23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 23 Ekim 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 11 Güle güle Çetin Altan... H ı ır ld Bombalı sa i t t e v h a m i y e n hasta akkâri’nin Şem de i’n dinli İlçes K’lilerin önceki gece PK zendü bombalı araçla cu nu lediği saldırı so i, Kayes an st Ha et vl De e Emnimakamlık ve İlç nalabi yet Müdürlüğü . Dotu uş ol r rında hasa doğan ni ye il, ac , m ğu servisi ve hemodiyaliz bünesi ile ameliyatha hastan re gö r yük hasa etinin zm hi ık ğl sa , nede ldi. iri ld bi i iğ verilemed Dağlıca’da yıldırım: 3 şehit akkâri’nin Yüksekova İlçesi’ne bağlı Dağlıca bölgesinde PKK’ye yönelik operasyon yürüten timin üzerine yıldırım isabet etti. Olayda, Uzman Ça H vuş Uğur Uğurlu (28), Uzman Çavuş Nurullah Yeşildağ (26) ve Uzman Erbaş Kemal Mermer şehit oldu. Yaralanan 12 asker hastaneye kaldırıldı. l Yurt Haberler Ankara saldırısında yaralanan Can Ateş’in elini tutan ve “17 yaşındayım bana bu acıyı yaşatma” diyen Güneş Şengül Bali, o an yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı SİBEL BAHÇETEPE Can’a Güneş oldu A Güneş Şengül Bali, Sibel Bahçetepe’ye o gün yaşananları anlattı. bacak gördüm. O ayağına batıyormuş, çıkarmam gerekiyordu. Kendisine ‘gökyüzüne bak, sen bakarsan çıkartamam orada’ dedim ve Can abinin ayağına batan kopmuş bacağı o anda çekip çıkardım.” Bali, “Hiç korkmadın mı?” diye sorduğumuzda “Korkunun yerini artık öfke aldı. Patlama alanında çok sayıda ceset ve yaralı vardı. Polis de gaz bombaları attı. Şunu düşündüm, yerde yatan yaralılar gidemeyecek. Bunun bilincindesin, yaşıyorsun ve yaşatman gerekiyor” diye yanıt verdi. Can Ateş’in ayağına batan bacağı yerinden çıkardıktan sonra, kanamayı durdurmak için tampon yaptığını ve ambulans gelene kadar elini tutarak olay yerinden ayrılmadığını anlatan Bali, “Pankartla Can abiyi taşıdık, o ana kadar elini bırakmadım ve ambulansa bindirdikten sonra kendisini bir daha görmedim. Birkaç kez telefon ile konuştuk, yüz yüze de görüşeceğiz” diye konuştu. l İSTANBUL nkara’da meydana gelen canlı bomba saldırısında iki bacağı parçalanan Can Ateş’e “17 yaşındayım bana bu acıyı yaşatma” diyerek elini tutan ve bu sözleri ile hafızalara kazınan 17 yaşındaki Güneş Şengül Bali’ye Cumhuriyet ulaştı. İstanbul Sancaktepe’de yaşayan ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi olan Bali, patlama sonrası alandan uzaklaşmak yerine yaralılara yardım etmek için orada kaldı. Suruç’ta meydana gelen patlamada da çok sayıda arkadaşını kaybeden Bali, “Suruç’ta yaşamını yitiren Polen Ünlü, Ezgi Sadet, Büşra Mete hepsi arkadaşımdı. Onları kurtaramadım, oradakilere yardım edemedim ama şimdi buradayım ve kalarak yardım etmeliyim diyerek bir yere gitmedim. Patlama alanında kalarak yaralılara yardım ettim. Artık korkmuyoruz, üzülmek yerine öfkeleniyoruz” dedi. Ateş’i hastaneye götürene kadar Yaşatman gerek da elini bıraknin çalıştığını anlamayan 17 yamak için elini sıkşındaki Bali, o tırdım. O arada anları şöyle an‘ayağımı hissetmilattı: yorum, çok az his“Yaralıların sediyorum’ dedi. yanına geçtiPantalon olduğu ğimde yerde daiçin yarasını çok u. uşt uşm kon ş’le Pınar Öğünç, Can Ate ha sonra adını da anlamadım, öğrendiğim Can abiyi gördüm. Ya ama yırtılmıştı, kanlıydı her yer. nına gittim, kendimi tanıttım, ‘Ben İki ayağından da yaralıydı. KendiGüneş’ dedim. ‘17 yaşındayım, yasi ‘sol ayağıma birşey batıyor. Onu nındayım, yaşıyorsun, yaşaman ayağımdan çıkarsana’ dedi. Önce gerekir’ dedim, konuştum. Ayağın anlamadım sonra dizden aşağısı olda problem vardı. Elini tuttum, eli mayan başkasına ait, kopmuş bir 12 ‘TANK KATİLİ’ İNCİRLİK’TE , İncirlik’ten, Ağustos ayında başlattığı IŞİD karşıtı operasyonlarında taktik değiştirdi. İncirlik’e konuşlandırılan F16’lar personeli ile birlikte geri çekilirken, yerine 12 adet A10 uçakları konuşlandırdı. A10 Thunderbolt II tipi bu uçakların, hareket halindeki IŞİD hedeflerine karşı daha etkili, maliyet açısından da daha ucuz olduğu öğrenildi. ABD’nin İncirlik’e konuşlandırdığı A10 uçakları “tank katili” olarak bilinmelerinin yanı sıra, hareketli yer hedeflerine yakın hava desteği sağlamalarıyla da ünlü. Suriye’deki IŞİD elemanları, tank ve zırhlı araç düzeyinde ekipmanlarının fazla olmamasına karşın ellerindeki Toyota pikaplarla hızla yer değiştirmeleriyle biliniyor. Askeri kaynaklar, A10 uçaklarının bu hedefleri vurmak için ideal olduklarını dile getiriyor. l SERTAÇ EŞ/DUYGU GÜVENÇ zun süredir ABD ordusu envanterinde U kullanılan A10’ların servis ömrünü doldurmak üzere olduklarına da dikkat çekildi. Bu uçakların Suriye’deki operasyonlarda kullanılmasının önemli bir nedeninin de maliyetleri düşürmek olduğuna işaret edildi. etin Altan’ı 60’lı yılların başında tanıdım. Tanıştıran Aziz Nesin’in büyük oğlu olan okul arkadaşım Ateş Nesin’di... TİP (Türkiye İşçi Partisi) kurulduktan sonra sosyalist hareketin içinde onunla birlikteydik... 70’li, 80’li yıllarda içki sofralarındaki sohbetlerde kimler yoktu ki! İlhan Selçuk, Çetin Altan, Fikret Otyam, Ahmed Arif, Oktay Akbal, Onat Kutlar, Ahmet Piriştina, Behice Boran, İlhami Soysal, Sadun Aren, Rutkay Aziz ilk aklıma gelenler. Bizim 68 kuşağı İlhan Selçuk ve Çetin Altan’a çok şey borçludur... İlhan Selçuk 2010 yazında, Çetin Altan’ı 5 yıl sonra yağmurlu bir sonbahar sabahında kaybettik. Bu yıl önce Cüneyt Arcayürek’i ardından Otyam ve Akbal’ı... Bugün yazı günüm değil ama yazmak istedim... 1965’te TİP milletvekili olarak Meclis’e giren Çetin Altan, kürsüden nasıl seslenmişti: “Nâzım Hikmet dünyanın en büyük şairidir!” Bir linç kampanyası başlattı gericifaşist güçler... Kana kan intikam duyguları tıpkı bugün yaşadıklarımızın bir benzeriydi... Zor yıllardı zor! İlhan Selçuk ve Çetin Altan... İki dost, arkadaş... 1980 sonrası yıllarda düşünceleri farklıydı, yolları ayrılmıştı ama birbirleriyle hiç dalaşmadılar, kötü söz söylemediler, bir dost, arkadaş, kardeş olarak kaldılar. HHH İlhan Selçuk’un 29 Aralık 1997’de yazdığı yazısının girişi şöyleydi: “Koğuşun kapısı açıldı. O da ne? Karşımda Çetin Altan: İlhan, dedi, ben geldim. Çok sevinmiştim: Şükür kavuşturana, hoş geldin!... Ne münasebetsiz bir karşılama! Yıl 1971... İstanbul Maltepe Tutukevi’nde Çetin’le buluşturan sıkı yönetimdi. Başında kasketi, duman rengi gözlükleri, elinde bavuluyla ayakta dikilen Çetin’in arkasında çavuş duruyordu. Sevinç çığlıklarıyla kucaklaştık. Koğuştaki devrimci gençler heyecanlanmışlardı; ünlü Çetin Altan’la aynı mekânı kim bilir kaç gün Ç paylaşacaklardı. Koğuş neşelendi... Çetin bir köşeye ilişmeden konuşmaya başladı; başından geçenleri anlatıyor, kahkahalar patlatıyordu. Çaylar geldi.” Hayat satranç tahtası gibi bir şey... Üstü örtülen renkler ve çizgiler, siyah ve beyaz. İnsan belleği, tortusu dibe çöken su gibi zamanla duruluyor, unutulmuş bir ayrıntı, umulmayacak bir zamanda anımsanıyor; üstü örtülen renkler ve çizgiler beliriyor. Kazananlar hep siyahlar oluyor... HHH Aslında özgürlük “bir avuç mavi gökyüzü” gibiydi değil mi Çetin usta... Aşk, sevgi, kardeşlik, dostluk, beraberlik... 1952 yılında Ulus’ta küçük fıkraları, öncesi muhabirliği... Köşe yazılarında kabına sığmayan, gözü karalığı, boyun eğmemesi... Şöhretinin doruğunda siyasete girmesi, uyku durak bilmez hırçınlığı, umutları, sevdaları... İlhan Selçuk, Çetin Altan’ı şöyle anlatmıştı 1969 yılındaki bir yazısında: “Çetin, kimi zaman bir beyaz bulutun peşinde koşar kimi zaman balık pişirir. Marksizmin yeni yeni koşullarını araştırırken bakarsınız Boğaz’ın sularında kürek çekmektedir. Tütün sömürüsüne daldıktan sonra Çankaya’da Ankara göğünün yıldızlarını saymaya kalkar. Köylülerle sohbet ederken bir güzel şiirin dizelerinde kaybeder kendisini. Pikapa bir plak koyar, sonra Rosa Luxemburg’un olağanüstü hayatını düşünür. Divan edebiyatından bir dizeden Türk sosyalizmine bir nükte düşürür.” HHH Kendi çilesini, öyküsünü daktilonun tuşlarıyla yazan Çetin Altan’ı yitirmenin derin acısı içindeyim... 60’lı, 70’li yıllarda tüm karanlık güçler onu ezmek, çamurlara bulamak, hayatını yok etmek için çabaladılar. Pusu kurdular, karaladılar! Yılmadı, direndi! Tek amacı yazı yazmak, yazarken ölmekti... Köşesine sahiplenen, hırçın, gözü kara, Meclis’le Babıâli arasında salıncak kurmuş afacan bir çocuk gibiydi o! Güle güle büyük usta! ABD Oğula veda akkari’nin Yüksekova İlçesi’nde koğuşta el bombasının patlaması sonucu şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Rahmi Yılan, astsubay Ömer Kılıçoğlu, Piyade Komando Astsubay Kıdemli Çavuş Fatih Tomuşoğlu memleketlerinde toprağa verildi. Bingöl ve Şanlıurfa’da meydana gelen trafik kazalarında şehit olan 2 polis memuru Mustafa Sağlam ve Vedat Kılınçarslan da dün düzenlenen törenlerle toprağa verildi. Hakkâri’nin Yüksekova İlçesi’nde, 3’üncü Piyade Tümen Komutanlığı’nda H ‘İsmailağa cemaati Katliamdan kurtuldu beni IŞİD’e gönderdi’ 26 bin TL borçlu çıktı ırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan tutuklu IŞİD elemanı Ramazan B. kendisini İsmailağa cemaatinin IŞİD’e gönderdiğini iddia etti. Konya’nın Akşehir ilçesine bağlı Ortacık köyünde doğan Ramazan B, geçen Nisan ayında Konya’da bir fabrikada işe başladığını bu sırada İsmailağa Cemaati üyeleri ile tanıştığını söyledi. Cemaatin sohbet toplantılarını katılmaya başladığını anlatan Ramazan B. “Zafer Meydanı, Konya Otogarı civarındaki evin yanı sıra Bosna Mahallesi’nde YPG’NİN TUTUKLADIĞI RAMAZAN B: TEDAVİ MASRAFLARI CAN YAKIYOR! el bombasının patlamasıyla şehit olan 25 yaşındaki Piyade Komando Astsubay Kıdemli Çavuş Fatih Tomuşoğlu Balıkesir’de toprağa verildi. Şehidin anjiyo olan babası Sefer Tomuşoğlu törene ambulansla getirildi. Acılı baba ambulansın içinde oğlu için dua etti. F ki eve de gitmeye başladım. Hakkı Efendi vaaz vermeye başladı. Kafirlere karşı savaşlardan bahsediyordu. Eğitimlerde, artık bizi bir göreve hazırladıklarını anladım. Suriye İslam Ordusu’na katılma emri geldi. Orada kafirlere karşı savaşılacak ve öldüğünde de ‘cennete’ gidilecekti” dedi. Mürşitpınar Sınır Kapısı yakınlarından Suriye’ye geçtiğini ancak kendisini cihatçı sandığı kişilerin YPG’li olduğunu anladığını ifade eden Ramazan B, “Cemaat beni ‘Suriye İslam Ordusu’ diye IŞİD’e yolladı” dedi. ba Erol Gümüşkaya, hastane kayıtlarında “adli vaka” nkara katliamınolarak görülmelerine isyan da yaralanan ve vüetti. Devletten, terör mağducudunda hâlâ 6 bilye buru olduklarını ve tüm maslunan üniversite öğrencirafların karşılanacağına dasi Uğur Gümüşkaya’yı teir bir belge veya kart istedavi eden Ankara Eğidiklerini dile getiren GüGümüşkaya müşkaya, “Benim çocuğum tim Araştırma Hastanesi, Gümüşkaya’ya tedabombalanmış. 3 ay sonra vi masraflarının 26 bin 725 TL ameliyat var. Yine adli vaka ola84 kuruş olduğunu gösteren bir rak geleceksiniz diyorlar. Beni belge çıkardı. Hastanenin bu pa bir daha tanıyacaklar mı? Çocurayı istemediğini, ama tedavisiğunu kim vurdu, kim bıçakladı nin daha bitmediğini belirten ba diyecekler” dedi. SİNAN TARTANOĞLU A 16 yıl istediler lu Ömer Bulur hakkında “terör örgütü propagandası yapiirt’te PKK’nin düzenledi mak, halkı kin ve düşmanlıği bombalı saldırıda şehit ğa tahrik ile askerlikten soolan kuzeni Recep Beycur’un ğutmak” iddiasıyla 16 yıla kacenazesinde “Kardeşi karde dar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bulur, “Ben adam ölşe kırdırıyor. Genç kardeşimi gönderdim, cesedini alıyo dürmedim, dağa gitmedim, devleti bölmedim. Allah bu yarum. Sayın Cumhurbaşkanı bunu bilsin. Ben bunu bu yaşa pılanları kabul etmesin” dedi. getirene kadar ne çektim bili İlk duruşma 25 Kasım’da göyor mu?” diyen amcasının oğ rülecek. SELİN GÖRGÜNER S C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear