23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 2014 CUMA 8 HABERLER Fezlekeler için olağanüstü mesai ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında 4 eski bakanla ilgili fezlekelerin genel kurulda milletvekillerinin bilgisine sunulması için 18 Mart’ta “olağanüstü” toplantıya çağrılması başvurusunu, 132 milletvekilinin imzasıyla dün TBMM Başkanlığı’na sundu. CHP, fezlekelerin incelenmesinin engellenmesi girişimi nedeniyle “genel görüşme” de istedi. Olağanüstü toplantının yapılacağı gün Meclis’te olacaklarını söyleyen AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “TBMM Başkanı, fezlekelerle ilgili üst yazıyı okutup klasörleri savcılığa ya iade etmeli ya da soruşturma komisyonu kurulmadan incelemeye açmamalıdır” görüşünü savundu. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi “Biz olağanüstü toplantı olan günde fezlekelerin TBMM’de okunarak buna ilişkin belgelerin de dosyaların da milletvekillerinin bilgisine sunulmasını Meclis Başkanımızdan bekliyoruz. Sayın Meclis Başkanı’nın fezlekeleri Genel Kurul’a okutup ilgili dosyaları ve belgeleri de milletvekillerinin bilgisine sunma dışında bir seçeneği bulunmamaktadır” görüşüne yer verdi. TBMM Başkanı Çiçek’ten, anayasa hükmüne uygun hareket etmesini isteyen Hamzaçebi, “Fezlekeleri okumamak, onun ekindeki bilgi ve belgeleri, dosyaları milletvekillerinin bilgisine sunmamak bir anayasal suçtur. Bu suçu işleyen Meclis Başkanı meşruiyetini yitirir” diye konuştu. Hamzaçebi, bakanlar hakkında, Hüsamettin Cindoruk’un TBMM Başkanlığı döneminde Meclis’e gönderilen fezlekelerle ilgili uygulama örneklerini göstererek, burada “konuya ilişkin Başbakanlık tezkereleri okutulup, ayrı ayrı Genel Kurul’un bilgisine sunulduktan sonra başkanlığımızda bulunan dosyalar milletvekillerinin tetkikine (incelemesine) açılacaktır” dendiğine dikkat çekti. Hamzaçebi, TBMM Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantısında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da hazır bulunacağını söyledi. Hamzaçebi, klasörlerin soruşturma komisyonu kurulması durumunda incelemeye açılacağı iddialarının sorulması üzerine, “Bu Genel Kurul’un iradesini ipotek altına almak olur. Bunun anlamı ‘biz bunları gizleyeceğiz, açıklamayacağız, kendimize göre bir soruşturma komisyonu oluşturacağız, bu olayı kapatmak üzere o komisyona vereceğiz, bu olayı kapatacağız’ olur” diye konuştu. Olağanüstü toplantı çağrı dilekçesini CHP milletvekillerinin imzaladığını ifade eden Hamzaçebi, diğer muhalefet partileri ve bağımsız milletvekillerinin de kendilerine olağanüstü toplantıya katılarak destek verme konusunda “irade beyanı”nda bulunduklarını ifade etti. Korku Duvarı Aşılırken... Başbakan’a Berkin Elvan’ı sormaya bir tek gazeteci cesaret edebildi. O da “Berkin” ismini, “Döviz kuru etkilenir mi” cümlesi içinde kullanabildi. Cevap şöyle geldi: “Etkilenmez. Türkiye bunları aştı.” Bu cevap, Başbakan’a yakıştı. HHH “El üstünde tutulmak için illa tabuta mı girmek gerekiyor” diye yazmıştı Elvan, Facebook mesajında... Hangi ülkede, 15’inde bir delikanlı, kişisel hesabına yaşamı değil ölümü, sevdayı değil tabutu yazar ki? Ancak ölümün kutsandığı ülkelerde olur bu... Ancak zulmün hükümranlığında çocuklar polis tarafından beyninden vurulur, uluorta dövülür, işkencede öldürülür. Ancak zulmün iktidarında çocuklar, başında fişek yarasıyla, kendilerinden ağır tabutlarla gömülür. Ancak zulmün diyarında katiller soruşturulmaz, yargılanmaz, cezalandırılmaz. Tersine kullanılır, “Destan yazdınız” diye sırtları sıvazlanır, kollanır. Ve haklı çıkar Berkin; tabuta girdiğinde, yüz binlerce el üstünde taşınırken... HHH Öfke, boğuyor bizi, çocukluğumuzdan vuruyor. 15 yaşındaki Berkin’in ölümünden taşan öfke, 22 yaşındaki Burakcan’a kıyıyor. 84 doğumlu, 8 aylık evli polis Ahmet Küçüktağ’ın canına mal oluyor. Vicdanını yitiren bir iktidar, ülkeyi cenazelerde, sloganlarda, gözyaşlarında bölüyor. “Sizbiz” kavgası, “Hepimiz” hissini kaybettiriyor. HHH İktidarını kaybetmemek uğruna nefret söylemi yaymayı, ülkeyi ateşe atmayı tercih eden bir Başbakan’ın eseri bu... Gezi’de bir AVM aşkına koruluğu yıkmayı, yapamadığı AVM’nin intikamını, isyan eden gençlerden almayı seçen ve aldığı onca dini terbiyeye rağmen 15’lik bir çocuğun ardından bir “Allah rahmet eylesin”i esirgeyen bir liderin eseri... Gördünüz işte; son ana kadar, üzüntü beyan etmemekte direndi; hepimiz körpecik yiten bir çocuğun acısıyla kıvranırken o, bir kelime olsun etmedi. Neron edasıyla, kendi çıkardığı yangını uzaktan seyretti. “Zulmün artsın ki, zevalin çabuk gelsin” sözüne inananlar, içten içe sevindi. Biz, yitip giden o çocuklar, birbirini gırtlaklayan gruplar, bu ülkeden umudunu kesen insanlar adına kahrolduk. Başbakan’ın kindar neslinden olmadığımızdan, ayırt etmedik ağlayacağımız cenazeleri; Berkin için de, Burakcan için de, Ahmet için de gözyaşı döktük. Katillerini övmedik. Âleme kefenin cebi olmadığını söylerken eve para depolayanlardan değildik, o yüzden, “Neyse ki borsa etkilenmedi” de demedik. HHH Berkin’in cenazesinde gördük ki, böyle düşünenler yalnız değil... Dışlanmadık; tersine, Gezi’den beri ilk kez yeniden bir araya gelip Başbakan’ı ve onun gibi düşünenleri dışladık. Vicdanları cüzdanlardan fazla önemseyenlerin çoğunlukta olduğunu dosta düşmana hatırlattık. Korku duvarını hep birlikte aştık. Hayali “faiz lobileri”nin, “vaiz lobileri”nin yapamadığını, misketleriyle birlikte gömülen bir çocuğun cansız bedeni yaptı. Başbakan’ın o meşhur karizmasını dağıttı. Bize insanlığımızı hatırlattı. Her lider, kendi finalini yazar. Erdoğan, pek kötü yazdı. Dileyelim ki hesap günü geldiğinde bu halk, onun kadar merhametsiz olmasın. Türkiye’nin kötüye gittiğini düşünenler arttı, halk sansüre itiraz ediyor Toplum karamsar 290 polisin görev yeri değişti Birini Fizan’a FIRAT KOZOK diğerini Hizan’a... Haber Merkezi “Başçalan” isimli Twitter hesabı tarafından YouTube üzerinden yayımlanan son ses kaydında İçişleri Bakanı Efkan Ala ile İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’un görüştüğü öne sürülüyor. O dönemde Başbakanlık Müsteşarı olarak görev yapan Ala, İstanbul’un yeni emniyet müdürü Altınok’tan rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından Emniyet’te başlayan tayin ve atama depremiyle ilgili olarak bilgi alıyor. Görüşmesinde Altınok, “Sayın Başbakan’ın belirttiği iki adamı özellikle ayırdım. Bir tanesini Fizan’a, bir tanesini Hizan’a; ulaşamayacakları, evlerinden barklarından uzak yerlere gönderdim” dediği iddia ediliyor. Konuşmanın devamında eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in durumundan da bahseden Altınok’un, “Yarın da Ali Fuat’ın altındaki arabayı değiştireceğim. Oturduğu lojmanı boşalttırıcam” demesi üzerine Ala’ya ait olduğu öne sürülen ses “Alın alın hepsini” talimatını veriyor. O müdürler mi? İZMİR/KARABÜK (Cumhuriyet) Emniyet’te görevden almalar hız kesmiyor. Geçen haftalarda göreve getirilen İzmir Emniyet Müdürlüğü Celal Uzunkaya, aralarında komiserlerin de bulunduğu 223 polisin görev yerlerini değiştirdi. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla İzmir merkezli liman yolsuzluğu operasyonunun ardından, İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde önce şube müdürlerinin yeri değiştirilmişti. Daha sonra da İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın yerine Sami Uslu, bir ay sonra da onun yerine Celal Uzunkaya getirilmişti. Uzunkaya, dün 223 polis memurunun görev yerlerini değiştirdi. Bununla birlikte, kentte yaklaşık bin polis memurunun görev yerleri değiştirilmiş oldu. Karabük Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada da 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun ilgili maddeleri kapsamında personelin çeşitli birimlerde istihdam edilmek üzere 64 amir ve polis memurunun görev yerinin değiştirildiği bildirildi. Karabük Emniyet Müdürlüğü’nde daha önce de 7 şube müdürü, 1 şube müdür vekili ve 1 polis merkezi amirinin görev yeri değiştirilmişti. ANKARA Metropoll Araştırma’nın “17 Aralık Sonrası Türkiye ve Çankaya’nın Seçimi” başlıklı son kamuoyu yoklamasına göre son genel seçimlerde AKP’ye oy verdiğini ifade edenlerin yüzde 19’u, toplam seçmenin de yüzde 48’i, bir önceki yıla göre düşünce ve ifade özgürlüğünün azaldığını düşünüyor. 26 ilde 1505 kişi ile yüz yüze yapılan anketten satırbaşları şöyle: Türkiye kötüye gidiyor Ankete göre “Türkiye kötüye gidiyor” diyenlerin oranı yüzde 52.6’ya ulaşırken “Türkiye iyiye gidiyor” diyenlerin oranı ise 34.1’de kaldı. Ülkenin kötüye gittiğini düşünenlerin oranı ocak ve şubat aylarında Aralık 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Alo Fatih’e destek yok Ankette katılımcılara “Alo Fatih” tartışmasıyla gündeme gelen Başbakan Erdoğan’ın medyaya müdahalesi konusundaki görüşleri de soruldu. “Başbakan’ın medyaya müdahale ettiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna, katılımcıların yüzde 58.5’i “Evet” yanıtını verirken “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 33.8’de kaldı. AKP seçmeninin yüzde 33.1’inin de bu soruya “Evet” diye yanıt vermesi dikkat çekti. Medyaya müdahaleye itiraz Katılımcılar “Başbakan’ın medyaya müdahale etmesini doğru bulur musunuz?” sorusuna da çok yüksek oranda “Hayır doğru bulmuyorum” yanıtını verdi. Toplam katılımcıların yüzde 68.4’ü müdahaleyi onaylamadığını açıkladı. Müdahaleyi onaylayanların oranı ise yüzde 22.1’de kaldı. 12 Haziran genel seçimlerinde oyunu AKP’ye verdiğini açıklayanların yüzde 40.4’ü müdahaleyi doğru bulduğunu açıklarken yüzde 45.3’ü bu durumu onaylamadığını açıkladı. AKP’li seçmen de tepkili Katılımcılara yöneltilen “Cumhurbaşkanının internetle ilgili yasayı onaylamasını doğru buluyor musunuz, bulmuyor musunuz?” sorusuna yüzde 61.9’luk kesim “doğru bulmuyorum” yanıtını verirken “doğru buluyorum” diyenlerin oranı yüzde 23.6’da kaldı. Son genel seçimlerde AKP’ye oy verdiğini açıklayanların yüzde 37.9’u da da düzenlemeye itiraz etti. İçişleri Bakanı Efkan Ala ‘17 Aralık kararlarını verdik’ Sezer’e çirkin İSTANBUL (DHA) Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Esenler Kültür Merkezi’nde partililerle istişare toplantısına katıldı. Burada konuşan Müezzinoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışmalarına da değindi. Müezzinoğlu, “Yeni yeni tuzaklar yeni tezgâhlar. Ayışığı, Sarıkız, Balyoz, cumhuriyet yürüyüşleri, Danıştay hadiseleri... Ondan sonra geldi cumhurbaşkanlığı seçimlerine. Cumhurbaşkanını siz seçemezsiniz. Niye? Bugüne kadar kararı hep biz verdik. Siyasi parti liderlerini tespih gibi dizdik masaya. 5 tane siyasi parti genel başkanına dedik ki siz tanımasanız da olur. Milletin tanımaması zaten hiç önemli değil. Ahmet Necdet Sezer diye bir saksı, sizin önünüze koyarız siz de seçersiniz. Emrettiler ve seçtirttiler” dedi. benzetme Konuşmalarda, Altınok’a ait olduğu öne sürülen “Bir tanesini Fizan’a, bir tanesini Hizan’a gönderdim” dediği müdürlerin Sancaktepe’ye gönderilen organize şubeden sorumlu emniyet müdür yardımcısı Mahir Çakallı ve Silivri’ye gönderilen mali şubeden sorumlu emniyet müdür yardımcısı Hamza Tosun olduğu iddia edildi. Çakallı, Sancaktepe’den deniz şubeye, buradan da Şükrü Balcı Polis Okulu’na gönderildi. Tosun ise Arnavutköy Polis Okulu’na tayin edildi. Organize şube müdürü Nazmi Ardıç ve mali şube müdürü Yakub Saygılı ise müdüriyet emrine alındıktan sonra Şükrü Balcı Polis Okulu’nda görevlendirilmişti. Görevlendirmelerle 4 müdürün kadrosu İstanbul Emniyeti’nden çıkarılıp polis okullarına geçmişti. Hâkim: Rahat olun, korkmam İstanbul Haber Servisi Attığı bir tweet nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın suç duyurusunda bulunduğu ve hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan 4 aydan 2 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Levent Pişkin’in yargılandığı davaya hâkimin sözleri damgasını vurdu. Hâkim Cemil Gedikli’nin, “17 Aralık arama, yakalama kararlarını verdik” ifadeleri dikkat çekti. Pişkin duruşmada, “Başbakan hakkında yani cinsel yönelimime hakaret ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuyorum. Beraatımı talep ederim” dedi. Yargıç Cemil Gedikli ise delillerin toplanmış olduğunu ve dosyayı karara çıkarabileceğini kaydetti. Bunun üzerine avukatlar süre istediklerini söyledi. Yargıç Gedikli de, “Davayı uzatmaya gerek yok. Daha önce çok karar verdim. Tarafların makam yüksekliği ya da sizin kalabalık olmanız hiçbir şey ifade etmez. Ne sizden, ne de makamlardan korkarım. Mahkeme olarak 17 Aralık arama, yakalama kararlarını verdik. Kararın lehinize veya aleyhinize nasıl olur bilmiyorum. Dosyanın içeriğine göre karar veririz” diye konuştu. Mahkeme, tarafların istedikleri süreyi vererek duruşmayı 25 Mart’a erteledi. Duruşma sonrasında sözleri sosyal paylaşım sitelerinden yayımlanan Hakim Cemil Gedikli basın mensuplarının sorusu üzerine, şunları söyledi: “Dosyayı esas hakkındaki savunmayı yapmak için ertelemek istediler. Ben de ertelemeye gerek olmadığını, duruşmanın tekliği prensip olduğunu hatırlatarak bugün karar verebileceğimi söyledim. Onlar da ‘bana hazır mısınız’ dediler. Sanki ‘böyle bir şeye karar verebilir misiniz? Cesaret edebilecek misiniz’ der gibiydiler. Ben onlara ‘rahat olun siz, savunmanızı yapın ben karar veririm’ anlamında söylemiştim. Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk’un sözünü hatırlatacağım ‘dosyada olmayan şeyler kâinatta yoktur’ Biz dosyanın içine bakarız.” Yayımlanan kayıtlardaki iddiaya göre AKP’ye kaynak sağlamış Anket parası Sarraf’tan Haber Merkezi Sosyal medyada yayımlanan yeni bir ses kaydında AKP’nin yaptıracağı anketler için işadamı Rıza Sarraf’ın kaynak sağladığı iddia edildi. Dün akşam “Başçalan” adlı hesaptan dün akşam yayımlanan kayıtta 17 Aralık operasyonunda tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan işadamı Sarraf ile operasyon sonrası istifa eden eski Ekonomi Bakanı ve Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan’ın özel kalemi Mehmet Sarı’ya iletilmesi için gönderildiği iddia edilen anket parasına ilişkin kayıtlar yer aldı. Görüşmede, Sarraf’ın kendi adamına AKP’nin yapılacak anketleri için Sarı’ya 352 bin TL gönderilmesi talimatı verdiği öne sürüldü. Ala: Tutanağa gerek yok savcı Öz’ü içeri atın Aynı hesaptan yayımlanan bir diğer iddia da savcı Zekeriya Öz ile ilgili oldu. Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar arasında geçtiği iddia edilen ses kaydında, 17 Aralık operasyonunun ardından soruşturmayı koordine eden dö nemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz’ün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yaptığı ziyarete ilişkin görüşmeler yer aldı. Görüşmede, Öz’ün ziyareti hakkında Ala’ya bilgi veren Kılıçlar’ın ne yapılması gerektiği konusunda bilgi istediği öne sürüldü. Kılıçlar’ın, Öz hakkında tutanak tuttuklarını söylemesi üzerine, Ala’nın “Tutanağa gerek yok, derhal içeri atsınlar” dediği öne sürüldü. Öz’ün görüşmeler sürerken Emniyet’ten ayrılması üzerine de ikilinin tutanakla yapılabilecekler hakkında konuştuğu iddia edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear