Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 AVM’ye de mescit EMİNE KAPLAN AKP’nin verdiği yasa önerisine göre AVM’ler resmi tatillerde kapalı olacak ANKARA AKP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu yasa önerisiyle, alışveriş merkezlerinde (AVM) mescit zorunlu hale getiriliyor, otoparklarından belli bir saatin dışında ücret alınması öngörülüyor. Öneriye göre, AVM’ler pazar ve resmi tatil günlerinde kapalı olacak; hafta içi ise saat 20.30’a kadar açık olabilecek. Sunulan yasa önerisi, şu düzenlemeleri öngörüyor: l Büyük mağazalar ve AVM’lerin kuruluşu, “Büyük Mağazalar Değerlendirme Kurulu”nun olumlu raporuna bağlı olacak. Kurul, illerde AVM’ler için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcisi, belediye meclisi, ticaret ve sanayi odaları ile Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’nin temsilcilerinden oluşacak. Kurulun iznine göre AVM’lerin kuruluşu valiliğin onayıyla gerçekleşecek. l Büyük mağaza kurulabilmesi için öncelikle imar planlarında ticaret alanı, kentsel ve bölgesel iş merkezi ya da tali iş merkezi ayrılmış olması ve bu alanların büyük mağaza kurulmasına uy OSMANLI TUĞRASI GERİ Mİ GELİYOR? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Armağan Uslu ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Resmi Armasının Belirlenmesi Hakkında Yasa Teklifi”ne göre, Türkiye’nin resmi armasının belirlenmesi amacıyla TBMM’de 12 üyeden oluşan komisyon kurulacak. Komisyon üyelerinin seçimi, siyasi parti grupları tarafından önerilen adayların Genel Kurul’da işaret oyu ile onaylanması ile gerçekleşecek. Arma tasarımının komisyonca kabul edilmesi halinde resmi arma önerisi bir rapora bağlanacak. Daha sonra resmi arma önerisi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek ve kabul edilmesi halinde Türkiye’nin resmi arması belirlenmiş olacak. Teklifin gerekçesinde, devlet armalarının her ülke için, o ülkenin bayrağından sonra sahip olduğu en temel sembollerinden ve ülkelerin saygınlığına katkı sağlayan unsurlar arasında yer aldığı belirtildi. Uluslararası sistemde yer alan 203 devletten, Türkiye Cumhuriyeti ve Dominik Cumhuriyeti dışındaki geri kalan 201 devletle ilgili yasal düzenlemelerle belirlenmiş ulusal bayraklarının yanı sıra ulusal armalar mevcut olduğuna yer verildi. Teklifiteki “Osmanlı İmparatorluğu’nca kullanılan Osmanlı armasının saltanatın ilgası ve Cumhuriyetin ilanı ile kaldırıldığı, 1927 yılında ‘Türkiye Arması’ tesisi yönünde çalışmalar yapıldığı ancak sebebi açıklanmaksızın resmileştirilmediğine” dair ifadeler akıllara “Osmanlı tuğrası geri mi geliyor” sorusunu getirdi. Siyasal İslamcı Eğitim Şurası... Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem AKP’nin lideri hem de Cumhurbaşkanı... Zaten bunu açık açık söylüyor RTE... Peki, Cumhurbaşkanı “yemini” ile yaptıkları örtüşüyor mu? Hayır! Her ortamda sabah akşam karşımıza çıkıyor, konuşuyor, esip gürlüyor: “Ben alışılmış cumhurbaşkanı olmayacağım!” Tek adamlığını ilan ediyor... Başbakanın, bakanların, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının vereceği kararlarda kendisinin yetkili olacağının altını çiziyor. Cumhurbaşkanı değil padişah gibi davranıyor, ferman veriyor, hükümetin, yargının kararlarına karşı tavır alıyor... Yandaşları medya, her yerde tam kadro yer alırken, muhalif basını susturmaya çalışıyor. Kendi kendime soruyorum tüm yaşananlar karşısında: “Bu bir korku imparatorluğu değil midir?” RTE, demokrasiyi ve özgürlükleri sevmiyor aslında, savunur gibi yapıp yandaş takımıyla, koro halinde hukuk devletini savunanlara haddini bildiriyor. Laiklik, hukuk devleti düzeni, yargı bağımsızlığı... Aydınlanma Devrimi, eğitim, çağdaşlık, bilim, sanat, kültür... Hepsi ama hepsi yok sayılıp şimdi de Osmanlıca ders... HHH Kendi inançlarına uygun bir toplum yaratmak için yola çıkmışlardı ve artık kazandılar... 12 yıl boyunca pek çok engeli aşıp bugünlere geldiler... Olup bitenleri alkışlarla karşılayan yandaş takımına liberaller de katılmış, daha 4 yıl önce “yetmez ama evet” demişlerdi... Sonunda liberallerin kimileri uyandı, kimileri “solculuk” sıfatını sapına kadar sözüm ona kullanıp, yandaşlarla birlikte yolculuğa çıkmaya karar verdi. Bugünün Türkiyesi’nde yaşananları görüyoruz, okuyoruz, biliyoruz. Osmanlıca dersler de zorunlu olacak, din dersleri neredeyse gun bulunması koşulu aranacak. AVM’lerin kuruluşu için nüfus ve trafik ile esnaf ve sanatkârlar ile küçük ve ortay boy işletme yoğunluğu dikkate alınacak. l AVM’ler, otoparkların amaç dışı kullanımını önlemek amacıyle elektronik olarak kontrol ederek, alışverişi mümkün kılacak asgari bir saatten sonra otoparkın kalan Otoparklarda ücret zorunlu zamanı için müşteriden ücret talep edebilecek. l Satış alanı toplamı 2 bin 500 metrekare üzerinde olan AVM’lerde, gerekli hijyen şartlarına uygun, işletme büyüklüğüne uygun, erkek ve bayan tuvalet ve lavabosu, mescit ve çocuk odası gibi uygun mekânlar oluşturulacak. l AVM’ler, sabah saat 10.30’da açılacak, cumartesi hariç, pazar günü ve resmi tatil günleri tamamen, diğer günler ise saat 20.30’dan itibaren müşteri trafiğine kapatılacak. l Yasa önerisinin yürürlüğe girdiği tarihten önce işletmeye geçmiş olan büyük mağazalar, AVM’ler ve zincir mağazalar, 6 ay içinde yeniden yetkili makama başvuracak. “Büyük Mağazalar Değerlendirme Kurulu”, başvuran AVM’lerden yeni yükümlülükler konusunda taleplerde bulunabilecek. Bu talepleri yerine getirenlere kuruluş izni verilecek. Tarım alanından dönüştürüldü İBB Mec li si ’n de 13 Eylül 2013 ta ri hin de onay la nan Ka bak ça Kö yü Re viz yon Nâzım İmar Pla nı ’n da Os man Ke ten ci ’ye ait üze rin de 10 vil la nın bu lun du ğu 509 ve 527 par sel ler ile he men ya nın da ki 1210 No’ lu par sel, yi ne üze rin de te nis kor tu ve villa olan 510 No’ lu par sel ler ta rım ala nın day ken ko nu ta çev ril di. Üze rin de villa olan 508 No’ lu par sel ise gü nü bir lik te si s ala nıy ken ko nut ala nı na dönüştürüldü. Plan lar 7 Ka sım 2014’te İBB’de Plan la ma Mü dür lü ğü ’n de as kı ya çı ka rıl dı. CHPli üyeler planlara itiraz etmişti. İMAR PLANI KABUL EDİLDİ üniversiteye İBB formülü HAZAL OCAK İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi AKP’ye yakınlığıyla bilinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın kurucusu olduğu Üsküdar Üniversitesi’nin kaçak binasının yeni imar planlarını, oy çokluğu ile kabul etti. CHP’li meclis üyesi Nezih Küçükerden Üsküdar Belediyesi’nin hakkında yıkım kararı aldığı yapının plan değişikliği ile yasallaştırılmak istendiğini söyledi. Küçükerden “Kaçak üniversiteye af çıkarıyoruz” dedi. Üsküdar Altunizade, 1 ada 74 parsel üzerinde bulunan Üsküdar Üniversitesi’nin yeni imar planları dün İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde görüşüldü. Belediye Meclisi’ne görüş bildiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama Müdürlüğü, istenen plan değişikliği ile inşaat hakkının 4 kat artırıldığını, teklif planın üst ölçekli, 1/5000 Ölçekli Nâzım İmar Planı’na ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne uygun olarak hazırlanmadığını belirtti. CHP’li meclis üyesi Küçükerden, Üsküdar Belediyesi’nin söz konusu inşaat ile ilgi yapı tatil tutanağı tuttuğunu, encümenin yıkım kararı aldığını belirtti. Küçükerden “Yapılan iş utanılacak iştir” dedi. AKP’li İmar Komisyonu Başkanvekili Timur Soysal, bir parsel ile ilgili plan değişikliğinin görüşüldüğünü, parselde kaçak bina bulunup bulunmamasının ilçe belediyesinin sorumluluğunda olduğunu söyledi. AKP’lilerin oyçokluğuyla kabul edilen yeni imar planına ilişkin, Planlama Müdürlüğü’nün görüşünün aksine, “Plan değişikliği teklifi incelenmiş olup 1/5000 ölçekli plan doğrultusunda hazırlandığı” ifade edildi. Kaçak Erdoğan’ın dünürünün Çatalca’daki villalarının sayısının 12 olduğu ortaya çıktı Villalar ‘doğurdu’ HAZAL OCAK Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürü Osman Ketenci’nin Çatalca Kabakça köyündeki tarım alanı üzerindeki villalarının 10 değil 12 tane olduğu ortaya çıktı. 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında ortaya çıkan ses kayıtlarında Erdoğan’ın çevredeki arazileri alınması yönünde verdiği talimatların ardından parsellerin 5 ay içinde tek tek alındığı belirlendi. Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan ’ın kayınpederi Ketenci’nin üzerine kayıtlı İstanbul Çatalca’daki 55 dönümlük çiftlik, 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında ortaya çıkan dinleme kayıtlarına takılmıştı. Kayıtlara göre Erdoğan, çiftlikteki 10 villayla yakından ilgileniyordu. Ketenci’nin villaları için Erdoğan çevredeki arazilerin de alınması talimatını veriyordu ve yandaki arsa sahiplerinin arsa fiyatlarını yükselttiği konuşuluyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) CHP’li meclis üyesi Hüseyin Sağ’ın ulaştığı ve gazetemizle paylaştığı yeni belgelerde Ketenci’nin topladığı parsellere 10 değil 12 adet villa yaptığı anlaşıldı. Yüz de 90’ı İS Kİ içme suyu ko ru ma hav za sın da bu lu nan Ka bak ça kö yü n de Er do ğa n’ ın dünürü Os man Ke ten ci, 54 bin 489 met reka re ar sa sa tın al mış tı. Bir bi riy le bağ lan tı lı 7 par sel de bu lu nan bu ara zi de ki 509 ve 527. par sel ler de 10 vil la vardı. Yeni belgede Ketenci’ye ait olan 510 ve 508. parselerde de toplam 2 villa bulunuyor. Çift lik ola rak kul la nı lan ara zi de yüz me ha vu zu, te nis kor tu ve at ge zin ti ala nı da mevcut. CHP’li Sağ, parsellerin 5 ayda toplandığını söyledi. Sağ’ın verdiği bilgilere göre 509’uncu parsel 16 Ekim 2012’de, 508. parsel 28 Şubat 2013’te, 527. ile 1210. parsel 13 Mart 2013’te ve 529. parseli de 15 Mart 2013’te alındı. Sağ “Bu arsaların alınırken önceden planlandığını ve sözünün alındığını görüyoruz” dedi. Villalar yapılırken belirlenen emsallerin de aşıldığı tespit edildi. Hüseyin Sağ 1210 ve 527. parsellerde inşaat alanının 2 bin 640 metrekare olması gerekirken 3 bin metrekare olduğunu söyledi. Sağ diğer parsellerde de emsalin aşıldığını belirtti. anaokullarına kadar indirilecek. Aslında özel anaokullarının, özellikle AKP’nin etkin olduğu İstanbul ve Anadolu kentlerinde din dersi verdikleri, buralara üçbeş yaş arası kız çocuklarının türbanlı, erkeklerin takkeli olarak gittiklerini biliyoruz. Bu arada özel güvenlik birimleri, karma eğitimin kaldırılıp kız ve erkek okullarının açılması, ne idüğü belirsiz eğitim şurasında alınan kararlardan bazıları... Polis, aslında 1415 yaş arası öğrencilerin ailelerinin solcu mu sağcı mı, Alevi mi Sünni mi olduğunu araştırıyor... Böylece siyasal İslamcı bir ideoloji ülkemizi kuşatıyor... Benim güzel yurdumun insanı ise gözlerini açıp, neler oluyor diye bakmıyor. HHH Cumhuriyet gazetesi, yazıişleri kadrosuyla, muhabiriyle, yazarıyla çizeriyle siyasal İslamcı ideolojinin gerçek yüzünü gösteriyor her gün sayfalarında... Bir yandan belli bir inancın dayatılması, öte yandan yağma ve talan... Araya sıkıştırılan “İslamcı Eğitim Şurası” ve Türkiye’nin gidişatı. Arkadaşımız Özlem Güvemli yazdı, Vedat Arık fotoğrafladı: “Çanakkale’de hava kara bulutlu!” Kaz Dağları delik deşik edildi, ovalar siyanürle sulandı... Türkiye’nin dört bir yanında... Ankara, İzmir, Diyarbakır bürolarımız... Vahşi kapitalizmin güler yüzü küreselleşme? Din pazarlamacılarının soygunu, vurgunu! Karabiga’dan yükselen çığlık Kaçkarlar’a dek uzanıyor... Yöre yeni 11 termik santralın tehdidi alında! Karides avcıları kaygılı... Deniz kirlenecek! Özlem Güvemli diyor ki: “Deniz manzaralı santralların Çanakkale’yi Dilovası’na çevireceğinden korkuluyor...” HHH Ne yaşadığımız çevreyi görebiliyoruz ne de siyasal İslam ideolojisinin ülkeyi ele geçirdiğini... Ha “paralel yapı” ha “İslamcı” yapı! Aralarında bir fark yok! Geçelim! Ey halkım niçin korkuyor, susuyor, pısıyorsun! Yasal ve anayasal demokratik haklarını kullan! l Şikâyetlerin bu hafta ele alınması bekleniyor 5 ayda parselleri toplamış AYM’nin bu hafta gündemi Ak Saray ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Anayasa Mahkemesi, bu hafta görüşeceği bireysel başvuru dosyalarının arasında “KaçAk Saray” olarak nitelendirilen AOÇ üzerine inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili şikâyetleri aldı. Yüksek mahkeme, binanın “kaçak” olmasının yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı makamının, Cumhuriyet simgesi niteliğindeki Çankaya Köşkü yerine “KaçAk Saray”a taşınması konusundaki başvuruları da görüşecek. Mahkeme, meslek odaları ile Ankara Barosu’nun arasında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü ve kişilerin yaptığı bireysel başvuruları yarın karara bağlayacak. Yüksek mahkemenin vereceği karar Ak Saray’ın hukuki durumu ile ilgili tartışmalara ışık tutacak. Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın Atatürk’ün vasiyeti ihlal edilerek AOÇ’de ağaçların kesilerek yapılmasına ve Çankaya Köşkü’nün de buraya taşınmasına ilişkin yüksek mahkemeye çok sayıda bireysel başvuruda bulunulmuştu. Bu kapsamda bireysel başvuruda bulunan Ankara Barosu, idare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı vermesine karşın AOÇ’deki inşaatın sürdüğünü, bu nedenle iç hukuk yollarının tükendiğini bildirmişti. Önce sesini duydum, ardından şunun suratını da göreyim diye ekran başına koştum. Adı Emrullah İşler imiş. İki ay kadar önce boşalan Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanlığı’na seçilmiş. AK Parti Ankara Milletvekili imiş. İlahiyat eğitimi almış, ardından da ilahiyat dalında akademisyen olmuş, profesörlüğe kadar yükselmiş. Ülkenin en önemli, dahası bugünlerde en güncel komisyonunun başkanı. Mesela yeni biten Milli Eğitim Şurası’nda benimsenen önerilerin yasalaşması için geleceği komisyonda borusu en yüksek ötecek siyasetçi bu zat. Yani ona “eğitimcibaşı” desem hiç de yanlış olmayacak. CNN’de Mirgün Cabas arkadaşım onu “Her şey” programına çağırdı. Başlangıçtaki bir iki dakika dışında Emrullah İşler’in söylediklerin tümünü, hem de büyük bir dikkatle dinledim. Biliyorum, dün gece hemen bütün haber kanallarında harıl gürül “Osmanlıca zorunlu ders olsun mu, olmasın mı” tartışılıyordu. Gerçi hem büyük kültür adamı, hem sultanları kıskandıracak bir iktidarın tek başına sahibi Recep Tayyip Erdoğan, ağzının kenarına yerleştirdiği küçümseyici bir gülücük eşliğinde gürlemiş ve “İsteseler de istemeseler de Osmanlıca öğretilecek, öğrenilecek” buyurmuştu. Alfabe Diyemeyen Eğitimcibaşı Yani tartışma Osmanlıca söylersek “abesle iştigal” idi. (Cümleyi anlamayanlar Osmanlıca öğrensin. Bundan sonra böyle. Nokta.) Yine de harıl gürül tartışıldı. Beni de çok ilgilendirmedi. İlgilendirmedi, çünkü itiraz edenlerin de, benimseyenlerin de herhangi bir yetkisi, yaptırım gücü yok. Ama Emrullah İşler öyle mi? Adam koskoca TBMM’nin koskoca Eğitim Komisyonu’nun koskoca başkanı. Eğer Osmanlıcanın meraklısı olanların, o yönde derinleşmek isteyenlerin seçmeli dersi olmasını değil de bütün lise öğrencilerinin zorunlu dersi olmasını benimsiyorsa komisyonun önüne gelen bir yasa teklifi ya da tasarısını yasalaştırmak için elinde önemli bir yetki var. Unutmayın ki bizde yasalar komisyonlarda son ve kesin şeklini alır ve Meclis Genel Kurulu’nda “parmak kaldır – parmak indir” yöntemi ile yasalaşır. Bunun istisnaı pek azdır. (İstisnası değil istisnaı. Neden böyle diyenler Osmanlıca öğrensin. Bundan sonra böyle. Nokta.) Ve… Ve Emrullah İşler Osmanlıcanın seçmeli değil, zorunlu ders olmasından yana. Bunu CNN Türk ekranlarında ilan etti. İlan ederken kurduğu cümlelerde bol bol alfabe sözcüğü vardı. Parlamentodaki görevi gereği Türkiye’nin eğitimcibaşılarından olan bu zat sürekli “alfaabee” diye geveledi. Kusuru bundan ibaret olsaydı, elbette bu yazı yazılmazdı. Bir yerlerden mail adresi bulunur ve sevabına “Bey biladerim alfabe ikinci a’yı ve sonuncu e’yi uzatarak söylenmez. Siz eğitimde önemli bir yerdesiniz, gençler size bakıp amma da cahilmiş demesinler. Bir zahmet düzeltiverin” diye yazılırdı. Lakin alfaabee ile yetinmedi, “Ha soldan sağa yazmışsın, ha sağdan sola” gibi inciler savurdu. Arap elifbasının bizler için çok önemli olduğundan söz etti ve duyunca içimi öğürtüler basan o malum gerekçeyi öne çıkardı: Çocuklarımız atalarımızın mezar taşlarını okuyamıyor. Hani duyan da çocuklarımızın her gün o mezarlıktan bu mezarlığa koşup dedelerinin, ninelerinin, onların da dede ve ninelerinin mezar taşlarını bulup üstündeki yazıları sökmeye çabaladıklarını sanacak. Osmanlı tarihini, Osmanlı edebiyatını öğrenmek ve anlamak isteyen meraklıların, Osmanlı belgelerine meslek gereği ulaşmak isteyenlerin Osmanlıca öğrenmelerine, Arap elifbasıyla yazılan metin leri kavrayabilmelerine aklı başında kimsenin itirazı olmasa gerek. İtirazdan öte başta eğitim bakanlığı, devletin bu yolda özendirici, destekleyici olması gerek. Çünkü söz konusu olan bizim kendi öz tarihimiz… Ama Osmanlı sarayının dilini, yani bir seçkinler dilini Türkçe diye yutturmaya kalkışan ve bunu liselerde zorunlu ders kılmaya soyunan sinsi zihniyete pabuç bırakacak değiliz. Başta Cumhurbaşkanı, ardından Başbakan ve onunda ardından bu yazıda adı geçen eğitimcibaşı ve benzerleri durup dinlenmeden vurguluyorlar: Osmanlıca bizim dilimizdir, Türkçedir. Hayır değildir. Osmanlıca Osmanlı sarayının ve onun çevresinin dilidir. Dağda, ovada, köyde, belde, kasabada yaşayan atalarımız Osmanlıca değil Türkçe konuşuyorlardı. Su’ya su diyor ve ayrıca “Ma” ve “Ab” dendiğini de bilmiyorlardı. Ayrıca ister Arap elifbası ile yazılsın, ister Latin alfabesi ile, “Bir müsellesin mesahı sathiyesi dılı kebiri ile irtifaının zarbının nısfına müsavidir” diye bir cümle okuyan ya da duyan saray dışında kalan Osmanlı tebaası da Türkiye Cumhuriyeti’nin genç kuşakları da hiçbir şey anlamazlar ve anlamaları da gerekmez. (O cümlenin anlamını merak edenler Osmanlıca öğrensin. Bundan sonra böyle. Nokta!..) l 3 yılda açılan 35 davanın ilk sonuçları Danıştay’dan AOÇ için Meclis’e vize yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin AOÇ’nin yeniden yapılaşmasına ilişkin 3 yılda açtığı 35 davanın sonuçları gelmeye başlıyor. AOÇ’de bulunan tarihi Bira Fabrikası alanının Meclis’in kullanımına verilmesini sağlayan Koruma Bölge Komisyonu’nun kararı yargıdan döndü. Danıştay 6. Dairesi davada yürütmeyi durdurma kararı verdi. AOÇ ve kaçak sarayın her aşamasında dava açtıklarını belirten Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan, Bira Fabrikası için alınan ikinci yürütme durdurma kararı olduğunu belirtti. Candan, daha önce de alanın TBMM’ye tahsis edilmesine ilişkin kararın onaylandığı, kararla milletvekilleri için sosyal tesislerin yapılmasının öngörüldüğünü söyledi. Bu kararın da yine Danıştay 6. Daire tarafından yürütmesinin durdurulduğunu anımsatan Candan, “AOÇ mücadelesinde, bu durdurma kararları talanının boyutlarının ne kadar olabileceğini, kaçak saray sürecinde gösterdiği için, yargıda da hızlı bir duyarlılık gelişti. Telafisi mümkün olmayan zarar oluşturacağından mahkeme, bilirkişi raporunu beklemeden yürütmeyi durdurma kararı veriyor” dedi.