23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 MART 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Zirvede tape alarmı! MUHALEFETTEN TEPKİ YAĞDI FIRAT KOZOK ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’e ait olduğu öne sürülen ses kaydı, Ankara’ya bomba gibi düştü. Önce MGK’nin olağanüstü toplanacağı ifade edildi. Ancak bu bilgi hem Başbakanlık’tan hem de Köşk’ten yalanlandı. Ancak İstanbul’da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sinirlioğlu’nu Tarabya Köşkü’nde kabul ederek olayla ilgili bilgi aldı. İnternete sızdırılan skandal ses kaydı seçime 72 saat kala gündemi bir anda değiştirdi. Devletin zirvesindeki dört ismin Suriye sınırları içindeki Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi’ne yöne Bomba etkisi yaratan ses kaydının ardından Dışişleri alarma geçti, Gül, Sinirlioğlu ile görüştü Strateji Kurbanları Bu seçimlerin bir stratejiler, taktikler savaşı olduğu, Erdoğan ve iyice daralmış yakın çevresinin kimselere güvenememekten kaynaklanan yoksullaşmasının parada pulda değil, ama strateji ve taktikte yoksullaşma anlamına geldiği artık bellidir. Öfke ve panik hâkim oralarda. CHP’nin ise genişlemede sınır tanımadığı ortaya çıktı. Sonuç ne olur bilmiyoruz. Ama daralmanın mutlak yenilgi, genişlemenin de mutlak zafer vaat etmediği ortadadır. Genişlemenin onunla sınırlı olmamakla birlikte ağırlıklı olarak Cemaat’e doğru olduğunu, diğerlerinin “garnitür” tabir edilebileceği de belli bir şey. Peki, bu durum yalnızca bir seçim stratejisi ve taktiği olarak ele alınıp, “ustalığa” şapka çıkarmak mı gerekecek yoksa stratejiden öte ideolojik bir anlam da yükleyebilir miyiz? Belki de hüküm vermek için daha erkendir. Erken olmayan sosyal demokrasinin uzunca bir zamandır, sosyalden uzaklaşma, demokrasiyle pazarlık yapma doğrultusunda tüm dünyada bin dereden su getirdiğinin görülmesidir. Ortadoğulu sosyal demokratlarda esneklik evvel eski Batı’ya göre daha fazladır. Her yöne doğru ve şaşırtıcı bir hızla esneyebiliyorlar. HHH Türkiye’deki son esneme de bu kapsamda biraz şaşırtıcı olmuş, ama yine de “ustaca bir strateji ve taktik” olarak genel kabul görmüştür. Bilimsel sayılır mı bilmem ama stratejiler, hatta taktikler kimi zaman uygulayanı esir alır; girdiği kabın şeklini alan kum misali bir de bakarsınız iş işten geçivermiştir. Bu nedenle bir durum saptaması yapmak, sola mesafe koydukları için sevinen dostlarımıza kimi gerçekleri hatırlatmakta, en azından bir not düşmekte bugün işe yaramasa da gelecek açısından yarar var. HHH Cemaat, adı üstünde dini bir harekettir. Amaçlarını ulusal ve uluslararası çapta dile getirmiş, şekillendirmiş ve uygulamaya koymuş olan bu hareketin ılımlı görünen, Batı tarafından kabul edilebilir bir İslam modeliyle siyasete yön vermek istediği de sık sık söylenegelmiştir. Uzunca bir süre iktidar partisi AKP ile iç içe olmayı ustaca başarmış olan Cemaat’in yargıda, güvenlik güçlerinde ve bürokraside kök saldığı da herkesin bildiği bir gerçek. İktidar partisiyle ortaklığın yarattığı sinerji ile, bu arada ne tarih ne ideoloji bilen liberallerden de yoğun ve etkin destek alarak önünde duran engelleri temizlediğini, siyasetin her türlü kirli işte suç ortaklığı ile Silivri zindanını doldurduğunu da biliyor muyuz, biliyoruz. Gerçekten rafine bir işti. HHH İttifakın bozulması ile Silivri’nin de boşalması, sanıldığı ya da söyledikleri gibi Cemaat’i o kadar üzmemiştir. Maksat hâsıl olmuş, çok önemli kesimler dersini almış almayanların ise hesaba katılacak kadar ciddi bir güç olmadıkları varsayılmıştır. Hesapları bozan, ortağın “artık yeter, ortaklık da bir yere kadar, bundan sonra seninle işbirliği bana zarar verir, çok şey istiyorsun” demesi oldu. Sevinçte, tasada, kasette ve her türden dinlemede ortaklık bitince, silahşörler silahlarını bütün kovboy filimlerinde olduğu gibi birbirlerine çevirdiler. Esneklikte sınır tanımayan Cemaat’in zaman yitirmeden kendine yeni bir ortak araması ve “zindancı başı”, “Silivri gardiyanı” olduğunu unutturmayı başararak “sosyal demokrat” arkadaşlara yönelmesi, işte bu kıran kırana savaş günlerine rastlıyor. Arkadaşlar da doğrusu bu “fırsatı” strateji ve taktik açısından iyi değerlendirdiler. Sıkıntı “şu yakın geçmişi birdenbire nasıl da unuttunuz” meselesi değil, olur böyle şeyler, hatta milletteki AKP’den kurtulma umudu sizi her türden eleştiriden azade kılıyor da olabilir; asıl mesele, strateji ve taktiğin sizi esir alıp almayacağı, zaten sarsılmaya yüz yıldır teşne ideolojinizin 8.9’luk bir depreme dayanıp dayanamayacağıdır. Sola kulak vermeyi deneseydiniz daha iyiydi ya... Hadi bakalım, hayırlısı... ERDOĞAN: AHLAKSIZLIK, ADİLİK, NAMUSSUZLUK Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır mitinginde ses kaydının internette yayımlanmasına sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Bu Pensilvanya ihanet içinde. Youtube’a bir şey düşürdüler. Ulusal güvenliği ilgilendiren, Suriye ile ilgili bir görüşmeyi Youtube’a düşürdüler. Bu ahlaksızlıktır, adiliktir, namussuzlik saldırıyı değerlendirmek üzere yaptıkları görüşmeye ilişkin olduğu iddia edilen ses kayıtları internete düştü. Dışişleri Bakanlığı teyakkuza geçerken Ankara Eskişehir Yolu’ndaki bakanlık binasında böcek araması yapıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Van mitingi luktur. Bunların inine gireceğiz inine” diye konuştu. Ankara’daki alarm durumu gün boyu sürdü. Güçlükle tamamladığı Van mitinginin ardından akşamüstü de Diyarbakır’da seçmenlerine seslenen Erdoğan’ın akşam saatlerinde de ATV ve ATV Haber ortak yayınına katılması bekleniyordu. Ancak bu program iptal edildi. bir programı bulunmayan Cumhurbaşkanı Gül’ün, toplantıya katılan isimlerden Feridun Sinirlioğlu’nu Tarabya Köşkü’ne çağırdı haberi geldi. Köşk Sinirlioğlu’nun, resmi programda yer almayan yabancı bir konukla yapılacak görüşmeye katıldığı bilgisini verdiler. Ancak, dinleme kaydının ardından görüşmenin içeriğinin de değiştiği öğrenildi. ‘Düpedüz vatana ihanet’ EMİNE KAPLAN ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, savaş planı yapıldığı iddia edilen ses kaydının içeriğini “düpedüz vatana ihanet” olarak nitelendirdi. Eski Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, “Devletin çivisi çıkmış, devlet kimlere kalmış? Bu Türkiye’nin Suriye politikasının iflasının en üst düzeyde tescilidir” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu, bu seviyedeki kişiler arasında yapılan konuşmanın dinlenebilmesinin Türkiye’nin ulusal güvenliğinin ne kadar zorda ve tehlikede olduğunu gösteren çok ciddi bir tablo olduğunu vurgulayarak “Bu bilgiler kamuoyuna açıklanabiliyorsa yabancılar daha önceden bu bilgilere sahiptirler. Türkiye’nin güvenliği sıfır noktasındadır” dedi. Konuşmanın içeriğine bakıldığında yetkililerinin konuşmalarının “düpedüz vatana ihanet” olduğunu kaydeden Loğoğlu, “Bunun lamı cimi yoktur” dedi. Suriye’den Türkiye’ye yönelik bir saldırı tehdidi ve BM hukukunda öngörülen meşru savunma hakkını devreye girmesine neden olacak bir durumun olmadığını kaydeden Loğoğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Eğer Hakan Fidan’a atfedilen sözler doğruysa ‘gerekirse Suriye’ye yürümek için 45 tane füze atarız’ biçiminde alabildiğine vahim bir tablo. Bu hep kuşkulandığımız bir konuydu. Hükümetin radikal terör örgütüyle işbirliği yaptığı şeklindeki şüphemiz doğrulanmış oluyor. Bu uluslararası alanda da yankı yapacaktır. Gerekçe oluşturarak Suriye’ye saldırmak, Türkiye’nin uluslararası meşruiyeti ve uluslararası hukuku hiçe saydığı bir anlayışın ifadesidir yapılan bu konuşmalar.” Devletin güvenliğini korumak için öteden beri görev yapan MİT’in bugün iktidarın maşası haline geldiğini, Türkiye’nin güvenliğini korumak yerine, hiçe sayarak bu güvenliği tehlikeye atan ve riske sokan bir MİT Müsteşarı’nın olduğuna dikkat çeken Loğoğlu, “Derhal istifa etmelidir. Bu konuşmaların arka planını oluşturan Başbakan, vatana ihanet ediyor” dedi. CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan da “Savaş ilanını bile göze almış bir adam yönetiyor bizi. Son çıkan kayıtlardan sonra savaş suçları mahkemesinde yargılanacağını düşünüyorum. İnanın Ali İsmail’in kafasını tekmeleyen ayak onun ayağıydı” diye konuştu. Eski MHP Genel Başkan Yardımcısı, Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, “Her bakımdan devletin çivisi çıkmış” değerlendirmesini yaptı. Böyle hassas bir toplantının dinlenebilmesinin başlı başına bir rezalet olduğunu vurgulayan Bölükbaşı, “Devlet kimlere kalmış, ona üzülüyorum. Bu Türkiye’nin Suriye politikasının iflasının en üst düzeyde tescilidir. Suriye’ye girmek için saldırtacaksınız. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor” diye konuştu. AKP’den istifa eden İzmir Milletvekilleri Ertuğrul Günay ve Erdal Kalkan, TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında, “Sadece siyaset kurumuyla ilgili değil, devlet yapısıyla ilgili çok vahim, çok yönetilemez bir noktada olduğumuz kaygısını taşıyoruz. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenliğinin ciddi biçimde zafiyet altında olduğunu gösteriyor” dedi. İnternete düşen ses kayıtlarında vahim açıklamalar yapıldığını ifade eden Günay, MİT Müsteşarı ve Dışişleri Bakanı’nın istifasını istedi. Böcek araması sırasında kısık sesle konuştuğu sırada ortaya çıkan görüntünün ardından devletin zirvesinin Milli Güvenlik Kurulu’nda bir araya geleceği ileri sürüldü. Ancak bu bilgi önce Başbakanlık, ardından Cumhurbaşkanlığı tarafından yalanlandı. Ancak daha sonra bir son dakika haberi yine Köşk’ten geldi. Günü İstanbul’da geçiren ve herhangi Davutoğlu: Savaş ilanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu kendisi, Müsteşar Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler arasında geçtiği belirtilen ve Suriye’ye savaş planının konuşulduğu iddia edilen internetteki ses kaydıyla ilgili olarak, “Açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletine savaş ilanıdır” dedi. Ses kayıtlarını “siber saldırı” olarak nitelendiren Davutoğlu, “Bu saldırıyı yapanlar en şiddetli şekilde cezalandırılacaktır” açıklamasında bulundu. Hükümet kanadı söz konusu ses kayıtlarıyla ilgili olarak “vatan hainliği” savunmasını yaptı. Davutoğlu, Kütahya’da yaptığı açıklamada, “Bu ses kaydının muhteviyatıyla ilgili herhangi bir yoruma ihtiyaç duymuyoruz, tahrif edilmiş yönleri var. Ama esas itibarıyla bu ses kaydına mevzu teşkil eden bu toplantıyla ilgili böyle bir müdahalede bulunulmuş olması, açık bir siber saldırıdır. Suriye’ye giden yardım TIR’larına dönük operasyon, daha sonra Sayın Başbakanımız başta olmak üzere birçoğumuzun, bakanların son derece kritik devlet görevi yürüten yetkililerinin telefonlarının ve ortam dinlemesinin yapılması, açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletine savaş ilanıdır” dedi. Dışişleri Bakanı, ses kayıtlarını ‘siber saldırı’ şeklinde değerlendirdi Süleyman Şah Türbesi ‘Radikal örgütlerle işbirliği’ Dışişleri Bakanlığı: Tahrifat var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, Suriye ile savaş planı yapıldığını gösteren ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile üst düzey güvenlik bürokratlarının katıldığı toplantıya ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını ‘tahrif edildiğini’ savunarak doğruladı. Dışişleri Bakanlığı, “Birtakım terör unsurlarının tehdidi altındaki bir vatan toprağını gerektiğinde savunmak amacıyla ilgili kurumlar arasında değerlendirmeler yapılması devletin asli görevleri arasında olan doğal bir uygulamadır” açıklamasını yaptı. Açıklamada ses kaydına konu olan adresin “Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun makamı” olduğu bilgisi de verildi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, şöyle denildi: “Söz konusu toplantıda Türkiye’nin, herhangi bir saldırı karşısında Süleyman Şah Saygı Karakolu’nu savunma yönündeki iradesinin tam olduğu ve Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun ve orada görevli personelimizin korunmasını ve emniyetini teminen, ihtiyaç duyulduğunda gereken adımların kararlılıkla atılacağı teyit edilmiştir. Dışişleri Bakanı makamı gibi devletin en hassas güvenlik konularının ele alındığı bir mekânda gerçekleştirilen çok gizli mahiyetteki böyle bir toplantının izlenerek görüşmelerin kamuoyuna servis edilmesi Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik alçakça bir saldırı, bir casusluk faaliyeti ve son derece ağır bir suçtur.” Açıklamada, ses kaydının yayınının Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı siber ve elektronik saldırının boyutunu gözler önüne serdiği belirtildi. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında “Ses kayıtlarının, bugün (27 Mart) internet üzerinden sosyal medya aracılığıyla bazı bölümleri tahrif edilerek yayımlandığı görülmüştür” ifadeleri kullanıldı. Suriye sınırında gerilim sürüyor Dışişlerinde, Türkiye’yi Suriye ile savaşa sokacak planların internete sızmasının yarattığı şok sürerken bölgeden de uçak düşürmenin ardından yükselen gerilimin sürdüğü bilgisi geldi. TürkiyeSuriye hudut bölgesinde, “Hava Muharebe Devriye Görevi” icra eden iki adet Türk F 16 uçağı, Suriye’ye ait bir adet SU24 uçağının Yayladağı / Hatay güneyinde sınıra doğru yaklaşması üzerine böltimizle ilgilidir, Türkiye’nin geleceği ile bekası ile ilgilidir. Her şeye tahammül edebiliriz ve düşünebiliriz, bekleyebiliriz ama bir insan eğer bunu devletini batırmak, milli güvenliği zaafa uğratmak, bizi bir başka ülkeyle savaşa sokmak amacıyla yapmışsa Allah onların bin kere belasını versin. Hukuk karşısında bunun suçluları bulunur ve onlardan hesap sorulur. Bunu düşman bile yapmaz. Düşmandan daha alçak olan bu insanları Rabbim inşallah bulmamızı nasip eder” dedi. geye yönlendirildi. Ancak Suriye’ye ait söz konusu hava aracı, sınıra 1.4 deniz mili kala geri dönerek bölgeden uzaklaştı. Dört adet F 16 ile TürkiyeSuriye hudut hattı boyunca devriye uçuşu yapılırken ise Suriye’de konuşlu SA2, SA5 ve SA8 füze sistemleri Türk uçaklarına kilitlendi. Suriye’ye ait füze sistemleri, Türk uçaklarına radar kilidi atarak toplam iki dakika 20 saniye sürede 14 kere taciz etti. mizle ilgili bir görüşmenin içeriğinin bu şekilde açıklanması doğrusu alçakça bir saldırıdır. Bu, vatana ihanet değilse başka ne olabilir ki?” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “17 Aralık Başbakan’ın ve AKP hükümetinin olmamasına yönelik bir hareketken 27 Mart ise Türkiye siyaset tarihine devletin bekasıyla alakalı ve devamıyla alakalı bir konuyu tehdit etme tarihi olarak geçecek” dedi. Orman ve Şu İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise Afyonkarahisar’da ses kayıtlarıyla ilgili “Devletin en üstü bakanından, Genelkurmay’ına ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı’na kadar dinleyerek bunları YouTube’a düşürerek birilerine servis yapmak en büyük casusluktur” dedi. ‘Lahey’de yargılanır’ ‘İflasın tescili’ ‘Güvenlik zaafiyet altında’ Toplantıda Süleyman Şah Türbesi’ne dönük askeri tedbirlerin, güvenlik tedbirlerinin ele alındığını ileri süren Davutoğlu, güvenlik toplantısını illegal dinleyenlerin Suriye rejimi ve El Kaide ile işbirliği içinde olduğunun aşikâr olduğunu söyledi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Ben bir şey söylemiştim. Bir karşı casusluk operasyonudur demiştim, değil mi? Bazıları bunun gerçek olmadığını düşünüyordu. Şimdi bunlar gösterdi ki bu yolsuzluk değil, doğru mudur? Süleyman Şah’la, Suriye ile ilgili bir görüşmede yolsuzluk olur mu? Olmaz. Bu nedir, bu devlete karşı, karşı istihbarat yapmaktır” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ses kaydına ilişkin olarak, “Bugün yapılan alçaklık, devle rejimiyle ‘Suriye işbirliği içinde’ ‘Hesap sorulur’ Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ise “Milli güvenliğimizin bu kadar tehdit altında olduğu bir dönem ben hatırlamıyorum. Devletin bakanlığında yapılan çok gizli, milli güvenliği tehdit ‘Böyle hatırlamıyorum’ ‘En büyük casusluk’ CHP’DEN SORU ÖNERGESİ CHP, skandal ses kayıtlarını soru önergesi ile TBMM gündemine taşıdı. CHP Milletvekili Mehmet Şeker, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu sorulara yanıt istedi: “Suriye ile savaşa girebilmek ve bu savaşa gerekçe oluşturabilmek için devletin istihbarat teşkilatının ülkemize Suriye’den füze atmayı, ülke topraklarını bombalamayı ya da Suriye’deki toprağımıza saldırmayı planlayabilmesinin bir izahı var mıdır? Ülkemiz topraklarını ve vatandaşlarımızı hedef alan bu kanlı senaryonun ardındaki amaç nedir?” YouTube da kapatıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler arasında geçtiği belirtilen ve Suriye’ye savaş planının konuşulduğu iddia edilen ses kaydının yayımlanmasının ardından video paylaşım sitesi Youtube hakkında da erişim yasağı getirildi. Hükümet, Twitter’ın ardından video paylaşım sitesi Youtube’u da kapattı. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB), Youtube’un kapatılmasına ilişkin kararında, “5651 sayılı Yasa uyarınca yapılan teknik inceleme ve hukuki değerlendirme sonucunda bu internet sitesi (youtube.com) hakkındaki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 27 Mart 2014 tarih ve 490.05.01.2014.48125 sayılı kararına istinaden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından idari tebdir uygulanmaktadır” denildi. Ayrıca TİB, söz konusu tapeleri yayımlayan bazı haber sitelerine de yazı göndererek savaş planı yapıldığı iddia edilen ses kayıtlarının ivedilikle kaldırılmasını talep etti. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) yapılan yazılı açıklamada da 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Yasa’nın 7. maddesinde “…milli güven Soruşturma başlatıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Suriye’ye savaş konulu ses kaydının internette yayımlanmasıyla ilgili soruşturma başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüteceği soruşturmaya “Anayasal düzene karşı işlenen suçlar” bölümü bakacak. “Casusluk” suçlaması kapsamında yürütülecek soruşturmanın açılması talimatını da Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Fethi Şimşek verdi. Şimşek, yasal dinlemelerden sorumlu olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) ilk başkanı olması bakımından da önem taşıyor. 7.5 yıl TİB Başkanlığı yaptıktan sonra, 1 Aralık 2012 yılında kendi isteğiyle savcılık görevine geri dönen Şimşek, TİB Başkanlığı’nın ardından HSYK tarafından önce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne atanmış, ardından da Mayıs 2013’te Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevlendirilmişti. RTÜK’ten yasak geldi liğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir” hükmünün yer aldığı belirtildi. Açıklamada, “Söz konusu kanun hükmü kapsamında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç imzasıyla 27 Mart 2014’te RTÜK Başkanlığı’na gönderilen 318535941714 sayılı yazı ile sosyal medyada yer alan Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı ve askeri yetkili kişilerin konuşması olarak iddia edilen ses kaydıyla ilgili olarak geçici yayın yasağı getirilmesinin uygun görüldüğü bildirilmiştir” ifadesine yer verildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear