerin kazandığı görece meşruiyet ve devlet kurma ihtimalinin rahatsız ettiği askeri ve sivil bürokrasinin AKP’ye mesafeli kesimleri de bu yeni başkanlık yoluna hizmet etmekten geri durmuyor. Suriye’de PYD’nin, AKP’nin desteklediği cihatçıların Cerablus ötesindeki varlığını tehdit etmesi de başkanlık meselesinde milliyetçi ve güvenlikçi tavrın iyiden iyiye güç kazanmasına yol açtı. İktidarın Erdoğan dahil en yetkili isimlerinin kendi itiraflarından anlaşıldığı üzere çözüm süreci boyunca örgütün “yığınak yapıp, cephane toplaması”na ise ya göz yumuldu ya müdahale edilmedi. Kobane meselesinde başlayan kopuş, Suruç ve Ankara katliamları ile devam etti ve hendekler, sokağa çıkma yasakları, şehir sokaklarında tanklara kadar varıldı. Bu kazanılabilecek bir savaş değil. Daha evvel defalarca tecrübe edildi ki çatışma uzun vadede örgütün güçlenmesine, sivil halkın ise kaybedilmesine sebep oluyor. Hele çatışma kırsaldan şehirlerin göbeğine gelmişse. Bir ordunun kendi ülkesinin şehirlerinde operasyon yapmasının ne denli zor ve çoğu zaman verimsiz olduğunu karşıisyan literatürüne biraz göz atan herkes bilmekte. Şu günlerde yaşadıklarımız bir çözüm değil. Henüz karşılaşmadığımız büyük bir felaketin öncü işaretleri. O sebeple, Erdem Gül, hapishanede kendi tutukluluğunu bir kenara bırakmış ve herkesi düşünmeye çağırıyor. CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun ifade ettiği şekilde bu iş tankla ya da hendekle çözülmez. Bu çatışma ancak başkanlık blokuna oy devşirmeye ve örgütün radikal kanadının kopuş stratejisini hayata geçirmesine yarar. Hâlâ psikolojik kopuş tamamen gerçekleşmediyse bunu biraz da 10 yaşındaki Nusaybinli Elif Akboğa gibilerine borçluyuz. Bakın ne diyor: “Buradan batıdaki çocuklara sesleniyorum; Nusaybin’de okullar yakılıyor, dersler yok. Bu sabah ben okuldayken anonslar yapıldı, sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Hemen dersi yarıda bırakıp eve doğru koştuk, son anda eve yetiştim, yetişemeseydim ölürdüm. Okulumuz artık yok, bu yıl okuyamadık, ama siz bol bol okuyun ve güzel bir dünya yaratın. Bizi sakın ama sakın unutmayın, Çünkü biz sizi unutmayacağız, eğer biz daha önce güzel bir dünya yaratırsak sizi unutmayacağız.” Birbirimizi unutmayalım. Başkanlığın provası bile böyle. Meclis acilen göreve. Birbirimizi unutmayalım D mı ‘Bilinçli öldürdü’ İntihar cinayet mi? Meşe’nin davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmiş olduğu belirtildi ırsızlık yapmak amaporda, Meşe’nin fiille ilgili olacıyla girdiği evde terak davranışlarını yönlendircavüz ettiği müzisyen me yeteneğinin yeterince geDeğer Deniz’i öldüren Can lişmiş olduğu kaydedildi. Duruşmada Orhan Deniz’in, Can Meşe’yle ilgili Adli Tıp KuruMeşe’nin tutuklu bulunduğu mu Meşe’nin olay tarihinde işCANAN Maltepe Çocuk ve Gençlik Celediği suçun fiilin hukuki anCOŞKUN za İnfaz Kurumu’na dilekçe yalam ve sonuçlarını anlama, alzarak Meşe’nin yaşının büyük olması gılama ve bu fiille ilgili olarak davranedeniyle büyükler cezaevine naklenışları yönlendirme yeteneğinin yetedilmesini talep ettiği kaydedildi. Mahrince gelişmiş olduğunu belirtti. keme, dilekçenin savcılığa gönderilİstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza mesine karar vererek duruşmayı 19 Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya Değer Deniz’i öldürdüğü için 43 Şubat 2016’ya erteledi. yıldan 58 yıla kadar hapsi istenen Can ‘Para verip gönderdim’ Meşe ile Deniz’in kardeşleri Amaç ve Orhan Deniz, annesi Ayşe Sevinç SöDuruşmada tanık olarak dinlezer katıldı. Dava dosyasına giren ranen Nail Galip Özdemir ise olay günü Nurdan’ın cesedi denizden çıkarıldı H Meşe’nin dükkânına geldiğini belirterek, “Elinde klarnet vardı. Satmak istediğini söyledi. Şahsın durumunu beğenmedim. Klarnetin para etmeyeceğini söyledim. Buna rağmen gitmemekte ısrar etti. Bana her an bir şey yapabilir diye korktum. Çekindiğim için kendisine cebimde olan 40 lirayı verdim” dedi. lİSTANBUL Değer Deniz stanbul’da 4 gün önce kaybolan ressam Nurdan İskender’in cansız bedeni Beşiktaş sahilinde denizden çıkarıldı. İskender 21 Aralık günü Unkapanı’nda gezerken kayboldu. İskender’e ait olduğu belirlenen çanta aynı gece Haliç kıyısında bir ağacın altında bulundu. Bölgenin görüntüleri incelenirken geçen çarşamba bulunan, kimliksiz cesedin İskender’e ait olduğu ortaya çıktı. Adli Tıp’ın ilk incelemeNurdan İskender sine göre cesette herhangi bir darp ya da yara izine rastlanmadı. Kayıtlara “suda boğulma” olarak geçti. İskender’in ölümü, “İntihar mı, cinayet mi?” sorularını akıllara getirdi. lİSTANBUL/ Cumhuriyet İ Okul müdürü aileleri çağırdı ‘Namus için’ vahşet! ksaray’da önceki gün Mehmetçik İlkokulu Yolu’nda Kadir Çekiç’in (26) boğazı ve penisi kesilerek öldürülmüş olarak bulunmasının ardından dün de Tuzlusu Bölgesi’ndeki çöplük alanda İmdat Tayfur Doğan (21), cinsel organı ve boğazı kesilerek öldürülmüş halde bulundu. Bölgeye moloz dökmek için giden bir kamyon şoförünün ihbarı üzerine olay yerine giden polisin yaptığı incelemede, cesedin İmdat Tayfur Doğan’a ait olduğu be Kızlıerkekli selam uygunsuzmuş! ğitim Sen Adana Şubesi Başkanı Ahmet Karagöz, Yüreğir İlçesi’nde Farabi Anadolu Lisesi Müdürü Süleyman Koç’un okulda erkeklerle selamlaşan kız öğrencilerin ailelerini çağırarak “kızınızı uygunsuz bir şekilde yakaladık” dediğini ve sigara içerken yakaladığı öğrencileri hortumla ıslattığını iddia etti. Karagöz, Koç’un kendisinin üye olduğu Eğitim Bir Sen dışındaki sendikalara üye öğretmenlere baskı ve ayrımcılık yaptığını söyledi. Okul önünde açıklama yapan Karagöz, Koç’un görevden alınmasını istedi. Gazetemize konuşan Karagöz, “AKP iktidarında bu tabloyla sık sık karşılaşıyoruz. Anlattıklarım bize ulaşan şikâyetlerden sadece bazıları” dedi. l Yurt Haberleri Aksaray’da iki günde iki erkek, boğazı ve penisi kesilerek öldürülmüş halde bulundu E A lirlendi. Doğan’ın sol bacağında ise kalemle “Namus için” yazısının bulunması dikkat çekti. Polis, Çekiç ile Doğan’ın kesilen cinsel organlarının cesetlerinin yanında olmaması ve öldürülüş şekillerinin aynı olması üzerine iki cinayetin birbiriyle bağlantılı olabileceğini belirtti. İki cesedin de şehrin birbirine uzak iki farklı noktasında bulunması dikkat çekti. Polis, iki kişiyi öldüren kişi veya kişilerin kimliğini belirlemek için çalışma başlattı. lDHA Soma’da 2 tahliye Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş cinayetiyle ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamada, mütalaasını veren Savcı Köktan, 8 tutuklu sanıktan vardiya amirleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz’ın tahliyesini istedi. Mağdur ailelerin avukatı Selçuk Kozağaçlı savcının mütalaasının sürpriz olduğunu söyledi. Mahkeme Kazık ve Kurnaz’ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Karar sonrası madenci ailelerinden fenalık geçirenler oldu. Madenci yakınları tepkisini bağırarak gösterdi. l İzmir /Cumhuriyet THY Bülent Ersoy’a dava açtı ürk Hava Yolları geçen ocakta emniyet kemerini bağlamamakta direnip uçuşu geciktirdiği iddiasıyla, sanatçı Bülent Ersoy’a dava açtı. ErBülent Ersoy soy, hakkında “Sağlık sorunlarını gerekçe göstererek emniyet kemerini bağlamayarak uçağın yaklaşık 1 saat gecikmeli kalkmasına neden olmak ve kişilerin huzur ve sükununu bozmaktan” 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İlk duruşma, 21 Ocak’ta yapılacak. lANTALYA\DHA T C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear