25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2014 PAZAR 6 HABERLER Kılıçdaroğlu, kendisi ve Sarıgül için iddialarda bulunan Erdoğan’a ‘hesaplaşalım’ çağrısı yaptı ‘Al dosyalarını, gel’ BEKİR ŞAHİN/ İKLİM ÖNGEL Türkiye de Özgür Değil, Okumuşları da İki olay üst üste düştü tabii ki cuk diye örtüştü, hem de nasıl! İlki, Freedom House’un her yıl yayımladığı “Dünyada Özgürlük2014” araştırmasının sonuçları. İkincisi de cemaatin organize ettiği “100 Aydın’dan Hükümete, Yetti Artık, Yolsuzluğu, Ergenekoncuları ve Balyozcuları AK’lama” imzalı bildirisi. HHH İlkinde, Türkiye yarı özgür ülkeler arasındaki konumunu koruyor. Puanı 3.5. (Bilgi:12.5 puan: özgür; 35 puan: yarı özgür; 5.57 puan: özgür değil.) Türkiye’nin bu özgürsüzlüğü yeni değil, yıllardır böyle (*). Başka araştırmalar da bunu destekliyor ve bizi diktatörlüklerin bir üzerindeki sınıfta, Melez Ülkeler arasında gösteriyor (The Economist Intelligence Unit)... Türkiye bu son araştırmada Medeni Haklarİnsan Haklarından 4 puan, Politik Haklar’dan 3 puan almış (1 en iyi, 7 en kötü). HHH İkinci olay, cemaatin son bildirisine imza koyan okumuşlarımız konusu. Türkiye Yarı Özgür haberinden iki gün sonra bu bildiri sökün etti! “Yolsuzluğu Aklama”ya tamam da “Ergenekon ve Balyozcuları Aklama” ne oluyor? Bu davaları sürdüren cemaat polisi ve yargısı delilleri sahte, yüzlerce kişi yıllardır içeride... Neden? Darbeye mi kalkıştılar? Bunun belgesi nerede? Bu bildiriye imza koyanlardan birinin bile namusluca, dürüstçe, kendi aklı ve beynini kullanarak suçlamalara, delillere ve savunmalara bakarak davalar hakkında bilgi sahibi olduğunu yüzde 99 sanmıyorum. Bunları bir araya getiren unsurlar şöyle: a) Kalıplaşmış önyargıları var, atom bombasıyla bile bunu parçalayamazsın... (Aralarında akademisyenler de var, düşünün artık!) b) Ciddi bir delilin olup olmaması zerre kadar önemli değil, “bu siyasi davadır; asker subay olsun da defteri sonuna kadar dürülsün, soyuna sopuna kadar”... c) Bir kısmı cemaat gazetelerinde yazıyor yani çıkarları böyle gerektiriyor. d) Bir kısmı cemaatçi veya cemaate yakın. e) Bir kısmı arkadaş çevresinin kurbanı, “gel bi imza at”... Siyasi ve cemaatçi konumlar dışındakilerin ortak özellikleri, araştırma, öğrenme, bilgi, bilgi edinme özürlü olmaları. Bunlara “özgür olmayan beyinler” rahatça diyebilirsiniz. “Yarı özgür” ülkenin, okumuş ama özgür olamamış beyinleri derseniz şaşırmazsınız. Okumuşların cehaleti. Bu tipleri örneğin “Neden melez ülkeyiz, neden yarı özgür ülkeyiz” diye alanlarda göremezsiniz, bildiri de imzalamazlar, bunu tartışmazlar bile. HHH Şimdi bu kafaları bağlananları, son TÜBİTAK raporu, bi çarptı pir çarptı ama yine de onları, örneğin Çağdaş Ulus’un haberleştirdiği TÜBİTAK’ın son raporu ayıltır mı bilemem. Belki de O da ne derler. Söyleyelim, o da ne: Hani “Balyozcuları Aklama” diye altına imza attığın bildiri var ya. İşte, mahkumiyetlerinde rol oynayan ve bu davanın bir parçası oan Payrozköy davasında delil olarak kullanılan 5 No’lu CD’nin (CD nedir diye sormazsın umarım!) orijinal olmadığını, kullanılmayan bir harddiskten kopyalanarak başka bir harddiskte 2008’de yeniden düzenlendiğini ve virüsle çoğaltıldığını belirtiyor... Çok mu karışık oldu senin için. Davayı inceleyip öyle imzanı kullansaydın, hiç zor olmazdı ama şu kadarını söyleyelim: Savcı CD’nin 2003’te yazılıp kapatıldığını söylüyordu!.. Biraz çaktın mı durumu! Ha bir de şunu belirtelim: İçinde tek bir ıslak imzanın bile bulunmadığı, bu CD’de hani seni inandırdıkları “Suga, Oraj, Sakal gibi Türk jetinin düşürülmesinden cami bombalanmasına kadar birçok planın yazıldığı belgeler” vardı.. O “belgeler”i şimdi CD’lerin içindeki sıçanlar yemiş! Kapi! Yo yoo, bu CD’lerin sahteliği ilk kez TÜBİTAK raporlarıyla belgeleniyor değil. Daha iki yıl önce ulusal ve uluslararası uzmanlardan alınan sayısız raporla, bu zaten kanıtlanmıştı ama şimdi seni ketenpereye getiren cemaatin güttüğü mahkeme, bunu hiç dikkate almıyordu. Biz bu sahtekârlığı başından beri biliyorduk, yazıyorduk ve çiziyorduk ama hadi söyle bakiim, bizler senin gözünde neciydik!? Köşe dönücü yazarlar, dansçılar, koccaaaa mathematikten proflar, bağnazlar, uyduruktan siyasetçiler, sanat kanaat yazarları falan filan.. Leblebi fıstık.. Hâlâ aptalca bağırıyorlar “Balyozcuları aklama”.. HHH Neyse ben şu yarı özgür raporuna döneyim: Hani, “tek demokratik Müslüman ülke” söylemi var ya tam palavra.. Senegal, İslam ülkesi ama özgür ülke statüsünde (puanı, 2), En özgür İslam ülkesi! Bosna Hersek, Tunus, bizden iyi yarı özgür ama puanı 3.. Bangladeş’le aynıyız: puanı 3.5. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde tek özgür ülke var: İsrail! Yarı özgür ülkeler, en iyiden kötüye doğru: Tunus, Lübnan, Fas, Libya, Kuveyt.. Diğerlerinde özgürlük yok. Hepsi İslam! Genel hakkında bilgi: Dünyada “Demokratik Liderlik Açığı” var.. Türkiye dahil 59 yarı özgür ülke, toplam ülkelerin yüzde 30’unu ve dünya nüfusunun ise yüzde 25’ini oluşturuyor. 88 özgür ülke, toplam ülkelerin yüzde 45’ini ve dünya nüfusunun ise yüzde 40’ını oluşturuyor. Özgür olmayan 48 ülke, ülkelerin yüzde 25’ini, dünya nüfusunun ise yüzde 35’ini oluşturuyor. Dünya özgürlüğü koşmuyor. Bunlar arasında at gibi koşturan Türkiye ve bazı okumuşları da var.. Yine de iyi pazarlar... (*) Bkz: Hey Türkiye Nasılsın? Cumhuriyet Kitapları, Orhan Bursalı GAZİANTEP CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendisi ile ilgili yolsuzluk iddialarına, “Yiğit adam mısın? İstediğin televizyon programında, istediğin gazetecilerle çık, hesaplaşalım. Al dosyaları önüme koy. Bana ‘Senin hakkında dosya var’ diyor. Açıklamazsan namertsin” yanıtını verirken Mustafa Sarıgül ile ilgili dosya iddialarına ise “Bir başbakan şantaj yapmaz. Elinde yolsuzluk dosyaları vardı. 11 yıl niye tuttu? Demek ki ortağısın. Sıkışınca muhbir başbakan portresi çıktı. Bana süre veriyormuş, ne süresi veriyor. Başbakansan çıkar açıklarsın” karşılığını verdi. Dün Gaziantep’i ziyaret eden Kı lıçdaroğlu, havaalanında Erdoğan’ın “TÜSİAD’ın başkanı böyle bir ifade kullanamaz. Kullanıyorsa bu ülkeye karşı ihanettir” sözlerinin sorulması üzerine “Amacını aşan bir söz. Bu ülkede hiç kimse bir başkasını ihanetle suçlamamalı. Vatanseverlik kimsenin tekelinde değil” dedi. CHP’nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi başkan adayının eski milletvekili Akif Ekici’yi tanıttıktan sonra şu açıklamaları yaptı: Yolsuzluğun arkasında kapı gibi: İlk kez rüşvet vermeyi savunan, yolsuzluk yapanların arkasında kapı gibi duran bir Başbakan var. Rüşvetten, yolsuzluktan beslenen siyasal iktidar olmaz. Açıklamazsan namertsin: Siyasete girdiğim gün malvarlığımı internet siteme koydum. Tamamı benim alnımın teridir. 1971’den emekli olana kadar memuriyet görevindeydim. Benim mal varlığım belli, onunki gizli kapaklı. Bana “Senin hakkında dosya var” diyor. Açıkla, açıklamazsan namertsin. Şak şak önüme koy: Tüm devletin istihbaratı senin elinde. ‘Senin dosyaların var’ diyor. Al o dosyaları gel. Şak şak şak önüme koy, ben de mahcup olayım. Gelebilir mi, gelemez. Gelmiyor çünkü yalan söylüyor. Fezlekeler seçim sonrasına kalacak: Fezlekeler bir an önce parlemantoya gelmeli. Adalet bakanı neyi inceleyecek? Seçim sonrasına ertelemeyi düşünüyorlar. Bazı bakanlar itiraflarına itiraf ekleyebilirler. Erdoğan’ın baş sorumlu olduğunu söyleyebilirler. Erdoğan’ın devleti kendi çıkarı için kullanmak istediğini görüyoruz. Kendi valisini satan kişi ye dünyanın hiçbir yarinde Başbakan denmez, onun adı çıkarcılıktır. O bakan koltukta kalmamalı: Bekir Bozdağ’ın doğrudan yolsuzluğa müdahale ettiğini görüyoruz. Vali açıkça Ankara’dan talimat geldi diyor. Neden bu telaş? Adalet Bakanı “O dosyayı o savcıdan al, sen bak dosyaya” diyor. Bir demokraside ne o bakan ne da o müsteşar o koltukta kalamaz. Silah kaçakçılığı yaptırtan başbakan: Devletin en saygın kurumuna silah kaçakçılığı yaptırtan bir Başbakan’a ne denir. Hukuk sistemini çocuklarına göre oluşturmaya çalışan, herkes değiştikten sonra çocuğum da ifade verecek diyen Başbakan’a ne diyeceksiniz. TÜRGEV kayıtlarını kamuoyuna açsın. Başbakan kasetlerden söz ediyor. İnternete girmiyor mu kendi konuşmarı var orada. Leyla Zana ilk kez İmralı’da İstanbul Haber Servisi Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana dün ilk kez İmralı Adası’nda gitti. İmralı’ya Zana ile giden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ın Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani’ye mektup yazdığını belirtti. Önder, mektubun kendilerine iletilmesi durumunda Zana ile Irak Kürt Bölgesi’ne giderek Suriye’deki Kürtler konusunda görüşme yapacaklarını ifade etti. Önder, Öcalan’ın çözüm sürecine ilişkin “Hükümet bu konuda bir aymazlık içine girerse süreç büyük zarar görür” dediğini aktardı. Önder ve Zana dün sabah gittikleri İmralı Adası’ndan 2.5 saat Öcalan ile görüşerek akşam saatlerinde döndü. Önder görüşmeye ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Önder açıklamasında “Görüşmede devam eden çözüm süreci ve bununla bağlantılı olarak Federal Kürdistan Bölgesi ile Rojava’daki Kürtler arası ilişki biçimlerini ve gerçekleştirilecek olan Kürt Ulusal Kongresi konularını ele aldık” ifadelerine yer verdi. Önder “Öcalan, sürecin bölgede yaşanan gelişmelerden bağımsız ele alınamayacağını ifade ettiğini” söyledi. Önder şu ifadeleri kullandı: “Öcalan görüşmede ayrıca sürecin seçime dönük yüzde hesaplarına kurban edilmeyecek kadar önemli olduğunu vurguladı ve ‘Hükümet bu konuda bir aymazlık içine girerse süreç büyük zarar görür’ dedi. Ayrıca görüşmeyi çok önemsediğini dile getirerek İmralı’ya gelecek siyasi heyetlerin de çoğaltılması gerektiğini bizlerle paylaştı.” İmralı görüşmelerinin başlamasından bu ya 15. heyette ilk kez yer alan Leyla Zana, Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nden 1991’de Diyarbakır milletvekili seçildikten sonra Bekaa Vadisi’nde Öcalan ile görüşmekle suçlanmıştı. Zana, yargılandığı ve 15 yıl hapis cezası aldığı davada Öcalan ile “gazeteci” kimliği ile görüştüğünü söylemişti. Siyasi deprem olacak Ümraniye Dudullu Meydanı’nda halka seslenen Sarıgül, “Yarın (bugün) yaşanacak tarihi günü de bir gün tarih yazacaktır. Kahramanlar kolay işten çıkmaz, kolay işlerden çıkanları tarih yazmaz. Yarın (bugün) zor işten çıkanları tarihin yazdığı gün olacak. Yıldırım Mahallesi’nde (Fatih) siyasi bir deprem olacak” diye konuştu. ‘Farkındalar, gidecekler’ İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “Bakın kaç tane vilayette seçim var, ancak İstanbul’dan başka bir yerden bahsetmiyorlar. Çünkü gitme vakitlerinin geldiğini görüyorlar. Yarın (bugün) Fatih’te Kocamustafapaşa Meydanı’nda nereden gelip nereye gideceklerini sizlere açıklayacağım” dedi. Sarıgül dün Ümraniye’de Artvinlilerle Vals Düğün Salonu’nda kahvaltıda buluştu. Etkinliğe CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, CHP Ümraniye İlçe Belediye Başkan Adayı Sacit Eyüboğlu da katıldı. Sarıgül burada yaptığı konuşmada, İstanbul’da büyük bir değişim rüzgârı estiğini dile getirirek “Bazılarının gitme vakti geldi, o gitme vaktini geciktirmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar” diye konuştu. Belediye başkanlığında 10 yıldan fazla görevde kalmanın yorgunluklara neden olduğunu belirten Sarıgül, CHP’nin tüzük kurultayında bu yönde bir öneride bulunacağını kaydetti Sarıgül, “Kabul edilir mi bilmiyorum ama on yıldan fazla kalınca rutine düşüyor, yorgunluk başlıyor. Burada 20 yıldır aynı anlayış var. Yaptıklarına çok teşekkür ediyorum ama inşallah biz daha iyisini, daha güzelini yapacağız” dedi. Dudullu Meydanı’nda da halka seslenen Sarıgül, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki AKP’nin İstanbul ilçe belediye başkan adayları tanıtım toplantısına atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Yarın (bugün) başka dostlar da Sinan Erdem’de olacaklarmış. Biz oraya gittik ya, onlar da oraya gidiyorlarmış. Artık onlar bizi takip ediyor. Hayatta iki tane tercih vardır. Ya tozda dumanda kalırsınız ya da tozu dumana katarsınız. Şu kardeşinizde tozda dumanda kalacak göz yok, tozu dumana katacağız. Yarın güneş yeniden doğacak. Maçın tarihi belli oldu hakemi etkilemeye çalışıyorlar. Çok tahrik edecekler ancak sizlerden ricam şudur; AKP’li vatandaşlarımızla konuşun onlara gerçeği anlatın. Onlara ‘Sarıgül’ün ötekisi olmaz, parti ayrımı yapmaz’ deyin.” İP’nin İstanbul adayı Kırca ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İşçi Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı, sanatçı Levent Kırca oldu. Kırca’nın adaylığı Ankara’da basın toplantısı ile duyuruldu. Kırca, “Bu saatten sonra hiçbir kapıdan maddi beklentim olmamıştır. Bundan önceki cumhurbaşkanları da bilir. Örnek de vereyim Süleyman Demirel bunu bilir. Onun bana verdiği çeki almadım. Geri çevirdim. Kasetinin olmaması, hırsız olmamak, dürüstlük, doğruluk, cesaret meziyetse bende var. Hepinize söz veriyorum. Mücadeleden geri durmayacağım ve size İstanbul’u kazandıracağım” dedi. Başbakan ve Gülen’e tepki Bahçeli, Erdoğan’a yüklendi DEMİRTAŞ: HEPSİ BİRBİRİNDEN YALANCI ANTALYA (Cumuhriyet)BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yalancı peygamberler” açıklamasını değerlendirirken, “Hepsi birbirinden yalancı. O Pensilvanya’dakinden, Pensilvanya’daki de ondan yalancı. Allah onları ıslah etsin” dedi. Antalya’da partisi tarafından düzenlenen dayanışma etkinliğinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın TÜSİAD’ı hedef alan açıklamalarının sorulması üzerine “Başbakan’ın ve AKP’nin şu psikolojiden kurtulması lazım. ‘Bütün dünya bize karşı, bütün dünya, herkes geri kalanlar suçlu. Ak Partililer de sütten çıkmış ak kaşık’ psikolojisinden kurtulması lazım. Ortada yolsuzluk, rüşvet, hırsızlığa dayalı ciddi iddialar var. Sağlıklı bir soruşturma yürütülmesi yönünde de AK Parti engelleri var. Kamuoyunun gözünün önünde bütün bu hukuksuzluklar, usulsüzlükler yaşanırken Başbakan’ın sağa sola saldırma yerine hesap verme konusunda daha şeffaf olması lazım ve bu konuda güven veren bir politika ortaya koyması lazım” dedi. Demirtaş, Başbakan’ın cemaate yüklenirken kullandığı “Yalancı peygamberler” sözünün sorulması üzerine de “Hepsi birbirinden yalancı. O Pensilvanya’dakinden yalancı, Pensilvanya’daki de ondan yalancı. Allah onları ıslah etsin” karşılığını verdi. BDP lideri Demirtaş, Erdoğan’ın son Brüksel ziyaretinin ise “taktik hamle” olduğunu AKP hükümetinin yıllardan bu yana Avrupa Birliği ile ilişkileri dondurduğunu söyledi. ‘İŞGAL ORDUSUNDAN DAHA FAZLA TAHRİP ETTİ’ Yurt Haberleri Servisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın işgal ordularının vermediği tahribatı yaptığını belirterek “AKP hükümeti, milli mücadenin intikamını almak için milli bünyemize sızdırılmış provokatör gibidir” dedi. Kastamonu’da partisinin aday tanıtım toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, “düşmanı bile hayret ettirecek kadar suça ve hainliğe batmış” bir yönetimin işbaşında olduğunu anlattı. Bahçeli, “Yoksulluk pimi çekilmiş bomba gibi herkesin hanesindedir. AKP’nin tek bildiği vatandaştan alıp yandaşa vermektir. Başbakan millete musallat olmuş hain ve sanal kişiliktir” dedi. AKP’nin cezalandırılması için sandıkta son vuruşun yapılması gerektiğini anlatan Bahçeli “Türkiye’ye işgal ordularının bile veremeyeceği tahribatı bizzat Başbakan ve işbirlikçi iktidar kadroları 11 yıldır vermiştir” diye konuştu. Suriye’de sivillere yönelik cinayetlere değinen Bahçeli, El Kaide yapılanmasına da dikkat çekti. Bahçeli “Başbakan’ın tek kaygısı El Kaide’nin alan üstünlüğü, muhaliflerin başarı kazanması mıdır” diye sordu. Bahçeli, “El Kaide Türkiye’nin herhangi bir yerinde saldırı düzenlerse veya sınır hattımızda alçakça hak iddia ederse TIR’cılar ne yapacak? Başbakan ne yapacak? Terör örgütlerine verilen silahlar yarın Türkiye’ye karşı kullanılırsa Başbakan bunun altından nasıl kalkacak” diye konuştu. El Kaide uyarısı TUSKON’dan Erdoğan’a yanıt İstanbul Haber Servisi Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON), Fethullah Gülen’in bir süre önce medyaya yansıyan telefon görüşmelerinde geçen Uganda’ya ananas ticaretine ilişkin çeşitli nitelemeler yapan Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Hediyeleşmek Anadolu insanının gelenek, göreneği ve karakteristik özelliğidir. Bunların alaya alınmasını ve arkasında başka şeyler varmış iması ile lanse edilmesini reddediyor ve iddia sahiplerine iade ediyoruz” denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear