23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 ARALIK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Yalova’daki ağaç kesimini protesto eden öğrenciler, oy verdikleri başkandan gaz yediklerini söylüyor ‘En acı biber gazı’ YALOVA (Cumhuriyet) CHP’li Yalova Belediyesi’nin Tonomi Meydanı’nda köprülü kavşak nedeniyle ağaçları kesmesini belediye meclis toplantısında protesto ettikleri için zabıtalardan gaz yiyen üniversite öğrencileri gazetemize konuştu. Yalova Üniversitesi’nde okuyan Birleşik Haziran Hareketi üyesi gençler, “Gezi’de, Validebağ’da AKP’nin polisinden biber gazı yemiştik ancak en acı biber gazını ise CHP’nin zabıtasından yedik” dedi. Akademik odalar ise Başkan Vefa Salman’ın “kamuoyunu ve odaları bilgilendirdik” açıklamasının gerçeği yansıtmadığını, karayolları ve belediyeye alternatif projeler sunmak istediklerini ama bu beklenmeden ağaçların apar topar kesildiğini söyledi. Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’ın tavrının zabıtaları cesaretlendirdiğini ifade eden Yalova Üniversitesi öğrencisi Uğur Güler, “Amacımız pankart açıp belediye meclis toplantısını sessizce dinlemek ve demokratik tepkimizi göstermekti. Slogan atıp belediye meclisinde kargaşa çıkartmayı asla düşünmedik. Zabıtanın saldırısından ve biber gazından sonra tepkimizi slogan atarak tuklarını anlatan Hüseyin İlhan da “Biz bunları düşünürken belediye başkanı olayları kışkırtan biri oldu. Biz kendisinden hoşgörü beklerken zabıtalara müdahale emri verdi” dedi. Tepkiler üzerine yazılı bir açıklama yapan Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman ise zabıtaların görev yerlerinin değiştirildiğini belirtti. Salman, “Olayın açıklığa kavuşması ile ilgili olarak gerekli tahkikat başlatılmış, görüntü kayıtları incelenmiş, başlatılan idari soruşturma tamamlanıncaya dek olaya sebep olan zabıta personelimizin görev yeri değiştirilmiştir” ifadelerini kullandı. Belediye yetkilileri ise zabıtaların yasal olarak biber gazı taşıyamayacağını ve biber gazı ile müdahale edemeyeceğini belirterek zabıtalara biber gazı dağıtılmadığını, zabıtanın biber gazını işportadan aldığını savundu. Zabıtanın görev yeri değişti gösterdik. Gezi’de bile AKP’nin polisi böyle yakın mesafeden biber gazı sıkmadı. Bizleri hayal kırıklığına uğratan CHP’li bir belediyede böyle bir olayın yaşanmasıdır” diye konuştu. Yalova’da doğup büyüyen, Yalova Üniversitesi’nde okuyan Ceyhun Benzer, ailesinin de CHP’ye oy verdiğini belirterek “Zabıtanın böyle bir davranış göstermesi yasal değil. Bir arkadaşımızın üstüne birkaç zabıta birden çullandı. CHP’nin zabıtası AKP’nin polisini arattı” dedi. Belediye meclis toplantısına gitmeden önce kendi aralarında Başkan Salman’dan söz isteyip kürsüde konuşma yapmak için kendi aralarında konuş İMO: Başkan yalan söylüyor Salman’ın “Kamuoyunu bilgilendir dim, oda başkanlarıyla görüştüm” sözlerini yalanlayan İnşaat Mühendisleri Odası Yalova Şube Başkanı Mahmut Renkler, Yalova Belediyesi ile bu konu hakkında hiçbir görüşme yapmadıklarını belirterek “Yalova’da herkes gibi bizler de ağaçlar kesildikten sonra öğrendik. Yalova Belediyesi bu konuyla ilgili olarak bizlerden bilgi almadığı gibi, görüş de istemedi” dedi. Yalova Akademik Meslek Odaları ve Yalova Ticaret ve Sanayı Odası Başkanı Tahsin Becan ise Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’dan görüşme talep ettiklerini ancak kendisi yerine belediye başkan yardımcısının görüşmeye geldiğini söyleyerek, “Fazla maliyeti olmayan alternatif bir projemiz vardı” dedi. Yalova Platformu Sözcüsü avukat Zeki Öçal ise “Önceki gün belediye meclisinde çevrecilerin gösterdiği duyarlılığa biber gazıyla müdahale edilmesinden sonra bizler Yalova belediye başkanını, ‘gazcı doğa katliamcısı’ ilan ettik” dedi. AKP’nin Çakma 10’uncu Maddesi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Demokrat Parti’nin ardılı olduğunu, özellikle seçim süreçlerinde sözle yetinmeyip afişlerle de ilan etmesinin doğal sonuçları ortaya çıkmayı sürdürüyor. Yasama alanında ilk yayın yasağını koyan Demokrat Parti’nin Soruşturma Komisyonu (Tahkikat Encümeni) olmuştu. İkinci yayın yasağı da AKP’nin soruşturma komisyonunun isteğiyle yaşama geçti. DP’nin kurduğu soruşturma komisyonu, sorgu yargıcı (müstantik) yetkisine de sahip olduğu için TBMM’nin kavgalı oturumunun tutanaklarının yayımlanmasını kendisi yasaklamıştı. AKP’nin soruşturma komisyonu ise sadece savcı yetkisinde olduğu için karar alamadı ama aldırmayı başardı. Hem de kendi bürokratları eliyle 5187 sayılı Basın Yasası’nın 3’üncü maddesine koydurduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinin çakma şekliyle. HHH Son beş yılda konulan 149 yayın yasağının dayanağı yapılan Basın Yasası’nın 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrası şöyle düzenlendi: “Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” Türkiye’nin 1954 yılında yürürlüğe soktuğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinin 2’nci fıkrası ise şöyle diyor: “Kullanılması ödev ve sorumluluklar içeren bu özgürlükler, demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, ülke bütünlüğü, kamu güveninin gerekleri ile ve kamu düzeninin korunması, ya suçun önlenmesi, genel sağlık ve ahlakın, başkalarının ün ve haklarının korunması, gizliliği olan bilgilerin açıklanmasının önlenmesi ya da yargı organının otorite ve yansızlığının sağlanması için gerekli olan ve YASAYLA KONULAN kural, koşul, kısıtlama ve cezalara bağlanabilir.” “Bir yargıç bulursan yayın yasağı koyabilirsin” anlamına gelen sınırlama ile sözleşmedeki bu sınırlama arasında dağlar kadar fark var. Konumuz kapsamında “Yasa ile konulmuş bir sınırlama yoksa yayın yasağı koyamazsın” sonucu çıkıyor. HHH Yürürlükte birbiri ile çelişen iki ayrı yasa maddesi var. Anayasa (madde 90) bu durumda yapılması gerekeni şöyle belirliyor: “Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” HHH “Türkiye Guguk Devleti olmaktan kurtulabilir mi?” derseniz bu kafayla zor görünüyor. Konunun asıl sahibi Türkiye’nin de ilk üyelerinden olduğu Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin çarpıtılmasına şimdiye kadar ses çıkarmadı. Kişisel başvurular nedeniyle sorun şimdi Anayasa Mahkemesi’nde. Bekleyip göreceğiz. Ama müjdemi isterim. Korkunun dağları beklediği nitelemesiyle fazlaca hızlı hazırlandığı anlaşılan soruşturma komisyonu başvurusunda gözlerden kaçmış olmalı ki, internet dışındaki teknoloji ile yayın yapan radyolara yayın yasağı yok! Birinci maddesinde “Bu kanun basılmış eserlerin basımı ve dağıtımını kapsar” yazan Basın Yasası ile radyo, televizyon ve internete de yasak konulabilen bir ülkede yaşıyor olmamız da cabası... YÜZDE 10’LUK SEÇİM BARAJI Oran baraj için AYM’ye başvurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olan yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılmasını, uygulamanın durdurulmasını istedi. Avukatı Haluk Pekşen aracılığıyla yüksek mahkemeye başvuran Oran, mahkemenin konuyu 2015 seçimi öncesinde ele almasının doğru ve yerinde bir karar olduğunu belirtirken, “Seçim takvimi için madem ki Yüksek Seçim Kurulu’na 80 günlük süre yetmektedir, o zaman henüz 191 gün varken gündeme gelen barajın kaldırılması olasılığı hiçbir partiyi korkutmamalıdır. Bu kararın gecikmeksizin verilmesi Türk demokrasisi için büyük önem taşımaktadır” dedi. 3 Kasım 2002’de 31 milyon 528 bin 783 geçerli oyun 16.9 milyonunu alan AKP ve CHP’nin TBMM’ye girdiklerine, buna karşın toplam oyları 14.6 milyona ulaşan diğer partilerin Meclis dışında kaldıklarına işaret eden Oran, şunları kaydetti: “2002 yılında yüzde 10’luk baraj nedeniyle geçerli oyların yüzde 46.33’ü yani tam 14 milyon 607 bin vatandaşımızın oyu adresine ulaşmadı ve iradeleri yok sayıldı çünkü seçim barajı yükseldikçe demokrasi kan kaydediyor.” Fotoğraf: AA Niyazı Sayın, Engin Deniz Akarlı, Hülya Koçyiğit, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alev Alatlı, Emine Erdoğan, İbrahim Kafi Dönmez Kuzu: AYM’nin kararı yok hükmünde olur KoKIRIKKALE (AA) TBMM Anayasa yasa Ana u, Kuz han Bur kanı misyonu Baş vereMahkemesi’nin seçim barajıyla ilgili ve isiz yetk n ame “Tam n, ilişki ra ceği kara layok hükmünde bir işlemdir. Yapacak Mah rını sanmam” dedi. Kuzu, Anayasa m bakemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın seçi ismak inan ya lama rajıyla ilgili yaptığı açık radan temediklerini belirterek, “Kılıç son edem şey bir le ‘Böy , ada yaptığı açıklam tartışdim çalışma devam ediyor’ deyince susmanın bir anlamı kalmadı. İki gün ıkarş r tirile eleş ı aşır n tuktan sonra gele ’ın sında mı yaptı onu bilemiyorum. Kılıç doğ yaptığı düzeltmeyi, açıklamayı biz ru ve samimi sayıyoruz” dedi. Alatlı’dan Orwell’lı Erdoğan güzellemesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Bu yıl ödüle; Niyazi Sayın, Alev Alatlı, Hülya Koçyiğit, Prof Dr. Engin Deniz Akarlı değer görüldü. Ayrıca Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi de İslam dünyasında ilk ve en kapsamlı İslam ilimleri ansiklopedisi olması nedeniyle ödüle değer bulundu. Törende, saray ünlü isimleri de ağırladı. Bülent Ersoy, Muazzez Ersoy ve “Erdoğan Berkin Elvan’ın annesini yuhalattı çünkü onun da ölmüş annesine küfredilmişti” sözleriyle tepki çeken ardından da özür dileyen Yavuz Bingöl de ödül alamasalar da davetliler arasında yer aldı. Ödül törenine Alatlı’nın ‘Siz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ dediğinizde, Orwell ayağa kalkar alkışlardı’ sözleri damga vurdu ‘1984’ 2014’TE GERÇEK OLDU CELÂL ÜSTER BAŞDANIŞMAN Mahçupyan: Yavuz Bingöl de sarayda Öcalan istediğini alıyor Haber Merkezi Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başdanışmanı Etyen Mahçupyan, yolsuzluk iddialarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Sırf danışman oldum diye bazı gerçekleri söylemeyeceğim sanılıyorsa öyle bir şey yok. Ahmet Davutoğlu da öyle birisi değil” diye konuştu. Mahçupyan, dün NTV’de katıldığı canlı yayında çözüm sürecinde gelinen duruma ilişkin de konuştu. Mahçupyan, sürece ilişkin hükümet ve Kürt tarafı arasında problemlerin yaşandığına dikkat çekti. Mahçupyan, “Hükümet PKK’nin nasıl davranacağını bilemedi ve kendisi de kısa vadeli taktiksel zarar görmekten kaçındı. PKK ile ilgili ‘ben ne olacağım’ sorunu var. Son dönemde bu sorun öne çıkıyor” dedi. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın durumuna ilişkin olarak ise “Öcalan hakkındaki algının bu kadar kısa sürede değiştiği nadir insanlardan birisi. On sene önce neler deniyordu, şimdi neler deniyor. Abdullah Öcalan’ın kendisi hakkında kaygısı olduğunu düşünmüyorum. İdeolojik olarak gerçekten bir rehber ve lider. Öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var, oluştu” ifadelerini kullandı. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması halinde Öcalan’ın tarihe geçeceğini belirten Mahçupyan, “Öcalan’a ne verileceğini çok somut küçük detaylarla ölçüyor insanlar. Abdullah Öcalan’a bir şey verilmesine gerek yok, o alıyor zaten. Kendisini karizmatik hale getiriyor” dedi. Alev Alatlı’nın, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde söylediği “Bugün George Orwell olsa sizi ayakta alkışlardı” sözlerini şaşkınlık içinde okudum. Orwell, Türkçeye benim çevirdiğim “Hayvan Çiftliği” ve “1984” adlı yapıtlarında, her türlü totalitarizmi yerden yere vurmakla kalmaz, insanlara uygulanan baskıları, özgürlükleri yok etme yöntemlerini bazen alaycı, bazen simgesel bir dille, bazen de olanca karanlığıyla gözler önüne serer. Özellikle Gezi Direnişi eylemcilerine devlet güçlerince uygulanan acımasızca saldırılardan, medya üzerine yaratılan baskı ve korku ortamından sonra “1984” adlı romanın Türkiye’de en çok okunan kitaplar arasında doruğa yükselmesi bir rastlantı olmasa gerek! Orwell, bugün yaşasa, eski başbakan, yeni cumhurbaşkanının uygulamaları ve sözleri karşısında, “‘1984’ 2014’te gerçek oldu!” derdi herhalde. kanaat getiren bir bilim adamı yasalarla susturulabilmektedir” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın, “Dünya 5’ten büyüktür” sözlerine atıf yapan Alatlı, “Siz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ dediğinizde, biliyor musunuz, ‘Evrensel dolandırıcılığın hüküm sürdüğü zamanda gerçeği söylemek devrimciliktir’ diyen George Orwell ayağa kalkar, bu sefer de o alkışlardı. Ona, Robinson Crusoe’nun yazarı Daniel Defoe da katılırdı” diye konuştu. Alatlı, Erdoğan’ın en kalbi ve en güçlü dostlarının, yaşamın dayatılagelenden daha farklı, daha insancıl yolları olabildiğini gören sanatçılar ve edebiyatçılar arasında olduğunu söyledi. Bu sözlerin ardından Emine Erdoğan gözyaşlarını tutamadı. Koçyiğit de devletin en yüce makamından bu ödüle layık görülmenin ve Türkiye’de ilk defa halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden ödül almanın kendisi için büyük bir onur olduğunu dile getirdi. Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları ise şöyle: Baskılara rağmen sanatçı yetişiyor: Sağdan sola hepimiz işitiyoruz. “Bizde sanatçı yetişmiyor”, “Bizde ilim insanı, münevver yetişmiyor”. Hayır efendim. Bal gibi yetişiyor. Umutsuzluğa, kötümserliğe, karamsarlığa, tekellere, mahalle baskısına rağmen yetişiyor. Nobel kararlarını objektif mi veriyor?: Uluslararası kurumları masaya yatırdığımızda, hepsinin karar noktasında attığı adımları özellikle ideolojilerin, siyasetin veyahutta kendi inançlarının belirlediği bir dünyada sizler objektif bakışı hiçbir zaman beklemeyin. Nobel kararlarını objektif mi veriyor? Asla. Bunları bizzat gördük, görüyoruz ve yaşıyoruz. Tweet’ler ilim diye dayatılıyor: Değerli tarihçimizin, ilim erbabının muhteşem eserleri dar bir çerçeveye hapsolup kalırken dedikodular, söylentiler, efsaneler ve uydurmalar, hatta tweet’ler, Facebook mesajları, haber bültenleri ilim, tarih diye, bilim tarihi diye bizlere dayatılabiliyor. 350 MİLYON DOLAR HARCANDI Edebiyat alanındaki ödülün sahibi Alatlı, konuşmasında, Gezi Direnişi ve benzer sokak eylemlerinde gençleri sokağa dökmek için provokatif tavır takınan yazarları eleştirerek “Bir kalem darbesi ile atar ergenleri sokağa döken yazarın yaptığı helal değildir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünya politikasındaki çizgisini öven Alatlı, “Dünya 5’ten büyüktür. Beynelmilel medya kartellerinin, muhtelif strateji uzmanlarının nadan dünyalarından büyüktür. Sayın Cumhurbaşkanım siz ve ekibiniz dünyadaki bugün 1.5 milyon Suriyeliye kapılarını açtığınız için tarih sizi ayrı bir yere yazacak” diye konuştu. Dünyanın bugün ekonomik girişimler ve onların yandaşlarından oluşan bir oligarşi olduğunu söyleyen Alatlı, “Oligarklar da başta iktisadi karteller ve onların yanı sıra BM’den NATO’suna, IMF’sinden AİHM’ye kadar, haklı olma hali için temyiz edilemez yetkiye sahip kuruluşlar. Ermeni soykırımı olmadığına ‘Provokatif yazarlar’ Uçakların yarısı BARKIN ŞIK hangarda yatıyor ANKARA Hava Kuvvetleri’nin “acil ihtiyaç” belirtmesi üzerine Güney Kore’den 150 milyon dolara alınacak 15 eğitim uçağı, üretimi için 200 milyon dolar harcanan yerli eğitim uçağı Hürkuş projesinin prestijini zora soktu. Güney Kore’ye verilecek ihale, Hürkuş’un Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde alacağı payı düşürürken dünya pazarına açılmasını da olumsuz yönde etkileyebileceği değerlendiriliyor. TAI, Hürkuş’u 2015’te dünyanın en büyük havacılık fuarı olan Paris Air Show’da sergilemeye ve dünyaya tanıtmaya hazırlanıyordu. Ancak bu hazırlığı, Kore’ye verilen ihalenin baltalayacağı kaydedildi. Güney Kore’ye ilave uçak siparişi verilmesine Hava Kuvvetleri’nin acil ihtiyacı gerekçe oldu. Buna karşın Güney Kore ile Hürkuş’un teslimat takvimleri arasında en fazla 1 yıl fark olduğu belirtildi. Hava Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan Güney Kore yapımı 40 KT1 uçağından 20’sinin aktif olarak kullanıldığı geriye kalan 20’sinin ise hangarda “parça” beklediği kaydedilirken Hava Kuvvetleri’nde bu uçaklarla eğitim veren pilot sayısının ise 17 olduğu kaydedildi. Eğitmen pilot sayısındaki bu düşüşte son dönemde TSK’de yaşanan istifa furyasının etkili olduğu belirtildi. obel kararları objektif değil’ Törende konuşan Cumhurbaşkanı ‘N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear