25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 2013 PAZAR 12 EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Ticaret Bakanı Yazıcı kredi kartlarında ‘Ne şiş yansın, ne kebap’ formülünün kesinleştiğini açıkladı Çıplak karta sıfır aidat Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre tüketiciden 60 çeşit ücret ve komisyon alan bankaların, tüketicilere yıllık üyelik aidatı tahsil etmedikleri bir kredi kartı türü sunmaları zorunlu hale getirildi. Bankalar ‘isterlerse’ bu kartta ilave hizmet de sunacak. Karar ‘tüketici hukukunu korumanın yanında, ülke ekonomisinin korunmasını da amaçlıyor.’ Ekonomi Servisi Bankaların isteyenlere aidatsız kredi kartı seçeneği sunmaları konusundaki çalışmalar kesinleşti. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’na son halinin verildiğini belirterek “Kart çıkaran kuruluşların tüketicilere yıllık üyelik aidatı ve benzeri isim altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı türü sunmaları zorunlu hale getirilmiştir” dedi. Yazılı bir açıklama yapan Yazıcı, kart çıkaran kuruluşların, serbest rekabet ortamı içerisinde “isterlerse” ilave hizmetleri de ücretsiz sunabilme imkânına sahip olacaklarını belirtti. Hakem heyetlerine geçen yıl yapılan 446 bin 54 başvurunun 263 bin 428’inin bankacılık sektörüne ilişkin olduğu belirtilen açıklamada yer alan bilgilere göre bankalar, kredi kartı aidat ücreti, hesap işletim ücreti, kredi kartı yenileme ücreti, hesap özeti ücreti, ipotek fek ücreti, nakit çekme ücreti, işlemsizlik ücreti gibi değişik isimler altında tüketicilerden 60 çeşit ücret ve komisyon alıyorlar. Bu gelirler, 2012 yılı sonu itibarıyla bankacılık sektöründeki işletme giderlerinin yüzde 63.9’unu karşılıyor. Bankalar hazır Aidatsız kart konusunda bankalar da harekete geçti. Kartlarda daha sınırlı olmak üzere bazı hizmetler de yer alıyor. HSBC kart aidatı ve yıllık ücret ödemeden kullanılabilecek ‘HSBC Consept’i piyasaya sürdü. Bir süredir Akbank, ücret talep edilmeyen ‘KartFree’ ile, Finansbank ‘Fix Card’ ile müşterilerine aidatsız kredi kartı seçeneği sunuyordu. ING Bank da Pegasus Havayolları ortaklığıyla çıkardığı ve kart aidatı olmayan ‘INGPegasus Plus Kart’ı geçen salı günü basına tanıttı. Doksan Dördüncü Yılda Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından bu yana doksan dört yıl geçmiş. Günümüzde ülkemizin durumu, ne yazık ki 1919’dan çok daha farklı ve iç açıcı değil. Ülke, tam bağımsızlık, özgürlük, kalkınma, saygınlık gibi özlemleri doğrultusunda başarı kazanamadığı gibi, bulunduğu nokta da yakın gelecek için fazla umut vermemektedir. Ulusal devlet çatırdıyor; TC, devletimizin resmi adı siliniyor, bayrağımız ülkenin her yerinde dalgalanmıyor; bütünleşme değil, ayrışma, bölünme özendiriliyor; ülke bütünlüğü aleyhine din istismarı sürüyor, dikta hevesleri yeşeriyor; ülke emperyal güçlerin Ortadoğu’da uydusu derekesine düşüyor, işbirlikçi cemiyetlerin yerini şimdi işbirlikçi sivil toplum örgütleri alıyor. İnsani gelişmişlik endeksimiz dünya sıralamasında doksancılıktan aşağıya inemiyor; özgürlük, basın özgürlüğü sıralamalarında yerimiz daha da gerilerde. Ülkenin yine büyük bir bölümü aymazlık içinde, kimileri bu puslu havada ülkeden bir şeyler koparmak peşinde. Peki umut, kurtarıcı güç, gençlik nerede? Dalkavukluk yapacak değilim. Ne yazık ki kişilikli bir gençlik de göremiyorum. Öykünme içindeler. Bir kısmının başları bezle bağlı, geleneksel başörtüsü bir yana itilmiş, türban, bandana gibi garip serpuşlarla sözde örtünenler, diğer yanda Batı ABD gençliğine özenen, öykünen bir grup. Bilgi, kültür, kendini yetiştirme bir yana itilmiş, moda izleyen, marka düşkünü, ‘tiki’ diye nitelendirilen savurgan bir grup. Gençlerin içinde kuşkusuz iddialı, yozlaşmamış, başarılı olmak isteyen, ülke sevgisini, saygınlıklarını yitirmemiş olanlar da var. Onlara da düzgün eğitim olanakları vermiyoruz. Göstermelik binalar yaparak, içine bilgisayarlar koyarak eğitim olanakları sağladığımızı sanıyoruz. Burs, yerleşke, yurt, kaliteli eğitmen, kaliteli eğitim programı gibi sorunlarını çözmüyoruz. Kişilikli davrananları, en hafifinden biber gazıyla başlayarak tekme, tokat, cop, tutuklama, hürriyeti bağlayıcı cezalarla yıldırmaya, susturmaya çalışıyoruz. Halkımızın önemli bir bölümü suskun. Başlarına gelecekleri tevekkülle, kadercilikle kabul etmiş gibiler. Özgürlük, bağımsızlık, demokrasi inanç ister, savaşım gerektirir; özveriyi gerekli kılar. Yalakalıkla, biatla, kendi gölgesinden bile korkarak, baskıcı yönetimlerden ürkerek, başarı kazanılamaz. Özgürlükler, bağımsızlık korunamaz. Ülkemiz için haini bol ülke denir. Hainlik yaygın mı? Kesin bir yargım yok. Ama medyaya, bürokrasiye eğitim, kurumlarına, iş yaşamına, politikacılara bakınız. Kişiliksizlik, gurursuzluk, tutarsızlık yaygın. Yazı yazmakla, bildiriye imza atmakla, bildiri yayımlamakla, hatta yürüyüşe katılarak bayrak sallamakla sorunların çözülebileceğini sanmıyorum. İnsanımızı bire bir ikna etmek, uyarmak gerekiyor. İkna edemezseniz bile kafasında bazı sorular uyandırmak da yararlı. Denilebilir ki yazılı ve görsel medya tek elden kontrol ediliyor, tek yönlü beyin yıkıyor. Bireysel çaba neye yarar? Bireysel çabalar çoğaldıkça medyanın etkinliği azalır, algılandırma yönetimi etkisizleştirilir. Ancak halkımızın aydınlanması ile özgürlüğü, bağımsızlığı, TC’yi benimsemesi içselleştirilmesi ile sorun çözülür. 19 Mayıs nedeni ile toplantılar, yürüyüşler düzenleniyor. Eşimle birlikte niyetimiz elimizde bir yanı Türk, diğer yanı Atatürk bayrakları ile İstanbul’da, Şişli’de Atatürk’ün evinin önünden başlayacak yürüyüşe katılmak. Yürüyüşün, bayrak sallamanın bir çözüm olduğunu sanmıyorum. Çözümü halkımızın oyları ile Cumhuriyet karşıtlığını seçim sandığına gömmekte görüyorum. Azınlıkta kalmak, yenilgi değildir. Che Guevara’nın dediği gibi “Vazgeçmediğiniz sürece yenilmezsiniz” 19 Mayıs ruhu yaşadıkça, ülkem için umutlar yeşerebilir. TMSF görevlileri dün BMC’de inceleme yaptı. BMC işçileri umutlandı: Çark tekrar dönecek Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) görevlileri, Çukurova Grubu’ndan alacaklarının tahsili amacıyla yönetimini devraldıkları BMC fabrikasında dün incelemelerde bulundu. Fon görevlileri, İzmir’de bulunan fabrikanın bahçesindeki araçları incelerken bilgi almak isteyen bir grup işçinin ise fabrika girişindeki bekleyişi sürüyor. Türk Metal Sendikası İşyeri Temsilcisi Erdal Candan, aylardır ödeme yapılmayan işçilerin belirsizlik içinde olduğunu söyledi. Fonun BMC’nin yönetimini devralmasının ardından işçilerin umutlandığını anlatan Candan, “Fabrikanın kapatılması bizim açımızdan üzücüydü. İnşallah bundan sonra çark tekrar dönecek. 2 bin 500 çalışan var. Çok uzun zamandır maaşlarımızı alamadığımız için mağdur olduk” şeklinde konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear