23 Mayıs 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 14 Ekim 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Kur orta sınıfı vurdu zengin yine zengin Türkiye’de yetişkin kişi başına düşen servet 24 bin 690’dan 19 bin 301 dolara düşerken, serveti 1 milyon doları aşanların sayısı 74 bini buldu redit Suisse’in Küresel Servet Raporu’na göre 2015 yılında Türkiye’de yetişkin kişi başına düşen servet kurdaki artışın da etkisiyle 19 bin 300 dolara geriledi. Kişi başına düşen servet son 15 yılda artsa da geçen yıla göre azaldı. Geçen yıl yetişkin başına servet 24 bin 690 dolar seviyesindeydi. Aynı rakam 2000 yılında ise 12 bin 342 dolardı. Toplamda yetişkin kişi başına düşen servet geçen yıla göre azalırken, serveti 1 milyon doları geçen zenginler servetine servet kattı. Türkiye’yi düşük orta gelir grubuna dahil eden ve servet miktarına göre fakir ülke kategorisinde değerlendiren rapora göre; 4 Türkiye’de serveti 1 milyar doların üzerinde olan kişi sayısı 27. Bunun yanı sıra 33 kişinin serveti 500 milyon dolar ila 1 milyar dolar arasında. 100500 milyon dolar serveti olanların sayısı 321, 50 ila 100 milyon dolar arası 461, 1050 milyon dolar serveti olanların sayısı 4 bin 465, 510 milyon dolar arası 6 bin 410, 15 milyon dolarlık serveti olanların sayısı ise 61 bin 996. Özetle Türkiye’de serveti 1 milyon doları aşanların sayısı binde 22 artışla 73 bin 713’ü buluyor. 4 100 bin dolar üzerinde serveti olanların sayısı ise binde 27 artışla 1 milyon 25 bine ulaştı. 4 Diğer yandan Türkiye’de orta sınıfa dahil olan 5 milyon 261 bin yetişkin var. 2000 yılında bu rakam 6 milyon idi. 4 Orta sınıfın serveti 20002015 yılları arasında 103 mil ekonomi 11 C Hanehalklarının servetlerindeki değişim (yüzde), 20142015: Hong Kong SAR Çin ABD Suudi Arabistan Belçika İspanya Malezya Yeni Zelanda Avusturya Finlandiya Fransa Meksika Yunanistan İtalya Polonya Portekiz Norveç Romanya Türkiye Kolombiya Brezilya Rusya Ukrayna Serveti azalan Kaynak: Credit Suisse Global Wealth Databook 2015 Serveti artan Kişi başına servet düştü Credit Suisse’in tahminlerine göre 2015 yılında Türkiye’nin toplam serveti 1 trilyon 25 milyar ABD Doları olarak gerçekleşti. Türkiye’nin 2015 ortası itibarıyla küresel servetten aldığı pay yüzde 0.4 olurken, 53 milyon 83 bin yetişkinin olduğu Türkiye’de medyan kişi başına servet 4 bin 469 dolar olarak hesaplandı. Türkiye’nin küresel servetten aldığı pay 2015 yılı ortasında yüzde 0.5, toplam serveti ise 1 trilyon 288 milyar dolar olmuştu. Medyan kişi başına servet 5.370 dolar seviyesindeydi. Credit Suisse, küresel ekonominin beklendiği kadar hızlı büyümemesi nedeniyle özel sektör servetinin önceki tahminlere göre daha yavaş şekilde büyüyeceğini bildirdi. Küresel servetin Haziran 2020’ye kadar yıllık yüzde 6.6 artarak 345 trilyon dolar seviyesine ulaşacağını tahmin eden banka, geçen yıl yaptığı projeksiyonda ise 2019’a kadar servetin yılda yüzde 7 artarak 369 trilyon dolar olacağını öngörmüştü. l Ekonomi Servisi yar dolar artarken toplamda servet 316 milyar dolar arttı. 4 Türkiye’de yetişkin sayısı 53 milyon 83 bin. Bunun yüzde 73.5’ini serveti 10 bin doların altında olanlar oluşturuyor. Serveti 10 bin ila 100 bin dolar arasında olanların oranı yüzde 24.6, 100 bin ila 1 milyon dolar arasında olanların oranı yüzde 1.8, 1 milyon doların üzerinde olanların oranı binde 1 olarak gerçekleşti. Rapora göre 2000 yılından bu yana küresel servet iki ye katlanırken, dünya nüfusunun en zengin yüzde 0.7’lik kesimi bu küresel servetin yüzde 45.2’sine sahip. Milyonerler artacak ABD Doları’nda güçlenme 50 milyon dolar ve üzerinde servete sahip olanların sayısında 2014 ortasında bu yana 800 kişilik azalmaya yol açsa da gelecek 5 yılda milyonerlerin sayısı büyük olasılıkla yüzde 46 artarak 49.3 milyona ulaşacak. osyal medyada dolaşan bir ileti haziran seçimlerinden bu yana Türkiye’de “terör” saldırılarında 637 kişinin hayatını kaybettiğini vurguluyordu. “Siyasi şiddet” Türkiye’nin ana gündemi. Ama şiddet, siyaset arenasıyla sınırlı değil. Siyasi şiddeti emekçilere yönelik ekonomik şiddetin bir uzantısı olarak görebiliriz. Toplumsal arenadaki şiddetin ekonomiye yansımaları ise emeği ile geçinen sınıfların gelirlerindeki baskılandırma ve göreceli gerilemede yaşanmaktadır. Bu doğrultuda, Bağımsız Sosyal Bilimciler, AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu üzerinde kapsamlı bir çalışmayı tamamladı. Bugünlerde Yordam Kitap tarafından yayımlanacak. Çalışmanın ana vurgularını Korkut Boratav Hoca’nın değerlendirmeleriyle birlikte buraya aktarıyorum: Türkiye ekonomisi 1980 yılından başlayarak neoliberal iktisat politikalarının derin etkisi altına girmiştir. 2002 yılından beri kesintisiz işbaşında olan AKP hükümetleri yönetiminde ekonominin neoliberal yörüngede gelişmesi daha da derinleşerek sürmüş, dışa açıkserbest piyasa ağırlıklı politikalar, temel üretim sektörleri yanında işgücü piyasaları, sağlık ve eğitim gibi alanların üzerindeki etkisini giderek artırmıştır. Yarattığı çok yönlü olumsuzluklara ve kırılganlıklara karşın, bu politikalar diğer birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de “başka alternatif yok” söylemi altında ve olumlu bir bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Neoliberalizm, muhafazakârlık ve İslamın birbirini etkilemesi ve/veya birbirine eklemlenmesi ile oluşan emek politikaları, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve işgücü piyasaları gibi geniş bir düzlemde ele alınmakta, güvencesizleştirme ve piyasalaştırma (metalaştırma) olgularına ve emek politikalarının siyasal ve ideolojik temellerine dikkat çekilmektedir. AKP döneminde işsizlik oranları yükselmiştir. AKP dönemini “20032008” ve “20092014” olarak ikiye ayırırsak, bu iki zaman aralığında açık işsizliğin yüzde 10.4’ten 10.8’e çıktığını gözlemekteyiz. DİSK Araştırma Dairesi tarafından ısrarla takip edildiği üzere, “iş aramaktan umudunu kesmiş” geniş tanımlı işsizleri de hesaba katarsak, işsizlik yüzdesindeki artışın daha belirgin olduğunu görmekteyiz: 16.4’ten 18.3’e... 2000’li yıllarda Türkiye’de emek politikalarının iktisadi alanda iki önemli ayağı S Siyasette şiddet, ekonomide şiddet olduğu belirtilebilir: Güvencesizleştirme ve piyasalaştırma (metalaştırma). Güvencesizlik, emek politikaları üretilir ve yeniden üretilirken, çok boyutlu ve bu boyutların birbirini etkilediği bir alan olarak şekillenmektedir: (i) İş güvencesizliği; (ii) istihdam biçimlerinin güvencesizliği; (iii) sosyal güvencesizlik ve (iv) gelir güvencesizliği. Bu koşullar altında sınıfsal bölüşüm ilişkileri doğal olarak emek aleyhine seyretmiştir. Toplam ücretlerin milli gelirdeki payı 20022014 arasında yüzde 29’dan 26’ya düşmüş; ortalama ücretlerdeki değişim hızı, diğer gelir türlerinde kişi başına değişimin daha da gerisinde seyretmiştir. Özet olarak, AKP’nin emek politikaları, ideolojik olarak, Cumhuriyetin kazanımları olan yurttaşlık, kolektif hak ve dayanışma kavramlarını yok etmeyi amaçlamaktadır. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi, eğitim alanında yapılanlar, sanayileşme çabaları ve kalkınma planları, “sosyal devlet” ve istihdam politikaları, Türkiye’de yaşayan insanların tamamını asgari bir zeminde buluşturuyor, bu anlamda “bütünleştiriyordu”. Siyaseti de, ideolojisi de, kültürü de bu zemin üzerinde değişip şekilleniyor, mücadeleler de yine aynı zeminden kaynaklanıyordu. AKP’nin emek politikaları, sosyal politikanın yurttaşlık temelinde bir haklar rejiminin simgesi olarak görülmesini ciddi olarak zedelemektedir. Emek politikaları, sosyal yurttaşlık ve evrensel ilkelere yaslanan bir hak düzleminden çok, yardım mantığına dayalı uygulamalar olarak şekillenmektedir. Bizzat devletin kendisi emek politikalarını hak statüsünde tanımlanmasını amaçlamamakta ve bu politikaların hak değil de, merhametlütuf çizgisinde sunulması hedeflenmektedir. Yeni Türkiye’nin emekçilere yönelik politikaları da “piyasa her şeyi çözer” dayatması ardına gizlenmiş ekonomik şiddetin doğrudan sonucudur. Not: Bu yazı, Bağımsız Sosyal Bilimciler’in AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu başlıklı çalışmasında incelenen, tartışılan konulardan derlenmiştir. Kitap, 22 Ekim Perşembe 14.30’da Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, 23 Ekim Cuma 19.30’da Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde kamuoyuna tanıtılacaktır. Fakirlere koruma yok Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), ‘sosyal korumanın’ dünyadaki açlığı ortadan kaldırmak için kritik bir araç olduğunu bildirirken en fakir ülkelerin bundan yoksun olduğunu duyurdu. FAO’nun, ‘2015 Gıda ve Tarım Durumu Raporu’nda sosyal korumanın açlığı ortadan kaldırmak için kritik bir araç olduğuna işaret edilirken dünyanın en fakir kesimlerinin bundan yoksun olduğuna vurgu yapıldı. Sosyal koruma programlarından dünyada 2.1 milyar insanın yararlandığı belirtilen raporda, sosyal koruma programlarının kırsal kesimde artırılmasının ve bunların tarımsal büyüme politikalarıyla desteklenmesinin dünyadaki fakir insan sayısını hızla düşüreceği ifade edildi. FAO’ya göre Türkiye’de 2013 itibarıyla 2 milyon 442 bin 599 aile gıda yardımından faydalandı. l Ekonomi Servisi İKİ SEÇEnEĞİnİz Var. A) BMW aLMaK B) BMW aLMaK 3 YıL ÜCrETSİz KaSKo 3 YıL BMW SErVıCE ınCLUSıVE 3. YıL araÇ GaranTİSİYLE* %0,59 faİz oranıYLa** Şimdi BMW 520i’ye sahip olmanın çok avantajlı 2 yolu var. Hayallerinizdeki otomobil Borusan Otomotiv Yetkili Satıcıları’nda sizi bekliyor. Üstelik Ekim ayı sonuna kadar 1 EUR = 2,99 TL sabit kur avantajıyla. Detaylı bilgi için: 0850 252 10 10 BMW 520i www.bmw.com.tr Sheer Driving Pleasure * Kampanya 131 Ekim 2015 tarihleri arasında perakende faturası kesilen BMW 520i otomobiller için geçerlidir. BMW 520i için hediye edilmesi öngörülen 3 yıllık BMW Service Inclusive (3 yıl/60.000 kmhangisi önce dolarsa), 3. yıl araç garantisi (standart 2 yıl/sınırsız km yasal garantiye ek olarak artı 1 yıl araç garantisi) ve 3 yıllık kasko sigortasından oluşan paketin piyasa değeri, yaklaşık 23.899,87TL’dir. Her bir hediye kendi kapsamı ile sınırlı olarak uygulanacak olup; 3 yıllık kasko hediyesi sadece gerçek ve tüzel perakende satışlar için geçerlidir. Herhangi bir hediye paketinin karşılığında nakdi bir ödeme ve/veya indirim yapılmaz. ** Kampanya 131 Ekim 2015 tarihleri arasında perakende faturası kesilen BMW 520i otomobiller için geçerlidir. Kampanya dahilinde BMW 520i modeli 150.000 TL 36 ay Aylık maliyet %0,65 Yıllık maliyet %7,79 için 36 ay vadeye kadar kredi taleplerinde %0,59; 3748 ay vadelerde %0,69 faiz oranı uygulanacaktır. Tahsis ücreti kredi kullanımı için bir kereye mahsus kredi kuruluşu tarafından tahsil edilecek olup kredi ve finansman seçenekleri, Premium Finance ile işbirliği içindeki kredi kuruluşu tarafından sağlanmaktadır. 150.000 TL 48 ay Aylık maliyet %0,75 Yıllık maliyet %8,97 Gerçek kişi kredi taleplerinde üst sınır yasal sınırlarla belirlenmiş olup; tüzel kişi taleplerinde üst sınır 520i modeli için 150.000 TL uygulanacaktır. Kampanya süresince bir otomobil satışı için bahsi geçen alternatiflerden sadece biri kullanılabilecektir. 1. Alternatif: BMW Service Inclusive Paketi + 3 yıl ücretsiz kasko + 3. yıl araç garantisi / 2. Alternatif: 36 aya kadar %0,59; 48 aya kadar %0,69 faiz oranı kampanyası. 1 EUR=2,99 TL sabit kur uygulaması 131 Ekim 2015 tarihleri arasında perakende satış faturası kesilen BMW 520i otomobiller için geçerlidir. Borusan Otomotiv önceden bilgi vermeksizin kurda değişiklik yapma hakkını saklı tutmaktadır. Kampanyalar ve hediye edilecek paketlere ilişkin ayrıntılı bilgi için Borusan Otomotiv Yetkili Satıcıları’na ve www.bmw.com.tr adresine başvurunuz. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear