25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 MART 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 422 AYKUT KÜÇÜKKAYA Swissotel ve arazisini satın alan işadamı Hüsnü Özyeğin’e Danıştay’dan “kötü haber” geldi. İstanbul 7. İdare Mahkemesi, Özyeğin’in şirketinin “422 milyon TL” ile kazandığı Swissotel ve arazisi ihalesini eksik rekabet nedeniyle iptal etmişti. Özyeğin’in şirketi Anadolu Japan Turizm A.Ş. yerel mahkemenin kararına Danıştay’da itiraz etti. Danıştay 13. Dairesi, Özyeğin’in şirketinin “itiraz dilekçesini zamanında vermediği gerekçesiyle” reddederek yerel mahkemenin ihaleyi iptal eden kararını onadı. Danıştay’ın kararında “Yerel mahkemenin kararının 12 Temmuz 2012’de Özyeğin’in şirketine tebliğ edildiğine; şirketin mahkemenin iptal kararına 7 Eylül 2012’ye kadar yapması gereken başvuruyu 23 Kasım 2012 tarihinde (tebliğden 130 gün sonra) yaptığına” dikkat çekildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Ekim 2009’da satış kararı alınan Swissotel ve arazisi için 2010’da 420 milyon lira muhammen bedelle çıkılan ihaleyi Hüsnü Özyeğin’in aynı zamanda otelin kiracısı durumunda olan şirketi, Anadolu Japan Turizm tek katılımcı olarak katıldı. İhaleyi, işadamı Hüsnü Özyeğin’in patronu olduğu Fiba Holding’e ait olan Anadolu Japan Turizm 422 milyon TL’ye kazandı. Firma aynı zamanda 15 Şubat 2032 tarihine kadar otelin üst kullanım haklarına sahipti. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye meclis üyeleri Serdar Bayraktar, Hakkı Sağlam ve Tuncer Özyavuz’un açtığı davada İBB ve Özyeğin’in şirketi Anadolu Japan Turizm, davaya müdahil olup, meclis üyeleri milyonluk unutkanlık! nin davayı açma yeterliliklerinin olmadığını ve belirlenen muhammen bedelin üstünde satış yapıldığını belirterek mahkemenin davayı reddetmesini istedi. İstanbul 7. İdare Mahkemesi ise satışta rekabet koşullarının oluşmadığına karar vererek ihaleyi iptal etti. İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin kararını Özyeğin’in şirketi temyize götürdü. Danıştay 13. Dairesi Özyeğin’in şirketinin başvurusunu “süresinde yapılmadığı” gerekçesiyle reddederek yerel mahkemenin kararını onadı. Danıştay 13. Dairesi’nin 11 Kasım 2013 tarihli kararı Mart 2014’te tebliğ edildi. Kaçarı Yok... Dün sabah bindiğim otobüste 70 yaş üstü bir grup bağıra çağıra kavgaya tutuşmuşlardı... Halkımız toplum içinde siyasi duygularını saklama eğilimlidir. Hele de çoğu sakallı, ileri yaştaki dedelerin birbirlerine bu kadar bağırdıkları bir tartışmaya hiç tanık olmamıştım... İzlenilerimdeki yanılgı payımı saklı tutarak kabaca dindar kesimden olduklarını, her cümlelerinde Allah’ın adını geçiriyor, kimi inanç üzerinden vurgulamalar yapıyor olmalarına bağlıyorum... Tartışmanın başını da duymamıştım, ancak kabaca Erdoğan’ın mı, Gülen’in mi haklı olduğu üzerinden bir çerçevede, sandıkta verilecek oylar üzerinden gibiydi... Sonunda Başbakan Erdoğan, seçim kampanyasının da odağı olan büyük hizmetler üzerinden savunmalarla, suçlamalarda odaklanıyordu... Bir taraf yolsuzluklar, hırsızlıklar, günahkârlıkların cezasının verilmesi gerektiğini, diğer taraf Cumhuriyet tarihinden bu yana görülmemiş hizmetlerin esas ölçü olduğunu; yolsuzluk, hırsızlık varsa da Başbakan’dan, iktidardan hesap sorulamayacağını savunuyor, cezalandırma, oy verme tezlerinde direniyorlardı... Tartışma öylesine gürültülü, uzlaşmaz, öfkeli dozlara vardırılmıştı ki uzun süre gülümseyerek dinlemeyi seçen çoğunluktan “Yeter artık, susun; bağırmayın, kafamızı şişirmeye hakkınız yok..” itirazları yükselerek baskın çıktı... Tartışanlar sonunda oylarını bildikleri gibi kullanacaklarının, sandıkta ders vereceklerinin altını çizmeyi unutmayarak tartışmaktan vazgeçtiler. Anlamlı kafa sallamalarla oturdukları yerleri değiştirerek aynı tezlerin taraftarları olarak aralarında bu kez sessiz, kavgasız konuşmalarını sürdürdüler... Daha önceki iktidarları paylaşım kavgasındaki keskinliğin tabana inmeyeceği, sandığa yansımayacağı tezlerini çürütebilecek bir sonuç tablo oluşturdular... Altı çizilmesi gereken asıl önemli ayrıntı Allah’ın adını ağızlarından düşürmeyen, görüşlerini inanç tartısıyla açıklayan tartışmacıların karşılarındakileri günahkârlıkla suçladıkları fiillerde işlerine geleni var, gelmeyeni yok saymalarıydı... ErdoğanGülen yandaşlarının en üst düzeyde yaptıkları tartışmalar tabana da inmiş, kimileri için özel hayata bulaşma, kimilerine göre de hırsızlık, yolsuzluk sadece günah gerekçesi olmuştu.. HHH Sandığa nasıl yansır? Siyasallaşmış İslamcı oylar sandıktan nasıl dağılır? Yerel seçimlerde ne kadarı ile ölçülebilir?.. Hesaplaşmakta olan iki eski ortak, şimdi kanlı iki cephenin güncel takaslarındaki gelgitlerinde, hele de yerel seçimlerde ne kadar sağlıklı ölçülebilirliği de bir yana... 17 Aralık’tan bu yana yaşanan gelişmelerin sonuçlarının asıl bu seçimler sonrası çok daha hızlı olacağını, henüz önyargılarımızla algılayamasak da görme noktasına geldik de geçtik bile... Anlaşılmaz cümlemi biraz daha anlaşılır kılmaya çalışmalıyım... Bu işin kaçarı yok artık.. Bu yazıyı yazmaya çalışırken Meclis’te yapılmakta olan sert tartışmaların sonucu gibi, referandum ölçeğinde önemsenen yerel seçim sonuçlarının dahi 17 Aralık sonrası ilk günlerdeki beklentiler kadar anlamı, işlevi kalmadığını düşünüyorum... Erdoğan, iktidarları cephesi besbelli cemaatten beklemedikleri darbe karşısında öylesine gafil avlandılar ki... Ülkemizde ve dünyada yapılmakta olan “Bu kavga her iki tarafa da zarar veriyor” genel değerlendirmesinin doğru olması başka, atılan her adımla iktidar cephesinin artık iktidarda kalabilmesinin koşullarının giderek zorlaştığı gerçeği çok başka... Meclis’teki parmak çoğunluğu ile Meclis’te hesaplaşmayı durdurmak, yargı, Emniyet, eğitim kadrolarındaki operasyonlarla başlatılmış yolsuzluk, rüşvet operasyonlarını işlevsiz kılmak, sandıktaki oy oranı ile de aklanmak artık olanaksız... Olsa olsa yoğun bakımda, hastayı yaşama çevirme olanağı, koşulları yoksa, makinelerle ömrünü uzatmak kadar çaresiz adımlar olacak... En eksikli gediklisi de olsa bu ülkenin Cumhuriyetle başlamış bir demokrasi geleneği var... En kötüsü ile yürütülebilecek, toplumsal duyarlılıkların zayıf olması hallerinde bile hukuk devleti düzeni, demokrasilerde iktidarları yaşatma koşullarının olmazsa olmazları vardır... Belleklere kazınmış kutu kutu paralar, kasalar, evlerdeki algılanması güç sıfırlı birikimlerin gerçekten sıfırlanması için izlenmiş yollar üzerinden bu kadar çok suçüstü olmuşsa... Suçüstü olanların hesap vermedikleri örnekler yaşanamaz. Tarihte, dünyada örnekleri yoktur... İktidarları en kötü demokrasi, hukuksuzluk örneklerinde olmayan yöntemlerle hesap vermekten kaçıştaki her haksız, hukuksuz atağı ile, iktidarlarını çok daha geniş cepheli olarak suçlu, hesap verecek konuma düşürmektedirler... İşin içinden sıyrılmak, hesap vermemek uğruna öyle yanlış adımlar atıldı, öyle yanlış çatışmalar üretildi ki... Bu işin artık gerçekten kaçarı yok... Yemin ettirilen, biat ettirilen mitinglerdeki kalabalıkların, oy vereceklerini söyleyen seçmenlerin “helal olsun” demeleri bile yetmeyecek... Swissotel ihalesini iptal eden yerel mahkemenin kararına Hüsnü Özyeğin’in şirketi itirazda gecikince Danıştay kararı onadı. 10 Türk bankası topun ağzında Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, 10 Türk bankasını olası bir not indirimi için izlemeye aldı. Negatif izlemeye alınan bankalar; Akbank, Asya Katılım Bankası, Şekerbank, Ziraat Bankası, Türk Ekonomi Bankası, Garanti Bankası, Halkbank, Türkiye İş Bankası, Vakıflar Bankası ve Yapı ve Kredi Bankası oldu. Moody’s, bankacılık sisteminin, ileriki 1218 ay boyunca, büyümedeki yavaşlama, fonlama maliyetlerinin artması ve politik riskler nedeniyle zorlu bir döneme girdiğini vurguladı. Türk bankalarındaki varlık kalitesinin ve kârlılığın zayıflayacağına işaret etti. Türkiye’nin bu yıl yüzde 2.5 büyüyeceğini tahmin eden kuruluş, Türk bankalarındaki fonlama masraflarının 2013’e göre 400 baz puan arttığını belirtti. Açıklamada Türk bankalarının karşılaştığı zorlukları şiddetlendiren “iç siyasi karışıklığa” işaret edildi. ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley de Türkiye’de kutuplaşmanın derinleştiğine işaret ederek, bunun yatırımlarla özel tüketimi olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Morgan Stanley, Türkiye için büyüme tahminini de 2014’te 2.5’e, 2015’te 3.9’a düşürdü. Yaşlanmaya az kaldı Ekonomi Servisi Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı geçen yıl yüzde 7.7’ye çıktı. Yaşlı nüfus 5 milyon 892 bin kişiye ulaştı. TÜİK’in “2013 Yılı Yaşlılar İstatistikleri”ne göre, bu oranın 2023’te yüzde 10.2, 2050 yılında yüzde 20.8, 2075 yılında yüzde 27.7’ye çıkacağı tahmin ediliyor. Yaşlı nüfusun en yüksek oranda bulunduğu il, yüzde 16.7 ile Sinop olurken en düşük oranda bulunduğu il yüzde 2.8 ile Hakkâri oldu. Türkiye’de toplam nüfusun artış hızı 2013’te binde 13.7 iken yaşlı nüfusun artış hızı binde 36.2 oldu. Geçen yıl 100 çalışanın bakması gereken yaşlı sayısı 11 olurken, bu sayının 2030’da 19’a yükselmesi bekleniyor. Birleşmiş Milletler’in tanımına göre, bir ülkedeki yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 810 arasında olması o ülke nüfusunun “yaşlı”, yüzde 10’un üzerinde olması ise “çok yaşlı” olduğu anlamına geliyor. Buna göre; Türkiye’nin 2023’te “çok yaşlı” nüfus yapısına sahip ülkeler arasında olacağı tahmin ediliyor. Verilere göre, 2012’de en yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla Japonya (yüzde 24.4), Almanya (yüzde 21.1) ve İtalya (yüzde 20.8) olurken Türkiye (yüzde 7.5) 91. sırada yer aldı. Türkiye’nin 2013’teki ortanca yaşının 30.4, dünya nüfusu için ortanca yaşın 29.4 olduğu belirtildi. Dünyada en yüksek ortanca yaşa sahip ilk üç ülke Monako (50.5), Japonya (45.8) ve Almanya (45.7) oldu. Türkiye, bu sıralamada 104. sırada yer aldı. Yaşlı nüfusta yoksulluk oranı 2011’de yüzde 17 iken 2012’de yüzde 18.7’ye yükseldi. Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyet bazında incelendiğinde, kadınların erkeklerden daha yoksul olduğu görüldü. 2012 verilerine göre, yoksul yaşlı erkek nüfus oranı yüzde 17.7 iken yoksul yaşlı kadın nüfus oranı yüzde 19.4 oldu. İki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masraflarını karşılayamayan nüfus oranı 2012’de yüzde 56.1 iken bu oran yaşlı nüfusta yüzde 57.3 oldu. T ürkiye’nin yaşlı nüfus oranının 2023’te yüzde 10.2’ye yükselerek “çok yaşlı” nüfus yapısına sahip ülkeler arasında yer alacağı tahmin ediliyor. TÜİK verilerine göre 2013’te yüzde 7.7 olan oran 2050’de yüzde 20.8’e, 2075’te yüzde 27.7’ye çıkacak. Çocukların oyun ülkesi KidZania KidZania’da çocuklar isterlerse gerçek simülatörlerle pilotluk, isterlerse itfaiyecilik, isterlerse hastanede cerrahlık yapabiliyorlar. SERBEST PİYASA ALIŞ ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını 2.2220 3.0910 3.6880 2.5310 95.40 626.64 SATIŞ 2.2260 3.0960 3.7050 2.5460 95.75 639.91 çiliğini, itfaiyeciliği, Ekonomi Servisi cerrahlık ya da asisSon zamanlarda saİlki Meksika’da kurulan ve oradan hızla tan doktorluğu deneyıları artmaya başladünyaya yayılan KidZania eğlence ve yimleyebiliyor, duvayan çocuklar için oyun eğitimi birlikte yürüten 10 bin ra tırmanıyor, gazetecennetlerine KidZania cilik, dedektiflik yapada katıldı. metrekarelik bir çocuk kenti. biliyor ya da üniversitede Çocukların eğlenerek eğiderslere katılabiliyor. tilmesi fikrini temel alan MekOrtalama 60 iş biriminde sikalı bir girişimci olan Xavier Lopez Ancona’nun 1996’da oluşturan 14 yaş altı çocuklara 90’dan fazla mesleki alanda Mexico City’de ilk örneğini ya kapılarını açan KidZania’ya, rol alabiliyor. Bu sırada yakrattığı KidZania, dünyadaki 13. 20 milyon doları aşkın bir ya laşık 350 üniversite öğrencisi ülke ve 16. şehir olarak İstanbul tırım yapıldı. Yılda 600 800 onlara rehberlik yapıyor, yönlendiriyor. Çocukların ülkesinAcıbadem’deki Akasya Yeni bin ziyaretçi bekleniyor. KidZania, çocukların boyut de geçerli para birimi KidZos. Nesil Yaşam Kompleksi’nde faaliyete geçti. Akkök Gru larına göre ölçeklendirilmiş Seçtikleri bir işte çalışıp Kidbu, Yıldız Holding, Sinpaş ve bir çocuk kenti. Bir havaalanı Zos kazanabiliyor, bunları harDoğuBatı Grubu ortaklığın terminalinden ülkeye giriş ya cayabiliyorlar. Bankada hesap da 10 bin metrekareye yakın pan çocuklar, simülatörlerler açıp KidZos biriktirebiliyor ya dev bir alanda, ana hedefini le uçak pilotluğunu, inşaat iş da hesaptan çekebiliyorlar. MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 100 JAPON YENİ DÖVİZ ALIŞ 2.2212 2.0198 0.41358 3.0919 3.6875 2.5340 0.34861 1.9859 7.8559 0.37119 0.59228 2.1817 SATIŞ 2.2252 2.0330 0.41562 3.0975 3.7067 2.5503 0.35222 1.9948 7.9587 0.37369 0.59334 2.1961 20 MART 2014 EFEKTİF ALIŞ 2.2196 2.0105 0.41329 3.0897 3.6849 2.5302 0.34837 1.9786 7.7381 0.37093 0.58784 2.1736 SATIŞ 2.2285 2.0452 0.41658 3.1021 3.7123 2.5541 0.35303 2.0024 8.0781 0.37455 0.59779 2.2044
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear