25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER l Esas hakkındaki mütalaada Engin Çeber’den “güvenlik güçlerince ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu” diye bahsedildi 7 Gezi Direnişi sırasında ağzına sıkılan biber gazı nedeniyle dilini kaybetti, dil kökündeki yaralara kanser tanısı kondu Çeber’in Metris cezaevinde gördüğü işkenceden sonra taşınma görüntüleri... Biber gazı ABİDİN YAĞMUR kanseri MERSİN Gezi eylemleri sırasında ağzına yakın mesafeden biber gazı sıkıldıktan sonra ağzında yaralar oluşan, dilinin dörtte biri alındığı için konuşamayan Mehmet İstif’e (36), Çukurova Üniversitesi Balcalı Tıp Fakültesi’nde kanser teşhisi kondu. Yemek yiyemeyen ve 39 kiloya kadar düşen İstif, “O eylemde ağzıma gaz sıkılıncaya kadar benim herhangi bir hastalığım yoktu. Ben bu durumun nedeninin biber gazı ve diğer kimyasallar olduğuna inanıyorum. Biber gazının kullanımı yasaklansın” dedi. Akdeniz Oyunları’nın açılış töreninin yapıldığı 20 Haziran’da Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerindeki protesto gösterisine katılan Mehmet İstif’in yüzüne polis yakın mesafeden biber gazı sıktı. Gaza maruz kaldıktan sonra yüzünde, ağız içinde ve burnunda şiddetli yanma hisseden İstif, gaza maruz kalan diğer kişilerin de benzer şikâyetleri olması nedeniyle yanma hissinin geçeceğini düşündü. Ancak ertesi gün İstif’in ağzında şişlik ve yaralar oluştu. Toros Devlet Hastanesi’ne başvuran İstif’e burada yapılan muayenenin ardından enfeksiyon tanısı konularak sprey türü ilaçlar verildi. Ancak yaralar daha da kötüleşince İstif, birkaç gün sonra Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Burada yapılan ilk incelemede Adli Tıp Birimi’nin “ağız içi yaralarına biber gazının neden olduğu” şüphesi kayda geçirildi ve İstif, Kulak Burun Boğaz Bölümü’ne sevk edildi. “Alerjik reaksiyon” tanısı konulan İstif, ameliyat edilerek dilinin dörtte biri alındı. Çeber işkencede öldü Sayın Savcı l ‘Demokratikleşme Paketi’ olarak nitelenen tasarı bekleneni vermedi AKP, gösterilere “günlük yaşamı etkilememe” kriteri, Gezi benzeri eylemlere verilen hapis cezasının artırılması gibi düzenlemelerden vazgeçmedi. CANAN COŞKUN Gazın içeriği açıklansın Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından ağustos ayında hazırlanan raporda “Yaralar basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte değildir. Vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olabilecek niteliktedir. Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi için şahsın olay tarihinden 6 ay sonra MEÜ Adli Tıp Anabilim Dalı’na muayene için gönderilmesi gerekir” denildi. Bunun üzerine İstif’in avukatları olay günü kullanılan biber gazının türünün belirlenmesi, söz konusu gazın içindeki kimyasal maddelerin tespit edilmesi ve son aşamada gaz kullanımının sınırlandırılması amacıyla girişimlerde bulundu. Durumunun giderek kötüleşmesi üzerine geçen aylarda İstif, Türkiye İnsan Hakları Vakfı aracılığıyla tedavisi için Çukurova Üniversitesi Balcalı Tıp Fakültesi’ne götürüldü. Burada yapılan araştırmalar ve biyopsi sonucunda İstif’in dil kökündeki yaranın kansere dönüştüğü belirlendi. “Skuamöz hücreli karsinom” teşhisi konulan İstif, geçen günlerde İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvurdu. İstif’in dilinden alınacak numuneler önümüzdeki günlerde Çapa Tıp Fakültesi’nde incelenecek. AKP yasaktan vazgeçmiyor EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Anayasa Alt Komisyonu’nda hükümetin “Demokratikleşme Paketi” olarak nitelendirdiği yasa tasarısının görüşmeleri tamamlandı. Gösterilerin yer ve güzergâhının belirlenmesinde belediye başkanının da görüşünün alınması, Kürtçe eğitimin özel okullarla sınırlı olması yönünde tasarıda değişiklik yapıldı. Ancak AKP, muhalefetin itirazlarına rağmen gösterilere “günlük yaşamı etkilememe” kriteri, Gezi benzeri eylemlere verilen hapis cezasının artırılması gibi düzenlemelerden vazgeçmedi. AKP, nefret suçları kapsamına eşcinsellerin de alınması önerisini de kabul etmedi. TBMM Anayasa Alt Komisyonu’nda çözüm sürecine yönelik hazırlanan yasa tasarısında bazı değişiklikler yapıldı. Toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile en çok üyeye sahip 3 sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenmesini öngören düzenlemeye belediye başkanları da eklendi. Muhalefetin, görüşü alınacak kurumlara yüzde 3’ün üzerinde oy alan partilerin de dahil edilmesi, yer ve güzergâhın mülki idare amirince değil söz konusu kurumların oyçokluğuyla belirlenmesine ilişkin önerileri kabul edilmedi. Gösterilerde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntülerinin kolluk tarafından kayda alınmasıyla ilgili maddeye “kayda polis tarafından çekildiğinin belli olacak şekilde ibare konulması” hükmü eklendi. Özel öğretim kurumlarında Kürtçe eğitim yapılmasına ilişkin maddede de değişiklik yapılarak dershane ve sürücü kurslarının da bu kapsamda değerlendirilmemesi için “özel öğretim kurumları” yerine “özel okul” ifadesi getirildi. Komisyondaki görüşmeler sırasında açık yerlerdeki toplantılarla yürüyüşlerin güneş batmadan önce dağılacak biçimde, kapalı yerlerdeki toplantıların ise saat 24.00’e kadar yapılabileceğine ilişkin maddenin gerekçesine, stadyumların kapalı alan olarak tanımlanması kararlaştırıldı. Gaziosmanpaşa’da polis memuru Zekeriya Yurdakul’un öldürülmesi olayının faili olduğu iddiasıyla tutuklanan Sultan Işıklı’nın “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek” ve “terör örgütü üyesi olmak” suçlamalarıyla yargılandığı davada savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı, Sultan Işıklı’nın 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile 118.5 yıldan 256.5 yıla kadar hapsini istedi. Mütalaada, Işıklı’nın tutuklu Yürüyüş dergisi çalışanlarının serbest bırakılması, cezaevlerindeki tecride karşı, Van depreminden sonra Van halkıyla dayanışma ve 15 Ekim 1992’de gözaltında kaybedilen Ayhan Efeoğlu’nun mezarının nerede olduğuna ilişkin eylemlere katılmasından dolayı da cezalandırılması istendi. Mütalaada skandal ifadeler yer aldı. İşkencede öldürülen Engin Çeber, mütalaada “çeşitli silahlı eylemler nedeniyle güvenlik güçlerince ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu” olarak geçti. Mütalaada 29 Eylül 2008 günü Sarıyer’de Yürüyüş dergisi dağıtırken gözaltına alınan ve karakolda başlayıp Metris Cezaevi’nde devam eden işkence sonucu hayatını kaybeden Engin Çeber için de “ölü olarak ele geçirilen terör örgütü üyesi” ifadesi kullanıldı. Çeber’in işkence sonucu öldürülmesinden sonra dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin özür dilemek zorunda kalmış, cezaevinin ikinci müdürü, gardiyan ve başgardiyan müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Mütalaada Çeber’in adının geçtiği bölümde şunlar kaydedildi: “Yaralanan Işıklı’nın yakalandığında önceden çeşitli silahlı eylemler nedeniyle güvenlik güçlerince ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensupları ve yapılan operasyonlar hakkında ‘Engin Çeber’in Erdal Dalkılıç’ın hesabını soracağız’, ‘19 Aralık’ın hesabını soracağız’, ‘Umudumuz DHKPC’ şeklinde sloganlar attığı, yaralanan her 2 sanığın tedavileri için hastaneye kaldırıldığı ve Gönen’in tedavi gördüğü hastanede 21 Temmuz 2012’de öldüğü anlaşılmıştır.” Biber gazı birçok insanda sağlık sorunlarına yol açtı, kapsülleri ve yarattığı etkiler can aldı. Kulp davası da başka ile alındı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993’te Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da arasında bulunduğu 16 kişinin öldürüldüğü olaylarla ilgili davanın, Eskişehir’e alınmasının ardından Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 11 köylünün öldürülmesiyle ilgili dava da güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya alındı. Faili meçhul davalarının başka illere alınmasına tepki gösteren Lice Adalet Arıyor Platformu, “Binlerce mağdurun güvenliğini kim sağlayacak” diye sordu. Platformdan yapılan yazılı açıklamada, “bu kararla mağdurların bir kez daha mağdur edildiği, adalete olan inancın sarsıldığı” belirtildi. Sarısülük’e ‘cam’ soruşturması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’daki Gezi eylemlerinde polis kurşunuyla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün ölümüyle ilgili davanın ikinci duruşmasında Ankara Adliyesi’nin camlarının kırılmasına neden olan olaylar nedeniyle “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ve “kamu malına zarar verme” suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Cem Sarısülük’ün de şüpheli olarak ifadesi alındı. Cem Sarısülük, adliyenin camlarının kırılması olayına karışmadığını dile getirerek şunları anlattı “Taşı polisler attı. Duruşma bitiminde yan kapıdan çıktık. 1520 kişilik polis grubu bize hakaret edip gaz attılar. Ben de yerde bulduğum taşları boş alana doğru attım” dedi. İHD’nin hak ihlalleri raporunda çözüm sürecinin ihlalleri azalttığı belirtildi 550 ağır hasta tutuklu MAHMUT ORAL DİYARBAKIR İnsan Hakları Derneği (İHD), 2013 yılına ait hak ihlalleri raporunu açıkladı. İHD Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, geçen yıl çözüm sürecinin başlamasıyla hak ihlallerinde düşüş yaşandığını belirtti. Çelebi, “Çatışmalar nedeniyle yaşam hakkı ihlalleri yaşanmasa da güvenlik güçlerinin toplumsal olaylara müdahalesi ve halka yönelik saldırıları sonucu yaşam hakkı ihlalleri davam etmiştir” dedi. Çelebi, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde geçen aralık ayında meydana gelen olaylarda Reşit İşbilir, Veysel İşbilir ve Bemal Tokçu’nun polis kurşunlarıyla öldürüldüğünü anımsattı. Çelebi, “Yıl içerisinde güvenlik güçleri tarafından veya faili meçhul cinayetler sonucu 28 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu da, devletin Kürt sorununa, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye yaklaşımının halen çok geride olduğunu yansıtmaktadır. Yine Türkiye’nin genelinde Gezi Parkı olaylarıyla birlikte 6 kişi polisin şiddeti sonucu yaşamını yitirmiştir” dedi. Çelebi, “Cezaevlerinde 163’ü ölüm sınırında 550 ağır hasta tutuklu ve hükümlü hasta bulunuyor. Hasta Yasaklansın l Şimdilerde 39 kiloya kadar düşen, yemek yiyemeyen, konuşamayan Mehmet İstif, ailesiyle ve arkadaşlarıyla ancak yazılı olarak iletişim kurabiliyor. Mehmet İstif, “O eylemde ağzıma gaz sıkılına kadar benim herhangi bir hastalığım yoktu. Gaz sıkıldıktan sonra ağzımda yaralar oluştu ve bu noktaya kadar geldi. Ben bu durumun nedeninin biber gazı ve diğer kimyasallar olduğuna inanıyorum. Biber gazının içeriği açıklansın. Biber gazından dolayı birçok insan öldü. Biber gazı yasaklanmalı. İnsan hakları kuruluşlarının bu konunun üzerine gitmesi gerektiğine inanıyorum” dedi. mahpuslar cezaevlerinde ölüme mahkum edilmişlerdir” diye konuştu. Çelebi, geçen yıl 32 kadın, 34 erkek ve 14 çocuğun intihar ettiğini, 12 asker ve polis intihar ederken, 6 asker ve polisin intihara teşebbüs ettiğini, bölgede 1352 gözaltı, 364 tutuklama, 984 kişi hakkında soruşturma ve dava açıldığını, 395 kötü muamele olayı yaşandığını, toplumsal olaylara müdahale sonucu 112 kişinin yaralandığını anlattı. Cezaevlerinde 1431 hak ihlali yaşandığını belirten Çelebi, 3 bin 565’i ekonomik ve sosyal haklara yönelik olmak üzere toplam 10 bin 967 hak ihlali yaşandığını açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear