23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 3 Kasım 2015 KULTUR Besen garajda Ümit Besen, 13 Kasım Cuma akşamı garajistanbul’da konser verecek. Konser öncesi sahneye çıkacak ön grup ise İstanbul Arabesque Project olacak. EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Biletleri ön satışta Cem Yılmaz’ın 13 Kasım’da vizyona girecek yeni filmi ‘Ali Baba ve 7 Cüceler’in biletleri Cinecity Sinemaları’nda ve www.cinecity.com.tr’de ön satışa çıktı. İKSV’nin İngiliz National Theatre’la yaptığı ‘banttan yayın’ işbirliği, dünyaca ünlü oyunların ‘kayıtlarını’ İstanbul’a taşıyacak. Bunlardan biri de Benedict Cumberbatch’ın rol aldığı ‘Hamlet’. Projeyi sorduğumuz eleştirmenlerden biri de, merhum Üstün Akmen olmuştu. Üstün Akmen’i özleyeceğiz Benedict Cumberbatch urhan Karadağ’dan hemen sonra, bir başka tiyatro savaşçısı, eleştirmen Üstün Akmen de kalp krizi sonucunda beklenmedik bir anda aramızdan ayrıldı. Kardeş acımız ikiye katlandı. Üstün, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’ne çoğunlukla kadın yazarların yönetimde olduğu bir dönemde katılmıştı. Yazar/yönetici olarak sahip olduğu erkek merkezli gazetecilik ve dergicilik deneyimi nedeniyle, epeyce tuhaf gelmiş olmalıyız ona. ‘Eleştirmen ablalarım’ yaftasını kullanmaya işte o günlerde başlamıştı. Bu tür bir nitelemenin kimseyi rahatsız ettiğini sanmıyorum. Zaman geçti, ‘ablalar’, TEB’deki ‘taht’larını, bile isteye Üstün Akmen’in ‘baht’ına bağladılar. Kendisi de yıllarca sürdürdüğü ‘başkanlık’ görevinde gerçekten de verimli oldu. Gazeteciliğin ve bilgisayar kullanımının sağladığı tüm olanakları değerlendirerek, T.C. sınırları içinde ‘tiyatro’yu ilgilendiren bütün ‘yıkıcı eylem’lere ‘tepki’ oluşturmaktan geri durmadı. Yazdı, çizdi, eposta dizileri oluşturdu, basın toplantıları yaptı, protesto için yürüdü, hakkında açılan davalar nedeniyle mahkeme kapılarında bekledi, dönemin başbakanına kafa tutmayı da ihmal etmedi... Bu arada bizlerden gelen eleştirileri de centilmence göğüsledi. Bir süre önce görevi kendi isteğiyle gençlere devretti. Gerçekten çok yorulmuştu. Akmen, bu ülkenin bir yazarı ve yurttaşı olarak, alabildiğine etkin, eylemci ve temsil ettiği meslek dalına hiç de ters düşmeyen, ‘teatral’ bir duruş sergiledi. Burada ‘teatral’ sözünün açıklanması gerek. Birtakım işlerin ve eylemlerin ‘prosedür’ gereği yapılması ile ‘oyunsu’ yanının öne çıkartılarak yerine getirilmesi arasında fark vardır. Üstün Akmen, yalnız yöneticilik değil, eleştirmenlik anlayışıyla da ikinci seçeneğe yönelenlerdendi. Akmen, çok oyun gören, yi 17 N Ses var görüntü var kendisi yok! stanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), Londra’nın önemli tiyatrolarında ve Broadway’de kapalı EZGİ gişe oynayan oyunATABİLEN ları National Theatre Live işbirliği ve Oyun Salonu kapsamında İstanbul’a getiriyor. İlki, Emmy ödüllü tanınmış aktör Benedict Cumberbatch’ın oynadığı ‘Hamlet’ olacak. Fakat zannetmeyin ki Cumberbatch İstanbul’a geliyor. Nasıl oluyor, diyeceksiniz. Şöyle... Sesi var, görüntüsü var ama kendisi yok. Zira oyunların kendisi değil, kayıtları geliyor İstanbul’a. Sahnelendiği salondaki en iyi koltuğun bakış açısından yapılmış ve kurgulanmış kayıtları. Cumberbatch’ın ‘Hamlet’i şu ana kadar 25 ülkede 1400 sinema salonunda canlı olarak yayımlandı ve 225 binden fazla seyirciye ulaştı. Aktörün kendisi de sinema gösterimlerini “Oyunu erişilebilir hale getirebilmenin en şahane yolu” sözleriyle destekliyor. National Theatre Live projesi ise İlk oyun Emmy ödüllü Benedict Cumberbatch’ın oynadığı ‘Hamlet’. 15, 22, 29 Kasım Pazar günleri 15.00’te Salon perdesinde izlenebilir. Üstün Akmen’in son eleştirisi İ 2009 yılından bu yana sürüyor. Bugüne değin proje kapsamında 20’yi aşkın yapım gösterildi ve proje dünya genelinde 1.100’ü aşkın salonda 3,5 milyondan fazla kişiye ulaştı. Aralıkta Broadway’in en ünlü prodüksiyonlarından ‘Of Mice and Men’ (Fareler ve İnsanlar), ocakta Stephen Daldry’nin yönettiği, Tony ödüllü West End yapımı ‘Skylight’, şubatta ise dünyaca ünlü hareket tiyatrosu topluluğu DV8’in belgesel tiyatro niteliğindeki ‘John’u İKSV Salon’da İstanbullu tiyatroseverlerle buluşacak. 5 Kasım Perşembe 10.30’dan itibaren satışa sunulacak sınırlı sayıdaki biletlerin fiyatı ise tam 40 TL, öğrenci 25 TL. Biletler Biletix ve İKSV ana gişesinden temin edilebiliyor. National Theatre Live projesinin kullandığı bu ‘kayıt’ yönteminin tiyatroyu daha geniş kitleler için erişilebilir kıldığı muhakkak... Fakat gücünü canlı performansın etkileyiciliğinden alan tiyatronun Sırada ‘Fareler ve İnsanlar’ var bu sergileme biçimiyle aynı tesiri yaratamayacağı da mâlum. Eleştirmenlere proje hakkındaki görüşlerini sorduk.. Gazetemiz yazarlarından, eleştirmen, akademisyen ve aynı zamanda İstanbul Tiyatro Festivali Eski Direktörü olan Dikmen Gürün, National Theatre’ın girişimini “yaratıcı” bulduğunu söyleyerek destekliyor: “Güzel bir sinematiyatro işbirliği. National Theatre gibi turneye zor çıkan bir topluluğun bu girişimini yaratıcı buluyorum. Hatırlıyorum da yıllar önce National Theatre’ın ‘King Lear’ını festivale getirmek için ne çok uğraşmıştık. Geldi ama Aya İrini ağzına kadar dolmasına rağmen kaç kişi izleyebildi? Bir daha yollarımız kesişemedi. Sadece Türkiye için değil, genelde dünyada böyle bu olay. Evet, tiyatronun büyüsü çok farklı ama profesyonel çekimler bu büyünün seyirciyi beyaz ekrandan da yakalamasına neden olabilir. Kimbilir, belki de unutamayacağımız tiyatrofilm evliliklerinden biri olacaktır ilk izleyeceğimiz oyun ‘Hamlet’.” Önceki gün ani ölümüyle sarsıldığımız eleştirmen, yazar ve Türkiye Eleştirmenler Birliği Eski Başkanı Üstün Akmen ise, vefatından önce bilinen son eleştirisini gazetemize yapmıştı. Akmen, “Tiyatro kayıttan izlenmez” diyerek projeye karşı çıkıyordu: “Tiyatronun sinemayla, televizyonla en önemli farkı, tiyatro oyununun sahnede, izleyici önünde oynanmasıdır. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin tiyatro kayıttan izlenmez, izlenemez. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında ve tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik gibi unsurların bütünlüğü söz konusudur. Bütün bunları kayıttan izleyerek doğru yargıya varmak, etkilenmek ya da etkilenmemek mümkün değildir. İKSV’nin yapmak istediğini takdire şayan bulmuyorum. Tak DVD’yi alete, otur berjer koltuğuna, örneğin ‘Hamlet’in sahne kaydını izle! Yok böyle bir şey!” ne de bir tek yapımın ayrıntıları üstüne odaklanabilen, çok uzun yazabilen, yazdıklarına ‘mizah’ boyutuna taşıyarak okurlarını da kendisini de eğlendirmekten hoşlanan bir yazardı. Kimi yazdıklarına hiç katılmayabilirdiniz, ama izlediği sahne olayına ilişkin olarak sunduğu ayrıntıları yararlı bulmaktan da kendinizi alamazdınız. Eleştirmen olarak tiyatromuza önemli bir katkısı da İstanbul ve Ankara dışında yapılan ulusal/uluslararası şenliklere ve gala gösterilerine şaşmaz bir disiplinle ve yaptığı işin keyfini de bozmadan katılması ve izlediklerini yoğun bir yazma edimi içinde değerlendirmesiydi. Üstün Akmen, kendisine özgü yazma biçemiyle, olaylara tepki veriş biçimiyle, örgütlere, etkinliklere, ödüllere yakıştırdığı ‘afili’ ‘isim etiketleri’yle, özenli giyimi ve sanat ortamlarındaki zarif duruşuyla, tiyatro eleştirmeni kişiliğinin her boyutunu ‘renkli’ kılmış çağdaş bir beyefendiydi. Ne mutlu ki, yazdıklarına da sahip çıktı. Eleştirilerini son dönemde hemen her yıl kitaplaştırdı. Tiyatromuzun 2000’li yıllarının belgelendiği bu kitaplar tiyatroseverlerin ilgisini bekliyor. Tiyatromuzun coşkulu sesiydi Üstün Akmen. Oyun prömiyerleri, ödül törenleri, tiyatro adına yapılacak etkinlikler onsuz eksik kalacak. Onu özleyeceğiz. Çok sevdiği eşine ve sevenlerine baş sağlığı dilerim. Üstün Akmen ‘...Ve Perdeee...’ Ü Dünya barışına çağrı ünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı’nın ‘Evrensel Kardeşlikten Dünya Barışına Çağrı’ panel ve ödül töreninin 21’incisi önceki gün İstanbul Maslak’taki Tim Show Center’da yapıldı. Açılış konuşmasında Vakıf Başkanı Bülent Çorak şöyle konuştu: “Yaşadığımız bu dönemde hâlen Nostradamus’un Kehanetlerinde bildirdiği ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ değişik bir şekilde ülke ülke yaşanmaktadır. Son yapılan istatistiklere göre şu an planetimizin sadece 11 ülkesinde iç kaoslar yaşanmamaktadır. Diğer ülkeler her sahada cehennemi yaşamaktadır. Dünya bir bütündür ve doğası ile, üstünde yaşayan tüm canlılar ile hepimizindir. Hiçkimsenin tekelinde değildir. Şu an insanlık bu aşamanın imtihanını vermektedir. Bu son dönemde insanlığın Birleşim ve Barış Şuuruna ulaşması, yarınlar ve gelecek için zorunlu bir gerçektir.” ABD’den Carolyn Andersen ve Michael Lightwaver’ın, İngiltere’den Simon Peter’ın, Çek Cumhuriyeti’nden Michael Tellinger’ın panelist olarak katıldığı gecede ödüller, bu yıl ‘Ba D Gazetemiz yazarı Mine Kırıkkanat, ‘‘Basın ve Yayın’ dalında ödül aldı. sın ve Yayın’ dalında gazetemiz yazarı Mine Kırıkkanat, ‘Bilim ve Araştırma’ dalında Prof. Dr. Coşkun Özdemir, ‘Edebiyat’ dalında Zeliha Akçagüner, ‘Gösteri Sanatları, Görsel Sanatlar ve Tasarım’ dalında Ozan Sağdıç, ‘Müzik’ dalında Kardeş Türküler, ‘Plastik Sanatlar’ dalında Meriç Hızal, ‘Topluma Hizmet’ dalında ise Ümmiye Koçak’a değer görüldü. Dünyanın 38 ülkesinden bine yakın konuğun yer aldığı gecenin ilerleyen saatlerinde Enbe Orekstrası konser verdi. l Kültür Servisi stün Akmen’in ‘Yarim Nereyi Mesken Tuttun’ adlı kitabını yıllar önce keyifle okumuştum. Şimdi, o kitaptan yola çıkarak; “Dostum, Nereyi Mesken Tuttun?” diye sormak istiyorum. İçime sindiremiyorum bu acele gidişi... Evet, ekim ayının son günü Üstün Akmen’i de uğurladık bu dünyadan... Öyküler, şiirler, anılar, konserlerden ya da yurt dışındaki sanat etkinliklerinden izlenimler ve opera, bale tiyatro eleştirileri... Ama özellikle de tiyatro eleştirileri... Sanki öykülerinde duygu dünyasında dolaşırken, eleştirilerinde titiz bir gözlemciydi. Sahnede en küçük bir detayı bile kaçırmazdı. Sürekli tiyatro izleyen ve yazan bir eleştirmendi. Üstün Akmen’in düzenli olarak yazdığı, sahnelerimizi, sanatçılarımızı olumluolumsuz yönleriyle kucakladığı bu eleştirilerini topladığı kitaplar geleceğe önemli belgelerdir... Çok yönlü bir aydın, bir aydınlık kişiydi Üstün Akmen. Bizler için her şeyden önce önemli bir tiyatro insanıydı. Çeşitli gazete ve sanat dergilerinde yazdığı yazılarda sözünü sakınmayan, lafını dolandırmayan bir eleştirmen olarak yıllarca takip ettik onu. Kimi zaman sert bir dil kullandı, kimi zaman yumuşak ama her zaman tiyatromuzun yeni açılımlar kazanması için uğraştı. Yorulmadı ve bıkmadı. Sürekli yazdı. İktidar partisinin tutucu kültür ve sanat politikalarını fütursuzca eleştirdi. Sordu, sorguladı... Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) kapatılması olayına karşı pes etmeyen duruşunu ölene dek sürdürdü. Sanat düşmanlığının giderek tırmandığı bir ortamda tiyatronun, tiyatroya harcanan emeğin altını ısrarla çizdi Üstün Akmen... Bu bağlamda, yüzünü Anadolu’ya dönmesi, Anadolu’daki tiyatro etkinliklerini yakından takip etmesi bu alanda yapılan çalışmalara, harcanan çabalara verdiği değerin kanıtıdır. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) Başkanı olarak görev yaptığı yıllarda ‘Anadolu Tiyatro Ödülleri’ önerisini gündeme getirmesinin temelinde de Anadolu’da yapılan tiyatro çalışmalarını öne çıkarmak, bu çalışmaları seyirciyle buluşturmak tutkusu yatıyordu. Yine o yıllarda yayın hayatına giren ‘TEB Oyun Dergisi’ de onun tiyatromuz için harcadığı emeklerin bir başka uzantısıdır. Umarım onun çalışmaları genç eleştirmenleri tetikleyecektir... Güle güle sevgili Üstün Akmen... C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear