Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA 8 HABERLER Yeni anayasa için kurulan Partiler Arası Uzlaşma Komisyonu dün üç temel erkten olan “yargı” bölümünü görüşmeye başladı. AKP’nin yargı camiasında büyük tartışma yaratan önerileri de masaya yatırılacak. AKP’nin taslağında Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’ın tek çatı altında birleştirilmesinin yanı sıra Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi üye seçiminde başkan (başkanlık rejimi önerdikleri için) ve Meclis’in söz sahibi duruma getirilmesi öngörülüyor. Milletler yargı bağımsızlığının temel ilkeleri”, “Avrupa Hâkimler Danışma Konseyi’nin 10/2007 sayılı görüşü” ve “Venedik Komisyonu’nun 2007 tarihli adli atamalar raporu” gibi belgelerdeki ilkeler, HSYK’nin Meclis’e gönderdiği görüşte de vurgulanıyor. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg’in önerilerinin yanı sıra AB Özel Raportörü Thomas Giegerich’in HSYK için özel olarak kaleme aldığı 27 sayfalık rapordaki tavsiyeler de Meclis’e gönderilen belgeye aynen aktarılmış. Giegerich’in şubat ayında kamuoyuna açıklanan raporunda HSYK konusunda “Adalet Bakanlığı müsteşarının doğal üyeliğinin sona ermesi gerekir. Adalet bakanı ise etkisi temsili fonksiyonlarını yerine getirme seviyesine indirilmesi şartıyla yüksek kurul başkanı olmaya devam edebilir. Özellikle, bakanın yargıç ve savcıların disiplin incelemeleri ve soruşturmalarının başlatılmasını veto etme yetkisine son verilmelidir” tavsiyeleri yer almıştı. ??? 12 Eylül referandumu ile oluşturulan HSYK’nin bile, AKP’nin yeni anayasanın yargı bölümüne ilişkin önerilerine destek vermemesi oldukça düşündürücü bir gelişmedir. CUMHURİYET 12 MART 2013 SALI GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada giden siyasetçilerimiz, örneğin Demirel, Özal; ikide bir beyaz kefen giymeye hazır olduklarını yinelediler. Onlar, siyasete girerken ipe gitmeyi göze aldıklarını halka kanıtlamak için beyaz da kefen edebiyatı yaptılar. Ama RTE, halkın güvenini kazanmak için siyasete girerken de, başbakan olarak da ve şimdi terör sorununu çözüm yolunda beyaz kefen giyeceğini söylüyor. Bir ara başarıya ulaşılamazsa siyasal yaşamının sona ereceğine inandığını da söyledi. Baktı ki bu olasılığa değil halk, kendi de inanmıyor. Bu kez çözüm başarıya ulaşmazsa baldıran zehri içeceğini söylemeye başladı. Bu sözü de tutmadı: Beyaz kefeni sandıktan çıkardı! Ne var ki, ne söylerse söylesin, son on yılda temel sorun ve konularda çizdiği zikzaklı grafik… …RTE’ye güvenilemeyeceğinin kanıtı! ??? Çözüme destek veren çoğu çevre: Baş terörist “önder cani” Apo aracılığıyla PKK’nin silah bırakması olasılığının gerçekleşeceğine inandı, inanıyor. Bu nedenle bugün RTE’nin son yıllarda örgüt ve elebaşılarıyla ilgili söylediklerini gündeme getirmiyor. Yakın günlere kadar RTE’nin; PKK’ye terör örgütü demedikleri sürece Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi ve milletvekilleriyle değil bir araya gelmeyi, selamlaşmayacağını içeren söylemlerini de… …PKK’nin siyasal uzantısı olduğunu sürekli yinelediği BDP milletvekillerine dağa çıkmalarını, Kandil’e gitmelerini salık veren açıklamalarını da şimdilik unutmuş görünüyor. Kimi BDP milletvekillerinin, başlarında parti eşbaşkanlarından Gültan Kışanak’ın yolda dağdan inen teröristlerle kucaklaşmasından sonra kıyameti koparan RTE ile… …Apo’nun PKK’ye yazdığı mektubu, BDP milletvekilleri heyetine adeta resmi kimlik vererek, yardımcı olarak Kandil’e çıkmalarına, mektubu iki numaralı teröristbaşı Murat Karayılan’a götürmelerine… …Kandil’de BDP heyetiyle Karayılan ve beraberindeki firari terörist başlarından Sabri Ok, terörist kadın Sülbüs Peri ile Apo posteri ve PKK bayrağı altında saatlerce derin görüşmeler yapmalarına ses çıkarmayan kişi de aynı kişidir. ??? Daha önce “kadın erkek eşitliğine inanmadığını” açıklayan RTE ile.. son günlerde çözüme ve önümüzdeki seçimlerde mutlak kadınlardan destek isterken, ayaklarının altını öpmesine karşı çıkan annesine “ayaklarının altında cennetin kokusunu aldığını” söyleyerek kadınlara derin yalakalık yapan kişi de aynı kişidir. “AKP iktidarımız bütün milliyetçilikleri ayaklarımızın altına aldı” diye övünen kişi ile sert eleştirisel tepkilerin etkisiyle, “Öyle demedim. Irkçılık yapanları amaçlıyordu söylemim” diye çark eden de aynı kişi, TC’nin Başbakanı RTE’dir. Çarkçıbaşı işine geldi mi daha önce söylediklerini bir güzel sindirdiği, hiç söylememiş gibi davrandığı gibi; kimi söylemlerini güçlendirmek için akla gelmeyecek her konuyu kullanabilir. Ayrımcılığa karşı olduğunu kanıtlamak için gösterdiği örnek kanıta bakınız: “Ayrım yapsaydım Arap kızıyla evlenmezdim” diyor. Siirt’in Arap köylerinden İstanbul’a başı açık göç eden, ağabeyciğinin dayatmasıyla örtündüğünü söyleyen kırk yıllık eşi Emine Hanım da kocasının politik manevrasını iltifat kabul etmiş olacak ki; ağzı kulaklarında gülerek alkışlıyor. RTE’nin Araplara derin muhabbetinin kaynağı Arap kökenli eşi midir acaba diye bir soru da akla takılmıyor değil. ??? Zehir içmekten söz eden, siyasal yaşamını risk ederek teröre çözüm arayışını devam ettireceğini durmadan söyleyen; önceki söylemlerinden ortamı elverişli bulup aksi yöne dümen kırdığını unutan RTE... …şayet çözüm beklenen sonuçları vermezse ekranlara, meydanlara çıkar ve… …başarısızlığın nedeni muhalefet partileri ile ulusal bilinçten yoksun diye tanımladığı medyanın genel tutumu ile kimi yazarlarıdır, demeye başlayacaktır!.. Olası bir başarısızlık durumunda hiç kuşkunuz olmasın: Ne baldıran zehri içecek ne de çözüm yolunda riske attığını söylediği siyasal yaşamının sona erdiğini ilan edecektir! ??? RTE; bu ülkenin bugünlere dek görmediği sözünün döneği, söylemlerinden çark etmekte usta mı usta; başçarkçı unvanına tartışmasız hak kazanan ilk başbakandır. HSYK de AKP’nin Taslağına Karşı Çıktı HSYK’nin Meclis’e gönderdiği görüşte, kurumun tarafsızlığını sağlayabilmek için üyeliklerin belirlenmesi sürecine ilişkin üç kriter esas alınıyor. Bunlardan ilki, HSYK üyelerinin en az yarısının yargı mensupları tarafından yani hâkim ve savcılar tarafından seçimle belirlenmesi talebi. 12 Eylül 2010 referandumuyla kabul edilen yeni HSYK’de 22 kişilik kurulun 15 üyesi bu şekilde seçiliyor. Ancak AKP’nin taslağında, bu sayının 6’ya düşürülmesi ve heyetin çoğunluğunun başkan ve Meclis tarafından seçilmesi talebi getiriliyor. Üyeleri yargı seçmeli SYK de ‘kuvvetler ayrılığı’ istedi AKP’nin önerilerine ilk itirazı Yargıtay Başkanı Ali Alkan yaparak düzenlemelerin hayata geçmesinin yargı bağımsızlığından geri gidiş olacağı uyarısında bulunmuştu. Yargıtay’dan sonra iktidar partisinin taslağındaki ilkelere karşı görüş bildiren ikinci yargı kurumu HSYK oldu. HSYK’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na 7 sayfalık bir görüş göndererek önerilerini sunduğu öğrenildi. HSYK önerisinin özünde, “kuvvetler ayrılığı ilkesinin korunması” ve “uluslararası anlaşmalar ve evrensel ilkelere uygunluk” talepleri öne çıkıyor. H tarafından seçilmesi öngörülen HSYK üyelerinin görevdeki hâkim ve savcılardan olmaması şartı. Bu üyelerin seçkin hukukçu ya da akademisyenler arasından atanması isteniyor. Böylece hâkim ve savcıların seçilmek için siyasi partiler ile irtibat içine girmesinin engellenmesi amaçlanıyor. İkinci olarak da Meclis tarafından seçilecek üyelerin “nitelikli çoğunlukla (367 oy)” seçilmesi koşulu öneriliyor. Böylece iktidardaki partinin HSYK üyelerini tek başına belirlemesi yerine, partiler arası uzlaşı teşvik ediliyor. Yaka paça gözaltı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde öğrenciler, yemek zammını protesto etmek için yanlarında getirdikleri sandviçlerle rektörlük önünde basın açıklaması yapmak istedi. Üniversitenin özel güvenlik görevlileri ise öğrencilere müdahale etti. Kelepçelenen 5 öğrenci yaka paça Kongre Merkezi binasına götürüldü. Bu öğrenciler daha sonra polislere teslim edildi. Özel güvenlik görevlileri, daha sonra saldırıya uğradıklarını iddia ederek polise şikâyette bulundu. (Fotoğraf: CAN HACIOĞLU) Anayasa Komisyonu uzlaştı aranmalı Meclis’te 367 üsteşar çıksın, bakan temsili kalsın Yargıtay Başkanı Alkan, AKP taslağının Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve evrensel kriterlere aykırılık yaratabileceğine de işaret etmişti. Alkan’ın atıfta bulunduğu “Birleşmiş M Hâkimler artık ‘tarafsız’ olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Yazım Komisyonu, “Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı” başlıklı maddede, hâkimlerin, “görevlerinde bağımsız ve tarafsız olduğu; anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm vereceği” hükmünde anlaştı. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bünyesindeki Yazım Komisyonu, “yargı” bölümündeki maddeleri görüştü. Görüşmeler sonucunda hâkimlerin yasalara göre “vicdani kanaatlerine göre hüküm vermesi” konusunda anlaşıldı. BDP, hâkimlerin, ulusal, uluslararası hukuka ve teamül kararlarına göre de hüküm vermesini istedi. Komisyonda mutabık kalınan bir diğer fıkraya göre de “hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere hiçbir şekilde emir ve talimat veremeyecek; genelge gönderemeyecek; tavsiye ve telkinde bulunamayacak” şeklinde oldu. Ayrıca CHP, RTÜK’ün, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine uygun yayın yapılmasını sağlayacak tedbirleri almasını önerdi. HSYK görüşünde, siyasetin yargıya müdahalesini önlemeyi amaçlayan ilkeler de konmuş. Bunlardan birincisi başkan ya da Meclis 5 kişi gözaltında Bakan Güler, 14 kişinin yaşamını yitirdiği Cilvegözü Sınır Kapısı saldırısı zanlılarının Suriye ordusu ve istihbaratıyla bağlantılı olduğunu belirtti ANKARA / ADANA / İSKENDERUN (Cumhuriyet) Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’nda 11 Şubat’ta 14 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 8 kişi gözaltına alındı. 3 kişi serbest bırakılırken 5 kişi tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Eylemi gerçekleştirdikten sonra Suriye’ye kaçan iki kişinin terörle mücadele ekiplerinin bu ülkede düzenlediği bir operasyonla yakalandığı öğrenildi. Bombalı saldırıyla ilgili bir aydır yoğun çalışmalarını sürdüren terörle mücadele şube müdürlüğü ekipleri bazı şüphelilerin izine ulaştı. 7, 8 ve 9 Mart’ta, Türkiye ve Suriye’de belirlenen adreslere operasyon düzenlenerek 8 kişi gözaltına alındı. Bu kişiler MİT ve güvenlik birimlerince uzun süre sorgulandı. Şüphelilerden 3’ü ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 1’i Türk vatandaşı, 4’ü Suriyeli 5 kişi, ifadelerinin ardından dün sabah saatlerinde Adana’daki özel yetkili cumhuriyet savcılığına sevk edildi. 5 zanlı daha sonra “ülkenin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, tasarlayarak ve bomba ile 14 kişiyi öldürmek, patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ankara’da konuşan İçişleri Bakanı Güler, “Bu şahısların 2’si bizzat patlamayı gerçekleştiren araçta gelen kişiler. Suriye istihbaratıyla, ordu yetkilileriyle irtibatlı olduklarını tespit ettik. Tabii bunlar yargı aşamasında ortaya çıkacak. Suriye’ye insani yardımı önleme amacına matuf olduğunu biliyoruz. Daha öncesinde de benzeri birtakım hazırlıklar içinde olmuşlar. Güvenlik tedbirleri nedeniyle fırsat bulamamışlar. Ele geçirilişleriyle ilgili ayrıntıları vermem mümkün değil, ama şahısların ikisi Suriye’ye kaçmıştı oradan getirildi” dedi. Güler, “Araç nereye gidiyordu” sorusu üzerine, “O tarihte orada yapılacak bir toplantı da söz konusu. Onu da hedef almış olabilirler” dedi. Olaylarda ölen 22 kişi unutulmadı ‘Filmlere konu olacak operasyon’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cilvegözü’ndeki operasyonu “Filmlere konu olabilecek operasyonlar” olarak niteledi. Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cilvegözü Sınır Kapısı’nda yaşanan patlamanın ardından açılan soruşturmayla ilgili bilgi verdi. Arınç, sınır kapısında saldırı gerçekleştiren kişilerin yakalanmasıyla ilgili gelişmeleri anımsatan bir gazetecinin, “Suriye’de bir operasyon mu yapıldı” sorusunu cevaplarken, “Olay, iddianameye bağlandıktan ve yargı süreci bittikten sonra belki filmlere konu olabilecek çok önemli operasyonlarla bu sonuca varılmıştır. Olayın başındayız, soruşturma safhasındayız. Dolayısıyla yargının vereceği kararı ve dava safhasını hep birlikte izlememiz gerekecek” dedi. Gazi Mahallesi kayıplarını anıyor İstanbul Haber Servisi Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te Alevi yurttaşların bulunduğu kahvehanelerin taranmasıyla başlayan ve Ümraniye’ye de sıçrayan olaylarda yaşamını yitiren 22 kişi Gazi Mahallesi’nde düzenlenecek törenlerle anılacak. Sivil toplum örgütleri bugün saat 10.00’da Gazi Mahallesi Eski Karakol binası önünde bir araya gelecek. Buradaki törenin ardından gruplar, Gazi Mahallesi Mezarlığı’na yürüyerek ölenlerin mezarına karanfil bırakacak. Olayların ardından başlatılan soruşturmada 20 polis hakkında “müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek” iddiasıyla dava açıldı.Yargılama sonucu polis memurlarından Adem Albayrak dört kişiyi öldürmekten altı yıl sekiz ay, Mehmet Gündoğan iki kişiyi öldürmekten üç yıl dokuz ay hapse mahkum edilirken diğer 18 polisinse beraatına karar verildi. Yargıtay’ın kararı bozması üzerine yeniden yapılan yargılamada Albayrak ve Gündoğdu’ya toplam dört yıl otuz iki ay hapis cezası verildi. Kararı AİHM’ye taşıyan aileler Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum ettirdi. ‘Gazetecilerle ilgili yeni yasa yok’ Tutuklu gazetecilere yönelik yasal bir düzenleme olacağına dair sözleri bulunduğunun hatırlatılması üzerine Arınç, bu konuda “yeni bir kanun gelecek” diye bir şey söylemediğini vurguladı. Arınç, “Terörle Mücadele Kanunu’nu anlatırken bazı bilgiler vermiş olabilirim. Bütün basının, ‘Acaba yeni bir kanun mu gelecek’ diye merakla beklemesine yol açan işin esası budur” dedi. Umut Oran’dan soru önergesi Küçük kız ortada kaldı DHKPC soruşturmasında savcının itirazı üzerine 8 kişi daha tutuklandı ALİCAN ULUDAĞ Tekbirli saldırı Meclis gündeminde İstanbul Haber Servisi Kâğıthane’de, okullarının imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesini protesto eden Gültepe ilkokulu öğrenci ve velilerine tekbir getiren bir grubun sopalı demirli saldırısı TBMM gündemine taşındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran konuyla ilgili Adalet ve İçişleri bakanlarına soru önergeleri vererek olayın aydınlatılmasını istedi. Oran, İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından yanıtlanması istemi ile verilen önergede tekbir getirerek saldıran 40 kişilik grup içerisinden gözaltına alınan olup olmadığını, gözaltına alınanların herhangi bir terör örgütü ile ilişkisinin saptanıp saptanmadığını sordu. Oran “saldırgan grubu 10 kadar sivil polisin uzaktan izlemekle yetindiği herhangi bir müdahalede bulunmadığı hatta önlerinden çekilerek saldırıyı kolaylaştırdıkları” iddiasına da açıklık getirilmesini istedi. Oran “Bu saldırı sırasında görevini ihmal ettiği gerekçesiyle hakkında işlem yapılan polis memuru var mıdır” sorusunu da yöneltti. MS HASTASI DA CEZAEVİNDE Tutuklanan Fatma Bora Koçaş’ın MS hastası olduğu öğrenildi. Koçaş, mahkemede buna ilişkin “Sabah evimden hastaneye giderken gözaltına alındım. Adli Tıp hekimi nöroloji ve beyin cerrahi hekimine götürülmemi raporuna yazmasına rağmen götürülmedim. Gözaltına alındıktan sonra MS atağı geçirmekteyim. Görme ve duyu kaybım vardır. Kaçarken yakalanmam söz konusu değildir” diye konuştu. BMC işçisi çözüm bekliyor 11 aydır paralarını alamadıkları gerekçesiyle iş bırakan, Ankara ve İstanbul’da eylemler yapan BMC işçileri, seslerini dün de İzmir’de, Konak Alanı’nda duyurmaya çalıştı. Topluluk adına konuşan Hümmet Pintiler, BMC çalışanlarının bugünlerde akrabalarının yanlarında çaycılık, inşaat işçiliği yaptığına dikkat çekerek “BMC işçileri meslek sahibi insanlar, ancak mesleğimizi yapamıyoruz. Şirket yönetiminin BMC’nin geleceği hakkında açıklama yapmasını bekliyoruz” diye konuştu. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) Eylemi gerçekleştiren ve Suriye’ye kaçan iki kişinin bu ülkede gözaltına alındığı öğrenildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı terör ve istihbarat daire başkanlıklarının yaptığı çalışma sonucu, iki kişinin Suriye’deki bir kentteki adresleri belirlendi. TEM ekipleri, bu iki kişiye Özgür Suriye Ordusu üyelerinin yardımıyla operasyon düzenledi. Operasyona MİT ve jandarmanın da destek verdiği öğrenildi. İki Suriyelinin yakalandığı yerin muhaliflerin kontrolünde olduğu öne sürüldü. Bu iki kişinin Suriye istihbarat örgütü El Muhaberat’tan saldırı için para aldığı iddia edildi. Muhaberat’tan ‘Elpara aldılar’ iddiası ANKARA KESK’e yönelik son DHKPC operasyonu kapsamında serbest bırakılan 21 kişiden 8’i hakkında savcının itirazı üzerine tutuklama kararı verildi. Tutuklananlardan hemşire Saniye Dinçer’in öğretmen eşinin de iki hafta önceki operasyonda tutuklandığı ortaya çıktı. Saniye Dinçer’in yüzde 46 oranında özürlülük raporu olduğu öğrenildi. Memur çiftin tutuklanmasıyla 10 yaşlarındaki kızları ortada kaldı. Türkiye genelinde geçen ay 167 kişiyi kapsayan operasyonlar yapılmış, Ankara’da 33 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 9’u tutuklanmıştı. 21 kişi ise serbest bırakılmıştı. Ankara TMK Savcılığı, serbest kalan isimlerin tutuklanması için mahkemeye itiraz etmişti. TMK Hâkimliği de bu kapsamda 21 kişiden 8’i hakkında yakalama kararı çıkardı. Tutuklama kararının altından bir aile dramı çıktı. Tutuklanan Öztürk’ün öğretmen eşi Dinçer Öztürk geçen operasyonda tutuklanmıştı. Öztürk çiftinin tutuklanmasıyla 10 yaşlarındaki kızlarının ortada kaldığı öğrenildi. Küçük kızı, çiftin yakınlarının aldığı ifade edildi. Saniye Öztürk’ü, iki hafta önce serbest bıra kan aynı hâkim, gerekçe olarak şüphelinin yüzde 46 oranında özürlü olduğuna ilişkin raporunu göstermişti. Büro Emekçileri Sendikası üyesi olduğunu söyleyen Serpil Toksoy, serbest bırakılmasını isterken “Hasta anneme bakmaktayım” dedi. Ancak, hâkimlik tutuklamadan geri adım atmadı. Öte yandan, soruşturma kapsamında 70’e yakın memurun şüpheli sıfatıyla Emniyet’e ifadeye çağrıldığı öğrenildi. Esenyurtaki çadır yangını İşçiler unutulmadı İstanbul Haber Servisi İşçi Ölümlerine Son Platformu üyeleri, Esenyurt’ta 11 inşaat işçisinin yaşamını yitirdiği çadır yangının yıldönümünde, olay yerine kırmızı karanfil bıraktı. Grup adına basın açıklamasını yangında eşini yitiren Selma Yağal, kucağında 4.5 aylık oğlu Ahmet ile birlikte yaptı. Yağal, işçilerin hayatını MarmaraAVM’nin denetimsizliği nedeniyle kaybettiğini iddia etti. Yağal, “Ölümlerinin ardından ne hükümet, ne meclis ne de bu inşaatın sorumluları hiçbir açıklama yapmadılar, harekete geçmediler” dedi. Yağal, olayla ilgili gerçek sorumluların yargılanmasını istedi.