20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 19 Aralık 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 12 SİLİVRİÇAĞLAYAN ralık güneşi nazlı, ürkek, sönük. Günlerdir çatıdan kafasını uzatıyor. Avlunun 7 metrelik duvarından sarı bir uçurtma gibi aşağı süzülüyor. Avluya insin de kavuşalım diye bekliyorum. Ama hayır, 3 metre kala haince geri çekiliyor. İnsan güneşe zıplar mı? Parmak uçlarımla olsun dokunmaya çalışıyorum; ne mümkün. Hızla telleri aşıp telaşla uzaklaşıyor. Sana kalan, gün boyu ıslıklı, soğuk, bir beyaz ışık yayan, florasan... HHH Tutukluluğumun 22. gününde ilk kez Silivri dışına çıkarken güneşle buluşmayı, ona dokunup tenimde hissetmeyi hayal ediyordum. Ama kirli bir kış yağmuru, mendebur bir çehreyle karşıladı beni... Günlerdir çatıda oynaşan kış güneşi, nemrut bulutların ardına saklanmış. Günlerden 17 Aralık... Ve ben 17 Aralık yazılarımın hesabını vermeye gidiyorum. Ama kararlıyım! Hesap vermeyecek, hesap vermesi gerekenlerden hesap soracağım. Aynı araçtaki gencecik jandarma erine bakıyorum. Hesabını sorduğum şey onun parası, ülkesi, geleceği... Tek kişilik ring aracı kapıya yanaşıyor ve bu zulüm seddinin ardında “büyük yolculuk” başlıyor. Dostların önünde nöbet tuttuğu “Son Çare Büfe”nin önünden otoyola çıkıyoruz. Tabelalardaki tanıdık semt adları, uzak kıta isimleri gibi şimdi... Şehir, ilk kez derin bir kafes ardından gösteri A Güneşi tutmaya çalışmak yor kendini, bölük pörçük, paramparça, uzak, ıslak... Onlarca ring aracı peş peşe gidiyor; esaretle ümit arasında seyahat eden, seyyar hapishaneler... Ve birinin içinde ben, Kaçak Saray’dakinin hakaret iddiasını, adalet sarayında cevaplamaya gidiyorum. HHH 3 haftanın yalnızlığı, caddelerdeki kalabalığa garipseyerek bakıyor; sert bir rüzgârın sırtından ittirdiği telaşlı insanlar, eski ışıklı yılsonlarını özleyen yüksek binalar... Ve nihayet Çağlayan’da, adalet arayanların son durağı: Saray... Kapının önü kalabalık... Millet henüz takipsizlik kararı vermemiş, belli... Bir aracın içinde yapayalnızken, haykıranların dilinde adını işitiyorsun: “Yalnızlığı göze alan, kalabalıklaşır” diye mırıldanıyorsun içinden... Yalnızlığın tuzla buz oluyor. Seyyar hapishane, sarayın bağırsaklarında ilerler gibi döne döne yerin 7 kat dibine iniyor. Ve demir kapı, sadece tutsakların girebildiği, gürültülü bir yeraltı dünyasına açılıyor. Burası tutukluların mahkeme sırasını bekledikleri eksi yedinci kat... Bana eşlik eden jandarmalarla birlikte. Bir hengâmenin içine düşüyoruz. Kavga kıyamet... Tutuklular birbirine saldırıyor, görevliler ayırmaya çalışıyor. Beni apar topar bir kafese sokuyorlar. “Kafes” dediysem gerçek kafes... 3 yanı duvar, bir yanı tavandan zemine kadar demir parmaklık olan bir taş oda... Bir tek parmaklığın önünde “cinsi: insan” yazısı eksik. Jandarmalar mahcup; “Sizin güvenliğiniz için” diyorlar: “Buradakilerin sağı solu belli olmaz.” Kafesimin önünden elleri kelepçeli tutuklular geçiyor. Göz göze geliyoruz. Çoğu genç, yorgun bedenler, yılgın bakışlarla yürüyor jandarmaların arasından... En büyük suçlu kitlesi hırsızlık sanıklarıymış. Ardından uyuşturucu tayfası geliyormuş. Ve aralarında bir “casus”... “Günter Wallraff, buralara girebilmek için can atardı” diye geçiyor aklımdan... “Adalet Sarayı” denilen buzdağının zindanlarındayım. Zemin kata çıkıp gözleri bağlı adalet tanrıçasının terazisinde tartılmayı bekliyorum. Sonra vakit geliyor. Kafesimin kapısı açılıyor. Uzun bir koridor, bizi küçük bir asansöre bağlıyor. Küçük asansör büyük bir salona çıkıyor. Salona girer girmez bir alkış tufanı kopuyor. Salonda 100 gülen yüz. En önde eşin, oğlun, yine dimdik... Ardında meslektaşların, akrabaların, sevenlerin, sevdiklerin, savunmanların... Güneşe dokunmuş gibi oluyorsun. Sıcak. Yalnızlık eriyor. Yalnızlığı göze alan, kalabalıklaşıyor. HSYK KARARINI AÇIKLADI ‘Bıçak Timi’ davası kaldığı yerden devam KEMAL GÖKTAŞ Erdoğan şiirden mi yatmıştı? Adalet Bakanı eski bir tekerlemeyi tekrarlamış. “Hapisteki gazeteciler, gazetecilik faaliyetinden ötürü tutuklu değiller” demiş. Her devrin muktediri, adaletsizliğine bir kılıf uydurur. Adalet Bakanı, Saray’a çıkıp sorsun bakalım: Erdoğan şiir okumaktan mı mahkum olmuştu? O zaman asker bir kulp buluyordu, şimdi de siz... Demokrasi istiyoruz azetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’e destek amacıyla Sillivri Cezaevi önünde başlatılan “Umut Nöbeti”ni devralan ünlü piyano sanatçısı Fazıl Say, Dündar ve Gül’ün doğru haber yaptıkları için cezalandırıldıklarını söyledi. Verilen bir emirle gazetecilerin tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu belirten Say, “Bu durum hem Türkiye için hem de Türk insanı için büyük bir utanç. Bu insanlar bunu hak etALİ miyor. Demokratik ortamAÇAR da herkesin ifade özgürlüğünün, haber alma özgürlüğünün olduğu, doğruların yansıtıldığı bir ortamda yaşamak istiyoruz. Umarım en kısa sürede çıkacaklardır ve hak yerini bulacaktır. Bu saçmalık da son bulacaktır” diye konuştu. Fazıl Say, gazeteciler Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari’nin kitaplarının toplatılması yönündeki soruya ise “Öyle bir çağdayız ki kitap yasaklanırsa sosyal medyada kitap paylaşılır. Fazıl Say’ın eserleri yasaklanır internetten ve YouTube’den çalınır. Yasak koymanın artık bir anlamı kalmadı. Yasaklayınca daha çok meşhur ediliyor. Yasaklamaların ve tutuklamaların çilesini sonra halkımız çekiyor. Can ve Erdem’in tutuklanması bütün dünyada tepkiye neden oluyor ve dünya âlem bunu ayıplıyor. Pasaport kontrolünde sıkıntı yaşanıyor, Tük insanı küçümseniyor. Bunu yapanlar aslında kendi kuyularını kazıyor” diye yanıt verdi. Ankara’dan Umut Nöbeti için gelen gazetemiz yazarı Çiğdem Toker ise, “Hukuksuzluk kadar daha korkunç olan bir şey var hukuksuzluğu kanıksamak. Hürriyet gazetesine fiziki saldırıda bulunan bir kimsenin bugün bakan yardımcılığına getirilmiş olması, Can Dündar ve Erdem Gül’ün neden cezaevinde olduğunu açıklıyor” diye konuştu. Soner Yalçın ise 3 yıl önce Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamayı anımsatarak, “Biz gazeteciler gerçekle karşılaştığımız zaman babamızı tanımayız. Bizi işten de attırsanız, cezaevine de gönderseniz ve hatta ölümle bile tehdit etseniz biz bunları yazmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bütün tutuklu gazeteciler için nöbette olduklarını söyleyen Tuluhan Tekelioğlu da “Eğer adalet yoksa, gelecek de yok. Bu adalet sadece gazeteciler için değil, her bir bireyin haber alma özgürlüğü için de geçerlidir” dedi. Türkiye’de sol düşünceye sahip kişilerin her dönem okkanın altında olduğunu söyleyen Nazım Alpman ise “Türkiye’de gerçek anlamda gazetecilik cehennemi sürüyor” dedi. âkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Kızıltepe JİTEM (Bıçak Timi) davasında eski Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu ve Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Hasan Atilla Uğur hakkında duran yargılamanın devam etmesine karar verdi. HSYK, mahkemenin iki eski komutan hakkında kovuşturma (dava) izni isteyerek verdiği davanın durması kararının CMK’ya aykırı olduğunu belirtti. Mahkemenin başvurusuna ilişkin “karar verilmesine yer olmadığına” karar veren HSYK, davaya devam edilmesini istedi. HSYK 3. Dairesi 3 Aralık’ta yaptığı toplantıda 199396 yılları arasında, 2 kişinin öldürülmesiyle ilgili yargılanan eski Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu ile 12 kişinin kaçırılması ve öldürülmesiyle ilgili yargılanan Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Hasan Atilla Uğur hakkında Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kovuşturmanın durması kararı ve ekindeki dosyayı inceledi. Daire kararında, iki eski komutan hakkında ileri sürülen “silahlı örgüt kurma ve tasarlayarak öldürme” suçlarından dava açıldığına dikkat çekildi. En üst dereceli kolluk amirleri hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının hâkimlerin tâbi olduğu usullere göre mümkün olduğu anlatılan kararda, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre doğrudan soruşturma yapılabileceği belirtildi. Kararda şöyle denildi: “CMK’de yer alan düzenlemede silahlı örgüt kurma ve yönetme suçu hakkında doğrudan soruşturma yapılabileceği açıkça belirtilmiştir. Ayrıca tasarlayarak öldürme suçunun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği iddia edilmektedir. Dolayısıyla tasarlayarak öldürme suçunun, kanun tarafından ilgililere verilen veya kanun dairesinde ilgililerden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmal kapsamında kalmamaktadır. İlgililer hakkında Kurulumuz tarafından yapılacak usuli bir işlem olmadığı sonucuna varılmıştır.” Davanın bir sonraki duruşması 16 Ocak’ta görülecek. H Göreviyle ilgili değil Silivri’deki Umut Nöbeti’ne katılan Fazıl Say, ‘Yasakların çilesini halkımız çekiyor’ dedi G C an Dündar ve Erdem Gül için Silivri Cezaevi önünde başlatılan Umut Nöbeti’ni dün dünyaca ünlü piyano sanatçısı Fazıl Say, gazetemiz yazarı Çiğdem Toker, gazeteciler Soner Yalçın, Nazım Alpman, Tuluhan Tekelioğlu ve şair Sunay Akın devraldı. Nöbet tutanlara cezaevi önüne gelen yurttaşlar da destek verdi. Nöbeti bugün Burhan Felek’in yeğeni Okşan Atasoy, eşi gazeteci Orhan Atasoy ile Gazeteciler Ergin Konuksever ve Gökçe Fırat tutacak. İLEN DAVASÜRGÜN ED vasında giz Ergenekon da Yasaklamalar anlamsız Okurlar da nöbette BES üyeleri Cumhuriyet’i ziyaret etti. davası muKızıltepe JİTEM “Kızıltepe İlçe Jandarma Ko ı n ’u ad e os el yd A ad li tanık rle müc la Uğur’un terö işkence vb. katanı Hasan Atil t, ee birçok cinaye altında bölged gerçekleştirdiği” iddiaları üz r le enl di ın ı’n lığ cı ranlık faaliyet av Diyarbakır Başs diaların yanı sıra rine açılmıştı. ilgili id ile EM JİT e is un kurulduğudiği tanıklar rilen bir oluşum yarbakır’dan ve ı ad i” m Ti “Bıçak niyle Di Güvenlik nede ur ve Hatipoğlu nu anlatmıştı. Uğ da va da n edile e yapılan Ankara’ya nakl esi için HSYK’y m ril ve ni iz va du. or ıy am an ğl hakkında da ilerleme sa e yl ni de ne u başvur AHMET HAKAN’A TEHDİT VE HAKARET Cem Küçük’e 6 yıl hapis istemi CANAN COŞKUN Hukuksuzluğu kanıksamak Can erok C an Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını protesto etmek için gazetemizin Şişli’deki binası önünde dün “Cumhuriyet Nöbeti” başladı. Gazetemiz bahçesinde tutulan nöbete Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve çok sayıda Cumhuriyet okurları katıldı. Yurttaşlar ellerinde “Özgür basın susmaz, kalemler kırılmaz” ve “Özgür basın için ayaktayız” yazı lı dövizler taşıdı. Nöbette konuşan gazetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu “2008 yılında ‘Simgesel Eylem Grubu’ olarak hukuk dışı olaylara karşı bir direniş başlattık. Basın özgürlüğü olmayan yerde demokrasi de olmaz. Biz de bunun için mücadele ediyoruz” diye konuştu. Velidedeoğlu öncülüğünde başlayan nöbet her cuma günü 12.0013.00 arası yapılacak. Nöbet tutukluluk sona erene kadar devam edecek. CHP olduğu sürece hesap sorulacak HP İstanbul Milletvekilleri Enis Berberoğlu ve Gürsel Tekin, tutuklanan Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar’ın İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde önceki gün yargılandığı dava sırasında adliye önünde açıklama yaptı. Berberoğlu, “Umudumuz Can’ın bu davadan beraat ettiği gibi Silivri’deki tutukluğunun da en kısa zamanda sona ermesidir” dedi. Tekin ise, “Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece 1725 Aralık’ın hesabı sorulacaktır. Çalanlar değil çalanları haber yapanlar ne yazık ki hesap veriyor” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet C TGS’den eylem: Basın Öne Eğilmesin ürkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması amacıyla “Basın Öne Eğilmesin” sloganıyla yarın Galatasaray Lisesi önünde saat 12.00’de eylem düzenleyecek. Eyleme, tutuklu bulunan gazetemiz Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın eşi Şule Karaca ve JİNHA muhabiri Vildan Atmaca’nın çalışma arkadaşı Ceren Karlıdağ da katılacak. TGS, hapishanedeki gazetecilere güç vermek isteyen herkesi eylemi desteklemeye çağırdı. l İSTANBUL / Cumhuriyet T İçerideki duvarları yıkalım Şair Sunay Akın ise “Bu ülkede insanların beyinlerinin içerisine öyle kalın ve yüksek korku duvarları örüldü ki bu arkadaşlarımızı aramızdan ayıran aslında beyinlerdeki duvardır. Adaletin ışığı ancak o duvarlar yıkılarak gerçekleştirilebilir” diye konuştu. ESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) İstanbul 1 No’lu Şube üyeleri , MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’e destek için gazetemizi ziyaret etti. BES üyeleri, gazetemiz Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven, Yayın Danışmanı Doğan Satmış ve Haber Koordanitörü Murat Sabuncu ile görüştü. BES İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Dursun Doğan, Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin tarafı olduklarını belirterek “Türkiye’de kendini emekten, sınıftan, demokrasiden yana tanımlayanlar artık bu süreçten sonra mücadelenin içinde olmalı, kenarda olmamalı” dedi. Herkesin bir adım öne çıkması gerektiğine vurgu yapan Doğan “Herkesin bu ülkede sorumluluğu, talepleri, siyasal ve örgütlenme ihtiyaçları var. Sokağa cesaretle çıkmalıyız, aksi halde hep birlikte kaybedeceğiz. Hükümetin istediği bu. Baskı ve sindirme politikası. Can Dündar ve Erdem Gül’ün yaşadığı süreç bunun bir sonucudur” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet BES: Herkes bir adım öne çıkmalı K tar gazetesi yazarı Cem Küçük’e Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yönelik bir yazısında, “İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hâlâ hayatta kalabiliyorsun” sözleri nedeniyle tehdit ve hakaret davası açıldı. Küçük’ün toplamda 6 yıl 1 aya kadar hapsi istendi. Hakan’ın avukatlarından Aslı Kazan, Küçük’ün müvekkilini açıkça ölümle tehdit ettiğini vurgulayarak, “Bu yazıdan kısa bir süre sonra müvekkilim 4 saldırgan tarafından darp edildi. Küçük, ‘Fethullahçı terörist kimliğe sahip savcıları bana azmettirmeye çalışıyorlar’ demek suretiyle yargıyı baskı altına almaya çalıştı. Soruşturmada hakkında takipsizlik verildiğine ilişkin asılsız iddialar ortaya attı” diye konuştu. S Gazeteci Kaya’ya 6 farklı soruşturma azeteci Yazar Bayram Kaya’ya, Meydan gazetesinde çıkan ‘Sarayın şaibeli müdürleri’ haberinden dolayı 6 ayrı soruşturma açıldı. Kaya, savcılıktan aranarak ifadeye çağrıldı. Haberde adı geçen Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı Orhan Özdemir, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, Manisa Emniyet Müdürü Tayfun Erdal Eren ile Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Faruk Ünsal suç duyurusunda bulundu. Kaya, Ankara Adliyesi’ne giderek savcılığa ifade verdi. G C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear