23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 2014 CUMA 16 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Berkin Elvan eylemleriyle bir kez daha yüzeye çıktık ki; yalnız ülkesinde değil, dünyanın bütün demokrat kurumlarının aleyhine sıraladıkları eleştirilerden ders çıkarmak nerede, RTE nerede... Hâlâ olan bitenleri vurdumduymaz doğası gereği sindiremediğini kanıtlayan açıklamalar yapıyor. Berkin’in yüz binleri sokağa çıkarmasından çok evvel mi? Ya da İçişleri Bakanı’na Gezi eylemlerini engellemek için derhal, polisin gaddar silahlarıyla halka saldırmasını emrettiği günlerde mi? Yok, ne münasebet efendim. Hayır! İnsanlarımızın içlerine hapsettikleri nefreti sokağa döktükleri önceki o muhteşem gün ve gecesi yaptığı konuşma ve açıklamaları bir yığın torba laf arasına sıkıştırarak yayımlayan gazetelerdeki haberleri dikkatle bir kez daha okuyunuz lütfen... Berkin’in cenazesi arkasında yüz binlerin anlamlı sessizlikle yürümesindeki açık anlamı, verdikleri mesajı hâlâ anlayamadığını hayretle, şaşkınlıkla göreceksiniz. Kafa dün neyse bugün de aynı kafa. İktidarının ilk zamanlarında ufak tefek eylemleri nasıl yorumluyorsa… Bugün de yüz binlerin katıldığı, doğrudan kendisini ve hükümetini hedef alan eylemleri aynı kafayla yorumluyor. HHH Oysa devir de, dönem de değişiyor. O, olduğu yerde sayıyor! RTE iktidarına karşı yüz binlerin sözün bittiğine artık inanarak sokaklara dökülmesini aynı kalıp irdelemelerle yorumluyor. Berkin eylemlerinin hâlâ sokaklarda izlerini muhafaza ettiği, ama yine polisinin öfkeli insanların; örneğin Taksim Alanı’na, örneğin başkentte Kızılay Güvenpark’ta toplanmasına tazyikli su, biber gazı, gaz kapsülleriyle saldırdığı saatlerde.. ...yalaka bir TV’de, tabii yalaka bir gazeteciye bir yığın başka konularda, artık başkalarınca fazla değeri olmayan görüşleri arasında Berkin eylemlerini amaçlayan, “bir başbakan bu değerlendirmeyi nasıl yapar” dedirten şu cümlesi kulaklara çarptı: “Ama (bu da demedi) bir rüzgâr gibi gelir geçer” dedi. HHH Bu kadarla kalmadı. Aynı gün bir meydan konuşmasında; ülkenin yüksek yararlarını sanki ondan başka düşünen, koruyan yokmuş gibi, yine Gezi’de olduğu gibi (dün Hürriyet’teki haberden aynen alıyorum).. ...“Berkin’in ölümünün ardından yaşananlara kimsenin ilgi duymamasını” istedi ve “Bunlar ülkemize, ülkemizin görüntüsüne zarar veriyor” dedi. Bu toplumu ve tepkilerini hâlâ gerektiği gibi değerlendiremediğini kanıtlayan şu sözlerle devam etti: “Bireysel olaylar toplumsal olaylara dönüştürülmek suretiyle milletimizin geleceği karartılmak isteniliyor!” Bu cümlenin sözcükleri altında yatan yorum, değerlendirme ne olabilir? Berkin’in ardından yüz binlerle ifade edilen eylemleri bireysel eylemler diye niteliyor ve bunlar toplumsal olaylara dönüştürülüyor diye yine toplumu, yüz binlerce eylemciyi suçluyan bir değerlendirme yapıyor. Nuh Nebi’den kalma bir mantık, bir değerlendirme! HHH Bilmem dikkatinizi çekti mi? İktidara yalakalığa özenen kimi TV’ler var ya... Hani, Gezi eylemlerini canlı nakledeceği yerde penguen belgesi yayınlamakla ünlenen TV’ler... Onlar da Okmeydanı’ndan yollara, caddelere taşan insanları ekranlarına sığdırmaya çalıştılar önceki gün. Bir başsağlığını esirgeyen AKP’lilerin Başbakanı ise yine meydan konuşmalarından birini yaparken.. ...Başbakan yardımcılarıyla bazı bakanları, Başbakanlarının Gezi olaylarındaki tavrının toplumda ve dünya kamuoyunda nasıl ters teptiğinden aldıkları dersle... TV’lerden bütün ulusun Berkin’in ardından mateme girdiğini söylemezler mi? Aman ha yüz binler, Türk halkı; bu kez bizi Gezi eylemleri sırasında olduğu gibi toplumsal tepkilere karşı sanmayın der gibi açıklamalar yaptılar... HHH Hey gidi dünya hey! Hatta içlerinden biri, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; emrindeki radyolara musiki yayını yapmayın diye talimat verdiğini de açıkladı. Ve tabii Berkin eylemlerinden sonra, örneğin önde giden niteliği şarkıcı olan Sezen Aksu da ülkenin bugünü ve geleceğini tanımlayan görüşler açıklama fırsatı yakaladı... Cenazesinin görkemli biçimde kaldırıldığı sırada, Berkin’e sesleniyor, “Görüyor musun; sen bizi birleştiriyorsun şu an” diyordu. Oysa, RTE’nin izlediği politikaları destekleyen Aksu’nun bu saptamasını Başbakanı meydan meydan gezerek yaptığı konuşmalarla yalanlıyor. On iki yılda ülkeyi laiklerkarşıtları, dinciler dinsizler, benden olanlar olmayanlar diye böldüğü yetmiyormuş gibi; üstelik demokrasiden nasibini almadığını bir kez daha kanıtlamak istercesine RTE.. ...bu seçimlerde de ülkeyi, CHPMHPBDP ve direktif aldıkları Pensilvanya ile AKP diye ikiye böldü. Tabii yalakalarına göre değil, bize göre; siyasal davranış ve eylemleriyle hayırlara vesile olmayan bir dünyada yaşıyor adeta. HHH Dileriz milli irade, hiçbir siyaset adamını RTE gibi şımartmasın! HABERLER Gazetemize molotofkokteyli atan sanık tahliye edildi Ergenekon davasında tahliyeler sürüyor İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında Cumhuriyet gazetesine Mart 2008 tarihinde molotof kokteyli atmaktan sanık Bedirhan Şinal tahliye edildi. 30 Mart 2008’de Cumhuriyet Gazetesi’ne molotofkokteyli atılmasının ardından 2 Nisan 2008’de tutuklanan Bedirhan Şinal, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla tahliye edildi. Mahkeme, Şinal’in “5 yıllık azami tutukluluk süresini doldurduğu gerekçesiyle tahliyesine” karar verdi. Şinal, Ergenekon davasında 18 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılmasına ilişkin Şinal ve 7 kişi hakkında açılan dava İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Molotofkokteyli davası Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin muhalefetine karşın Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararıyla Ergenekon davası ile birleştirildi. Cumhuriyet’e molotof kokteyli atılmasına ilişkin diğer sanıklar yargılama sırasında tahliye edilmişti. Molotofkokteylinin atılmasını azmettirmekle suçlanan Boğaç Kaan Murathan ise 11 Mart günü tahliye edildi. Yasada yapılan değişikle özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve tutukluluk sürelerinin 5 yılı indirilmesine ilişkin düzenlemenin 6 Mart’ta kesinleşmesinin ardından Ergenekon davasında tutuklu bulunan toplam 49 kişi tahliye edildi. Ergenekon davasında tutukluluk durumuna ilişkin değerlendirme yapılmayan 6 kişi kaldı. l Mahkeme itirazı reddetti Toplam 49 kişi tahliye edildi Yargıtay kararıyla dava birleşti Tolon’a Zirve’den tahliye yok CANAN COŞKUN Bakanlığa başvurarak yeniden yargılama yolunun açılmasını istedi Alan’ın adalet direnişi ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Alelacele hallettiler. Burada bir katakulli olduğu çok açık” dediği Balyoz davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, Adalet Bakanlığı’na başvurarak yeniden yargılama için Yargıtay’a kanun yararına bozma isteminde bulunulmasını istedi. Alan’ın avukatı Yakup Akyüz, “Bu davada Başbakan katakulli var diyorsa Adalet Bakanı yetkisini kullanmalı” dedi. Diğer yandan Adalet Bakanlığı, Engin Alan’ın bireysel başvurusuna ilişkin görüşünü Anayasa Mahkemesi’ne dün gönderdi. Mahkemenin önümüzdeki günlerde Alan’ın başvurusunu karara bağlaması bekleniyor. Alan’ın durumu, Balyoz davasında aldığı 18 yılın Yargıtay tarafından onanması nedeniyle daha önce tahliye edilen milletvekillerinden farklıydı. Alan, avukatı aracılığıyla geçen yılsonu ve yılbaşı olmak üzere Anayasa Mahkemesi’ne üç ayrı başvuruda bulundu. Aradan üç ay geçmesine karşın dosyada bir gelişme yaşanmamıştı. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre, Anayasa Mahkemesi, Alan’ın başvurusuyla ilgili Adalet Bakanlığı’ndan görüş talep etti. Bakanlığın da tahliye konusunda olumlu ya da olumsuz görüş belirtmeden sadece ulusal ve uluslararası mevzuatı anımsattığı görüşünü önceki gün Yüksek Mahkeme’ye gönderdi. Öte yandan Alan’ın avukatı Akyüz, kumpas tartışması ile TÜBİTAK’ın 5 No’lu harddiskin sahteliği konusunda hazırladığı rapor üzerine Balyoz davasında verilen mahkumiyet kararının kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Dilekçede, bakanlığın dosyayı yeniden yargılama için Yargıtay’a götürmesi istendi. Tek tutuklu milletvekili Alan’ın durumu Avrupa’nın da dikkatini çekti. Avrupa Birliği Parlamentosu’ndan üç kişilik bir heyet geçen hafta Ankara’ya gelerek Alan ile görüştü. Bu görüşmede Akyüz’e, Alan’ın durumunun Avrupa’ya taşınacağı söylendi. Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Zirve Yayınevi’deki katliama ilişkin davada, emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un “tutukluluk halinin devamına kararına” itirazını oyçokluğuyla reddetti. Mahkeme Başkanı ise tahliye edilmesi yönünde oy kullandı. Ergenekon davasında 11 Mart günü tahliyesine karar verilen Tolon, Zirve davasındaki tutukluluğu nedeniyle cezaevinden çıkamadı. Zirve cinayetinin failleri olarak yargılanan 5 sanık ise tutukluluk sürelerini 5 yılla sınırlayan yasal düzenlemenin ardından serbest bırakılmıştı. Zirve cinayeti davasına bakan Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutukluluk halinin devamına ilişkin kararına itirazı değerlendiren Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Tolon ile diğer 3 sanığın itirazını “somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi, tutuklulukta geçen süre, delillere etki edebilecekleri şüphesinin varlığı, yasada öngörülen cezanın alt ve üst sınırına göre tutukluluğun ölçülü bulunması” gerekçeleriyle oyçokluğuyla reddetti. Tolon’un tahliye edilmesi yönünde oy kullanan Mahkeme Başkanı Burhan Avşar ise muhalefet şerhinde “Ahmet Hurşit Tolon hakkındaki suçlamaların davada aynı zamanda sanık olan gizli tanığın beyanlarının esas alınarak yapıldığına, bunların yan deliller ile desteklenmesi gerektiğine” vurgu yaptı. Başkan’dan muhalefet şerhi Üç ayrı başvuru Turhan ve Bilbilik’e Ziverbey plaketi İstanbul Haber Servisi 68’liler Birliği Vakfı, 12 Mart döneminde Ziverbey Köşkü’nde işkenceli sorgulardan geçerken yurtsever dirençleri nedeniyle emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan ve emekli Deniz Binbaşı Erol Bilbilik’e anı plaketleri verildi. 12 Mart döneminde işkenceli sorgu merkezi olarak kullanılan Kadıköy’ün Tüccarbaşı semtindeki Ziverbey Köşkü yakınında yer alan Kuşluk Parkı önündeki İnsan Hakları Anıtı’nda bir araya gelen 68’liler Birliği Vakfı yöneticileri, 12 Mart döneminin işkence ve insan hakları ihlallerini, işkence yapılmasına göz yuman dönemin faşist yöneticilerini kınadılar. Anıt önünde 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan ve Ziverbey Köşkü’nde işkenceli sorgulardan geçen Talat Turhan ve Erol Bilbilik de o günlere ilişkin duygu ve düşüncelerini anlattılar. Akşam Kozyatağı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan “12 Mart’tan Günümüze” başlıklı panel ise Berkin Elvan’ın cenaze töreniyle çakışması nedeniyle iptal edildi. Yapılan toplantıda, Turhan ve Bilbilik’e 12 Mart dönemindeki yurtsever dirençleri nedeniyle Sönmez Targan ve Atilla Sarp tarafından anı plaketleri verildi. l HSYK’ye başvuru Hâkimleri şikâyet etti İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından 6 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Tuncay Özkan, yasa ile kaldırılmış olmasına karşın, tahliye taleplerine ret kararı alan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerini “adil yargılamayı etkileme, görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla HSYK’ye şikâyet etti. Özkan’ın avukatı Hüseyin Ersöz tarafından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na dün (HSYK) yapılan suç duyurusunda, Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, üye hâkimler Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Mehmet Fatih Uslu, Nihat Topal ve Ercan Fırat hakkında “Anayasaya, kanunlara, hukukun genel ilkelerine ve insan haklarına aykırı karar ve uygulamalar” gerçekleştirdikleri gerekçesiyle soruşturma başlatılması istendi. Barolar eleştirdi Haber Merkezi Türkiye Barolar Birliği (TBB), AKP hükümetinin son günlerde uyguladığı keyfi uygulamaları sert bir dille eleştirdi. TBB, AKPcemaat arasında yaşanan gerginliğin ardından yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerini gazetelere verdiği ilanla duyurdu. İlanda Türkiye’nin tarihindeki en bunalımlı dönemlerden geçildiğine dikkat çekilerek yolsuzluk, yozlaşma, çıkarılan yasalar, telefon dinlemeler, polis uygulamaları gibi keyfi uygulamalarla temel insan haklarının tehlike altında bulunduğu belirtildi. Açıklamada, “Teokratik bir diktatörlük inşa edilmektedir. Siyasal iktidar, hukuku hiçe saymaktadır” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik temeller üzerinde inşa edildiği vurgulanarak özgürlük, eşitlik, bağımsızlık ve Aydınlanma değerleriyle üretilen adalet anlayışının karamsarlığa izin vermeyeceği, avukatların hukuku egemen kılma kararlılığında mücadeleye devam edeceklerini bildirildi. AKREPTE İŞKENCEDEN SONRA YARGILAMA Tenceretava davası Dayakçı polise değil mağdur çocuğa dava ALİCAN ULUDAĞ İHALE MERCEK ALTINA ALINACAK Gezi davasında Çin füzelerine polis gerilimi Pentagon’dan müfettiş! TOKAT (Cumhuriyet) Gezi Direnişi sırasında Tokat’taki destek eylemlerine katılan 138 kişiye açılan davaya dün Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Sanık Abdurrahman Öz, “Köyden geldim, eylemi gördüm, parasızlık da canıma tak etmişti. Hiçbir taşkınlık yapmadan eyleme katıldım. Çiftçilerin hiçbir şekilde düşünülmediğine inanıyorum. Zaten işim yok içeride yatarım. Şeriatın kestiği parmak acımaz” dedi. ÖDP Tokat İl Başkanı Doğan Koç, duruşma salonu içerisinde bulunan polis memurlarının dışarı çıkarılmasını istedi. Duruşma salonunda bulunan sanıkların da polislere tepki göstermesi nedeniyle duruşmaya ara verildi. BARKIN ŞIK n İstanbul Haber Servisi Beşiktaş’ta Gezi Parkı eylemleri esnasında 6 Haziran 2013’te tenceretavayla protesto eylem yaptıkları iddiasıyla haklarında “kişilerin huzur ve sükununu bozmak” suçundan 3’er aydan 1’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan anne Filiz Değirmenciler ve çocukları hâkim karşısına çıktı. İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada şikâyetçi Hilal Kazcıoğlu, “O dönemde tenceretava çalmadığım için öldürülecek miyim diye düşünmeye başladım. Fişleniyor muyum diye günlerce uyuyamadım” dedi. Sanık Tuğçe Aldede, “İddia konusunu kabul etmiyorum. Biz ne Hilal Hanım’ı ne de başka komşularımızı rahatsız etmedik” diye konuştu. Bakan kürtaj yasağını savundu n İstanbul Haber Servisi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Zeyinburnu’nda yapılan İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü toplu açılış töreninin ardından, gazetecilerin “kürtajın yasaklandığı” yönündeki sorularını cevapladı. Müezzinoğlu, medula sisteminde isteğe bağlı kürtaj kodunun çıkarıldığı iddialarına ilişkin, “Kürtaj bir hastalık mıdır ki, medula sisteminde yeri olsun. Dün var mıydı? Dün de yoktu. Öküz altında buzağı aramanın bir anlamı yok” dedi. ANKARA – Başkentin Dikmen semtinde yapılan Gezi Parkı eylemi sırasında müdahalenin ortasında kalıp, gözaltına alındığı Akrep aracında 1,5 saat dolaştırılarak dövülen 13 yaşındaki A. A. hakkında savcılığın “yasadışı eyleme katılmak” suçundan dava açtığı ortaya çıktı. Algılama yeteneğinin zayıf olduğu doktor raporuyla tespit edilen ve bu nedenle özel eğitim merkezine giden A. dün yargılandığı çocuk mahkemesinde beraat etti. A.A.yı Akrep’e alan, 1,5 saat dolaştırıp döven ve üzerine çöken 4 polis ise halen yargı önüne çıkartılamadı. Ankara 4. Çocuk Ceza Mahkemesi’nde dün 8 ayrı Gezi davası görüldü. Bu davalarda toplam 14 “suça sürüklenen çocuk” hakim karşısına çıktı. Yasaya aykırı toplantıya katılmak suçundan açılan davaların 7’si 3 Haziran’a ertelenirken, bir davadan karar çıktı. Bu davada 2000 doğumlu olan A.A. ve bir arkadaşı, beraat etti. A.A.’yı, 21 Haziran akşamı, annesi Derya A. arayıp bulamamış ve tanıkların aktarımlarıyla polisin akrep aracına bindirildiğini tespit etmişti. Anne karakoldan olumsuz yanıt almış, CHP’li Orhan Düzgün’ün Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki girişimlerinin ardından bulunmuştu. Anne, oğlunun 1,5 saat akrepte gezdirildiğini, dayat yediğini açıklamıştı. ANKARA Türkiye’nin Çin ile sözleşme görüşmelerini yürüttüğü füze ihalesi için ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan bir heyetin önümüzdeki hafta Ankara’da incelemelerde bulunacağı öğrenildi. ABD’li heyet füzelerin NATO sistemlerine entegrasyonu konusunda Aselsan’dan brifing alacak. Pentagon’un “mod 5” adı verilen NATO’ya ait “dost düşman sorgulama IFF” kodlarının Çin’in eline geçmesinden endişe ettiği belirtildi. Aselsan, IFF kodlarının Çin’in eline geçmeyeceği konusunda Pentagon heyetini ikna etmeye çalışacak. Çin füzeleri hakkındaki nihai kararın 30 Nisan’da kesinlik kazanacağı bildirildi. “Uzun menzilli yüksek irtifa hava savunma sistemi” ihalesinde Çin ile sözleşme görüşmelerine başlaması nedeniyle ABD ve NATO üyesi ülkelerin tepkisi ile karşılaşan Türkiye, önümüzdeki hafta kritik bir ziyarete ev sahipliği yapacak. ABD heyeti, Çin füzelerinin NATO sistemlerine entegrasyonu konusunda Türk yetkililerden bilgi alacak. ABD’lilerin üzerinde en çok durduğu konunun, NATO tarafından kullanılan “IFF kodlarının” Çin’in eline geçmesi olduğu öğrenildi. IFF kodları, NATO üyesi ülkelerin tüm savaş sistemlerinde ortak olarak kullanılıyor. Aselsan, IFF kodlarının Çin’in eline geçmemesi için ürettiği çözümler ile ABD’lileri ikna etmeye çalışacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear