23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 26 NİSAN 2013 CUMA ? “Bütün dinler ve inançlarda savaşı değil, barışı fetih olarak tanımlayan ortak kurallar vardır” diyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, CHP’nin Silivri protestolarını, MHP lideri Bahçeli’nin ise “vurmanın zamanı da gelecek” söylemini eleştirdi. Kılıç, süreçte toplumun sabrının da daha fazla zorlanmaması gerektiğini söyledi. CHP’DEN AKP’NİN SAYIŞTAY YETKİLERİNE TIRPAN TEKLİFİNE TEPKİ Harcamalarını denetletmek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM adına kamu harcamalarını denetleyen Sayıştay raporlarını Meclis’ten kaçıran AKP’nin, bunu “yasal kılıfa” sokmak için hazırladığı yasa önerisine CHP’den sert tepki geldi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AKP’nin yasa önerisinin Sayıştay’a “darbe” niteliğinde olduğunu belirtirken AKP’nin “yolsuzluklarının üzerini örtmek” için Osmanlı padişahlarının bile harcamalarını denetlettiği Sayıştay’ın bu yetkisini elinden almaya çalıştığını söyledi. Hamzaçebi, AKP hükümetinin gönderilmesini engellediği 132 Sayıştay raporunun, Meclis’e sevkinin sağlanması için TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yazılı başvuruda bulunduklarını da bildirdi. Hamzaçebi, Sayıştay Yasası’nda değişiklik öngören yasa önerisinin Sayıştay’ı yeniden dizayn ederek, “hükümete bağlama” amaçlı değişiklikler içerdiğine dikkat çekti. Hamzaçebi, bu öneriyle 1862’de Sultan Abdülmecit zamanında padişah fermanıyla kurulan, Sayıştay’ın görevlerinin budandığını ifade etti. AKP’nin Sayıştay’ın kendi yasasına göre yapacağı bu denetimi yasa önerisi ile sınırlandırmak istediğini kaydeden Hamzaçebi, “Yapılan tam anlamıyla bütçe hakkının içinin boşaltılmasıdır. Hükümet, denetim istemiyor. Hükümet, Sayıştay’ın yaptığı denetim sonucunda, tespit ettiği usulsüzlük ve yolsuzluklara ilişkin raporların, TBMM’ye gönderilmesini istemiyor” dedi. CHP ve MHP’yi eleştiren Anayasa Mahkemesi Başkanı, ‘Anayasa yaratıcıdan iz taşısın’ dedi istemiyor arafsızlığı ve bağımsızlığını yitirecek’ AKP’nin önerisiyle milletin bütçe hakkının elinden alındığını ve hükümetin yolsuzluklarının üstünün örtülmesinin hedeflendiğini kaydeden Hamzaçebi, “Abdülmecit’in 1862’de kurduğu Sayıştay, ondan tam 151 yıl sonra padişahlık özentisi içinde diyemeyeceğim, onun da ötesine geçen bir otoriter rejim yanlısı kişinin, bir anlayışın kontrolü altına alınmak istenmektedir” dedi. Hamzaçebi, yasa önerisiyle Sayıştay bünyesindeki Rapor Değerlendirme Kurulu’nun 8 üyesinin Meclis çoğunluğunu oluşturan iktidar partisince belirleneceğine, Sayıştay denetçilerinin uzmanlık koşulu aranmadan basit bir sınavla göreve başlatılacağına, denetçilerin raporlarının da Sayıştay Başkanlığı yerine, hükümetin atadığı Sayıştay savcısına verileceğine işaret etti. Sayıştay’ın bağımsızlığı ve tarafsızlığının yok edileceğini belirten Hamzaçebi, şu görüşleri dile getirdi: “AKP, kendi hükümet döneminin harcamalarının denetlenmesini istememektedir.” Kılıç’tan dinsel bakış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, anayasada değişmemesi gereken tek kırmızı çizginin “insan onuru” olduğuna işaret ederken 24 sayfalık konuşmasında ağırlıklı olarak dinsel vurgular yapması dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ile yüksek yargı organlarının temsilcileri katıldı. 2011’deki törene davet edilmeyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da törende yer aldı. Üyeliğe yeni seçilen Emin Kuz ant içerek göreve başladı. Katılımcılara seslenen Kılıç’ın konuşmasında öne çıkan bölümler şöyle: ‘T Erdoğan: Özgürlükleri genişleten bir mahkeme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Erdoğan, Asya Anayasa Mahkemeleri ve Muadil Kurumlar Birliği hazırlık toplantısı dolayısıyla Türkiye’de bulunan kurul üyeleri ile Anayasa Mahkemesi üyelerine akşam yemeği verdi. Erdoğan “Şu anda özgürlükleri daraltan, siyasete sınır çizen, birey karşısında devleti koruyan değil, özgürlükleri, demokrasiyi, güçlü şekilde muhafaza eden bir Anayasa Mahkemesi var” dedi. Yaratıcıdan taşınan iz: Anayasa mahkemelerinin asli ve ortak görevleri ırk, renk, din ve inancı ne olursa olsun, insan olma ortak paydasına sahip olan herkesin doğuştan varlığına inandığımız insanlık onurunu korumak ve gözetmektir. Temel hak ve özgürlüklerle, adalet duyusunu içinde barındıran insanlık onuru, yaratacıdan iz ve işaretler taşıması nedeniyle de ilahi dinler başta olmak üzere tüm inanç sistemlerinin ve medeniyetlerin de koruması altına alınmış en yüce değerdir. Böyle anayasa ütopya: Herkesin isteklerinin anayasada yer alması gibi bir ütopyanın gerçeklerle örtüşmeyeceği açıktır. Çoğulculuğa dayalı geniş tabanlı bir uzlaşma süreci, sorunlar nedeniyle çoğunlukçu Üniversitelerde yaşanan olayları protesto etmek amacıyla dün “Yurtsever Öğrenci” isimli bir grup öğrenci, Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi (İÜ) ana giriş kapısı önünde toplandı. Burada grup adına açıklamayı okuyan Aygül Kaya, “Dicle Üniversitesi’nde polis ve Hizbulkontra çetelerinin el ele vererek yurtsever, devrimci, demokrat öğrencilere yönelik saldırıları ülkedeki diğer üniversitelere yayıldı. Bu saldırıların amacı barış sürecini baltalamaktır. Din kisvesi altında 1990’larda yapılanlar bugün birileri tarafından yeniden hortlatılmak isteniyor. Herkes bundan ders çıkarmalıdır” dedi. Öğrenciler açıklamanın ardından cezaevlerindeki açlık grevine dikkat çekmek için 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Olaylar protesto edildi İstanbul ve Ankara’nın ardından İzmir’de de gerginlik yaşanıyor Dokuz Eylül diken üstünde EMRE DÖKER İZMİR İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavga sonrası gerginlik yaşanıyor. Özellikle üniversitenin Dokuzçeşmeler Kampusu’nda çevik kuvvet ekipleri, “TOMA” araçlarıyla birlikte, yaşanacak olası öğrenciler arası çatışmaya karşı hazır bekletiliyor. Kampusta önceki gün ülkücü ve Kürt kökenli öğrenciler arasında yaşanan kavgada, bir öğrencinin başından bıçaklandığı, olayla ilgili gözaltına alınan bir kişinin de serbest bırakıldığı öğrenildi. Geçen haftalarda da Emniyet güçleri izinsiz gösteri yapan ve terörist başı Abdullah Öcalan posteri açan 21 öğrenciyi gözaltına almıştı. Bu gelişmeler sınav dönemini yaşayan üniversite öğrencileri arasında tedirginlik yaratıyor. Kendilerini “devrimci öğrenciler” olarak tanımlayan gençler, ülkücülerin bildiri dağıtmak için kurdukları masaları kapatmaları için baskı yaptığını, küfürlerle saldırdığını öne sürüyor. Ülkücüler ise karşı grubu “bölücülük” yapmakla ve terör örgütü PKK’yi desteklemekle suçluyor. CHP’li vekillerden öğrencilere destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TGB, önceki gün ODTÜ’deki olaylarla ilgili basın açıklaması yaptı. TGB’lilere CHP’li vemkiller de destek verdi. Meclis’in Dikmen Kapısı önünde toplanan TGB’liler “Özgür bilim, kahrolsun faşizm” pankartı açtı. TGB’lilere CHP milletvekilleri Süheyl Batum, Şevki Kulkuloğlu ve Dilek Akagün Yılmaz da destek verdi. Batum, “Dün eşkıya sokağa indi; Kemalist devrimci gençlere saldırmakla kalmadı, alenen PKK adına kimlik kontrolü yaptı” dedi.Olaylar sırasında ODTÜ’de bulunan TGB Genel Başkan Yardımcısı Aykut Diş, “Dün yaşananlar bölücülüğün ve gericiliğin piyasaya sürülerek emperyalizmin denetiminde yürütülen yeni anayasa sürecinin üniversitelere yansımasıdır” diye konuştu. Olayların çıktığı Dr. Serhat Özyar Yılın Genç Bilim Adamı Ödül Töreni’nin düzenleyicilerinden Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği, de “her iki grubu da kınayan” açıklama yaptı. ODTÜ’deki olaylar TBMM Genel Kurulu’nda da gündeme geldi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan , ODTÜ’de bilimsel bir toplantının ardından verilen kokteylin basıldığını ve terör örgütü PKK adına kimlik ve yol kontrolü yapıldığını savundu. Tarhan, “Dağdaki eşkıya, kılık değiştirme zahmetine girmeden üniversitelere indirildi. PKK’nin artık terör örgütü olmadığı kararının yapımı ve yayımında emeği geçenlere hayırlı olsun” dedi. Tarhan’ı MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da alkışladı. Vural’dan Tarhan’a alkış anlayışla da anayasa yapılabilir düşüncesine haklılık kazandıran bir sürece dönüşmek üzeredir. Bu yöntem de demokratik bir çaredir ancak meşruiyet sorununa ilişkin tartışmaları ortadan kaldırmayacaktır. Anayasanın 3 koşulu: Anayasaların dayanıklı ve uzun ömürlü olması üç temel değerin üzerine oturması koşuluyla gerçekleşebilir. Birincisi insanlık onuru, ikincisi insan hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınması, üçüncüsü ise kuvvetler ayrılığı ilkesinin amacına uygun şekilde tanımlanarak güçler arası yetki çatışmasına engel olmaktır. Adaletin kestiği parmak acırsa: Adaletin kestiği parmak acıdığı anda ya hukuk kurallarında ya da hâkimin liyakat ve tarafsızlığında sorun var demektir. Yargının iç hesaplaşmaya, intikam almaya ya da keyfiliğe yol açacak uygulamalara alet edilmesi hukuk devletinin, demokrasinin ve özgürlüklerin sonunu getirir. CHP’nin Silivri tepkileri: Bazı kesimlerin ilgi duyduğu ya da siyasi düşünce ortaklığının doğal sonucu olarak yakın dostların yargılandığı davalarda, demokratik tepki ve destek verilmesi anlayışla karşılanmalıdır. Bu konuda verilmiş anayasal haklar sonuna kadar kullanılabilir ancak hakların kullanılması yargıya meydan okumayı, onu tehdit etmeyi ve şiddete başvurma hakkını kimseye vermez. İşgal ettiği makam, mevki, unvan ne olursa olsun kimsenin suç işleme imtiyazı olamaz. Süreçte dile dikkat edilmeli: Toplumsal tansiyon artsa da halkımızın olaylar karşısındaki sabrı ve olgunluğu, demokratik değerlere olan bağlılığı, gelecekle ilgili kaygılarımızı azaltmaktadır. Ancak halkımızın bu olgunluğu daha fazla zorlanmamalıdır. İfade ve örgütlenme özgürlüğü, toplumu ayrıştıran nefret söylemlerinin kaynağı olamaz. Fetih anlayışı: Barış düzenine yazılı metinlerle değil, tıkanmış olan kalp ve gönül yollarının açılmasıyla daha kolay ulaşabiliriz. Zira bütün dinler ve inançlarda savaşı değil, barışı fetih olarak tanımlayan ortak kurallar vardır. Farklılıkları ya da farklı olma hakkını ancak bu kültürle güvence altına alabiliriz. Yürütme denetlenemiyor: Yasama organını yürütme organının doğal parçası haline getiren bugünkü uygulama, çağdaş anlamda gerekli olan kontrol ve denge sistemini etkin şekilde uygulamaya imkân vermemektedir. Anayasada özellikle yüksek yargı kuruluşlarının tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlayacak demokratik seçim yöntemleri öngörülmeli ve yargı yetkisinin sınırları da açıkça belirtilmelidir. Yasama ve yürütme organları arasında oluşan vesayet sorunu anayasal düzeyde çözülmese bile siyasi partiler ve seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerle daha demokratik bir temele oturtulabilir. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıç, Kılıçdaroğlu’nu programdan sonra çay içmeye davet ettiğini ancak parti yönetiminin toplantısı nedeniyle katılamayacağını belirttiğini aktardı. Çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine de Kılıç, konuya yargı olarak mesafeli durduklarını söyledi. Anayasa konusunda referandum önerisinin anımsatılması üzerine Kılıç, “Anayasanın tümüyle bir değişikliği söz konusu olacaksa isterse 367’nin üzerinde bu konsensüs sağlansın. Bence referanduma götürülmelidir” dedi. ‘Sayıştay budanıyor’ 897 BELEDİYE YÖNETİCİSİ HAKKINDA YOLSUZLUK SUÇLAMASI 4. yargı paketi belediyelere yaradı MAHMUT LICALI Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ANKARA TBMM’de kabul edilen 4. yargı paketiyle ihaleye fesat karıştırma suçunda ceza indirimiyle kısmen af getiren düzenlemeden Türkiye genelinde 897 belediye yöneticisi yararlanacak. 2009 yerel seçimlerinin ardından toplam 1521 belediye başkanı hakkında soruşturma izni verilirken, 897 belediyeye ise ihale mevzuatına aykırılıktan ön inceleme izni verildi. En fazla soruşturma izni 599 belediye ile AKP’li belediyelere verildi. CHP’li belediyelerin 454, MHP’li belediyelerin ise 231 soruşturma izni bulunuyor. TBMM’de yaklaşık bir ay önce kabul edilen dördüncü yargı pa ketinde “ihaleye fesat karıştırma” suçunun 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası, 3 yıldan 7 yıla indirilerek, bundan AKP, CHP, MHP ve BDP’li belediye başkanlarının yararlanması sağlanmıştı. MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin soruşturma izni istenen belediyelere yönelik soru önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı Muammer Güler, 2009 yerel seçimlerinin ardından soruşturma izni verilen ve 4. yargı paketindeki söz konusu düzenlemeden yararlanacak belediyelere ilişkin verileri açıkladı. Güler’in açıkladığı verilere göre 29 Mart 2009 ile 1 Ocak 2013 tarihleri arasında toplam 1521 belediye başkanı hakkında soruşturma izni verilmesine karar verildi. 2. ORDU KOMUTANI MENDİ: 44. OLAĞAN GENEL KURUL ‘Vatanı böldürmeyiz’ KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) Bingöl’ün Genç ilçesinde çıkan çatışmada geçen yıl 24 Nisan’da şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Kemal Özdoğan için memleketi Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Elbistan Şubesi tarafından anma töreni düzenlendi. Törende konuşan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Özdoğan’ın şehit edildiği operasyonda kendisinin de bulunduğunu ifade ederek, “Burada tabii üzüntümüz çok fazla. Çünkü evladımızı kaybettik. O evlatların hepsi bizlerin de evladıdır. Tek tesellimiz, şehidimizin kanı yerde kalmadı. O operasyonda 7 terörist etkisiz hale getirildi. Biz ant içtik, yemin ettik, vatanımızı böldürmemek için mücadelemiz sonsuza kadar devam edecek” dedi. TGC’de yarış başladı İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 44. Olağan Genel Kurulu’nun ilk günü TGC’nin Burhan Felek Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Genel kurul, yaşamını kaybeden basın emekçileri için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. TGC Başkanı Orhan Erinç, 3 yılda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. TGC’ye 36 yıl hizmet ettiğini belirten Erinç, ısrarlara karşın yeni dönemde aday olmayacağını ifade etti. İfade özgürlüğü sorununa da değinen Erinç, “Bu soruna dayalı olarak halkın bilgilenme hakkını kullanamaması son zamanlarda tavan yaptı” dedi. Bugün TGC’nin Yönetim, Denetim, Balotaj ve Onur kurulları seçilecek. Üyeler 10.00’dan 17.00’ye dek cemiyet binasına gelerek oylarını kullanabilecek. Seçimlerde Turgay Olcayto, Fatma Karaali ve Sedat Bakıcı’nın listelerinin yarışması bekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear