23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kurumun özelleştirme politikası kargo hizmetlerinde 160 milyon lira zarara neden oldu 7 PTT’de kara delik MAHMUT LICALI ANKARA Türkiye genelinde kargo hizmeti veren PTT’nin özelleştirdiği hizmeti alan firmaların “yetkin olmaması” nedeniyle kurum büyük zarara uğradı. 2012 yılında kargo ve kurye hizmetleri için PTT kasasından 322 milyon TL tutarında harcama yapılırken, kuruma gelen para 162 milyon TL’yle sınırlı kaldı. Başka bir deyişle PTT özele devrettiği kargo ve kurye hizmetinden 2012 yılında yaklaşık 160 milyon TL zarara uğradı. TBMM KİT Komisyonu’nun bünyesindeki alt komisyonda, PTT’nin 2012 hesapları görüşüldü. PTT, bünyesindeki kargo ve kurye hizmetlerini ülke genelinde 20 farklı bölgeye ayırarak TBMM KİT Komisyonu’nun bünyesindeki alt komisyonda, PTT’nin 2012 hesapları görüşüldü. Görüşmelerde PTT’nin 2012 yılında özelleştirdiği kargo ve kurye hizmetlerinden büyük zarara uğradığı tespit edildi. 2012 yılında kargo ve kurye hizmetleri için PTT kasasından 322 milyon TL tutarında harcama yapılırken, kuruma gelen para 162 milyon TL’yle sınırlı kaldı. ihale etti. Ancak kurumun ihale verdiği şirketlerin denetiminin yapılmaması ve hizmetleri aksatması gibi sorunlar nedeniyle kurum zarar etmeye başladı. Kargo dağıtım ihalesini alan şirketlerin yetersiz kalması nedeniyle PTT, satın aldığı hizmeti kendi personeline yaptırmak zorunda kaldı. me noktasına geldi. Söz konusu durum KİT Komisyonu’nda ele alınan raporlara şöyle yansıdı: “Kargo/kurye hizmetlerinde önemli performans göstergelerinden olan gönderilerin öngörülen süresinde teslimat oranlarına bakıldığında; 2011 yılının son çeyreğinde gönderilerin yüzde 51’i taahhüt edilen sürede alıcıya ulaştırılabilmişken, 2012 yılında bu oran yüzde 61 seviyesine yükselmiş, 2013 yılının ilk 7 ayı sonunda ise yüzde 49 düzeyine gerilemiştir.” PTT 2012 yılında kargo hizmetlerinin yürütülmesi için 322.3 milyon TL harcama yaparken, kargo hizmeti kapsamında kurumun kasasına yalnızca 162.7 milyon TL gelir kaydedildi. Başka bir deyişle PTT özelleştirdiği kargo hizmetlerinden 2012 yılında yaklaşık 160 milyon TL zarara uğradı. KİT Komisyonu’nda söz konusu durum “Faaliyet giderlerinin hizmet türlerine dağıtımı sonrası oluşan lojistik gi Kargo hizmeti durma noktasına geldi Özellikle 2012 yılında kargo ve kurye dağıtım hizmetleri kilitlen der tutarlarının 2012 yılında yüzde 50’si lojistik gelirleriyle karşılanabilmiştir” dedi. Raporda, PTT’nin kargo hizmeti gider açığının hem oransal hem de tutar itibarıyla yıldan yıla büyümesi ve bu açığın posta hizmet gelirleriyle kapatılmaya çalışılmasının hizmetin sürdürülebilirliği analizini gerekli hale getirdiği ifade edildi. Kargoda milyonlarca TL zarara uğrayan PTT’den konuyla ilgili olarak yapılan değerlendirmede ise, 2008 yılında kargo ve kurye hizmetinin mevcut personel ile bina ve araçgereçle yürütülmeye çalışıldığı belirtildi. PTT değerlendirmesinde “Artan gönderi trafiğine paralel olarak ihtiyaç duyuldukça personel ve araç takviyesi yapılmıştır” denildi. Siyasetin Öteki Boyutu Yerel seçimler yaklaştıkça artık bir cephe ya da koalisyon olmayan iktidar tarafında panik havası esmeye başladı. Bunun nedeni bu seçimlerde aşağı doğru gidişin ilk belirtilerinin ortaya çıkma olasılığıdır. Kamuoyu yoklamaları ile oynama, gerçeği yansıtmayan bir algı yaratma projelerine ağırlık verme, yolsuzluk haberlerine yasak koyma, sansürü yaygınlaştırma, kendilerine dokunabilecek ve çok işe yaradığı sınanmış yargıyı yeniden kurma gibi “işler” bu panik havasının gözle görünür kanıtlarıdır. HHH Peki, seçim gerçekten de bir aşağı doğru gidişin göstergesi olabilecek mi? AKP’nin kaderi açısında bakarsanız, evet böyle bir olasılık var. Yerel seçim sonuçları AKP liderinin hesaplarının tutmayacağını gösterebilir, Cumhurbaşkanlığı projesini tehlikeye sokabilir ve nihayet genel seçimlerde tek başına iktidar bir hayale dönüşebilir. Ama bu AKP’nin kaderi ile ilgili bir durumdur. Bir soru daha sormamız gerekiyor. Türkiye’nin kaderini değiştirmeye yeter mi bu “yeni” durum? HHH Verili, genel kabul gördüğü varsayılan politika aktörleri ile yetinerek yapacağınız analizlerde bir eksiklik olduğunu hissetmiyorsanız, Türkiye’nin geleceği ile ilgili projeksiyonlarınızda da bir eksiklik hep olacaktır. Türkiye bir siyasi krizin içinde ve kriz yerel seçimler sonrasında da devam edecek. Bu saptamayı hep ihmal edilen, siyaset dışı sayılan ama ciddiye alınmasında büyük yarar bulunan bir siyaset aktöründen ödünç aldım. Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığını koymuş olan Aydemir Güler’e ait bu saptama. Tam olarak şöyle diyor: “Sanılabilir ki, seçim yapılacak, yeni bir durum ortaya çıkacak... Bu şekilde formüle edilen yaklaşımlar değersizdir. 30 Mart siyasal krizin bir parçasıdır ve seçimin neyi değiştireceğinden daha önemli olan vurgu, o günün öncesinde de sonrasında da hep kriz olacağıdır.” HHH Sol gazetesinde “Seçim Yalnız Seçim Değildir” başlığı ile yayımlanan bu makalenin dikkate değer bir diğer saptaması ise içlerinden birinin seçimi kazanması muhtemel iki adayın da hayali ya da değil, ama projecilikle yarıştıkları, halk hareketini ise ciddiye almadıkları ya da unutturmak istedikleridir. Evet böyle bir halk hareketi var. Dahası yurt çapında yaygınlaşma eğilimi gösteren toplumsal muhalefet hareketlerinin küçümsenmemesi gereken niceliği de niteliksel karakteri de gelecek açısından siyasi krizin gerçek çözümlerine işaret edebilecek bir potansiyel taşıyor. Gezi Direnişi’nin Gezi Parkı’ndan çıkarak tüm yurda yayılabildiğini, gerçek politik istemlerle geliştiğini görmüşseniz, Türkiye’nin geleceğini bir başka açıdan ve var olan siyasi aktörlerle sınırlamadan düşünmeye de başlayabilirsiniz. HHH Siyasi kriz yerel seçimler sonrasında yeni bir aşamaya girecek. Satranç tahtasındaki oyunda piyonlar, filler birbiri ardına düşecek. Vezir sallanacak, Şah korkuya kapılacak. Ama kriz sona ermeyecek. Yine böyle bir siyasi krizin içinden geçerken değerli hocamız Mümtaz Soysal dava konusu da olan “Güzel Huzursuzluk” başlıklı bir makale yazmıştı. O yılları hatırlayanlar, o güzel huzursuzluğun bir askeri darbeyle karanlığa dönüştüğünü de hatırlarlar. Şimdi öyle bir darbe söz konusu değil. Bu kez söz konusu ve yürürlükte olan, ortağını yitirmiş siyasi iktidarın ayakta kalabilmek için her türden darbeyi mubah gören tehlikeli eylemidir. Geleceği geniş bir açıdan görmeyen, Gezi Direnişi’nin derslerini dikkate almayan, siyaseti yalnızca satranç tahtasının kombinasyonlarıyla sınırlandıranlar geleceğe boydan boya el koymaya niyetli bu tehlikeyi kavrayamayacaklardır. Aydemir haklı, “seçim yalnız seçim değildir”. l İP’ten BDP’ye çağrı: Fotoğraf: VEDAT ARIK ‘Çözüme karşı sinsi montaj’ İstanbul Haber Servisi BDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in İmralı Adası’na ziyaretlerinin ardından, Abdullah Öcalan’ın mesajı açıklandı. İşçi Partisi’nin 3 gündür “Abdullah Öcalan’ın İmralı sorgusu” kayıtları olarak açıkladığı video görüntülerine ilişkin Öcalan’ın “Son günlerde dolaşıma sokulan video görüntüleri çözüm sürecini bitirmek ya da itibarsızlaştırmak amacıyla sinsi bir planın parçası olarak montajlanmıştır” dediği belirtildi. Öcalan, demokratikleşte paketine ilişkin ise “Çözüm sürecinde geldiğimiz noktada iktidarın salt kendi güvenliğini sağlamaya dönük tek taraflı paketler açıklaması yaklaşımı demokratikleşme değil, provokatörlüktür” diye konuştuğu belirtildi. BDP Basın Birimi’nden yapılan yazılı açıklamada, Öcalan’ın “Bağlamından koparılan, bazen de hiç olmayan değişik cümlelerin bir araya getirilmesinden ibaret bu görüntülerin gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur” sözleri aktarıldı. Öcalan’ın ayrıca “Halklarımızı acilen demokratik barış siyasetimizin etrafında kenetlenmeye çağırıyorum” dediği aktarıldı l İmralı’dan yanıt geldi İstanbul Haber Servisi İP Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki sorgu görüntüleri olduğu iddiasıyla dün de bazı kayıtları açıkladı. Ergenekon davasında 29 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Albay Hasan Atilla Uğur tarafından yapılan sorgunun görüntüleri olduğu iddiasıyla “Varan 12” söylemiyle videolarını gösteren Özbey, dün de Varan 34 videolarını basınla paylaştı. Özbey, BDP’nin “videoların montajlandığı” iddiaları üzerine BDP milletvekillerini 10 Şubat Pazartesi günü İşçi Partisi Genel Merkezi’ne davet etti. Özbey “BDP yetkililerine ve Abdullah Öcalan’ın avukatlarına çağrıda bulunuyoruz: Gelin görüntülerin tamamını ham haliyle size verelim. İzleyin. Montaj mı değil mi gözlerinizle görün. Genel başkanınızın görüntülerini siz yayımlayın. Yayımlayın ki üyeleriniz, seçmenleriniz ve Kürt halkımız başta olmak üzere milletimiz gerçekleri doğrudan görsün, öğrensin” diye konuştu. Özbey “Görüntüleri partimize gönderen Fethullah, MİT, CIA, AKP değildir. Görüntüler partimize milli kaynaklarımız tarafından ulaştırılmıştır” dedi. Görüntüleri size verelim İnternet isteyene biber gazı! KAYHAN AYHAN Yasaklara karşı Taksim’de toplanan yüzlerce kişi yine polis şiddetiyle karşılaştı CUMARTESİ ANNELERİ’NİN ÇIĞLIĞI ‘Evrensel hukuk istiyoruz’ İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nda dün 463. kez oturma eylemi yaparak, gözaltında kaybedilen yakınlarının faillerinin yargılanmasını istedi. Geçen hafta tahliye edilen Gezi direnişçilerinin de katılarak destek verdiği eylemde, hükümete “Kayıp davalarını evrensel hukuka uygun bir şekilde yürütün” çağrısı yapıldı. Cumartesi Anneleri bu hafta, 1996 yılında Yüksekova’da köylerinin yakılması nedeniyle şikâyet dilekçesi veren Abdullah Canan’ın gözaltına alınarak kaybedilmesini gündeme getirdi. İHD İstanbul Şubesi Cezaevleri Komisyonu tarafından cezaevlerindeki ağır hastaların durumuna dikkat çekmek için Galatasaray Meydanı’nda 99. kez düzenlenen F Oturması eyleminde, F tipi hapishanelerin bir işkence yöntemi olduğu belirtildi. İnternet kullanıcılarına getirilen sansüre karşı internet üzerinden “İnternetime dokunma” sloganıyla Taksim’de toplanan bini aşkın kişiye polis yoğun gaz bombası ve tazyikli su sıkarak müdahale etti. Çok sayıda eylemci yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Bini aşkın kişi saat 18.00’den itibaren İstiklal Caddesi’nde üzerinde toplandı. Polisin ilk önlemi Gezi Parkı’nı kapatmak oldu. “Sansüre karşı direne direne kazanacağız” pankartı açan yurttaşlar, “İstanbul faşizme mezar olacak”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları attı. Polis eylemcilerin önünü saat 18.30 sıralarında kesti. Polis barikatına yüklenen eylemciler daha sonra İstiklal Caddesi’nden polis barikatına havai fişekler attı. Bunun üzerine polis TOMA’dan tazyikli suyla müdahaleye başladı. TOMA’lardan göstericilere uzun süre su sıkıldı ancak göstericiler dağılmadı. Polis, yoğun çatışmanın yaşandığı İstiklal Caddesi’nde göstericilere gaz bombası atarak müdahale etti. Eylemciler Galatasaray Meydanı’na kadar çekildi. Sıraselviler Caddesi’nde “Hükümet istifa” sloganıyla toplanan yurttaşlara da tazyikli su ve gazla müdahale edildi. Ara sokaklara dağılan eylemciler buradan polise taş ve havai fişeklerle karşı lık verdi. Polis ara sokaklara yoğun şekilde gaz bombası ve plastik mermi atarken gruplar yeniden İstiklal Caddesi üzerinde “Hükümet istifa” ve “İsyan, devrim, özgürlük” sloganlarıyla toplandı. Suyu biten TOMA’lara itfaiye araçları ile su takviyesi yapılırken, biber gazı İstiklal Caddesi’ni yoğun bir şekilde kapladı. Gazdan etkilenen yurttaşlar çevredeki işyerlerine sığındı. Çocuğu polisin attığı gazdan etkilenen bir baba cadde boyunca “Çocuk nefes alamıyor, ambulans yok mu” diyerek yardım istedi. Çocuk, polis aracıyla uzaklaştırıldı. nAtılan taşlarla bir TOMA’nın su taba de ine üzer n A’nı TOM bir rken cası kırılı hâlâ polis müdahalesiyle yaralanan ve komada olan B.E’nin adı yazıldı. İzmir’de afiş gözaltısı İzmir’de internet yasaklarını protesto için duvara afiş yapıştırmak isteyen 18 yaşından küçük iki kişi gözaltına alındı. Ankara’daki eylemde internet yasaklarına karşı Güven Park’ta toplanan 200 kadar kişi, AKP’yi protesto etti. Ankara Dayanışması’nca yapılan eylem olaysız sona erdi. Mersin’de de bir grup Forum Alışveriş Merkezi önünde bir araya gelerek, alış veriş merkezinin içine kadar “İnternetime dokunma” sloganıyla yürüdü. Gazeteci hastanelik İlerleyen saatlerde ise polis Galatasaray Meydanı’nda bazı göstericileri gözaltını aldı. Bazı eylemciler plastik mermi ile biber gazı kapsülünün isabet etmesi sonucu yaralandı. Sıraselviler’deki çatışmada polisin attığı gaz bombası ayağına gelen bir gazeteci ile kullanılan yoğun gazden etkilenen Sözcü gazetesi muhabiri Edda Sönmez de hastaneye kaldırıldı. Çatışmalar ara sokaklarda geç saatlere kadar sürdü. ‘Öcalan soruşturması sürüyor’ ULUSLAR AR ASI MİMAR LAR n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Abdullah Öcalan hakkında 2010’da İstanbul Terörle Mücadele Yasası kapsamında görev yapan savcılığın, örgüt yöneticiliği iddiasıyla açtığı soruşturmanın yetkisizlik kararıyla Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini, buradaki soruşturmanın ise henüz sonuçlandırılmadığını açıkladı. MHP’li Özcan Yeniçeri’nin yazılı soru önergesini yanıtlayan Bozdağ, gizlilik kararı bulunan dosyada kalan diğer şüpheliler hakkında soruşturmanın halen devam ettiğini ve soruşturmanın derdest olduğunu belirtti. n SİİRT (AA) Siirt’te bir grup öğretmen, trafik kazası sonrası ağır yaralanan bir meslektaşları için olayın meydana geldiği kavşakta oturma eylemi yaparak yolu kısa süreliğine trafiğe kapattı. Eğitim Sen Şube Başkanı Süleyman Beştaş, kaza geçiren öğretmen Halil Polat’ın yoğun bakımda yaşam savaşı verdiğini ifade ederek, bu kavşakta gereken önlemlerin alınmasını istedi. Öğretmenlerden kavşak eylemi ‘Gezi’ dünyada çok özel bir örnek ‘F Tipi işkencedir’ ‘Mücadeleye devam’ Gezi direnişçilerinin serbest bırakılması talebiyle 8 aydır her cumartesi 17.00’de Galatasaray’da oturma eylemi yapan Gezi Tutukluları Aileleri Platformu, tüm tutukluların tahliye edilmesi üzerine dün “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganıyla eylemi sonlandırdı. Ailelerin dünkü 30. ve son eylemine CHP ESP, HDP yöneticileri ve tahliye edilen 17 Gezi direnişçisi de katıldı. (KAYHAN AYHAN) İstanbul Haber Servisi Uluslararası Mimarlar Birliği Konseyi’nin 123. toplantısı için İstanbul’da bulunan birlik yöneticisi mimarlar, Gezi Parkı’nı ziyaret etti. Konseyin İtalya temsilcilerinden Mimar Antonio Riverso, Gezi Parkı direnişinin dünya çapında özel ve tek olduğunu belirterek “Bir parkı korumak için dünyanın mimarlarını ve halkını bir araya getirmiş özel bir örnek Gezi Parkı örneğidir. Bugün burada dünya mimarları, inşa etmek için değil, korumak için bir araya geldiler” dedi. Dünyanın en büyük mimarlık örgütü yöneticilerinin katıldığı Uluslararası Mimarlar Birliği Konseyi toplantısına TMMOB Mimarlar Odası ev sahipliği yaptı. LGBTİ, Tunceli’de örgütleniyor n TUNCELİ (DHA) Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transeksüel, İnterseks (LGBTİ) oluşumu üyeleri, Tunceli’de örgütlenme kararı aldı. Oluşumun sözcüsü Hüsrev Orgun, ESP il başkanlığında düzenledikleri basın toplantısında, “Alışın, buradayız, gitmiyoruz” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear