17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MAYIS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 yaşam biçimi yapmaya çalışıyor. HHH AKP iktidarının izlediği yol haritasına bakıldığında kimi gerçekleri görebiliriz... Tüm devlet okulları giderek imam hatiplere dönüştürülüyor; yatılı bölge okulları kapatılıyor... Şimdi sırada Anadolu öğretmen okulları var, yazın bir kenara. Dindar bir kuşak yetiştirilecek sözüm ona... Türkiye bir din devletine dönüştürülmek için önümüze “ahlak” adı altında bir mönü sunuluyor. Tüm dünyada, özellikle demokrasisi gelişmiş ülkelerde çocukların ve gençlerin alkollü içkiye erişimini engellemek için yasalar çıkarılır. Buna kimse karşı koyamaz! Çocukları ve gençlerimizi alkol bağımlısı yapmamak için salt İskandinav ülkelerinde değil, ABD’de de yasalar vardır. O ayrı bir şey! Türkiye’de yapılmak istenen, çocukların ve gençlerin alkole erişimini önlemek değil, içki içenlere karşı baskıcı, ötekileştirici, dışlayıcı bir savaş başlatmaktır. HHH Yasa kılıfıyla atılan bu adım kamusal alanlarda zaten daha önce uygulanmaya başlandı. Önce öğretmenevleri, ardından polisevlerine alkol yasağı getirildi. Eh, şimdi sırada orduevleri var! Hayatın ayracına bakın özellikle Anadolu’da... Bir kamu görevlisi, lokantaya gidecek, orada akşam yemeğinde bir kadeh rakı, şarap içecek... İçerse, fotoğrafı çekilirse yandı gülüm keten helva! Damgayı yiyecek hemen: “Alkolik!” Yasanın özünde antidemokratik maddeler var! Akşam 22.00 ve sabah 06.00... Perakende satış yasak olduğundan karaborsa satışlar artacak. Yasak koymak bireyi daha çok kışkırtır... Ben, fazla alkolün insan sağlığına ne denli zarar verdiğini en iyi bilenlerden sayılırım... 31 yıl önce kıl payı ölümden döndüm ve alkolü bıraktım. Şimdi akşamları bir kadeh rakı, şarap, viski içenleri kıskanırken şöyle diyorum: “Gençliğimde çok fazla içmeseydim de her akşam bir kadeh atsaydım...” Bu yasa ayrımcılıktır, çocuklar ve gençlerin alkole erişimini engellemek değil! Kılıçdaroğlu, Doğu’da sosyal demokrasinin yaşamadığını söyledi: Orada inanç ve etnik kimlikli siyaset var ALİ AÇAR Alkol Yasağı Ayrımcılıktır... Bizde demokrasi yasalarla değil yasaklarla korunur... Topal ördeğe benzeyen demokrasimiz orasından burasından yolunup “Sünni İslam kardeşliği” çizgisinde genişletiliyor... Okullara mescit! Camilerde ve mezarlıklarda uygulamalı din dersi! Tarikat şeyhlerine dokunulmazlık! Medrese eğitimi! Daha neler neler... AKP torba yasanın içine ek bir madde koyup akşam 22.00’den sabah 06.00’ya dek alkollü içeceğin perakende satışını durdurdu. Uygulama turizm yöreleri için de geçerli... Saat yasağına uymayanlara 100 bin liraya dek para cezası, işin bir başka yönü. HHH Alkol reklamları yasak! Görüntüyü buzlama devrede... AKP’liler yasayı İskandinav ülkelerinden kopyalamışlar. İyi hoş! Hazır kopyalama yapılırken İskandinav ülkelerinden demokrasi, temel hak ve özgürlükler de kopyalansaydı ya! Sendikal hak ve özgürlükler! Yaşam hakkı! Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü... Acaba İskandinav ülkelerinde parasız eğitim istedikleri için üniversiteli gençler tutuklanıp zindanlarda çürütülüyor mu? Çevre eylemcileri yakalanıp “terör örgütü” diye içeriye atılıyor mu? Alkollü içecekleri tüketiciye tanıtmak yasak, lokantanın önünde alkollü içecek içmek yasak! Bunun adına yasa diyenlere şaşarım... Alkollü içecek içecekseniz beş yıldızlı ya da yedi yıldızlı otellere gidin, Dubai’de olduğu gibi. Sendikal hak ve özgürlükleri elinden alınan bir toplum “Sünni İslam Kardeşliği”yle ülkemize barış, demokrasi ve özgürlük getiriyor... Bitmedi! Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte el ele verip Suriye’deki baskıcı Esad rejimini devirip, İslama dayalı “demokrasiyi!” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Barış İçin Özgürlükçü Demokrasi Bildirisi’nin çağrıcıları tarafından Swiss Otel’de düzenlenen “Kürt Sorununun Çözümü İçin Atılması Gereken Adımlar; Siyasi, Sosyal ve Hukuki Perspektifler” başlıklı toplantıya katıldı. CHP lideri Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğun bir şekilde inanç ve etnik kimlik eksenli siyaset yapıldığı belirterek “Orada bildiğimiz bir sosyal demokrasi yaşamıyor. Varsa da alanı çok dar. O dar alana girmek istiyoruz. Ama yılların getirdiği o yoğun etnik temelli siyasetle, inanç temelli siyasetin arasına girmenin öyle 3 yılda, 5 yılda kolay olmayacağını da biliyoruz” diye konuştu. Swiss Otel’de gerçekleştirilen toplantıda, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Oktay Uygun “Anayasal planda atılabilecek adımlar ve dünya örnekleri”, Prof. Dr. Ayşe Buğra ve Prof. Dr. Kutlay Yağmur “Kürt sorunu, eğitim ve sosyal eşitsizlikler çözüme yardımcı olacak eğitim politikaları ve sosyal önlemler”, Yrd. Doç. Dr. Elçin Toprak, Radikal Gazetesi Dış Haberler Servisi Müdürü Fehim Taştekin ve eski DEP Milletvekili Sedat Yurttaş “Çatışmazlık nasıl sağlandı ve kalıcı barış nasıl sağlanabilir” başlıklı sunumlar yaptı. Buğra yaptığı sunumda, Kürt sorununun Türkiye’nin sorunu olmasından dolayı farklı kesimlerin tartışmaya katılması gerektiğini ifade ederek “Benim önemsediğim kesimlerden birisi BDP. BDP birçok bakımdan sosyal demokrat özellikler gösteren bir parti. Böyle bakınca BDP ile CHP arasında bir yakınlaşma olması gerekir ‘Neden İslam coğrafyasında hep kan akıyor‘ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Feshane’de düzenlenen “Ordu Günleri” etkinliğine katıldı. Ordululara seslenen Kılıçdaroğlu, “Bizim büyük bir önderimiz var adı Mustafa Kemal Atatürk. Onun söylediği ‘Yurtta barış, dünyada barış’ bizim temel felsefemiz. Neden İslam coğrafyasında hep kan akıyor diye sorgulamamız lazım” diye konuştu. di ama olmadı. İki tarafın da sorumluluğu var burada” diye konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu ise sunumların ardından yaptığı konuşmada, çözüm sürecine yönelik kimsenin bilgisi olmadığı eleştirisinde bulunarak “Biz sorunun temelinde özgürlük ve demokrasi olduğuna inanıyoruz. Eğer bir ülkede siz yüzde 10 seçim barajını getirip koymuşsanız kimseyi kucaklayamazsınız. Biz özgürlük ve demokrasi bildirgemizi 17 madde halinde hazırladık 1. maddesi de o; seçim barajının kaldırılması. Çünkü siz kendi ülkenizde özgürlük ve demokrasiyi getiremezseniz, barışı zaten getiremezsiniz” diye konuştu. CHP’nin sürece yönelik kaygılarına ‘Bu barajla kucaklaşılmaz’ da değinen Kılıçdaroğlu, “Siz barışa karşısınız diyorlar. Hayır keşke barış olsa. Kimse barışa karşı değil ama ne oluyor, birinin çıkıp anlatması lazım” diye konuştu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğun bir şekilde inanç ve etnik kimlik eksenli siyaset yapıldığının altını çizen Kılıçdaroğlu, “Orada bildiğimiz bir sosyal demokrasi yaşamıyor. Varsa da alanı çok dar. O dar alana girmek istiyoruz ama yılların getirdiği o yoğun etnik temelli siyasetle, inanç temelli siyasetin arasına girmenin öyle 3 yılda, 5 yılda kolay olmayacağını da en iyi Sayın Buğra bilir (Ayşe Buğra). Yani sosyolojik olarak o alana girmek istiyoruz ama çok zor” ifadelerini kullandı. ‘Doğu Güneydoğu çok zor’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear