23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 27 Ekim 2015 yorum ültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediyeler, tarihsel tanahmet@gmail.com yapıların “restorasyonlarını” ihawww.ahmettan.com le ediyorlar. Kime? En düşük fiyatı veren müteahhide... Bu arada, “müteahhitler”in pamuk ellerini çaktırmadan ceplerine soktukları da oluyor! Onlar da taşerona havale ediyorlar... O ne yapıyor? Bir kalfayla, Kavşak yapının tarihsel, mimari özelliğini bilmeden onarmaya kalkıyor! HHH Ankara Kalesi, 15. yüzyılda “sof (tiftik yününün)” ticaretinin yapıldığı bir yöreydi. Avrupalı tüccarlar bu yün için geldiklerinde Fatih Sultan Mehmet’in başveziri Mehmet Paşa’nın 146471 yılları arasında yaptırdığı “handa” kalır, bitişiğindeki “Bedesten’de” alım yaparlardı. Atatürk, 1921’de Ankara’da müze yapılmasını isteyince, bu iki bina uygun görüldü. Olağanüstü restorasyonla iki yapı bütünleştirildi, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi” yaratıldı. Az yukarısında, keçilerin çengele asılmalarından adını alan “Çengelhan” var. “Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı” bu hanı, yanındaki binayı “restore” ettirerek başkente bir müze kazandırdı. Bu iki müze arasında salaş yapılar vardı. Yüksel Erimtan koleksiyonunu sergilemek için bu yıkıntıları satın aldı. Komşu iki yapıyı tarihsel ve mimari açıdan tümleyen yeni müze tasarımını seçkin mimarlara hazırlattı. Burada “restorasyon” değil, “çevreye uyum” gerekliydi. Tarihe saygıları olan Koç ve Erimtan, bu işleri “bilenlere” yaptırmışlardı! 18 Özgen Acar Yaşasın unutmak yaşasın mutluluk lbet ölenle ölünmez; ama her ölen anılarını da beraberinde götürür. Geride kalanlara da çaresizce ortak anıları aktarmak düşer. Eskilerin deyimiyle, emsaline az rastlanır bir kelam ve kalem erbabı idi. Ama her dönemde hep siyaset ve yaşam felsefecisi oldu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, öğretmeni için kestiği onun köşe yazısını anlattığına.. Cumhuriyet yazarı Mine Kırıkkanat da bir yaşam kesiti aktardığına göre, İçtihat kapısı açılmış oldu. Ayıptır söylemesi ne de olsa siyasette Kemal Bey’den, gazetecilikte (ve Cumhuriyet’te) Mine’den kıdemliyim. HHH Babamın lokantası Babıâli yokuşunun başındaydı. Dükkâna komşu duvarda gazete tezgâhı açan Ordulu Sait’in taburesine oturur, hem gazete okur hem de sabah akşam önümüzden geçen yazar çizer takımı ile göz göze gelip selamlaşmaya çabalardık. Ortası seyrek bıyıklarıyla bıçkın bir orta yaş Istanbul delikanlısı izlenimi veren Çetin Altan o günlerde Akşam’da yazıyordu. Yazdıklarıyla gündemi belirliyordu. Hele de onun gibi köşe yazmak futbolun Lefter’i olmak gibi bir şeydi. Lefter’lik ile yetinmedi. Milletvekili oldu. Gazeteciliğin üstüne gül koklanmaz düşüncesini ilk kıran o değildi. Ama yakın tarihimizde gazeteci taifesinin aklına ilk karpuz kabuğunu düşüren yine de o oldu. O da 1990’ların Sabah’ında yazıyordu. Aday olup seçimi de kazanınca ilk işim evinde ziyaret etmek oldu. “Yazıyı sürdüreceksen mesele yok!” dedi ve soluksuz anlatmaya başlardı: “Mutluluk kısa süreli bir haz değildir. Çevreye hemcinslerine dursuz duraksız bir yarar sağlama mücadelesidir. Mutlu ederek mutlu olabilir insan. Yazı adamının icraat adamı olması zor. Ama denemeye de değer” dedi. Sonra da 1971’de yazdığı “Ben Milletvekili İken” adlı kitabını imzaladı. Ve gülerek ekledi: “Vekil olduğuna göre sen de yazmalısın. Al ‘Önsöz’ünü de ben yazayım. Bu da ilk taksiti olsun!: ‘Vaktiyle geçtiğimiz yolların dost yoldaşına.. Yarattığı kalem mutluluğunun ışık yılları boyunca sürmesi dileğiyle.Ç. Altan 13.I.1996 Göztepe’ ” HHH Son röportajında Hürriyet’ten Çınar Oskay’a “Mutluluğun sırrı zamanı unutmaktır. Zamanı unutursan mutlusun demektir” demişti. Ölmek, zamanı ebediyyen unutmak olduğuna göre.. Hepimiz sonunda mutlu olacağız. K ar c A n e g z Ö Kavşak Aspendos ve Ötekiler (6) E İlyas Bey Külliyesi önce İlyas Bey Külliyesi sonra HHH Kayhan, Çengelhan’ı restoBu ikili gibi koleksiyonre eden, “Bir kültür varlığını rescu olan, Sökeli işadatore etmeye kalktığınız zaman mı Muharrem Kayhan da halkların tarihine karşı da sorumMenteşeoğulları’nın son hülusunuz!” inancına sahip mimar kümdarı İlyas Bey’in 1404’te Cengiz Kabaoğlu ile bağlanyaptırdığı “cami, medrese, tı kurdu. Külliye’nin kitabı imaret, çifte hamam, çarşıdan” Kabaoğlu’nun bir söyleşisinoluşan “külliyenin” restorasyoden alıntılayalım: nunu istedi. “Belediyelerin kısıtlayıcı, yeknesak Külliye, 19. yüzyılın sonlarında çeşitli imar kurallarından, mimari eğitimin yedepremler geçirmiş, 1955 depreminden tersizliğinden, mimarlık camiasındakilesonra kullanılamaz olmuş, define avcılarin kopya çekmesinden, görgüsüzlükrınca da yer yer yıkımlara uğramıştı! ten, alışılagelenin sorgulanmaması gele neğinden, bu memlekette o kadar kötü bir mimari yaygın ki... Bu nedenle, tarihi yapılar, çevre içinde farklı olarak öne çıkıyorlar. Bakın, her biri ayrı bir mücevher gibi... Bu bakımdan eski bir yapının, değerleriyle korunması, özelliklerinin yaşatılması çok önemli. Burada mimarın rolü, tüm bunları sağlamaktır: Bir koruma mimarı, tarihi eserlerin korunması gereğinin bilincindedir, bunu sürdürmekten yanadır. Soyut ve somut, özgün değerlerin korunması, yaşatılması önemlidir. Somut değerlere örnek olarak, bir yapı taşının yüzeyinin zaman içinde aşınmışlığının getirdiği belirli izleri, bir ‘patinayı’ taşıyor olmasını verebiliriz. Soyut değerlere örnek olarak, taş ustasının duvarın bir köşesine usulca, mütevazı bir şekilden ibaret olan imzasını kazıma geleneğini sayabiliriz. Bu, ‘geçmişin izlerinin, bilgisinin muhafaza edilmesi’ kavramı, belki de korumaya ilişkin en başta gelen ilkedir.” HHH Kabaoğlu, 31 ülkeden 226 katılımcı arasında, “İlyas Bey Külliyesi” çalışmasıyla 2012’de “Avrupa Birliği Kültür Mirası/Europa Nostra Ödülü’’nü Portekiz’de Cumhurbaşkanı Anibal Cavaco Silva, İspanya Veliaht Prens Felipe, Ödülün Başkanı tenor Placido Domingo’nun huzurunda aldı. HHH Cumhuriyet Kitap Eki’nde tanıttığım M. Baha Tanman ve Leyla Kayhan Elbirlik’in “Balat İlyas Bey Külliyesi” kitabını; Kültür Bakanlığı, Koruma Kurulları, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve belediye yetkililerinin okumalarını öneririm. HASAR TESPİT KOMİSYONU Beşiktaş Maçka sinirler laçka!.. topus Metrodaki sarı çizgiler iptal edilsin! Hakemler icabettiğinde köpük sıksın anadın mı?! OFF THE RECORD İnsanlıktan yüz misli eski bir veba piresi bulunmuş! Sıçrasan da sıçramasan da hayat geçiyo demek ki.. ŞU 3. HAVALİMANI VAR YA 3. havalimanı için yabancı kaynak bulamamışlar! Desene uçaklar bizim sırtımıza inip bizim sırtımızdan havalanacaklar.. Yeni Ortadoğu, yeni Türkiye! ilge kişiler, “siyaset çare bulma sanatıdır” demişler. Hemen “ne için çare” sorusu öne çıkıyor. Kimileri demokrasi için, kimileri iktidarda kalmak için, kimileri de güçlü kalayım da ne olursa olsun hedefi peşindeler. O zaman siyaset “sanatı” kimileri için, “her yol, her araç geçerlidir” haline dönüşüverir. Kimileri yapıda (statükoda), din ve inanç gibi, sermaye, muhafazakârlık gibi sahip oldukları olanakları kullanmaya başlıyor. Türkiye benzeri, iç dinamiklerle bölgesel ve küresel dinamiklerin iç içe geçtiği ülkelerde durum daha da vahim hale gelir. İç dinamiklerin antidemokratik negatifleri ile kimi bölgesel ve küresel odaklar çıkar birliği sağlayabiliyorlar. Bizde, 2003 ve 2004’te kimi etkili başdanışmanların, 200 yıldır ilk defa, Batı’nın talepleri ile “bizim” taleplerimiz örtüşmeye başladı dediği gibi. B Argodan al haberi ISPANAK: Değersiz kimse KAŞKAVAL: Zor durum TURNA OLMAK: Sıfırlanmak VAY NAT? Çin’den asgari ücret alınacakmış! Daha ucuzsa neden olmasın?! Ortadoğu batağındaki ülke Ben CHP’ye oy vermem diyenlere... gün kaldı şurada, RTE’nin zorla tekrar önümüze taşıdığı sandığın karşısında durmamıza... Sonra o gece, sonuçların Saray’ı tatmin edip etmemesine göre, 18.00 ya da 20.30 civarında sandıktan çıkanlar açıklanacak... O sonuçlar Saray’ı tatmin ediyorsa, vay halinize! Gelsin havaalanları köprüler, gitsin denizler, ormanları, yürüsün koşsun Bilal ve kardeşleri, artistlik yapmasın işçiler! Önü açılsın imam hatiplilerin, yuvası parkı yansın Gezicilerin! Açıla kapılar malum vakıflara, sıkıla gazlar üniversite kapılarına! Bu senaryoyu durdurma şansı olan ‘İnsanlar’ sizlersiniz! Yeter ki mantık sizi terk etmesin! 5 27 EKİM 2015 SAYI: 32892 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı ‘Düzen partisi’ Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Doğrudur. CHP Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partidir. Bu toprakların düzenini kurgulamıştır. Ama ne var ki, Atatürk’ten ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bu toprakları başkaları idare etmiştir. Kimler mi? CHP’nin tam tersi bir rota çizen Menderes’ler, Demirel’ler, Erbakan’lar, Özal’lar, Çiller’ler, Gül’ler, Erdoğan’lar yönetti Türkiye’yi... 56 koalisyon yılını saymazsak! Bu süreçte, Türkiye’de işçi hakları, köylüler, üniversite bağımsızlığı, basın özgürlüğü, sanatçı hakları, insan hakları, laikliğin korunması adına neler yapıldıysa, bunu neredeyse her defasında CHP yapmıştır! Toprak reformu veya doğaekoloji gibi konular gündeme gelebildiyse, bunu CHP getirmiştir çoğu zaman (tabii bir dönem de SHP). İşte “düzen partisi” diyenler, bunları unutmasınlar, tersine sabotajları kimin yaptığını da! Doğrudur. CHP, bugün tam Atatürkçü bir ideolojiyle yönetilmemektedir. Gerek kimi yöneticiler, gerek örgüte alınan siyasi profiller geleneksel CHP’nin tarifine uymamaktadır. Kimi MYK üyeleri, CHP köklerine ters siyasal aidiyetlerden gelmektedir. Bir kitle partisinde bunlar olabilir. Ama bugün yobazlığa ve ırkçılığa karşı bu ülkede hâlâ bir şeyler yapılabiliyorsa, bu büyük ölçüde CHP’nin sayesindedir. Laik eğitim toptan çöpe gitmediyse, laik yaşam çeşitli saldırılara rağmen yaşanabiliyorsa, Atatürk ve İnönü’ye dil uzatanlar parlamentodan yanıtlarını alıyorlarsa, bunların çıkış noktası CHP’dir. Şayet CHP olmasaydı neler yaşanırdı, düşünün! Yönetimler değişir, CHP kökleri hep buradadır! ‘Oyum kendi partime’ İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.54 06.39 06.01 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.22 12.55 15.46 08.04 13.44 16.33 07.25 13.02 15.58 ‘CHP Atatürkçü değil’ Doğrudur. İçinizden gelen budur. Siz şayet, Vatan Partili, ÖDP’li, DSP’li veya bir komünist partidenseniz, partiniz seçime girdiğine göre ona oy vermek istersiniz. Halbuki konuyu biraz deşerseniz göreceksiniz ki, kendi partinizi seviyorsanız, parlamentoda sizi temsilini istiyorsanız, oyunuzu bu seçimde iktidara çıkıp barajı düşürmeye söz veren partiye vermelisiniz! Çünkü bugünkü rezil yüzde 10 barajıyla, büyük ihtimalle hiçbir zaman partiniz parlamentoya giremeyecektir. Yani 1 Kasım’da inadına kendi partinize oy verirseniz, hem oyunuz boşa giderek RTE’ye yarayacak, hem de bu yüzden partinizin ilerdeki demokratik temsiliyet şansı da çöpü boylayacak! parti yoktur. Her birini bugün yaşadığımız tablodan sorumlu tutuyorsanız, çok da haksız değilseniz. Yalnız şöyle bir farkla: Bugün partisiz, parlamentosuz anarşik bir düzende yaşama şansımız yoktur. İdeal partinizi, ancak siz tasarlayıp kurabilirsiniz, Parlamentoya renk verebilirsiniz. Ve ne yazık ki, o utanılası baraj olduğu sürece, bu şansınız da teoriden öteye geçmez. Sizi temsil edecek kapasitede parti yoksa, o zaman belki çevrenizde o demokratik boşluğu doldurmak sizin göreviniz olacak! Bunu yapabilmek için bu ülkede baskı altında olsanız da bir nebze özgürlük koklama yollarını canlı tutmak istiyorsanız, bugün CHP’ye destek olup makus talihinizi değiştirecek adımı atmanız lazım. Ayrıca mesela Gezi’de yaşayıp parti beğenmeyen “bağımsız”lardan biriyseniz, kendinize acımıyorsanız bari sizden sonra faşizmin gazlayacağı kuşağa saygılı olmak için artık sandığa gidin, RTE’ye dolaylı desteğinize son verin! 1990 sorası Ortadoğu’da fiili işgallerle başlatılan “Yeni Ortadoğu” projesi içinde kuşkusuz, “Yeni Türkiye’nin” de oluşturulması gerekiyordu. Özellikle 2003’te başlatılan II. dalga işgaller ve bölünmelerin, Türkiye’ye yansıması öngörülüyordu. Bugün geldiğimiz noktaya bakın; ABD ve AB, PKK, PYD ve YPG’ye açıktan veya örtülü destek veriyorlar. Rusya, PKK’nin uzantısı olan örgütlerle flört ediyor, Moskova’da temsil edilebileceklerini söylüyor. Gökten zembille indirilen IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon, Kürdistan’ın Irak ve Suriye ayaklarını başarılı bir biçimde oluşturuyor. Türkiye’yi karıştırarak da ortam hazırlıyor. Rusya ise ABD, İngiltere ve İsrail’in Ortadoğu egemenliklerinde, “ben de buradayım” diye askeri ve siyasi ağırlığını fiilen genişletme ihtiyacını duyuyor. Kürdistan’ı kuruyorsanız, sadece size bırakmam, ben de bir kenarından tutacağım demeye getiriyor. Sanki, “Suriye ne kadar Esad’la”, pazarlıkları yapılıyormuş gibi, “Ortadoğu aralarında yeniden paylaşılıyor”. Yeni Ortadoğu’yu (ve Türkiye’yi) birlikte şekillendiriyorlar. Eski kapitalizmkomünizm (sosyalizm) çatışmaları geride kaldı. 1990 sonrasının yeni küresel düzeni, egemenliğini derinleştiriyor. Yunanistan’ın (ve Çipras’ın) sistem tarafından düşürüldüğü durum ortada. ‘Strateji’siz ve sığ politikalar Sonuç Akşam 18.17 19.03 18.28 Yatsı 19.37 18.21 19.45 Doğrudur. Gerçekten de sizi tümüyle temsil edecek ideal bir ‘Kimseye oy yok’ Bu gruplardan birindenseniz veya MHP’nin aslında AKP yan ürünü olduğunu çözdüyseniz, o zaman bu yazı belki sizleri CHP’ye oy vermeye itebilir! HDP’nin kendi akışında barajı geçmesi de AKP’yi zora sokacağından, bu veriler ışığında en azından sandığa gitmeye ve küçük bir partiye oy vermemeye ikna oldunuz umarım. Çevrenizde bu yazının demokrasiye kazandırabileceği dostlarınız varsa, ricam bu satırları bu hafta yaymanız... Kaçacağınız insanlar, iddialı ve ukala konuşmalar yapıp, bir de solcu görünüp sizi çözümsüzlüğe iten “gizli Tayyipçiler” olsun! Haydi “Oy ve ötesi”! Hazırlıklarını tamama erdir ve bize güzel, dürüst sonuçların ulaşmasını sağla! Ankara’nın 2003’ten beri izlediği politikalarla, “bir taraftan Ortadoğu bataklığının bir parçası olurken öte yandan bütün komşularla ve küresel güçlerle karşı karşıya gelmesi nasıl oldu?” “Stratejik derinlik” lafları ile “stratejisiz sığlık” uygulamaları yaşandı. Din (ve mezhep) referanslı uygulamaların bizi getirdiği kaos durumu ortaya çıktı. TBMM’de dış politikamızı demokratik bir biçimde tartışamadık, konuşamadık. “Biz yaptık, oldu” yöntemi uygulandı. Ulusal çıkarlarımızı sağlayamadık. Sığ ve stratejisiz, iki üç kişinin tutumuna göre belirlenen uygulamalar içinde kilitlendik kaldık. De Gaulle, taa 1960’larda ne demiş: “Uluslararası ilişkilerde inançlar ve ideolojiler değil, ulusal çıkarlar esastır.” Ondan çok önce kurtuluş ve Cumhuriyet’in kuruluşunda bunu ilk düşünen ve uygulayan Atatürk değil miydi? Onu silmeye çalışanlar, ülkeyi bugünkü çıkmaza soktular. 1 Kasım seçimi aslında yalnız içeriyi değil, dış ilişkileri de etkileyecektir. 0, 9, 11, 20, 21, 22, 23, 25, 31, 32, 34, 37, 47, 48, 55, 56, 63, 65, 68, 72, 75, 77, 79 10 BİLEN: 577 bin 831 TL (1 kişi) 9 BİLEN: 3 bin 151’er TL 8 BİLEN: 136.50’şer TL 7 BİLEN: 25.45’er TL 6 BİLEN: 4.25’er TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3’er TL ON NUMARA C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear