22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 NİSAN 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Dünün Zararını Bugüne Bırakma! Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre, 2014’ün Şubat ayı itibarıyla Türkiye’de faal kurumlar vergisi mükellefi sayısı 663 bin 429. Azımsanmayacak bir rakam. Şimdi bunları, yani “sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları”nı ilgilendiren kurumlar vergisi beyan dönemine yaklaşılıyor. Beyannamelerin verilmesi için 25 Nisan’a kadar süre var. Geçen yıl 355 bin 478 kurumlar vergisi mükellefi ticari kâr beyan ederken 242 bin 234 mükellef ise zarar göstermiş. Yaklaşık 332 bin kurumlar vergisi mükellefi 161,1 milyar lira kurumlar vergisi matrahı beyan etmiş. Görüldüğü gibi yüksek tutarlar söz konusu ve bu nedenle oldukça dikkatli davranılması gerekiyor. Şimdi gelelim dikkat edilecek noktalara... Geçmiş yıllar mali tabloları ve beyannamelerinde gösterilen zararların izleyen beş yıl içinde oluşan kârlardan mahsup edilmesi mümkün. Bu çerçevede 2013 yılı kurumlar vergisi beyannamelerinden 2008 ve sonraki yıllara ait zararlar mahsup edilebilir. Bu hakkı olmasına karşın, bilerek ya da bilmeyerek yararlanmayan mükellefler ise haklarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Örnekle açıklayalım… 2010 yılı zararı olmasına rağmen 2011 yılı kârından bu zararını mahsup etmeyen bir mükellef, 2012 yılı kârından da bu 2010 ‘Geçmiş yıl zarar mahsubu’ yılı zararını mahsup edemeyecek. Evet! Belki duyunca biraz ilginç gelebilir ama Gelir İdaresi ısrarla bu görüşün arkasında duruyor. Hatta daha da ilginci, 2011 yılı için düzeltme beyannamesi verilse bile 2010 yılı zararının mahsup edilemeyeceği savunuluyor. Bu durum özelgelerde dahi var. Örneğin, Gelir İdaresi’nin 3 Haziran 2011 tarih ve 210 sayılı özelgesinde, geçmiş yıl zarar mahsubunun bir “hak” olduğu, kullanılmaması durumunda ise bir daha yararlanılamayacağı yazar. Anlıyoruz ki, hakkın kullanılamama sebebi “hata” dahi olsa, Gelir İdaresi, bu mükellefleri affetmiyor. Oysaki geçmiş yıl zararlarının mahsubu, kanunda açık olarak düzenlenmiş. 5 yıldan fazla nakletmeyen geçmiş yıl zararlarının mahsup edilebilmesinin tek şartı ise mali tablolarda ve beyannamede Yasa neden var! gösterilmiş olması. Yani yasaya göre, bu şartı yerine getiren tüm mükellefler bu haktan yararlanabilir. Oysa sadece, fazla vergi alabilmek için önemli bir hakkın kanun hükmüne rağmen kısıtlanmasını anlamak mümkün değil. Üstelik bu hakkın, düzeltme beyannamesi verilerek kullanılabileceği yönünde yargı kararlarının bulunduğunu hatırlatmakta da fayda var. Özetle; Gelir İdaresi inadından vazgeçmiyor. O zaman mükelleflerin bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Eğer 2008 ve sonraki yıllardan gelen zarar varsa ve 2013 yılı kâr ile kapatılmışsa bu mahsup hakkı mutlaka kullanılmalı. Zaten 2008 yılı zararları için bu son hak. Ancak diğer yılların zararlarından yararlanılmazsa izleyen dönemde, kullanılmasına da izin verilmeyecek. Atasözündeki gibi bugünün işi yarına bırakılmamalı! Anayasal Hakları Kullanmak Suç Değildir Sevgili Cumhuriyet gazetesi emekçileri merhaba, Sizlere bu mektubu, Edirne F Tipi Hapishanesi’nden tutuklu öğrencilerden biri olarak yazıyorum. Hatırlarsınız, 18 Ocak 2013 tarihinde İstanbul da dahil 7 ilde yapılan baskınlar sonucunda birçok demokratik dernek, avukatlık büroları, evler basılmış ve 55 kişi bu baskınlar sonucunda tutuklanmıştı. Baskın, medyada “Avukatlara Yönelik Operasyon!”, “Örgüt Üyelerine Yönelik Baskın!”, “DHKPC’ye operasyon!” olarak verildi. Ardından bir dizi yalan haberle yapılan hukuksuzluklar örtbas edilmeye çalışıldı. Ben, yapılan bu baskınlar sonucunda Gençlik Federasyonu’nda gözaltına alındım ve 21 Ocak 2013 tarihinde tutuklandım. Benim ve beş arkadaşımın gözaltına alındığı Gençlik Federasyonu, gecenin bir vakti basılmış ve derneğin tüm eşyaları, kapıları parçalanarak kullanılamaz hale getirilmişti. Dernekten alındığımız anda ve sonrasında ise bizlere yapılan işkenceleri çok kez duymuşsunuzdur. Kaldı ki, polisin Gezi Parkı’nda direnen insanlara uyguladığı işkenceleri, HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarına parmak izi alımında yapılan işkenceyi, haberlerden de yakından izleyerek tanık olduk. Yapılan işkencelerin üzerinin kapatılması amacıyla gerçekdışı bir dizi haber yapılsa da, hiçbir şey yapılan baskınların hukuksuzluğunu, gayri meşruluğunu gizleyemedi. Gizlenemeyen bir şey de tutuklananların, bu ülkenin devrimcileri, vatanseverleri ve halkın onurlu evlatları olmasıydı. Tutuklandığımız 21 Ocak 2013 tarihinden itibaren yaklaşık 10 ay hazırlanacak iddianameyi bekledik. Fakat “suçlamaları” öğrenebilmek, yalan ifadeleri görebilmek için bile aylarca beklememiz gerekiyor ülkemiz “adalet” sisteminde. Öyle ya, uzun bir süre iddianamede ne yazacaklarını düşünmüş olmalılar! 10 ay boyunca iddianameyi beklerken “herhalde iyi bir senaryo çıkarırlar” diye düşündük. Ama yanılmışız! Bu kadar beklemelerine rağmen adamakıllı bir senaryo bile hazırlayamamışlar. Savcı, önüne gelen polis fezlekelerinin aynısını iddianame diye bizlere sundu. Demokratik eylemlere katılmak, işkenceye karşı direnmek, Gençlik Federasyonu’nda bulunmak ya da üye olmak gibi meşru olan haklarımız bizlere “suç” olarak gösterildi. Bunları “suç” olarak gösterenlerin amacı elbette, sadece bizleri tutuklamak değildir. Halkı susturmak ve örgütsüz hale getirmektir amaçları ama başaramadılar. 2013 yılı her yönüyle direnişlerin çoğaldığı, halkımızın kazanımlarının arttığı bir yıl oldu. İddianamede yer alan “gizli tanık” ifadelerinin hiçbir gerçekliği yoktur. Baskının hemen ardından günlerce TV’lerde gösterilen “11 çelik kapılı kozmik oda” gibi ifadelerin, polisin bilinçli yalanlarından biri olduğunu 242526 Aralık tarihlerinde yargılanan halkın avukatları göstermişlerdir. “Kozmik oda” , “11 adet çelik kapı” gibi ifadeler medyada çokça gösterilse de iddianamede yazmamaktadır bile. Bir derneğin kapısı çelikten olsa dahi, bu asla “suç” olamaz. insanlarımız can güvenliklerini nasıl sağlayacaklar? Son olarak çalışmalarınızda kolaylıklar diliyor, bir kez daha selamlarımı gönderiyorum. Sevgilerimle Mahir Bektaş Edirne F Tipi Hapishanesi’ SOSYAL GÜVENLİK Kadın çalışana pozitif ayrımcılık en yakın merkezden, işyerine götürüp getirecek araç sağlamakla yükümlü. Ayrıca işyeri, işe alınmadan önce, çalışacak kadınların gece mesaisi için, işyeri hekiminden sakınca olmadığına dair sağlık raporunu da temin etmekle sorumlu. İşveren, işin devamı süresince, çalışanın özel durumunu, işyerinde maruz kalınan sağlık ve güvenlik risklerini de dikkate alarak işyeri hekimince belirlenen düzenli aralıklarla çalışanların sağlık muayenelerini yaptırmak durumda. Kadın işçinin kocası da işin postalar halinde yürütüldüğü aynı veya ayrı bir işyerinde çalışıyor ise kadının isteği üzerine, gece mesaisi kocasının çalıştığı gece postasına rastlamayacak şekilde düzenlemeli. Aynı işyerinde çalışan eşlerin aynı gece postasında çalışma istekleri de, işverence, olanaklar ölçüsünde karşılanmalı. SORU CEVAP Biliyoruz ki, çeşitli nedenlerden dolayı bazı işyerlerinde gece de çalışılıyor. Ancak yasaya göre özellikle kadın işçiler konusunda bazı özel düzenlemeler var. Pozitif ayrımcılık olarak tanımlanabilecek bu düzenlemelere göre, örneğin kadın işçiler her ne şekilde olursa olsun gece postasında yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamaz. Aynı şekilde servis konusunda da yasada bağlayıcı ifadeler var. Buna göre; posta değişim saatlerinde toplu taşıma araçları ile gidip gelme zorluğu bulunan işyeri işverenleri, gece çalıştıracakları kadın çalışanlara, ikametgâhlarına Askere giden işçiye kıdem tazminatı Üç yıldır çalıştığım işyerinden askere gideceğim için ayrılmak istiyorum. Tazminatımı alma hakkım var mı? Haydar Işık Askerlik nedeniyle işten ayrılan işçiye kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Askerlik sonrası aynı işyerinde çalışacak olmak bile bu hakkın önünde engel değildir. Sorularınız için malicozum@ismmmo.org.tr adresine eposta atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. İşin inceliği çok Yerel Seçimin Getirdikleri Perihan ERGUN 30 Mart 2014 günü yurt çapındaki yerel seçimde meydana gelen çatışmalarda ve bir de intihar olmak üzere 9 vatandaşımızın yaşamını yitirmesinin verdiği üzüntü dışında, bir başka olayın olmayışı az da olsa tesellimiz oldu. Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki muhtarlık adaylığı nedeniyle çıkan silahlı çatışmada iki vatandaşımız yaşamını yitirirken 4’ü ağır yaralı olmak üzere 13 kişinin de yaralandığı haberi ekranlara yansıdı. Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesine bağlı Yuvacık köyünde adaylığını koyan eski muhtarla yeni adayın akrabaları arasında çıkan kavgada 6 kişinin yaşamını yitirmesinin ortaya koyduğu ilkellik epeyce üzüntü verici oldu. İnsanlık ayıbı ve günahı sayılabilecek bu acımasızlıkların temelinde, çağdaş uygarlıkla eğitim eksiklikleri olan toplumun baş sorunlarından yattığı bilinirken, hâlâ daha Köy Enstitüleri gibi eğitim kurumlarının oluşturulamayışı kırsal kesimdeki vatandaşlarımızın haklarının yok sayılmasının sonucudur. HHH Yerel seçimlerde yurttaki tüm partiler yer aldıysa da sandıktaki oy oranlarıyla AKP, CHP, MHP, BDP, HDP ve Saadet Partisi öne çıkan partiler oldular. Halk arasında, 17 Aralık operasyonlarıyla iktidardaki AKP ile partinin dört bakanının rüşvet ve yolsuzluk suçlanmaları ve bunun sonucu yaşanan olaylar nedeniyle yerel seçimde iktidar partisinin oy kaybedeceği düşüncesi doğmuşsa da ben, RTE’nin meydan mitinglerinde gene mazlumiyetle mahrumiyete başvurarak gerçekdışı söylemlerinde Pensilvanya’daki eski dostu, yeni düşmanı Fethullah Gülen ve buradaki cemaatiyle ana muhalefetin birlikteliğini uydurduğu suçlamalarının, topladıkları kalabalıkları inandırma çabalarının etkin olacağını ve partisini aklayacağını tahmin ediyordum. Bu düşüncem seçimde aldığı oylarla doğrulandı. CHP’nin yıllardır seçimlerde kalesi sayılan Antalya’nın bile az farkla da olsa belediye başkanlığını AKP aldı. Öyle ki AKP, BDP’nin güçlü olduğu doğu ve güneydoğu yörelerinde de muhtarlıklarla belediye başkanlıklarına sahip olabildi. Buna karşın CHP, Trakya’da Kırklareli’nden başlayarak Edirne’ye kadar hemen hemen tüm il ve ilçeleriyle köylerinde belediye başkanlıklarıyla muhtarlıklarda ön sırada yer aldı. Bir de Çanakkale kıyılarından başlayarak tüm Ege kıyılarındaki yerleşimlerle halkın AKP’ye karşı birleşimiyle İzmir’in Kuvvayı Milliye ruhuyla M. K Atatürk’e bağlılığıyla, yıllardır efelikle sürdürdüğü CHP’liliği bu seçimde de etkin oldu. Bu kazanımlara karşı, yıllardır CHP’nin elindeki Aliağa, Ödemiş, Kemalpaşa, Menderes,Torbalı, Selçuk’la Kiraz ve Kınık gibi önemli kayıpları da üzüntü verici oldu. Bu kayıplar, CHP yönetimini yenilgi sebepleriyle çare aramaya yönlendirebilirse belki de yararlı olmuştur denebilir. Bunlar gibi, Mersin, Antalya, Adana gibi önemli yerler elden gitti. Ege ile Marmara’da önemli yeri olan Balıkesir, Samsun, doğuda partiye ve Atatürk’e bağlılığını meydanına diktiği eşsiz görüntü ve güzellikteki heykeliyle simgeleyen Artvin ve doğuda, güneydoğudaki kentlerle yurt çapında birçok ana kentlerin kaybı... yetmedi bir de Sayın Kılıçdaroğlu’nun Dersim adını yeğlediği kendi kenti Tunceli’de de BDP’nin kazanımı üzücü. CHP yönetiminin kişisel kaprislerinden vazgeçip, genel başkanlarının yanında, akıllarını başlarına toplayarak bu kayıpların nedenlerini saptamaları, bunu yaparken de halkla birlikte çareleri oluşturmalarını öneririm. Bu öneriyi partinin her kademesinde yıllarını vermiş olmam ve Atatürk’ün ilkelerini çizdiği Altı Ok’a bağlılığımla hak sayıyorum. CHP’nin Ankara adayı Sayın Mansur Yavaş 30 Mart akşamı sayımın başladığı anlardan beri seçimi kazandığı, Gökçek’in kaybetiğini söyleyerek savaşımını veriyor. Kazanmasını diliyorum. HHH Bilindiği gibi 2014’ün Ağustosu’nda Cumhurbaşkanlığı, 2015’te de genel seçim var. Hiç zaman kaybetmeden laik, demokratik sosyal cumhuriyetimizin, vatanımızın her türlü musibetten kurtarılması amacıyla ve gerçek nitelikleriyle ortaya çıkması için İstiklal Savaşı verircesine çaba göstermeliyiz. Aksi halde yok olup gideceğiz. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY T.C. ALADAĞ İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50’sine istekli bulunmadığı takdirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasmdan görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 25/03/2014 1. İhale Tarihi: 24/04/2014 günü, saat 11:50 12:00 arası. 2. İhale Tarihi: 09/05/2014 günü, saat 11:50 12:00 arası. İhale Yeri: Güney Kromları Madencilik A.Ş. Gerdibi Köyü civarı No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) 1 5.000,00 1 %18 1 Adet Seçme Bunkeri 2 10.000,00 1 %18 1 Adet 30 m tiritj kanalı 3 10.000,00 1 %18 1 Adet Prefabrik idari bina 4 5.000,00 1 %18 1 Adet Prefabrik işçi koğuşu 5 4.000,00 2 %18 2 Adet Konteynır kulübe 6 10.000,00 1 %18 1 Adet 60 tonluk TIR kantarı 7 6.000,00 1 %18 1 Adet Silindir öğütme makinası 8 20.000,00 2 %18 2 Adet silindir öğütme makinası (İİK. m.l 14/1,114/3) *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. 2013/216 TLMT. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 20861) SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Lokan 1 talarda şa 2 rap garsonu. 2/ Maksat... 3 Düz dam, ta 4 raça. 3/ Ara 5 lıksız yinele6 nen ve artık düşünmek 7 sizin yapı 8 lan eylem 9 lerin tümü... Maden kül 1 2 3 4 5 6 7 8 9 çelerinin eriti 1 E M P R İ M E S lip arındırılması. 2 M E EMA N E T 4/ Bir yerde otur 3 D E ma... Bir nota. 5/ 4 Z İ L Y E T İ S A C A L İ P Şinto dininde, iba5 K O L E F İ N det edenlerce tanrısal varlığa söy 6 L A S O O V İ T T A R AMA lenen sözler. 6/ 7 İ T E S Ş A N K Ateş... Doğu Ka 8 radeniz yöresinde, 9 A H E N K E Z A denizde kopan fırtınaya verilen ad. 7/ Kesintilerden sonra kalan miktar... Konuşmada sesin duyguları belirtecek biçimde çıkması. 8/ Yaprakları çay gibi haşlanarak içilen bir Güney Amerika bitkisi... Futbolda sayı. 9/ Sigortada yapılan değişiklikleri gösteren ve poliçeye eklenen belge. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Vatanı Orta Amerika olan, tatlı, kokulu ve beyaz etli bir meyve. 2/ Hatay yöresinde içliköfteye verilen ad... AleviBektaşi inancını dile getiren şiirlere verilen ad. 3/ Bataklık gazı... At yavrusu. 4/ Tıp dilinde “bere” anlamında kullanılan sözcük... Boru sesi. 5/ Denizlerin çekilmesiyle oluşan ve yurtlanmaya elverişli olan bölge. 6/ Meslek... Ateşli ve tehlikeli bir bağırsak hastalığı. 7/ Tibet sığırı... “Hile, düzen, tuzak” anlamında argo sözcük. 8/ Ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiş yasal ölçü modeli... Kemiklerin yuvarlak ucu. 9/ Muğla’nın bir ilçesi... En küçük sosyolojik birim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear