25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Kara Haber Tez ‘Duyuru’ldu Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü “hukuku” tanımlar. Hukukun kaynakları, ‘temel’ ve ‘yardımcı’ olmak üzere ikiye ayrılır. Vergi hukukunun kaynaklarını da bunlar oluşturur. Vergi hukukunun temel, yani uyulması zorunlu olan bağlayıcı kaynakları, önem sırasına göre şöyledir: “Anayasa, Uluslararası Anlaşmalar, Kanunlar, Kanun Hükmünde Kararnameler ve Bakanlar Kurulu Kararları”. Yine, “Anayasa Mahkemesi Kararları ile Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurul Kararları” temel kaynaklar arasında tanımlanır. Vergi hukukunun yardımcı kaynaklarını ise; “Tüzükler, Yönetmelikler, Genel Tebliğler, Özelgeler, Genelgeler, Sirkülerler ve Yargı Kararları” oluşturur. Gelelim işin özüne! Görüldüğü üzere bu kaynaklar arasında “duyuru” diye bir kaynak bulunmamakta. Yani vergi idaresi, mükelleflere uyulması gereken bir hüküm ya da yeni zorunluluklar getirmek istediğinde en azından genel tebliğ ile bir düzenleme yapmak zorunda. Hatta ilgili kanundan yetki alınmadığı sürece genel tebliğlerle de mükelleflere yeni zorunluluklar getiremez. Kanundan aldığı yetkiye dayanılarak mükelleflere zorunluluklar getiren genel tebliğlere ise düzenleyici genel tebliğ denir. Genel tebliğler Resmi Gazete’de yayımlanarak aleniyet kazanır ve yürürlüğe girer. Bu tebliğin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla dava açılabilir ki böylelikle idarenin tüm eylem ve işlemleri için yargı yolu açılmış olur. Ancak, görüyoruz ki Gelir İdaresi bu basit hukuk kurallarını “es” geçiyor. İdare, internet sitesine koyduğu “duyuru” başlıklı açıklamalarla mükellefler için kimi zorunluluklar ihdas ediyor. 3 Ocak tarihli, Aracılık/Aracılık Sorumluluk Sözleşmesi bunun en son örneği. Bu duyuruda, daha önceki yıllar için doldurulan sözleşmelerin pek çok yeni bilgileri içerecek şekilde 2014 yılı için yeniden doldurulması isteniyor. Mükelleflere ve meslek mensuplarına yeni bir zorunluluk getiriliyor. Noterdeki bilgi mi, angarya mı? Oysa biliyoruz ki Noterler Birliği’nin geçen yıl başlattığı uygulama ile defter tasdiklerine ilişkin bilgiler zaten elektronik ortamda yapılıyor. Yani, Maliye Bakanlığı pekâlâ bu bilgileri mükellef bazında Noterler Birliği’nin sisteminden alabilir. Mali müşavirler, “Bizden bilgiyi bir kez alın” derken Maliye’ye ayrı, Ticaret Bakanlığı’na ayrı, noterlere ayrı bilgi verilmesinin anlamsızlığı ortadadır. İdarenin mali müşavirlerden istediği bilgilerle ilgili şikâyet ise resmi mercilere aktarılmış, yanıt beklenmektedir. Herkes görmeli ki; “duyuru” ile getirilmeye çalışılan zorunluluk, modern bir vergisel düzenleme değil, sadece angarya olarak nitelendirilebilir. Ve modern hukuk devletlerinde hiçbir vatandaş angaryaya tabi tutulamaz. “Yol bilenle yürüyen, yorulmaz” demişler. İdare, işi yoluyla, yöntemiyle yaparsa işini kolaylar, kimseye de angarya yaratmaz. GÖRÜŞ YÜKSEL PAZARKAYA Mustafa Kemal’in İhtirası Mustafa Kemal, bundan tam yüz yıl önce, Sofya’da askeri ataşe iken, Balkan Savaşı’nda şehit düşen yakın arkadaşı Lütfü Bey’in eşi Corinne Lütfü’ye gönderdiği bir mektupta “büyük ihtiraslarından” söz eder. 12 Ocak 1914 tarihli mektubun bu bölümünü değerli dostum Dr. Tuncay Özverim 12 Ocak 2014 günü bana da iletti. Günümüz olaylarına bir göndermeyle. Bu satırları hemen anımsadım. Yıllar önce, Mustafa Kemal’den Corinne Lütfü’ye Mektuplar kitabında okumuştum. Kitabı, mektupların aslına sahip, Corinne Lütfü’nün yeğeni, değerli dostumuz Melda Özverim yayına hazırlamıştı. Melda Hanım, Dortmund’da Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucusudur. Başkanı olarak da yıllarca önemli etkinliklere imza atmıştır. Bu girizgâhtan sonra Atatürk’ün 14 Ocak 1914 tarihli mektubunda sözü edilen satırları alıntılamak istiyorum. Fransızca yazılmış mektubun Türkçeye çevirisinden satırlar şöyle: “Benim ihtiraslarım var, hem de pek büyük, fakat bu ihtiraslar, yüksek mevkiler işgal etmek veya büyük meblağlar elde etmek gibi maddi emellerin tatmini ile ilgili değillerdir. Ben, bu ihtiraslarımın gerçekleşmesini, vatanıma büyük faydaları dokunacak, bana da lâyıkıyla yerine getirilmiş bir vazifenin canlı iç rahatlığını verecek büyük bir fikrin başarısında arıyorum. Bütün hayatımın prensibi bu olmuştur. Ona çok genç yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da onu muhafaza etmekten geri kalmıyacağım.” “Vatana büyük faydaları dokunacak...büyük bir fikir”, çağdaş uygar bir vatandan başkası değildir. Bu mektuptan yaklaşık sekiz ay sonra Birinci Dünya Savaşı patlak verecek, 1915 yılında da Mustafa Kemal, vatanın her köşesinden gelmiş Mehmetçikler ile Çanakkale’de tarih yazacak ve tarihin seyrini değiştirecektir. Aynı Mehmetçiklerle kurtuluşu sağladıktan sonra, o büyük fikrin gerçekleşmesi için sağlam temelleri atacaktır. O temeller üzerinde ileri çağdaş bir ülke ve çağdaş uygarlığın önünde bir ulus yükseltme çabaları, ne yazık, onun ölümünden sonra önce duraksayacak, 1950 sonrası da adım adım geriye götürülmek istenecektir. Süreç, 2002 sonuna geldikten sonra çağdaş cumhuriyetin kuruluş ve yükseliş ilkelerine karşı açıktan bir karşıdevrime dönüşecektir. Bunu becerenler bugün ülkeyi çok özendikleri Osmanlı’nın son çürüyüş ve çöküş döneminin eşiğine getireceklerdir. Bunu biz söylemiyoruz, bir zamanlar Osmanlı’ya “Boğaz’ın hasta adamı” yaftasını takanlar söyleyip yazıyorlar. Son yaşananlar Avrupa ülkelerinin basınında hepimizi ürküten ve utandıran biçimde yansıyor. Örneğin, 12 Ocak günlü Viyana gazetesi “Die Presse”, birinci sayfadan başlayan uzun haber ve değerlendirmede, “Ankara’da Ağır Paranoya Durumu” başlığını kullanıyor. Yazıda kullanılan diğer bazı başlıklar: “Birden Muz Cumhuriyetine Dönüş”... “Çıldırmış Bir Ülke”, “Başka bir ülkede hükümet çoktan istifa etmiş olurdu”, “Gerçeklerle ilişkisini kaybetmiş durumda”, “Yolsuzluk skandalı Cumhuriyeti sarsıyor” “Erdoğan hükümeti etrafındakilere saldırıyor” vb. Zira, bunu becerenlerin büyük fikirleri, küçük ayakkabı kutularına ve dinleme/ görüntüleme kasetlerine sığıyor. Büyük kitlelerin din duygularını ve toplumsal siyasi hoşnutsuzluklarını sömürmek buna yetiyor. Ama çare yine o kitlelerde. Özgürlükle aradaki mesafeyi kapatacak ve toplumsal sorumluluk korkusunu üstünden atacak yine o emek kitleleridir. Yeter ki, özgüven kazansınlar. Ve hep birlikte o büyük fikre, çağdaş laik Cumhuriyete sarılalım. SOSYAL GÜVENLİK “Bin işçi, bir başçı” der atasözümüz; her işe, baş olacak bir kimse gerekir anlamındadır. Sözü biraz deforme edersek; “bazen işçiyi sahiplenecek, onun haklarını koruyacak işverenler de gerekir” diye yorumlayabiliriz. Ancak “ilkel” bir Türkiye gerçeği ki genellikle ilanlarda “dolgun maaşla işçi alınacak” diyen kimi işletmeler, ekonomik kriz ya da benzeri durumları gerekçe göstererek finansman rahatlığına ulaşmak için çekirdek kadro dışındaki personelini sırayla, Dolgun maaş, ücretsiz izin! yıllık ücretsiz izne çıkarabilmektedir. Oysa İş Kanunu tam da böyle söylemiyor. 4857 sayılı İş Kanunu’nun ücretsiz izinle ilgili 56. ve 74. maddeleri hariç, bu konuda bir düzenleme yok. 56. maddeye göre, yıllık ücretli iznini işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlar isterlerse belgelemeleri koşuluyla dört güne kadar ücretsiz izin kullanabilir. Kanunun 55. maddesinin (j) fıkrasında ise “işveren tarafından verilen öbür izinler” de sayılır. SORU CEVAP ‘İş’in şirazesi İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. Yasada düzenleme olmasa da iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde ücretsiz izinle ilgili bir düzenleme olabilir. Buna uygun ücretsiz izin hakkı da kullanılabilir. Eğer bu yönde bir düzenleme yoksa, işverenler ekonomik kriz veya başka bir nedeni gerekçe göstererek işçinin isteği dışında ve tek taraflı olarak işçiyi ücretsiz izne çıkartamaz. Çıkartırsa, iş sözleşmesini haksız olarak feshetmiş sayılır. Bizden uyarması... İstifa eden, iş arama izni alabilir 4 yıldır çalıştığım işyerine istifamı verdim. İşveren ihbar süresinde çalışmamı istedi. Bu sürede yeni iş arama izni alabilir miyim? Mehmet Kılıç Yasaya göre, bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek ve bildirerek toplu kullanabilir. Özetle, istifa eden işçinin günlük 2 saat iş arama izin hakkı vardır. Sorularınız için malicozum@ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. Artvin’deki Atatürk Heykeli PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Tüm Anadolu’yla Trakya’yı görmeden yurtdışına çıkmama kararıyla, olasılıklar yaratarak ülkenin tüm incelikleriyle olmasa da her yerini görme amacına ulaşmışımdır. Bunun Trakya Ege ve Hatay’a kadar yörelerini, okullar yaz tatiline girerken genellikle lise son sınıfların bitirme sınavlarından sonra, hemen her yıl bazı öğretmenlerin de katılımıyla öğrencilerimizin de memleketlerini tanımalarının gereğine inanarak onlardan oluşan bir grupla yapmışımdır. Değerbilir birçok öğrencim ziyarete geldiklerinde, kendilerinde derslerinden daha etkin olanın bu gezideki izlenimler olduğunu söylerler. Yurdun diğer yörelerini, genellikle özel gezi şirketleri veya ailece dolaşmalarımla tanıyabildim. Doğu ve Güneydoğu kentlerinin doğal yapıları ile toplumsal özelliklerinin kendilerine özgü yapılarını da oralara gittiğimde görüp öğrendim. Doğu Anadolu’nun en kendine özgü hayranlıkla izlenen coğrafi yapısı eşliğinde halkındaki Atatürk’le Cumhuriyet tutkusunu tüm izleriyle yansıtan Artvin, çok beğeniye değerdi. Geçen hafta içinde Ulusal Kanal’da Muharrem Yerlikaya’nın sunduğu “Gezelim Görelim” programında gezginin yolu Artvin’e düşmüştü. Ekrana yansıyan görüntüde yurttaki en büyük Atatürk heykelinin tanıtımı vardı. Bu gurur verici eseri oranın yerlisi avukat ve noter sahibi Sıtkı Kahveci yaptırmış. Kendisinde bu yükümlülüğü gerektiren duygu ve düşünce, yıllar önce Avrupa’ya gittiğinde, her ülkenin kent meydanında kendilerine hizmet vermiş olan büyüklerinin heykel ve abidelerini gördüğünde gelişmiş. Kahveci, Mustafa Kemal Atatürk’e olan borçluluğunu, hiç değilse O’nun sayesinde doğup büyüdüğü, özgür yaşadığı için duyduğu borçluluğu az da olsa ödeyebilmek için Artvin’e heykelini dikmeye karar vermiş. Yurda dönünce en güzelini yaptırabilmek amacıyla yaptığı araştırmada, bu konuda en usta yontucuların Gürcüler olduğunu öğrenip onların en ustasını Artvin’e getirmiş. İlin en büyük alanının ortasına tüm birikimini harcayarak 22 metre yükseklikteki Atatürk heykelini ‘Ata’ tepeye diktirmiş. Gezginin sorularını cevaplarken görülüyordu ki O’na bu borçluluk ve bağlı lık duygusu tüm Artvinlilerin yüreğinde vardır ve hep var olacaktır. Gençlerimizin anma günlerindeki törenlerde ‘Atabar’ı oynarlarkenki coşkuları bu duyguların anlatımıdır. Ayrıca onlar babalarının Atatürk’le birlikte oynarken duyduğu coşku ve heyecanı da yaşarlar ve O’nu yaşatırlar. Bu tek örnekte de görüldüğü gibi O’na ve devrimlerine karşı olanlar ne yaparlarsa yapsınlar Ulu Önderimizi bu milletin beyninden ve gönlünden çıkaramazlar. HHH 17 Aralık 2013’te patlayan “Yolsuzluk ve Rüşvet” balonu O’nun bizlere miras olarak bıraktığı akıl ve bilimin eşliğindeki temiz ahlak ve doğruluk yolunda çağdaşlığa yürüyüşü engellemek isteyenlere Yaradan’ın verdiği en büyük derstir. Memleketimizi içerde ve dış ülkelerde utanılası duruma getiren bu olayların mutlaka hukuk yoluyla aydınlatılıp faillerinin açığa çıkarılması önkoşul olmalıdır. Hükümet erkânı, başta Başbakan olmak üzere adalet ve içişleri bakanları var güçleriyle, sorumlulukla bunu ön görev bilmelidirler. Yazık ki tam tersine bunu ortaya çıkarmaya kalkan özellikle Emniyet görevlileriyle savcıların açığa alınmaları gibi yanlışlıkları da izliyoruz. Zaten uzun süredir bu yolsuzlukları, kötü yönetimi yazarak veya söylemleriyle anlatmaya çalışan yüzlerce komutan, gazeteci, yazar ve bilim insanı yapay davalarla gene yapay Silivri özel mahkemelerinde haksızca verilen cezalarla vicdanları sızlatıyorlar. İşte son günlerin canlı bir örneği; ölümcül durumu dört hastane raporuyla saptanmasına karşın, görmezden gelinerek Prof. Fatih Hilmioğlu’nun hâlâ Silivri zindanında tutulması, cinayete sebebiyet değil midir? Ne yapılırsa yapılsın Yaradan’ın şaşmaz adaleti gerekeni yerine getirecektir. HHH Her konuda borçluluk duyduğumuz Yüce Önderimizin bir büyük devrimi de Türk kadınını erkeklerle eş haklar vererek topluma da yararlı hale getirmesidir. İşte bu imkânlar ve memleket severliliğiyle ülke arkeolojisinin öncüsü, prehistorya anabilim dalının kurucusu ve de şair, mimar Nail Çakırhan’ın eşi övünç ve borçluluk duyduğumuz Prof. Dr. Halet Çambel’i de yitirdik. Yerinin cennet olacağına inanarak teselli oluyoruz. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA HARBİ SEMİH POROY SEDAT YAŞAYAN T.C. TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2013/515 Esas 2013/515 Esas ESAS SAYILI DOSYA İÇİN; Mersin/Tarsus Belen Köyü 23 No’lu parsel Davacı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığından; ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde idari yargıda iptal, adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltme davası açabileceğiniz, açacağınız davalarda husumetin davacı aleyhine yöneltilmesi gerekeceği, ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde idari yargıda iptal davası açtığınızı ve yürütmeyi durdurma kararı aldığınızı belgelemediğiniz takdirde kamulaştırma işlemi kesinleşecek olup, mahkememizce tespit edilecek bedel üzerinden bu parsellerin davacı adına tapuya tescil edileceği, mahkememizce tespit edilecek kamulaştırma bedelinin adınıza bankaya yatırılacağı, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizi tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirmeniz gerektiği ilanen tebliğ olunur. 06/12/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:78584) T.C. İSTANBUL 9. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN/ BAŞKANLIĞINDAN ESAS NO: 2011/882 Esas DAVALI: KAMERA FİLMCİLİK REKLAMCILIK TİC. LTD. ŞTİ. İstanbul Cd. Mesa Stüdyo Plaza No: 2 Kat: 2 D: 13 GöktürkKemerburgaz Eyüp/İSTANBUL Davacı/Davacılar tarafından aleyhinize açılan İtirazın İptali davasının yapılan yargılamasında; 17/12/2012 tarihli bilirkişi raporunda, Davalı yanın davacı yana icra takip tarihi itibarıyla 4.466,40 TL asıl alacak, 100,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.566,89 TL borçlu olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı adına çıkartılan tebligatlar bila iade edildiğinden bilirkişi raporunun ilanen tebliğine karar verilmiş olup davalının 25/02/2014 günü saat 10.30’da duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi takdirde H.U.M.K’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 06/01/2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 1991) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ İnce kabuk 1 lu ve kırmızı 2 renkli bir kiraz cinsi. 2/ Lantan 3 elementinin sim 4 gesi... Gümüş 5 hane ilinde, sar6 kıt ve dikitleriyle ünlü bir ma 7 ğara. 3/ Çoban 8 köpeği. 4/ Gelir 9 getiren taşınmaz mal... Güney 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Amerika’da yaşa 1 K E P B A S T I yan bir yük hayva 2 A M O R T İ R A nı. 5/ Ateş... Hüseyin 3 Ş İ L E F A A L Rahmi Gürpınar’ın 4 B R O N Ş İ T B bir romanı. 6/ Iğdır’ın 5 A L T A L İ K A bir ilçesi... İskambil L İ K İ T oyunlarında kâğıt 6 S E M K R atma sırası. 7/ Tır 7 T R İ Y A S K A K İ L O tılları aşınmış taşıt 8 I lastikleri için kulla 9 V A S İ S T A S nılan sözcük... Sınır nişanı. 8/ Sert, saydam ve çabuk kırılır bir madde... Bir şeyin erebileceği uzaklık; menzil. 9/ Hasattan sonra tarla ya da bahçelerde kalan ürünleri toplama. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Çipura balığına verilen bir başka ad. 2/ Bir nota... Çatallı boynuzları olan memeli bir hayvan. 3/ Halk hekimliğinde kullanılan otsu bir bitki. 4/ Sıvı, mayi... Yassı ve dar biçimli metal parça. 5/ “Dosta el değmedik bulamadım” (Pir Sultan Abdal)... Seçenek. 6/ Bir ay adı... Fenike mitolojisinde en büyük tanrı. 7/ Esrar içenlerin kullandığı bir tür nargile... Mersin’in Silifke ilçesinde antik bir kent. 8/ Şarap kadehi... İyi bir şeye işaret olan durum. 9/ Boşaltılan evi tekrar gözden geçirme.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear