17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER Çemişgezek’te AKP’li başkanı şikâyet etmek isteyen muhtarlar karakola dolduruldu AB Açık Söylemişti Dün, bir dostum çok konuşulan, az tanınan Şanghay Beşlisi ile ilgili şu soruyu sordu: Şanghay Beşlisi ile Üç Silahşorlar arasında ne benzerlik vardır? Hiç duraksamadan yanıtını da kendi yapıştırıverdi: Birine “beşli” derler, oysa altılıdır; öbürüne “üç” derler, oysa dörttür. Neyse bizim de Başbakan gibi “Şanghay Beşlisi” derken asıl kastettiğimiz AB idi. Başbakan son zamanlarda, AB’den fazlasıyla şekvacı, bizi oyaladıkları, üyeliğimizi sürekli savsakladıklarını söylüyor. Cumhurbaşkanı da kendisine hak veriyor. Hatta ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu da Sosyalist Enternasyonal’in Portekiz’in Cascais kentinde yapılan toplantısında Tayyip Bey’e şöyle arka çıkıyor: AB bizi oyalıyor, başka ülkelere koşmadığı koşulları bizim için koşmaya başlıyor. Balık hafızalı bir toplum olduğumuz için kimse de durumu yadırgamıyor. Oysa AB’nin tutumunda şaşacak bir yan yok. AB bütün bunları çok değil, sekiz yıl kadar önce, açık açık dile getirmiş, kâğıda dökmüş, sonra şimdi yakınan Tayyip Bey’e de imzalatmıştı. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Şöyle 2004 yılı Aralık ayına uzanalım. Başbakan Tayyip Erdoğan Türkiye’nin üyelik müzakereleri için tarih almak üzere beraberinde geniş bir heyetle Brüksel’e uçmuştu. HHH Beklenti, Türkiye’nin tam üyeliğe giden yolda, son düzlüğe girmesi, üyelik müzakerelerinin başlaması ve makul bir süre sonra da üyeliğin gerçekleşmesiydi. Gerçi, bizim de aralarında bulunduğumuz kimileri, AB’nin Türkiye’yi içine almaya fazla niyetli olmadığını, bu muhalefetin yalnızca siyasetçilerden değil, aynı zamanda Fransa ve Almanya gibi kimi ülkelerin kamuoyundan da kaynaklandığını, ayrıca, Türkiye’nin iktidarının demokratik olmayan yapısı dolayısıyla, Avrupa’dan gittikçe uzaklaştığını söylemekteydiler. Ama o sırada Avrupa rüzgârları esmekte ve bu uyarılarda bulunanlar bozguncu olarak görülmekteydi. Tayyip Erdoğan ise o zamanlar Türkiye’yi Avrupa’ya sokacak lider rolüne soyunmuştu. Ne zaman ki, 17 Aralık 2004’te Başbakan’ın önüne AB’nin metni kondu, iş anlaşıldı. Öylesine soğuk bir duş etkisi yapmıştı ki metin, Türk delegasyonu içinden, “bunu kabul etmeyelim, metni imzalamayalım” diyenler çıkmıştı. Hatta CHP’nin bir önceki genel başkanı Deniz Baykal, bu koşullar altında metni imzalamadığı takdirde, Başbakan’a destek vaat etmişti. HHH Kısaca AB, Başbakan’ın altına imzasını koyduğu belgede Türkiye’ye, daha önceki müzakere süreçlerinde öbür adaylara getirilmemiş bazı sınırlamalar getiriyordu. Her şeyden önce, müzakerelerin ucunun açık olduğu hususu, daha önceki adaylarda yapılmadığı halde, burada özellikle vurgulanıyordu. Her bir faslın açılması için bütün üyelerin oluru aranacaktı. AB’nin ana esprisini oluşturan serbest dolaşım hakkının Türkiye’ye tanınmayacağı belirtiliyor, bunun dışında da başka bazı kalıcı derogasyonlar olabileceği de belirtiliyordu. Ayrıca süreç sonunda adaylık diğer üyelerin yeniden onayına sunulacaktı. Kısacası Türkiye’ye şu söyleniyordu: Arkadaş sana müzakere süreci veriyoruz, ama sonuç için bir garanti yok. Başkalarına getirmediğimiz koşulları sana getiriyoruz. Kararını ona göre ver! Bu koşullar karşısında Türkiye’nin Avrupa’ya şu yanıtı vermesi beklenirdi: Non merci! Ama öyle olmadı. Tayyip Bey bu koşulları kabul etti, metni imzaladı, Türkiye’de de “Avrupa’ya giriyoruz” diye bayram ilan edildi. Her şey açık seçikti. Avrupa 17 Aralık 2004’te bizi öbür üyelerle eşit şartlarla birliğe almayıp oyalayacağını açıkça söylemiş ve şartları da Türkiye’ye imzalatmıştı. Kimse bir şeyi saklamamış, her şeyi açık açık söylemişti. Şimdi Türkiye neden şikâyet ediyor, doğrusu anlayabilmiş değilim. Dilekçe operasyonu! AYKUT KÜÇÜKKAYA Tunceli’ye bağlı Çemişgezek ilçesinde köy muhtarları, AKP’li Belediye Başkanı Metin Levent Yıldız hakkında şikâyet dilekçesi vermek isteyince savcıpolis marifetiyle ilçede evler ve dükkânlar basıldı, “suç delili” dilekçelere AKP Genel Merkezi’ne ulaşmadan el konuldu. “Mezhepsel ayrımcılığı körükleme suçlamasının” da yer aldığı (AleviSünni ayrımcılığı) şikâyet dilekçeleri ilgili makamlara ulaşamazken belediye başkanı muhtarlardan “şikâyetçi” oldu. Muhtarlar hakkında hakaret ve iftira suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Tüm bu yaşananlar ilçede 14 saat içerisinde gerçekleşti. Bir anda belediye başkanı, savcı ve polisi karşılarında gören, şüpheli olarak karakolda, adliyede ifadeleri alınan muhtarların büyük çoğunluğu adli emanete alınan şikâyet dilekçelerindeki imzalarınımühürlerini geri çektiklerini beyan etti. Köy Muhtarları Derneği Başkanı Ali Haydar Polat’sa imzasını geri çekmeyerek ifadesinde, “Bizi nüfuzunu kullanarak baskı ve korkuyla sindirmeye çalışıp anayasal teminat altında olan dilekçe verme hak u Çemişgezek’teki köy muhtarları AKP’li belediye başkanını AKP Genel Merkezi’ne şikâyet etmek isteyince evler ve dükkânlar basıldı, savcıpolis eliyle ‘suçlu dilekçelere’ Ankara’ya gitmeden el konuldu. Şüpheli sıfatıyla gözaltına alınan muhtarların çoğu adliyede şikâyetlerini geri çekmek zorunda kalırken, savcılık muhtarlar hakkında iftira suçlamasıyla soruşturma başlattı. kını elimizden almaya çalışan belediye başkanı hakkında davacıyım” dedi. Ancak savcılık adli emanete alınan dilekçedeki iddialarla ilgili belediye başkanının evrakını soruşturma dosyasından ayırma kararı aldı. Cumhuriyet’in ulaştığı “savcılıkpolis dosyasıyla ifade tutanaklarına” göre yaklaşık iki hafta önce “1819 Ocak 2013” tarihlerinde Çemişgezek ilçesinde yaşanan olaylar özetle şöyle gelişti: 4 18 Ocak 2013, Saat 21.50: Çemişgezek Polis Merkezi Amirliği’ne giden AKP’li Belediye Başkanı Metin Levent Yıldız mağdurşikâyetçi sıfatıyla şu ifadeyi verdi: “Bugün yani 18 Ocak 2013 günü saat 18.00 sıralarında Cebe Köyü Muhtarı İsmail Acun benim yanıma gelerek ‘Sarıbalta Köyü Muhtarı ve Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Haydar Polat’ın kendisine tüm muhtarların imzalaması gereken bir evrakın İsmail Öztürk’e ait markette olduğunu, gidip imzalaması gerektiğini söylediğini, evrakın gideceği makamların AKP Genel Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Tunceli Valiliği’ne gönderileceğinin yazılı olduğunu söyledi. Bu yapılan iftira ve karalama eyleminin delili olan yazılı metnin yok olmadan ivedi olarak bulunmasını...” 4 18 Ocak 2013, Saat 23.30: Belediye başkanının şikâyeti nöbetçi savcı Alparslan Türkmen’e iletilir ve savcının talimatı üzerine İsmail Öztürk’e ait işyeri adresiaraç tespiti, Ali Haydar Polat’ın ikamet adresiaraç tespiti yapılarak polis tarafından tutanak düzenlendi. 4 19 Ocak 2013, Saat 11.30: Çemişgezek Sulh Ceza Mahkemesi’nce “suçta kullanıldığı iddia edilen tüm köy muhtarları adına imzaya açılmış belgenin ele geçirilmesi halinde söz konusu belgeye CMK’nin 127. maddesi gereğin ce el konulmasına” karar verildi. 4 19 Ocak 2013, Saat 11.50: Arama ve El Koyma Tutanağı’na göre, Sarıbalta Köyü Muhtarı Polat’ın Öztürk’ün işyerine bıraktığı “dört adet dilekçeye” el konuldu. Tutanakta dilekçelerle ilgili aynen, “1 Üzerinde Başbakanlık Makamına Ankara, 2 Üzerinde İçişleri Bakanlığı Ankara…, 3 Üzerinde Valilik Makamına Tunceli…, 4 Üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı’na Ankara başlığı bulunan zımbalı iki sayfalı 16 imzalı 14 adet mühürlü dilekçe…” diye yazıldı... 21 Ocak 2013 tarihinde Belediye Başkanı Yıldız bu kez Çemişgezek Cumhuriyet Savcılığı’na avukatı aracılığıyla başvurarak muhtarlardan şikâyetçi oldu. 24 Ocak’ta savcılık hakaret ve iftira suçlamasıyla muhtarlar hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı Ebru Kavas, muhtarların ve avukatlarının dosyayı incelemelerine ve dosyadan örnek almalarına soruşturma sonuna kadar kısıtlama getirilmesini talep etti. Ancak bu talep reddedildi. Savcılık soruşturma başlattı Genç sosyalist Talegon’dan liderlere ‘kriz döneminde abartılı harcama’ eleştirisi ‘Sosyaliste yakışmıyor’ u Sosyalist Enternasyonal’ın son gün toplantısında kürsüye çıkan Uluslararası Sosyalist Gençlik Birliği Genel Sekreteri Beatriz Talegon, sosyalist liderlerin lüks alışkanlıklarını eleştirerek, ‘’Burada 5 yıldızlı otelde kalmak, lüks arabalara binmek şu kriz durumunda hiçbir sosyaliste yakışmıyor’’ dedi. CASCAİS (AA) Portekiz’in Cascais kentinde düzenlenen Sosyalist Enternasyonal (SE) konsey toplantısında konuşan, Uluslararası Sosyalist Gençlik Birliği Genel Sekreteri Beatriz Talegon, “abartılı harcamalarından” dolayı dünyadaki sosyalist liderleri eleştirdi. Dünyadaki 160 kadar sosyalist görüşlü siyasi partinin üyesi olduğu SE’nin 2 gün süren kongre toplantısının son gününde İspanyol genç sosyalist Beatriz’in sözleri dikkati çekti. Söz sırası geldiğinde kürsüye çıkan Beatriz, “SE’nin gençlik grubu olarak biz nereye gidersek ya arkadaşlarımızın evinde ya da 5 yıldızlı olmayan hangi otel denk gelirse orada uyuyoruz. Burada 5 yıldızlı otelde kalmak, lüks arabalara binmek şu kriz durumunda hiçbir sosyaliste yakışmıyor. Biz sosyalist genç Büyükerşen’e destek n ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma sonrası, Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve belediye çalışanlarına yurt genelinden destek ve geçmiş olsun ziyaretleri devam ediyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni son olarak CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ziyaret etti. Kaleli, Büyükerşen’in yaptıklarını yalnızca Eskişehirlilerin değil, tüm Türkiye’nin bildiğini belirtti. Tanık ise Büyükerşen’in hem akademik hem de yerel yönetim kariyeri boyunca çok başarılı bir isim olduğunu söyledi. Umut Oran etik komite, Loğoğlu Suriye grubu üyesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı Sosyalist Enternasyonal toplantısında CHP yeni sorumluluklar üstlendi. Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran Sosyalist Enternasyonal Etik Komite üyeliğine seçildi. Suriye İçin Çalışma Grubu’nda da CHP’yi Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nun temsil etmesi kararlaştırıldı. Sosyalist Enternasyonal toplantısı Başkanlık Divanı gündemindeki konuları görüşürken bazı görevlendirmeler yaptı. Portekiz’deki toplantıda 45 Şubat günleri, “Dünya Ekonomisi: Büyüme, İstihdam ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bizim Vizyonumuz” üst başlığı ile yapılan toplantıda, “Avro Bölgesi Krizi: Bu noktadan ileri doğru nereye?”, “Büyüyen ve gelişen ekonomilerde uluslararası çok taraflı kurumlarda krizden çıkış stratejileri” ele alındı. ler olarak ne IMF, ne Avrupa Merkez Bankası ne de 5 yıldızlı otellerde toplanan sosyalistlerin yanındayız. Sizlerin de artık alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerektiğine inanıyoruz” dedi. “Dünya ekonomisi: Büyüme, İstihdam ve Sürdürülebilir Kalkınma için Vizyonumuz” başlıklı toplantıdaki konuşmasında, İspanya’da, Yunanistan’da, Portekiz’de ekonomik krize karşı sokaklara çıkan insanların “sosyalizm veya demokrasi için işlerini, evlerini, yaşam kalitelerini kaybettikleri için gösteri yaptıklarını” kaydeden İspanyol genç sosyalist, “Sizin bunlardan bile haberiniz yok. Çıkın biraz bu insanlarla birlikte gösteri yapın, dayanışma içinde olun. Birçok yoldaşımızın yardıma ihtiyacı var” şeklinde konuştu. ERDOĞAN’IN SUÇLAMALARINA YANIT İSTEDİ CHP’Lİ HALUK KOÇ’TAN ‘ANAYASA’ TEPKİSİ Eryılmaz: Bölen ‘Başbakan sabote Dört parti için hangi mezhep? eder durumda’ ANAYASA MAHKEMESİ suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin bazı partilerin mali denetimlerine ilişkin kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. Yurt Partisi’nin 2008 yılı kesin hesabının incelenmesinde gelir gider düzenmelerinin yasalara uygun yapılmadığını saptayan Anayasa Mahkemesi parti hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Anayasa Mahkemesi, benzer gerekçelerle Sosyaldemokrat Halk Partisi, Müdafaai Hukuk Hareketi Partisi ile Adalet Demokrasi ve Özgürlük Partisi hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. MEHMET ALİ SOLAK HATAY Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon programında “Almanya’da mezhebi noktada da Türkiye’yi bölmeye gayret eden bir yapılanma var ve Almanya bunu destekliyor. Bunu söyleyince de rahatsız oluyorlar” sözlerini CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, TBMM gündemine taşıdı. Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi veren Eryılmaz şu soruları yöneltti: “Mezhebi yapılanma derken hangi mezhebi kast ediyorsunuz? Bu yapılan madan ne zaman haberdar oldunuz? İma ettiğiniz yapılanma Türkiye’de hangi eksende mezhebi bir bölünme yaratmak istemektedir? Almanya’nın mezhebi eksen haricinde ülkemizi bölmeye yönelik tarafınızdan tespit edilen ne gibi faaliyetleri bulunmaktadır? Yaptığınız bu tespitleri hangi bilgi ve belgelere dayandırmaktasınız? Türkiye’nin bölünmesine yönelik çalışmalar yapıldığını iddia ettiğiniz bu örgütlenme ve Almanya’nın vermiş olduğu desteği içeren bilgi ve belgeleri kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyor musunuz?” ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, başkanlık sistemine geçilmesinin doğrudan bir rejim değişikliği anlamına geldiğini, CHP’nin buna hiçbir koşulda izin vermeyeceğini belirterek “Başbakan, anayasa hazırlık çalışmalarını doğrudan sabote eder durumdadır” dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının ardından açıklama yapan Koç, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın üç ülkeyi kapsayan Avrupa ziyaretinin toplantıda ele alındığını belirterek “Başbakan bir turizm acentası gibi. İsterseniz buna Tayyip Tur diyelim. Böyle bir seyahat organizasyonuyla eşi ve kızlarının refakatinde nafile geziler düzenlemeye başladı. Yolu baştan tıkayan sensin Sayın Başbakan. Gerçekleştiremeyeceğin siyasi şartların altına tüm uyarılara rağmen imza atan sensin” değerlendirmesinde bulundu. Yeni anayasa yapım çalışmalarının da değerlendirildiğini aktaran Koç, Erdoğan’ın “Bizim anayasamızda başkanlık sistemi da olacak” dediğini ifade ederek bunun bir dayatma olduğunu savundu. n BURSA (Cumhuriyet) Yunan işgalini sonlandıran mücadeleye katılan 14 askerin anısına yaptırılan ve Osmangazi Külliyesi içine dikilen “İstiklal Savaşı Şehitleri Anıtı”, kitabesinde Osmanlı’ya hakaret edildiği gerekçesiyle BBP ve AKP’nin başlattığı kampanyanın ardından kaldırıldı. CHP Bursa İl Başkanı Metin Çelik, “Kadim Osmanlı hükümeti nihayet bularak Hükümeti Cumhuriyetimiz teessüs (kurulmuş) etmiştir” cümlesinin neresi hakaret içermektedir? Özgürlük ve bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz aziz şehitlerimiz, bugün ülkemizin üzeri zifiri karanlık bulutlarla kaplı, bunları dağıtmak için var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz” dedi. Bursa’da anıt krizi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear