Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER ‘Birlikte yaptık’ mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon ve Balyoz davasının avukatlarından Celal Ülgen, eski İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in bu davalarda tutuklama talimatlarının Başbakan Tayyip Erdoğan’dan geldiği yönündeki açıklamasını, “Cemaat Başbakan’a ‘sen ne kadar kaçarsan kaç, bu işlerin tümünü birlikte yaptık’ diyor” sözleriyle değerlendirdi. İstanbul merkezli Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlarda görev alan dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Yılmazer’in önceki akşam Bugün TV’ye yaptığı açıklamalar yankı uyandırdı. Yılmazer Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv, Şike operasyonlarında tutuklama Avukat Ülgen, Yılmazer’in açıklamalarının cemaathükümet ittifakının göstergesi olduğunu belirtti: Gizli tanık: Cemaat zorladı Haber Merkezi Başbakan’a suikast planlandığından TÜSİAD’ın basılacağına kadar Ergenekon davasında gizli tanık olarak verdiği ifadelerle dikkat çeken Engin Bağbars, “Paralel örgüt, cezaevinde psikolojik baskı yaparak beni gizli tanık olmaya zorladı” dedi. Sabah gazetesine konuşan Bağbars, “Tekirdağ Cezaevi’nde Fethullahçı bir yapılan ma var. Bize, ‘Ergenekoncuların aleyhinde gizli tanıklık yapın, ifade verin, kurtulun’ diyorlardı. Aylarca psikolojik baskı yaptılar, aç bıraktılar. O şartlarda kim olsa benim yaptığımı yapardı.. Herkesin ajanları var içerde. Diğer gizli tanıkları da bu yöntemlerle sanıkların aleyhine yalan ifade vermeye zorladıklarını düşünüyorum” diye konuştu. 17 Aralık’a kadar yargıya etki eden tek kişi Başbakan’dı.” Daha Ne Kadar Orada? Bunu bilemeyiz tabii, dün sosyal medyada, eğer Türkiye bir devlet, bir ülke, bir millet ise.. Bu ülkede eğri büğrü de olsa bir sistem varsa.. Bu ülkede vicdanın, adaletin, saf dinsel inanışın sesi varsa, 56 ay daha sabredin.. Bunlar yoksa, zaten Türkiye de yoktur, biçiminde bir mesaj attım. Bazı izleyiciler 56 ay daha mı yanıtıyla tepkilerini belirtti... Devletin, iktidarın tepelerinde ve içerisinde, bunca yolsuzlukların ve keyfi yönetimin ayyuka çıkması.. Ataşehir’de bazı değerli arsaların “kendisine sormadan” satışını yasaklaması.. Kendisine bunca yıl en yüksek derecede siyasi hizmet etmiş, poposundan ayrılmamış bazı akademisyengazetecileri bir telefonla kapı önüne koydurması.. patron hakkında namussuz ve adamına işe yaramazsın dediği iddiaları.. Tabii paralar, paralar ve paralar.. Eski bakanları için, daha hiçbir yargılama olmadan hepsi suçsuzdur, masumdur sözleri... Ve daha neler... Ne olursa olsun, gerçek, dedikodu vb.. Bunca ağır yükün omuzlarına bindiği bir kimsenin ne liderliği kalır ne ülke yönetiminde söz sahipliği... HHH Hey, arkadaşlar! Ben evrensel bir siyaset gerçeğinden bahsediyorum... Salt ülkemiz gerçeğinden değil.. Türkiye, küresel dünyanın, siyasetin, ekonominin, kültürün bir parçası ise eğer, evrensel gerçek çok fazla gecikmeden Türkiye’de de hükmünü yürütür.. Yürütecektir demiyorum, yürütür diyorum... Bunun aksini kimse bana anlatamaz. Sadece “zaman” üzerinde konuşur ve tartışırım... lar dahil her şeyin Erdoğan’ın talimatı ile olduğunu söyledi. Ergenekon ve Balyoz davasında çok sayıda sanığın avukatlığını üstlenen Ülgen, bu açıklama ile cemaatin bu davalardaki kumpası aklama peşinde olduğunu söyledi. Yılmazer’in açıklamalarından bunu anladığını dile getiren Ülgen, “Cemaat Başbakan’a sen ne kadar kaçarsan kaç, bu işlerin tümünü birlikte yaptık di yor. Bu çıkardığımız ikinci sonuç” dedi. Yılmazer’in bu davalardaki sahte ihbarları ve delilleri inkâr ettiğini vurgulayan Ülgen, “Ali Fuat Yılmazer, Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna başka kişinin rehberinin yüklendiğine ilişkin belgeye ne diyecek? En somut şekilde üretilmiş sahte delil Çelebi olayıdır. Bu davada Yılmazerler doğru tek iş yapmamışlar” diye konuştu. Başbakan’ın bu davaların sanıkları için “tutuklayın” dediği iddiasını yorumlayan Ülgen, şunları kaydetti: “Bu bir itiraftır. Bir dönem cemaatle iktidar işbirliği yaptı. Bu dönemde yargı Başbakan’a tam biat etti. Bazı emirleri ondan aldı. Ne yazık ki cemaatle iktidar arasındaki kavga başladı, ondan sonra Başbakan’ın yargıya hiçbir gücünün yetmediği anlaşıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ise Yılmazer’in açıklamalarını TBMM gündemine taşıdı. Oran, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a şunları sordu: “Hükümetinizin yararlanabileceği kimi sansasyonel davaların soruşturma aşamasında kimlerin gözaltına alınıp tutuklanacağına Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu olarak sizler mi karar verdiniz? Hurşit Tolon, İlker Başbuğ, Mustafa Balbay, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanması kararını Bakanlar Kurulu’nda mı aldınız yoksa Erdoğan tek başına mı verdi?” Oran: Talimatı kim verdi? THY Genel Müdürü kızı için YÖK’e ricada bulundu iddiası Topçu’nun kızına özel kontenjan Haber Merkezi “Başçalan” adlı Twitter hesabından dün yayımlanan ses kayıtlarında, THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ile YÖK üyesi Maliye Bakanlığı Müsteşarı Naci Ağbal’a ait olduğu öne sürülen konuşmalar yer aldı. Kayıtlarda, Dubai’de üniversite öğrenimi gören kızının İstanbul Teknik Üniversitesi’ne yatay geçiş yapmasını isteyen Topçu, Ağbal’a kızı için kontenjan artırması ricasında bulunuyor. Kamuoyunda “Alo Fatih” diye adlandırılan Habertürk Yönetim Kurulu Başkanı görevinden ayrılan Fatih Saraç’ın ağabeyi Yekta Saraç’ın da durumdan haberdar olduğunu söyleyen Topçu’nun, Ağbal’a YÖK Başkanı ile konuşararak konuyu halletmesini söylediği ileri sürülüyor. Görüşmede onay alan Topçu’nun konuşma sonunda “Gerisini biz hallederiz” dediği öne sürülüyor. Habersiz arsa satan TOKİ Başkanı’na fırça İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dün yayınlanan ses kaydında TOKİ Başkanı Haluk Karlıbel’e Ataşehir’de kendisinden habersiz satılan bir arazi için fırça atarak “Bu tür şeylerde özellikle kupon yerlerin (bulunduğu bölgedeki en değerli arazi) satışında benden okey alacaksın. Benden onay almadan bunların satışını yapmayacaksın” dediği öne sürülüyor. Kayıtta Erdoğan olduğu iddia edilen kişi Karlıbel olduğu öne sürülen kişiyle Ataşehir’de BİAT inşaat şirketine satılan arazi ile ilgili konuşuyor. Ses kaydına göre Erdoğan Karlıbel’e arazinin ne zaman, ne kadara satıldığını, kaç taksidin ödendiğini sorarak konuyla yakından ilgileniyor. Erdoğan’ın “Eski dediğin kaç aylık?” diye sorduğu Karlıbel’in de “Senelik diyebiliriz efendim” açıklaması üzerine Erdoğan’ın “Yok canım eğer senelikse zaten hepten yandık” dediği öne sürülüyor. Erdoğan’ın gerekirse satışın iptal edileceğini söylediği savunuluyor. Egemen Bağış’a ‘Bakaramakara’ protestosu İstanbul Haber Servisi Hakkındaki yolsuzluk iddiaları üzerine görevinden istifa eden eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın ortaya çıkan ses kayıtlarında Kuranıkerim’le dalga geçtiği savunuldu. Bağış’a ait olduğu öne sürülen ses kaydında, eski bakanın, gazeteci Metehan Demir’e “Kitapçık yok lan, Google’a gir Kuran’da atıyorum kardeşlik, Kuran’da nankörlük, Kuran’da bilmem ne diye search yap (arat), hepsi çıkıyor. Oradan beğen bir tane salla gitsin” dediği iddia edildi. Twitter’da Başçalan hesabı tarafında paylaşılan ses kaydında, Metehan Demir olduğu öne sürülen kişi, sabahın erken saatinde attığı tweet’in 13 kişi tarafından paylaşıldığını söylemesi üzerine Bağış olduğu iddia edilen kişi “Ben sabah 5’te çaktım bir tane. 150 kişi RT etmişti. Cumayı cıma yazmışım düzeltip 8.20’de yeniden attım manyak” diyor. Demir’in “Her kim ki Egemen Bağış’ı sevmez, Allah en kısa zamanda onun belasını verir Bakara 159” sözlerine de Bağış’ın gülerek karşılık verdiği duyuluyor. Aydın Doğan ile birlikte katıldıkları bir toplantıdan bahsederken de Demir’in “Her kim ki Aydın beyin o zor gününde onun yanında olur, o Allah’tan her istediğini alır. Bakara 164. Bakara iyi ya. Tövbe ya Rabbim çarpılacağız şimdi” ifadesini kullandığı savunuluyor. Egemen Bağış da yine kahkahalarla gülerek “Makara iyi” ifadesini kullanıyor. İnternete düşen ses kaydında kullanılan ifadeler büyük tepki yarattı. MHP Fatih İlçe Teşkilatı üyeleri, Kuran’daki bazı ayetlerle dalga geçilmesini protesto için Bağış’ın İstinye’deki evinin önüde toplandı. MHP Fatih İlçe Başkanı Ali Çolak, “Makara yaptıkları Bakara Suresi’nin 14. ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: ‘Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, iman ettik derler. Kendi Şeytan’la baş başa kaldıklarında ise söyledikleri şudur; Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki biz alay edip duran kişileriz der.’ Bu ayetten yola çıkarak bu zatın hangi dine mensup olduğunu öğrenmeye geldik. Kendi partisinden azle Eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın İstinye’deki evinin önüde toplanan MHP Fatih İlçe Teşkilatı üyeleri, Bağış’ı protesto etti. MHP’liler Bağış’ın partisinden azledilmesini istedi. Dışarıdan gelen 243 milyar dolar Sandığa ve yeterince insanın neden RTE’nin arkasında durduğu konusuna gelince.. Bu sosyolojik, iletişimsel ve ekonomik açılardan üzerinde durulması gereken bir konudur. Olayın ekonomisi konusunda öncelikle bazı şeyler söyleyebiliriz. Öncelikle şu: Borç harç içindeki seçmenin önemli bir kesimi “iktidar bozulunca göreceli ekonomik istikrar da bozulur, işlerimiz bozulur, borca batarız...” gibi, yakın geçmiş belleğindeki kriz ve çöküşlerle karşılaştırmalar var. Bu tutumunu da kim çalmıyor ki, tutumuyla, kendini ve vicdanını haklı çıkartıyor. Hayır, böylesini Türkiye hiç yaşamamıştı, bunu da bilmesine rağmen! Türkiye 243 milyar dolar borçlu dışarıya.. İç borcu da 117 milyar dolar. Daha çok bankalar üzerinden yapılan borçlanma, tüketimkonut kredileri olarak içeriye pompalanıyor. Bir tüketim toplumu yapıldı ülke bu borç parayla.. İstanbul’da 100’ü aşkın AKPAVM’si bunun kanıtı. İnşaat olarak pompalanan bir ekonomi ve konut satışları.. Bunun sonucu: AKP döneminde yurttaşın borç artışı şöyle: Yayımlanan bir ses kaydında Kuranıkerim’le dalga geçtiği iddia edilen eski bakana tepki yağdı ‘Hemen istifa etmeli’ dilmesini bekliyoruz” diye konuştu. Kayıtlara tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili emekli müftü İhsan Özkes’te Meclis’te düzenlediği basın toplantısında “Dini, kitabı, hafife almak, alaya almak, din ile Kuran ile matrak geçmek küfürdür, bunu yapan kâfir olur. Bunu söyleyen kişi Müslümanlıktan çıkar. Bu iddia doğruysa, azıcık şerefi, azıcık onuru, bir iman kırıntısı, zerre kadar bir inancı varsa derhal önce Allah’a tövbe etmeli, hiç beklemeden istifa etmelidir” dedi. Kaydın yayımlanmasından sonra Bağış, Twitter’da açıklama yaparak farklı zamanlardaki konuşmalarının montajlandığını ileri sürdü. Bağış “Konuşmanın tamamını benim yaptığımı düşünerek incinen tüm iyi niyetli kardeşlerimden hassasiyetle özür dilerim” dedi. Demir ise “Farklı zamanlarda Arapça konuşan Alman taklitleri dahil farklı konuşmalarımı gizlice dinleyip montajlayanları Allah’a havale ediyorum” ifadelerini kullandı. Tüketici kredi borcu 241 milyar lira Twitter’dan özür Ses kaydında yine rüşvet iddiaları l Kredi kartı borçları 19 kat arttı, tüketici kredileri 109 kat arttı.. Geliri ise sadece 3.9 kat arttı! Dışarıdan gelen paralar, ne kadarı bilmem, kullanıcı olarak yurttaşın bütçesinde borç olarak gözüküyor. AKP iktidarı, geçmiş hükümetlerin 56 yılda kullandıkları paranın, 50 milyar özelleştirme geliri dahil, iki katını kullandı: 1 trilyon 697 milyar dolar (Faik Öztrak’ın hesaplamaları, bunun 1 trilyon 286 milyar doları vergi geliri). l 2013 Kasımı’nda, yurttaşın kredi kartı borcu 82 milyar TL olarak açıklanmıştı. l Tüketicilerin son 4 yılda kredi kartından çektiği nakit tutarı 107.7 milyar lira oldu. l BDDK açıklamasına göre tüketici kredileri, 15 Kasım 2013 tarihi itibarıyla 2012 sonuna göre yüzde 24.3 artarak 241.4 milyar liraya ulaştı. Tüketiciler 2013’te 47.3 milyar TL tüketici kredisi kullanırken, 27.5 milyar TL de nakit çekmiş... Sarraf istemiş Güler ‘sürmüş’ Haber Merkezi Sosyal medyada son sızdırılan ses kayıtlarında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, rüşvet karşılığında “emniyet müdürlerinin yerini değiştirmek” ve işadamı Rıza Sarraf’ın kardeşini Türk vatandaşlığına geçirmekle suçlanıyor. “Haramzadeler333” adlı Twitter kullanıcısı tarafından paylaşılan yeni ses kaydının; 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında İçişleri Bakanlığı görevinden istifa eden Muammer Güler, oğlu Barış Güler aynı operasyon kapsamında tutuklanan ve sonra tahliye edilen Rıza Sarraf arasında geçtiği iddia ediliyor. İddialara göre Rıza Sarraf “rahatsız olduğu” polis müdürlerinin isimlerini Muammer Güler’e iletiyor ve takibini de Barış Güler ile yapıyor. Muhammer Güler ile Rıza Sarraf arasında geçtiği belirtilen konuşmada, şirketlerinin MASAK ve Maliye tarafından takip edilmesine yol açan Emniyet Müdürü Orhan İnce’yi şikâyet ediyor. Sarraf’ın takibe alınmasıyla ilgili olarak “Evlat acısı gibi koydu” demesi üzerine Muammer Güler ise, Orhan İnce olduğu iddia edilen kişi ilgili olarak Sarraf’a, “O işi sen merak etme. O p..ge onun sana yaptığı, çektirdiğini ben ondan katbekat burnundan fitil fitil getiririm” diyor ve küfürlerine devam ediyor. Başka bir görüşmede ise Barış Güler, Sarraf’a Orhan İnce’nin sürüldüğü bilgisini veriyor. Gülerler arasında geçen başka görüşmede ise baba Güler, “Kardeşinin işi imzalandı” haberini oğlu Güler’e iletiyor, oğul Güler de bu habere “Çok sevinecek” cevabını veriyor. Babaoğul Güler’in bahsettiği imza konusunun, Sarraf’ın kardeşinin 1 milyon TL rüşvet karşılığı Türk vatandaşlığına geçirilmesiyle ilgili olduğu iddia ediliyor. Yolu yordamı bakalım nasıl bulunacak? Ekonominin genel durumu başka bir yazıya, bugünkü konumuz, yurttaşın istikrar bozulursa benim durumum ne olur, korkusunun maddi temellerini ortaya koymak. Dışarıdan parakredi akışı aksarsa, bu borçlu yaşamın sağladığı malkonuttüketim malı edinme saadet zinciri, bir şekilde kopar. AVM’leri nelere dönüştürürler bilemem. Borçlu yurttaş ne yapar onu da bilemem. Çünkü borcunu borçla yönetiyor yurttaş... HHH Şüphesiz, yurttaşın “vay rüşvetçiler, utanmazlar” diyerek iktidarın kuyruğunu hemen çekmeye yanaşmamasına neden olarak, yukarıda bazı ekonomik gerçeklere vurgu yaptım. Buna başka şeyler de ekleyebiliriz tabii ki, iktidarın yurttaşa sağladığı bazı maddi küçük yararların ve sadaka devlet yardımlarının sürmesi.. gibi. Şunu da ekleyelim: Rüşvet ve yolsuzluk, belki Türkiye’de iktidarın bu bataklığı şeklinde olmasa bile, dünyanın sorunu. Ama Türkiye gibi bir ülkede, böyle bir iktidarın ve RTE’nin liderliğinin sürdürülebilirliği yakın vadede hiç yoktur ve olamaz. Ülkemizde, seçmeyenlerce, kendisinden bu kadar nefret edilme yüksek derecesine ulaşmış başka bir lider belki de olmamıştır. Son söz: Türkiye ikiye bölünmüş olarak yaşayamaz, yaşaması mümkün değildir, özetle RTE’nin de iktidarını sürdürmesi mümkün değildir... Bunun yolu yordamı, çözümü bakalım nasıl üretilecektir?.. ‘Dış komplo iddiasına inanmıyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “‘Türkiye’yi yıkmak isteyenler var’ gibisinden komplo iddialarına inanmıyorum. 10 sene boyunca bizi göklere çıkaranlar şimdi bizi tenkit ediyorsa onları Türkiye düşmanı ilan etmek üçüncü dünya söylemidir” dedi. Danimarka yolculuğu sırasında uçakta gazetecilere konuşarak son yaşananlar için “Rahatsızım, üzülüyorum. Türkiye’ye yakışmıyor” diyen Cumhurbaşkanı, seçim sonucundan bağımsız olarak reform süreci talebini dile getirdi. Gül, “paralel yapı” tartışmalarıyla ilgili olarak da “Paralel yapı oldu tabii. Ancak buna müsaade edilemez” ifadelerini kullandı. Gündemden düşmeyen yolsuzluk tartışmaları konusunda “Hiçbir şaibe bırakılamaz. Ne gerekiyorsa şeffaf bir biçimde soruşturma yapılır, hukuki süreçlerin hepsi çalıştırılır ve çalışması gerekir de” diyen Cumhurbaşkanı, Berkin Elvan, Burakcan Karamanoğlu ve polis Ahmet Küçüktağ’ın ölümüne ilişkin de eski Türkiye manzarasının ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Gül, “Cenazelerle ‘bir o taraftan bir bu taraftan’ gibi bir algı oluşuyor. Ama çok şükür ki babalar, anneler bunu hemen yıktılar” dedi. u Cumhurbaşkanı Gül: 10 sene bizi göklere çıkaranlar şimdi tenkit ediyorsa onları Türkiye düşmanı ilan etmek üçüncü dünya söylemidir Alevilerden Gül’e Berkin tepkisi Danimarka Alevi Birlikleri Federasyonu, geçtiğimiz hafta başında temaslarda bulunmak üzere Danimarka’ya giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü Kopenhag şehir meydanında protesto etti. 17 Mart Pazartesi günü Danimarka Sanayi Odası’nda düzenlenen İşadamları Formu’na katılan Gül’ü protesto eden federasyon üyeleri, ‘Berkin’in alamadığı ekmeği Bilal’e yedirmeyiz’ dövizleri taşıdı. Gül ve heyetin salona girişi sırasında da, protestocular ellerinde ekmek ve ayakkabı kutularını havaya kaldırarak slogan attı.