02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] ‘Üstüme şunu yapmazsan, kariyerini bir boşanma davasıyla yıkarım’ tehdidi savuran çiftler gibiyiz. Bask ülkesi küçüktür. Ayrılsa da tek başına var olamaz. Fransa yanındaki Basklarla bütünleşmesi gerekir ki bu zor. Ancak Katalonya başka. İspanya Katalonya olmadan var olamaz. Katalonya büyük bir endüstriyel güç. Nüfusu da 6 milyon. Az değil.” Yani kopma tehdidi var, öyle mi? “Ee var tabii. Yakın dönemde olmasa dahi var!” Ama baskın görüş bunun kolay olmadığı, AB’ nin buna yeşil ışık yakmayacağı şeklinde... “Doğrudur. Hukuken kopuş olanaksız. Katalanlar bunu tek taraflı yapamaz. Bir birlikteyseniz, birliği bozmak için tüm diğer üyelerin de rızasını almanız gerekir. Dolayısıyla konu (referandumla) sadece Katalanlara sorulamaz. İspanya genelinde referandum yapmak gerekir. Tek taraflı referandum ise legal olmayacağı için muhtemelen Avrupa bunu kabul etmez. Ancak bir kez ok yaydan çıkınca, böyle şeylerin nasıl biteceği belli olmaz.” İtalyan Büyükelçi Scarante, Türk vatandaşlarına vizenin son bulması gerektiğini söyledi Avrupa vizeyi kaldırsın ÖZGÜR ULUSOY ‘Sol, Bütünlüğü Savunmalı’ “İspanya’nın en popüler filozofu” Fernando Savater’le Madrid’de kitaplarıyla çevrili evinde sohbet ediyoruz. Denemeler, tiyatro oyunları, roman, öykülerden oluşan 50’nin üstünde eseri olan, İspanya’nın prestijli sosyalsiyasi analiz dergisi “Anahtarlar/Claves”i yöneten ve “El Pais” gazetesine yazılar yazan İspanya’nın ünlü düşünce adamı; bir Kolombiya gezisi öncesinde beni evinde kabul ediyor. Söz Kolombiya’dan açılınca; Kolombiyalı yazar Garcia Marquez’i anmadan edemiyoruz. Savater, “Alzheimer” yüzünden artık yazamayan ünlü yazarla en son bir yemekte buluştuğunu, ancak koca Marquez’in yemekte uyuyakaldığını anlatıyor… “İspanya’nın iki büyük baş belası var: Biri Katolik kilisesi, diğeri de ayrılıkçı yerelcilik ve milliyetçilik” diye konuşan Savater’le görüşmemizin devamı şöyle: İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Gianpaolo Scarante, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye uyguladığı vize konusunda temel hedeflerinin vize işlemlerini kolaylaştırmak ya da iyileştirmek değil vizenin tamamen kaldırılması olduğunu, bunun Avrupa açısından da doğru bir karar olacağını söyledi. İstanbul’daki Venedik Sarayı’nda Türkiye ile İtalya arasındaki kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirmeye yönelik “İtalyan Ufukları 2013” programını tanıtan Scarante, gazetecilerin vize konusundaki sorularını da yanıtladı. İtalya’nın Türkiye’ye vize uygulamasının kaldırılması konusunda tutarlı bir çizgi izlediğini, eski Dışişleri Bakanı Frattini’nin Brüksel’de bunun öncülüğünü yaptığını anlatan Büyükelçi, “Amacımız vizenin kaldırılması, vizenin kaldırılması kaçak göç riski yaratmaz” dedi. Türk vatandaşlarının Schengen’den muaf tutulmasını istediklerini kaydeden İtalyan Büyükelçi, İtalyan diplomatik u Büyükelçi Scarante, iyileştirme, yumuşatma değil, vizenin toptan kaldırılmasını hedeflediklerini vurgularken “Türkiye’nin ikinci sınıf bir durumda kalmasını istemiyoruz. İsmini vermek istemediğim bazı Balkan ülkeleri var. Türkiye ile karşılaştırılmaları mümkün değil” ifadelerini kullandı. misyonlarına gelen başvurularda da talep olmasa bile uzun süreli vize vermeye çalıştıklarını, işlemleri kolaylaştırmak için İtalya, Hollanda ve Almanya olarak ortak vize büroları başlattıklarını kaydetti. Ancak vizede aracı formüllerden hoşlanmadıklarını, iyileştirme, yumuşatma değil, vizenin toptan kaldırılmasını hedeflediklerini yineleyen Scarante, “Türkiye’nin ikinci sınıf bir durumda kalmasını istemiyoruz. İsmini vermek istemediğim bazı Balkan ülkeleri var. Türkiye ile karşılaştırılmaları mümkün değil. Uygulama adilane olmalı” diye konuştu. İtalyan Büyükelçi bu çerçevede Brüksel’deki girişimlerinin sürdüğünü sözlerine ekledi. B itirmek istiyorsanız diyalog realistik’ Büyükelçi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Şanghay Beşlisi ile ilgili çıkışına yönelik sorumuzu, “Ne kendi ülkem İtalya ne Türkiye için Avrupa’sız bir gelecek hayal etmek zor. Avrupa hem geçmişinizin hem geleceğinizin parçasıdır. Bu yüzden Avrupa’ya gerçek bir küresel alternatif bulmak zor” diye yanıtladı. İtalyan Büyükelçi, Kürt sorununun çözümünde görüşme süreci için, ilkesel olarak diyaloğun olumlu olduğunu, İtalya’nın da uzun süre terörden çektiğini, bununla birlikte askeri çözümün çoğu zaman mümkün olmadığını vurguladı. Scarante “Eğer bitirmek istiyorsanız diyalog realistiktir” dedi. ‘B üyükelçi Scrante, “Orizzonti Italiani” (İtalyan Ufukları) çerçevesinde bu yıl planlanan 60 farklı etkinlikle, mutfak ve moda gibi geleneksel yaklaşımların yanı sıra İtalya’yı daha yenilikçi bir gözle tanıtmayı hedeflediklerini anlattı. Bu çerçevede İtalyan müziği, hem klasik hem çağdaş İtalyan sineması ve İtalyan sanatından örnekler, yıl içinde Türkiye’de seyirciyle buluşacak. Fellini’nin ölümünün 20. yılı çerçevesinde de bazı etkinlikler düzenlenecek. Ravenna mozaiklerinin çok iyi röprodüksiyonları İstanbul ve Gaziantep’te sergilenecek. Arap Baharı olarak adlandırılan isyanlar başta olmak üzere Akdeniz’de kadının rolü konusunda bir toplantı düzenlenecek.  İtalyan Ufukları Türkiye’nin dış yardımları eleştiriliyor Dış Haberler Servisi İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, Avrupa Birliği (AB), Japonya ve ABD dış yardımlarını azaltırken, Türkiye ve Güney Kore gibi ülkelerin dış yardımlarını artırmasına dikkat çekti. Gazete, Türkiye’nin 2011’de 1.3 milyar dolarlık yardım yaptığını belirttiği haberinde, Türkiye’nin AB ve uluslararası kuruluşlardan yardım alırken dış yardımlarda bulunmasının eleştirilere konu olduğunu yazdı. Guardian, Türkiye’nin dış yardımlarını daha çok tarihsel bağları olan Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlar’daki İslam ülkelerini desteklemek için kullandığını, ancak son yıllarda Afriya’ya uzandığını, Haiti’ye de yardım yaptığını yazdı. Haberde daha sonra, “Ancak Türkiye, hâlâ AB ve kalkınma kuruluşlarından çok yardım alan bir ülkeyken, yurtdışında para harcadığı için ateş altında” denildi. Guardian, İngiltere Parlamentosu’nun “görece zengin” Türkiye’ye yardımın sürdürülmesinin yoksul ülkelere desteği baltaladığı yolundaki raporuna da değindi. (Fotoğraflar: AFP/AP) öldürülen muhalif lider Beleyid’in cenaze töreni sırasında ve sonrasında olaylar çıktı. Beleyid’in eşi ve kızı gözyaşı döktü. Tunus’ta ‘Ortak aidiyeti yitirdik’ Bask, Katalan sorununda gelinen nokta nedir? “İkisi de giderek bileniyor. Katalonya’da da, Bask bölgesinde de çoğunluk ayrılıkçı değil. Ama (yerel) milliyetçiler çok faal. Ekonomik krizden istifade ederek Katalonya’da sürekli ‘Biz İspanya ekonomisine aldığımızdan çok veriyoruz’ propagandası yapıyorlar. Oysa böyle bir şey yok. Vergileri, bölgeler değil vergi mükellefleri öder. Zengin mükellef, Katalonya’da da, Endülüs’te de çok öderken, fakir az öder. Gerçek şu ki biz ‘bien comun’ deyimiyle ifade edilen ‘kamu yararı, ortak refah, ortak değerler ve ortak aidiyet’i yitirdik. ‘Bien comun/ ortak yarar’ dendiğinde bu hemen Frankist, diktatoryal bir çağrışım yapıyor. Frankizmin bir mirası bu. Franko sürekli ‘İspanyol bayrağı’ ve ‘bölünmez bütünlük’ten söz ettiği için, bu kavramlar aşındı. Biz solda belli bir kesim.. (iç savaş öncesindeki) Cumhuriyetçi İspanya’nın da ‘ortak bir İspanya fikrini’ savunduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Cumhuriyetçiler evet, demokratik, çoğulcu bir İspanya’yı savunuyorlardı ancak savundukları İspanya ‘bir İspanya’ idi; ‘50 İspanya’ değil. 1931’deki Cumhuriyet anayasasında ‘yerel dillere saygı duyulacaktır, resmi dil tektir’ deniyordu. Demokratik 1978 anayasasında da ‘bölgesel dillere saygı duyacağız’ ifadesi kullanılırken aynı tutum yansıtılıyor. Ancak bu yapılırken kimse ortak dilin yok edileceğini varsaymamıştı...” Sol için kötü dönem İspanya’da ben Felipe Gonzalez’in parlak zafer dönemlerinde yaşadım. O Felipe sosyalizminden geriye ne kaldı? “O günler geride kaldı. Sol, her yerdeki gibi kötü bir dönem yaşıyor. Zira bir başınıza konulara hâkim olmanız mümkün değil, genel bir çerçeve var. Bu sebeple solun bugün devrimci söylemlere sahip çıkması olanaksız. Daha iyi yönetim, siyasi yozlaşmaya karşı şeffaflık, kamu hizmetlerine ağırlık vermek, eşitliği önemsemek gibi konulara bugün odaklanabilir sol.” Az mı? “Değil tabii. Kamu hizmeti, ekonomik kaynakların yeniden dağıtılmasından başka bir şey değil. Güney Amerika’ya sık seyahat eden bizler, bunu net görüyoruz. Güney Amerika’da toplu taşımacılık yok. Bogota periferisinde yaşayan biri, şehre otobüsle gidip gelemediği için metropolde çalışmak şansına sahip olamıyor. Solun tüm bunları önemsemesi gerekiyor. Ancak (gelişmiş) İspanya’da durum farklı. Burada solun o eski gücü yok. Halkın coşkulu desteğini sol arkasında bulamıyor. Tutkuları yeniden harekete geçirmek için demagojik biçimde yerel milliyetçiliklere yanaşıyor. Ancak bu da partiyi batırıyor. İşbaşındaki muhafazakâr Rajoy hükümetinin kemer sıkma politikalarından ötürü destek yitirdiği dönemde, sosyalistler çıkış yapamıyor.” Neden? “Ülkenin nabzını tutamıyorlar. Başbakan Rajoy krizin üstesinden gelemiyor ama (eski sosyalist başbakan) Zapatero İspanya’nın krize girdiğini dahi fark etmemişti. İnsanlar bunu unutamıyor. İspanya’da çoğunluk, monolitik/tek kalıptan çıkmış bir merkeziyetçi ülke arzu etmiyor. Ama aynı çoğunluk ülkeyi de yitirmek istemiyor. Uyumla bütünleşen bir ülke istiyorlar. Sol, bu bütünleşmeyi yaratmanın mücadelesini vermeli.” Sürecek. Dış Haberler Servisi Irak’ın başkenti Bağdat’ta Şii semti Kazımiye’de pazaryerlerinde 4 bombalı araçla düzenlenen saldırılarda 17 kişi hayatını kaybederken, 45 kişi yaralandı. Kurbanların tümünün sivil olduğu açıklandı. Yaklaşık bir saat sonra da Hillah vilayetinin Şii semti Şomali’de 2 bombalı araç patlayınca 14 kişi öldü, 26 kişi yaralandı. Saldırıların Sünni militanlar tarafından düzenlendiği tahmin ediliyor. Dış Haberler Servisi Suriye’nin Hama kentinde bir askeri fabrikanın yakınındaki otobüs durağında meydana gelen patlamada 54 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü’nün açıklamasına göre patlayıcı yüklü bir minibüsün, çalışanlar otobüs durağında beklediği sırada infilak ettiği belirtildi. KAHİRE (AA) İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a, İran’ın Kahire’deki çıkarlarını koruma bürosu başkanı Mücteba Emani’nin evininin bahçesine girdiği sırada, bir kişi saldırı girişiminde bulundu. Saldırgan etkisiz hale getirildi. Ahmedinejad, geçtiğimiz hafta Kahire’de Suriyeli bir gencin ayakkabılı saldırısına maruz kalmıştı. Irak’ta patlamalar: 31 ölü Dış Haberler Servisi Tunus’ta öldürülen muhalif solcu lider Şükrü Beleyid’in cenaze törenine on binlerce kişi katılırken, mezarlığın dışında polisle gösterici gençler arasında çatışma çıktı. Polis protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanırken, göstericilerin taşla karşılık verdiği ve çevredeki arabaları çalmaya çalıştığı öğrenildi. Tunus’ta yayın yapan özel Nessma televizyonunun haberine göre, cenaze töreni sırasında polis helikopterleri mezarlığın üzerinde uçtu ve polisin attığı bazı gaz Beleyid’in cenazesinde çatışma bombaları mezarlığın içine düştü. Başkent Tunus’taki cenaze törenine katılanlar hükümet aleyhtarı sloganlar attı ve gençlerin taş atmasını engellemeye çalışanlar görüldü. Gafsa kentinde de belediye başkanlığının önünde tem sili bir cenaze töreni düzenleyen grup polisle çatıştı. Protestocular arasında avukatlar ve hâkimlerin de bulunduğu öğrenildi. 48 yaşındaki Beleyid, geçen çarşamba günü işe giderken evinin önünde arkadan kurşunlanarak öldürülmüş, saldırgan motosikletle kaçmıştı. Beleyid’in öldürülmesini protesto amacıyla, sendikaların çağrısı üzerine dün genel greve de gidildi. Beleyid’in öldürülmesinden sorumlu tutulan iktidardaki En Nahda Partisi suçlamaları reddediyor. Suriye’de saldırı: 54 sivil öldü Los Angeles’ta insan avı Dış Haberler Servisi ABD’nin Los Angeles kentinde polis teşkilatına savaş açma tehdidinde bulunan bir eski polis, 5 kişiyi vurup 3’ünü öldürdükten sonra kayıplara karıştı. Los Angeles polisi, “polis üniformalı herkesi ve ailelerini, asimetrik savaş açmakla” tehdit eden eski polis Christopher Dorner’ın yakalanması için insan avı başlattı. Yüzlerce polisin kapı kapı arama yaptığı operasyon sürerken, polis yanlışlıkla açtığı ateş sonucu iki masum insanı yaraladı. Dorner’ın yanmış otomobili ise Los Angeles yakınlarındaki Büyük Ayı Gölü civarında bulundu. Aynı zamanda eski ordu mensubu olan 33 yaşındaki Dorner’in, 2009’da polis teşkilatından atılmasına tepki gösterdiği bildiriliyor. Dorner önce 28 yaşındaki Monica Quan ve 27 yaşındaki nişanlısı Keith Lawrence’ı, daha sonra da bir polisi öldürdü. Artık avukatlık yapan eski başkomiser Randal Quan’ın kızı olan Monica Quan, işten çıkarıldıktan sonra Dorner’ın davasına bakmış ancak davayı kaybetmişti. İnternette yayımladığı 20 sayfalık manifestoda, polis teşkilatından kovulmasına sabep olduğuna inandığı herkesi hedefi olarak gördüğünü bildiren Dorner, polis teşkilatını ırkçılıkla ve aşırı güç kullanmakla da suçladı. Yalan ifade verdiği gerekçesiyle işten çıkarılan Dorner, bir polis memurunu, şizofren bir adamı tutuklarken tekmelemekle suçlamıştı. Ahmedinejad’a yine saldırı Dorner. İspanya’da ayrılıkçılık tehdidi var mı? “Bölgeler arası karşıtlaşma yeterince büyük rahatsızlık zaten. Katalanların, diğer bölgelere kendilerini soyuyorlarmış gibi bakmaları, ülke gerisinin de onlara hasmane yaklaşmaları yeterince sevimsiz. Kopmayla sonuçlanmasa bile, bu artık içimize girdi bir defa. Üstüne sürekli ‘Şunu bana vermezsen giderim haa!’ şantajı eklenince; durum hepten tatsızlaşıyor. Bölgesel şantaj
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear