22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2014 CUMA 6 HABERLER Erdoğan’a hırsız dediği gerekçesiyle tutuklanan çocuğun annesi: l Davutoğlu’ndan eski bakanlara: Yüce Divan’ı kendiniz Oğlum silahlı FIRAT KOZOK da olduğunu, oğlumun çocuk şubeye götürüleceğini söyledi. Ben de hemen çocuk şubeye gittim. İfadesi alındıktan sonra sağlık raporu için hastaneye götürüldü. 18 yaşın altında olduğu için savcının ifade alacağı söylendi. Buradan adliyeye götürüldü. Giderken ‘Anne sen eve git, ben gelirim’ dedi. Avukat da aynı şeyi söyleyince gönül rahatlığıyla eve döndüm. Ama saat 13.30 gibi hakkında tutuklama kararı çıktı.” Avukatın kendilerine tutuklama olmayacağını söylediğini anlatan Altunses sözlerini şöyle sürdürdü: “Oğlumun tutuklanacağı aklımın ucundan geçmezdi. Benim oğlum, karakolun yolunu bile bilmez. Türkiye’de sokaklarda o kadar genç var. Önce bunun sebebini araştırsınlar, buna çözüm bulsunlar. Benim oğlum, okuldan çıkıp gece harçlığını çıkarmak için çalışan bir çocuk. Herkese sesleniyorum, bugün benim çocuğumun başına gelen yarın bir başkasına gelir.” Cadı Kazanı isteyin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun haklarında Meclis soruşturması açılan 4 eski bakanla, geçen pazartesi günkü komisyon toplantısı öncesinde görüşerek, “Yüce Divan’a gitmeyi kendiniz talep edin” telkininde bulunduğu iddia edildi. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Soruşturma Komiyonu’nun geçen pazartesi günü yapacağı toplantıdan bir gün önce eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’la görüştü. AKP grup başkanvekilleri Mahir Ünal, Mustafa Elitaş ile Kültür Bakanı Ömer Çelik ve Ali Babacan’ı da Başbakanlık konutuna çağıran Davutoğlu yaklaşık 4 saatlik bir toplantı yaptı. Bütçe görüşmeleri için önce kurmaylarıyla görüşen Davutoğlu’nun daha sonra da eski bakanlarları kabul edip dinlediği öğrenildi. Kulislere yansıyan bilgilere göre eski bakanlarla gündüz saatlerinde partisinin il kongresinde “Harama uzanan kolu koparırız” diyen Davutoğlu, birkaç saat sonra görüştüğü eski bakanları dinledikten sonra, “Yüce Divan’a gitmeyi kendiniz isteyin, bunu kamuoyuna da kendiniz açıklayın” mesajı verdi. katil değil ANKARA Konya’da Kubilay’ı anma töreninde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “hırsız” dediği gerekçesiyle okulunda gözaltına alınıp tutuklanan 16 yaşındaki lise öğrencisi M.E.A.’nın annesi Nazmiye Altunses, “Benim oğlum silahlı katil değil. 23 bin kişilik okulda sınıfından alınıp götürülmesini kabul edemiyorum. Ayıp olarak görüyorum. Beni arayıp suç işledi deseler kendim götürürdüm. Bugün oğlumun başına gelen, yarın bir başkasının başına gelir” diye isyan etti. M.E.A.’nın annesi yaşananları şöyle anlattı: “Oğlum, Adalet Parkı’nda bu konuşmayı yapmış. Oradan sonra da çalıştığı kafeye gitmiş. Oğlum okuldan sonra bir kafede garsonluk yapıyor. İşi bittikten sonra gece 11 gibi eve geldi. Sabah okuluna gönderdim. Saat 09.00 civarı öğretmeni aradı. Güvenlik şubeden bir ekibin okul Örgüt l M.E.A’ya savcılık sorgusunda yöneltilen ilk soru toplantının amacı oldu. Savcı, “Kubilay’ı anmak için mi toplandınız” diye başladığı sorgusunda M.E.A’ya “örgüt lideri” muamelesi yaptı. Savcının, M.E.A’ya “Temsilci olduğunuz bir birlik, başkanı olduğunuz bir yapılanma var mı, metni kendiniz mi hazırladınız, nasıl örgütlendiniz” sorusunu yönelttiği öğrenildi. M.E.A’nın avukatı Barış İspir, tutuklama kararına itiraz ettiklerini belirtirken “Bir hukukçu olarak vicdanları kanatan birçok husus var” dedi. İspir, 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları itirazla ilgili kararın bugün açıklanacağını söyledi. İspir itiraz dilekçesinin yaklaşık 80 avukatın imzasıyla hazırlandığını söyledi. muamelesi lideri O açıklamayı yapmadılar Görüşmeden bir gün sonra geçen pazartesi günü toplanan komisyonun “Yüce Divan” oylaması yapacağı duyurulmuştu. Ancak komisyon toplantısı dört eski bakanın MASAK raporuna itirazlarını değerlendirmek için ertelendi. AKP kulislerinde Başbakan’ın çağrısına rağmen, dört eski bakanın o açıklamayı neden yapmadığı konuşuluyor. Bakanların MASAK ile ilgili itiraz sonucunu bekledikleri belirtiliyor. AKP içinde de ağırlıklı görüşün söz konusu bakanların kendilerinin “Yüce Divan talebinde bulunmaları” yönünde olduğu dile getiriliyor. Kulislerde Davutoğlu, Mahir Ünal ve Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’ye de “Vicdanınıza göre karar verin” dediği belirtiliyor. Ünal da komisyon toplantısından sonra gazetecilerin sorusu üzerine “Ben olsam, Yüce Divan’a kendim gitmek isterdim” açıklaması yapmıştı. Tutuklama istemeyen savcı sürülmüştü 3 liseliye daha aynı suçtan gözaltı Bozdağ: Tutuksuz yargılanmalı l M.E.A’nın tutuklanmasını protesto için Adalet Bakanlığı önünde eylem yapan 3 lise öğrencisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla gözaltına alındı. Konya’da, M.E.A.’nın Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanmasını protesto için dün Adalet Bakanlığı önünde “Bizde hırsıza hırsız derler” diye pankart açan 3 genç, aynı suçlamayla gözaltına alındı. “Liseli Genç Umut” üyesi olduğu öğrenilen 3 gençten 18 yaşından küçük olan E.A, ve U.Y.Y Çocuk Şubesi’ne; 18 yaşından büyük olan D.K. ise Güvenlik Şubesi’ne götürüldü. Konya Baro Başkanı Fevzi Kayacan da daha önce benzer bir olayda şüpheliyi serbest bırakan savcının sürüldüğünü açıkladı. Kayacan, “17 Aralık protestosu sırasında hırsızlıkla ilgili açıklama yaptığı için karakola götürülen bir vatandaşımız nöbetçi savcı tarafından ifadesi alınarak serbest bırakılmış. Ardından bir takım harici girişimler sonrasında vatandaşımız Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk ettirilmiş ve nihayetinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Ancak ilk ifadeyi alan nöbetçi savcının tutuklamaya sevk etmemesi nedeniyle yıldırım hızıyla, Recep Altun, zorunlu olmadığı halde Zonguldak iline savcı olarak geçici görevlendirilmiştir” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, M.E.A.’nın tutuklanmasına sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, Twitter’daki sayfasından “Hırsız dedi diye 16 yaşındaki evladımız tutuklanırken, asıl suçluların çaldıkları faiziyle geri veriliyor. İşte Yeni Türkiye’deki hukuk!” mesajını paylaştı. Ardından Star TV’nin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Bir çocuk için tutuklama kararı vermek kolay bir olay değildir. Biraz vicdan sahibi olmak lazım. Belli makamları, kişileri incitmiş olabilir ama bu bir çocuk. Onu kazanmamız lazım. Hırsızların elini kolunu sallayarak gezdiği bir ülkede, bir çocuğun hırsızları eleştirmesi nedeniyle hapse atılmasını benim vicdanım kabul etmiyor. Hangi insanın vicdanı kabul eder bunu?” dedi. Kılıçdaroğlu Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nu Konya’ya gönderdi. Tanrıkulu’na İlhan Cihaner ile Engin Özkoç da eşlik etti. Cihaner “Çocuğu okuldan almak yaratılabilecek en büyük travmadır. Bir tutuklamadan ziyade zorbaca bir özgürlüğün kısıtlanması söz konusu” dedi. Kılıçdaroğlu: Vicdanlarını dinlesinler Star TV’nin sorularını yanıtlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Yüce Divan oylaması hakkkında “Kendilerine güveniyorlarsa soruşturma komisyonuna 4 bakanın biz aklanmak istiyoruz demesi lazım. İsterim ki tüm vekiller vicdanlarının seslerini dinleyip karar versinler” dedi. l CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Adalet Bakını Bekir Bozdağ’ı arayarak M.E.A.’nın durumunu gündeme getirdi. Hürriyet’e açıklama yapan Gök, “Tutuklanmayı toplum vicdanı kabul etmedi. Ben de Bozdağ’ı telefonla aradım. Kendisi telefonda bana ‘Yargıya müdahale edemem’ dedi ancak şu önemli cümleyi de sarf etti, ‘Çocuk yaştakilerin tutuksuz yargılanmaları esastır” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu’ndan tepki Davutoğlu: Makama saygı l Avcı’nın cezasına onama l Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’a hakaretten tutuklanan M. E. A. hakkında ilk yorumunu yaptı. Davutoğlu, “Kim olursa olsun makama saygı gösterilmeli. Bu konu hukuki bir konu” dedi. Bakan Bozdağ: Karar manidar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin “Devrimci Karargâh Örgütü” davasında yargılanan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’ya verilen hapis cezasını onamasına ilişkin, “Bir yasal sürecin arifesinde kararın verilmiş olmasını herkes gibi ben de bir ünlem işaretiyle karşılıyorum” dedi. Gazetecilerin soruları üzerine Bozdağ, “Tabii manidar buluyorum. Çünkü Yargıtay’da şu anda seçimler var yeni yasa gereği. Daire başkanları seçildi, zannediyorum pazartesi günü 1. Başkanlık Kurulu seçimi yapılacak” değerlendirmesini yaptı. Kutularla makinenin CANAN COŞKUN 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınarak “rüşvet almak” suçundan 21 Aralık 2013’te tutuklanan eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ele geçirildiği iddia edilen ve içerisinde 4.5 milyon dolar bulunan ayakkabı kutuları ile Barış Güler’in evinde ele geçirildiği öne sürülen iki para sayma makinesi sahipsiz kaldı. Ayakkabı kutusu ve para sayma makinesinin yanı sıra bir lif ile bir el çantasını kimse sahiplenmezse devlete kalacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında işadamı Rıza Sarraf’ın ile eski bakanlar Muammer Güler ile Zafer Çağlayan’ın oğullaHaber Merkezi CHP Gençlik Kolları’nın “yolsuzluk haftası” kapsamında İzmir İl Başkanlığı’ndan Halkbank önüne yapmak istediği yürüyüş, polis tarafından engellendi. Çevik kuvvet ekipleri ve TOMA’lar yolu iki yönden kapattı. Soruşturma kapsamındaki eski bakanlar ve Rıza Sarraf’ın maskelerini takan SDP’liler Halkbank şubesine girerken iki kişi de kapıyı dışarıdan kilitlemeye çalıştı. “Çalmadık çalanlarla savaştık” pankartı açan SDP’liler “Hırsızları biz yakaladık” diye bağırdı. Polisler, 6 SDP üyesini yaka paça gözaltına aldı. İstanbul’da da DİSK, KESK, TTB, TMMOB üyeleri 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu soruşturmasına takipsizlik kararı verilmesini dün akşam Galatasaray Lisesi önünde protesto etti. Grup “Yolsuzlukların hesabını soracağız” pankartı taşıdı. rı Kaan Çağlayan ve Barış Güler’in de aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında takipsizlik kararı verilmişti. Dosyanın tek müştekisi eski Emniyet Müdürü Orhan İnce’nin itirazının reddedilmesi ile takipsizlik kararı kesinleşmişti. Takipsizlik kararının kesinleşmesinin ardından el konulan eşya ve paralar faizi ile iade edilmeye başlandı. Sarraf’ın çalışanı olarak bilinen Abdullah Habbani ile Barış Güler geçen günlerde adli emanetteki para ve altınlarını teslim almıştı. Habbani kendisine iade edilen paraları bavulla teslim alırken faizi Kızılay’a bağışlamıştı. Barış Güler ise bankada emanet altına alınan paralarını telsim aldı. Güler’in evinde ele geçirildiği iddia edilen 2 para sayma makinesine ilişkin olarak ise herhangi bir işlem yapılmadı. CHP’liler Konya’da yüzüne bakan yok li kararında “Üst düzey politikacılara yapılacak olan eleştiri sınırının normal bir bireyden daha geniş olduğu”nu vurguladığını aktararak, çocukların ifadeleri nedeniyle tutuklandığı bir ülkede “rejimin cumhuriyet olduğundan bahsetmenin güç olduğu” tepkisini gösterdi. A nkara Barosu: Endişe verici Ankara Barosu ise AİHM’nin 2012 tarih Dünya gibi, insanlık da karanlıkla aydınlık arasında gidip gelirken kâh gecenin karasına bulanıyor, kâh müjdeli bir sehere tutunup gün ışığına kavuşuyor. Tiyatro Tatavla’da Eraslan Sağlam’ın rejisi ve başarılı bir oyuncu kadrosuyla, Arthur Miller’ın ünlü “Cadı Kazanı”nı izlerken bunu düşündüm. Oyunu kaleme alan Miller, 1950’ler Amerikası’nda “komünist”lik suçlamasıyla “Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi” tarafından yargılanmış bir yazardı. Bir korku iklimi yaratılmıştı Amerika’da... “Komünizm geliyor”du. “Amerikan toplumu tehdit altında”ydı. Ve McCarthy adında faşist bir senatör, bu korkuyu yayarak tüm muhaliflerini yargılayıp sindirmeyi başarmıştı. İhbarcıların yalanlarıyla muhalif evlere celp kâğıtları yağıyordu. O dönem, Elia Kazan gibileri, bu zulme boyun eğip işbirliği yaparken Miller öcünü, en iyi bildiği yolla, kalemiyle almayı tercih etti. Cadı Kazanı’nı yazdı. Oyunda 1950’ler Amerikası’nı anlatmak için 1650’ler Amerikası’nı işledi. 17. yüzyılda da benzer bir cadı avı yaşanmış, insanların içine şeytan girdiği iddiasıyla topluma korku salınmış, ihbar furyasının kışkırttığı celp kâğıtlarıyla yaratılan dehşet sayesinde tam bir itaat sağlanmış, “Din adamlarının dua etmek için neden bakır şamdanlarla yetinmeyip altın şamdanlara ihtiyaç duyduğu” sorusunun sorulması böylece engellenmişti. Miller, 20. yüzyılın “komünist avı”nı, 17. yüzyılın “cadı avı”na benzeterek, kendisini yargılayan McCarthy’yi yargılıyor ve tarih huzurunda mahkum ediyordu. HHH Oyun, Türkiye’de ilk kez Kasım 1970’te, yapımı yeni biten Atatürk Kültür Merkezi’nde sergilendi. İlk gösterimde, 3. perdenin hemen başında tiyatroda yangın çıktı. Ve 23 yılda yapılan Kültür Merkezi, 45 dakikada küle döndü. Bu, renkli 1960’ların final sahnesiydi adeta... Tarihte sahne sırası, katran karası gecedeydi. 4 ay sonra 12 Mart geldi ve başlatılan komünist avıyla “cadı kazanları” fokurdamaya başladı. O günden sonra da oyuna dokunmaya pek kimseler cesaret edemedi. Fakat gün geldi, yine Taksim’de, Atatürk Kültür Merkezi’nin tanıklığında yeni bir “cadı avı” başlatılınca Miller akla düştü. Oyunu oynama sırası, yeniden Türkiye’deydi. HHH Engizisyon yıllarına, oradan 1950’ler Amerikası’na uzanan bir pencereden bugünkü Türkiye’de kaynatılan cadı kazanına bakınca, her şey yerli yerine oturuyor. Neden iktidarın anahtarını ele geçirenlerin, ayakta kalabilmek için öcülere ihtiyaç duyduğu... “Şeytanla işbirliği yaptılar, devleti ele geçiriyorlar” paranoyasıyla bütün muhaliflerini nasıl baskı altına aldığı... Onları ezerek toplumda dehşet iklimi yaratırken el koyduğu altın şamdanların sorulmasına nasıl engel olduğu... İhbarcıların, iftiracıların bu yemden pay kapabilmek için nasıl ortaya döküldüğü tüm berraklığıyla çıkıyor ortaya... HHH Lakin başka dersler de var: Yenilmez sanılan McCarthy birkaç sene içinde devrilip tarihin çöplüğüne gömüldü; Elia Kazan, hâlâ o utancı temizlemeye çalışıyor; Arthur Miller ise, kalemiyle hâlâ savaşıyor despotlara karşı... Belli ki, bir süre sonra, güneş açtığında da 2010’lar Türkiyesi’nin istibdat rejimine dair oyunlar sahnelenecek buralarda... Ve insanlar, o baskıyı kuranları lanetlerken o baskıyı yıkanları, o oyunları yazanları alkışlayacak. Cadı avcıları tarihin çöplüğünde buluşacak; her dönemin “cadılar”ı yanarak insanlığın yolunu aydınlatırken... Biz ise, her gecenin iki gündüz arasında olduğunu bilmenin ferahlığıyla her cadı avında, avcıların karşısında, cadıların safında olacağız. l Hidayet Karaca’ya ret Savcıdan Dumanlı itirazı İstanbul Haber Servisi 14 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu 8 kişinin serbest bırakılmasına soruşturma savcısı Hasan Yılmaz itiraz etti. Savcı Yılmaz, serbest bırakılan şüpheliler hakkında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını belirterek tutuklanmalarını talep etti. İtirazı İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği önümüzdeki günlerde karara bağlayacak. Öte yandan operasyon kapsamında terör örgütü kurmak ve yönetmek iddiasıyla tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın tutukluluğuna yapılan itiraz İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedildi. Dersim katliamına ilk kazma vuruluyor Yurt Haberleri Servisi Tunceli’de 1938 yılında öldürülen 21 köylünün gömüldüğü toplu mezarın açılmasına karar verildi. Cumhuriyet’e konuşan avukat Cihan Söylemez, “Dersim katliamına ilişkin ilk kez bir toplu mezar açılacak. Soruşturmanın diğer toplu mezarlarla ilgili soruşturmalar için de emsal olacağını düşünüyoruz Toplu mezarların açılmasının ardından devletin 38 katliamıyla yüzleşmesini bekliyoruz” dedi. BATMAN (Cumhuriyet) Aydınlıkevler HDP’lilere Mahallesi’nde “Öcalan’a Özgürlük” kampanyası düzenlenmesiyle ilgili HDP ‘Öcalan’ İl Başkanı Mahmut Çifçi, DBP İl Eş Başkanı Ayşe Ağılgat, HDP İl Yönetim gözaltısı Kurulu üyesi Selma Kaya, DBP’li Mehmet Demir ve Mehmet Şerif Dursun, “örgüt propagandası yaptıkları”, “suçu ve suçluyu övdükleri” iddiasıyla gözaltına alındı. HDP ve BDP yöneticileri emniyetteki işlemlerinin ardından Batman Bölge Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilip serbest bırakıldı. HDP Heyeti Kandil’den döndü Görüşmeler sıklaşacak DİYARBAKIR (DHA) Çözüm süreci kapsamında İmralı’da Abdullah Öcalan ve Ankara’da Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la görüşen HDP’nin İmralı heyeti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreya Önder, DTK Eş Genel Başkanı Hatip Dicle ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Kandil Dağı’nda KCK yetkilileriyle yaptıkları 11 saatlik görüşmelerden sonra Türkiye’ye döndü. Görüşmenin olumlu geçtiği belirtilirken heyetin bundan sonra İmralı ve Kandil’i daha sık ziyaret edeceği, süreçle ilgili “gerek duyulması halinde” hükümetle birlikte açıklama yapacağı ifade edildi. Halkbank’a yürütmediler C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear