25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 TEMMUZ 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 Operamızın AYHAN BARAN kralıydı Evin ilyasoğlu Ödülü’nü aldı. 1968’de Mario Rossi yönetiminde Londra’da Bu hafta Verda Erman’ın ar seslendirdiği Verdi’nin “Les dından bir başka devlet sanat Vespres Sicilliennes” operaçımız, eşi bulunmaz operacımız, sı, LP ve CD yapıldı. Onunla zaman içinde yaptığıbas Ayhan Baran da yaşamını yitirdi. Uzun süredir rahatsız olan mız konuşmaları anımsıyorum: sanatçı 1929’da Ankara’da dün “Şarkı söylemek için bir sayaya gelmişti. Acaba onun yete natçı öncelikle her türlü tekneğine ve özelliklerine sahip bir nik aşamayı yenmiş olmalı. operacı dünyanın başka bir ül Sahneye çıktığında hâlâ tekkesinde yaşasaydı, bugüne dek nik zorluklarla savaşıyorsa, sesini nerelere ulaştırmıştı kim ne kadar yetenekli olursa olbilir! Güzelim ses rengi ve sah sun başarısız kalır” diyordu. “Gerçek bir operacı, bilinçne üstündeki müthiş oyunculuğu bir yana, sesini kullanmada ken li bir şan eğitimi ile belki de dine özgü yöntemler geliştirmiş otuz yılda ancak yetişir. Bir ti. Ayrıca heykelciliği, ressamlığı operacı için her şey önemlive piyanoda kendi kendine eşlik dir: Yaşam biçimi, hava koşuletmesi ve yetiştirdiği değerli öğ ları, psikolojik durumu, teknik rencileriyle çok yönlüydü. “Don kusursuzluk için tükenmeyen Carlo”daki Kral İkinci Philip ro enerjisi, belli bir sistem edinlünü kaç kez izlediğimi ve kralın miş olması... Hamur gibi yoacıklı aryası “Dormiro sol nel ğuracaksınız bunları.” Seçtiği eserin bestecisi ile manto”yu dinlerken gözyaşlarımı tümleşmek, tutamadığımı anımyaşadığı dö sarım. nemi bilmek Ayhan Baran 1951 ve o dönemin yılında, Ankara Devözgün sesi let Konservatuvarı’nı ni duyurmak bitirdiği yıl ilk kez için sürek Menotti’nin “Konli araştırma solos” operasıyla yı öğütlüyor sanat yaşamına başdu: “Ses bir lamış. Ankara Devlet enstrümanKonservatuvarı’nda dır. Herke F.Böhm ve operasin kendi ses da A. Granforte ile rengine gö çalışmış. 1951’de sıre özdeşleşnıf atlayarak okulun tiği bir ensopera bölümünü bitrüman vartirmiş. 1960’ta kanu Güzelim ses rengi ve dır. Sesin iyi ser tanısıyla yurtdıyönünü kulşına tedaviye gitsahne üstündeki müthiş ses miş. Yurtdışında oyunculuğu bir yana, sesini lanmak, tellerinin reki ilk konserlerini kullanmada kendine özgü zonansta tınde Münih’te Bavyera Radyo Sen yöntemler geliştirmişti. Ayhan lamasını bilgerekir. foni Orkestrası ve Baran opera tarihimize altın mek Bir arşe çeHannover’de Ni harflerle geçecektir. kiyormuş giedersachsische bi, çello çaSenfoni Orkestralıyormuş gisı ile vermiş. Meslek yaşamı boyunca Avrupa’nın bi kullanmalıdır sesi. ‘Ne gühemen tüm sanat merkezlerin zel ses’ denir. Oysa şancı ne de, Kahire ve Tunus’ta başroller güzel yorum getiriyor demek oynamış, nice festivale katılmış. daha doğrudur. Müzikalite ile 1962’de Londra’da ünlü eşlikçi teknik birleşmeli. Sanatçı kenpiyanist Gerald Moore ile resital di ses rengine göre bir dağarler vermiş. İki mevsim Düsseldorf cık seçmelidir.” Sahne her zaman ciddiyet isOperası, “Deutsche Oper am Rhein”da konuk sanatçı olarak terdi Ayhan Bey’e göre. Örnesahneye çıkmış. Onun Roman ğin opera temsilinde oynamak tik Dönem’in büyük opera arya ile konser vermek arasında büları söylemesi kadar antik arya yük bir fark yoktu: “Temsil içinlar konserinden de ne kadar et de büyük oyunun parçası olursunuz. Konserde küçük cümkilendiğimi unutamam. Ayhan Baran rejisör olarak da leler içindeki şan oyunlarını operalar sahnelemişti. 1961 Bük dikkate almak gerekir.” Bir de reş Enescu Müzik Yarışması’nda, her sanatçıda pek rastlanmayan, 1963 Verviers (Belçika) Şan (hele ki operacılarımızda çok az Yarışması’nda ödüller alan sanat rastlanan) bir özelliği vardı Ayçı, 1963’te Harriet Cohen (Londra) han Baran’ın: Kendi dışına çıkıp Altın Şan Madalyası’nı kazanmış. kendini eleştirmek. Son zamaTürkiye’de de 1987’de Devlet nında belleğine güvende ısrarSanatçısı oldu ve 1996’da Kül lı olmaması gerektiğini, bu netür Bakanlığı tarafından “En Ba denle konser operaları yapaşarılı Erkek Opera Sanatçısı” cağını söylüyordu. Örnek alınödülüne değer bulundu. “Dört ması gereken bir olgunluk. AyTürk Eseri” plağı (LP ve CD) han Baran opera tarihimize al1986 Fransız Akademisi Plak tın harflerle geçecektir. Kayıp tablo bulundu CEREN ÇIPLAK u Şeker Ahmet Paşa’nın MSGSÜ envanterine ‘Manzara’ (solda) adıyla kaydedilen tablosunun yapılan restorasyon çalışmaları sırasında aslında sanatçının ‘Erenköy Civarında Tren İstasyonu’ (sağda) tablosu olduğu ortaya çıktı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ), Türk resim sanatının büyük ustalarından Şeker Ahmet Paşa’nın 73 yıldır kayıp olan tablosunun bulunduğunu duyurdu. Şeker Ahmet Paşa’nın (18411907) 1902 yılında II. İstanbul Resim Salonları Sergisi’nde yer alan, daha sonra da artık mevcut olmadığı sanat tarihçileri ve uzmanlarca ifade edilen ve kayıtlara 73 yıldır kayıp şeklinde geçen eserin, “Elvahı Nakşiye’den Günümüze MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonları’ndan Seçkiler II” sergisinin restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıktığı belirtildi. “Kayıp tablo”ya “Erenköy Civarında Tren İstasyonu” adı verildi. MSGSÜ Rektörü Yalçın Karayağız, Şeker Ahmet Paşa’nın iki insan figürlü eserinin, 1941 tarihinde Akademi tarafından satın alınıp Resim Heykel Müzesi’nin envanterine “Manzara” başlığıyla kaydedildiğini ancak bu yılki sergi kapsamında restorasyona alınan eserin üstündeki verniğin temizlenmesi sonucu Şeker Ahmet Paşa’nın kayıp olan tablosunun bu tablo olduğunun ortaya çıktığını belirtti. mario levi’Ye DESTEK ‘Hedef tahtası değil Türkiye’nin yazarı’ İsrail devletinin Gazze’ye yönelik katliamı devam ederken, güç karşısında yüksek perdeden konuşmayı âdet edinmiş anlayışın şiddet okları ülkemiz yurttaşlarını da hedef göstermektedir. Zulme uğrayan insanlar ve uluslar hamasetle, nefretle, ırkçılıkla değil barışın diliyle güzel bir dünyada birlikte yaşayabilir ancak.” İngiliz PEN’in direktörü Jo Glanville de konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada “Bu yapılan yalnızca cehaleti ve kini sürdürecek bir yanlış kampanyadır. Mario Levi gibi sıklıkla çokkültürlülük ve entegrasyonla ilgili yazılar yazmış birinin bu boykotun hedefi haline gelmesi ironiktir” denildi. Kültür Servisi İsrail devletinin Gazze’ye ve Filistin halkına saldırıları sürerken “boykot edilecek İsrail ürünleri” arasında yazar Mario Levi’nin kitaplarının da gösterilmesine tepkiler devam ediyor. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) yaptığı açıklamada, “Mario Levi, gücü İsrail’e yetmeyenlerin hedef tahtası değil, Türkiye’nin yazarıdır” vurgusunu yaptı. TYS’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Protesto edilmesi gereken Mario Levi ve kitapları değil, Filistin yerle bir olurken susmayı tercih eden uluslararası sermaye odaklarının, ırkçılığı gündelik hayatımızın parçası haline getirmiş iktidar ve onun uzantılarıdır. Karayağız, tablodaki koç figürlerinin profesyonel bir kimse tarafından silindiğini, yerine de iki insan figürü yerleştirildiğini belirtti: “Şeker Ahmet Paşa, 1902 yılında dönemin en önemli sanat etkinliğinde sergilemiş olduğu eserini neden 5 yıl içerisinde, vefatından önce tekrar boyamak, değiştirmek ihtiyacı duysun ve üstelik yağlıboya ile yapılan bir eseri su bazlı bir malzeme ile değiştirsin? 2014 yılında yapılan bakım onarım ve restorasyon çalışmaları göstermiştir ki paşanın vefatından sonra, yani 19071941 yılları arasında ‘Erenköy Civarında Tren İstasyonu’ adlı eser birisi tarafından değiştirilmiş ve günümüze bu şekliyle gelmiştir.” Karayağız, bu işlemi kimin yaptıklarını bilmediklerini, ama süreçle ilgili önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı bilgilerle konunun hikâyesini anlatacakları bir hazırlık içinde olduklarını söyledi. Öte yandan, “Elvahı Nakşiye’den Günümüze MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonları’ndan Seçkiler II” sergisi, Karaköy Antrepo 5’in girişinde yer alan Resim ve Heykel Müzesi (ICAM) Geçici Sergi Salonları’nda 21 Eylül’e dek sergilenecek. Sergide, Ali Avni Çelebi, Avni Arbaş, Eren Eyüboğlu, Hikmet Onat, İbrahim Çallı, Nazmi Ziya Güran, Hoca Ali Rıza ve Şevket Dağ’ın da aralarında bulunduğu 63 sanatçının toplam 92 eseri yer alıyor. 12. UlUslararası BodrUm Bale Festivali ‘Afife’nin dört rengi Kültür Servisi 12. Uluslara ilk Müslüman Türk kadını olan rası Bodrum Bale Festivali’nde Afife Jale’nin hayatı üzerine kurulu bir modern bale bu akşam “Afife” balesi sahnelenecek. İs Afife Jale’nin hayatını prodüksiyonu. Gösteride, Afife tanbul DOB’un sahne dört döneme bölerek Jale’nin hayatının dört leyeceği bale gösterisi saat 21.45’te başla anlatan bale gösterisi dönemini içeren ve bu yacak. Eser, 1919 yı Uluslararası Bodrum dört döneminin 4 ayrı lında Müslüman Türk Bale Festivali’nde dansçı tarafından canlandırıldığı, heyecan, kadınlarının sahneye çıkması yasak olan bir sahneye konulacak. zorluk ve aşk dolu bir “geçmişe dönüş” yoldönemde bütün olumsuzluklara karşın sahneye çıkan culuğuna çıkılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear