25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 13 Ekim 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 6 Prof. Hilmioğlu rgenekon davasının Yargıtay’daki temyiz duruşmasında savunma yapan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, “Süreç devam etseydi daha pek çok kişinin hayatını kaybedeceğini bir hekim olarak söyleyebilirim. Yaşam hakkı göz ardı edildi, adeta öldüresiye yargılama yapıldı. Silivri’de kendimi bir Nazi mahkemesinde, Nazi subaylarının Öldüresiye yargılama yapıldı E esaretinde hissettim” dedi. Hilmioğlu 7 yıl süren yargılama boyunca savunma haklarının kısıtlandığını belirterek, “Silivri, sağlık kuruluşu olarak ilk ve son duraktı. Bunun sonucu bazı sanıkların hastalıkları ilerleyerek geri dönülemez duruma gelindi. Sanıklardan birisi benim de bulunduğum duruşmada kan kustu. Kan kusturan bir hukuk sistemimiz var demek ki” diye konuştu. Silivri duruşmalarının video kayıtlarının incelenmesini isteyen Hilmioğlu, “Bu hukuk sistemi insanları öldürüyor. İnsanları öldüren hukuk sisteminden adalet çıkmaz. Silivri’de insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu gördüğümde utandım” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet ugün “ne yapmalı”ya yanıt arayacağız... Epey bir süredir büyük olayların yaşandığı siyaset arenasında, günlük, sıradan yorumlarla işi geçiştirmeye kalkışırsak, üzerimizde dolaşan büyük belayı karşılayamayız. Kısaca 4 konuda durum tespiti yapayım, bir de sonuç çıkartayım. 1) Ülkede, büyük çoğunluğun tepkisini çeken, karşı olduğu, önemli bir kesimin gerçekten de nefret ettiği iktidar var. AKP yandaşları yazıpkonuşup duruyor ya “taktınız RTE’ye.. işiniz gücünüz o...” Dahasını belirteyim: Büyük bir kitle, iktidara karşı şeytanla bile işbirliği yapacak bir konumda. Bunlar bir durum saptamasıdır. Hükümet de buna dahildir. 2) Bunun nedenini anlatmam gerekmiyor. Ama yine de kısaca: Anayasayı takmaması. Hükümeti bile belirlemesi. Taraftarlarının, partisinin Cumhurbaşkanı olması. AKP’nin militanı gibi davranması. Yolsuzlukları kapatması. Her şeyi belirleyici mutlak konumunu giderek güçlendirmesi. Milleti kamplara ayırması. İktidar için her şeyi yapabilecek gözü karanlığa sahip olduğu güçlü inancını yerleştirmesi. Suriye’de Türkiye’yi ateşe atması. HDP’yi Meclis dışına itecek politikalara sarılması. Basın özgürlüğünü takmaması... Kendine bağlı bir yargıhukuk yaratması. Yazmayı sürdürürsem, devamı gelecek sayıda diyeceğim... Acil demokrasi, özgürlük ve adalet tek çare B Nokta, çöküşe çare arayan AKP kurmaylarının görüşmelerini yayımladı okta dergisi, AKP kurmaylarının bir toplantısına ilişkin görüşmeleri yayınladı. 1 Eylül 2015 tarihinde gerçekleştirilen ve AKP’nin seçim sonrasında yaşadığı hezimetin ortaya yatırıldığı toplantıya Ömer Çelik, Mustafa Şentop, Taha Özhan, Erol Olçok, Lütfü Elvan, Taner Yıldız, Ali Sarıkaya, İbrahim Dalmış, İbrahim Uslu, Hatem Ete, Efkan Ala, Ertan Aydın, Faruk Çelik, Mücahit Arslan ve Mahir Ünal gibi isimler katıldı. Toplantıda sunum yapan ANAR araştırma şirketi sahibi İbrahim Uslu, AKP’nin kadın seçmen avantajını kaybetmeye başladığını söyledi. Kürt seçmenin de ayrılık sinyali vermeye başladığını anlatan Uslu, “AK Parti bu trende göre, İç Anadolu ve Karadeniz’e sıkışan bir bölge partisine dönüşebilir. Bunun siyasi açıklaması AK Parti’nin soyunun kurumasıdır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerini kaptıran AK Parti’nin Türkiye ortalamasının üstünde oy aldığı sadece iki bölge kaldı: Karadeniz ve İç Anadolu” diyor. Sunum yapan Pollmark araştırma şirketi sahibi İbrahim Dalmış, yeni seçmen arasında HDP ve MHP’nin AKP günlükleri N Ömer Çelik Taner Yıldız Mücahit Arslan AKP dışına mesaj veremiyoruz Toplantıda söz alan Ömer Çelik kadın sorununun başörtüsü meselesine indirildiğini belirterek AKP dışında toplumun geri kalanına mesaj veremediklerini söylüyor. Faruk Çelik de “Yetkili olduğumuz için farkında olmuyoruz ama nasıl ki 28 Şubat’ta bize zulmedenler bize karşı direnemediler. Biz de bugün bu kesime karşı koyamayacağız” diyor. Taner Yıldız, “AK Parti’de siyaset yapan kişiler kendilerini Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın söylemlerine hapsediyor. Kritik konularda onlar yanlış açıklamalar yapsa da savunulmaya devam ediliyor. Eğitim oranı yükseldikçe oyumuz düşüyor. Bu mantıkla her şehirde üniversite açmak kendi kendimizi bitirmek demek” diyor. Yanlışları savunuyoruz Mücahit Arslan ise “Her ne kadar yüzde 41 oy almış olsak da biz aslında yüzde 25’lik bir partiyiz. Biz istikrarı temsil ettiğimiz ve merkez sağ ve muhafazakâr bir alternatifimiz olmadığı için yüzde 41 oy aldık. Son dört yıl içinde Lale Devri yaşıyoruz ve toplumsal olanı gözden kaçırıyoruz. Atamalarımızı liyakata göre yapalım” diyor. Bizim oyumuz yüzde 25 Kamplara bölünmüş bir ülke. Toplumsal uzlaşma sıfır. Güçlenen ve ileri ucu IŞİD terörü olarak ortaya çıkan bir köktendinci kesim. Din savaşı olasılıklarının artması. Öte yandan Kürt meselesinin çözümündeki büyük yanlışlıklar ve oy avcılığı sonucu gelinen savaş durumu... 4) Toplumsal barışı, hukuk devleti olmayı ve demokrasiyi zorlayacak bir koalisyon hükümetinin kuruluşunu engelleyen bir Cumhurbaşkanlığı makamını da bunlara ekleyelim, ki en önemli noktalardan biridir bu. İktidar memur kategorisinde ancak nitelenebilir. Ülkenin içine yuvarlandığı kaosu ve Ankara katliamını sezebilecek beyinden yoksundur, önlem bile almamıştır ve bakan koltuğunda gülen bir İçişleri memuru vardır. Daha bir sürü olay ve olgu, Türkiye’yi tepesinde bombaların patladığı, kuruluşunun temeline dinamit konduğu bir ülke konumuna getirdi. Ortadoğu haritasını çizenler, Türkiye’den kaç parça çıkar hesabı içinde. ortalamanın çok üzerinde olduğunu, CHP’nin ortalama civarında, AKP’nin ise ortalamanın çok altında bir oy aldığını belirtiyor. Dalmış, “AK Parti kadrolarının kibir, israf ve gösteriş ile anıldığına” dikkat çekiyor. AKP: Montaj gibi Nokta’daki haber AKP kulislerini karıştırdı. Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Genel Merkezi’nin dinlenmesine yönelik girişimler olduğunu belirterek yayımlanan haberin tamamen hayal mahsülü ve kurgu olduğunu savundu. Partinin strateji toplantılarına katılan bir parti kurmayı ise, haberin doğru olmadığını belirtirken “İlk edindiğim izlenim farklı yerlerde yapılan konuşmalardan bir kolaj yapılmış gi bi duruyor” dedi. Öte yandan yöneticiler, partinin dinlenmesini çok zayıf bir olasılık olarak değerlendiriyor. Edinilen bilgiye göre, MYK ve MKYK toplantılarında olası bir dinlemeye karşı jammer çalıştırılıyor. Dar kapsamlı ve çok özel toplantılarında ise telefonlar salon dışına bırakılıyor. l İSTANBUL ANKARA / Cumhuriyet Din savaşları 3) Kendisiyle uzlaşacak tek bir muhalif kimse yok. Bu olağandışı yönetimden, akılcı normal bir yönetime geçmedikçe, şimdi ve yakın gelecek tam karanlıktır. Şimdi sonuç çıkartalım: a) Öncelikle anayasa ve yasalar normal işlerlik kazanmalı... Anayasa ve yasalara muktedirlik tasallutu sona ermeli. Keyfi yönetim bitmeli. b) Cumhurbaşkanı “mutlaka iktidar olmalıyız” politikasından vazgeçmeli. “Mutlaklık” talebi, siyasette yoktur. Bunu talep edenler, Tam tersi bir yönetime geçilmeli mutlak olmak için ellerinden gelen her şeyi yapar. Bu düşünce, diktatörlüğe gider. Yolsuzlukları ve yasa çiğnemelerinin hesabının sorulmasını engelleme amacı taşır. Rejimin askıya alınması demektir. İktidarınızın normal yoldan değişmesinin önüne her türlü engeli çıkartırsanız, olağanüstü koşullarda değişimi çağırırsınız. c) Parlamenter sistemi çalıştıracaksınız. Demokrasi, basın özgürlüğü, kurumların doğal işlemesi; insanların görevlerini siyasi emir ve talimatlar ışığında değil, yasal süreçler içinde yapması şart. RTE, anayasal sınırlar içine çekilmelidir. Halk oyuyla seçilmesinin kendisine hiçbir anayasa dışı hak vermediğini kabul etmeli. d) İçinde bulunduğumuz kamplaşma, göz oyma, kafa yarma, zulüm ve esaret çağrıştıran yönetim biçimi çökmedikçe bir sosyalsiyasal mutabakatın sağlanması mümkün gözükmüyor. Türkiye’nin temel sorunlarının görüşüleceği hiçbir platform yoktur. Meclis çalıştırılmamıştır. Bu duruma katkıda bulunan tüm politikalar sorumludur. e) Durum böyle olmasına rağmen birileri mayısta seçim hesapları yapıyor, bunlar tek kelime ile ülkenin kuyusunu kazıyorlar. Ev, başlarına yıkılabilir. Suriye politikasında Esad’ın ülkesine egemen olmasına yardım. Bunlar için, seçimleri beklemek gerekmiyor. Acil demokrasi, hukuk, özgürlük: Bunlar bir uzlaşmaya ve normale geçişe tek çaredir. MİT ve polis, AKP karşıtlarına düşman Maraş katliamından sonra İçişleri Bakanı olan ve ‘MİT lağvedilmeli’ diyen Hasan Fehmi Güneş, Ankara’daki bombalı saldırıyı değerlendirdi TÜREY KÖSE Ş BU AK 19:00 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AM ski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Ankara katliamından sonra “İstihbarat zafiyeti yok, istihbarat sıfır. İstihbarat, polis örgütü birbirine düşman, ikisi birlikte de AKP’li olmayanlara düşman hale getirildi. Polis, parti polisi, istihbarat parti istihbaratı haline getirildi. Bu açık oradan kaynaklanıyor” dedi. 1926 Aralık 1978 tarihleri arasındaki Kahramanmaraş katliamında resmi rakamlara göre 111 kişi öldürülmüştü. Katliamdan sonra İçişleri Bakanlığı görevine getirilen Güneş’in “İstihbarat örgütünün oradaki cinayetlere, oradaki katliama katkı yaptığını düşünüyorum. Engel olmayı bırakın, MİT bizzat katkı yaptı” sözleri unutulmadı. Güneş, o dönemde MİT’i Başbakan Bülent Ecevit’e de şikâyet etmişti. Ecevit’in “Çok iyi yetişmiş birini MİT’te görevlendirtmek istedim. O kişiyi MİT’e almadılar” yakınması üzerine de Güneş “MİT’i lağvedelim o zaman.Yerine yenisini kuralım” karşılığını vermişti. Bu sözler “gençliğine verilmişti!”. Güneş, Maraş’tan 37 yıl sonra Ankara katliamının ardından “istihbarat zafiyeti” konusudaki sorularımızı yanıtladı. “Çok endişe verici, kaygı verici derecede istihbarat açığı, yetersizliği, boşluğu var. Hatta istihbarat zaafı bile denemez, istihbarat sıfır. Devletin istihbarat örgü E Bu iktidarla yol alınamaz İktidara yakın kesimlerde dile getirilen “PKKIŞİD bombası” senaryolarını “Kendilerinden uzak tutma gayreti, refleksi” olarak nitelendiren Güneş, soruşturma süreciyle ilgili sorularımıza şu yanıtı verdi: “Çok özel bir inceleme, değerlendirmeler gerekir. Ama onun yapılabileceğinden kuşkuluyum. Çünkü o özel değerlendirme ve çalışmalar sonunda AKP iktidarını sorumlu hale getirecek bulgular ele geçirileceğini düşünüyorum. O da çalışmanın önünü kesecektir. Kendisini koruma refleksi içinde bu olaylar bilerek aydınlatılmayacaktır. Devletin kurumları tahrip ediliyor, polis, güvenlik, istihbarat tahrip edildi. Üç kuvvetten biri olan yargı tahrip edildi, yasama baskı altına alındı, yönetim ele geçirildi. Laik, demokratik devletin ana kurumları tahrip edilmiş durumda. Bunlar onarılmadan yol alınamaz.” Doğan TV Ankara Temsilcisi Hande Fırat tü, güvenlik örgütünün istihbarat örgütü çalışmıyor” diyen Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iktidar döneminde partiye dönük hizmet veren, partiyle ilgili örgütler haline getirildi devlet kurumları. Polis, parti polisi, istihbarat, parti istihbaratı haline getirildi. Toplumla ilgili görevler üstlenmek yerine, bir partiyi koruyacak güçlere dönüştürüldü. Kahramanmaraş katliamından önce de istihbarat yapılmadığı kanaattindeydim, bu kanaatim değişmedi. Göreve gelince istihbaratın işlemediğini görünce bir tasarrauf yapmak gerektiğini Bülent Bey’e de söyledim. Belli iyileştirmeler yapıldı ama köklü bir değişikliğe gidilemedi. Daima bir istihbarat sorunu ol Parti polisi İstihbarat sıfır du. Ama ‘milli’ olan istihbarat bu dönemde millilikten çıktı, güvenlik istihbaratı güvenlikten çıktı. Sadece bir partiye hizmet eder hale geldi. Güvenlik ve istihbarat hizmetleri önce bölüşüldü. O hizmetlerdeki görevliler AKP’li olmayanlara karşı bir düşman örgütlenmesi yaptılar. Sonra bölünen o parçalar birbirlerine düşman haline getirildi. İstihbarat, polis örgütü birbirine düşman, ikisi birlikte de AKP’li olmayanlara düşman hale getirildi. Bu açık oradan kaynaklanıyor. İstihbarat örgütü ile güvenlik örgütü birbiriyle ilgili istihbarat yapıyor. Bir parça öbür parçayla ilgili izlemeler yapıyor. Topluma yönelik saldırılar, tehditler hedeflerinde değildi. ‘Paralel’ kavgalarıyla birbirlerine dönük tehditlere indirgemişler görevlerini.” l ANKARA CNN TÜRKKANAL D ORTAK YAYINI ‘‘LİDERLER ÖZEL’’ Artan terör olayları için ne düşünüyor? Başbakan’la ne konuştu? 1 Kasım’dan sonra Türkiye’yi ne bekliyor? cnnturk.com/liderlerozel #KılıçdaroğlunaSoruyorum C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear